Biz Sanal ve Kötüler

[Yiğit Gayretli]

Ben Zekerriya abinin yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Tabi bu benim fikrim. Öyle olup olmadığını belirtmek ya da konuya açıklık getirmeye çalışlmak benim vazifem değil. Ama anlaşılan şeyi kast ederek söylediğini sanmıyorum...

[oflubektas]

Metin ağabey başta olmak üzere tüm forum yöneticileri belli ki çok sinirlenmiş. Kendilerine alçakça iftiralar olduğu sürece her onurlu insanın sigortaları atması doğaldır tabi.

Ancak site yöneticilerinden -nacizane- bir ricam olacak: Bu işleri bu kadar dillendirmeyelim, hiç kabahatiniz olmasa bile bu oluşum da karşılıklı tartışmalardan, "ama o şöyle dedi", "bu şöyle dedi" hikayelerinden zarar görecektir. Daha bir hafta önce Atilla Dilaver - Yusuf Reha Alp çekişmesi hem o şahısları, hatta Trabzonspor'u yıprattı. İnanın dışarıdan bakan insanlar sadece "şunlara bak, yine birbirini yiyorlar" diyecektir.

Özellikle yaşı benden küçük olan genç yönetici kardeşlerim; Trabzonspor'un en başarılı yöneticisi kimdir? Tabi ki efsanenin yaratıcılarından, hatta aslen Kırşehir'li olan Şamil Ekinci... Peki o güzel insanın nasıl başkanlıktan istifa ettiğini biliyor musunuz?:

Yıl 1981, takım 5 yılda 4 şampiyonluk kazanmış, ancak Ali Kemal'in satılması ve takım içindeki bazı ufak huzursuzluklar, dışarıda kulübü cadı kazanına çevirmiştir. Kulüp başkanı Şamil Ekinci bu süreçte başarıların tadını çıkaracağına, hemen her yerde, tanıdık tanımadık herkesten küfür ve hakaretler işitir. Çok mert ve kalender adamdır ama (ki geçen yıl "Trabzonspor'un 6 şampiyonluğu çok mu temizdi" diyen Mehmet Demirkol'a ağzının payını vermiş, üstüne de "bu arkadaşın annesini çok merak ediyorum, tanımayı çok isterdim" demişliği de vardır) artık dayanacak mecali kalmamış, istifa kararı almıştır. Kürsüye gelir ve o sezon kazanılan Lig, Federasyon ve Cumhurbaşkanlığı Kupaları'nı kürsüye koyar (alacak başka kupa da kalmamış), duygusal bir konuşma sonrası hüngür hüngür ağlayarak kürsüyü terk eder. Yerine de başkanlık yapmaya kimse cesaret edemez. Sonunda Of'ta eczacılık yapan ve bu işlerden uzak duran eski yönetici Ahmet Celal Ataman, günlerce dil dökülerek, hatta zorla ikna edilerek başkan seçilir.

Velhasılı Karadeniz İnsanı şöyle iyidir, böyle bilmemnedir de,.... "-de" si de var işte ......

[SEDAT]

* Oflubektaş bizde emin ol bu tartışmaların içinde olmak istemiyoruz. Ama insanlar burda Ailesin'den, İşin'den feragat edip emek veriyor. Ve bunun karşılığında iftira, ve yalan görüyor. İnan bu zamana kadar çok sabrettik ama bardak bazen taşabiliyor. Malum cevap vermezsen de yalanlar doğruymuş gibi algılanabiliyor saygılar.

[Hasan YAYLI]

Aynen dun aksam Metin abi yatsi ezanini okudu mumlar sondu...Dahada yakmaya kimse cesaret edemez...Karsimizda iddialarinin arkasinda durabilecek adam bulamayacagimiz biliyorduk zaten,derdimiz attiklari camurlari sehir efsanesi gibi dilden dile dolanarak,bazi arkadaslarinda dusuncelerini bulandirmaya baslamisti,bunu ortadan kaldirmakti...

Sanirim BMN ailesinin amacini,durusunu tekrardan gordu...Yaptiklarini hatirladi,bundan sonrada yapacaklarinin heyecanini yasamaya baslayabilirler...

