Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Büyük Türk Mustafa Kemal Atatürk!

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • #46
    1. Cumhuriyetçilik:
    Türk milletinin karakter ve âdetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir. (1924)
    Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir. (1933)
    Cumhuriyet, yüksek ahlâkî değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir.... (1925)
    Bugünkü hükümetimiz, devlet teşkilâtımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilâtıdır ki, onun adı Cumhuriyet'tir. Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir. (1925)
    2. Milliyetçilik:
    Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkına Türk Milleti denir. (1930)
    Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir soyun evlâtları ve hep aynı cevherin damarlarıdır. (1932)
    Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur. (1923)
    3. Halkçılık:
    İç siyasetimizde ilkemiz olan halkçılık, yani milletin bizzat kendi geleceğine sahip olması esası Anayasamız ile tespit edilmiştir. (1921)
    Halkçılık, toplum düzenini çalışmaya, hukuka dayandırmak isteyen bir toplum sistemidir. (1921)
    Türkiye Cumhuriyeti halkını ayrı ayrı sınıflardan oluşmuş değil fakat kişisel ve sosyal hayat için işbölümü itibariyle çeşitli mesleklere ayrılmış bir toplum olarak görmek esas prensiplerimizdendir. (1923)
    4. Devletçilik:
    Devletçiliğin bizce anlamı şudur: Kişilerin özel teşebbüslerini ve şahsî faaliyetlerini esas tutmak; fakat büyük bir milletin ihtiyaçlarını ve çok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak, memleket ekonomisini devletin eline almak. (1936)
    Prensip olarak, devlet ferdin yerine geçmemelidir. Fakat ferdin gelişmesi için genel şartları göz önünde bulundurmalıdır. (1930)
    Kesin zaruret olmadıkça, piyasalara karışılmaz; bununla beraber, hiçbir piyasa da başıboş değildir. (1937)
    5. Lâiklik:
    Lâiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti de demektir. (1930)
    Lâiklik, asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkânını temin etmiştir. (1930)
    Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz. (1926)
    6. Devrimcilik:
    Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların, (devrimlerin) gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve görüşleriyle uygar bir toplum haline ulaştırmaktır. (1925)
    Biz büyük bir inkılâp yaptık. Memleketi bir çağdan alıp yeni bir çağa götürdük. (1925)
    IL BÜTÜNLEYİCİ İLKELER:
    1. Millî Egemenlik:
    Yeni Türkiye devletinin yapısının ruhu millî egemenliktir. Milletin kayıtsız şartsız egemenliğidir. (1923)
    Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması, istikrarı ve korunması ancak ve ancak tam ve kesin anlamıyla millî egemenliği sağlamış bulunması ile devamlılık kazanır. Bundan dolayı; hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası millî egemenliktir. (1923)
    2. Millî Bağımsızlık:
    Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasî, malî, İktisadî, adlî, askerî, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam seferberlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından mahrumiyeti demektir. (1921)
    Türkiye devletinin bağımsızlığı mukaddestir. O, ebediyen sağlanmış ve korunmuş olmalıdır. (1923)
    3. Millî Birlik ve Beraberlik:
    Millet ve biz yok, birlik halinde millet var. Biz ve millet ayrı ayrı şeyler değiliz. (1919)
    Biz millî varlığın temelini,millî şuurda ve millî birlikte görnıekteyiz.(1936)
    Toplu bir milleti istilâ etmek, daima dağınık bir milleti istilâ etmek gibi kolay değildir. (1919)
    4. Yurtta Barış Dünyada Barış:
    Yurtta sulh, cihanda sulh için çalışıyoruz. (1931)
    Türkiye Cumhuriyeti'nin en esaslı prensiplerinden biri olan yurtta sulh, cihanda sulh gayesi, insaniyetin ve medeniyetin refah ve terakkisinde en esaslı âmil olsa gerektir. (1933)
    Sulh, milletleri refah ve saadete eriştiren en iyi yoldur. (1938)
    5. Çağdaşlaşma:
    Milletimizi en kısa yoldan medeniyetin nimetlerine kavuşturmaya, mesut ve müreffeh kılmaya çalışacağız ve bunu yapmaya mecburuz. (1925)
    Biz Batı medeniyetini bir taklitçilik yapalım diye almıyoruz. Onda iyi olarak gördüklerimizi, kendi bünyemize uygun bulduğumuz için, dünya medeniyet seviyesi içinde benimsiyoruz. (1926)
    6. Bilimsellik ve Akılcılık:
    a) Bilimsellik:
    Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir. (1924)
    Türk milletinin yürümekte olduğu ilerleme ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet bilimdir. (1933)
    b) Akılcılık :
    Bizim; akıl, mantık, zekâ ile hareket etmek en belirgin özelliği-mizdir. (1925)
    Bu dünyada her şey insan kafasından çıkar. (1926)
    7. İnsan ve İnsanlık Sevgisi:
    İnsanları mesut edeceğim diye onları birbirine boğazlatmak insanlıktan uzak ve son derece üzülünecek bir sistemdir. İnsanları mesut edecek yegâne vasıta, onları birbirlerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek, karşılıklı maddî ve manevî ihtiyaçlarını temine yarayan hareket ve enerjidir. (1931)
    Biz kimsenin düşmanı değiliz. Yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız. (1936)

