Sanırım MUSAMPA KALSIN ZİYA GİTSİN gibi bişey olabilir. Gazetede yazmıştı .
Duyuru
Daraltma
Henüz duyuru yok.
Son Dakika Haberleri (BU BAŞLIKTA YORUM YOK!) Sadece haberler
Daraltma
Bu konu kapanmıştır.
X
X
-
çok güldüm kendi kendime gülerken beni deli zannedecekler.İlk olarak Emre_57 tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüleIbrahimler bas taci diye pankart acanlar..ziya icinde soyle demislerdir..
" Bu kalp seni unuturmu sirma sac ziya"Bu ülke barışta zenginlerin, savaşta fakirlerindir.
Yorum
-
İlk olarak ıloveyouszymek tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüleFenerli başkan istemiyoruz sözleri iğrençti...
Evet kardesim.
Bu bize yakismadi.
Resmen Iftira gibi birsey oldu.
Baskanin son günlerdeki tutumu bence dogruydu.
Elbette Ali Koc elestirilecek bir kisidir ama Haciosmanoglunun yaptigi sekilde degil. Büyük bir Kulübün Yöneticisi öyle "argo" konusamaz. Ayiptir!
Sözleri bizi baglamaz deyince birden Fenerli oldu. Bu kadarda degil
Rahmetli Babamin bu Dünyada bana birakdigi en büyük Miras "ÖLÜMSÜZ TRABZONSPOR ASKIDIR".
Yorum
-
tamam başkan fenerli değil ama ...trabzonsporluda değil.......
...menfaat için takımın başına geçti bence ....
....şimdiye kadar yaptıkları bunu gösteriyor....
...trabzonsporu bir para kasası olarak görüyor..
...sportif anlamda ne ortaya koydu hiç bişey..
...peki trabnzonspor bir bankamı veya darphanemi ...yoksa spor kulübümüdeha: imkansizda mumkunu gorebilmektir..
....gemilerin karada da yuzebilecegini gormek
....mehmetlerden birini fatih yapar.......
Yorum
-
arkadaşlar başkanın hangi takımlı olduğunu tartışmaya gerek yok şuan trabzonspordaki en yetkili kişi durumundadır yaptığı yanlışları görüp genel kurul kararı almalıdır trabzonsporun önünü açmalıdırSORUN ÇÖZEN BENİM İÇİN YÖNETİCİDİR...
SORUN ÇÖZEMEYEN BENİM İÇİN YÖNETİCİ DEĞİLDİR...
SORUNA SORUN KATAN BENİM İÇİN TRABZONSPOR'LU DEĞİLDİR...
Yorum
-
Bugün nasilsin?
Heyecan varmi heyecan?
Kalbin SIKISMAYA basladimi?
Bugüne kadar kac kisinin HAKKINI yedim acaba bugünden itibaren 3 Hafta boyunca bunun cezasini cekecekmiyim diye kendine soruyormusun?
DARLANIYORMUSUN?
Taraftarima ne vaadler verdim, acaba beni AFFEDEBILECEKLERMI diye DERTLENIYORMUSUN?
Beni kimse SEVMIYOR, ben nerede HATA yaptim diye kendine soruyormusun?
1996 ve 2005 senelerinde ne GÜNAHLAR isledim, Allahim beni AFFET diyormusun?
Bu Dünyada yaptiklarinin Bedelini artik ödeyemezsin, acaba öteki dünyada ödeyebilirmiyim diye kendine soruyormusun?
Haftaya nasil yüzüme bakacaksin bunu düsünüyormusun?
Allah seni bildigin gibi yapsin emi!
Rahmetli Babamin bu Dünyada bana birakdigi en büyük Miras "ÖLÜMSÜZ TRABZONSPOR ASKIDIR".
Yorum
-
Ziya Doğan açıklama yapmış ;
"Elimizdeki malzemeyle en iyisini yapıyoruz"
"Ligin 2.yarısındaki takımın sergilediği futboldan gayet memnunum"
2.yarının bilmem kaçıncısıyız ya hazır 2 de galibiyet almışız patlatmış hemen bombayı İlk yarıda 19 puan alan takım 3 maç kala nası 29 puan aldı? ki daha fazlasını alabilirdi Aymanla Ceyhun almadı herhalde bu puanları
Lig bitmiş adam makul 11 i daha yeni yeni oynatmaya başlıyor sonrada çıkıp utanmadan en iyisini yapıyoruz diyor
Hay senin memnun olduğun futbola!
Yorum
-
yaw adamlar ne direniyo be .....
....ulan ALLAH göstermesin savas cıksa her yeri işgal etseler ..
...bu adamlar koltuklarını vermez .....
