Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Uzay, Bilim, Komplo Teorileri Ve Diğer İddialar

Daraltma
X
  •  
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • Hawking bence bir yaratıcı olduğuna kanaat getirdiği için ne yapacağını şaşırdı.
    Teorilerini değiştirip duruyor.

    Yorum


    • Bilgisayarım üç aydır arızalı yeni pc alana dek telefondan yazmak zorundayım bundan da hiç hoşlanmıyorum uzun yazılar iki saat sürüyor bu yüzden sayfaya atılan yemlere şu sıralar atlayamıyorum malesef üzgünüm

      Artık yakın zaman içinde yeni pc'ye kavuşursam zevkli tartışmalara kaldığımız yerden devam edebiliriz

      Israrla mesaj atıp neden eskisi gibi yazmıyorsun ne güzel okuyorduk yoksa kırıldın mı diyenlere ve böyle düşünenlere bu cevap olsun pc yok pc

      Şimdi kısa bir yorum yazsam cevap gelecek ondan sonra telefondan yazıp cevap vermek için uğraş dur bu yorumu yazarken bile darlanmaya başladım
      Adalet,Eşitlik,Özgürlük..
      Komünar..

      Yorum


      • İlk olarak Sibel tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
        Hawking bence bir yaratıcı olduğuna kanaat getirdiği için ne yapacağını şaşırdı.
        Teorilerini değiştirip duruyor.
        Bildiğim kadarı ile Hawking yaratıcı olduğunu düşünmüyor. Hatta geçen yıl okuduğum bir ropörtajında 'bilim bu kadar gelişmiş olmasa tanrıya inanmak doğal olabilirdi' tarzı bir cümlesi de vardı. Ama Evrenin oluşumunda yaratıcıya gerek olmadığını düşünüyor.

        Yorum


        • Bugun radyoda bi adam istihbarat servislerinin cinleri kullandigini soyledi. İlginc.

          Yorum


          • İlk olarak Emirhan Uludüz tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
            Bildiğim kadarı ile Hawking yaratıcı olduğunu düşünmüyor. Hatta geçen yıl okuduğum bir ropörtajında 'bilim bu kadar gelişmiş olmasa tanrıya inanmak doğal olabilirdi' tarzı bir cümlesi de vardı. Ama Evrenin oluşumunda yaratıcıya gerek olmadığını düşünüyor.
            Ben de onu söylemeye çalıştım. Hawking çok iyi bir bilim adamı.
            Ve bulduğu tüm deliller onu bir yaratıcıya itiyorsa o da bunu aciklayamayacagi için yıllarca savunduğu teorilerini bile değiştirmeyi göze alıyor.
            Tabi bu benim fikrim.

            Yorum


            • İlk olarak Sibel tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
              Ben de onu söylemeye çalıştım. Hawking çok iyi bir bilim adamı.
              Ve bulduğu tüm deliller onu bir yaratıcıya itiyorsa o da bunu aciklayamayacagi için yıllarca savunduğu teorilerini bile değiştirmeyi göze alıyor.
              Tabi bu benim fikrim.
              Anladım dediğinizi.

              Bilim, insanların gözlemledikleri maddeler hakkındaki bilgilerin nesnelleşmesidir. Hawking'in buna hiç bir katkısı olmadığını düşünüyorum. Hatta dünyada bilim çevrelerince de aynı gözle bakılıyor. Sakat oluşu, fanteziye kaçması vs. etkenlerden dolayı İngiltere üzerine çok düşülüyor.

              Yorum


              • İlk olarak B.Yiğit tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                Bugun radyoda bi adam istihbarat servislerinin cinleri kullandigini soyledi. İlginc.
                Lise din hocam aynısını söylüyordu. FBI'ın da kullandığını iddia ediyordu hatta. "İstersem kendime bir adet ayarlayabilir miyim?" gibi hocamın söylediğinin yanında gayet makul ve mantıklı kalan bir soru sorduğum için dersten çıkartmıştı hatta o gün.

                Yorum


                • İlk olarak B.Yiğit tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                  Bugun radyoda bi adam istihbarat servislerinin cinleri kullandigini soyledi. İlginc.
                  Yeni gerçekleşen bir olay değil Osmanlı döneminde de kullanılıyordu. Şu anda Mossad, MI6 başta olmak üzere bir çok istihbarat örgütünde aktif olarak kullanılmaktadır.
                  "When you start supporting a football club, you don't support it because of the trophies, or a player, or history, you support it because you found yourself somewhere there; found a place where you belong.”

                  Yorum


                  • Misir pramitleri suan ki teknolojiyle bile nasil yapildiklari cozulemiyor. Bunu da cinlerin yaptigi soyleniyor. Cunku taslarin binlerce km oteden oraya tasinmasi o gunun sartlarinda imkansiz.