    Yorum


    • #47
      Biraz hüzünlü ama çok anlam yüklü.
      Atatürk'ün 'rezil olmayalım' diye kurdurduğu fabrika törenle kapandı
      Cumhuriyet'in ilk yıllarında Marsilya'dan ithalata kadar giden kiremit yokluğunu çözmek için Atatürk'ün "Şu kiremit işini halledin, aleme rezil oluyoruz" talimatıyla 80 yıl önce Eskişehir'de kurulan Türkiye'nin ilk kiremit fabrikası siyah kurdele bağlanarak törenle kapatıldı.

      1927
      yılında Türkiye'nin ilk kiremit fabrikası olarak kurulan ve aynı zamanda Türkiye'nin ilk üretim tesislerinden olan Kılıçoğlu Kiremit, Eskişehir'deki fabrikasını siyah kurdeleli törenle kapattı.

      FABRİKANIN ÖYKÜSÜ: Pek çok üründe olduğu gibi Cumhuriyetin ilk yıllarında kiremit kıtlığı da yaşanıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) çatısını kaplayacak kiremit dahi bulunamıyor. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte başlayan yapılaşmada üretimi olmayan kiremitler Fransa'nın Marsilya şehrinden ithal ediliyor. Bu duruma çok içerleyen cumhuriyetin kurucusu Atatürk, Eskişehir'den birkaç kişiyi topluyor ve "Şu kiremit işini halledin, aleme rezil oluyoruz" diyor. Toprağı uygun olduğu için seçilen Eskişehir'e Deliorman'dan gelen Sabri Kılıçoğlu, 1927'de fabrikayı kurarak üretime başlıyor. Kılıçoğlu Kiremit'in Yönetim Kurulu Başkanı Savaş M. Özaydemir, Sabri Kılıçoğlu'nun damadı olarak, 1992'de fabrikayı aileden devralmıştı.

      ANLAMI ÇOK BÜYÜKTÜ: Fırından çıkan son kiremiti alarak, fabrikanın en eski çalışanının da katıldığı hüzünlü bir törende fabrikaya siyah kurdele bağlayan Savaş M. Özaydemir, fabrikanın kendileri için çok büyük bir anlam taşıdığını belirtti. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nin kentsel dönüşüm projeleri kapsamında üretimi durduklarını söyleyen Özaydemir, "Bize 30 Ağustos'a kadar zaman verilmişti. Biz de o gün bir tören yaptık. Bizim için çok anlamlı olduğundan öyle sessiz sedasız kapatmaya gönlümüz razı olmadı. İnsanlar daha çok açılış törenlerine alışıklar tabii ki, ama biz kapanış töreni yaptık" dedi.

