Yattara'dan ne istiyorlar?!

[Cyzio]

Yattara'nın yapmadıkları

Ayrıca Yattara için "Hiç defans yapmıyor" diyenlere:

-Tolga Zengin hiç gol atmıyor.

-Gökdeniz hiç kendi kalesinin 90'ından kafayla top çıkarmıyor.

-Hüseyin hiç röveşata golü atmıyor.

-Cyzio hiç mantıklı eleştiri yapmıyor.

[Şentürk]

Ayrıca Yattara için "Hiç defans yapmıyor" diyenlere:

-Tolga Zengin hiç gol atmıyor.

-Gökdeniz hiç kendi kalesinin 90'ından kafayla top çıkarmıyor.

-Hüseyin hiç röveşata golü atmıyor.

-Cyzio hiç mantıklı eleştiri yapmıyor.

katılıyorum,fakat böyle eleştiriler her zaman olacaktır,her takım için konusuyorlar böyle..
ama yattarayı kesmek kolar ama onu oynatmak ise teknnik direktörün kaltesini gösterir.
son olarak yattara gibi bir oyuncun varsa onu sürekli oynatmak zorundasın.

[oguzkoc]

"Kambersiz Düğün Olmaz" deyip, bu başlıkta da görüşlerimizi bidirelim istedik.

Evvela "Kimse Trabzonspor'dan üstün değildir." safsatasının Şenol Güneş vasıtasıyla resmen son bulduğunu hemen hatırlatayım. Koskoca Trabzonspor Klübü, kendisinden "Gelmeyeceğim" cevabı alınan bir teknik direktöre (Haydi "salya-sümük" deyimini kullanmayayım) "yalvar-yakar" olmuş ve adının tek isim olarak gündemde tutulmasına karar vermiştir. Yani Trabzonspor onurunun o perdesini çoktan deldirmiştir. Artık vasatın biraz üstünde bir oyuncu, teknik direktör veya yönetici Trabzonspor'un üstündedir; bunu kabullenelim.

Yattara, kabullensek de kabullenmesek de, bir dehadır. Dehalar da kaprisli olur. Onları bu kaprisli haliyle kullanabilenler başarılı olurlar.

Şimdi Yattara'ya biraz teknik direktör gözlüğüyle bakalım: Teknik direktörlerin kendisinden en çok şikayetçi oldukları nokta, disiplinsiz davranışlarıdır. Bu doğru olabilir. Ama sapla saman asla karıştırılmamalıdır. Antrenmanlardaki başarısızlığı, disiplinsiz davranışları başka şey, sahadaki performans başka şeydir. Sahada bana istediğimi veriyorsa, futbolcu antrenmanda ne yaparsa, yapsın; beni ilgilendirmez. Disiplinsiz davranışlar ise, bence para cezası ile önlenebilir; oynatmamakla değil.

Şimdi çok basit bir örnek vereyim: Bazılarınızın bildiği gibi, mesleğim öğretim üyeliği. Görevimiz, öğrencileri önce derslerde eğitmek (Antrenmana denk gelen kısım), ve sonra da sınavlarda bilgilerini tartmak (bu da maçlara denk gelen kısım). Elimizden çeşit çeşit öğrenci geçer. Derse devamı olanlar, olmayanlar; derste anlattıklarımızı dinleyenler, dinlemeyenler; verdiğimiz çalışmaları günü gününe yapanlar, yapmayanlar... Ama hepsi sonunda aynı sınava girerler ve o sınavdaki performanslarıyla değerlendirilirler. Ben onların dersi dinleyip dinlemediklerini, verdiğim çalışmaları yapıp yapmadıklarını, geceleyin ders mi çalıştıklarını, iskambil mi oynadıklarını bilemem. Ben kağıda bakarım. Hiç bir zaman "Bak şu öğrenci odama çok gelip soru soruyordu" deyip notunu arttırmadığım gibi, "şu öğrencinin devamı çok kötü" deyip, notunu kırmam.