                    Birde cini kendine baglamak ve istedigini yaptirmak icin onu kullananlar cinleri oldurmekle tehtit ediyormus yani yap yoksa seni oldurur seklinde kendine bagliyorlarmis. Ses dalgasiyla galiba oldurebiliyorlarmis.

                    Yorum


                    • İlk olarak Emirhan Uludüz tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                      Bildiğim kadarı ile Hawking yaratıcı olduğunu düşünmüyor. Hatta geçen yıl okuduğum bir ropörtajında 'bilim bu kadar gelişmiş olmasa tanrıya inanmak doğal olabilirdi' tarzı bir cümlesi de vardı. Ama Evrenin oluşumunda yaratıcıya gerek olmadığını düşünüyor.
                      Bende sürekli Hawking'in söylediği gibi düşünüyorum bunun için Bilim adamı olmaya gerek yok sanırım.

                      Mesela bir ayet'te erkeklik sıvısı olan meni'nin göğüs kafesi ile sırt arasından çıktığı açık olarak belirtilir.

                      Bilimin gelişmediği dönemler de bu açıklamanın Tanrı kelamı olduğuna inanmak son derece doğaldır.

                      Oysa günümüz de gelişmiş olan modern Bilim sayesin de meni'nin testislerden çıktığını ve orada üretildiğini net olarak biliyoruz.

                      Sonuç olarak bu kelamın Tanrısal bir güce ait olmadığını kavramamız zor olmuyor.
                      Adalet,Eşitlik,Özgürlük..
                      Komünar..

                      Yorum


                      • İlk olarak Muhteva tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                        Bende sürekli Hawking'in söylediği gibi düşünüyorum bunun için Bilim adamı olmaya gerek yok sanırım.

                        Mesela bir ayet'te erkeklik sıvısı olan meni'nin göğüs kafesi ile sırt arasından çıktığı açık olarak belirtilir.

                        Bilimin gelişmediği dönemler de bu açıklamanın Tanrı kelamı olduğuna inanmak son derece doğaldır.

                        Oysa günümüz de gelişmiş olan modern Bilim sayesin de meni'nin testislerden çıktığını ve orada üretildiğini net olarak biliyoruz.

                        Sonuç olarak bu kelamın Tanrısal bir güce ait olmadığını kavramamız zor olmuyor.
                        Gerek yok tabi zaten kendisi de "tanrı var/yok mu?" sorularından sıkılmış olacak ki kendiniz anlayamıyor muşunuz demeye getirmiş sanki. Kişisel düşüncem de bu yönde.

                        Her bilimsel bulgu ve ilerlemeden sonra bir takım ayetlerde oynama yaparak-genel olarak bu kelimenin Arapçada otuz beş anlamı var vs.- dine bir pay çıkartmak ve zaten aynısı 1400 yıl önce yazılmıştı denmesi sıktı artık. İstisnasız olarak her büyük bilimsel bulgudan sonra din adamları bu keşifleri yalanlar, inananları kafirlikle suçlar ancak yıllar sonra doğruluğundan şüphe kalmamış olan bulgu dediğim yöntem kullanılarak dine monte edilir.

                        Yorum


                        • İlk olarak Emirhan Uludüz tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                          Lise din hocam aynısını söylüyordu. FBI'ın da kullandığını iddia ediyordu hatta. "İstersem kendime bir adet ayarlayabilir miyim?" gibi hocamın söylediğinin yanında gayet makul ve mantıklı kalan bir soru sorduğum için dersten çıkartmıştı hatta o gün.
                          hoca doğru söylemiş. cinler üfürükçü hocaların "sana cin musallat olmuş eheh dur bi üfliim geçer" deyip para cukkalama aracı olarak kafamızda yer ettiği için bu tarz iddialar komik geliyor. ama durum farklı. dünyada yalnız değiliz böyle bir gerçek var. hatta sen de bunu okurken de muhtemelen yalnız değilsin
                          #

                          Yorum


                          • İlk olarak Muhteva tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                            Bende sürekli Hawking'in söylediği gibi düşünüyorum bunun için Bilim adamı olmaya gerek yok sanırım.

                            Mesela bir ayet'te erkeklik sıvısı olan meni'nin göğüs kafesi ile sırt arasından çıktığı açık olarak belirtilir.

                            Bilimin gelişmediği dönemler de bu açıklamanın Tanrı kelamı olduğuna inanmak son derece doğaldır.

                            Oysa günümüz de gelişmiş olan modern Bilim sayesin de meni'nin testislerden çıktığını ve orada üretildiğini net olarak biliyoruz.

