Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Uzay, Bilim, Komplo Teorileri Ve Diğer İddialar

Daraltma
X
  •  
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • İlk olarak Muhteva tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
    Bende sürekli Hawking'in söylediği gibi düşünüyorum bunun için Bilim adamı olmaya gerek yok sanırım.

    Mesela bir ayet'te erkeklik sıvısı olan meni'nin göğüs kafesi ile sırt arasından çıktığı açık olarak belirtilir.

    Bilimin gelişmediği dönemler de bu açıklamanın Tanrı kelamı olduğuna inanmak son derece doğaldır.

    Oysa günümüz de gelişmiş olan modern Bilim sayesin de meni'nin testislerden çıktığını ve orada üretildiğini net olarak biliyoruz.

    Sonuç olarak bu kelamın Tanrısal bir güce ait olmadığını kavramamız zor olmuyor.
    Kuran-ı Kerim Arapça yazılmıştır ve Arapça'nın gerek etimolojisi gerekse kelime zenginliği Türkçe ile kıyaslanamayacak düzeyde zengindir.

    Şimdi söylediğiniz olaya baş perspektiften bakarak bir açıklama getirecek olursak bilimin her yaptığı çalışma doğru sonuçlar vermeyebilir. Mesela bugün bilim tarafından doğru kabul edilen bir olgu yarın reddedilebilir ve ona zıt bir olgu kabul edilebilir. Ancak Kur'an-ı Kerim'de geçen ifadelerin hiç birisinin aksi ispat edilememektedir.

    Söylediğiniz meni olayıyla ilgili kesin bir hüküm verebilmeniz için kelimelerin ne demek istediğine derinlemesine bakmalı yalnızca maddeye tapan insanların birkaç uydurma fotoğraf ve metin döşemeleriyle yazdığı kompozisyonlara ideolojiniz veyahutta inandığınız değerlere mantıklı geldiği için hemen okey deyip savunmaya geçmemelisiniz.

    Basit bir örnekle betimleyecek olursam Kimya'da element tablosunda bulunan elementlerden yan yana duran 3-4 elementi gördüğümde işte budur diyemem öyle değil mi? Zira o elementlerin ne içerdiğine yan yana geldiklerinde neyi oluşturduklarına atom zerresine kadar derinlemesine bilmem gerekir. Kuran üzerine kafa yormakta böyle birşeydir. Futbol konusunda bile konuya vakıf olamayanların konuştukları ciddiye alınmazken dünyayı yaratan ve bu dengeyi kuran bir yaratıcının yazdığına inandığımız bir kitaba basit bir kahve muhabbeti mantığıyla yaklaşırsak elbette farklı sonuçlar çıkartabiliriz.

    Ayetin mealine gelecek olursak; "Onun için insan neden yaratıldığına bir baksın. Atılan bir sudan yaratıldı. O su, erkeğin sulbü ile kadının göğüs kemikleri arasından çıkar."(Târık, 86/5-7)

    Sırasıyla ayetler..

    Hulika min main dafikın.
    Yahrücü min beynissulbi vetteraibi.
    İnnehu 'ala rec'ıhı lekadirün.

    "Sulb" ve "teraib" üzerinde iki görüş vardır. Birincisine göre ikisi de erkektedir. Sulb, erkeğin bel kemiği, teribenin çoğulu olan teraib ise alttan dörder kaburga kemiğidir. İşte insanın cinsel cihazları, bedenin bu ana iskeleti arasında kalır. İnsan bu ana kemikler arasında bulunan cihazlardan tazyikle atılan suyun bir parçasından yaratılır.

    İkinci görüşe göre ise "sulb" erkeğe, "teraib" kadına aittir. Yani insanın, erkeğin sülbü ile kadının teraibi arasından çıkan bir sudan, yahut her ikisinin sulb ve teraibi arasından çıkan bir sudan yaratıldığı anlaşılmıştır.

    Birinci ihtimale göre insan erkekten atılan bir meniden yaratılmaktadır. Ki insanın cinisini belirleyen de, erkekten atılan meninin milyonlarca parçalarından biri olan meni parçacığıdır. İkinci takdirde de insanın, menideki sperm ile kadındaki yumurtanın birleşmesinden yaratıldığı anlatılmış olur. Özellikle "Hulike min main dafik" âyetinde bir incelik vardır ki o da insanın o tazyikle atılan suyun tamamından değil, bir parçasından yaratıldığı anlatılmaktadır ki gerçekte insan atılan meni içerisindeki milyonlarca spermden sadece birinin, yumurtayı aşılamasıyle yaratılmaya başlar.

    Âyet atılgan suyun, sulb ile teraib arasından çıktığını söylüyor. Kur'an'ın söylediğini modern anatomide tasdik ediyor. Zira erkeğin temel üreme organı husye ile kadının temel üreme organı yumurtalık, henüz anne karnındaki ceninin sulb ile teraib arasındaki bölgede oluşur. Daha sonra bunlar aşağı iner. Kadında rahmin yanına yerleşir, erkekte vücud dışına çıkar.

    Bunlar asıl yerlerinden aşağı inmekle beraber yine sulb il teraib arasından gelen sinir ve lenf damarlarıyle beslenir. Yani bunların faaliyeti, yine sulb ile teraib arasına bağlıdır.

    İşte bu âyetlerde, gözönünde her zaman görülen bu gerçeğe işaret edilerek Allah'ın yaratma kudreti anlatılıyor. Erkekte sperm, kadında yumurta gibi gözle görülmeyen hücreleri yaratıp bunların birleşmesinden yürüyen, gören, düşünen, yapan insan yaratan Allah, onu yeniden yaratamaz mı? Elbette yaratır.
    "When you start supporting a football club, you don't support it because of the trophies, or a player, or history, you support it because you found yourself somewhere there; found a place where you belong.”

