Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Aşk ve Aşık Olmak!

Daraltma
X
  •  
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • Biraz uzun ama güzel bir yazı...

    KADIN DİLİ = BÜKÇE

    Oğlum bir hafta sonra evleniyor. Sorumluluk sahibi bir baba olarak ona öğüt vermem gerekiyor. Fakat bunu evde yapamam çünkü annesi ağız tadıyla öğüt vermeme izin vermez, sözü ağzımdan kapıp kendi devam eder. İş yerimden oğluma telefon açtım, "Akşam yemeğini dışarıda birlikte yiyelim." dedim. Deniz kenarındaki bu şirin lokantada şimdi onu bekliyorum. Geliyor aslan parçası, yakışıklılığı DA aynı ben. Yan masadaki kızlar gözleriyle oğlumu süzüyorlar. Bakmayın kızlar, onu kapan çoktan kaptı. Hoş beşten sonra konuya giriyorum.
    - Oğlum haftaya düğünün var, bir baba olarak sana bazı konularda yol yordam göstermem gerekiyor.

    Çocukluğunda suç işlediği zamanlardaki gibi birden bire kızardı. Kerata NE anlatacağımı zannettiyse!


    - Baba ben yirmi altı yaşındayım, bazı şeyleri biliyorum artık.

    - Ah senin o biliyorum zannettiğin konularda DA çok bilmediğin çıkacak AMA ben o konulardan bahsetmeyeceğim. Keşke konuşabilseydik AMA henüz o kadar modern olamadım.

    Rahat bir nefes aldı. Bu arada yemeklerimiz de geldi. Oğlumla şöyle keyif yaparak muhabbet edelim bakalım.


    - Kaç dil biliyorsun oğlum sen?

    İngilizce, Fransızca, bir de Türkçeyle üç dil oluyor.
    Bugün ben sana dördüncü dili öğreteceğim. Dilin adı Bükçe. Kadınlar tarafından kullanılır. Sen buna "kadın dili" de diyebilirsin.

    Güldü. Güldüğü zaman benim yanağımdaki gibi küçük bir gamzesi var, o ortaya çıkıyor.


    - Kadınların ayrı bir dili mi var?

