Eskişehirspor

[Külünkoğlu]

İlk önce şu fotografa bir bakın 1950'li li yıllar...



Gördünüz mü kimlerle kim maç yapıyor. Öyle nalettayn da değil.


O zamanlar deplasmanlara gitmek gerçek anlamda ölümdü. Otobüsle Ordu'ya kadar giderdik. Ordu'da bir gece kalıp, sabah tekrar yola çıkardık. Çünkü Ordu'dan öteye Koç Boynuzu denilen bir yer vardı. Arabalar gece orayı geçemezdi. Bu nedenle Ordu'da sabahlamak zorunda kalırdık. Buradan Ordu'ya gitmek 8-10 saati alırdı. Şimdiki gibi 2 saatte gidilmezdi. Trabzon'un takımlarının milli kümelere katılamamalarının nedeni de ulaşım zorluğundan kaynaklanıyordu.


“ULAŞIM OLSAYDI 1967 BEKLENMEZDİ”
Ulaşım kolay olsaydı Trabzon'un liglere katılması daha erken olacaktı o zaman.

Tabi. 1958 yılında rahmetli Kundupoğlu'na (Sebahattin) yalvardık ki milli lige katılalım. Adanaspor da o sene lige dahil edilmişti. Biz de katılalım, para istemiyoruz, atalım imzaları da bizi de lige alsınlar dedik. Ulaşım nedeniyle cesaret edilemedi. Çünkü ulaşımın zorluğu bir kenara aynı zamanda da masraflı bir işti. Gemiyle gidiliyordu İstanbul'a ancak o da tamı tamına 2 gün alıyordu. Dönüşü ve orada oynayacağınız maçı düşünürseniz 1 hafta sürüyor. Buradan Rize'ye bile 6 saatte gidebiliyorduk.

Hantal İbrahim

[Külünkoğlu]

Trabzon'da futbolun ne olduğunu mu anlatacağız şimdi ?

Eskişehirliler kusura bakmasın. Ama onların dedikleri çok uzaktan şuna benzer. Bir Fenerbahçeli biz Beşiktaşlıları gördük ondan böyle olduk. Bir Galatasaraylı biz Fenerbahçelileri gördük bize bir şevk geldi" demelerine benzer ki bu idda bile saçmadır.

Dediğim gibi Trabzon Eskişehir'den zerre kadar etkilenmemiştir.

Şükür ki o dönem top oynayan efsane futbolcuların ağzından inançlarının hangi boyutta olduğuna dair cümleleri bire bir duymuşluğumuz vardır. Öyle bir rekabetten geliyorlardı ki herşey Trabzon'a göre Trabzon tarafından düşünüyor ve uyguluyorlardı.

Ve en belirgin farkları belki de onları efsane yapan farkları şuydu.

Türkiye'de hiçbir takımı ne emsal alıyorlar ne de rakip olarak görüyorlardı.

[bangkook_61]

Trabzon daki futbola laf eden mi oldu Allah aşkına? Ben de biliyorum Ocak-Gücü rekabetini, Beşiktaş galibiyetini. Eskişehir in İstanbul a kafa tutan ilk şehir olduğunu söyledik sadece. Belki ulaşımdan belki kurulumdaki sıkıntılardan İstanbulla rekabetimiz gecikti. Dediğimiz budur. Eskişehir i örnek aldık filan denmedi evet ama Eskişehir in başardıkları inkar edilmedi.

[bonora]

Anıl Caner ve bangkook_61'in söylediklerinin kelimesi kelimesine katılıyorum diyeyim sadece olaya objektif bakan biri olarak. 1989-2008 arası 20 yıla yakın bir süre Süper ligden uzak olmakla ( 95-96 sezonu 1 sene kalabildik o arada Süper ligde sadece) bazı şeyleri yitirdik doğrudur. Mesela İstanbul takımlarını tutan sayısı artmıştır bu da doğrudur ama şehirdeki en büyük güç her zaman Eskişehirspor olmuştur. Kolay değil arkadaşlar 20 sene ikinci, üçüncü liglerde sürünmek. Bunu yaşayanlar bilir. Koskoca Eskişehirspor ismi cismi belli olmayan kasabalarda top oynamıştır. Trabzonspor ve taraftarını ayırmakla birlikte bu durumu Anadolu'da bizden başka hangi takım ve taraftar yaşasa ne hallere düşeceklerini merak ediyorum. Anadolu'yu geçtim, İstanbul takımlarını tutan sahte taraftarlar acaba takımları alt liglere düşseler yine aynı canı gönülden sevebilirler mi?

Son 3-4 senedir ise kimse İstanbul takımları şampiyonluklarında kutlamaya dahi kalkışmıyor mesela artık, önceden bu duruma kalkılışılıyordu ama ona dahi izin verilmiyordu. Eskişehirspor ve taraftarına biraz daha sabır vermek lazım bence. Hem takımımız hem de taraftarımız Süper ligde oldukça giderek daha da toparlanacağız. Ama üstüne basa basa belirtmek istediğim konu biz takımımızı çok içten, candan seviyoruz Trabzon ile birlikte. Bu konuda kendimizi mütevazi gösteremeyeceğim. Bu iki takım dışındaki Anadolu takımı taraftarlarının takımlarını Eskişehir ve Trabzon gibi candan sevdiğine inanmıyorum ben şahsen.