                            Sonuç olarak bu kelamın Tanrısal bir güce ait olmadığını kavramamız zor olmuyor.
                            o ayetin devamı olan hemen sonraki ayet:

                            "Şüphesiz Allah'ın onu, öldükten sonra tekrar diriltmeye de gücü yeter."

                            önce ölüp-sonra tekrar diriltilen ve kişi zamiri olarak "o" diye bahsedilen şey insandır. bu çok açık halbuki..
                            #

                            Yorum


                            • Konu ilginç ve güzel.Bazı yorumları da okuma imkanım oldu.Bende bilgim kadarıyla birkaç şey yazmak isterim.okuduğum mesajlar ışığında.

                              Ben bir çok alanda olduğu gibi bilimsel anlamda da materyalizme karşıyım.Materyalizmin tersi idealizmdir.İnsanlar her olguya idealist bir bakış açısıyla bakmalıdır.Bugün bilim dünyasının dinle çatışması ve kendi içerisinde de çelişkilere boğulmasının en önemli sebebi materyalist(maddeci-nesnel) bakış açısıdır.Zaten evrensel düsturda bu subjektifliğin tanımıdır yahu.

                              Bugün arkeolojik kazıları takip edin.kazılarda insanoğluna dair toprak altından yalnızca 2 şey çıkar;’’inanç ve icat’’.inançların özünde genelde dinler ,icatlarında özünde bilimsel bilgiler yer alır.Bu 2 olgu bir bütün olarak insanoğlunu tanımlar ve ‘’medeniyet’’ i ortaya koyar. Bu nedenle araştırmalarımda hiçbir zaman bilim ve dini ayırma derdine düşmemişimdir.Kendimi maddesel kalıplara sokmaya,sınırlamaya çalışmam.Hele hele militanlık yapmayı bilime hakaret olarak görürüm ve bunu yöntemi haline getirmiş olanları da adam yerine koyup kaale almam.inançlar ve icatlar.Bunlar bir bütündür.Materyalist çıkarları uğruna din düşmanlığına bilimi alet edenlerin asla ne bir bilimsel gerçek ne de bir medeniyet ortaya koyamadığı günümüzde örnekleriyle ortadadır.

                              Cinlerle ilgili okuduğum birkaç mesajla ilgili de kısaca şunları söylemek isterim bir araştırmacı olarak,
                              Bugün çağımızı kontrolü altında tutan hatta bazı ünlü ve güçlü sözde ‘’bilimsel’’ medya organları sayesinde populistçe propoganda yapan Materyalist bilim dünyası yıllarca parapsiklojik ruhsal duygusal olguları bilim dışı olarak ortaya koyup yok saymıştır.Ancak gelişen bilim ile insanoğlunun sadece maddesel bir mekanizmaya değil ruhsal bir mekanizmaya da sahip olduğu kadim bilgisi ön plana çıkmış önem kazanmıştır..Bununla ilgili sıra dışı muhteşem deney ve araştırma sonuçları söz konusu.Öyle ki,Bugün bizim maddi bedenimiz ile ilgili bilmediğimiz çok şey var ,İnsanoğlunun ruhsal mekanizması hakkında ise neredeyse hiç bilgisi yok ve bu sırlara ulaştığında bugün insanlığın sahip olduğu teknoloji ve medeniyet çok farklı ve yüksek bir seviyeye gelecek.Ruhsal mekanizmamızın gücü ve sınırları yanında bedensel maddesel mekanizmamız bir hiçtir.

                              Kadim kaynaklara baktığımızda cinler hakkında çok farklı ve ilginç bilgilere ulaşırız.Cinler insanlardan önce var olan akıllı varlıklardı ve bedensel varlıklardı diyebiliriz.Kutsal kitapta Allah insanı yaratmadan önce ‘’ben yeryüzünde kulluk yapacak bir yaşam formu yaratacağım’’ dediğinde,cinlerden olan iblis ‘’yeryüzünde bozgunculuk çıkarıp katliam yapacak yeni formlar mı yaratacaksın neden?’’ demiştir.İblis bunu nereden biliyordu çünkü cinleri tanıyordu.Cinler yeryüzünde çoğalmış bilim ve teknolojide çok ileri gitmişler uzayın derinliklerine dek yolculuk etmişler bilinmeyeni geleceği öğrenebilme seviyesine dek yaklaşmışlardı bu seviyeye gelirken bedensel mekanizmalarını aşarak ruhsal mekanizmalarıyla varlıklarını sürdürmüşlerdir.Bugün İsviçre de yapılan deneyler sonucunda insanlık ta aynı yola girecek.Geleceğe gidiş geçmişe dönüş kült bir bilim-kurgu filmi olmaktan çıkacak.Bunlar ilk kez yaşanmış olmayacak.Yeryüzünde bir belki daha çok yaşam formu bu aşamalardan geçmişti.Sonra gelişen olaylar malum.Alem denilen zaman perdeleri uzay-zaman boşluğuna dikkat edilirse daha iyi anlaşılır ve bu perdelerin arasında farklı yaşama formlarının olmadığını söylemek zordur diyebiliriz ki bunlar ilk kez uzay yolu yıldız savaşları gibi bilim kurgu filmlerinin doğduğu ilk kez insanoğlu tarafından ortaya konan fikirler değildir.Daha önce bir çok yaşam formu tarafından ortaya konmuş hatta hayata geçirilmiştir diyorum.