...bu kadar inat benim bildiğim şey de......... olur.........anladın sen onu ....!deha: imkansizda mumkunu gorebilmektir..
....gemilerin karada da yuzebilecegini gormek
....mehmetlerden birini fatih yapar.......
Yorum
-
Sevgili Murat ;İlk olarak murat aydın tarafından gönderildi Gönderiyi görüntülearkadaşlar başkanın hangi takımlı olduğunu tartışmaya gerek yok şuan trabzonspordaki en yetkili kişi durumundadır yaptığı yanlışları görüp genel kurul kararı almalıdır trabzonsporun önünü açmalıdır
dün akşam olanlardan sonra belki karar almıştır, bu konuda bir duyumun var mı? en sıcak haberleri senden almayı umut ediyorum
Yorum
-
O GÜN NELER OLDU?

Cumartesi, Trabzonspor’un avucunun içindeki şampiyonluğu F.Bahçe’ye kaptırmasının 11. yıl dönümü. 5 Mayıs 1996’daki bu tarihi maçı kaleme alan Nazan Ercan, “Abdullah, kamptan sürekli arayıp ‘Maça sakın gelmeyin’ diyordu. Abdullah golü atınca dayanamayıp stada gittik. 2-1 kaybedince 34 plakalı arabamla eve dönerken taşlı saldırıya uğradık.” diyor.
Futbol topu, futbolcu eşinin kumasıdır. Hayatının büyük bir kısmı idmanlarda, kamplarda ve maçlarda geçen futbolcu, evine ve eşine çok az zaman ayırabilir. Bu duyguya ilk başlarda alışamasam da zamanla sevdim kumamı ben. Yani benimsedim. Her zaman olduğu gibi 5 Mayıs 1996’daki Trabzonspor-Fenerbahçe maçından önce de Abdullah kamptaydı. Kamp iki gün önce başlamıştı ve maç günü kampın üçüncü günüydü. Abdullah kampta olduğu için kahvaltımı yine onsuz yapıyordum. Ünal Karaman’ın eşi Pınar ve kardeşim Ayşem’le birlikte bizim evde kahvaltı yaptıktan sonra akşam oynanacak tarihi maçı bekliyorduk. Telefonum çaldı. Abdullah, kamp başlamadan önce ‘Mümkün olduğu kadar az görüşelim. Telefonla az konuşalım ki konsantrasyonum bozulmasın.’ diyordu. Böyle demesine rağmen arayan yine Apo’ydu. Sanırım bu, 35. arayışı falandı: “Maça sakın gelmeyin. Çok kalabalık olur. Maçtan sonra da silah milah sıkılır, taşkınlık maşkınlık olur. Allah göstermesin, bir şey olur.” Yani Abdullah’ın maçı kazanacaklarına inancı tamdı. Zafer kutlamaları sırasında bize bir şey olabileceğinden endişe ediyordu. Tabii bu arada Ünal ağabey de Pınar’ı sürekli arayıp aynı şeyleri söylüyordu.
Biz her seferinde “Tamam” diyorduk; ama bir taraftan da bu tarihi maçı statta izlemek için planlar yapıyorduk. Trabzonspor’un 12 yıl aradan sonra şampiyon olacağı bu maçı evde izlemek, üstelik eşlerimiz de sahadayken, akıl kârı değildi. Kahvaltıdan sonra dayanamadık ve şehirdeki ambiyansı görmek için dışarı çıktık. Şehir bordo-mavi bayraklarla süslenmişti. Bazı sokak ve caddelere Fenerbahçe tabutları asılmıştı. Bazı taraftarlar da Fenerbahçe bayraklarını yakıyordu.
Şehir turundan sonra tekrar eve döndük. Tabii bunca baskı ve ısrar karşısında maçı evde izleyecektik. Neyse nefesler tutuldu ve maç başladı. Trabzon’da insanlar ya stattaydı ya da ekran başında... Bu maçı izlemeyen bir Trabzonlu bile yoktu. Hem F.Bahçe hem de Trabzon için hayati bir maçtı bu. En çok da şampiyonluk görmeyeli yıllar olan Trabzonspor için... Kadro mükemmel ötesiydi. Arçil’li, Şota’lı, Hami’li, Ünal’lı, Ogün’lü, Abdullah’lı muhteşem kadro, eksiksiz sahadaydı.