    Yorum


    • Materyalistlere göre var olan her şey maddeye borçludur. Onlara göre madde ezelidir; hep vardır ve var olduğu için yaratılmasına gerek yoktur. Bu dayanağı göstererek, tanrının sadece akıl ürünü olduğunu savunurlar. Tek tanrılı dinlerde ise bu tam tersidir: maddenin ve evrenin ezeli olmadığı bir başlangıçlarının olduğu, yaratılmanın zaruri olduğu ve bunun içinde tanrının var olması gerektiğini savunmuşlardır. Materyalistler, evrenin bir başlangıcının olmadığı gibi bir sonunun da olamayacağı düşüncesi mevcuttur. Bunu materyalistlerin fikir babası eski yunan düşünürü Demokritos şöyle dile getirmektedir: “Bütün madde ezeli ve ebedi atomlardan oluşur. Bu atomlar yok edilemez ve değişmezdir.” Tek tanrılı dinlerin bütün kutsal kitaplarında ise evrenin yaratılmış olduğu ezeli olmadığı, evrenin kıyamet sürecini yaşayacağı bilgisi bilgisi yer almaktadır.

      Şüphesiz ki materyalist felsefesinin en ünlü ve en etkili temsilcileri Karl Marx ve Friedrich Engels’tir. Demokritos, d’Alembert, Turgot Epikurus ( Tanrıyı açıkça inkâr ederek evreni ezeli kabul eden ilk kişi ) gibi birçok materyalist temsilcilerinin mirasını iyi kullanan Marx ve Engels; edindikleri bilgileri hem teorik olarak kapsamlı bir şekilde somutlaştırdılar, hem de önceki temsilcilerden farklı olarak teorilerini pratiğe, eyleme döken ilk düşünürler olmuştur. Onlar da madde ve evrenin önceden var olduğu tezinin doğruluğunu savunmuş ve çıkardıkları felsefede böyle bir taban altında gelişmiştir. Bu ikili aynı zamanda bilimi kutsallaştırmış ve ölçü almış, bilimi çatı olarak kabul etmişlerdir.

      Şimdiye kadar ki tek tanrılı dinlerin ve materyalist düşüncesinin idealarını şöyle sıralayacak olursak:

      Tek tanrılı dinler:

      Madde ve evren ezeli değildir, yaratılmasına ihtiyaç vardır. Bunun sonucunda tanrının olmaması kaçınılmazdır.
      Maddenin ve evrenin bir başlangıcı olduğu gibi bir sonu da vardır. Yani evren kıyamet sürecini yaşayacaktır.

      Materyalist düşünce:

      Madde ve evren ezelidir. Evrenin önceden var olması yaratılmadığını gösterir.
      Evrenin bir başlangıcı olmadığı gibi bir bitişi de yoktur.


      Bing Bang; materyalistlerin savunduğu üç temel ilkesini geçersiz kılmakta ve Tek tanrılı dinlerin tarihler boyunca ortaya attıkları tezleri doğrulamaktadır. Buraya kadar ki Bing Bang’a göre;

      Evren ezeli değildir. Evrenin bir başlangıcı vardır.
      Evren ebedi değildir. Muhakkak bir sonu vardır yani evren kıyamet sürecini yaşayacaktır.
      Evren sonsuz ve durağan değildir aksine kâinat genişlemektedir.

      Materyalistler; felsefelerinin en temelinden parçalandığını görmeli ve felsefi alanlarını, Tanrı’nın varlığını göz önüne alarak, yeniden biçimlendirmeleri gerekir.

      Marx yeryüzünde her gerçeğin, gerçek diye bilinen her şeyin, geçici olduğunu ileri sürer. Donmak, kalıplaşmak, herhangi bir gerçeğin değişmezliğine inanmak, her alanda son sözün söylendiğini ileri sürmek Marxçı düşünceye aykırıdır. Doğru bilinen her şey; kendi çevresi, ilintileri, sınırları, çağı içinde yeni bir doğru ortaya çıkana kadar doğrudur. Ömrünün son yıllarında Marx’ın da Marxçı olmadığını söylemesi bu düşünceye dayanır. Yani şu anda Marxçıların tanrıyı inkâr etmesi, bilimin hakemliğini kabul eden diyalektik Marxçılığa karşı aykırı bir düşüncedir.

      Güneşi tanrı olarak kabul eden bir dini ele alalım. Güneş’in yapısı bilimsel olarak anlaşıldıktan sonra, Güneş’in başlangıcının sonunun olduğu anlaşılır ve bu bilgiler Güneş’i tanrılaştırmanın hatalı olduğunu bilimsel açıdan ortaya koyar. Aynı şekilde Bing Bang teorisi, evrenin belli bir zamanda başlangıcının olduğunu ve de sonunun da geleceğini ortaya koymaktadır. Bu sonuç kesinlikle materyalist felsefelerinin iflası demektir. Güneş’e tapan kişiler bilgisel bulgulara rağmen uzun zamanlar boyunca savunulmuş bu fikirlerinden vazgeçmeyebilirler, nitekim az da olsalar hala bu inanca sahip kişiler vardır. Bing Bang teorisine rağmen materyalizmin devamı, Güneş’in yapısı bilimsel olarak anlaşıldıktan sonra, Güneş’e tapmaya devam edenlerle aynıdır. Evrenin ezel ve ebediliği temeli üzerine sistemlerini kuranlar, evrenin bir başlangıcı olduğu bilimsel olarak ortaya çıktıktan sonra buna devam ettikleri için; Güneş’e tapanlarla aynı sınıfa girmişlerdir. Bu tavra sahip materyalizmi, bilimsel materyalizm olarak değil de bilim dışı materyalizm veya materyalist fideizm (imânclık) olarak adlandırmak daha doğru olacaktır.
      Seni ölüme de götürse doğruluktan sakın ayrılma.
      Hz. Ömer.

      Yorum


      • İlk olarak Kazım Bostan tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
        o ayetin devamı olan hemen sonraki ayet:

        "Şüphesiz Allah'ın onu, öldükten sonra tekrar diriltmeye de gücü yeter."

