Eski Forma Sponsorlarımız; Macron, Nike, Puma, Kappa, Adidas ve Ürünleri

[Mehmet Ç.]

Vayyy bende soracakdim sorulmus

Aceba Barcelonanin simdi giydi mavi forma bizim renklere göre mi üretilecek ?!

[Yasin T.]

Formanın önünü gösteren bir foto var mı?

[EMRAH ERTEMOĞLU]

ARKADAŞLAR FORMANIN ORJİNALİ BU SADECE ÇOCUKLAR İÇİN YAPILMIŞ TS CLUB TA GÖRDÜM AMA TS ARMALI GÜZEL FORMA.

[yalcin1325]

Formanın önünü gösteren bir foto var mı?

http://forum.bordomavi.net/showthrea...=1976&page=245. Mobil bağlandgm için linki attm sadece forma sanırım bu sayfadaki turkuaz forma

[tsukru61]

Anladığım kadarıyla nike bize karışmıyor. Delidir ne yapsa yeridir misali...

[Bera B.]

O forma çok kötü bir şey olur şimdiden diyim. İnşallah arkadaşların dediği gibi sayfalar önce karşılaştığımız TS Club facialarından biri olan Barca çakması formadır. Yoksa afs abinin bu kadar lafından sonra böyle bir şey çıkacağını zannetmiyorum. Arkadaki şey zaten Barcanın renkleri bizim değil.

Kulübümüz de resmen kopyacı yalnız. Rezalet.

[Atesh]

Bu arada, Liverpool'un yeni sezon forması, seneye Adidas'la son senesi ondan sonra Warrior markasına geçiyor.

Liverpool siyah kullanmış armasını da ona göre ayarlamış. Tasarımcı dediğin böyle olur işte, biz hala siyah kullanmayalım diyoruz öz rengimiz olduğu halde.

[Yavuz Hasan]

belki konuşmak için erken ama nedense hiç şaşırmadım

armalar dikişli olsun başka birşey istemiyorum

beklentilerim bu kadar düşük

ayrıca ensedeki renklerin lacivert bordo oluşu bir öze dönüş projesi gibi geldi bana (!)

puma döneminde lacivertin ve bordonun her tonunda forma giymiştik

nasıl ki fransanın penye vari formaları tarihi anlamı var diye temcit pilavı gibi dönüp durdu bu sayfada

al sana tarihten yaprak bordo lacivert

başta da dediğim gibi armalar dikişli olsun benim için kafi

[Yavuz Hasan]

altına trabzonspor lisanslı ürünüdür etiketlerini bekliyoruz

trabzonspor için tasarlanmış özel ürünler diye alır giyeriz

[Yavuz Hasan]

her baktığımda farklı görüyorum ve aslında begendiğim farkediyorum

bordo bu sene ki bordo gibi duruyor

bide doğru düzgün görmek lazım

[Atesh]

Abi naptın sen ya 3 ayrı yanıt vermişsin

Bence şu lacivert bordo konusu sadece efsane formayı anımsatıyor bu nedenle o çocuk formalarında bulunuyordur. Hem toplam 7 şerit var

[Sefa]

her baktığımda farklı görüyorum ve aslında begendiğim farkediyorum

bordo bu sene ki bordo gibi duruyor

bide doğru düzgün görmek lazım

Birader biri sana bu formalar yeni sezon forması mı dedi ?

Mavi olan TS Club'un Barcelona'dan esinlenerek (ç)alıntıladığı forma, diğeri ise şuanda giydiğimiz bordo forma..

[a f s]

M. Nedim Hazar'ın geçen haftaki pembe forma tartışmaları üzerine yazdığı enfes bir yazı.

Pembe
Dünya futbolunun gelmiş geçmiş en büyük kalecilerinden olan Jean-Marie Pfaff, kariyerini ülkemizde tamamlayan büyük bir yetenekti.

'Büyük' derken sadece kendi sübjektif kriterlerime göre söylemiyorum bunu, misal Pele'nin de hazırladığı 2004 yılında yapılan FIFA 100 listesinde yer almış bir isimdir.

Bu büyük kaleci Türk futboluna iki şeyi öğretti. Birincisi Pfaff kelimesinin nasıl okunacağını (dilimiz damağımıza düğümleniyordu okurken), ikincisi ise futbolda sadece yeteneğin değil, futbol dışı etkenlerin de önemini.

Ülkemizde oynadığı 89-90 döneminde futbol, tüm dünyada artık endüstrileşmesini tamamlamış, bilim ile kol kola vermiş durumdaydı.

Misal Manchester Üniversitesi'nde kalecilere penaltı kurtarmanın 'püf noktaları' bilimsel ders olarak anlatılmaya başlanmıştı bile. Penaltı atan oyuncunun dayanak ayağının açısına göre topu yollayacağı köşeyi tahmin etme oranı ciddi boyutlarda yüksek çıkıyordu vs.

Jean-Marie Pfaff, 1989 yılında Trabzonspor'a transfer olduğunda efsanevi bir kadroya sahipti Bordo-Mavili kulüp. Hami, Lemi, Hamdi, Orhan filan, özellikle Avrupa kupalarında fırtına gibi esiyordu. Yaşı müsait ve futbola aşina okurlar hemen hatırlayacaklar o kadroyu. Hem de formalarıyla...