      ŞIK MİMARİSİ VAR: Müze olarak değerlendirileceği söylenen fabrika binasını nasıl değerlendirecekleri konusunda Özaydemir, şöyle konuştu: "Bu çok güzel bir mimariye sahip, şık bir bina. Çok farklı amaçlarla kullanılabilir. Şu anda nasıl değerlendireceğimize karar vermedik. Güzel bina uygun bir şekilde değerlendirilir. Önümüzdeki günlerde karar vereceğiz."

      ÜRETİM DEVAM EDİYOR: Kılıçoğlu Kiremit'in daha önce başladığı Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'ndeki üretimini artırarak devam edeceğini belirten Özaydemir, söz konusu tesisin Türkiye ve Ortadoğu'nun en büyük en modern kiremit fabrikası olduğunu söyledi. Özaydemir "Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrikanın kapasitesi zamanla daha da artırılabilir. Sadece şehirde bulunan fabrikamızı kapattık. Üretimimiz sürecek" diye konuştu.

      1.7 MİLYAR KİREMİT: 80 yılı geride bırakan fabrikada bugüne kadar 1 milyar 750 milyon adet kiremit üretildi. 100 milyon metrekareyi aşan üretimle Kılıçoğlu, milletvekili lojmanlarının da arasında bulunduğu Türkiye'nin pek çok önemli yapısının çatısında yer aldı. Demiryolu sayesinde Kılıoğlu üretimini Cumhuriyetin ilk yılları da dahil olmak üzere Türkiye'nin her yerine ulaştırdı. Uzun yıllardır Ortadoğu ülkelerine yoğun ihracatı olan Kılıçoğlu, Kıbrıs ve İsrail'de de önemli ağırlığa sahip. ABD'den gelen talep doğrultusunda Kılıçoğlu, geçen yıl bu ülkeye de ihracata başladı.

      İngiliz'e satılmadı, damat devralıp hayata döndürdü

      1990'ların başında yönetim boşluğu yüzünden zora giren Kılıçoğlu Kiremit'i ailenin damadı Savaş Özaydemir yeniden hayata döndürmüş. Özaydemir, daha önce Hürriyet gazetesine verdiği röportajda şunları anlatmıştı: "1980'de yönetim kurulu üyesi oldum. 1985'te sen 'yönet' dediler, olmadı, 1986'da bıraktım. 1991'de İngiliz bir firmayla ortaklıkta anlaşılmıştı. İçinde bulunduğum yönetim kurulu satışı reddetti. Körfez Savaşı da başlayınca İngilizler çekildi. Piyasa çok kötüleşti ve aile bana 'sen bu şirketi devral ve yürü, yabancıya gitmesin' dedi. 1992 Mart'ında başladım."

      Koç'un topladığı kiremitler Meclis çatısını tamamladı

      CUMHURİYETİN kurulduğu ilk yıllarda yaşanan kiremit yokluğunu ve ilk TBMM binasının faaliyete geçişini, TBMM eski Başkanı Bülent Arınç, 23 Nisan 2003'te yaptığı konuşmasında şöyle anlatmıştı: "Harap haldeki binayı Ankaralılar bağış toplayarak tamir ettirdi, bina temizlendi. Ancak binanın çatısı bir türlü tamamlanamadı. Bir genç adam, o meşhur zekası ile sokak sokak dolaşıp evlerin çatılarındaki kiremitleri bir miktar para vererek topladı, sonra da Meclis'in çatısını tamamladı. Bu genç adamın adı Vehbi Koç'tu."
      İmzam yok parmak bassam olurmu ?

      Yorum


      • #48
        arkadaşlar burda çok güzel atamızın ve türk tarihinin geçmişinden oluşan bi takvim var her gün ayru bi destan adeta günlerin üzerine tıklayın bakın neler görüpte duygulanacaksınız
        Bizim rahat edemediğimiz yerde kimse istirat edemez. keyfe keder alayına gider TS'li gencler.........

        Yorum


        • #49
          Atatürk'ten Şok CevaP !