    Tabii ki. Eğer kadın dilini bilirsen bir kadınla yaşamak dünyanın en büyük zevkidir, AMA bu dili bilmezsen hayatın kararabilir. O yüzden bir kadınla mutlu olmak isteyen her erkek Bükçe'yi öğrenmeli.
    İyi de niye Bükçe?
    Çünkü kadınlar konuşurken, genellikle söyleyecekleri sözü net söylemezler. Eğip bükerler; onun için dilin adını ;Bükçe" koydum.
    "Bükçe zor bir dil MI baba?" diye sordu gülerek.
    Bana bak, çok önemli bir konu AMA eğleniyor gibisin, biraz ciddiye al. Bir kadınla mutlu olmak istiyorsan bu dili bilmen çok önemli. Çünkü kadınlar sözü bükerek bükçe konuşurlar sonra DA senin sözün doğrusunu anlamanı beklerler. Felsefesini anlarsan kolay, anlamazsan zor. Mesela Çinli bir karın var, sen karına sürekli Fransızca "seni seviyorum" diyorsun AMA karın hiç Fransızca anlamıyor. Fransızca "seni seviyorum" un onun için bir anlamı yoktur. Ona Çince seni seviyorum dediğinde seni anlayabilir.
    Tamam baba, haklısın ciddiyetle dinliyorum. Peki, sence kadınlar neden bizimle aynı dili konuşmuyorlar, söyleyeceklerini direkt söylemiyorlar ?
    Bence bir kaç sebebi var. Birincisi, duygusal oldukları için, hayır cevabı alıp kırılmaktan korktuklarından sözlerini de dolaylı söylüyorlar. İkincisi, kadınlar dünyaya annelikle donanımlı olarak gönderildikleri için onların iletişim yetenekleri çok güçlü.
    Bu konuda biz erkeklerden bir sıfır öndeler yani.
    Ne bir sıfırı oğlum, en AZ on sıfır öndeler. Düşünsene, henüz konuşmayan, küçük bir çocuğun bile yüz ifadesinden NE demek istediğini hemen anlıyorlar. İşin kötüsü kendileri leb demeden leblebiyi anladıkları için biz erkekleri de kendileri gibi zannediyorlar.
    Onun için leb deyip bekliyorlar. Hatta bazen, leb demek zorunda kaldıkları için bile kızarlar. "Niye leb demek zorunda kalıyorum DA o düşünmüyor?" diye canları sıkılır.
    Biz de bazen Canan'la böyle sorunlar yaşıyoruz. "Niye düşünmedin?" diye kızıyor bana.
    Kızarlar oğlum, kızarlar. Kadınlar ince düşüncelidirler, detaycıdırlar, küçük şeyler gözlerinden hiç kaçmaz. Bizim de kendileri gibi düşünceli olmamızı beklerler, fakat erkekler onlar gibi değil. Biz bütüne odaklıyız, onlar detaya. Beyinlerimiz böyle çalışıyor.
    Ne olacak baba o zaman, yok mu bu işin çaresi?
    Var dedik ya oğlum, Bükçe'yi öğreneceksin, bunun için buradayız. Hazır mısın?
    Hazırım baba.
    Bükçe bol kelime kullanılan bir dildir. Biz erkeklerin on kelime ile anlattığı bir konu, Bükçe'de en AZ yüz kelime ile anlatılır. Dinlerken sabırlı olacaksın. Mesela karın o gün kendine elbise aldı, diyelim. Bunu sana "Bugün bir elbise aldım." diye söylemez. Elbise almak için dışarı çıktığı -ndan başlar, kaç mağazaya gittiğinden, almak için kaç elbise denediğinden, indirimlerden, yolda gördüğü tanıdıklarından, alırken yaptığı pazarlıktan devam eder ve sana kocaman bir hikaye anlatır.
    Hikaye dili yani.
    Aynen öyle. Sen akıllı bir erkek olarak ona asla, "Hikaye anlatma, Ana fikre gel, kısa kes." demeyeceksin. Böyle bir şey dediğinde bittin demektir. İster öyle de, istersen "seni sevmiyorum." de. İki durumda DA "seni sevmiyorum" demiş olacaksın.
    Ne alakası var baba "seni sevmiyorum" demekle "kısa anlat" demenin?
    Çok alakası var. Kadınlar dinlenmedikleri zaman sevilmediklerini düşünürler.
    Bu önemli. Bükçe'de dinlemek sevmektir diyorsun.
    Aynen öyle. Devam edelim. Bükçe ima dolu bir dildir. Kadınlar konuşurken bir şeyler ima etmeyi severler. Biz erkekler de imalı konuşuyoruz diye düşünürler ve gözlerimizle onlara NE demek istediğimizi çözmeye çalışırlar. Oysa erkeklerin ima yeteneği pek gelişmemiştir. Bizim kastımız söylediğimiz şeydir.
