Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Muharrem Usta | 16. Başkan

Daraltma
X
 
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • Bu konuda yapılan eleştirilere saygı duymakla beraber, Usta'nın asla ve asla düşmanca bir tutum sergileyecek karakterde biri olmadığı gayet açık ki en başından beri bunu kendisi söyledi,söylemeye de devam ediyor zaten.
    Çünkü asmakla,kesmekle bir yere varamadığımızı, bundan da en çok zararı Trabzpospor'un gördüğünü defalarca gördük...
    Arafilboylu

    Ve mikrofonlarımız Avni Aker'de...

    Yorum


    • başkan öyle bir yük aldı omuzuna gidiyor ki ince bir ipliğe bağlı hem basketbol tarafı hemde futbol tarafı medicakalpark sponsorluk antlaşmaları yaptırdı en ufak bir başarısızlıkta muharrem usta hedef olacak Allah yardım etsin bizim memlekette çok bilenler olduğu için eleştiri yaparken hani nerede o çok paralı adamlar onları eleştirmek gerekirken (hoş bu zamana kadar hiç görmedik) bizim çok bilmiş taraftarlarımız muharrem ustayı eleştirecek inşallah şans faktörünü de yanına alır Allah'ta yardım ederde takım artık dip yapmaz herkes mutlu olur ...

      Yorum


      • Evet bir yanda giderken klube yuzbinlerce dolarlik kendi adina çek kesen baskanlar. Ki sorsan Trabzonspor bu adamların her seyi. Diğer yanda ise muharrem beyin ince düşüncesi. Lafa gelince adamliktan bahsedenler adam tanimi nasil olurmuş bir zahmet görsünler.

        Yorum


        • Bu sponsorluk işi konuşulan şartlardaysa başlı başına bir özveri bence teşekkürler başkan.

          Yorum


          • Trabzonspor'da devrim yapacak biri varsa o da usta'dir.Allah yardımcın olsun başkan.trabzon'un zengin iş adamlarından bir tek sen taşın altına elini koydun.buna ragmen hala seni elestirenler olacak ama arkanda kocaman bir taraftar gurubu var başkanlıgı senin kazanman için günlerce dua eden

            Yorum


            • musluklari bagladi klube para gecisleri kolaylasir en azindan faiz yukunden kurtarsa klubu buyuk hizmet olur. gecikmeler, hacizler cok kotu goruntu olusturuyordu.

              Yorum


              • helal olsun başkana ... bu yaptığı kolay bir şey değil ... eleştirenler kendileri sponsor olsunlar diyorum anca konuşursunuz başka icraat yok ... zaten elimden geldiğince medical park hastanelerine gidiyordum bundan sonra hep gitmeye çalışacağım ... bunu da hepimizin yapması lazım ... özele gideceksek ilk tercihimiz olmalı bence ...
                Biz Trabzonsporluluğu Sizden Öğrenecek Değiliz...

                Yorum


                • başkanı tebrik etmek lazım. sponsor bulamayınca kendi şirketini sponsor yaptı

                  Yorum


                  • Özveri gösterdi, bunu unutmayız. Fakat, verdiği sözleri tutup sezon başında tabanca gibi bir takım kursaydı yıllık 5 milyon dolara yakın bir sponsor sözleşmesi bulabilirdi. İlk yarı takım çöptü. Düşmemeye oynayan, sürekli 5-6 farklı mağlubiyetler alan, kadrosu rezalet olan bir takıma kimse iyi bir sözleşme önermezdi. Başkan birinci yılındaki kritik hataların diyetini böyle ödedi. Taraftarla hesabını sıfırladı.

                    Yorum


                    • Son yıllarda başımıza gelen en guzel şey olabilir

                      Yorum


                      • başkan ilk geldiğinde ne dedi
                        bu çocuk şuan yoğun bakımda ve biz bu çocuğu önce yoğun bakımdan çıkarmaya çalışacağız,sonra normal hayata döndürmeye

                        takım şuanda yoğun bakımdan çıktı.yavaş yavaş normal hayata dönmeye başladı...
                        stad sponsoruna gelince.istese sponsor olmazdı.ve öyle kalırdı.
                        inanıyorum ve güveniyorum
                        Ne Olmuş Şampiyon Olamadıysak,,,
                        Hayallerimizi Satmadık'ya,,,

                        Yorum


                        • İlk yarıda da pekçok maçta aşırı baskın oynamamıza rağmen, bazen şans, bazen yetenek bazende hakem faktörü ile kaybettik.. Bu şekilde ilk yarıda en az 5-6 maç sayabiliriz. Belki 10 maç..
                          Şimdi ise 3 te 3 ile gidiyoruz.