          Savaş Bitmiştir ve ATATÜRK yabancı subaylarında katıldığı bir kokteyle katılmıştır. Burda kokteyldeki subaylar ile sohbet ederken bir ingiliz subayının kendisine çok sert ve anlamlı bir şekilde baktığını görmüş ve bir süre sonra yaverini ingiliz subayının yanına göndererek sebebini sormuştur.Yaveri sorduktan sonra ATATÜRK'ün yanına gelerek 'paşam babası Çanakkale savaşında ölmüş bir ingiliz subayı imiş ondan dolayı o şekilde size bakmış 'demiş


          ATATÜRK'te bombayı patlatmış 'Git ona sor bakalım babası Çanakkale de ne arıyormuş ?
          BMN | ANTALYA
          Gemi mil ile olur Sevda dil ile Güzeller çok var ama Meyil birine olur...!!!

          Yorum


          • #50
            ATATÜRK'ü ağlatan olay!!!!

            Yıl 1922. 14 Ocak gece yarısı. Mustafa Kemal’in özel treni Eskişehir’e doğru gidiyor. Bu yolculuk bir kamuoyu yolculuğu olacak ve Gazi, savaş sonrası Anadolu’sunda bazı şehirlerin nabzını yoklaya yoklaya İzmir’e gidip annesini görecek. Ve Latife’yi.

            Ama o gece çok sıkıntısı var Mustafa Kemal’in ve bir türlü uyku tutturamıyor.

            Ali Çavuş kompartımanın kapısı önünde sigara üstüne sigara içiyor. Kapıya dayanmış karanlığı seyreder ken bir yandan da kendi kendine mırıldanıp duruyor.

            “Bu işin bu kadar çabuk oluvereceğini hiç düşünmedim.

            İşte, sonunda şifreli telgraf geldi. Zübeyde anamızı yitirdik. Peki, ne duruyorum. İçeri girip onu uyandırmalıyım. Ama işe bak, giremiyorum. Kıyamıyorum paşama. Nasıl derim ki: ‘Anamız öldü paşam!’ diyemem. Onun yüreği anası için atar. Hep söyler. Vatanı kurtarmakla anasını kurtarmak aynı anlama gelir onun için. Kapıyı açsam, telgrafı uzatsam, ‘Paşam sen sağ ol’ desem ‘Eyvah demez mi?’ ‘Koca vatanı kurtardım ama anamı kurtaramadım demez mi?"

            Ali Çavuş, anlattığına göre birden yerinden sıçramış. İçeriden bir ses geliyor. Mustafa Kemal sesleniyor.

            Çavuş kompartıman kapısını açıp selam duruyor:

            “Emret Paşam”.

            Mustafa Kemal yatağa oturmuş soruyor telaş ile:

            “Ne demeye kapıda bekliyorsun sen?”

            “Uyku tutturamadım da Paşam”

            “Annemden bir haber var mı?”

            “Az önce bir telgraf geldi dediler, şifreyi çözünce size sunacaklar.”

            “Boşuna kıvranma Ali, benden de saklamaya çalışma. Ben haberi aldım.”

            Ali Çavuş bir şey yokmuş gibi durmaya çalışıyor ve merakla soruyor:

            “Ne olan, ne haber aldın ki paşam? Hayır haber inşallah.”

            Mustafa Kemal usul usul anlatıyor.

            “Az önce dalmışım, rüyamda yeşil bir ovada anamla el ele geziniyorduk. Hep olduğu gibi bana birşeyler anlatıyordu. Birden bir fırtına çıktı. Bir sel bastırdı, anamızı aldı götürdü. Hiçbir şey yapamadım. Hiç, hiç!..”

            Çavuşu bir titremedir almıştı. Derken.. Mustafa Kemal emri verdi:

            “Çocuk! Al getir şu telgrafı, hemen!”

            Ali Çavuş kompartımandan çıkar çıkmaz, çözümü getiren görevliyle karşılaştı.

            “Ver onu” dedi. “Paşamız bekliyor.”

            Kağıdı aldı, içeri girdi, selam durdu ve: “Sen sağol paşam” dedi.

            “Millet sağ olsun.”