    Geçen hafta Canan bana "Bir kaç kilo daha versem gelinliğin içinde daha iyi duracağım." dedi. Ben de "Böyle de iyisin." dedim. Canı sıkıldı, bir kaç saat surat astı. ";Neyin var?" diye sordum. "Hiçbir şeyim yok." dedi. Sence nerede hata yaptım?
    "Böyle de iyisin" derken o "de" ekini orda kullanmamalıydı n. Canan bunu şöyle anlamıştır. "Böyle de fena sayılmazsın, eh işte, idare edersin ama tabi daha da iyi, daha da güzel olabilirsin."
    Peki ne demem gerekiyordu?
    Şunu hiç unutma. Kadınlar kendileri ile ilgili, giysileri ile ilgili ya da aileleri ile ilgili bir soru soruyorlarsa, kesinlikle iltifat bekliyorlardır. Es kaza eleştirmeye kalkarsan yandın. Bunu hiç unutmazlar. O gün "Hayatım sen zaten Çok güzelsin, kilo vermeye falan bence ihtiyacın yok." deseydin, günün zehir olmazdı. Mesela bir gün kucağına oturup "Ağır mıyım?" derse sakın ;Evet, biraz" falan deme "Hayır" de. Yoksa bir daha kucağına oturmaz.
    Yani diyorsun ki bir kadın her daim güzeldir, her giydiği yakışır ve her kadının annesi bir hanımefendi, babası da beyefendidir. Bana ne yaparlarsa yapsınlar.
    Aferin oğlum, çok hızlı anlıyorsun bana çekmişsin. Kadının, kendi anne babasıyla sorunu olsa, kendi eleştirir ama asla senin eleştirmeni kabul etmez. Bunu kendine hakaret olarak alır.
    Ve asla unutmazlar, değil mi?
    Aynen öyle. Yıllar once annene, annesi için "Biraz cimri." demiştim. Hala "Sen benim annemi sevmezsin." der ve annesi bize bir şey aldığında gözüme sokar, en çok göreceğim yere koyar.
    Hadi o konularda dilimi tutarım da, şu ima işini çözmek zor geldi.
    Zor gibi ama biraz gayret edersen çözersin. En önemlisi imaları anlayacaksın ama "Sen şunu mu demek istiyorsun?" diye asla yüzüne vurmayacaksın.
    Anladım. Anlayacaksın ama anladığını belli etmeyeceksin. Buna şöyle de diyebiliriz. O beni iğnelediğinde "Niye bana iğne batırıyorsun?" Diye sormayacağım, o iğneyi ben kendi kendime batırmışım gibi yapacağım.
    Güzel ifade ettin oğlum. Mesela dün öğlen annen beni aradı. "Akşama tok mu geleceksin?" diye sordu. Beni biliyorsun akşam yemeklerinde hep evdeyimdir. Kırk yılda bir dışarıda yerim onu da haber veririm. Tabi ben hemen anladım annenin ne demek istediğini. "Tok gel, yemekle uğraşmak istemiyorum" demek istiyor. Anladım ama tabi "Ne demek istiyorsun?" demedim.
    Dün çok yorulmuştu baba, düğün alışverişine çıkmıştık.
    Bunun pek çok sebebi olabilir. Yorulmuş olabilir, bir kabul gününden tok gelmiş olabilir, bin beş yüzüncü diyetine başlamış ve o gün yemekle uğraşmak istemiyor olabilir. Ama bunu biz erkekler gibi kısa yoldan "Canım benim karnım tok, sen de dışarıda bir şeyler ye, ya da yorgunum, gelirken bir şeyler getir yiyelim." demez. Sanki böyle derse, iyi ev kadını rütbesi tozlanacak, mevki kaybedecek. İlla Bükçe anlatacak, asık bir yüzle karşılaşmamak için senin de anlaman gerekiyor. "Hayır, evde yiyeceğim ama istersen hazır bir şeyler alıp geleyim, ne dersin?"dedim. "Tamam." dedi. Döneri sever biliyorsun, dün eve giderken, ekmek arası döner yaptırdım. Onun dönerini de porsiyon yaptırdım. Bunu düşündüğüm için ayrıca sevindi. O da diyette, düğünde daha zayıf görünme derdinde bu sıralar.
    Bu Bükçe'de kısa konuşma yok mu baba?
    Var ama yerinde olsam hiç tercih etmezdim. Kadın konuşmuyorsa ya da kısa konuşuyorsa kesin ciddi bir sorun var demektir. Mesela baktın canı sıkkın, soruyorsun, "Neyin var?" diye. "Hiçbir şeyim yok." diyorsa, aman bir şeyi yokmuş diye bırakma. Yoksa az sonra, çok ilgisiz olduğundan yakınarak, ağlamaya başlar.
    Bükçe'de "Hiçbir şey yok." demek ";Çok şey var, benimle ilgilen." demek oluyor, o zaman.