                          Yenilince, yani top içeri girmeyince, yapılan herşey kötü, top içeri girince ve galip gelince de herşey iyi demek aynıdır benim gözümde.

                          Objektif olmayı öğrendiğimiz gün, özellikle yenilirken verilen mücadele takdir edildiği gün işler daha iyi yoluna girecektir.

                          Evet ülkenin zengin Trabzonsporluları hiç bir şey yapmıyor gibiler.
                          Peki biz taraftarlar ne yapıyoruz? Takıma kaç LİRA katkımız var?

                          Kaç forma satmış takım. Lisanslı ürünlerden ne kadar ciro ve kar elde etmişiz..?
                          En az 5 Maximum 10 milyon taraftarı olan büyük bir kulübüz, ama 100 bin forma satmıyoruz satamıyoruz.

                          Biraz da biz taraftarın takıma "manevi desteğin" yanında maddi destek verebilmesi gerekiyor.

                          610806
                          Bazen geriye dönüp bakıyorum da, boynum kütlüyor falan, iyi oluyor rahatlıyorum yani...

                          Yorum


                          • Aralık ayında başkan seçilip transfer harekatına Temmuz ayında başlamıştı.

                            Bu kez aynı hataya düşmeyip ön protokol, sözleşme neyse artık. Transferlerin çoğunu Haziran ayı başlamadan sonuçlandırmalı.

                            Yorum


                            • Ekici transferinde havaya giden 2.7 milyon euronun hesabini vermeli.

                              11 milyon TL.
                              #Dik oyna

                              Yorum


                              • 'Waldo (Trabzonspor) sen neden burada değilsin?'

                                Simon Cuper’in Türkçe’ye “Futbol Asla Sadece Futbol Değildir” adıyla çevrilmiş kült kitabında Trabzonspor’un yer bulamamış olması ile başlamak lâzım belki de. Başlığı ise, vaktiyle bir gazete yazısında, gelmiş geçmiş en hamasi Trabzonsporluluk tanımını yapan İsmet Özel’den çalmanın sakıncası olmasa gerek…
                                Nev-i şahsına münhasır lâkin yarım kalmış bir hikaye Trabzonspor. Kuruluşundan bu yana 50 yıl geçti ama ondan önce de, futbolla dopdolu bir 50 yıl var şehrin mazisinde. 1920’lerde, futbol kitabı basılan, lig usulü müsabakalar oynanan, şehirde çıkan bir kadın dergisi tarafından, kimsesiz çocuklar yararına futbol turnuvası düzenlenen bir coğrafyanın birikimi Trabzonspor…1940’larda Trabzon eşrafının Ankara’dan iki beklentisi vardı mesela: Demiryolu ve modern bir stadyum; tıpkı 2010’larda olduğu gibi…
                                Trabzonspor, şehirde büyüyen ciddi bir rekabetin ürünüydü. Örnek vermek gerekirse Göztepe, Karşıyaka ve Altay’ın kendilerini lağvedip İzmirspor’u kurmaları hayal edilebilecek bir durum değil şimdilerde. Oysa Gençlik Spor Genel Müdürlüğü'nün zorlamasıyla tam da böyle oldu Trabzonspor’un kuruluşu; sancılı, kavgalı, gürültülü…
                                Ve 20. yüzyılın ilk çeyreğinde şehirde başlayan futbol ateşi son çeyreğe girilirken memleket futbolunu kasıp kavuran bir fırtınaya dönüştü. “Yerlinin yerlisi formanın terlisi” ile özetlenebilecek bu rüzgâr, birçok açıdan evrensel alanda okunulası bir hikaye sundu ama yarım…
                                Orijinal bir hikayeydi Trabzonspor. Bir çırpıda ilk 11 i sayacak nineler, bir çalgı ve folklor oyunu ile özdeşleşebilen yegane kulüp olması, Ali Kemal’in arkadaşlarına özgüven kazandırmak için Liverpool maçında rakibine çalım atıp horon vaziyeti alması vesaire ile… Onu incelenesi yapan bir başka özellik ise sanayileşme ile ters orantılı gelişimi biraz da. Avrupa’da başarılı süreçler yakalayan hemen tüm kulüplerin, ya başkent ya da sanayi şehri olması gerçeği göz önüne alınırsa, Trabzonspor’un “başkalığı” daha iyi anlaşılabilir. Arka arkaya şampiyon olduğu senelerde Trabzon’daki tek fabrika, Trabzonlu olmayan kulüp başkanı Şamil Ekinci’nin un fabrikasıdır!