Yani efendim; Yattara isterse hiç bir anternmana gelmesin, isterse gece saat 4'de eve dönsün, beni ilgilendirmez. Sahaya çıkıp oynuyorsa, işlem tamamdır. Çünkü her oyuncunun kapasitesi farklıdır. Kimi günde 6 saat çalışarak aynı duruma gelir; kimisi için yarım saat yeterlidir.

Disiplin meselesine gelince:

Gene kendimden örnek vereyim. Disiplinsiz bir öğrenciyi, gerekiyorsa, disipline veririm; asla notuyla oynamam. Yani disiplinsiz davranışın cezasını klüp vermelidir; teknik direktör değil. Üstelik, eğer kenarda oturmanın sebebi, disiplinsizlikse, maçın 60. dakikasında Yattara birden bire disiplin kumkuması mı kesilmiştir?

Vel hasıl-ı kelam; Yattara'yı böyle kabullenen ve oynatan treknik direktör hem kendi kazanır, hem de Trabzonspor'a kazandırır. Yoksa gelecek senelerde, "Macorelli" gibi Yattara'yı da üç İstanbullu'nun birinde görmemiz kaçınılmaz olur.

alkışlıyorum hocam yaa...

[l-m]

"Kambersiz Düğün Olmaz" deyip, bu başlıkta da görüşlerimizi bidirelim istedik.

Evvela "Kimse Trabzonspor'dan üstün değildir." safsatasının Şenol Güneş vasıtasıyla resmen son bulduğunu hemen hatırlatayım. Koskoca Trabzonspor Klübü, kendisinden "Gelmeyeceğim" cevabı alınan bir teknik direktöre (Haydi "salya-sümük" deyimini kullanmayayım) "yalvar-yakar" olmuş ve adının tek isim olarak gündemde tutulmasına karar vermiştir. Yani Trabzonspor onurunun o perdesini çoktan deldirmiştir. Artık vasatın biraz üstünde bir oyuncu, teknik direktör veya yönetici Trabzonspor'un üstündedir; bunu kabullenelim.

Yattara, kabullensek de kabullenmesek de, bir dehadır. Dehalar da kaprisli olur. Onları bu kaprisli haliyle kullanabilenler başarılı olurlar.

Şimdi Yattara'ya biraz teknik direktör gözlüğüyle bakalım: Teknik direktörlerin kendisinden en çok şikayetçi oldukları nokta, disiplinsiz davranışlarıdır. Bu doğru olabilir. Ama sapla saman asla karıştırılmamalıdır. Antrenmanlardaki başarısızlığı, disiplinsiz davranışları başka şey, sahadaki performans başka şeydir. Sahada bana istediğimi veriyorsa, futbolcu antrenmanda ne yaparsa, yapsın; beni ilgilendirmez. Disiplinsiz davranışlar ise, bence para cezası ile önlenebilir; oynatmamakla değil.

Şimdi çok basit bir örnek vereyim: Bazılarınızın bildiği gibi, mesleğim öğretim üyeliği. Görevimiz, öğrencileri önce derslerde eğitmek (Antrenmana denk gelen kısım), ve sonra da sınavlarda bilgilerini tartmak (bu da maçlara denk gelen kısım). Elimizden çeşit çeşit öğrenci geçer. Derse devamı olanlar, olmayanlar; derste anlattıklarımızı dinleyenler, dinlemeyenler; verdiğimiz çalışmaları günü gününe yapanlar, yapmayanlar... Ama hepsi sonunda aynı sınava girerler ve o sınavdaki performanslarıyla değerlendirilirler. Ben onların dersi dinleyip dinlemediklerini, verdiğim çalışmaları yapıp yapmadıklarını, geceleyin ders mi çalıştıklarını, iskambil mi oynadıklarını bilemem. Ben kağıda bakarım. Hiç bir zaman "Bak şu öğrenci odama çok gelip soru soruyordu" deyip notunu arttırmadığım gibi, "şu öğrencinin devamı çok kötü" deyip, notunu kırmam.