    Evet. Biz erkekler "Bir şey yok." diyorsak ya gerçekten bir şey yoktur, sadece başımızı dinlemek istiyoruzdur ya da bir sey vardır ama; "Şu anda konuşacak bir şey yok." diyoruzdur. Her ikisinde de konuşmak istemiyoruzdur. Ama kadınlar ilgiyi sevgi olarak gördükleri için "Bana değer veriyorsan, ilgilen ki anlatayım." demek istiyordur. Çok nadiren gerçekten anlatmak istemiyor olabilir, o zaman da fazla üstüne varıp bunaltmayacaksın tabi.
    Bir arkadaşım da "Kadınların 'Peki.' demesi tehlikelidir" demişti.
    Doğru. Bir kadının ağzından çıkan kuru bir 'peki', 'olur', 'tamam' her zaman tehlikelidir. Bu Bükçe'de "Şimdi tamam diyorum ama acısını daha sonra çıkaracağım." demektir. Sana en kısa zamanda kesin bir ceza keser. Fakat pekinin yanında "Peki canım, olur hayatım" gibi bir hoşluk ekliyorsa korkmaya gerek yok.
    Zor bir dil baba.
    Yok yok gözün korkmasın, her yabancı dil gibi. İlk başlarda biraz çalışacaksın, pratik yapacaksın, bazen hatalar yapacaksın, dikkat edeceksin sonra otomatiğe bağlanırsın. Kolay yanı şu; senin bükçe konuşman gerekmiyor. Dili anlaman yeterli.
    Anlamak da pek kolay değil ama.
    Korkma, o kadar zor değil. En önemli kuralları ben sana öğretiyorum zaten. Devam edelim. Kadınlar istediklerini söylemek zorunda kalınca, düşünemediğimiz için biz erkeklere kızarlar ve konuşurken suçlayarak konuşurlar; fakat suçladıklarının farkında olmazlar. Sitem ediyoruz zannederler.
    Nasıl yani?
    Mesela, karın sana "Ne zamandır dışarı çıkmadık." derse bunu suçlama olarak üstüne alma, canı seninle gezmek istiyordur, bunu sen düşünüp teklif etmediğin için kalbi kırılmıştır. Maksadı seni suçlamak değildir. "Daha geçenlerde gezmeye gittik." gibi bir savunmaya girme. "Tamam canım haklısın, ben de istiyorum, en kısa zamanda gideriz." de, konu kapanır. Tabi ilk fırsatta da sözünü yerine getirirsen iyi olur.
    Küçük ama önemli detaylar.
    Aynen öyle. Mesela karın "Üşüdüm." diyorsa, "Üstünü kalın giy." demeni ya da kombiyi açmanı değil, ona sarılmanı istiyordur.
    Keşke okullarda öğretselerdi biz erkeklere Bükçe'yi. Ne kadar erken başlasak o kadar çabuk kavrayabilirdik belki.
    Haklısın, aslında ben de sana öğretmek için geç kaldım. Neyse zararın neresinden dönülse kardır.
    Not mu alsaydım... Epeyce detayı varmış dilin.
    Sen bilirsin oğlum, unutacaksan al. Keşke ben de not alıp gelseydim. Umarım sana eksik öğretmem. Şimdi aklıma geldi. Kadınların en nefret ettiği sözcük "Fark etmez."dir. "Fark etmez"i kadınlar "Hiç umurumda değil, ne yaparsan yap." diye anlarlar.
    En değerli sözcük nedir?
    Sen bil bakalım.
    "Seni seviyorum." herhalde.
    Evet, kadınlar "Seni seviyorum." sözünü sık sık duymak isterler. Biz erkekler ";Söylemiştim, zaten biliyor." diye bu konuda gaflete düşmemeliyiz.
    Bükçe sadece konuşma dili midir baba? Bunun bir de davranış dili var gibi geliyor bana.
    Zekan kesinlikle bana çekmiş. Ben de tam ona geliyordum. Davranışlar da çok önemli tabii. kadınlar küçük şeylere önem verirler. Akşam ona sarıl, televizyon izliyorsan sarılarak izle. Gündüz onu düşündüğünü ifade etmek için kısacık da olsa bir mesaj gönder, küçük sürprizler yap. O yemek hazırlarken ona yardım et, salata yap, çay demle.
    Akşam gelip sırt üstü yatmak yok yani.
    Gözünde büyütme. Sayınca çok şey gibi görünüyor ama aslında bunlar zaman alacak, zor ve masraflı şeyler değil. Sen bu küçük şeylere dikkat et, zaten karın sana paşa gibi davranır, seni yormaz. Bir erkek bu küçük şeylere dikkat etmezse zamanını karısıyla büyük kavgalar yaparak geçirir. Sevgiyle geçirmek varken niye kavgayla geçiresin ki? Kadınlar çok vericidir ama, eğer sen hep alıp hiç vermezsen, bir gün birden patlarlar. Küçük küçük alırlarsa, büyük büyük verirler.
    Tamam baba, bunlara dikkat edeceğim.