        önce ölüp-sonra tekrar diriltilen ve kişi zamiri olarak "o" diye bahsedilen şey insandır. bu çok açık halbuki..


        İnsan zaten meniden(sperm) oluşmuyor mu.? Devamı olan ayette insandan bahsedilmesi kadar doğal bir durum yok sanırım
        Zaten dile getirmediğiniz bir önceki ayette atılan bir sudan yaratıldı diye bahsediyor.
        Peki burada atılan su ne oluyor.? Ki en sağlam meal olarak gösterilen Elmalılı mealin de atılgan bir sudan deniyor. Çoğu mealde de fışkıran bir su deniyor daha nasıl ifade edilebilir ki.?
        Onuda geçtik zaten önceki ayette yaratıldı diyor dolasıyla sonraki ayette 'onu' lafzının kullanılması kadar doğal bir durum olabilir mi.?
        Burada yaratılan sanırım uzaylı falan değil insan yani ve bildiğim kadarıyla insanlara "o" zamiri kullanılabiliyor.
        Bu yaptığınız benzetmenin Messi'nin saçını sarıya boyatıp Marin diye yutturmaya çalışmaktan ne farkı var
        Burada hepimiz belli bir yaşın üzerindeyiz ve hiç birimiz zekamızla alay edilmesine izin vermeyiz.
        Lütfen o kadar da değil.
        En son Muhteva tarafından düzenlendi; 01.09.2015, 03:01.
        Adalet,Eşitlik,Özgürlük..
        Komünar..

        Yorum


        • İlk olarak Emirhan Uludüz tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
          Gerek yok tabi zaten kendisi de "tanrı var/yok mu?" sorularından sıkılmış olacak ki kendiniz anlayamıyor muşunuz demeye getirmiş sanki. Kişisel düşüncem de bu yönde.

          Her bilimsel bulgu ve ilerlemeden sonra bir takım ayetlerde oynama yaparak-genel olarak bu kelimenin Arapçada otuz beş anlamı var vs.- dine bir pay çıkartmak ve zaten aynısı 1400 yıl önce yazılmıştı denmesi sıktı artık. İstisnasız olarak her büyük bilimsel bulgudan sonra din adamları bu keşifleri yalanlar, inananları kafirlikle suçlar ancak yıllar sonra doğruluğundan şüphe kalmamış olan bulgu dediğim yöntem kullanılarak dine monte edilir.
          Ben bu sayfada bundan en az 100 yıl kadar önce Dünya'nın Güneş etrafında döndüğü yeni keşfedildiği yıllar bunu açıklayan Bilim adamlarının hem Hristyan hemde İslam aleminin önde gelenleri tarafından "Bütün gök cisimleri Dünya'nın etrafında döner. Dünya'nın Güneş etrafında döndüğünü söyleyenler Şeytanın çocuklarıdır. Bu yalanda şeytan işi bir pisliktir" diye ortak bir fetva yayınladıklarını dahi paylaştım.

          Herhalde 100 yıl önceki Dinler değiştirildi ve biz bugün çok farklı Dinlerle karşı karşıyayız

          Bu arada Agnostik, Deist yahut Ateistsiniz sanırım.

          Eğer Ateistseniz bir foruma 2 Ateist fazla bence aforoz edilebiliriz
          Adalet,Eşitlik,Özgürlük..
          Komünar..

          Yorum


          • @ Signal,

            Dediğim gibi materyalizm varlığın kökeninin maddi ve somut olan olduğunu söyler. Evrenin nasıl var olup olmadığı, nasıl ortaya çıktığı gibi konular ile ilgili olsa bile materyalizm akımının zorunlu parçası bu değildir. Evrenin kökeni ile ilgili teori geliştirmek kozmolojinin ve bilimin işidir. Felsefenin değil. 21. yüzyılda yaşıyoruz ve felsefeci ile bilim adamı ayrımını bilmemek korkutucu bana göre. Nasıl ki Platon'un 'idea' kavramı yüzünden idealizm çökmüyorsa, dönem materyalistlerinin o dönemin bilimsel gelişmişliği ışığında evren hakkındaki yorumları da materyalizmi çökertmez. Felsefi görüşlerin en mühim özelliği tutarlılığıdır. Bu görüşlerden birine sahip olmak ta dünyaya bakış açısından geçer. İki görüşte kendi içerisinde tutarlıdır ve bir görüşe diğerinin gözünden bakarak çürütemeyiz. Adnan Oktar'cılık oynamaya gerek yok.

            Konumuz hangi bakış açısı ile daha doğru bilim yapılabileceğiydi ve ben düşüncelerimi nedenlerini söyleyerek ortaya koydum.

            Yorum


            • İlk olarak Muhteva tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
              Ben bu sayfada bundan en az 100 yıl kadar önce Dünya'nın Güneş etrafında döndüğü yeni keşfedildiği yıllar bunu açıklayan Bilim adamlarının hem Hristyan hemde İslam aleminin önde gelenleri tarafından "Bütün gök cisimleri Dünya'nın etrafında döner. Dünya'nın Güneş etrafında döndüğünü söyleyenler Şeytanın çocuklarıdır. Bu yalanda şeytan işi bir pisliktir" diye ortak bir fetva yayınladıklarını dahi paylaştım.

              Herhalde 100 yıl önceki Dinler değiştirildi ve biz bugün çok farklı Dinlerle karşı karşıyayız

              Bu arada Agnostik, Deist yahut Ateistsiniz sanırım.

              Eğer Ateistseniz bir foruma 2 Ateist fazla bence aforoz edilebiliriz
              Ateistim. Bu başlıktan bir kaç mesajım silinmişti zaten.

              Evrim teorisi gibi önceki yıllarda kesinlikle karşı çıkılan gerçekliğin önümüzdeki yıllar tanrının hikmetine bağlanacağına adım gibi eminim.