Yani efendim; Yattara isterse hiç bir anternmana gelmesin, isterse gece saat 4'de eve dönsün, beni ilgilendirmez. Sahaya çıkıp oynuyorsa, işlem tamamdır. Çünkü her oyuncunun kapasitesi farklıdır. Kimi günde 6 saat çalışarak aynı duruma gelir; kimisi için yarım saat yeterlidir.

Disiplin meselesine gelince:

Gene kendimden örnek vereyim. Disiplinsiz bir öğrenciyi, gerekiyorsa, disipline veririm; asla notuyla oynamam. Yani disiplinsiz davranışın cezasını klüp vermelidir; teknik direktör değil. Üstelik, eğer kenarda oturmanın sebebi, disiplinsizlikse, maçın 60. dakikasında Yattara birden bire disiplin kumkuması mı kesilmiştir?

Vel hasıl-ı kelam; Yattara'yı böyle kabullenen ve oynatan treknik direktör hem kendi kazanır, hem de Trabzonspor'a kazandırır. Yoksa gelecek senelerde, "Macorelli" gibi Yattara'yı da üç İstanbullu'nun birinde görmemiz kaçınılmaz olur.

Yattara ile ilgili yeterince görüş bildirdim, aynı şeyleri tekrar etmeyeceğim, hocam sizin aktarmış olduğunuz duruma da Yattara durumuna muhalefet ettiğim gibi muhalefet edeyim, şöyle ki bence sonuç önemlidir ama yol da önemlidir, örneğin derse girmeyen öğrenci sınavdan iyi not alıyor diye geçiyorsa o zaman değerlendirme kriteriniz yalnızca sınavdır ki bunu yapan hocalarım sayesinde artık evde yatarak ders geçmeye başladım, güzel de oluyor aslında ama bence doğru yol bu değil, doğrusu öğrencinin derse devam etmesi, dersi anlayarak not alması yoksa sabahlayarak 60 alıp dersi geçen ve 1 gün sonra ders ile ilgili hiçbirşey hatırlamayan çok arkadaşım var, zaman zaman bu kategoriye ben de dahil oluyorum, Yattara konusunda da aynı şey söz konusu, Yattara Allah vergisi süper yetenekli olabilir ama diğer öğrencileri yani oyuncuları kötü etkilememesi gerekir, Hasan üçüncü saatlerce koşuyor, elinden geleni yapıyor kısaca, evet boş boş koşmasının bir anlamı yok ama işini yapmaya çalışıyor özetle, Yattara ise elindeki imkanın %10'unu kullanıyor yani ortada bir einstein var 5 katlı integral çözebilecekken gidip 1 katlı integral çözüyor bir de 1 katlı integral çözemeyecek bir adam 3 katlı integral çözebilmek için çalışıyor, Yattara gibi isimler eğer 6-7 olursa o zaman sorun yok ama herkes bu kadar şanslı değil, o nedenle takımın havasını bozduktan sonra 100 alsa ne olur, 10 asist yapsa ne olur. Tekrar ediyorum: Yattara 33 maçı tek başına kazandırır, 34. maç sizi şampiyonluktan eder, sırf keyfi olmadığı için, eğer böyle bir riski göze alabiliyorsanız pekala mükemmel bir futbolcudur, canı isteyince oynayan, tribünden tepki görünce koşmaya başlayan, az işle az parayla hayatını sürdürmeye çalışan biri, sahi Sergen de iyi topçuydu, ne oldu?