            Gözünden iri bir damla göz yaşı akıvermişti. Çavuş “Ağlama paşam” diye yalvardı.

            “Neden? Ben insan değil miyim? Anam öldü. Ben buna ağlarım. Ama, Anavatan kurtuldu. Bununla da te selli bulurum. Benim için ikisi bir.”

            İşte ben bunun için:

            ‘Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini’ diye cevap vermedim mi Namık Kemal’e? Birden Mustafa Kemal ile Ali Çavuş birbirlerine sarıldılar ve açık açık, hıçkırıklarla, içli içli ağlıyorlardı...
            BMN | ANTALYA
            Gemi mil ile olur Sevda dil ile Güzeller çok var ama Meyil birine olur...!!!

            Yorum


            • #51
              ATATÜRK'ün kimlik numarası

              ATATÜRK'ÜN KİMLİK NUMARASI ''10000000146'' OLARAK BELİRLENDİ...

              ANKARA, 29.05.2002

              İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, MERNİS Projesi hakkında ANAP TBMM Grubu'na bilgi sundu.


              Projenin 2002 sonunda tamamlanacağını kaydeden Atış, şimdiye kadar 125 milyon kişiye Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası verildiğini açıkladı.

              Atış, sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Atatürk'e özel bir kimlik numarası verildiğini bildirerek, Atatürk'ün numarasının ''10000000146'' olarak belirlendiğini söyledi.



              Kaynak...: T.C. BAŞBAKANLIK BASIN-YAYIN VE ENFORMASYON GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

              T.C. Kimlik No Doğrulama Sayfasından T.C. Kimlik Numarasını girince
              "Sorguladığınız kayıtla ilgili teknik bir hata oluştu. Sistem görevlileri ile irtibata geçiniz."
              diye bir uyarı yazısı çıkıyor. Ancak aşağıdaki bilgileri girerseniz kayıt verilerine ulaşabilirsiniz...



              T.C. Kimlik No Sorgulama Bilgileri

              İL......................: GAZİANTEP
              İLÇE..................: ŞAHİNBEY

              ADI....................: GAZİ MUSTAFA KEMAL
              SOYADI..............: ATATÜRK

              BABA ADI...........: ALİ RIZA BEY
              ANNE ADI...........: ZÜBEYDE HANIM
              DOĞUM TARİHİ...: 1881
              CİNSİYETİ..........: ERKEK


              ATA'NIN KİMLİK NUMARASI 10000000146

              Türkİye'de ölü ya da diri tam 126 milyon kişi numaralandı. 11 rakamdan oluşan "Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numaraları" içinde en prestijli numara Atatürk'e verildi. Bu aynı zamanda ilk numara: 10000000146.

              Geçtiğimiz 29 Ekim'de Türkiye'de kimlik numarası verme işlemi bütün ilçe nüfus müdürlüklerinde aynı anda başladı. Bilgisayarlar yardımı ile 100 milyon 1'den başlayarak 999 milyon 999'a kadar herkese karışık olarak numaralar verildi. Numaralarda kimseye ayrıcalık tanınmadı. Atatürk için özel bir numara seçildi.

              'YÜZ MİLYON BİR'İN ÖZELLİĞİ

              'Merkezi Nüfus İşleri Sistemi' adı verilen projenin başdanışmanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, "Sistem 11 rakamdan oluşuyor. Ancak son 2 rakam numaranın güvenliğini sağlamak amaçlı konuyor. Dolayısıyla son iki rakamı devreden çıkardığımızda Atatürk'ün numarası sistemin ilk başlangıç numarası olan 100000001 (Yüz milyon bir). Sonundaki rakam 46 ise bir hataya sebebiyet verilmemek için kullanılan güvenlik numarası" dedi
              BMN | ANTALYA
              Gemi mil ile olur Sevda dil ile Güzeller çok var ama Meyil birine olur...!!!

