Muharrem Usta | 16. Başkan

[memozcan]

başkan ihonun eskilerine umut bağlamış durumda.. bu kadar dua ettiğimiz vizyonlu diye sevindiğimiz adamın böyle vizyonsuz hamleler yapması beni hayal kırıklığına uğrattı doğrusu.. forvet için henriqeyi getirmez işallah..

[Çağatay_]

Trabzonspor'un içindeki BAZI taraftar profili.....

Teknik direktör Lucescu olursa : Adam yaşlı , bu adama bu kadar para verilmez....
Teknik Direktör yerli olursa : Hani Lucescu gelecekti.

Pahalı transferler yapılırsa : Buda klübün parasını çarçur ediyor.
Ucuz transfer yaparsa : Hani paralı başkandı bu....

Oyuncuların ücretlerini indirirse : Hani paralı başkandı.
Oyuncunların ücretlerini indirmezse : Ya x oyuncusuna milyonlar ödüyor hani vizyonlu başkandı....

Takımda yerli gençleri oynatacağız derse : Vizyon nerede....
Takımda yerli gençleri oynatmayacağız derse : Trabzonspor öz evlatlarıyla şampiyon oldu....

Yani kim gelirse ne yaparsa yapsın eleştirecek bazı insanlar..... Nedenini sorgulamadn takımın durumuna bakmadan sadece kendi menfaatleri düşünceleri doğrultusunda eleştirecekler.....

Güzel bir durum özeti Faik abi daha önceden puan vermiş olduğum için tekrar veremedim, sen puanımı vermiş kabul et

[Courage]

Vizyon,elindekine uygun hareket etmektir. Vizyonsuz adam yarının,öbür günün hatta gelecek 10 senenin parasını 1 sezonda yedi. Şimdi gelen ise bu berbat mali tabloyu aleni olarak açıklamayıp ara ara daha düşük frekanstan vaziyeti taraftara takdim ederek galeyanı önlüyor.

İşin burasını fazla düşünmeyip sadece saha içi odaklı yorumlara karşında takımın aksayan yönlerine yama kabilinden hamleler gelmek zorunda haliyle.Bana göre Bay başkanın dahi tiksindiğine emin olduğum bu ölmüş eşşeği üfleyerek diriltme çabasının yine yukarıdaki mali tablonun mecburiyeti olduğunu unutmamak gerek.

Bosingwa ve Medjani'de saha içinde elinden geleni yaptığına inandığımız isimler. Daha düşük ücretlere revize edilmiş bir kontratla geri dönüş yaparlarsa hem kısa sürede uyum hem de yeniden kendini ispat hırsı ile iyi bir takviye olacaklarına inanıyorum.

Şu sözü edilen scout ekibi kurulmuş olsaydı gerçi bunlara gerek kalmazdı o ayrı.

[Reha Asan]

Bosingwa neysede medjani için yönetime laf etmemek lazım.
Medjani ödemeleri yapılmadı diye tek taraflı fesh etti.
yarın fifaya giderse faizi vs alacağı para yüksek olur.
ayrıca fifada ekstradan bir davamız daha olur ki uefa ile görüşmelerde malumunuz eksi bir nottur.
velhasıl başkan geri dönüş yaptırarak, hem sene sonuna kadar takıma yararlı olan oyuncu getirmiş oluyor hem de belirttiğim olumsuzlukları ortadan kaldırıyor.
bende bu açıdan bakınca ortada Vizyon görüyorum..

[tanjugunduz]

Baskanim vizyonumuzu daha buyuk tutmaliyiz yavas yavas ileriki senelerin iskeletini kurmaliyiz eldeki coplerden kurtulmaliyiz lutfenbaskanim mantikli transferler makul odemeler lutfen baskan.

LG-V400 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[Harun-61]

Twitter fenomeni Muharrem Usta

[Oğuz ZEYTİN]

Trabzonspor'un içindeki BAZI taraftar profili.....

Teknik direktör Lucescu olursa : Adam yaşlı , bu adama bu kadar para verilmez....
Teknik Direktör yerli olursa : Hani Lucescu gelecekti.

Pahalı transferler yapılırsa : Buda klübün parasını çarçur ediyor.
Ucuz transfer yaparsa : Hani paralı başkandı bu....

Oyuncuların ücretlerini indirirse : Hani paralı başkandı.
Oyuncunların ücretlerini indirmezse : Ya x oyuncusuna milyonlar ödüyor hani vizyonlu başkandı....

Takımda yerli gençleri oynatacağız derse : Vizyon nerede....
Takımda yerli gençleri oynatmayacağız derse : Trabzonspor öz evlatlarıyla şampiyon oldu....

Yani kim gelirse ne yaparsa yapsın eleştirecek bazı insanlar..... Nedenini sorgulamadn takımın durumuna bakmadan sadece kendi menfaatleri düşünceleri doğrultusunda eleştirecekler.....