[Yiğit Gayretli]

Amacımız bu çakalların yalanlarıyla, bir çok habersiz üyenin aklını daha fazla karıştırmamasaydı. Bize yapılanları bir şekilde sineye çekiyoruz zaten. Fakat üyelerin enerjilerinin alakasız yerlere yönlendirilip, akıllarının bulandırılmasına daha fazla müsade edemezdik.

İyi oldu...

[DNA-TS]

Konuya baya uzak kaldim ama arka sayfalari okuyunca muhabbeti az cok anladim her zamanki iftira geyigi. Bunlari kaale alip muhattap olmaya gerek yok meshur bir soz var " at yalanı seveyim inananı" diyip gecmeliyiz.

[Tunga]

Kopan tantanayı verilen cevabı gördük. Daha önce benzer bir kitle Trabzonspor facebook sayfası açıldığında onu da BMN yaptı zannetmiş, fırtınalar koparmış; ama gerçekleri öğrenince “sus” kesilmiş ve onca saçma sapan iddiayı ortaya atan onlar değilmiş gibi hiçbir utanma göstermeden hayatlarına devam etmişlerdi. Bu sefer de öyle oldu. Yine aynı güruh benzer saçmalıkta iddialar ortaya attı. Bana sorarsanız aslında iddialarının doğru olmadığını sizden bizden daha iyi bilseler de artık kendilerine engel olamıyorlar.

Camiamızın içinde hır-gür var. Bunlar bizim camiamızın artık doğal unsuru oldular. Ama bir de camia içinde küçük enfekte olmuş bir bölge var. Bu bölgenin BMN’den uzak tutulması ve o enfekte bölgeye karantina uygulanması da yerinde bir iş. Hatta bu enfekte bölgeye sık girip çıkarak, enfeksiyonu yayma riski olanların da BMN’den uzak durması hayırlı. Konu ile ilgili spesifik cevaplar verilmiş; ama tantananın fener maçından bir gece önce koparılması, cevabın fener maçından bir gece sonra verilmesi bile niyet – prensip kıyaslaması yapılmasını kolaylaştırıyor.

Gelelim olayların, tantananın benimle ilgili kısmına. Birileri benim Trabzonspor’da Sadri Şener sonrası dönemde yönetime gireceğimi yazmış. Bu amaçla çeşitli görüşmeler yaptığımı yazmış. Geçen hafta bu söylemlerden yola çıkarak beni arayıp tebrik edenler olunca, iddia sahiplerine cevap vermek istemesem de bizimle beraber yürüyen insanların bilgi sahibi olması gerektiğini düşündüm.

Hayatımda bu kadar garip bir iddia duymamıştım. Cevap çok net: Tek bir kişi / aday ile bile bu konuda görüşmedim. Aday olmak, yönetici olmak da aklımın ucundan geçmedi. Benim BMN yöneticiliğinden ayrılmamın sebebi şahsi işlerimin yoğunluğu idi. BMN ile çokça ilgilendiğim dönemde aksattığım işlerimi yoluna koymak için ayrıldım BMN yönetiminden. Böyle bir durumda Trabzonspor’da yönetici olmaya çalışmak tutarsızlık olurdu. Hiç tutarsız davranmadım.

Kaldı ki her yazımda, mesajımda, konuşmamda, şike süreci zaferimizle tamamlanıncaya kadar, değil Sadri Şener ve Şenol Güneş, kulübün çaycısının bile ayrılmasını doğru bulmadığımı söylüyorum. Bunu bu kadar net ifade etmişken Şener sonrası yapılanma için kollarımı sıvamış olmam, en az bu enfekte güruh kadar tutarsız olmayı gerektirir.

Ama işin komik yanları var. Bu enfekte bünyelerin benim yönetici olma olasılığımdan bu kadar rahatsız olmaları ve telaşlanıp, kendilerince bu durumun önünü kesmeye çalışmaları... Hayatımda hiçbir hareketimi onlara sormadığım gibi, bu konuyu da onlarla tartışacak değilim. Onların haddi değil. Bu bir.