    Garson yemek tabaklarını kaldırırken oğlumun telefonu çalmaya başladı. Belli ki nişanlısı arıyor, konuşmak için deniz kenarına doğru adımlamaya başladı. Az sonra geldi.

    - Baba çok teşekkür ederim. Bükçe'yi anlamaya başladım. Canan aradı. "Salonun perdeleri ne renk olsun karar veremedim, yarın birlikte mi baksak?" dedi. Tam "Fark etmez, sen seç." diyecektim ki bunu senin söylediğin gibi "Ev de perde de umurumda değil." gibi anlayacağı aklıma geldi. "Tabii canım, istersen birlikte bakabiliriz ama ben senin zevkine güveniyorum, sen seç istersen." dedim, çok mutlu oldu. Kendi seçecek.
    - O zaten perdeyi çoktan seçmiştir de kadınlar illa yaptıklarını onaylatmak isterler. Birlikte de gitsen o seçtiği perdeyi almak isteyecektir. Biz erkekler onların ne demek istediklerini anlarsak, işlerden kolay sıyırırız.
    - Baba tekrar teşekkür ederim. Bu iyiliğini hiç unutmayacağım. Bana Bükçe'yi öğretmeseydin halimi düşünmek bile istemiyorum.

    Şanslısın oğlum. Benim seninki gibi bir babam yoktu. Bunları deneye yanıla öğrenmem yıllarımı aldı. Sen yine iyisin, hazıra kondun. Güle güle kullan, isteyene de öğret, herkes de güle güle kullansın. Kullansınlar ki yüzleri gülsün.



    Sema Maraşlı'nın "Eşimle Tanışmayı Unutmuşuz" kitabından... .

    _____________________________
    İngiltere'de ay yıldızlı bir takım var,Portsmouth! http://www.portsmouthfc.co.uk/
    Ve Bordo Mavili Güzel Amblemli İngiliz Takımı http://theterras.co.uk/main.htm

    https://twitter.com/HuseyinnKurt

    Yorum


    • Okuyun bence.Uzun diye hemen bırakıp kaçmayın.
      İngiltere'de ay yıldızlı bir takım var,Portsmouth! http://www.portsmouthfc.co.uk/
      Ve Bordo Mavili Güzel Amblemli İngiliz Takımı http://theterras.co.uk/main.htm

      https://twitter.com/HuseyinnKurt

      Yorum


      • Hüseyin Abi,

        Kız arkadaşım okutmuştu bunu bana...

        Bana böyle davran demişti.
        "İzin ver Selim biraz,Hegel,Fichte diyelim,
        Felsefeyle ilişkin bir de ekmek yiyelim."

        Yorum


        • Hüseyin Abi böyle şeyleri kaçırmam biliyorsun başdan sona okudum güzel Anektodlar yakalamış yazar Evlenecek Erkekler için yardımcı bir parça.

          "Mesela bir gün kucağına oturup "Ağır mıyım?" derse sakın ;Evet, biraz" falan deme "Hayır" de. Yoksa bir daha kucağına oturmaz. "
          Trabzonspor, Ona Hayat Verenlerin Hayatıdır.

          Yorum


          • Emirhan,bana öyle geliyor ki sen de ilerde kitap çıkartırsın bu konularla ilgili.

