bence yanlis bir karar. sivas gecen senenin kadrosunu korudu ve bu sene geldigi durum ortada. biz bu sene yeni bir kadro kurduk ve asıl seneye bunun meyvesini gorecektik. bu sene iyi bir tecrübe oldu (ben bu kadarını beklemiyordum) fırsatta yakaladık ama olmadı..futbol bu.. yine hırsımıza yeniliyoruz.. hani hocayla gelecek sezonun planlamasi yapiliyordu? hani bu sene sampiyonluk hedefimiz yoktu..
Duyuru
Daraltma
Henüz duyuru yok.
Ersun Yanal İstifa Etti...
Daraltma
Bu konu kapanmıştır.
X
X
-
yaa bırakın ersun yanalı savunmayı napmıs yaa sene basından berı fener macından baska macmı ızledık tek kanattan gıtmeye calısıyo...cok yerınde bı karar ...bu zmnada gıtmesı dogru degıl dıyenlerde kayserıde 3 ledıkten sonramı rahatlıcaktınız acaba....cok sevındım ersun yanalı hala savunanlara dıyorumkı ya futboldan anlamıyosunuz...En son Badaloğlu tarafından düzenlendi; 28.04.2009, 11:50.İstanbul Yalakası Degil Memleket Sevdalısıyız...! бордовый-голубой
Ана Ивановић-VEFASPOR-Maria Yuryevna Sharapova......ARsHAVİn'Lİ...
Yorum
-
İlk olarak Eomer tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüleGöksu'yu benim izlememe gerek yok. Sürekli oynasın diyen sizsiniz.
Canla başla mücadele etmek yeterli bir özellikse -ki görüldüğü kadarı ile Göksu hakkında bildiğiniz tek şey bu- Hüseyin oynar orda.
Yattara'yı Selçuk'un pozisyonuna önerirken bir kez daha güldürdün beni vallahi. Sağolasın.
Gül bakalım bir soru da ben sorayım Yattara nerede oynuyordu bir anlatsana bana ??? Ya Selçuk ???RTE :" Kişilerin işlediği suçlardan dolayı Kurumlar cezalandırılmamalıdır " 22.03.2012
UNUTMA UNUTTURMA
Yorum
-
İlk olarak erkankoc tarafından gönderildi Gönderiyi görüntülecok hos oldu hemde...adam iki yildir ne verdi bize...sistem 0..kondisyon 0..bu adami tutsan ne olur...seneye gorecegiz aldigimiz puanla bu seneki puan farkini...fener gs bu kadar puan kaybetmese 5 .siradaydik..kimse kendini kandirmasin...gorende super sezon gecirdik sanicak
.............................................:hırr :hırr25# Alan Carlos Gomez da CostaNe Yönetimspor ne Tekkespor ...Alayina TRABZONSPOR !!!/ Rize Ardesenli
Yorum
-
Rahmetli Babamin bu Dünyada bana birakdigi en büyük Miras "ÖLÜMSÜZ TRABZONSPOR ASKIDIR".
Yorum
-
İlk olarak Fatih Bayrakdar tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüleGül bakalım bir soru da ben sorayım Yattara nerede oynuyordu bir anlatsana bana ??? Ya Selçuk ???
...Selçuk...Colman
Yattara...Umut...AlanSâhipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır!- Eomer -
Yorum
-
Biz, onlar ve başarı...
Türkiye'de her hafta bir teknik direktöre 'yol veren' spor medyasına sorsanız, bugün dünyada en iyi top oynayan takımın Barcelona olduğunu söyleyecektir. Peki, Rijkaard'ın göreve başladığı 2003-04 sezonunu hatırlayan var mı? Gelin hafızalarımızı tazeleyelim, belki bazı dersler çıkarırız.