Bunun tam tersi de var ve sayıları bahsettiğiniz gruptan daha fazla.



Teknik direktör Lucescu olursa: "İşte bize yakışan proje adamı... Ne o Hami, özevlatçılık falan..."
Teknik direktör Lucescu değil Hami olursa: "Zaten Lucescu yaşlıydı. Aferin Usta Başkan, Hami bizdendir."



Pahalı transferler yapılırsa: "İstanbul takımlarıyla böyle yarışılır. Lucescu'ya ve onun transferlerine parayı basacaksın kanka..."
Ucuz transfer yaparsa: "Boşver kanka, İHO takımda mangır bırakmadı. Aferin başkan, aman tasarruf! Yaşasın özevlatlar..."



Oyuncuların ücretini indirirse: "Aferin başkan, adam dünya yıldızı ama beş metreye pas atamıyor. Ödeme bunlara... İşte FEDA, VEFA, CEFA, SEFA..."
Oyuncuların ücretini indirmezse: "Ne yapsın başkan, yönetim kadromuz zengin ve vizyoner. Hepsi başarılı işadamları. Kartal, Akyazı ve havalimanından müthiş para gelecek. Ödenir, sıkıntı yok."



Takımda yerli gençleri oynatacağız derse: "Yaşasın Trabzon altyapısı, 70lerin ruhu..."
Takımda yerli gençleri oynatmayacağız derse: "Trabzon Trabzon'dan mı yönetilirmiş, hangi çağdayız, geçin bu işleri... Sadi'nin yetiştirdikleriyle mi oynayacağız? Boşver başkan, getir Lucescu'yu o bize Brezilya'dan bulur. Abdülkadir, Muhammet en fazla Mustafa Yumlu olur."



Aynen; olan biteni sorgulamadan ve takımın durumuna bakmadan, kendi menfaatleri için başkanın her yaptığına DOĞRU diyenler de görmezden gelinmemeli.

Kongreden önceki gün sizinle birlikteydik Faik Ağabey. Hatırlayın lütfen, tam arkamızda Tanjant'a asılan Ali Kemal'li posteri... O masada dönen Lucescu sohbetini... Ve kongreden sonra geçen süreci...

Şimdi olaya bu açıdan baktım diye hakkımda "Hekimoğlucu, rantçı, özevlatçı, fırsatçı, sabırsız, küçük düşünen vizyonsuz... vb." denirse şaşırmam.

[~UniCef~]

Bunun tam tersi de var ve sayıları bahsettiğiniz gruptan daha fazla.



Teknik direktör Lucescu olursa: "İşte bize yakışan proje adamı... Ne o Hami, özevlatçılık falan..."
Teknik direktör Lucescu değil Hami olursa: "Zaten Lucescu yaşlıydı. Aferin Usta Başkan, Hami bizdendir."



Pahalı transferler yapılırsa: "İstanbul takımlarıyla böyle yarışılır. Lucescu'ya ve onun transferlerine parayı basacaksın kanka..."
Ucuz transfer yaparsa: "Boşver kanka, İHO takımda mangır bırakmadı. Aferin başkan, aman tasarruf! Yaşasın özevlatlar..."



Oyuncuların ücretini indirirse: "Aferin başkan, adam dünya yıldızı ama beş metreye pas atamıyor. Ödeme bunlara... İşte FEDA, VEFA, CEFA, SEFA..."
Oyuncuların ücretini indirmezse: "Ne yapsın başkan, yönetim kadromuz zengin ve vizyoner. Hepsi başarılı işadamları. Kartal, Akyazı ve havalimanından müthiş para gelecek. Ödenir, sıkıntı yok."



Takımda yerli gençleri oynatacağız derse: "Yaşasın Trabzon altyapısı, 70lerin ruhu..."
Takımda yerli gençleri oynatmayacağız derse: "Trabzon Trabzon'dan mı yönetilirmiş, hangi çağdayız, geçin bu işleri... Sadi'nin yetiştirdikleriyle mi oynayacağız? Boşver başkan, getir Lucescu'yu o bize Brezilya'dan bulur. Abdülkadir, Muhammet en fazla Mustafa Yumlu olur."



Aynen; olan biteni sorgulamadan ve takımın durumuna bakmadan, kendi menfaatleri için başkanın her yaptığına DOĞRU diyenler de görmezden gelinmemeli.

Kongreden önceki gün sizinle birlikteydik Faik Ağabey. Hatırlayın lütfen, tam arkamızda Tanjant'a asılan Ali Kemal'li posteri... O masada dönen Lucescu sohbetini... Ve kongreden sonra geçen süreci...

Şimdi olaya bu açıdan baktım diye hakkımda "Hekimoğlucu, rantçı, özevlatçı, fırsatçı, sabırsız, küçük düşünen vizyonsuz... vb." denirse şaşırmam.