[Mehmet_Mercanlı]

YATTARA benim ufak yiğenım gibi
bizim ufaklık oyun oynamak istediği zaman zıplıya zıplıya gelıyo, benden olumsuz yanıt aldıhında dunyası yıkılıyo sanki o ufacık kalbi kızgınlık, hayalkırıklıhı ve kuskunlukle doluyo inanın okadar ınatcıkı birki küstünmu bidaha barişması zor. kusunce tabı surat asıyo bazende ağlıyo ee ağlıyınca dayanamıyorum
-hadı oynıyalım diyorum ama bukez inadı işte
-yok oynamam dıyo oynasada tırıp atıp sohuk davranıyo.!
onu tekrar eskı halıne getirmek cok zaman alıyo ama onunla oynamak onun neşe dolu kahkahaları beni ve izleyenleri huzur ve mutluluk delisi yapmaya yetiyo ben bunu istıyorum işte...
-3 puan değil onun neşeveren oyununu huzurdolu hareketlerini istiyorum
inanın birdaha onu kusturmıcem... cunku anladımki bu hayatta herşey gecici elimizdekilerim kıymetini bilelim onu kusturup hayatı KENDİMİZE zehir etmeyelim..

[l-m]

mercanli eğer bu görüşteyseniz zaten bir problem yok, ben de keyif alıyorum, bilgisayarımda tüm özel videolarını saklıyorum ama diyorum ki süreklilik arzetmiyor ve maalesef arzetmeyecek de, bu akşam nasıl oynayacak tamamen sürpriz, bilemiyoruz, ama Gökdeniz'in dripling atacağını sonrasında da topu kaptırınca ya da istediği pası almayınca oflayıp puflayacağını biliyoruz, ya da Fatih Akyel'in, Stepanov'un nasıl mücadele edeceğini, belki kötü oynayacaklar, Pelenin de kötü oynadığı zamanlar vardı, Ronaldinho'nun da var ama bu durum farklı, bunu anlatmaya çalışıyorum yoksa Trabzonspor'la ilgilenen ilgilenmeyen herkesin tanıdığı 2-3 isimden birisi ve son yıllarda oyunuyla beni heyecanlandıran 2-3 isimden biri ama eğer şampiyonluk hedefliyorsak bence Yattara bunun için doğru isim değil, ha kadroda o kadar garip isimler var, yönetim, taraftar şampiyonluğa inanç bakımından o kadar uzak ki Yattara'ya sıra gelmesi için çok şey var ama Yattara konusundaki genel görüşüm budur. Gönderelim vs. de demiyorum, Celaleddin'in oynadığı, Jef'in kalecilik yaptığı bir takımda Yattara teknik direktör olur...

[tsakrep61]

bu yattaryla bız ne yapıcaz yav bmnyı bıle ıkıleme dusurdu teknık dırektor ne yapsın bana kalırsa ssakat oldugun da bıle oynamalı cunku sakat olsa dahı rakıp takımdan en az 2 kısı yattarayı tutacaktır ...

[EmrahYalçınalp]

bir de şunu düşününü arkadaşlar,

gelmiş geçmiş en iyi kadroyu kurduk diyen fenerbahçe bile yattara oynadığında normal oyun düzenini bozup onun kanadına ilave ouncu koyuyor...

Nerde, biz niye görmüyoruz? Ben Yattara'nın etkili olduğu hiç bir fb maçı hatırlamıyorum. Hepsinde Ümit teker teker alıyor topları. Hatta 3 sezon önce deplesmanda kazandığımız gs maçı ve Kiev'deki DK maçını çıkın, hiç bir "büyük" maç hatırlamıyorum. "Yattara sever"lerin anlamadığı şey adama kimsenin "sıradan" demediği. Yattara sahada 3 adamı arka arkaya geçerken ne kadar sıradışı ise canı istediğinde sakatlanıp idmanı yarıda bıraktığında, Şana'da karısı bıçakla peşine düştüğünde de o kadar sıradışı... İstediğinde tek başına maçı alır getirir. Ama bunun için aklının maçta olması, kafadan sert bir müdahaleye maruz kalmaması, çok baskı altında olmaması ve maçın Trabzon'da, Yattara'nın da maraton tribünün önünde olması lazım Elmayla armutu ayırmakta da fayda var. Kimse Yattara gitsin demiyor, ama ben "belki canı ister" diye beklediğimiz kötü maçlarında yerinde -mesela Musa ile- çalışan bir sağ kanat görmeyi tercih ederim...