Ligin henüz başındayız. Futbolsuzluktan muzdaribiz. Hal böyle olunca televizyon ekranlarında ve gazetelerde "bilirkişiler" saatlerce veya sayfalarca hep bir ağızdan bolca ahkam kesiyorlar: "Bu iş bu teknik direktörle gitmez! Falanca zaten yanlış tercih... 4-1-3-2 değil, 4-3-1-2 oynamalılar!"
Bunları, hayatlarında bir okul takımını bile çalıştırmamış olanlar söylüyor çoğunlukla... Yorumculuk veya yazarlık yapan teknik adamlar ise daha ılımlı. Onlar genellikle "zaman lazım" diyorlar.
Hiddink bu işi hiç bilmiyordu, Löw stajyerdi, Scala'nın beyni çürümüştü, Lucescu korkaktı, Del Bosque Yeniköy kasabıydı... Daum hoca falan değildi... Zeman'ın alakası yoktu... Rıdvan Dilmen yetersizdi... Fatih Terim şehir kırosuydu... ErsunYanal'a milli takım 2 beden büyüktü... Mustafa Denizli tembeldi... Şenol Güneş'in karizması yoktu!
Ekonomik sıkıntılarla boğuşan, en iyi oyuncusu Ribery'i elinden kaçıran, transfer yapamayan ve kimsenin inanmadığı takımı Ferhatlarla, Uğurlarla, Aydınlarla, Saidoularla, Sabrilerle kulüp tarihinin rekor puanını alarak şampiyon yapan Gerets bile bu ülkede tartışılıyor.
Teknik adamlar mı yetersiz? Medyanın bakış açısında mı tuhaflık var? Oturmamış futbol kültürümüzün parçaları mı çok dağınık?
* * *
Ne kadar ilginç! 2. Lig B kategorisinde yardımcı antrenör olmak için bile belli bir futbol geçmişinin üstüne çeşitli kursları bitirmek gerekirken yorumcu ya da yazar olmak için herhangi bir yeterlilik belgesi gerekmiyor.
Yılların birikimi, deneyimi, emeği iki dudağın arasından çıkan acımasız bir çift laf ile kolayca yerle bir edilebiliyor. Bu kadar basit işte.
Araştırmadan, yaşamadan, irdelemeden, sorgulamadan yapılan değerlendirmeler ne kadar sağlıklı olabilir ki?
İnanın bizim medya İspanya'da olsa Barcelona şu anki Barcelona olmazdı. Dünyanın en iyi futbol oynayan takımı daha doğmadan yok olmuş, parçalanmıştı.
* * *
Lütfen yazacaklarımı okuyun. Hepsi yaşanmış olaylar. Kendinize sorun. Bizde olsa ne olurdu diye?
* * *
Frank Rijkaard 2003-2004 sezonunda Barcelona'nın başına getirildi.
(Bizde olsa... İlk sözler muhtemelen şöyle olurdu: "Ne tecrübesi var ki? Daha 41 yaşında. Barcelona takımı ona fazla gelir. Hollanda'da geçen sene Sparta Rotterdam'ı küme düşürdü. Başka da kulüp çalıştırmadı. Bu nasıl tercih?)
Rijkaard'ın takımı ilk sezon beklenen futbol ve sonuçlardan uzaktı. Ligde ilk 7 hafta sadece 2 maç kazandılar. İlk 5 haftada 3 kez berabere kaldıktan sonra 6 ve 7. haftalarda Camp Nou'da üst üste Valencia'ya 1-0, Deportivo'ya 2-0 yenildiler.
Bundan daha kötüsü olabilir miydi? 7 maçta 12 puan kaybı ve evinde oynadığı 4 maçta tek bir galibiyet bile alamayan bir Barcelona! Puan cetvelinde averajla 11. sırada bir takım.
(Bizde olsa... Basın Rijkaard'ın ipini çoktan çekmişti. Yönetim de "Biz Ronaldinho'yu bile transfer ettik. Rijkaard bu takımı oynatamıyor. Biz ne yapalım?" diyerek medyanın gazıyla genç teknik adamı göndermişti.)