                              Meni nereden gelir?bunun aşamaları nedir?olaya bi tarafının doğrultusunda bakarsan direk yumurtalıklara bağlayıp olayı kapatabiliriz.Bu, işte ben gördüğüme göre düşünürüm diyen materyalist kafa yapısıdır.Ancak bilimsel idealist bakış açısıyla bakarsak;
                              Sinir sisteminin ulaşmadığı hiçbir organ yoktur ve vücudumuzda işleyen her fizyolojik süreç, sinirlerimizin kontrolü altında meydana gelir.Yumurta ile spermin birleşmesi için spermin, babadan anneye aktarılması gerekir. Kadın ve erkeğin cinsiyet organlarını çalıştıran sinirler, parasempatik ve sempatik sinirler olarak adlandırılır. Parasempatik sinirler, kuyruk sokumu kemiklerinin üstündeki sağrı kemikleri arasından çıkar.2 cins arasında birleşme isteğini ortaya çıkaran hazlar, beyinle bağlantılı şekilde cinsiyet organlarıyla gerçekleştirilir. Fakat yaratılıştaki asıl görev sempatik sinirlere verilmiştir.Zira spermlerin atımı bu sinirlerin etkileşimiyle gerçekleşir.

                              Erkekte meninin atılması, testis ve uzuvların ani kasılmasıyla olur. İçinde spermleri taşıyan bu suyun atım olayı, tamamen refleks mekânizmasına bağlanmıştır. Beyindeki merkezin bu sırada bir müdahalesi yoktur.Birleşmede, pudental sinirler yoluyla iletilen uyarılar sırt kemiklerinden thoracal-1 (birinci göğüs omuru) ile, lumbar 2 (ikinci bel omuru) kemikleri bölgesinde bulunan, 14 sırt omuru arasındaki sempatik çekirdekler uyarılır. Buna cevap, göğüs kaburga kemikleri ile omur kemiklerinin birleşim yerinin altında bulunan deliklerden verilir.Tepkisel uyarılar truncus sympathicus ve plexus pelvicus'tan gangionlara uğrayıp, cinsiyet organlarına gelir; fırlatmayı önleyen düz kasları gevşetir, fırlatmayı sağlayacak olan ductus deferens ve vesicula seminalis kaslarının kasılmasını sağlayarak meniyi fırlatır.

                              Meni sinirlerin etkileşimi vasıtası göz önüne alınırsa eğer birden fazla kemik arasından çıktığı ifade edilebilir. Bu durumda, hem bel ve sağrının, hem de göğüs omurlarının çok sayıda olduğunu anlamamız gerekir. Nitekim thorasic omurlar (göğüs) 12, lumbar omurlar (bel) 5, sacral omurlar (sağrı) 5 tanedir.Sanırım anlaşılmıştır.

                              Neyse çok uzun oldu.uzuzn yazmayı da pek sevmem.Ancak söylenecek o kadar şey var ki aslında.
                              ŞEREFİN YETER TRABZONSPOR YETER Kİ ONURSUZ OLMASIN AŞK.BİTMEZ BU DAVA ÖLMEZ BU SEVDA!

                              Yorum


                              • Materyalizmin ortaya çıkmadığı bir dünyada bilimsel gelişmeler yaşamazdı. Felsefenin ve Bilimin öncüsü olarak adlandırılan Thales ve arkadaşları aynı zamanda ilk Materyalist filozoflar olarak adlandırılabilir. İdealist görüşün temsilcileri ise dünya, evren hakkında bilgi sahibi olmaya çalışmaktan çok soyut kavramlarla ilgilenmiştir.

                                Şimdi maddenin düşünceden önce geldiğini savunan ve kendini evrenin bir parçası olarak gören materyalist gözüyle mi yoksa var olan her şeyi düşünceye bağlayan idealist gözüyle mi bilim yapılmalı?

                                Yorum

                                Üzgünüz, bu sayfayı görüntüleme yetkiniz yok
                                Yükleniyor...
                                X