              Yorum


              • İlk olarak Muhteva tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                İnsan zaten meniden(sperm) oluşmuyor mu.? Devamı olan ayette insandan bahsedilmesi kadar doğal bir durum yok sanırım
                Zaten dile getirmediğiniz bir önceki ayette atılan bir sudan yaratıldı diye bahsediyor.
                Peki burada atılan su ne oluyor.? Ki en sağlam meal olarak gösterilen Elmalılı mealin de atılgan bir sudan deniyor. Çoğu mealde de fışkıran bir su deniyor daha nasıl ifade edilebilir ki.?
                Onuda geçtik zaten önceki ayette yaratıldı diyor dolasıyla sonraki ayette 'onu' lafzının kullanılması kadar doğal bir durum olabilir mi.?
                Burada yaratılan sanırım uzaylı falan değil insan yani ve bildiğim kadarıyla insanlara "o" zamiri kullanılabiliyor.
                Bu yaptığınız benzetmenin Messi'nin saçını sarıya boyatıp Marin diye yutturmaya çalışmaktan ne farkı var
                Burada hepimiz belli bir yaşın üzerindeyiz ve hiç birimiz zekamızla alay edilmesine izin vermeyiz.
                Lütfen o kadar da değil.
                siz kuran'ın "erkeklik sıvısı erkeğin kaburga ile sırtı arasından çıkıyor" dediğini söylemişsiniz, ben de orada bahsedilen şeyin halihazırda erkek vücudunda bulunan meni olmadığını, anne karnından çıkıyor olan "insan yavrusuna dönüşmüş olan meni"den bahsedildiğini söylüyorum... mealini okudum ve anladığım şey bu benim alay etme gibi bi amacım yok.
                #

                Yorum


                • hehehe bazı şeyleri taaa en temelden anlatmak ve anlamak gerekiyor galiba.Maddenin düşünceden önce geldiğini söylemek çok iddialıdır bence.Bu ancak bayağı heyecanlı bir komplo teorisinden ileriye de gitmez en fazla.Bu fikri kanıtlayabilecek mantıklı bilimsel bir olgu ve akım da yoktur.

                  Ancak ben bilinçin maddeden önce geldiğini sadece çok basit bir olguyla açıklayabilirim.Biz burada bilimden dem vuruyoruz değil mi?Peki bilim nedir? en temelde Bilim 5N1K dır.

                  peki 5N1K nedir? ne? nerede? nasıl? neden? ne zaman? kim? basit soru öbeklerinin bileşkesidir.Bu aynı zamanda en basit sade bilincin tanımıdır ki bilim de insan aklından geçen sorulardan beslenir.işte bu nedenle ''bilim'' denmiştir adına.Var oluşunun nedeni bilimin 5N1K dır.Yani en basit düşünce bileşkesidir.Bu nedenle ''düşünüyorum o halde varım'' demiştir üstad.Ha siz bu sorulara cevap ararken materyalist bir yordam seçersiniz yada bilincin doğrultusunda idealist yordamı kabul eder sürdürür buna göre çalışırsınız.Bu sonraki aşamadır.Ben idealist yordamı seçiyorum ve benim araştırma bilgi ve tecrübelerim kesinlikle materyalist yordamın bilimin bütününü oluşturamayacağıdır.Yardımcı yan ürün belki olabilir.

                  Biraz da insanoğlunun medeniyet/bilim tarihine bakar isek eğer,Bilim nerede doğmuştur?

                  Tapınak,kilise ve medreselerde.

                  ilk bilimsel çalışma deney..vb. yapıldığı üniversite neresidir?
                  bu konuda çokça farklı yaklaşım ve iddia vardır.Kimisi İstanbul da kimisi Bologna da kimisi Bağdatta der.Ancak bunların hepsi aynı zamanda bir ibadethaneydi.Bence ilk bilim adamı aynı zamanda ilk insandı.İlk deneyler icatlar bilimsel çalışmalar da ilk insan toplulukları tarafından tarihin karanlık dönemlerinde yapılmıştı bunu tartışmanın bile gereği yok bunu herkes kabul eder ancak insanlık resmi bir belge ''madde'' arar her zaman, kendinden çok uzak karanlık göremediği bilemediği zamanlar onu kesmez.Paranoya insanın en büyük sınavıdır.

                  Bu doğrultuda arkeolojinin yerin altında bulabildiği en eski bulgu bizim için tarihin başlangıcı olur.Bu birazda materyalist bir yaklaşımdır bu bir çelişkidir işte.Kurumsal bir firmaya baş vuran şahısların tamamının profesyonel cv sine ''ben idealist bir insanım'' yazması hiç birinin ben materyalistim dememesi gibi materyalizm sadece bir paranoyadır.

                  Neyse bulgular neticesinde genel kabul olarak ilk bilimsel çalışma ve okul eski mısırda memphis te(abd de bir eyalette ismini buradan alır.bu tesadüf değildir hikayesi ilginçtir) yer alır.Memphis aynı zamanda eski antik mısırın en önemli bilimsel ve dini merkeziydi.

                  Burada ilk bilimsel deney ve çalışmaların yapıldığı okullar ''gnose'' giz okulları " (écoles de mystères) adını almıştır.Bu okulların arasında, ilkinin "Tanrı Osiris" okulu olduğu sanılan cemiyette çalışmaların esaslarını, Tanrı Osiris'in doğuşu, delikanlılık dönemi, verdiği mücadeleler, nihayet ölümü ve tekrar dirilmesi temalarını oluştururdu.Bu temalar dinsel ayinler eşliğinde yapılan bilimsel deney ve çalışmalardan oluşan ritüellerden ibarettir.Burada amac tanrının sırlarına(nuruna) ulaşmaktı.Bu nedenle giz okullarında yapılan şey Tanrı osiris i iyiden iyiye insan bedenine indirgemekti.Yani bir nevi maddeleştirmekti.Bu doğrultuda materyalist bir akım hakim olmaya başladı Bu noktada bilinçte devreye girer.Bedensizlikten bedenleşme,bedenleşmeden bedensizlik sağlama,ölümsüzlük,daimi gençlik,geleceği bilme,zamansızlık ve mekansızlık gibi tanrısal kavramlara sırlara ulaşmaya çalıştılar bu doğrultuda kabala doğdu.Materyalizm kabaladan doğdu.hümanizmde öyle.Fakat bunu neden anlatıyorum?Bunlar sonraki bir medeniyeti en derinden etkileyecekti bu yunan/helen medeniyetidir.

