Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Ersun Yanal İstifa Etti...

Daraltma
Bu konu kapanmıştır.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • ben sivasa bakin derim bülent uygun nezamandan beri sivassta 2006 demeki istikrar deyince basari geliomus ama biz istikrar nedir bilmeyiz
    25# Alan Carlos Gomez da Costa
    Ne Yönetimspor ne Tekkespor ...Alayina TRABZONSPOR !!!
    / Rize Ardesenli

    Yorum


    • İlk olarak Süleyman tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
      Bugün konuştuğum arkadaşların hepsi "Siz bu kafayla sittin sene şampiyon olamazsınız." diyor...Nedense!
      olmayı verelim ne olacak ki

      Yorum


      • İlk olarak Süleyman tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
        Bugün konuştuğum arkadaşların hepsi "Siz bu kafayla sittin sene şampiyon olamazsınız." diyor...Nedense!
        aynen öyle
        banada bugün en çok söylenen cümle
        işin kötüsü bende inanmaya başladım bu söyleme,gözüm korktu olan bitenden...
        YAVUZ SULTAN SELİM

        Yorum


        • İlk olarak Vural Kuyumcu tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
          ben sivasa bakin derim bülent uygun nezamandan beri sivassta 2006 demeki istikrar deyince basari geliomus ama biz istikrar nedir bilmeyiz
          bizim sehrin sınırları içinde istikar sabırdan baska hersey anlamına geliyor yazık , yazık

          Trabzon halkı futbolu cok iyi biliyormus bişe derdim ama neyse

          Yorum


          • İlk olarak Süleyman tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
            Bugün konuştuğum arkadaşların hepsi "Siz bu kafayla sittin sene şampiyon olamazsınız." diyor...Nedense!
            Onlar futboldan anlamıyor la kaç kere söyleyeceğiz? Trabzon taraftarıyız biz.
            Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
            Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır!
            - Eomer -

            Yorum


            • İlk olarak hasan habip tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
              ben i
              stikrardan yanayım ama ersun ama daum ama giray ama bence ünal,hami,ogün,veya abdullah olmalı vereceksin 5 yılı bunlara ersun hocaya yaptıkları için teşekkür edrim emeği vardır
              kim hocam bu camia mı bu hocalara sabredecek?bu camia satesinde bu hocalardan hiç biri 10.haftayı bi-ti-re-mez!..biz futbolu çok iyi biliyoruz.bir şeyi daha çok iyi biliyoruz hoca göndermeyi.
              https://twitter.com/serturkmen61

              Bu ülkede ADALET sadece bir parti isminden İBARETTİR.
              TRABZONSPOR'a 3 puan kazandıracak bir gol pası/gol için neler vermezdim.(Kazım KOYUNCU)

              Yorum


              • İlk olarak Badaloğlu tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                Biz, onlar ve başarı...

                Türkiye'de her hafta bir teknik direktöre 'yol veren' spor medyasına sorsanız, bugün dünyada en iyi top oynayan takımın Barcelona olduğunu söyleyecektir. Peki, Rijkaard'ın göreve başladığı 2003-04 sezonunu hatırlayan var mı? Gelin hafızalarımızı tazeleyelim, belki bazı dersler çıkarırız.

                Ligin henüz başındayız. Futbolsuzluktan muzdaribiz. Hal böyle olunca televizyon ekranlarında ve gazetelerde "bilirkişiler" saatlerce veya sayfalarca hep bir ağızdan bolca ahkam kesiyorlar: "Bu iş bu teknik direktörle gitmez! Falanca zaten yanlış tercih... 4-1-3-2 değil, 4-3-1-2 oynamalılar!"

                Bunları, hayatlarında bir okul takımını bile çalıştırmamış olanlar söylüyor çoğunlukla... Yorumculuk veya yazarlık yapan teknik adamlar ise daha ılımlı. Onlar genellikle "zaman lazım" diyorlar.

