Nereden nereye...
Haziran ayında şampiyonluğu kıl payı kaçırmış(!) olmanın şokunu atlatamadan kadromuzdan önemli oyuncuların hem de bedavadan gitmesiyle üzüntümüz katmerlenmişti. İster istemez, "Ne oluyor yahu, dağılıyor muyuz yoksa" düşünceleri hakim olmaya başlamıştı kafalarımızda. Gerçekten futbol adına çok sıkıcı ve karamsar günlerdi o dönemler. Şimdi ise gelinen noktaya baktığımızda; Şampiyonlar Ligi'ne en önemli rakibimizi deplasmanda yenerek "merhaba" demiş, Lig şampiyonluğumuzun tescili kesinleşmiş, daha yolun başında olmamıza rağmen İnter gibi bir rakibin karşısında çok iyi pas yaparak "takım olabilme" yolunda önemli mesafe katetmişiz. Dahası kaliteli yabancı oyuncular getirmişiz ve ayrıca uyum sürecini çabuk atlattıklarını görmüşüz... Daha ne olsun!.. Devre arasında Halil gibi kaliteli ve yürekli 2-3 yerli oyuncu daha aldık mı; tamamdır bu iş.
Relax Pacavra Cuma günü kepenkleri sonsuzadek kapatiyormus.
çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar." Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Zokoroya hayran kaldım; Tolga kendine yakışanı yaptı. Celustka ve Cech süperdi. Giray ve Glovacki biraz daha sakin oynamalılar. Colman ve Halil çok iyiydi. Alanzinho ve Serkan bizi şaşırttı. Henrique tek başınaydı ama mücadele etti. Sapara ve Vittek uyum sağladıklarında çok daha iyi olacak. Bu takım inşallah yüzümüzün akıyla bu gruptan çıkacak. Her bir oyuncuya ve teknik kadroya şükranlarımızı sunuyoruz. Özellikle de bu galibiyet bizim yenilgimizi bekleyen ve sesini çıkaramayan sessiz çoğunluğa kapak olsun. İlk Şampiyonlar ligi maçında golümüzü atmak; galibiyetimizi almak; İnter'i yenmek; sessiz çoğunluğa ağzını açtırtmamak süper oldu. Teşekkürler TRABZONSPOR.
TRABZONSPOR'lu doğduk, öyle öleceğiz... Ahmet FıraTSerdar BAHAR
Yorum