                  işte antik mısırdaki bu akım,avrupa medeniyetinin öncüsü sayılan bugünkü avrupanın mimarı olarak görülen yunan-helen toplumun öncülleri olan ve bir medeniyet olabilmenin başında olan Avrupalı birkaç düşünürü kendine çekti…bu düşünürler daha sonra elle tutulur ve iddialı bir yunan-helen medeniyetinin tetikleyicisi ve aynı zamanda günümüze dek gelen pagan-materyalist avrupa popüler ideasının kurucuları oldular

                  Çiçeron,Pisagor,Thales,platon,Ksenofanes,Parmandin es,Zeno,Melisus,Herodot..vb.mısır medeniyetini ziyaret etmiş kabalistik etki altına girmiş bu ilk üniversitelerden etkilenmişlerdi.Bu akımdan etkilenen helen öncüller bunu alarak hatta buralarda eğitim alarak avrupa ya taşıdılar.Böyle birçok düşünürün içinde en etkin olanı kuşkusuz platon dur.Platon faşizmin el kitabı olarak görülen ''devlet'' eserini yazarken tanrı olgusunun maddeleştirilerek sırlarına ulaşma düşüncesiyle materyalizmi doğuran Antik mısırın bilimsel/dinsel geleneği kabala dan etkilenmiştir.Bu felsefi filozof yunan babalar materyalizmi yoktan var etmediler antik mısırdan kopyaladılar.Ha antik mısırda giz okullarında maddeleşmiş Tanrısal inancın nasıl bilimsel ve sosyal anlamda bir felsefeye dönüşüp kabalayı doğurduğunu da anlattım.Zaten putperestlik ilk din değildir.İnsanlar göremediği bilemediği zamanları yok sayıyorya sanıyor ki ilk din putperestliktir.Hayır ilk din tek tanrılı bir dindi.Bu tek tanrının özelliklerinin maddelerle temsil edilmesiyle putperestlik/paganizm doğmuştur.Böylece materyalizm ortaya çıkmıştır.

                  Ha bu arada mesajımın bu son kısmında bir sağlama yapmayı ve gerçeği açıkça ortaya koymayı da görev bilirim.Bu antik yunanlı helenli filozof babaların eski mısırdan kopyaladıkları kabalayı materyalizm diye ortaya koymalarıyla dünyayı güçlü-zayıf arasındaki bir savaş,maddenin üstünlüğünün kimin elinde olması gerektiği düşüncesiyle hammaddesi olmayan avrupanın hammaddesi olan doğulu toplulukları savaşla ezip sömürmesi sonucu belli bir noktaya geldi.İşin ilgincini bu sömürmeyi bir doğu kavmi olan mısırdan kabalayı çalmakla kalmayıp uzun yüzyıllar boyunca doğu insanından hammaddesi yanı sıra biliminide çalmaya devam etti ve bugünlere geldi ancak yine de herkes öyle sansa da bilimsel üstünlük avrupalılarda değil kabalayı dinsel gelenek olarak elinde tutan bir kabalistik din devleti olan israil dedir.Bu materyalist bir bilimdir ve dünyaya savaş ve kandan başka bir şey vermemektedir.Bilimsel gelişim gözboyama algı yaratmaktan başka bir şey değil materyalist bilimin tek amacı en gelişmiş en ölümcül silahı bulmaktır materyalistler için bilimin tek amacı ve aracı da budur.Bugün hayatımızı kolaylaştırmak hatta başta sağlık problemlerimizi dahi kısa ve etkili yönden çözmek için kullandığımız teknoloji bu en ölmcül silaha ulaşmak uğruna kat edilen yollarda birer yan sanayi ürününden başka bir şey değildir.

                  Materyalist bilimin dünyaya hediyesi olan deneyi yapılmış en büyük şey şimdilik ''atom bombası''dır.
                  ŞEREFİN YETER TRABZONSPOR YETER Kİ ONURSUZ OLMASIN AŞK.BİTMEZ BU DAVA ÖLMEZ BU SEVDA!

                  Yorum


                  • @Emirhan Uludüz

                    Materyalist bakış açısıyla doğru bilim yapılamayacağını söylemek için zaten yukardakileri yazdım. Ayrıca “evren hakkında teorileri bilim ve kozmoloji yapar bu felsefeyi ilgilendirmez” demeniz başlı başına yanlış bir cümle. Eski Yunandan başlayarak evrenle ilgili en ünlü filozoflar görüşlerini ortaya koymuşlar, hepsinin bir evren tasviri vardı.

                    Bilim, doğa yasalarının neden ve sonuç ilişkilerini determinist bir anlayışla ortaya koyar. Niçin doğa yasaları var, neden bu yasalar evrenle uyumlu? Neden kaos yerine bilimsel kanunlar var? Neden bir sabah uyandığımda yatakta değilde tavana yapışık halde uyanmıyorum? Neden vücudumdaki atomlar ile sandalyenin atomları birbirine karışmıyor? Neden ileri adım attığımda geri gitmiyorum? Neden odadaki eşyalar bir anda kaybolmuyor? Neden evrenin her yerinde aynı bilimsel kanunlar var? Neden hiçbir şey yerine bir şeyler var? gibi sorulara bilim cevap vermez. Neden ve nasıl gibi soruları sormaya başladığınız anda karşınıza felsefe ve dinler çıkar.