                                <footer class="clearfix" style="margin: 2rem 0px 0px 181.609px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; font-size: 1.2rem; vertical-align: baseline; background: transparent; font-family: &quot;Helvetica Neue&quot;, Helvetica, Arial, sans-serif; line-height: 2rem; text-align: left;">


                                </footer>

                                O rüzgâr 80’lerin 2. yarısında dindi. Bir bakıma Osmanlı İmparatorluğu’nun modern Batı ile karşılaşması sonrası yaşadığı şoku yaşadı Trabzonspor. Değişen Avrupa’ya karşı mukavemet arayışındaki Osmanlı’nın yaşadıklarıyla çok benzer, değişen futbol dünyasına karşı Trabzonspor’un yaşadıkları. Benzer reçeteler hazırlandı; “Üç Tarzı Siyaset” gibi… İstanbul kulüpleri gibi bol paralı transferler ile “öze dönüş” arasında, birinin mutlak doğru olduğuna ve mutlaka birinin tercih edilmesi gerektiğine dair kanaatlerin çarpıştığı bir alana dönüştü Trabzonspor kamuoyu. Oysa çözüm “ya- ya da” değil, “hem- hem de” idi belki de…
                                Zannedilenin aksine hiçbir zaman çok iyi bir altyapı sistemi olmadı Trabzonspor’un. Coğrafyanın bölge insanına kazandırdığı yetenekler 90’lara kadar şehrin gençlerinin ülke futbolunda söz sahibi olmasına yetti. Oysa futbol değişip tamamen bir endüstriye dönüşünce yetenekli olmak kâfi gelmemeye ve çok daha fabrikasyona dayalı bir altyapı düzeneğine ihtiyaç olduğu fark edilmedi.
                                Öte yandan saha içinde bu radikal değişim yaşanırken saha dışında futbol, artık büyük paraların ve sosyal iktidar alanlarının üretildiği bir sektöre dönüştü. “Başarı için her şey mübah” anlayışına dayalı yeni Türk futbolunda, Trabzonspor’un önünde üç yol vardı: Ya bu yeni ve acımasız düzeni yıkacak, ya gereklerini yapacak ve “ayak oyunlarını becerecek” veya “başarı” tarifini değiştirecekti.
                                Birinciyi ve ikinciyi yapabilecek gücü hiçbir zaman olmadı Trabzonspor’un zira güç, kamuoyu desteği ile doğru orantılı idi. Üçüncüyü ise kendi kamuoyuna anlatacak cesaret bulamadı. Başarı için tek kriter “şampiyonluk” olunca “bizi şampiyon yapmazlar” anlayışı, taraftarın önce sisteme, sonra takıma olan mesafesini büyüttü. Bu mesafeyi küçültmek adına her yeni hamle kulüp ekonomisini daha da bozdu.
                                Ciddi harcamalara rağmen gelmeyen başarı ve istikrarsızlık kitlenin daha da uzaklaşmasını beraberinde getirdi. Gelinen noktada açılan yeni stadyum ve oluşturulmaya çalışılan yeni kadro ile Trabzonspor bir kez daha “ yeniden” demek istiyor.
                                Tüm olumsuzluklara rağmen, diasporada Trabzonspor’u, memlekete uzanan bir köprü olarak görmeye devam eden veya tıpkı Şamil Ekinci gibi şehirle alakası olmayıp Trabzonspor’a gönül veren ciddi bir kitle hala umutla yeni bir Trabzonspor hikayesi bekliyor. Şehir de her ne kadar ilgisiz görünse bile takımda ufak bir kıvılcım görse yeniden “horon vaziyeti” almakta gecikmeyecektir.
                                Esas mesele, Trabzonspor’un mevcut futbol düzeninde neyi başarabileceğini belirleyip bu hedefe kitlesini motive edebilmesidir. Trabzonspor, Çaykara ile Berlin, İsmet Özel ile Kazım Koyuncu arasında bir med cezir hali olarak, hedeflerini şampiyonluktan öte Avrupa’da her yıl var olan ve değerler üreten bir sürece evirebilirse, bir sonraki Simon Cuper kitabında kendisine yer bulabilecek bir potansiyele hâlâ sahip…
                                * 'Waldo Sen Neden Burada Değilsin', yazar İsmet Özel'in bir kitabının adı.

                                (ERDAL HOŞ)

                                Erdal abi çok önemli bir meseleye dikkat çekmiş.Yönetiminde karar vermesi lazım.Tek amacımız Türkiye'deki sığ şampiyonluk merkezli bir takım olmak mı,yoksa
                                hedefleri şampiyonluktan öte Avrupa’da her yıl var olan bir Trabzonspor mu?
                                En son Bilall61 tarafından düzenlendi; 31.01.2017, 23:22.

                                Yorum

                                En Aktif Kullanıcılar

                                Daraltma

                                En aktif kullanıcı yok.
                                Yükleniyor...
                                X