                Hiddink bu işi hiç bilmiyordu, Löw stajyerdi, Scala'nın beyni çürümüştü, Lucescu korkaktı, Del Bosque Yeniköy kasabıydı... Daum hoca falan değildi... Zeman'ın alakası yoktu... Rıdvan Dilmen yetersizdi... Fatih Terim şehir kırosuydu... ErsunYanal'a milli takım 2 beden büyüktü... Mustafa Denizli tembeldi... Şenol Güneş'in karizması yoktu!

                Ekonomik sıkıntılarla boğuşan, en iyi oyuncusu Ribery'i elinden kaçıran, transfer yapamayan ve kimsenin inanmadığı takımı Ferhatlarla, Uğurlarla, Aydınlarla, Saidoularla, Sabrilerle kulüp tarihinin rekor puanını alarak şampiyon yapan Gerets bile bu ülkede tartışılıyor.

                Teknik adamlar mı yetersiz? Medyanın bakış açısında mı tuhaflık var? Oturmamış futbol kültürümüzün parçaları mı çok dağınık?

                * * *

                Ne kadar ilginç! 2. Lig B kategorisinde yardımcı antrenör olmak için bile belli bir futbol geçmişinin üstüne çeşitli kursları bitirmek gerekirken yorumcu ya da yazar olmak için herhangi bir yeterlilik belgesi gerekmiyor.

                Yılların birikimi, deneyimi, emeği iki dudağın arasından çıkan acımasız bir çift laf ile kolayca yerle bir edilebiliyor. Bu kadar basit işte.

                Araştırmadan, yaşamadan, irdelemeden, sorgulamadan yapılan değerlendirmeler ne kadar sağlıklı olabilir ki?

                İnanın bizim medya İspanya'da olsa Barcelona şu anki Barcelona olmazdı. Dünyanın en iyi futbol oynayan takımı daha doğmadan yok olmuş, parçalanmıştı.

                * * *

                Lütfen yazacaklarımı okuyun. Hepsi yaşanmış olaylar. Kendinize sorun. Bizde olsa ne olurdu diye?

                * * *

                Frank Rijkaard 2003-2004 sezonunda Barcelona'nın başına getirildi.

                (Bizde olsa... İlk sözler muhtemelen şöyle olurdu: "Ne tecrübesi var ki? Daha 41 yaşında. Barcelona takımı ona fazla gelir. Hollanda'da geçen sene Sparta Rotterdam'ı küme düşürdü. Başka da kulüp çalıştırmadı. Bu nasıl tercih?)

                Rijkaard'ın takımı ilk sezon beklenen futbol ve sonuçlardan uzaktı. Ligde ilk 7 hafta sadece 2 maç kazandılar. İlk 5 haftada 3 kez berabere kaldıktan sonra 6 ve 7. haftalarda Camp Nou'da üst üste Valencia'ya 1-0, Deportivo'ya 2-0 yenildiler.

                Bundan daha kötüsü olabilir miydi? 7 maçta 12 puan kaybı ve evinde oynadığı 4 maçta tek bir galibiyet bile alamayan bir Barcelona! Puan cetvelinde averajla 11. sırada bir takım.

                (Bizde olsa... Basın Rijkaard'ın ipini çoktan çekmişti. Yönetim de "Biz Ronaldinho'yu bile transfer ettik. Rijkaard bu takımı oynatamıyor. Biz ne yapalım?" diyerek medyanın gazıyla genç teknik adamı göndermişti.)

                8 ve 9. haftalarda alınan galibiyetler baskı altındaki Rijkaard'a biraz nefes aldırdı. Camp Nou'da ilk galibiyet 9'uncu hafta 3-0'la ligin en zayıf takımı Murcia karşısında alındı.

                Düzeliyormuş gibi görünen işler Kasım ayında iyice tepetaklak oldu. Villareal'e 2-1 yenilen Barcelona evinde Bilbao ile berabere kaldı. Ardından Malaga deplasmanında alınan 5-1'lik yenilgi tam bir hezimetti. Rijkaard'ın riskli oyun tarzı ile Barcelona dibe vurmuştu. Üstüne üslük Katalan ekibi bir sonraki hafta Real Madrid ile sahasında oynayacaktı. Rijkaard artık iyice tartışılıyordu. Ona inanan kaleler bile birer birer yıkılmıştı. Ancak, Başkan Laporta ve danışmanı Cruyff, Rijkaard'a güvendiklerini açıkladılar. Herkese, her şeye rağmen...

