Sümela'nın Şifresi: Temel

[Batuhan]

Çıkış Tarihi - 21 Ekim 2011
Tür - Komedi

YAPIM ŞİRKETİ : ÜÇGEN YAPIM EVİ
YAPIMCI : ADEM KILIÇ
DAĞITIM ŞİR. : PİNEMA FİLM
YÖNETMEN : ADEM KILIÇ
GENEL KOOR. : ÖZLEM YILMAZ
SÜPERVİZÖR : TURGUT YASALAR
SENARYO : YILMAZ OKUMUŞ
GÖRÜNTÜ YÖN. : ERCAN ÖZKAN
SANAT YÖN. : DENİZ DUYGU VURAL
KOSTÜM : DİDEM ÖZLÜ
MAKYAJ : NAİME GÜRSELER
MÜZİK : FUAT SAKA
VİZYON TARİHİ : 21 EKİM 2011
ÇEKİM YERİ : TRABZON

Konu Özeti - Hayalleri ve hayattaki amaçları yüzünden, Karadeniz'de bile herkesin dalga geçtiği fakir Temel, Trabzon'un en köklü ve zengin ailelerinden Yücesoyların Zuhal'e aşıktır ama babası Hıdır Yücesoy, kızını Temel'e vermez. Temel, sevdiği kızı da alamayınca yıkılmıştır. Tam bu sırada, arkadaşı Turgay'ın Sümela Manastırı'nın çatısına çıkarak intihar etmeye kalkıştığı haberini alır. Arkadaşını intihardan vazgeçirmek üzere Sümela Manastırı'nın çatısına çıkar. Ancak kendisi intihar etmeye karar verir. Polisler tarafından aşağıya indirilen Temel, polisin, 'Sümela'ya hazine aramak için çıksanız anlayacağım, intihar için çıkılır mı?' diye sormasıyla birlikte Sümela'daki olası hazineye odaklanır. Temel'in tek hedefi artık Sümela'nın şifresini çözüp kutsal hazineyi bularak, hem sevdiği kızı almak hem de herkese kendini ispatlamaktır.
Oynayan - Alper Kul, Aslıhan Güner, Ruhi Sarı, Salih Kalyon, Tarık Ünlüoğlu, Zafer Ergin, Altan Erkekli, Necip Memili, Ali Düşenkalkar,İsmail Hakkı Ürün
Yöneten - Adem Kılıç
Senaryo sahibi - Yılmaz Okumuş
Yapımcı - Üçgen Yapım Evi

*

Bu da filmden bir görüntü; http://www.facebook.com/photo.php?v=10150366731818698

Çok hoşuma gitti benim. Sabırsızlıkla bekliyorum

[-Samet]

Eğlenceli bir yapıma benziyor

Hoca tiplemesi cuk oturmus görünen o ki

[agahozlu]

Sinema ile hiç alakalı değilim ama buna kesin gideceğim. Niye derseniz çekiyor abi işte.

[Samet Türkmen]

Umarım afişi gibi kötü olmaz film.

[Mustafa Çolak]

Umarım güzel olur.

[Burçak]

[Gürkan]

Yılmaz Okumuş. Bmn üyesi değilmiydi.

[Sefa]

Yok böyle bir adres tarifi..

[TSezgin61]

valla fragmani hosuma gitti insallah film komple güzeldirde gururlana gururlana izleriz

[Effective61]

Eğer fragmanda ki gibi olursa tüm film,kesinlikle izlenir bu film. Bu arada adres tarifi de 10 numara olmuş)

[Berat]

Filmin oyuncu kadrosu müthiş. Senaristi de Yılmaz Okumuş olunca filme gitmeme gibi bir lüksümüz kalmıyor zaten.

Ayrıca filmde bolca "Trabzonspor" muhabbeti geçtiğinden de eminim. Yılmaz Abi iyi bir Trabzonsporludur zira.

(Tanımayanlar için; Yılmaz Okumuş; Laz Kapital isimli kitabın, İnce İnce Yasemince'nin ve daha bir çok dizinin yazarı. Mizah ve karikatür dergilerinde de uzun yıllar yazarlık - çizerlik yapmışlığı var)

[KübraÖztürk*]

21 Ekimde İstanbulda değil üni için Ankara olcam o zamana kadar hemen öğreneyim şu Merkeze inmeyi beytepeden de gidebileyim bende buna Güzel benziyor hadi bakalım Ankarada olupta sinemanın yerini bilen varsada söyleyebilir mi o zamana kadar bana hehe

[-Samet]

Yok böyle bir adres tarifi..