[Mustafa ÖZDEMİR]

bursasporun başardığını esesinde başarmasını istiyorum...

[ES ES Baba]

Allah yardımcınız olsun inşallah 2-2 olsun şu maç... Taksim'de bir dolu Trabzonlu vardı bu akşam. Formalı 3 delikanlı önümde yürürken elimi bir kardeşinizin omzuna attım. İki cümleme Estiklal Caddesi ile Allah tanık oldu 3 bordo mavili de duydu...
''Ben Eskişehirsporluyum ve umarım iyi bir sonuçla dönersiniz...''
Teşekkür ettiler... Sitenize yazdığımı söyledim... Gülümseyerek vedalaştık.

[Külünkoğlu]

2. lige hangi amaçla dem vurdunuz anlamadım ama Nihat Genç'in şu paragrafı yararlı olur umarım.

" Haksızlığın asıl acımasız tarafı, Trabzonspor'un ikinci ligde çektikleridir. Üç büyükler hiçbir zaman ikinci lig trajedisi yaşamadı. 1967'den şampiyon olduğumuz yıla kadar her yıl, otobüsle iki gün süren, iki gün de dönüşü süren deplasmanlar. Bandırma, Balıkesir, Düzce, Adanademirspor deplasmanlarında, yollarında Trabzonspor'un futbol aşkıyla, parasız, yoksul, tertemiz bu çocukların Anadolu yollarında çektikleri, hangi imkansız, inanılmaz, şartlarda futbol oynadıkları bugün bile dile getirilemez. İkinci ligde uzun yıllar kalmamızın sebebi bu uzun yollardır, o günlerin otobüsleri Ankara-Trabzon arasını dahi iki günde, üstelik gece konaklaması yapılarak gidiliyordu. Lige geldiğimizde dahi, üç büyükler, Sarıyer, Bakırköy, İstanbulspor her yerde, 13-14 maçı İstanbul sınırından hiç çıkmadan yapıyordu. Trabzon ise bu kadar yolu, yılda 8-10 defa İstanbul'a gidip geliyordu."

[ES ES Baba]

THE END! Sizle polemiğe girmeyeceğim... Size dün ESKİŞEHİRSPOR için açtığınız sayfada yanıt verdim ve bunu forum silmiş, öncelikle bunu kınıyorum ve gercekten ayıp ettiniz diyorum. Hakaret, küfür, saygısızlık içermeyen bir yazıyı silmenizi de düşünceye saygınız olarak değerlendiriyorum.

Cefayı çekenler bilir ve bizim çektiğimiz cefayı kimse çekmedi dedim, diyorum, diyeceğim. Nihat Genç, Eskişehirli olsa emin ol yazacağı cümleler acıya dair daha şiddetli olurdu. Sonuçta sevdiğim bir yazarın sizin çektiğiniz çileye ilişkin anlatımını alıntılamışsın zevkle okudum. Kal bakalım sağlıcakla. (Hadi bu yazıyı da silin

[Külünkoğlu]

"Asosyeşın Futbol" kitabından ve Anadolu'ya dağıtımından haberdar olanlar zaten bizle polemiğe girmek gibi yanlış içinde olmazlar.

Sende kal sağlıcakla.

[ES ES Baba]

Ben size dün yanıt verdim sevgili Külünkoğlu... Ama tahammülün düşünceme yetmedi sevgili kardeşim ve bu yıl EStanbul'da 10larca ES ES Kadıköy'de sizle omuz omuza olmayacaksa bunun nedeni ben değilim. Allahısmarladık. Ne güzel bir atmosfer var dı değil mi, bak senin eserin...

[Külünkoğlu]

Ya bırakın Allah aşkına saçmalamayın artık.

Biz kadıköy'e 1974'den beri aralıksız gidiyoruz. Kimselere güvenerek gitmedik. "bizle gelin" de demedik hiçbir zaman...

Arkadaşlarımız olabilir dostluklarımız da bu münferittir. Bunu burda yazarak bir paye edinilmeye çalışılması zihniyetin ne kadar küçük olduğunu gösterir. İnşallah bütün Eskişehirliler senin gibi düşünmüyordur.

[ES ES Baba]

Kimin küçük kimin büyük olduğuna ikimizin de yazılarını okuyanlar karar versin bence... Ama yazdığımı silme/sildirme güzel kardeşim. Ben bizim forumda limoni olduğumuz Bursasporlu kardeşlere "Elbette yazacaksınız bu sayfa sizin için açılmış" derken; yaptığın ve yazdığın ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.
Kapatın o zaman ES ES sayfasını!
Beyler(ES ESLER) yazmayın...!