            Semih,baya işin var desene
            En son Hüseyin Kurt tarafından düzenlendi; 16.04.2009, 17:15.
            İngiltere'de ay yıldızlı bir takım var,Portsmouth! http://www.portsmouthfc.co.uk/
            Ve Bordo Mavili Güzel Amblemli İngiliz Takımı http://theterras.co.uk/main.htm

            https://twitter.com/HuseyinnKurt

            Yorum


            • İlk olarak Hüseyin Kurt tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
              Emirhan,bana öyle geliyor ki sen de ilerde kitap çıkartırsın bu konularla ilgili.
              Ben kendi Özel Hayatımı Profosyonel bir şekilde yöneteyim arkadaşarıma da bir nebze yardımım edebilirsem yeter kitaba gerek yok
              Trabzonspor, Ona Hayat Verenlerin Hayatıdır.

              Yorum


              • Teşekkürler Hüseyin abi
                çok güzel ve fotokopi ile çoğaltılıp evlilik cüzdanı ile beraber verilesi bir yazı

                bi de
                kitabı sema maraşlı yazmış...
                uşak babasi ile konuşuyor...
                mevzubahis baba Sema hanımın eşi mi
                değilse kim
                ve son bi soru
                bu çiftin başka çocukları var mı
                *Gamze Melâl Tokay

                Yorum


                • İlk olarak melâl tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                  Teşekkürler Hüseyin abi
                  çok güzel ve fotokopi ile çoğaltılıp evlilik cüzdanı ile beraber verilesi bir yazı

                  bi de
                  kitabı sema maraşlı yazmış...
                  uşak babasi ile konuşuyor...
                  mevzubahis baba Sema hanımın eşi mi
                  değilse kim
                  ve son bi soru
                  bu çiftin başka çocukları var mı

                  Melal,

                  Diyelim evlilik cüzdanı ile verildi.

                  İçinden gelmeden, sadece kadından gelecek tepkileri geçiştirmek için böyle davranırsa erkek...

                  Daha mı hoş olur?
                  "İzin ver Selim biraz,Hegel,Fichte diyelim,
                  Felsefeyle ilişkin bir de ekmek yiyelim."

                  Yorum


                  • Bence yok çünkü adam bütün enerjisini bu çocuğa harcamış neredeyse

                    Bide anlamadığım,genelde kadınlar,baba ile oğul arasındaki ilişkiyi daha iyi anlatabiliyor,sebebi ne aceba?
                    Kadınlar iyi gözlem yapıyorlar diyebilir miyiz?
                    Ne dersin Melal?
                    İngiltere'de ay yıldızlı bir takım var,Portsmouth! http://www.portsmouthfc.co.uk/
                    Ve Bordo Mavili Güzel Amblemli İngiliz Takımı http://theterras.co.uk/main.htm

                    https://twitter.com/HuseyinnKurt

                    Yorum


                    • İlk olarak Hüseyin Kurt tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                      Bence yok çünkü adam bütün enerjisini bu çocuğa harcamış neredeyse

                      Bide anlamadığım,genelde kadınlar,baba ile oğul arasındaki ilişkiyi daha iyi anlatabiliyor,sebebi ne aceba?
                      Kadınlar iyi gözlem yapıyorlar diyebilir miyiz?
                      Ne dersin Melal?
                      "Kadınlar Herşeyi Erkeklerden Daha İyi Yaparlar Ama Erkekler Kadınların daha iyi yaptığı ortaya çıkmasın diye Çoğu Şeyi Kendileri Yaparlar."

                      Emirhan Makul
                      Trabzonspor, Ona Hayat Verenlerin Hayatıdır.