Ha haha

insanlık eldi mi Temel

[bordo61]

Sümelalı Hoca'dan Botox Yorumu [HQ]

https://www.facebook.com/photo.php?v=10150367972628698

[bordo61]

MEDYATAVA 'SÜMELA'NIN ŞİFRESİ' FİLMİNİN SETİNDEN BİLDİRİYOR
08.08.2011 16:46:00

© MEDYATAVA- Sümela’nın Şifresi’nin çekimleri Trabzon’da tamamlandı. Alper Kul, Salih Kalyon, Altan Erkekli, Aslıhan Güner gibi oyuncuların rol aldığı filmin seti çekimlerin son günlerinde Medyatava’ya açıldı.



Sümela’nın Şifresi’nin çekimleri Trabzon’da tamamlandı.

Yönetmenliğini Adem Kılıç’ın yaptığı film Sümela’nın Şifresi Te-Mell, Ekim 2011’de beyazperdede izleyicisiyle buluşacak. Filmin senaristi Yılmaz Okumuş, yönetmeni Adem Kılıç ve başrol oyuncusu Alper Kul Medyatava’ya konuştu. İşte o röportaj.



– Dünya nimetlerinden el ve eteğin çekildiği Sümela Manastırı ve aşk, nasıl kesişti?

Yılmaz Okumuş – Zırt pırt aşık olan biri değilim ama sınırlı sayıdaki aşklarımda şunu gördüm ki, aşk insanı hem çaresizleştiriyor, hem de inanılmaz yaratıcı kılıyor. Bu tabi, sevip de ulaşamayanlar için geçerli. Bir araya geldin mi ekşın yok, enteresan olan ulaşamama hali.

Bizim saf Temel’in, Zuhal’e olan aşkı daha da dramatik; çünkü kızın haberi bile yok. Tipik bir karşılıksız aşk. Günün birinde cesaret edip Zuhal’i babasından isteyen Temel, bir burjuva kızına ulaşabilmesi için büyük bir paranın sahibi olması gerektiğini öğrenir.



Büyük para da öyle ha deyince bulunmuyor. Temel, yöre insanının yıllardır büyük umutlarla peşinde koştuğu bir hazinenin, Sümela Manastırı’nda olabileceği duyumunu alınca tamamen buna kilitleniyor. Sümela Manastırı’nın şifresini çözecek ve Zuhal’i alacaktır artık.



– Alabiliyor mu?

Yılmaz Okumuş – Aşk her şifreyi çözdürür!.. Şifreyi çözüp Zuhal’e kavuşuyor ama başını daha büyük bir belaya sokuyor.



– Yönetmen, başrol oyuncusu, siz... Kadronuzda ezici bir Trabzonluluk var galiba...

Yılmaz Okumuş – Hemen bir düzeltme yapayım. Ben Rize / Pazar doğumlu bir Çayeliliyim. Ama Trabzonspor sevdam yüzünden hep Trabzonlu bilindim. Bana kalsa iki ayrı ile gerek yok; Trabzonize diye yeni bir isimle iki şehri birleştiririm.

Ekibimizde olmasından hepimizin gurur duyduğu Salih Kalyon, yönetmenimiz Adem Kılıç, Alper Kul, Ruhi Sarı, Çetin Altay, İsmail Hakkı Ürün Trabzonlu, Erdem Baş Ordulu, Haldun Açıksözlü Rizeli ve İsrafil Köse Artvinli. Yabancı kontenjanından kadroya katılan Altan Erkekli, Zafer Ergin, Tarık Ünlüoğlu, Ali Düşenkalkar ve Necip Memili’yi unutmamak lazım tabi.



– Bu kadar Trabzonlu ve Karadenizli işleri kolaylaştırdı mı yoksa zorlaştırdı mı?

Yılmaz Okumuş – Bölgemizin şivesini ve düşünce yapısını bilmemiz açısından işimizi kolaylaştırdı. Çünkü bu sayede Karadeniz’e ve mizahına içeriden bakabildik. Sette işimize kolaylaştıran Karadenizli olma hali, özel yaşamımızda işimizi zorlaştırdı. Her zaman söylerim, her Karadenizli (kaynağı pek belli olmayan bir özgüvenle) başına buyruk ve bağımsız bir devlet gibi davranır. Tribünlerdeki halimizden de bellidir. Trabzonspor’un öne çıkan bir amigosu yoktur mesela. Tribünlerde kime hükmedeceksin? Herkes kafasına göre davrandığı için, bizden bir orkestra gibi ses çıkaran Çarşı Grubu çıkmaz.