                    Aslında din ile bilim değil bilim ile natüralist veya materyalist düşünce çelişir. Materyalizmin temel felsefesi maddenin ezeli oluşu, herşeyin açıklamasının madde olduğu düşüncesiydi. Şimdi nasıl olur da materyalizm aslında bu değil dersiniz? Materyalizmin ontolojisi yani varlığı bu temel üzerinde inşa olmuş ve geliştirilmiş. Düşüncenin fikir babaları ve en ünlü materyalistler bile bu anlayışı savunuyordu. Bu kuram, bing bang ile birlikte bir başka deyişle materyalistlerin arkasına sığındıkları modern bilim tarafından çökertilmiştir. Şimdi teizm mi bilimle çelişti yoksa materyalizm mi?


                    Bing bang materyalistler için adeta bir kabus oldu. Bunu gören Hawking gibi materyalist bilim insanları bu durumundan kurtulmak için yeni arayışlara girdiler. Biz ne yapalım ki Tanrı’nın var olduğu sonucundan kurtulalım?” Paralel evren ve sonsuz evrenlerin peşine düştüler. Kimi zaman “hiçlik” dediler. Bilim yapıyomuş gibi insanlara metafizik yutturdular. Bir çelişki daha burda ortaya çıktı. Metafiziği reddeden materyalistler metafizik yapmaya başladı. Stephan Hawking iyi bir fizikçi ama çok kötü bir felsefeci. Bunu evrenin yoktan var oluşu, paralel ve sonsuz evrenler senaryolarını anlatırken nasıl metafizik argümanlara sığındığını rahatlıkla görebilirsiniz. Ama haksızlık etmeyeyim bu görüşlerinden Holywood’a daha çok malzeme çıkar.

                    Bing bangten önce de materyalizmin içinden çıkamadığı sıkıntılı durumlar vardı. Bir materyalist “zaman” nedir sorusuyla boğuşur. Bir materyalist “bilinç” nedir soruyla kavga eder. Bir materyalist şu forumda gördüğü tüm harflerin rastgele yan yana geldiğini, hiçbir anlamı olmadığını iddia etmesi gerekir. Bu yazıların arkasındaki “bilinç” iki tane atomun birbirini itme ve çekme gücü gibi materyalist görüşle açıklanamaz.

                    Bilimcilik adı altında insanlara bilim kurgu masalları anlatılmaya başlandı. Maalesef tüm bunları bilim zanneden bazı entellektüel kesim, bunları modern bilim sanıp peşlerinden gitme gafletine düştüler. Hem de hiç sorgusuz sualsiz. Teizmi yani dinleri dogmatik, bağnaz bulan bu kesimler aslında kendileri hiç sorgulamadan çağdaşlık ve modernite kalıplarının da arkasına sığınarak adeta bu tip bilim insanlarına iman ediyorlar.

                    Öyle ya çok ünlü bir bilim adamı yanlış bir şey söylemezdi, kesinlikle söyledikleri bilimseldi! Hiçbir ön kabulü yoktu! Bütün bunları önyargısız, nesnel bir şekilde objektif olarak değerlendirdi!

                    Teizm ile bilim altını çizerek yazıyorum temel noktalarda hiçbir zaman çelişmedi. Modern bilim materyalizmi değil teizmi doğrulamıştır. Nesnel olarak yapılan bilim her zaman insanı “Akıllı Tasarıma” götürür. Tanrı’nın indirdiği din ile Tanrı’nın yarattığı evrenin bilgisi olan bilim çatışmaz. Eğer bir çatışma var ise ya insani uydurmalar din ile karıştırılmıştır, ya da bilim adına yanlış bir bulgu bulunmuş veya yanlış bir yorum yapılmıştır.

                    Bilim, bu evrenin, hayali bir evren olmadığını, evrenin bilimsel yasaları takip eden, matematiksel formüllerle ifade edilebilen gerçek bir varlık olduğunu göstermiştir. Bu, sağduyunun, bilimin ve dinin gerçek bir buluşmasıdır.
                    Seni ölüme de götürse doğruluktan sakın ayrılma.
                    Hz. Ömer.

                    Yorum


                    • bu hawking ile dawkins'i önceleri çok karıştırıyodum. sonradan evrimcilerin bayrak sallayıcılarından olan dawkins'in şu sözleri ile ikisini birbirinden ayırmaya başladım, yaşamın nasıl başladığı hakkındaki bir soruya 1-2 cümle sonra şu cevabı veriyor hellori hz:

                      "olay şu şekilde gerçekleşmiş olabilir, bundan çok uzun zaman önce, evrenin bir yerinde, darvinci ilkelere bağlı olarak, çok yüksek teknolojiye sahip bir uygarlık evrilip, yaşamı tasarlayıp () gezegenimize yaşam tohumu ekmiş () olabilirler."
                      ...
                      bak komşunun uygarlıkları neler yapıyor ee o uygarlıklar bi kitap filan da göndermiş mi sonradan... kendisi "tanrı bizi yarattı" dememek için o kadar kıvırmış ki en sonunda 360 derece dönüp "tanrı bizi yarattı"ya dönmüş farkında olmadan.
                      #

                      Yorum


                      • Değerli arkadaşlar başlıkta yine bir evrim fırtınası koptu gidiyor öncelikle şunu belirtmek gerekir Evrim teorisinin varlığı ispatlansada ispatlanmasada bunun bir yaratıcı olup olmadığına ilişkin delil teşkil etmesi söz konusu olamayacaktır zira Evrim'in başlangıcını esas aldığımızda varlığından söz edilen maddelerin yokluktan varlık durumuna bir yaratıcı vasıtasıyla mı yoksa kendiliğinden mi geçtiklerini Evrim teorisi cevaplayamayacaktır.

                        Ben Evrim'e inanmıyorum ancak Evrim'e inansaydım da bir yaratıcının varlığını reddetmem gerektiği sonucu buradan çıkmaz bu konuyla ilgili Caner Taslaman'ın şu kısa videosunu izlemenizi öneririm.