Bu akşam yine bakacağız... Tek başına Kıbrıs'ı sallayabilir de, geçen sene yaptığını tekrar edebilir de... Ne olacağını görmenin tek yolunun beklemek olması da adamın bu kadar tartışılır olmasının yegane sebebi. Yoksa ister Yanbolu'ya takılsın, ister Zorlu'ya. Bana ne, kime ne...?

[Berat]

Nerde, biz niye görmüyoruz? Ben Yattara'nın etkili olduğu hiç bir fb maçı hatırlamıyorum. Hepsinde Ümit teker teker alıyor topları. Hatta 3 sezon önce deplesmanda kazandığımız gs maçı ve Kiev'deki DK maçını çıkın, hiç bir "büyük" maç hatırlamıyorum.

Emrah Abi kendimce 2 hatırlatma yapayım;

Geçen sene Kadıköy'deki febe maçı, İnönü'deki bejeke maçı..

Ve Yattara'nın yukarıda saydığın maçlarla beraber yazdığım maçlarda iyi oynaması konusundaki bir bilgi; bu maçların tümüne ilk 11 başladı.. Bu maçlar haricinde Yattara'nın ilk 11 başladığı derbi hatırlamıyorum..Yani şöyle de denilebilir; ilk 11 başladığı tüm önemli maçlarda iz bırakmış..

Buna karşın olayın diğer kısmı konusunda sizinle mutabkım olmamla birlikte teknik direktör olsam her maça muhakkak Yattarayla başlarım..,

[Adem CAKIR]

Spiker: Ey vatandaş, Yattara'dan ne istyorlar ?
Vatandaş : Eeeee... hah! Mümkünse Apoel'e üç beş tane atmasını yada attırmasını istiyorum abi! Olurmu ?
spiker : tamam canım

[Cyzio]

Yattara ile ilgili yeterince görüş bildirdim, aynı şeyleri tekrar etmeyeceğim, hocam sizin aktarmış olduğunuz duruma da Yattara durumuna muhalefet ettiğim gibi muhalefet edeyim, şöyle ki bence sonuç önemlidir ama yol da önemlidir, örneğin derse girmeyen öğrenci sınavdan iyi not alıyor diye geçiyorsa o zaman değerlendirme kriteriniz yalnızca sınavdır ki bunu yapan hocalarım sayesinde artık evde yatarak ders geçmeye başladım, güzel de oluyor aslında ama bence doğru yol bu değil, doğrusu öğrencinin derse devam etmesi, dersi anlayarak not alması yoksa sabahlayarak 60 alıp dersi geçen ve 1 gün sonra ders ile ilgili hiçbirşey hatırlamayan çok arkadaşım var, zaman zaman bu kategoriye ben de dahil oluyorum,

(Bu kısma kadar sadece şunu söyleyebileceğim: Öğrencilerinin tamamını yakından tanımamıza imkan yok. Yani benim şahsen tanımayıp da harıl harıl çalışan öğrenciyi nasıl değerlendireceğim? Tabii ki sınavla.)

Yattara konusunda da aynı şey söz konusu, Yattara Allah vergisi süper yetenekli olabilir ama diğer öğrencileri yani oyuncuları kötü etkilememesi gerekir, Hasan üçüncü saatlerce koşuyor, elinden geleni yapıyor kısaca, evet boş boş koşmasının bir anlamı yok

(Bak bu konuda haklısın. Aynen verimsiz çalışmanın hiç bir işe yaramadığı gibi)

ama işini yapmaya çalışıyor özetle,

(Sadece çalışıyor, ama yapamıyor)

Yattara ise elindeki imkanın %10'unu kullanıyor yani ortada bir einstein var 5 katlı integral çözebilecekken gidip 1 katlı integral çözüyor