– Sümela’nın Şifresi filmi fikri nasıl ortaya atıldı, nasıl gelişti?

Yılmaz Okumuş – Adem Kılıç da, ben de günün birinde böyle bir film yapabilme hayalini besliyormuşuz. Bir gün bir telefon geldi ve buluştuk. Yarım saat içinde ne yapmak istediğimizi çok iyi anladık ve filme koyulduk.

Gırgır Mizah Dergisi’nde ‘Tursun’un İskelesi’ köşesini hazırlamıştım. (Oğuz Aral’a köşe beğendirmenin zorluğunu bilenler bilir.) Sonra televizyonda Yasemin Yalçın’a Hamsiye karakterini yazdım. Birkaç yıl önce de “Karl Marks Trier’de değil de Trabzon’da doğsaydı neler olurdu?” diyerek Laz Marks karakterini yarattım. Hem bunları içeren, hem de bunların hepsinin ötesinde bir sinema filmi yazmam söz konusuydu. Sanırım, bir hemşerimizin seyrettiğinde, “Biz böyle miyiz la?” demeyeceği, komik bir Karadeniz filmi yaptık.





– Başroldeki Temel’i bulmak zor oldu mu?

Yılmaz Okumuş – Ben Jim Carrey olsun istedim ama parada anlaşamadık. Şaka şaka, Alper Kul’u birkaç dizi ve tek başına sergilediği oyunlardan biliyordum. Adem Kılıç, Alper’in çok iyi bir Temel olabileceğini söyledi. İyi oyunculuğunu bölge insanı olmanın verdiği avantajla birleştiren Alper, gerçekten iyi bir Temel oldu. Yeri gelmişken söyleyeyim, bu kadar disiplinli ve fedakar bir oyuncu azdır. Sümela Manastırı’nda sabaha karşı çekim yaparken, herkesin düştüğü bir anda bile uçan tekme atacak enerjisi oluyordu.



– Sanırım filmin devamı olacak...

Yılmaz Okumuş – Öyle düşünüyoruz. 2. filmin hikayesi şu an aklımda, sadece diyalogları yazacağım. Ama bunun olabilmesi için seyircinin bize vize vermesi lazım tabii.



– Müzikler de bir Trabzonlu’ya emanet galiba...

Yılmaz Okumuş – Evet, üniversite yıllarımda kasetlerini elden ele çoğalttığımız Fuat Saka’yla çalışmanın gururunu yaşıyorum.



– İzleyici Sümela’nın Şifresi’ni ne zaman seyredecek?

Yılmaz Okumuş – 21 Ekim’de.



– Son olarak ne söylemek istiyorsunuz?

Yılmaz Okumuş – Sümela’da şifreyi kabul ediyorum. Ben tatmin oldum şahsen.

*******

Adem Kılıç (Sümela’nın Şifresi filmi yönetmeni)



- Mekan olarak neden Trabzon’u seçtiniz?

Adem Kılıç – Bir Trabzonlu olarak Trabzon ve Karadeniz aşığıyım. Trabzon bir kültür şehri, tarihi dokusu ve geçmişiyle birlikte. Son günlerde sadece Trabzon, Trabzonspor ve geçmişte yaşanan birkaç kötü olaylarla anılır olmuştu. Bu film Trabzon’un, Trabzonlunun, Temel’in zekasını, özgüvenini, inatçılığını, komik yanlarını, duygusal yanlarını ve maceraperestliğini ortaya koyacak. Buna bir de uluslararası bilinirliği çok yüksek olan Sümela Manastırı’nı da ekleyince çok güzel bir atmosfer ortaya çıktı.





– Bildiğimiz kadarıyla Trabzon’un kasabaları arasında bile şive farklılıkları vardır. Ortak bir dil tutturabildiniz mi?

Adem Kılıç – Genelde Trabzon ve Karadeniz üzerine yapılan dizi ve sinema filmlerinde kulak tırmalayan şiveler kullanılıyordu. Dediğiniz gibi Trabzon’un bütün ilçelerinin şiveleri birbirinden farklıdır. Ortalamayı tutturabilmek ve o tonlamaları, ahengi yakalamak için yörenin şivesini en iyi konuşabilecek isimleri seçtik. Yılmaz Okumuş’la birlikte yaratılan karakterlere en iyi kim derinlik katabilir diye düşündük ve % 90’ı ortak dili tutturabildiğimiz oyuncular oldu.