HHH
34 plakalı arabam taşlandı
Evet, bu kadar dip not yeter, maça dönelim. İlk yarı inanılmaz bir Trabzonspor vardı sahada. O da ne? Abdullah, sanırım 20. dakikalarda bir gol attı, yıkıldı Trabzon… Evimizin olduğu mahalle yanıyor, millet sokaklara döküldü. Bu golden sonra “Şampiyon olduk!” çığlıklarıyla “Kim tutar bizi!” deyip Pınar ve Ayşem’le birlikte topukladık stada. Sevinçten ne yaptığımızı bilemez haldeydik... Benim arabamla gitmiştik Avni Aker’e. İşin en kötü tarafı da şampiyon olduğumuzu düşünüp gitmemizdi. Kapıdaki görevliler bizi tanıdıkları için hemen içeri aldılar. İkinci yarının başlarında durum 1-1 oldu. Golü Oğuz Çetin atmıştı. Bu skor da Trabzonspor için yeterliydi. Fakat 84. dakikada gelen Aykut Kocaman’ın o golü her şeyi altüst etmişti. Yıkılmıştık ve ağlamaktan gözlerimiz şişmişti.
34 plakalı arabamızla eve dönerken Trabzon’daki fanatik gruplar tarafından taşlandık. Fenerbahçe taraftarı zannedilmiştik. Arabanın kaportasına büyük bir taş, pardon taştan bir hayli irice, kayaya yakın bir ağırlık attılar. Daha sonra Abdullah’ın ve Ünal ağabeyin “Maça sakın gelmeyin” tembihlerini dinlememe pişmanlığı ile “keşkeler” başladı eve gidene kadar. Bildiğimiz bütün duaları okuduk ve Allah yardımcımız oldu da bize bir şey olmadan eve dönmeyi başardık.
Eve döndük dönmesine ama burada da rahat yoktu bize. Camlarımız taşlandığı için saatlerce koridorda oturmak zorunda kaldık. Eve gelene kadar da ağlamıştık zaten. Bu hüzünlü tablo uzun süre devam etti. Allah’a yalvarıyorduk: “Ne olur Allah’ım, yaşadıklarımız hayal olsun.” Ama hayal değildi. Nasıl ki geçen sezonki şampiyonluk F.Bahçe’nin hakkıysa, o sezonki şampiyonluk da Trabzon’un hakkıydı. Ama birinde şampiyon G.Saray, diğerinde F.Bahçe’ydi. Biraz da Şenol Güneş’in gereksiz ısrarıyla maçı ve şampiyonluğu kaybetmiştik. Bence şampiyonluğun göz göre göre gitmesinde Şenol Hoca’nın payı yüzde 85 idi. Zaten 1-0 öndesin, ha bre saldırmanın ne anlamı var?
HHH
Abdullah sürekli ağlıyordu
“Kadın halinle sen ne anlarsın futboldan?” diye söyleyenler olabilir. Bir insan her yemeği yapamayabilir; ama her yemeğin tadının iyi mi kötü mü olduğunu bilir. Ben de futbolu bir antrenör gibi elbette bilemem; ama oynanan oyunun iyi mi kötü mü, doğru mu yanlış mı olduğunu az çok bilebilirim.
Evden stada gidişimizle, stattan eve dönüşümüz arasında çok büyük bir zıtlık vardı. Stada giderken sevinçten, stattan eve dönerken üzüntüden ağlıyorduk. Her şey bir saat içinde değişmişti. Çok fenaydı. Pınar’la birlikte birbirimize “Keşke gitmeseydik, niye çıktık evden?” deyip duruyorduk. Sonrasında Abdullah telefon açtı ve stadyumdan hemen çıkamayacaklarını söyledi. Yalnızdık... Yani her zamanki gibi yalnız! Yalnız! Yalnız!
Saat gece yarısı 4 olmuştu ve ancak gelebilmişlerdi eve. Ama Abdullah’ın eli, gol sevinci için tribünlere koştuğunda dikenli tellere girmişti. Avucunun acilen dikişe ihtiyacı vardı ve biz saat 4’te hastaneye gidip Abdullah’a tam 8 tane dikiş attırmıştık. Eve döndüğümüzde saat 5 küsurdu. Abdullah’ın halini hiç unutamıyorum. Ağlıyordu. Ben canı acıdığı için ağladığını düşünürken, o bana “Ya Nazoş, gitti şampiyonluk” diyordu. Erkekler ağlamaz demeyin. Bizden daha duygu yüklü ağlıyorlar... İnanın...
Abdullah, bu maçın kazanılması durumunda Trabzonspor’un uzun bir süre şampiyonluğu kimseye bırakmayacağını söylüyordu. ‘Şampiyon olabilseydik kesin 4 sene üst üste şampiyonluğu kimseye bırakmazdık.’ deyip daha bir hıçkırık içerisinde ağlıyordu! Aslında ben şampiyon olamamanın üzüntüsünü yaşayamadım bile. Çünkü, Abdullah’ın bu kadar üzülmesi üzerine teselli etme görevi bana düşmüştü.