İkincisi, sanırım kendilerince birilerinin yönetime aday olmasını da engellemeye çalışıyorlar. Şunu biliyoruz ki, bu camianın yetişmiş, Trabzonspor’u kendine dert etmiş, Trabzonspor’dan başkasına gönlü kaymamış ve becerikli kişilere ihtiyacı var. Çocukça bir kapris için Trabzonspor’un bu değerlerini yıpratmaya hakları yok. Bu insanlarla kulübün arasına giremezler. Küçük olsun benim olsun zihniyeti gördüğünüz gibi mazide kalmış değil. Yeni jenerasyon içinde de temsilci buluyor. Ama yine yeni jenerasyon içinde, hiç kimsenin adamı olmadan, kendi doğruları uğrunda mücadele eden de ciddi bir kitle var. Ve bu kitle enfeksiyonu rahatsız ediyor, edecek. Bu anlamda camianın antibiyotiği de bu kitle ile ayakta duran BMN’dir.

Örgütlü olmak önemlidir. Örgütlü mücadeleyi kişisel mücadeleye çevirirseniz, kendiniz yazar, söyler, sadece kendiniz okur, dinlersiniz. İşte bu nedenle BMN önemlidir ve işte bu yüzden sürekli iç-dış saldırılara muhataptır. Dikkat!

Değerli dostlarıma saygılarımla…

[Şenol Altunsoy]

Kopan tantanayı verilen cevabı gördük. Daha önce benzer bir kitle Trabzonspor facebook sayfası açıldığında onu da BMN yaptı zannetmiş, fırtınalar koparmış; ama gerçekleri öğrenince “sus” kesilmiş ve onca saçma sapan iddiayı ortaya atan onlar değilmiş gibi hiçbir utanma göstermeden hayatlarına devam etmişlerdi. Bu sefer de öyle oldu. Yine aynı güruh benzer saçmalıkta iddialar ortaya attı. Bana sorarsanız aslında iddialarının doğru olmadığını sizden bizden daha iyi bilseler de artık kendilerine engel olamıyorlar.

Camiamızın içinde hır-gür var. Bunlar bizim camiamızın artık doğal unsuru oldular. Ama bir de camia içinde küçük enfekte olmuş bir bölge var. Bu bölgenin BMN’den uzak tutulması ve o enfekte bölgeye karantina uygulanması da yerinde bir iş. Hatta bu enfekte bölgeye sık girip çıkarak, enfeksiyonu yayma riski olanların da BMN’den uzak durması hayırlı. Konu ile ilgili spesifik cevaplar verilmiş; ama tantananın fener maçından bir gece önce koparılması, cevabın fener maçından bir gece sonra verilmesi bile niyet – prensip kıyaslaması yapılmasını kolaylaştırıyor.

Gelelim olayların, tantananın benimle ilgili kısmına. Birileri benim Trabzonspor’da Sadri Şener sonrası dönemde yönetime gireceğimi yazmış. Bu amaçla çeşitli görüşmeler yaptığımı yazmış. Geçen hafta bu söylemlerden yola çıkarak beni arayıp tebrik edenler olunca, iddia sahiplerine cevap vermek istemesem de bizimle beraber yürüyen insanların bilgi sahibi olması gerektiğini düşündüm.

Hayatımda bu kadar garip bir iddia duymamıştım. Cevap çok net: Tek bir kişi / aday ile bile bu konuda görüşmedim. Aday olmak, yönetici olmak da aklımın ucundan geçmedi. Benim BMN yöneticiliğinden ayrılmamın sebebi şahsi işlerimin yoğunluğu idi. BMN ile çokça ilgilendiğim dönemde aksattığım işlerimi yoluna koymak için ayrıldım BMN yönetiminden. Böyle bir durumda Trabzonspor’da yönetici olmaya çalışmak tutarsızlık olurdu. Hiç tutarsız davranmadım.

Kaldı ki her yazımda, mesajımda, konuşmamda, şike süreci zaferimizle tamamlanıncaya kadar, değil Sadri Şener ve Şenol Güneş, kulübün çaycısının bile ayrılmasını doğru bulmadığımı söylüyorum. Bunu bu kadar net ifade etmişken Şener sonrası yapılanma için kollarımı sıvamış olmam, en az bu enfekte güruh kadar tutarsız olmayı gerektirir.