– Filmde nasıl bir Temel izleyeceğiz?

Adem Kılıç – Temel denince herkesin kafasında birbirinden farklı bir karakter canlanıyor. Biz, fıkralardaki karakteri ele alıp ete kemiğe büründürdük ve yeni bir Temel yarattık. Onun duygusal yönünü, aşk hayatını, maceraperestliğini, inatçılığını, arkadaş canlılığını yani kısacası her şeyini bu karakter üzerinde birleştirdik. Yani bu karakter bizim insanımızın örnek bir tipi. Onun bu özelliklerinden hepimizde var, yani biz Karadenizlilerin toplamı gibi bir şey oldu Temel.



– Anlaşılan yazımına da, oyuncu ve mekan seçimine de çok uğraşmışsınız. Çıkan sonuçtan memnun musunuz?

Adem Kılıç – Yaptığımız işe çok inanıyoruz. Çok enerjik bir kamera arkası kadrom var. Çok iyi bir ambiyans ve enerji yakaladık. Bu enerji ve oluşan ortak sinerji dersem, filme de yansıyor. Ekibim çok profesyonel, her birisi kendi dalının en iyileri. Oyuncularım da öyle. Senaryo deseniz, çok üzerinde çalıştık. Son saniyeye kadar, yüzlerce kez sahne sahne, akışına, tüm detaylarına, espri bağlantılarına kadar her şeyi çok iyi dokuduğumuzu düşünüyorum. Ayrıca filmin müziklerinde imzası bulunacak olan Fuat Saka’nın da çok katkısı olacağına inanıyorum.



– Siz televizyon dizileri yönetmeni olarak nasıl işlere imza attınız?

Adem Kılıç – Ben bu mesleğe komedi dizisi çekerek başladım. Türkiye’de efsane olan ve ilk sit-com olan ‘Gençler’i çektim. Oradan çok iyi oyuncular çıktı, Fikret Kuşkan, Oktay Kaynarca bunlardan ikisi. Yasemin Yalçın, Demet Akbağ gibi bugünün komedi starlarının konservatuardan çıkıp, ilk kamera karşısına geçmeleri benimle olmuştur. Uzun yıllar televizyon kanalları yöneticilikleri yaptıktan sonra, epey zaman sonra da olsa yeniden mesleğe döndüm, o açıdan da çok mutluyum. İlk uzun metrajım olan Sümela’nın Şifresi’nde tüm birikimimi kullanıyorum.

*******

Alper Kul (Temel)



– Temel olmak nasıl bir duygu?

Alper Kul – Benim için çok şaşılacak bir durum değil. Çünkü her Trabzonlunun içinde bir Temel yatar. Filme hazırlanırken özel bir çaba göstermedim, sadece o Temel’i uyandırdım.





– Film fıkra kahramanı Temel’i mi baz alıyor?

Alper Kul – Bizim Temelimiz fıkralardaki Temel’i de kapsayan ama, ortalama bir Karadenizlinin, Trabzonlunun tipik özelliklerini gösteren yeni bir karakter. Hepimizin ortak paydası gibi bir şey... Ayrıca ‘Fıkralarla Türkiye’ gibi bir şey yapmadık, yepyeni özgün bir hikayenin etrafında gelişiyor bizim filmimiz.



– Memleketinizde film çekmek nasıl bir duygu?

Alper Kul – Mükemmel bir duygu. Yıllar sonra baba ocağına, memleketime çok iyi bir nedenle döndüm. Filmi çok büyük keyif alarak çektik ama yine de ara sıra Trabzon’da olduğumuzu hatırlatan olaylar yaşadık tabii.





– Nasıl olaylar?

Alper Kul – Çoğu evdeki küçük tezgahlarda silah üretilen bir memleketten bahsediyorum. 7’den 77’ye silahla haşır neşir olunan bir şehirde, silahlı bir sahne çekmek çok zor. Sera Gölü civarında çektiğimiz bir sahnede, Zuhal’in babası (Tarık Ünlüoğlu) sinirlenip bacağımın altına doğru 3 - 4 el ateş ediyor rol icabı. Sahneyi 5 saatte çekemedik. Çünkü Tarık abi ne zaman kurusıkı silahıyla ateş etse civar evlerden ve köylerden hemen karşılık geliyordu. Ve bu böyle bir silahlı çatışma gibi takır takır takır devam edip gidiyordu. “Biz de de silah var.” ya da, “Biz de buradayız.” Bir nevi selamlaşmak gibi, ses vermek gibi.




Röportaj: Ali Ersin Kelleci