Abdullah, maçtan bir gün sonra “İyi ki maça gelmediniz. Gördünüz mü neler oldu!” diyordu. Arabamın halini de hiç görmedi. Haberi olmadan ertesi gün arabayı hemen yaptırdım. Bir hafta sonra da maça geldiğimizi ve yaşadıklarımızı anlattım.
HHH
Abdullah’ı Fener’e ben
götürmedim
Şampiyonluk kaybedilince Trabzon’daki hava birden kayboldu. İnsanlar, bu sezon şampiyon olamadıysak bir daha şampiyon olamayız diye düşünmeye başladı. Nitekim, Trabzonspor ligi 1996-97’de dördüncü, 1997-98’de de üçüncü bitirdi. Abdullah da iki sezon sonra Fenerbahçe’ye transfer oldu. Abdullah’ın Fenerbahçe’ye gitmesinde benim çok etkili olduğum söylendi. Trabzonlu’yum; ama aynı zamanda Fenerbahçeli’yim. Abdullah sonuçta profesyonel bir futbolcu. Parasını nereden kazanıyorsa oraya gidecek. İlk önceki karar Abdullah’ındı. Ben de Fenerbahçeli olduğum için “Tamam, gidelim” dedim. Zaten Trabzon’da 1995-96 sezonundaki ortam da kaybolmuştu.
Trabzonlu olmama rağmen Trabzon’a ancak Abdullah’la evlendikten sonra gitmiştim. Abdullah Fenerbahçe’ye transfer olduktan sonra Trabzon’a hiç gitmedim. İnsanlar hâlâ Abdullah’ı Trabzon’dan benim ayırdığımı düşünüyor. Ama durum hiç de öyle değil. Bundan sonra Trabzonspor’un şampiyon olacağına pek inanmıyorum. 1995-96 sezonundaki hava müthişti. Futbolcuların hepsi milli takım oyuncusuydu. Yabancılarımız (Arçil, Şota) bile Karadenizli idi. İnanılmaz bir kadroydu.
Abdullah futbolu bıraktıktan sonra evde artık maç izlemiyorum. Maçlara da gitmiyorum. Oğlumuz Utku da futbolu inanılmaz derecede seviyor. Hasta Fenerbahçeli. Daha çok İngiltere Premier Ligi’ni izliyor. Çok kaliteliymiş İngiltere Premier Ligi. Futbolcu olmak istiyor; ama ben hiç istemiyorum. Çünkü, hayatı, babası gibi kamplarda geçecek. Utku’yu okul takımında kaptan yapmışlar. Herhalde genlerinden kaynaklanıyor. Babası çok iyi bir solaktı. Sol ayağını raket gibi kullanırdı. Ama Utku’nun sadece eli solak!Ne Olmuş Şampiyon Olamadıysak,,,
Hayallerimizi Satmadık'ya,,,
Yorum
-
...açar açar ziyasının önünü açtığı gibi trabzonsporun da önünü açar....İlk olarak murat aydın tarafından gönderildi Gönderiyi görüntülearkadaşlar başkanın hangi takımlı olduğunu tartışmaya gerek yok şuan trabzonspordaki en yetkili kişi durumundadır yaptığı yanlışları görüp genel kurul kararı almalıdır trabzonsporun önünü açmalıdır
....bide utanmadan stadı terkediyor.....ne oldu zoruna mı gitti...nuri bey
...eeee ne yapalım kıymetını bileydin bu kulübün ...babanın yeri değil burasıdeha: imkansizda mumkunu gorebilmektir..
....gemilerin karada da yuzebilecegini gormek
....mehmetlerden birini fatih yapar.......
Yorum
-
hiçde iğrenç değildi bence doğruyduİlk olarak ıloveyouszymek tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüleFenerli başkan istemiyoruz sözleri iğrençti...
fenerli başkan istemiyorumYoksula gülmedim, zenginliğe özenmedim, faşistleri sevmedim, ezilenleri dövmedim, ben Devrimci doğdum, Devrimci öleceğim..!
Yorum
-
yapılacak protesto Yönetim istifa olmalıydı sadece Ziya seneye Gümüşhaneye diyenlerde kesin bmn den birileridir. Gerçi Bu Gümüşhaneye lafınada kızıyorum onların ne günahı var. Adam gibi protesto bile yapamadık. Protesto Bütün yönetime ve Ziya Ya olmalıydı. Hacıosmanoğlunun desteklenecek neyi var anlayabilmiş değilim. Taraftarın ortak bi yanı yokki yönetimin olsun. artık kabahati kendimizde aramamız lazım.
Yorum
En Aktif Kullanıcılar
Daraltma
En aktif kullanıcı yok.

Yorum