              Yorum


              • #52
                gazi pasa....ulu önder atatürk....seni anlamak....atatürkü görmek için onu madden görmeye gerek olmadıgını onu anlamanın da aynı manaya gelecegini söylemek isterim.kurdugu ülke ve yaptıgı devrimlerle gencecik bir ülke yaratan bu büyük insan keske ölmeseydi keske suan aramızda olsaydı...

                Yorum


                • #53
                  Yahya Kemal Beyatlı’nın şu beytiyle yarattığı bir Ulusun geleceği ile ilgili vahametini açıklamak isterim.

                  “Ölenler öldü kalanlarla muztarib kaldık
                  Vatanda hor görülen bir cemaatiz artık.”

                  Yorum


                  • #54
                    İlk olarak turgi tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle



                    T.C. Kimlik No Sorgulama Bilgileri

                    İL......................: GAZİANTEP
                    İLÇE..................: ŞAHİNBEY

                    ADI....................: GAZİ MUSTAFA KEMAL
                    SOYADI..............: ATATÜRK

                    BABA ADI...........: ALİ RIZA BEY
                    ANNE ADI...........: ZÜBEYDE HANIM
                    DOĞUM TARİHİ...: 1881
                    CİNSİYETİ..........: ERKEK
                    Ulu Önder'in Gaziantep ile ne ilgisi varmış onu çözemedim.
                    Futbolcuyla taraftar el ele versin, şampiyonluk kupası TRABZON'a gelsin!!!

                    7 7 7 7 7 7 7 7 7....

                    Yorum


                    • #55
                      İlk olarak Can basten tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                      Ulu Önder'in Gaziantep ile ne ilgisi varmış onu çözemedim.

                      15 Ocak 1933’te geniş kapsamlı bir yurt gezisine çıkan Gazi, aynı yılın 26 Ocağında kenti onurlandırmayı programına almıştı. O gün, Vali Akif İyidoğan, Cumhuriyet Halk Fırkası Reisi Ömer Asım bey, Alay Komutanı Mahmut Bey, Belediye Başkanı Hamdi Kutlar’dan oluşan bir heyet en büyük Türk’ü karşılamak üzere Fevzipaşa Tren İstasyonuna gelmişlerdi.

                      Heyetin de katılımıyla Gazi’nin treni Narlı’ya hareket etmiş, birlikte yemek yenilmiş, sohbet edilmişti. Tren saat 14.00’te Narlı’da durunca Gazi trenden iniyor. Karşılamaya gelenler onu: “Yaşa Büyük Gazi! Yaşa, var ol! ” sesleri ve yeri göğü tutan alkışlarıyla karşılarlar.

                      Karşılamaya Maraş’tan de gelenler olmuştu. Bu il ile Gaziantep’te bulunan bütün otomobillerin sayısı atmış kadardı. Otomobillerin tamamı konvoy halinde Gazi’nin arabasının ardı sıra şehre hareket etti.

                      O gün şeker bayramı arifesiydi. Halk iki bayramı bir arada yaşamaya hazırlanıyordu. Caddeler bayraklarla, “tak”larla süslenmiştir. Kaleden toplar atılıyor. Gaziantepliler sokağa dökülmüş. Caddeler iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalık.

                      Gaziyi bütün subaylar ve erat, memurlar, ilk ve ortaokul talebeleri, esnaf ve bütün ahaliden müteşekkil on bin kişilik bir kalabalık Maanoğlu Köprüsünde karşıladı. Gazi’nin öteden görünmesiyle havai fişekler atılmaya, fabrikalar düdüklerini çalmaya ve toplar atılmaya başlamıştı.

                      İki gazinin buluşmasıydı bu. Büyük Kurtarıcı Mareşal Gazi Kemal ile kendini kurtaran şehir Gaziantep...

                      6 Şubat 1921 günü, 93 nolu yasa ile Antep adı Gaziantep’e dönüştürülmüştü.

                      Gazi Paşamız, kendisini karşılayanları selamladıktan sonra Başkarakol’a gelindiğinde arabasından indi. “Merhaba asker! ” nidasıyla ihtiram kıtasını selamladı. “Sağ ol Ata! ” karşılığını aldı. Bir süre halkın arasında yürüdü. Yeniden otomobiline bindi. Bu kez Halkevi binasının önünde duruldu. Halk büyük kurtarıcıyı avuçlarını patlatırcasına saatlerce alkışladı.