(Ama çözüyor, Ben de çok zeki öğrencilerimden soruyu tam çözdükleri zaman "Sen çok daha iyisini yapmalıydın" deyip not mu kırayım?)

bir de 1 katlı integral çözemeyecek bir adam

(Gene çok haklısın)

3 katlı integral çözebilmek için çalışıyor,

(Ama çözemiyor)

Yattara gibi isimler eğer 6-7 olursa o zaman sorun yok ama herkes bu kadar şanslı değil,

(İşte ben de onu söylemek istiyorum: Yattara bir deha. Onun gibi çalışmayıp başarılı olmak herkesin harcı değil.)

o nedenle takımın havasını bozduktan sonra 100 alsa ne olur, 10 asist yapsa ne olur. Tekrar ediyorum: Yattara 33 maçı tek başına kazandırır, 34. maç sizi şampiyonluktan eder,

(Yattara veya başka biri, bana 33 maç kazandırsın da, ondan sonra varsın sahanın ortasında keyif çatsın)

sırf keyfi olmadığı için, eğer böyle bir riski göze alabiliyorsanız pekala mükemmel bir futbolcudur, canı isteyince oynayan, tribünden tepki görünce koşmaya başlayan, az işle az parayla hayatını sürdürmeye çalışan biri, sahi Sergen de iyi topçuydu, ne oldu?

(Bu lafını tam anlayamadım ama şöyle cevap vereyim: Her futbolcunun bir top oynama ömrü vardır. Sergen'inki de tükendi. Ali Kemal ne oldu? Cemil ne oldu? Necmi ne oldu?)

Sevgili I-m, cevabım yukarıda parantezler içinde.

Sevgiler.

[Hekimoğlu]

tartışacak bir yattaramız var diye sevinmeliyiz.yattaralı trabzonspor ile yattarasız trabzonspor arasında ki fark çok büyük.

[EmrahYalçınalp]

Emrah Abi kendimce 2 hatırlatma yapayım;

Geçen sene Kadıköy'deki febe maçı, İnönü'deki bejeke maçı..

Ve Yattara'nın yukarıda saydığın maçlarla beraber yazdığım maçlarda iyi oynaması konusundaki bir bilgi; bu maçların tümüne ilk 11 başladı.. Bu maçlar haricinde Yattara'nın ilk 11 başladığı derbi hatırlamıyorum..Yani şöyle de denilebilir; ilk 11 başladığı tüm önemli maçlarda iz bırakmış..

Buna karşın olayın diğer kısmı konusunda sizinle mutabkım olmamla birlikte teknik direktör olsam her maça muhakkak Yattarayla başlarım..,

Çok iddialı olmayayım Beratcım, özellikle takip ettim desem yalan olur. Ama ilk 11'de olup gezindiği de çok maç var. Öyle ya da böyle ne biz dedik diye sahada kalacak, ne de kesik yiyecek. Tüm kalbimle maksimum katkıyı yapmasını diliyorum. Bu gün 10. dakikada tükürüp kırmızı kart görse de şaşırmam, bütün takımı çalıma dizip 3 gol atsa da... Zaten bozulduğum ve ona kızdığım nokta da her zaman iyi oynamadığı için değil, hiç oynamadığı için. Dünya kupasında Ronaldinho'yu gördükten sonra Yattara'ya karşı daha esnek düşündüğümü de belirteyim, yukarda Allah var

[Ali Özcan]

şu apoel maçından sonra şu topic i kapatalım bence ve anlayalım...Yattara SZYMEK Marcelinho Stephanov gibi elemanlar ı satmayı bir kenara bırakın maaşlarında iyileştirme yapıp takımda tutmalıyız...

Bitti...

[Ali Özcan]

Ayrıca YATTARA dan ne istiyorlar;eğer bundan daha fazlasını istiyorlarsa bu paraya Allah larından belalarını istiyorlar...

Bitti...