Trabzonspor'un klasik formasını biliyoruz ve gönlümüze Barcelona'dan çok daha önce girmişti. İşte bu efsanevi kadroda kaleyi devralan Pfaff, temayüllerin aksine forma giymekle ilk başlarda epey yadırganmıştı. Özellikle çimen yeşilini tercih ediyor ve bunda ısrarlı oluyordu. Nitekim bir gün bir gazeteci dayanamayıp sorduğunda şu cevabı verdiğini hiç unutamam: "Golü sadece kaleci yemez, aynı zamanda rakip oyuncu atar. Rakip oyuncu sadece gol kaçırmaz, aynı zamanda kaleci kurtarış yapar. Giydiğim forma, üzerinde top oynadığımız çim renginde. Bir tür ortama uyup, kamufle durumuyla rakip oyuncunun atak anında kaleciyi ayrıştırmasını engellemek amacıyla bu renk ya da çok fazla parlak, fosforlu olmayan iddiasız renklerde formayı tercih ediyorum."





Sanırım bu röportajı ya da bilgiyi, büyük takım kalecilerimiz de dahil olmak üzere, pek kimse görmedi ya da duymadı ya da kimse onlara bahsetmedi. ( Bu kısma a f s olarak not düşeyim; bu konuyu içimizde unutmayan ve hep dile getiren Metin Külünk'tür.) Hâlâ, Karayolları işçileri gibi fosforlu, turuncu, sarı forma giyip, rakip oyuncuya 100 metre öteden 'burdayım' sinyali gönderen kalecilerimiz var. Tabii bu alıntının, bir futbol takımının seçtiği forma rengiyle direkt ilgisi yok, kalecilere has bir durum. Elbette, tüm takımın formasının rengi, kesimi, kumaşı önemli ancak, özellikle köklü takımların hepsinin formalarının birer öyküsü vardır. Mutlaka vardır, lalettayin seçilen sıradan bileşimler değildir o renkler. Dolayısıyla, moda denen saçma endüstrinin, salt tüketimi körüklemek için her yıl araba modeli gibi forma üretmesine hiçbir zaman sıcak bakmadım. Hele ki bu yapılan yeni üretimin belli bir mental gerekçesi yoksa pek kabul edilebilir bir şey değildir.

Pembe, bilirsiniz narin ve nazik bir renktir. Sadece renk olarak değil soy isim olarak bile bir futbolcunun kaderini etkilediğini düşündüm hep GS'li Ergün Penbe'yi izlerken! Soy ismi farklı olsa, kariyeri farklı olur muydu acaba? Her neyse...

Clint Low ismini bilmem duydunuz mu? ABD, Teksas'ta Mason County (belde) diye bir yerin şerifi. Bu beldenin bir de hapishanesi var. Üstelik mahkûmların çoğu şiddet ve cinsellik suçları işlemiş kişilerden oluşuyor. Bu Low isimli şerif, birkaç yıl önce çok radikal bir karar aldı. Bütün hapishaneyi pembe renk ağırlıklı yaptı. Sadece hücreleri, banyo, tuvaletleri filan değil. Mahkûmları da... İç çamaşırlarından terliklerine, kazaklarından gömleklerine kadar her şeyi pembe yaptırdı.

Sorulduğunda, 'Pembe sakin bir renk, iyi gelir' diye açıkladı ama mahkûmlar bu işten hiç hazzetmedi. Birçok mahkûm onu dava etti, isyan çıkarmaya kalkışanlar oldu, intihar etmeye kalkışanlar da... Toplumun bir kesimi de şerifi kahraman ilan etti. Derken işin şirazesini kaçırdı Low, mahkûmları her gün o giysiler ve zincirler içinde kentinin ana caddelerinden geçirmeye, halkın onları görmesini sağlamaya başladı. Bu hareket bardağı taşırdı ve uygulama sona erdi.

İyi de ben tüm bunları niye anlattım ki?

Hah, şimdi hatırladım, GS'li Arda, bir yıl kadar önce takımının yeni ve pembe olan forması hakkında epey ağır konuşmuş. Oradan aklıma geldiydi...

n.hazar@zaman.com.tr

[Atesh]

Trabzonspor'un klasik formasını biliyoruz ve gönlümüze Barcelona'dan çok daha önce girmişti. İşte bu efsanevi kadroda kaleyi devralan Pfaff, temayüllerin aksine forma giymekle ilk başlarda epey yadırganmıştı. Özellikle çimen yeşilini tercih ediyor ve bunda ısrarlı oluyordu. Nitekim bir gün bir gazeteci dayanamayıp sorduğunda şu cevabı verdiğini hiç unutamam: "Golü sadece kaleci yemez, aynı zamanda rakip oyuncu atar. Rakip oyuncu sadece gol kaçırmaz, aynı zamanda kaleci kurtarış yapar. Giydiğim forma, üzerinde top oynadığımız çim renginde. Bir tür ortama uyup, kamufle durumuyla rakip oyuncunun atak anında kaleciyi ayrıştırmasını engellemek amacıyla bu renk ya da çok fazla parlak, fosforlu olmayan iddiasız renklerde formayı tercih ediyorum."

Paylaşım için teşekkürler.

[Misina]

Onurun Israrla yeşili tercih etmesinin bir nedeni varmış demek ki