Bu ilk ziyaretinizse, önce bağlantıya tıklayarak SSS bölümünü kontrol etmeyi unutmayın.
Mesaj göndermeden önce kayıt olmanız gerekebilir: devam etmek için önce kayıt linkine tıklayın.
Mesajları görüntülemeye başlamak için, aşağıdaki seçimden ziyaret etmek istediğiniz forumu seçin.
Biz Fifa98 RTWC'yi ögrenci evinde multiplayer oynardik,Ingiltere Ligi'nde herkes bir takim alirdi,bilgisayarlar ayri odalardaydi.Evsahibi takimla kim oynuyorsa evdeki herkes onun oldugu odaya toplanip maçi izlerdi,deplasmandaki adam odasinda yalniz kalirdi [img]smileys/smiley36.gif[/img]...Ne günlerdi be...
Biz Fifa98 RTWC'yi ögrenci evinde multiplayer oynardik,Ingiltere Ligi'nde herkes bir takim alirdi,bilgisayarlar ayri odalardaydi.Evsahibi takimla kim oynuyorsa evdeki herkes onun oldugu odaya toplanip maçi izlerdi,deplasmandaki adam odasinda yalniz kalirdi [img]smileys/smiley36.gif[/img]...Ne günlerdi be...
Benim simdiye kadar oynayip en çok zevk aldigim oyun mafia ydi.su siarar S.W.A.T 4 oynuyorum manyaq sagi solu basiyorum 2 de bir [img]smileys/smiley4.gif[/img]
Sonunda MAFIA oyununu oynayan birini buldum... Aynen benimde simdiye kadar severek oynadigim en iyi oyun süphesiz MAFIA'ydi. Söylentilere göre MAFIA2 yolda...
Ayrica Fary Cray oyunu da gerçekten mükemmeldi..
Bazen Sevinç Bazen Keder, Trazonsporlu Olmak Yeter! (Hepimiz TÜRKÜZ Ulan!)
Ilk duydugumuzda hepimiz çok heyecanlandik, ayni zamanda gururlandik. Türk oyun sektörü dev bir projeye girisiyordu. 3TEGames ve Yogurt Teknolojileri, Pusu isminde, tamamen Türk yapimi bir aksiyon oyunu üzerinde çalismaya baslamisti. Oyun yapimina, ilgisiz olmadigimizi gösterme çalismalari iyiden iyiye ivme kazanmisti.
Aradan uzun zaman geçti, Pusu hakkinda verilen yüzeysel bilgiler ve ekran görüntüleri ile kendimizi avuttuk. Tamamlanacagi ve onunla ilk deneyimimizi yasayacagimiz ani iple çekiyor, sabirsizlaniyorduk. Çikisi geciktikçe ve yeni bilgiler gelmedikçe, bu sefer umudumuzu keser gibi oluyor ?Eyvah!? demekten kendimizi alamiyorduk. Bu tedirginligimizin aslinda bosuna oldugunu, Pusu?nun oynanabilir demosunu test ettikten sonra anladik. Yapimcilar gerçekten birseyler üretmek için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalismislar. Hem Türk yapimi, hem de aksiyon oyunu olmasindan dolayi, Pusu herkesin dikkatini çekecek. Harcanan emekten dolayi tesekkürü ve takdiri hakedecek bir yapim olarak oyun tarihimize geçecek.
Yeni kahramanimiz Fatih Yildirim
Demoyu yükledikten sonra giris yapiyoruz ve karsimiza uzunca bir yükleme ekrani çikiyor. Bekledikten sonra, ana menüye geliyoruz. Burada direkt olarak yeni bir oyuna baslayabiliyor; ayarlarimizi yapabiliyoruz. Kontroller, oynadigimiz diger aksiyonlardakilere benzerlik gösteriyorlar. Hatta daha sade olduklarini ve rahat bir kullanim sagladiklarini da söyleyebiliriz. Heyecanla ?yeni oyun? kismina tikliyor ve Pusu?yla olan ilk resmi beraberligimiz de basliyor.
Oynanabilir demo, 3 bölümden olusuyor; ?Baba Evi?, ?Harabe? ve ?Sur Içi?. Ana karakterimiz Fatih Yildirim. Giris demosunda, Fatih?in telefonu israrla çaliyor, açan olmuyor, daha sonra da telesekretere mesaj birakiliyor. Her aksiyon oyununda oldugu gibi, burada da ters giden birseyler var ve Fatih?in acele duruma el koymasi lazim. Demodan sonra Fatih?in kontrolünü ele aliyoruz. Görüntü sekli, ilk basta bizde Max Payne?i çagristirdi. Saglik ve silah göstergeleri, kamera açilari bu oyuna benzer bir sekilde aktarilmis ve gayet kullanisli. Mouse sayesinde kamerayi istedigimiz sekilde ayarlayabiliyor ve rahat bir oynanis sagliyoruz.