                Olmadı! Barcelona sahasında ezeli rakibi Real Madrid'e de 2-1 yenildi.

                15 maçta 5 mağlubiyet 5 beraberlik! Kaybedilen puan 25 ve üst üste hezimetler..

                (Bizde olsa... Artık yazmaya gerek yok. Olanlar çoktan olmuştu zaten.)

                17. hafta içerde 1-1'lik Celta Vigo beraberliği, 18. hafta Santander deplasmanında alınan 3-0'lık mağlubiyet. Takım artık düşme hattında ve Rijkaard hala görevde! Aman tanrım, bu ne sabır?

                * * *

                Laporta, UEFA kupası 4. turunda Celtic'e elenmelerine rağmen yine de Rijkaard'ı kovmadı. Onunla yaptığı ikili görüşmelere inandı. Yazılanlara, çizilenlere değil... Frank Rijkaard, başkana alınan sonuçlara en çok kendisinin ve futbolcularının üzüldüğünü söyledi. Çok çalıştıklarını ve hayalindeki futbolu kısa bir süre içinde oynayacaklarının garantisini verdi. Yüzyılın futbol adamı eski hocası Rinus Michels'in felsefesini, oyun stilini kendisine ilke edinmişti. Aynı ustası Cruyff'un yaptığı gibi...

                Ne Joan Laporta ne de Frank Rijkaard günü kurtarmak için hareket etti. Basına, taraftara kulak asmadılar. Birbirlerine ve kendi doğrularına inandılar ve o "doğruları" hayata geçirebilmek için çok çalıştılar.

                İşte Barcelona o günlerden bugünlere böyle geldi. İki yıl üst üste İspanya Şampiyonu oldular. Şampiyonlar ligini kazandılar, dünyanın en iyi futbol oynayan takımı oldular.

                O günlerde kendilerine inanan çok az kişi vardı. Üzerlerinde baskı ve eleştiri ise çok fazlaydı.

                Onlar çalışmaya ve istikrara inandılar. Doğru bildiklerini yaptılar.

                İşte onların ve Barcelona'nın başarı öyküsünün özünde bu yatıyor.

                Çok değil 3 yıl önce Barcelona'nın çok önünde olan Avrupa'nın en büyük kulübü Real Madrid ise bugün ezeli rakibini yakalamak için çırpınıyor. O günden bugüne Real Madrid'de Capello göreve gelen 6. teknik adam ve yüz milyonlarca euro harcanarak transferler yapıldı.

                * * *

                İyi bir yönetim, inanılmış hedefler, akılcı bir organizasyon, planlama, doğru insanlarla çalışarak tüm bunları hayata geçirme çabası, zaman, istikrar, ekonomik koşullardan maksimum verim alma, iletişim becerisi, baskılara karşı direnme gücü, bilimsellik ve işbirliği..

                Aslında başarının zincirini oluşturan halkalar o kadar çok ki...

                Hiçbir başarı plansız, programsız, emek sarfetmeden, çalışmadan, acı çekmeden elde edilmiyor.

                Yani yazarlarımızın dediği gibi 4-1-3-2 ile falan bitmiyor iş... O kadar basit değil.

                (Not:Barcelona o malum sezonu Valencia'nın ardından ikinci bitirdi.)


                Güntekin ONAY
                abıcım cok guzel bır yazı ama rijkaard a da bızımkı gıbı tum futbolcuları kendısı secmesı ıcın zman tanınmısmıdır acaba..arkasındada bu kadar durulmusmudur...ewet kotu malubıyetler almıs ama ınanıyorumkı bızım kı gıbı vasat bır oyun stılıyle degıldır
                İstanbul Yalakası Degil Memleket Sevdalısıyız...! бордовый-голубой
                Ана Ивановић-VEFASPOR-Maria Yuryevna Sharapova......ARsHAVİn'Lİ...