                      Yorum


                      • İlk olarak Semih Albayrak tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                        Melal,

                        Diyelim evlilik cüzdanı ile verildi.
                        İçinden gelmeden, sadece kadından gelecek tepkileri geçiştirmek için böyle davranırsa erkek...
                        Daha mı hoş olur?
                        güzel bir yaklaşım Semih...
                        içinden gelerek davranacağı günü beklemeyi tercih edebilir kadın..
                        ancak o ki umutlar tükenmiştir
                        karşıdaki içinden gelmeyerek yapsa da,her ne kadar sakarin tadı verse de hayata...
                        olsun be diyip... bunun daha hoş olduğuna kanaat getirebilir kadın
                        mantık : hiç yoktan iyidir


                        İlk olarak Hüseyin Kurt tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                        Bence yok çünkü adam bütün enerjisini bu çocuğa harcamış neredeyse

                        Bide anlamadığım,genelde kadınlar,baba ile oğul arasındaki ilişkiyi daha iyi anlatabiliyor,sebebi ne aceba?
                        Kadınlar iyi gözlem yapıyorlar diyebilir miyiz?
                        Ne dersin Melal?
                        sanırım kadınların bir erkek çocuk yetiştirirken karşılarına çıkan çıkmaz sokakları diye niteleyebileceğimiz bi olay "oğlumla erkek erkeğe konuşalım" muhabbeti...
                        bu durum karşısında eli kolu bağlanır anne nin... kıskanır hafiften

                        o da dediğin gibi en iyi bildiği şeyi yapar...
                        gözlemler..ve kıskanarak gözlem yapan bir kadının tüm alıcıları açıktır Hüseyin abi
                        En son melâl tarafından düzenlendi; 16.04.2009, 17:38.
                        *Gamze Melâl Tokay

                        Yorum


                        • Melal,

                          Bu konuda bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum.

                          Sorunların üzerini örtmek gibi bir yaklaşım, biraz sakat yahu.

                          Bu yazının özeti, 'aşkı şiir gibi yaşamak'a denk geliyor.

                          Aman uyum bozulmasın, dizenin sonu kafiyeli bitsin.

                          Oysa kafiye endişesi dizenin kalitesini düşürebilir.

                          Dizeyi bir kuralım önce, kafiye kısmı kolay yahu
                          "İzin ver Selim biraz,Hegel,Fichte diyelim,
                          Felsefeyle ilişkin bir de ekmek yiyelim."

                          Yorum


                          • Aşk bir sudur,bugün sular kesik
                            .

                            Yorum


                            • Semih
                              şiir işini bilmem ama güzel türkü attığımı söylerler...
                              bazen o kadar manidar ~tam türküye yaraşacak cinsten,hafif iğneli vs...~ sözler gelir ki aklıma
                              bunlardan türkü oluşturmak için kafiye aramaya başlarım...

                              kafiyeyi bulamadığım an ne dizenin başı olur ne de sonu o söz...

                              demek istediğim şu...

                              bir kafiye uğruna yazılan şiir aşk oluyor
                              bir şiire kafiye aramak zaruret


                              ayrıca... iyi giden ilişkiler sanırım biraz da "sıkıntıları gözardı/ört bas etmeye" borçlular bu iyi gidişatlarını...

                              düşünsene tüm sıkıntıların oturulup saatlerce konuşulduğu bir ilişki...

                              aman tanrım
                              En son melâl tarafından düzenlendi; 16.04.2009, 17:54. Sebep: küçük harf...
                              *Gamze Melâl Tokay

                              Yorum


                              • "bir kafiye uğruna yazılan şiir aşk oluyor
                                bir şiire kafiye aramak zaruret"

                                Haklısın, en iyisi serbest vezin, idealist olmaya gerek yok

                                "ayrıca... iyi giden ilişkiler sanırım biraz da "sıkıntıları gözardı/ört bas etmeye" borçlular bu iyi gidişatlarını..."

                                Pek değil aslında.

                                4. yılını doldurmuş bir ilişkim var.
                                Son bir yılı hararetle kavga ederek geçirdik.
                                Ve çözdük

                                Yine de ısrar ediyorum.
                                "Bükçe" gibi, çok satanlar listesinin vazgeçilmez malzemelerine prim vermeyin.

                                Bırakın aksın hayat, kilit vurmayın
                                "İzin ver Selim biraz,Hegel,Fichte diyelim,
                                Felsefeyle ilişkin bir de ekmek yiyelim."

                                Yorum

                                Üzgünüz, bu sayfayı görüntüleme yetkiniz yok
                                Yükleniyor...
                                X