İlk olarak gurur6134 tarafından gönderildi
Gönderiyi görüntüle
Bakın, ceza hukuku bakımından bu başlıkta sayfalarca yazı yazdık, çete işi tartışılır ama 6222 Sayılı Kanun'a göre fener ve çanak yalayıcısı diğer kulüp yöneticileri ceza almalı dedik, hatta Mecnun da bişeyler karıştırmış ama bu işi yaptığı kesin kanıtlanmış değil, beraat kararı verilebilir dedik. Bu yeniden yargılama işi çıkınca bunları beraat ettirecekler ama "ceza kanunları geriye yürür, usul kanunları geriye yürümez" dedik. Yani siz birini bıçakladınız ve suç tarihinde cezası azami 5 seneydi, sonra yargılama sırasında kanun değişti ve cezası 3 seneye indi, 3 sene üzerinden ceza alırsınız. Ancak suçun nasıl ispatlandığına ilişkin kurallar geriye yürümez, o sırada hangi kanun yürürlükteyse o şekilde delillere ve suçluya ulaşılır ve o tarihteki kurallar geçerli. Bu tape işi de böyle, burada tapelere ilişkin dinleme esası kanun maddesiyle değil (Kanunda sadece dinleme mahkeme kararıyla, ilgili kişi için, süresi ve sınırı belli ve ölçülü olmalı diyor) Yargıtay'ın "telekulak skandalı" sonrası verdiği kararla değişti. "Dinlemeler için mahkeme kararı var, bu dinlemelerle birileri bi haltlar karıştırmış ama başka bir amaç için dinleme yapıldığından bu tapelerle insanlara ceza veremezsiniz" denildi. İyi de kardeşim şike davasında sadece tape yok ki, Ali Kıratlı'nın bir çanta parasının görüntüsü açık. Aziz Mahmut Özgener'e sövüp federasyondan parasını erken alıyor, İlhan bu parayı menejer bozuntularına dağıttırıyor, o menejer bozuntusu çantacılar da paraları İbrahim Akın'a Serdar Kulbilge'ye Korcan Çelikay'a Ümit Karan'a Bülent Uygun'a dağıtıyor. Tapeler de bunun şike ve teşvik işleri için dağıtıldığını kanıtlıyor. Ayrıca bunları destekleyen teknik takip görüntüleri de var. Hadi buna "çete" diyemeyebilirsin ama "toplu suç" olduğu kabak gibi ortada...
Spor Hukuku boyutunu ise başkan dün biraz anlattı. Hadi Türkiye'deki tahkim disiplin işleri için de biraz araştırma yapabilirsin ama Fifa Cas gibi süreçler bambaşka. Özel yargılama usulleri var ve bu konuda daha önce verilmiş emsal kararlar çok önemli. Mesela Cas'ta sen "Cas Üyesi" tirine sahip bir hakem seçiyorsun, karşı taraf bir hakem seçiyor ve son olarak Cas'ın kendi seçtiği bir hakemden oluşan heyetle karar alınıyor. İster şahit dinler ister dinlemez, ister duruşma yapar ister yapmaz, her şey onların kontrolünde. Tüm spor yargılamalarına bakar, bir atletin doping itirazını da inceler, bir spor kulübünün ilgili federasyona açacağı davayı da. Bu işi de Türkiye'de iyi bilen adam sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Ha konuştuğunuz kişi bu süreci başından beri takip eden, İsviçre'deki Hukuk Bürosunu ve diğer bağlantıları sağlayan Erdem Egemen ise (ki canlı yayına başkanla birlikte çıksa süper olurdu) zil takıp oynayalım. Onun dışında bu davayı yalayıp yutmuş Atilla Dilaver veya Hakan Orhan gibi üstadlar bile olsa söylenenlere itibar etmeyin. Oradaki mecra çok farklı.
Yorum