                        Ekstra muhabbetlere gireceğim ancak bahsettiğiniz meni ayetine cevap verdim hala aynı argüman üzerinden iddialar devam ediyor. Bir futbol programına nasıl futboldan anlayan yorumcular katılabiliyorsa Kuran-ı Kerim'i yorumlarken etimoloji köküne inme işleminide Kuran-ı Kerim ve Arap lisanına vakıf insanların yapması sağlıklı sonucu verecektir. Burada Arapça'da en basit bir kelimenin bile 70-80 adet karşılığı olduğunu bilmeden bir ayeti motamot yorumlamaya kalkarsanız ortaya herhangi bir lisanda olacağı şekliyle birden fazla anlam ortaya çıkacaktır. Mesela ben bir koyun yüzdüm. Şeklinde bir cümle kurduğumda koyun = hayvan olan koyun, insanın koynu (göğsü), fiil olarak bir yere birşey koymak, yüz = deri yüzmek, sayı olarak yüz, denizde yüzmek, insan çehresi vs. bunları harmanlayıp ortaya çıkacak karmaşayı siz tahmin edebilirsiniz.

                        Bu bağlamda ortaya attığınız iddiaya yönelik olarak size cevap verdim almak istediğinizi alıp yine farklı bir tezlede gelebilirsiniz her zaman olduğu gibi onlarada cevap verebilirim ancak lütfen İslamiyet'i, islam alimi edasıyla kesin hükümler vererek şu olmuştur bu olmuştur şu yapılmıştır gibi hükmi ifadelere dayanarak amacı ve gayesi belli olmayan yıllardır derme çatma bilgilerle insanların yalnızca aklını karıştırmaya yönelik akli ve kalbi bağlayıcılığı olmayan argümanları piyasaya süren internet sitesi ve blog yazarlarının yazılarıyla gelmeyin.

                        Şimdi ben bir başta bir sonda soru sorma hastalığımı devam ettirerek bir yaratıcının olmadığını iddia eden sizlere bu 4 büyük patlamayı nasıl yaratıcı bir irade dışında açıklayabileceğiniz sorayım ve fazla uzatmadan yazımı burada bitireyim.

                        "When you start supporting a football club, you don't support it because of the trophies, or a player, or history, you support it because you found yourself somewhere there; found a place where you belong.”

                        Yorum


                        • @TS FAN, Signal

                          Thales örneğinin sebebi şu; Thales den önce bize kalanlar ile Thales den kalanlar arasında dağlar kadar fark var. Yazılı olmasa da sözlü olarak kalıntılar fazla olması nedeniyle ilk olarak adlandırılır. Etkilendiklerini herkes biliyor.

                          Bilimin önceki dönemler ibadethanelerde yapılmasının sebebi ibadethanelerin aynı anda pozitif bilimler ile uğraşmasıydı. Bu herhangi bir şeyi kanıtlamaz.

                          Maddenin bilinçten önce gelmesini bir de ben açıklayayım; Hiç maddeden bağımsız olarak bilinç var olabilir mi? Bilinci oluşturan maddedir. Neden dünyada ki varlıkların bilinç seviyesi birbirine eşit değil? Bilinçsiz varlıklar veya insanla kıyaslanamayacak kadar ufak bilince sahip varlıklar nasıl var olabiliyor? Günümüzde maddenin organize olarak bilinç kazandığı biliniyor. Madde ne kadar iyi organize olursa bilinç düzeyi o kadar yüksek oluyor bu bilimsel bir gerçek. Ancak maddeden soyut bir bilincin olduğuna dair en ufak bir ipucu, kanıt yok.

                          Giderek daha yüksek düzeyde örgenlenmiş hayvanlar görüldükçe, davranışın düzenleyicisi olarak zihinsel faaliyetlerin önemi artmakta ve kalıtsal olarak gelen davranış biçimlerini denetim altında tutan organ, beyin de, o ölçüde önem kazanmaktadır. Beyin yarıküresi kesilip alınan bir kurbağa ameliyattan önce nasıl davranıyorsa, sonrasında da aynı şekilde davranmaya devam eder. Ancak, aynı işlemden geçirilmiş bir güvercin uçmaya ve dengesini korumaya devam etmesine karşın, uyarılara yerinde tepkiler göstermemekte ve hatta beslenememektedir de. Aynı ameliyat köpeğe uygulanırsa hayvanı tamamen sakat bırakmaktadır. Hayvanların iç örgenlenmeleri daha karmaşık hale geldikçe beyin daha büyük bir rol oynamaktadır.

                          Kendini emek sayesinde hayvan dünyasından çekip çıkaran insana bakalım. Pek çok kazı, taştan aletlerin, maymun-insanın geliştiği dönemde kullanıldığını kanıtlar nitelikte. Bu, hayvan sürüsünün toplumsal bir topluluğa dönüşmesine ve dilin çıkmasına yol açtı. Eski taş devri sonunda, bir milyon yıl kadar önce, ilken insan ortaya çıktı. İlkel insanın bulunduğu döneme ait kazılar yapıldığında, çakmak taşlarından keserler ve küçük aletler yapıldığı görüldü. Bu türlerin beden ölçüleri ve kafataslarının büyüklükleri bizimkilerin benzeriydi. Ancak kafataslarının iç büyüklüğü daha küçük ve uyluk ile kolların aşağı ve yukarı kemikleri eğri idi. Emeğin gelişmesi ve taşdevrinin sonlarında ortaya çıkan aletlerle birlikte ilkel insan sürüsü, fiziksel olarak bugünün insanından önemli bir farkı olmayan ve en basit türden zekaya sahip olan Cro-Magnon insanların ilkel komünal toplumunun doğmasına yol açtı.

                          Kısaca materyalizm bilinçten korkmaz, bilinci yok saymaz.

                          Sizin bakış açınız sadece insan üzerinden. Evrenin insanın etrafında döndüğü yanlışına takılıyorsunuz.