[Cengiz Çubukcu]

o kadar da alıngan olmayın ... ben Eskişehirde 7 sene kalmış biri olarak güncel bir şekilde burada Eskişsehirsporun konuşulmasını memnuniyetle karşılıyorum...

[Hekimoğlu]

Estanbul ve Estiklal caddesi diye yazmış Eskişehirli arkadaş her yeri Eskişehir görme gibi bir hastalığı var sanırım kendisine acil şifalar diliyorum.

[Bülent Günal]

Sanırım bu çok sevdiğim forumda gereksiz bir Eskişehirspor-Trabzonspor tartışmasına girilmiş...Tarihler ortaya konuyor; secereler çıkartılıyor.. Trabzon'da futbol kültürü Trabzonspor'la başlamadı, çok daha öncesinden başladı. Sevgili Külünkoğlu'nun da belirttiği gibi Trabzon'da İdman Ocağı'nın kurulması Cumhuriyet'ten bile eski, 1913. Ama sanırım anlatılmak istenen başka...Milli Lig kurulduktan sonra, Trabzonspor'un devriminden önce Eskişehirspor'un 1965-75 yılları arasında yaptığı Anadolu İhtilali'ni hiç kimse görmemezlikten gelmesin. Küçümsemeye de kalkmasın... Ki görmemezlikten gelmeyecek, küçümsemeyeceklerin başında da Trabzonsporlular vardır. Sevgili Külünkoğlu'nun sadece şu ifadesine biraz takıldım... ''Keza 30 tane futbol kitabının yazarı duayen yazar Halit Kıvanç'ı bir dinleyin. Abisini de dinleyin. Neler diyormuş Trabzon hakkında ve o zamanlar Eskişehir mi varmış ?İsterseniz dökeriz ortaya da değer mi ? Bence yol yakınken geri dön Kızılcıklı, daha fazla mahçup olmazsın böylece.''
Bu yaklaşımı doğru kabul edersek, o zaman 1903 kuruluşlu (futbol takımının kuruluşu 1909), Galatasaray'ı(1905), Fenerbahçe'yi (1907) ne yapacağız? Her şeyi, büyüklüğü kuruluş yıllarına mı endeksleyeceğiz? O zaman Beşiktaşlıların, Fenerliler'in, Galatasaraylılar'ın önünde hepimiz susalım...Sevgili Külünkoğlu, ben yol yakınken geri dönmüyorum ve madem söz tarihten açıldı, bir tarihi gerçeği hatırlatmak istiyorum. ''Kuruluşu 1930 olan, Eskişehir Demirspor, 1940 yılında Gruplar Şampiyonu olarak Milli Küme Şampiyonu Fenerbahçe takımı Türkiye Şampiyonluğu için karşı karşıya geldi. 22-Eylül–1940 tarihinde Ankara 19-Mayıs stadında oynanan 0-0’lık maçın rövanşında Eskişehir Demirspor Fenerbahçe’yi 3-1 yenerek Türkiye Şampiyonu oldu. Bu maçın tarihi bir önemi ise, Anadolu’ya şampiyonluk kupasını getiren ilk ilin Eskişehir olmasıydı.'' Buyrun buradan yakın... Anadolu'ya ilk kupa kazandırmış olmak mı, Eskişehir'den 17 yıl önce futbol kulübü kurmak mı? Hangisi daha anlamlı? Sabaha kadar tartışalım. Sevgili Külünkoğlu, forum yöneticisi arkadaşım; burada yazdığım diğer yazılara da bakarsan, Trabzonspor'a büyük sempati duyan, Trabzon'u gerçek büyük ve asil bir takım kabul eden bir kardeşinim. Eskişehir tribünlerden çatlak sesler yükselince ilk bu forumda yazmaya başladım, özür mahiyetinde... Amacım, Trabzonspor'la Eses'in dost-kardeş kulüp olması değildi; ama birbirlerine hak ettiği saygıları göstermesiydi. Bu saygıyı önce biz gösterelim ki, sonra peşimizden başkaları da gelsin...

Kalın sağlıcakla...

Yapalım kardeşim.

Trabzon'da futbol kulüplerinin kurulması 1913 yılına denk geliyor.

Türkiye'de ilk futbol kitabını "Asosyeşın Futbol" Trabzon'da yazıldı. Ve Kazım Karabekir paşa tarafından 100'ün üzerinde kopyası Anadolu şehirlerine gönderildi.

İdman Ocağı - İdman Gücü rekabeti Türkiye'de bir çok takımı aştığını o günleri yaşayanların ağzından kaleminden defalarca söylendi.

Trabzon'un futbol şehri olmasının Eskişehir ile uzaktan yakından alakası yok.

Keza 30 tane futbol kitabının yazarı duayen yazar Halit Kıvanç'ı bir dinleyin. Abisini de dinleyin. Neler diyormuş Trabzon hakkında ve o zamanlar Eskişehir mi varmış ?

İsterseniz dökeriz ortaya da değer mi ?

Bence yol yakınken geri dön Kızılcıklı, daha fazla mahçup olmazsın böylece.