8 ve 9. haftalarda alınan galibiyetler baskı altındaki Rijkaard'a biraz nefes aldırdı. Camp Nou'da ilk galibiyet 9'uncu hafta 3-0'la ligin en zayıf takımı Murcia karşısında alındı.
Düzeliyormuş gibi görünen işler Kasım ayında iyice tepetaklak oldu. Villareal'e 2-1 yenilen Barcelona evinde Bilbao ile berabere kaldı. Ardından Malaga deplasmanında alınan 5-1'lik yenilgi tam bir hezimetti. Rijkaard'ın riskli oyun tarzı ile Barcelona dibe vurmuştu. Üstüne üslük Katalan ekibi bir sonraki hafta Real Madrid ile sahasında oynayacaktı. Rijkaard artık iyice tartışılıyordu. Ona inanan kaleler bile birer birer yıkılmıştı. Ancak, Başkan Laporta ve danışmanı Cruyff, Rijkaard'a güvendiklerini açıkladılar. Herkese, her şeye rağmen...
Olmadı! Barcelona sahasında ezeli rakibi Real Madrid'e de 2-1 yenildi.
15 maçta 5 mağlubiyet 5 beraberlik! Kaybedilen puan 25 ve üst üste hezimetler..
(Bizde olsa... Artık yazmaya gerek yok. Olanlar çoktan olmuştu zaten.)
17. hafta içerde 1-1'lik Celta Vigo beraberliği, 18. hafta Santander deplasmanında alınan 3-0'lık mağlubiyet. Takım artık düşme hattında ve Rijkaard hala görevde! Aman tanrım, bu ne sabır?
* * *
Laporta, UEFA kupası 4. turunda Celtic'e elenmelerine rağmen yine de Rijkaard'ı kovmadı. Onunla yaptığı ikili görüşmelere inandı. Yazılanlara, çizilenlere değil... Frank Rijkaard, başkana alınan sonuçlara en çok kendisinin ve futbolcularının üzüldüğünü söyledi. Çok çalıştıklarını ve hayalindeki futbolu kısa bir süre içinde oynayacaklarının garantisini verdi. Yüzyılın futbol adamı eski hocası Rinus Michels'in felsefesini, oyun stilini kendisine ilke edinmişti. Aynı ustası Cruyff'un yaptığı gibi...
Ne Joan Laporta ne de Frank Rijkaard günü kurtarmak için hareket etti. Basına, taraftara kulak asmadılar. Birbirlerine ve kendi doğrularına inandılar ve o "doğruları" hayata geçirebilmek için çok çalıştılar.
İşte Barcelona o günlerden bugünlere böyle geldi. İki yıl üst üste İspanya Şampiyonu oldular. Şampiyonlar ligini kazandılar, dünyanın en iyi futbol oynayan takımı oldular.
O günlerde kendilerine inanan çok az kişi vardı. Üzerlerinde baskı ve eleştiri ise çok fazlaydı.
Onlar çalışmaya ve istikrara inandılar. Doğru bildiklerini yaptılar.
İşte onların ve Barcelona'nın başarı öyküsünün özünde bu yatıyor.
Çok değil 3 yıl önce Barcelona'nın çok önünde olan Avrupa'nın en büyük kulübü Real Madrid ise bugün ezeli rakibini yakalamak için çırpınıyor. O günden bugüne Real Madrid'de Capello göreve gelen 6. teknik adam ve yüz milyonlarca euro harcanarak transferler yapıldı.
* * *
İyi bir yönetim, inanılmış hedefler, akılcı bir organizasyon, planlama, doğru insanlarla çalışarak tüm bunları hayata geçirme çabası, zaman, istikrar, ekonomik koşullardan maksimum verim alma, iletişim becerisi, baskılara karşı direnme gücü, bilimsellik ve işbirliği..
Aslında başarının zincirini oluşturan halkalar o kadar çok ki...