Ama işin komik yanları var. Bu enfekte bünyelerin benim yönetici olma olasılığımdan bu kadar rahatsız olmaları ve telaşlanıp, kendilerince bu durumun önünü kesmeye çalışmaları... Hayatımda hiçbir hareketimi onlara sormadığım gibi, bu konuyu da onlarla tartışacak değilim. Onların haddi değil. Bu bir.

İkincisi, sanırım kendilerince birilerinin yönetime aday olmasını da engellemeye çalışıyorlar. Şunu biliyoruz ki, bu camianın yetişmiş, Trabzonspor’u kendine dert etmiş, Trabzonspor’dan başkasına gönlü kaymamış ve becerikli kişilere ihtiyacı var. Çocukça bir kapris için Trabzonspor’un bu değerlerini yıpratmaya hakları yok. Bu insanlarla kulübün arasına giremezler. Küçük olsun benim olsun zihniyeti gördüğünüz gibi mazide kalmış değil. Yeni jenerasyon içinde de temsilci buluyor. Ama yine yeni jenerasyon içinde, hiç kimsenin adamı olmadan, kendi doğruları uğrunda mücadele eden de ciddi bir kitle var. Ve bu kitle enfeksiyonu rahatsız ediyor, edecek. Bu anlamda camianın antibiyotiği de bu kitle ile ayakta duran BMN’dir.

Örgütlü olmak önemlidir. Örgütlü mücadeleyi kişisel mücadeleye çevirirseniz, kendiniz yazar, söyler, sadece kendiniz okur, dinlersiniz. İşte bu nedenle BMN önemlidir ve işte bu yüzden sürekli iç-dış saldırılara muhataptır. Dikkat!

Değerli dostlarıma saygılarımla…

Bir bardak suda fırtına koparmaya çalışanlar;orada fırtına kopmaz.

Sistemden beslenenler sistemi değiştiremezler.

Varsın herkes yoluna gitsin.

Burada tek bir sorun var enfekte bünyelerin bunu büyütmesi.

Ama zaman her şeyin ilacı o enfekte bünyenin nasıl parçalı bir yapı olduğunu

çıkarlar çatışmaya başladığında hep beraber göreceğiz.

Yüreğine sağlık Tunga.

[Zafer Keskin]

Ellerıne yuregıne saglık Tunga abı.

[Melek]

Kötülere inat MUTLULUK...
Güneş vardı,sonra bulutlar güneşi esir aldı ve kahraman güneş yine bulutlardan kurtulup bize yüzünü göstermeyi başardı.
Bu şükürler bizde varolan ahlaka,bizde var olan mutlu olunması mutlu olma hissine,bizde varolan orjinalliğe,bizde varolan neysem o tavrına…Sevdiklerimizin yüzünü gördük,muhabbetine dahil olduk,güneşle ısındık rüzgarla serinledik,hepsini BMN de yaşadık..
İyiki Varsın BMN..

[Halit M. MOLLASALİHOĞLU]

Sırayla iftira atılıyor.
Ne güzel...
Taşlanıyorsak meyvemizdendir...

[Mollasalihoğlu]

Tunga abi haklı ama bizde de hata var..

Koşmamız gereken bir uzun maraton var.. Biz ise her bağırana dönüp cevap veriyoruz, sonra koşmaya çalışıyoruz.. Biz koşalım.. Zaten bizim kadar koşmaya mecalleri olmadığı için, dönüp bakmadığımızda bir daha karşımıza çıkma şansları yok..

Bizim derdimiz Trabzonspor.. Dermanımız Trabzonspor..

Derdi başka olanlar da dermanı BMN'de aramasın!

[SEDAT]

* Ellerine sağlık Tunga abi...

[Şenol Altunsoy]

Bu aralar kötülük yapmıyorsunuz galiba buraya kimse bir şey yazmamış

[Yiğit Gayretli]

Derinden ilerliyoruz Şenol abi