                Yorum


                • İlk olarak chovy tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                  Aynı Ersun Yanal'ın Gençlerbirliği ve Ankaragücü'nde 4 büyükleri hepsini aynı sezon içerisinde yenme rekoru hakkında ne diyeceksin peki.

                  Maçların listesini koyayım mı? İster misin ?

                  Bu arada edebiyat yapmaya çalışıyorsunda hiç beceremiyorsun.
                  Amaçsız yenmenin hiç bir anlamı yok....Amacına ilerlerken yeneceksin.. Eskişehirde yeniyor büyükeride Hacettepede yendi. mesela Feneri yendi... Mesela Kocaeli sadece 3 takımın yapabildiğinin yaptı İstanbulda 5 çekti Gsye....

                  Büyük hedeflere giderken büyük galibiyetlerden bahsediyorum.....

                  Sözgelimi Taner Gülleride bütün büyüklere gol atmıştır ama takımı kümede kalma mücadelesi vermektedir.

                  Bir not daha Yılmaz Vural zamanında bizde bütün büyükleri yeniyorduk o geri gelsin o zaman

                  Yok sırayla yazıyorum meseleyi başka yerlere taşımayalım lütfen edebimizle tartışıyoruz katılmıyor olabilirsiniz ama saygı duyun yazdıklarıma.....
                  En son Faik Yılmaz tarafından düzenlendi; 28.04.2009, 12:07.
                  Ne mutlu Türk olana değil , Ne mutlu Türk'üm diyene !

                  "Cahilin karşısında kitap gibi sessiz ol." Mevlana

                  Yorum


                  • İlk olarak Eomer tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                    Onlar futboldan anlamıyor la kaç kere söyleyeceğiz? Trabzon taraftarıyız biz.
                    onlar şampiyon olmak için takım destekliyorlar , ama biz

                    Yorum


                    • slm herkeze artık bencede kimse eski istatistikleri falan ortaya koyup durmasın bu sene özellikle o evimizde oynadıgımız 2 maçı denizli ve konya maçlarını kazanmalaıydık ersun yanal inatcı bir hoca ve bunun kurbanı oldu yakaladıgımız iyi bir ivme vardı bunun sonunu getiremedi rikart örneği ile budurum cok farklı o sezonun başlarında kötü sonuclarlar deneme sürecini yasarken sen ivme yakalamış bir takıma alternatif yaratamadın vesselamm

                      Yorum


                      • Bir teselli züğürt tesellisi ama oylamada %70 hocanın gidişi olumsuz bulunmakta.. En azından umut vaadediyor işte bu..
                        Bir Gün Mutlaka Aslına Döneceksin. Dönmek Zorundasın. Bu Senin Genlerinde var...

                        Yorum


                        • gerçekten yazık oldu,her maçta kaleye atılan en az 15 şutun gol olmaması da ilginç bir istatistik olarak kara defetere yazılacak gökhan ve umut sağolsunlar :hırr
                          Ne Olmuş Şampiyon Olamadıysak,,,
                          Hayallerimizi Satmadık'ya,,,

                          Yorum


                          • İlk olarak Luckdown tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                            Bir teselli züğürt tesellisi ama oylamada %70 hocanın gidişi olumsuz bulunmakta.. En azından umut vaadediyor işte bu..
                            ersun hoca basın acıklaması yapmayacakmıydı ? ne zaman yapacak acaba biliyormusun ?

                            Yorum


                            • giderken umutu gökhanı hüseyini ısaacı selçukuda götürse bari yanlışmıyım ?
                              2010 - 2011 Süper Lig Şampiyonu <<< Trabzonspor >>>

                              <<< Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın. Gündüz geceye muhtaç, sende bana lazımsın. >>>

                              Yorum


                              • İlk olarak cagdas61topal tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                                ersun hoca basın acıklaması yapmayacakmıydı ? ne zaman yapacak acaba biliyormusun ?
                                Şu saatlerde yapıyor olmalı ya da az sonra yapacaktır..Genelde bu tip toplantılar öğle saaterinde yapılır..
                                Bir Gün Mutlaka Aslına Döneceksin. Dönmek Zorundasın. Bu Senin Genlerinde var...

                                Yorum

                                Yükleniyor...
                                X