Hiçbir başarı plansız, programsız, emek sarfetmeden, çalışmadan, acı çekmeden elde edilmiyor.
Yani yazarlarımızın dediği gibi 4-1-3-2 ile falan bitmiyor iş... O kadar basit değil.
(Not:Barcelona o malum sezonu Valencia'nın ardından ikinci bitirdi.)
Güntekin ONAYTARAFTAR TARAF OLANDIR...TARAFTAR ALMAZ VERİR!...
Yorum
-
İlk olarak Faik Yılmaz tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüleErsun Yanalın Milli takımdaki Resmi Maç kariyeri…..
Dünya Kupası elemesi 18 Ağustos 2004 Belarusa 2-1 yenildik.
Dünya Kupası Elemesi 4 Eylül 2004 Gürcistan 1-1 berabere kaldık….
Dünya Kupası elemesi 8 Eylül 2004 Yunanistan ile 0-0 berabere kaldık….
Dünya kupası elemesi 9 ekim 2004 Kazakistan 4-0 yendik
Dünya Kupası elemesi 13 ekim 2004 Danimarka 1-1 berabere kaldık….
Dünya kupası elemesi 17 kasım 2004 Ukraynaya 3-0 yenildik……
Dünya kupası Elemesi 26 mart 2005 Arvavutluku 2-0 yendik
Dünya kupası Elemsi 30 mart 2005 Gürcistanı 5-2 yendik…..
Dünya kupası elemsi 4 haziran 2005 Yunasitanla 0-0 berabere kaldık…..
Dünya kupası elemesi 8 haziran 2005 Kazakistanı 6-0 yendik……
Normal şartlar altında 2. bile olamıyorken Yunanistanın Ukraynada Ukraynayı 1-0 yenmesiyle ön eleme oynamaya hak kazandık…..
10 maçta ikisi gariban Kazakistan olmak üzere sadece 4 galibiyet 4 beraberlik ve 2 mağlubiyet bumu başarı söylermisiniz…..
Onun içinmi kovuldu milli takımdan…..
Trabzonspor'un hoca katliam karnesi
SON 10 YILDA SADECE 1 HOCA SEZONU TAMAMLAYABİLDİ!"Kocaeli bizi ilk maçta 1-0 yendi. 'Hamsinin kafasını ezdik' başlığı attılar. Gazeteleri soyunma odasına astım. 20 dakikada skor 5-0 oldu. Bizde öyle bir güç vardı o zamanlar."Ali Kemal Denizci
Yorum
-
Acaba Bu olanlarla Siyaset varmı içinde,Seçimlerden sonra Trabzonspor Karışır Deniliyordu,Canalioğlunun yiğeni ile istanbulda laflarken Dayımı İndirmek ve kulupten uzaklaştırmak amaç demişti,seçimden sonra Trabzonspor belni doğrutamaz demişti.. ben pek ciddye almamıştım hadi canım sende demiştim.. şimdi acabamı dıye geçmıyor değil kafamdan..neyse yaşaycaz görecezENDÜSTRİYEL FUTBOLA KARŞI YAŞASIN TRİBÜN
KÜLTÜRÜ!
KAHROLSUN ENDÜSTRİYEL FUTBOL YAŞASIN SEHİR TAKIMLARI
Yorum
-
İlk olarak Badaloğlu tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüleEski başkanımız Nuri Albayrak'ın yaptığı tek doğru iş, Ersun hoca'yı takımın başına getirmekti.Ersun hoca'nın yeni gelen yönetimle gönderilmemesinin tek nedeni 500.000TL'lik tazminatı'dır.Eğer başkanımız Sadri Şener bu tazminatı ödemeyi kafasına koysaydı çoktan Ersun hocayı gönderirdi.Çünkü Sadri Şener yeniliklere çok açık biri değil.Hal böyle olunca elinde Laptop'u olan,Türkçeyi güzel konuşan, maçlardan sonra hakemlerin aleyhine konuşmayan, Trabzon'da eski tüfekleri kaale almayan, tribünlerden ona küfredenlere dönüp cevap bile vermeyen bir hocaya kolay kolay ısınamazdı.