                          Yorum


                          • İlk olarak Kazım Bostan tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                            bu hawking ile dawkins'i önceleri çok karıştırıyodum. sonradan evrimcilerin bayrak sallayıcılarından olan dawkins'in şu sözleri ile ikisini birbirinden ayırmaya başladım, yaşamın nasıl başladığı hakkındaki bir soruya 1-2 cümle sonra şu cevabı veriyor hellori hz:

                            "olay şu şekilde gerçekleşmiş olabilir, bundan çok uzun zaman önce, evrenin bir yerinde, darvinci ilkelere bağlı olarak, çok yüksek teknolojiye sahip bir uygarlık evrilip, yaşamı tasarlayıp () gezegenimize yaşam tohumu ekmiş () olabilirler."
                            ...
                            bak komşunun uygarlıkları neler yapıyor ee o uygarlıklar bi kitap filan da göndermiş mi sonradan... kendisi "tanrı bizi yarattı" dememek için o kadar kıvırmış ki en sonunda 360 derece dönüp "tanrı bizi yarattı"ya dönmüş farkında olmadan.
                            Çok değil hayatınız da bir defa Evrim nedir.? Neyi açıklar.? sorularının cevabını araştırmaya cesaret ederseniz ben ne saçmalıyorum demeniz kaçınılmaz olur

                            Hayatın nasıl başladığı Evrim'i bağlamadığı gibi Evrim bu konuyla hiç bir zaman ilgilenmez.

                            Hayatın nasıl başladığı ile Abigiyonez Bilim dalı ilgilenir. Evrim vağrolan canlıların milyonlarca yıl içerisinde yaşadığı fiziksel değişim ve türleşme sürecini araştıran Bilim dalıdır.

                            Haliyle youtube'da, dini sitelerde gördüğümüz "Evrimciler bunu cevaplayamıyor Hayat nasıl başladı.?" sorusunun ne kadar komik olduğunu umarım anlamışsınızdır.

                            Futbolcular bunu açıklayamıyor Buz hokeyi nasıl ortaya çıktı.?

                            İyide banane der adam

                            Dawkins bir Evrim Biyoloğ'u, Abigiyobez uzmanı değil istese banane bundan gidin uzmanına sorun da diyebilirdi.

                            Ona "Hayat nasıl başladı" diye sormak İnşaat mühendisine şu tarlaya hangi gübre atılır diye sormakla eş değerdedir.

                            Yinede gayet mantıklı bir cevap vermiş ben ortada komik bir şey göremiyorum.

                            Trilyonlarca gezegenin, milyonlarca akıllı medeniyetin yaşadığı Evren de böyle bir olasılık tabiki olabilirdi.

                            Ama bu olasılık oldukça zayıflamış durumda son Bilimsel gelişmeler ışığında hayatın Dünya da hiç bir müdahale olmadan oluşabileceği ortaya kondu zaten.
                            Adalet,Eşitlik,Özgürlük..
                            Komünar..

                            Yorum


                            • merak etmeyin efendim, malesef beynini evrim nedir, ne yer ne içer konuları hakkında yeterince doldurmuş bir insanım. ne "subhanallah elma üzerinde Allah yazıyor!" tarzı müslümanım, ne "bu soru ateistleri şaşkına çeviriyor!!1" videoları izleyerek "yaa işte kafirler böyle yola gelirsiniz" diyerek gününü gün eden bir müslümanım. aksine bundan önce ekşi sözlük gibi fıkır fıkır ateist kaynayan ortamlarda sorular sormuş olup yüzlerce kişiden hep eveleme-geveleme duymuş ve artık bir ateist müslüman tartışmasının havanda su döğmekten farksız olduğunu düşünen bir müslümanım, o yüzden bu saatten sonra kesinlikle kimseyle ateizm ve teizm hakkında tartışma yapmam. açıkça söyleyim, insan isterse kremalı biskrem'e tapsın benim için bi şey değişmez, çok değil bi 45-50 yıl sonra, büyük ihtimal buradaki herkes, kafasındaki tüm sorulara cevap buluyor olacak.

                              ayrıca yazımın başında ateistlerin bayrak sallayanı değil de evrimcilerin bayrak sallayanı dedim diye bu kadar demagojiye gerek yoktu. evrimcilerden kastımın deistler olmayıp ateistler olduğu çok açık ve bu adam da ateistlerin flama taşıyanı. ben bu adamı "evrimci" olarak dinlemedim "ateist" olarak dinledim ve bir ateiste yaratılış hakkında soru sormak çok doğaldır. inşaat mühendisine gübre sormuyoruz yani. ve bu flamacı dawkins akıllı bir tasarımcıyı reddedip sonra yine akıllı bir tasarımcı var diyorsa burada saçmalayan kişi ben olamam.

                              neyse dediğim gibi bir bu konuda kimseyle tartışma gibi bi derdim yok lakin yazınızın ilk paragrafına katıldığımı da söylemem gerek. "Çok değil hayatınız da bir defa Evrim nedir.? Neyi açıklar.? sorularının cevabını araştırmaya cesaret ederseniz ben ne saçmalıyorum demeniz kaçınılmaz olur" kesinlikle öyle...

                              #

                              Yorum


                              • U.Sadıkoğlu ve TS FAN bilimsel ve ilimsel kaburga ve sırt kemiği ayetleri hakkındaki iddiaya gereken cevabı vermişler... Tebrik ederim.

                                Eğer İslâm'a Suudi İmam çerçevesinden bakarsak din bilimi reddediyor deriz. Eğer IŞİD çerçevesinden bakarsak İslâm terörizm emrediyor deriz.

                                Fakat Eşari ve Selefilikten etkilenmiş tarikat cemaat ve toplulukları bir kenara bırakır Maturidi Akılcı Türk elinde tekrar parlayan İslâm medeniyetinin meyveleri olan ilim ve bilim insanlarının çalışmalarını esas kabul etsek hala İslâm dünya düzdür diyor kafasını yaşamayı da bir kenara bırakmış rahatlamış olacağız...
                                En son Selim Turan tarafından düzenlendi; 07.09.2015, 07:00.
                                t @Selim_Turan

                                Yorum

                                Üzgünüz, bu sayfayı görüntüleme yetkiniz yok
                                Yükleniyor...
                                X