                      Meydanlarda davul zurnalar çalınıyor, “Şirin nar tane tane,” “Hışhışı hançer,” “Nurgana’da bal erik...” gibi türküler eşliğinde milli oyunlar oynanıyordu. Türkülerimizin ilginç sözlerinin Ata’mızı ziyadesiyle memnun ettiği dinlerken gülümseyişinden belli olmaktaydı. Şenlik gece yarısına kadar devam etti.

                      Tarih 27 Ocak 1933...

                      Şeker bayramının birinci günü… Gazi Paşamızın üzerinde lacivert bir takım, ayağında siyah iskarpin var. Valilikte yapılan bayramlaşmadan sonra Belediyeye geçildi. Belediye Meclisi salonunda Gazianteplilerle buluşan büyük kurtarıcı, onların sorunlarını dinledi, ihtiyaçlarını saptadı. Halk vilayetimizde bir lise açılmasını istedi. Gazi hemen Başvekil İsmet İnönü’ye bir telgraf göndererek bu isteğin gerçekleştirilmesini buyurdu.

                      Gaziantep Lisesi hiç zaman yitirilmeden hemen 11 Şubatta açıldı.

                      Gaziantep Şehir Meclisi aldığı bir kararla Gazi Paşa’ya “Hemşerilik” belgesi verilmesini kararlaştırdı. Yapılan törende nüfus belgesi, Belediye Başkanı Hamdi Kutlar tarafından büyük Ata’ya sunuldu. Bu belgede atanın kaydı şöyle yer almaktaydı:

                      Adı: Gazi Mustafa Kemal
                      Baba Adı: Ali Rıza
                      Ana Adı: Zübeyde:
                      Doğum Yeri ve Yılı: Selanik, 1881
                      Nüfusa Kayıtlı Olduğu Yer: Gaziantep
                      Köyü veya Mahallesi: Bey Mahallesi
                      Hane No: 4
                      Cilt No: 96
                      Sayfa: 56

                      “Gazi M. Kemal Paşamız Gaziantepli”ydi artık.

                      25.12.1936’da Gaziantep’in kurtuluş yıldönümü sebebiyle büyük kurtarıcımızın kente göndermiş olduğu mesaj şöyledir:

                      “Bu tek Türk şehri hiç bir yerden yardım görmeden kendi kahramanlığı ile kendini kurtardı ve “gazi” unvanına layık olduğunu ispat etti. Gazianteplileri o gün olduğu gibi bugün de derin saygıyla takdir ederim. Türküm diyen her şehir, her kasaba ve en küçük Türk köyü Gazianteplileri kahramanlık misali olarak alabilirler. En eski çağlardan beri tarihi Türk yurtlarında, Türklüğün yüksek varlığını kahramanlıkla tespit etmiş olanlarla şahsen beraber olduğumu beyan etmekten duyduğum zevk ve saadet yücedir.”

                      ALINTIDIR.

                      Yorum


                      • #56
                        Vay be şimdi öğrendim. Ne mutlu Gazianteplilere.
                        Futbolcuyla taraftar el ele versin, şampiyonluk kupası TRABZON'a gelsin!!!

                        7 7 7 7 7 7 7 7 7....

                        Yorum


                        • #57
                          Benim yaptığım TC kimlik no sorgulaması:

                          Yorum


                          • #58
                            Güzel bir araştırma teşk. süleyman
                            İmzam yok parmak bassam olurmu ?

                            Yorum


                            • #59
                              emeği geçen başkalarıda var
                              BMN | ANTALYA
                              Gemi mil ile olur Sevda dil ile Güzeller çok var ama Meyil birine olur...!!!

                              Yorum


                              • #60
                                emeği geçenlere tşkler

                                Yorum

                                En Aktif Kullanıcılar

                                Daraltma

                                En aktif kullanıcı yok.
                                Yükleniyor...
                                X