Sadri başkanımız yeniliklere açık olmadığını gelir gelmez ilk söylediği şu cümlelerden anlayabiliyoruz ''kulübün bu kadar üye olması doğru değil, 4-5.000 üye ile bu kulüp yönetilmeli, daha fazlasına gerek yok'' diyerek, 18.000 üyenin çok olduğunu, bunu aşağıya çekmenin gerekli olduğunu diyerek, yeni üyeliklere bakış açısını ortaya koymuştu...
Futbolda taraftar istemiyor diye hoca gönderilmez! Yönetimler kısa, orta ve uzun vadede planlarını yaparlar.Buna göre hareket ederler.Ama bunları yaparkende hocanın arkasında olduğunu deklare etmen ve davranışlarınla bunu hissettirmen lazımdır.Burada hocaya yapılan uygulamanın adını sizler koyun.Eğer taraftar istedi diye hopca gidiyorsa buna goy goyculuk derler.Ve bu tip yönetimlerin başarılı olmasınada imkan yok! Demekki yönetimin hocayla ilgili hiç bir şekilde bir planı yoktu.Sadece beklediler... Üzerlerine gelebilecek taraftar baskısını, medya baskısını kırmak için şampiyonluk sözü vermedik dediler.Ama bunların hepsinin yalan olduğu Ersun hocanın gönderilmesi ile ortaya çıkmış oldu.
Ersun hocanın sadece sene boyunca takıma yaptırdığı idmanlardan dolayı futbolcuların hiçbirinde adale sakatlanmalarına rastlanmaması bile, bu takıma milyarlarca TL kasasında kalmasına neden olmuştur. Oysa rakiplerimize bakın hepsinde idmandan dolayı bir kaç futbolcunun sakatlandığını görebilmekteyiz.Tedavileride aylarca devam etmektedir...
Gene söylüyorum... Ersun hoca, Trabzon'da değişimin SEMBOL ismi idi.Ama gördükki Trabzonspor camiası değişmedi, değişemedi, değişmeyecekte... Babadan oğula geçen, siyasi gücün takım üzerindeki etkisiyle yönetilmeye devam edecek.
Bu yazıyı direk kulübe yollamak lazım herşeyi en ince ayrıntısına kadar anlatıyor.Bu kafayla bu manttıkla bizden gelişme olmaz...HERYERDE YILDIZ VARDIR AMA AY BIR TANEDIR.....
Yorum
-
Ben sadece yazıklar olsun diyorum. Bu hâle getirenlere.. Sabretmeyi bilmeyenlere.. Şu bizim taraftardan hiç umudum yok ama neyse ki bordomavi.net var. Çoğunluğu aklı başında futbolu bilen insanlar. Onlar da olmasa halimiz nice olurdu.
Ersun Yanal'ın istifasında ve olayların buraya gelmesinde baş sorumluluk yönetimdir. Neden?
1.Sezon başında hedef uefa idi. Şu an 3.yüz ve şampiyonlar ligi şansımız bile devam ediyor.
2.Galatasaray maçından sonra sözleşme imzalanacaktı. İmzalanmadı. Dedikoduların artmasına izin verildi.
Diğer sorumlu sabretmesini bilmeyen taraftardır. Avni aker'de sürekli bir uğultu, web sitelerinde sürekli eleştiri, kahvelerde sürekli küfür, hakaret.. Stada gitmeyi taraftarlık sanıyor bizimkiler ama Kocaelispor'un taraftarları bile daha taraftardır gözümde.. Ersun hoca gitti.. Sağlık olsun. Yeni hocamızı da bu taraftarlar 20-25 haftada istifa ettirir zaten..
Yorum
Yorum