Baba evinde basliyoruz ve ilerleyince bize üç adam saldiriyor. ?Geber!?, ?Beynini dagitacagim senin!, ?Teslim ol ya da öl!? gibi repliklerle bize meydan okuyorlar. Onlari öldürdükten sonra evi biraz arastirmak istedik. Klasik bir Türk evi oldugu, yerdeki halilardan ve hatta evde bulunan televizyonun ekranindan bile belli oluyordu. Yer ve duvar kaplamalari güzel gözüküyordu, yalniz ayni özen, objelerin ince detaylarinda bulunmuyordu. Bazilari çizgili gözüküyor ve uzaktan bakildiginda bazilarinin ne olduklari anlasilamayabiliyordu. Bunun disinda, evin içerisinde, grafiksel olarak söyle bir hata daha kesfettik. Yatagin üstüne çikip zipladigimiz zaman duvarlarin disarisi gözüküyordu. Ya da eger asagi kattaysak, yine zipladigimiz zaman üst kat gözükebiliyordu. Bunun disinda, adamlar tarafindan dagitilmis olsa da, evin dekorasyonu gayet güzeldi.
Demo bizi hikaye konusunda meraka itiyor
Evde bulunan telefona bakiyor ve Fatih?in babasinin ortadan yok oldugunu ögreniyoruz. Kimsenin, bu durum hakkinda çok fazla bilgisi yok. Sadece, yapilan laboratuar çalismalarindan bahsediliyor, kendisi en son bilgisayardan diskete aktarim yaparken görülüyor. Babasinin ortadan kaybolusunu arastirmak da Fatih?e düsüyor. Telefon konusmasindan sonra, ani bir ortam degisikligi yasaniyor ve farkli bir boyuta geçiyoruz. Fatih de buna ilk basta sasiriyor. Daha sonra, üstten bir bayan sesi geliyor, zihinsel olarak bitkisel hayata girdigimiz söylüyor. Muhabbet devam ettikçe, anliyoruz ki, geldigimiz bu boyut, aslinda geçmise dönebilecegimiz geçis kapilarini içeriyor. Burada simdilik gidebilecegimiz tek bir yön var, ancak oyunun tam versiyonunda muhtemelen buraya sik sik ugrayacakmisiz gibi bir his var içimizde. Çünkü etrafta simdilik giremedigimiz baska koridorlar da bulunuyor.
Gerekli geçise geldikten sonra tekrar Baba Evi?ne dönüyor ve asagi inip, ana kapidan çikiyoruz. Bu arada oyun, kendi kendine kaydoluyor. Bir önceki kaydi tekrar yüklemek için, Esc?ye basarak ana menüye dönmek gerekiyor ancak bu islem sirasinda oyun kisa bir süre masa üstüne dönüp tekrar ana menüye gelebiliyor. Disari çiktigimizda, esas aksiyon bölümleri basliyor. Çevredeki evler, araçlar ve levhalar, tamamen bir Türk mahallesinde, hatta Istanbul?da oldugumuzu apaçik oraya koyuyor, çünkü levhalarin bazilarinda Fatih Belediye?si yaziyor. Düsmanlarin yapay zekasi, ortalama düzeyde. Bizi gördükleri zaman harekete geçiyorlar, vurulmamak için duvar arkalarina saklaniyor ve siper aliyorlar. Ayrica, isabet yüzdeleri de oldukça yüksek. Tabii, kafalarina sikabilecegimiz bir tek kursun, hemen ölmeleri anlamina geliyor.
Yine sokaklardaki grafiksel detaylardan bahsedecek olursak, araç ve evlerde fazla ayrinti göze çarpmiyor. Ancak, duvarlar ve yerler, bir ara sokakta oldugumuz hissini bize yasatiyor. Görüntü olarak dikkatimizi çeken ve hosumuza giden en güzel ayrinti, parlama efektleri. Gerçegine oldukça uygun sekilde tasarlanmislar ve pencere camlarindan, karsidaki binanin ya da nesnenin, gerçegine uygun yansidigini görebiliyoruz. Ayni sey, su için de geçerli. Sudan yansiyan objeleri, su yüzünden görebilmek çok hos ve grafiksel olarak en iyi detayi iste bu öge olusturuyor. Sokaklarda ilerlemeye devam ediyoruz, bir yandan saldiran düsmanlarin sayisi da artmaya basliyor. Olmadik yerlerden, köselerden ya da tepelerden bizi vurmaya çalisiyorlar. Balkondan ya da yüksek yerden saldiran birini vurdugumuzda, asagi düsüsünü görebiliyoruz, ancak maalesef burada karakter animasyonlarinda da problem gözüküyor. Düsme olayi pek gerçegine uygun gibi durmuyor. Ana karkaterimiz Fatih?in yürüme animasyonu da elden geçirilmeli diye düsünüyoruz. Çevre etkilesimi ve silahlarin çevreye etkileri de gözden geçirilebilir. Bazi camlar kirilabiliyorken, bazilarinda pek etki olmuyor. Ayrica ates edilen ampüllerde, bir elektriklenmenin yaninda, herhangi bir patlama da olmadi.
Istanbul?da portal bulmak
Ilerleyince, ?Harabe? bölümüne geliyoruz. Burada, surlarin arasinda amansiz kapismalar içerisine giriyoruz. Düsman sayisi artmaya devam ediyor, ilerlerken, Fatih ilk basta havada duran garip bir objeye rastliyor ve simdilik buna birsey yapamiyor. Surlarin tam meydan kismina gelince, artik adamlara karsi koyamayacagini anliyor ve geri dönüp çareyi o objeden yararlanmakta buluyor. Objeyi takip ediyoruz ve bizi gizli bir odaya, burada bulunan bir geçis kapisina getiriyor. Buradan geçince, ana sur meydanina tekrar isinlaniyoruz, ancak artik kimse saldiramiyor. Objeyi takip edince, demonun son bölümü olan ?Sur Içi?ne giriyoruz.
Silah sisteminde bir degisiklik söz konusu. Muhtemelen oyunda, ayni türden birden fazla silah tasiyamayacagiz. Demoda iki tür tabanca var, elimizde bir tanesi varken digerini ve onun cephanelerini alamiyoruz. Bunun için, cephanemiz bittiginde ya elimizdekini atip baska bir silah alacagiz, ya da cephane bulana kadar bos silah ile dolasmaya devam edecegiz. Bu iki tabancanin disinda, sonlara dogru kullanabilecegimiz bir de makinali tüfek bulunuyor. Tamamlanmis sürümde de, elimizde tutacagimiz silahlara dikkat etmemiz gerekecek.
Son olarak ?Sur Içi? bölümünden bahsedelim. Giriste komik bir muhabbet dinliyoruz. Elemanin biri, digerine önceki aksam yasadigi maceralari anlatiyor. Daha sonra, kontrol tekrar bizde. Ilerleyince, su efektini rahatça görebilecegimiz bir yere geliyoruz. Su gayet hos tasarlanmis ve daha önce bahsettigimiz yansimalar da gerçegine birebir uygun. Bu konuda yapimcilari tebrik etmek gerekiyor. Sur içinde de bir süre kapisiyoruz ve en sonunda bir kapidan girerek demonun sonunu getirmis bulunuyoruz.
Ellerinize saglik
Sona saklamayi tercih ettigim ve kalitesi konusunda hepimizin hemfikir oldugu konu ise, ses efektleri ve seslendirmeler. Üzerinde oldukça ugrasildigi kendisini apaçik belli ediyor. Seslendirmeler konusunda, Ziya Kürküt gibi ünlü isimler ile çalisilmis. Bunun disinda, oyun içerisindeki dogal ses efektleri de gayet hos. Ara sokakta ilerlerken, bir kiraathaneye yaklasiyoruz, müzik sesleri yükselmeye basliyor. Fatih?in yürümekte oldugu yere göre, sesin degiskenlik göstermesi, mermilerin duvarlardan sekerken çikardiklari sesler gayet kaliteli. Düsmanin geldigi yere göre, gelen sesler, bir hoparlörden digerine yogunlasabiliyor. Oyunda ilerlerken garaja girdigimizde, içeride bir radyo bulunuyor. Ona yakinlastigimizda gelen ses ile uzaklastigimizda gelen sesin seviyesi farkli oluyor. Sesler, bizi oldukça memnun etti. Deneme amaçli olarak radyoya ates ettik, ancak ses hala gelmeye devam ediyordu.
Genel olarak yorumladigimizda, Pusu hummali bir çalismanin ürünü. Üzerinde çalisildigi ve gerçekten iyi birseyler ortaya çikartmak için çaba sarfedildigi kendini belli ediyor. Hikayenin ilginç ve sürükleyici olma potansiyeli oldukça yüksek, hele bildigimiz Istanbul içerisinde, portal tarzi kapilarin bulunmasi, bizi neler olacagi konusunda hayli meraka itti. Türk oyunu olmasi ise bizi cezbeden en büyük nokta. Grafiksel detaylarin bazilarinda düzeltme yapildigi takdirde, Pusu, Türk oyun piyasasinda bir dönüm noktasi olabilir. Yapimcilara, hem bu basarili demoyu hazirladiklari için, hem de göstermekte olduklari yogun çabadan dolayi birkez daha tesekkür ediyoruz. Tam sürümünü de ?geç olsun güç olmasin, nazar degmesin? diyerekten beklemeye devam ediyoruz.
Yorum