Bir grup zor zamanlar da destek olan. Yeni Yönetime zaman taniyan, kücük hatalari görmezden gelen, yani Yönetime zaman taniyan
Diger grup ise en kücük ve önemsiz seyleri sisire sisire patlatmaya calisan. Gereksiz ve mantiksiz bos elestiren, kendini hep hakli sanan, vizyon dan bahsederken hayatlarin da sifir basarisi olan, bos laf edip onu büyük magrifet sayan.

Gelin hangi taraf ta yer almamiz gerektigini kendimiz karar verelim. Sabirsiz bos elestiride bulunan mi, yoksa su an ki durumu gören ve ona göre mantikli bir yol haritasi cizen mi.

[Faik Yılmaz]

Diğer arkadaşları bilmiyorum ama İHO'ya bile 900 gün şöyle ya da böyle tahammül eden ben...

Mevcut yönetimede 180 gün ( 6ay) kayıtsız şartsız destek olmaya karar verdim....

Eğer Mayıs ayı sonunda klüpte kalıcı ve olumlu değişiklikler olmamış ise mevcut yönetimi de eleştiririm....

ama şu anda bulunduğumuz durum maalesef kimseyi beğenmemezlik edecek halde değil....

[Oğuz ZEYTİN]

Bir grup zor zamanlar da destek olan. Yeni Yönetime zaman taniyan, kücük hatalari görmezden gelen, yani Yönetime zaman taniyan
Diger grup ise en kücük ve önemsiz seyleri sisire sisire patlatmaya calisan. Gereksiz ve mantiksiz bos elestiren, kendini hep hakli sanan, vizyon dan bahsederken hayatlarin da sifir basarisi olan, bos laf edip onu büyük magrifet sayan.

Gelin hangi taraf ta yer almamiz gerektigini kendimiz karar verelim. Sabirsiz bos elestiride bulunan mi, yoksa su an ki durumu gören ve ona göre mantikli bir yol haritasi cizen mi.

Faik Ağabey, taraftarımızın bir kısmına dair durum tespitinde bulunmuştu. Benim yazdıklarım da yönetim eleştirisi değil yönetimden yana duruş sergileyen fanatiklerin (!) haliydi. Tıpkı Faik Ağabey'in karşı grupta gördüğü olumsuz örnekler gibi... Ben onun verdiği örnekleri reddetmedim, haklıdır. Siz de haklısınız. Sanırım benim verdiğim örnekler de reddedilemez, "böyle taraftarlar yok" denilemez. Size farklı bir açı sunuyorum yani...

Sorunuza cevabım; hep birlikte mantıklı yol haritası çizenlere destek olmamız gerektiğine inanıyorum, bu noktada sizinle birlikteyim, emin olabilirsiniz. Kongre sürecinin başından beri şahsi duruşum budur. Kişilerden ziyade Trabzonspor'un menfaatleridir. Fakat körü körüne değil, sorgulayarak, gerektiğinde eleştirerek.

[el_conquistador]

Bunun tam tersi de var ve sayıları bahsettiğiniz gruptan daha fazla.

Teknik direktör Lucescu olursa: "İşte bize yakışan proje adamı... Ne o Hami, özevlatçılık falan..."
Teknik direktör Lucescu değil Hami olursa: "Zaten Lucescu yaşlıydı. Aferin Usta Başkan, Hami bizdendir."

Pahalı transferler yapılırsa: "İstanbul takımlarıyla böyle yarışılır. Lucescu'ya ve onun transferlerine parayı basacaksın kanka..."
Ucuz transfer yaparsa: "Boşver kanka, İHO takımda mangır bırakmadı. Aferin başkan, aman tasarruf! Yaşasın özevlatlar..."

Oyuncuların ücretini indirirse: "Aferin başkan, adam dünya yıldızı ama beş metreye pas atamıyor. Ödeme bunlara... İşte FEDA, VEFA, CEFA, SEFA..."
Oyuncuların ücretini indirmezse: "Ne yapsın başkan, yönetim kadromuz zengin ve vizyoner. Hepsi başarılı işadamları. Kartal, Akyazı ve havalimanından müthiş para gelecek. Ödenir, sıkıntı yok."

Takımda yerli gençleri oynatacağız derse: "Yaşasın Trabzon altyapısı, 70lerin ruhu..."
Takımda yerli gençleri oynatmayacağız derse: "Trabzon Trabzon'dan mı yönetilirmiş, hangi çağdayız, geçin bu işleri... Sadi'nin yetiştirdikleriyle mi oynayacağız? Boşver başkan, getir Lucescu'yu o bize Brezilya'dan bulur. Abdülkadir, Muhammet en fazla Mustafa Yumlu olur."

Aynen; olan biteni sorgulamadan ve takımın durumuna bakmadan, kendi menfaatleri için başkanın her yaptığına DOĞRU diyenler de görmezden gelinmemeli.

Kongreden önceki gün sizinle birlikteydik Faik Ağabey. Hatırlayın lütfen, tam arkamızda Tanjant'a asılan Ali Kemal'li posteri... O masada dönen Lucescu sohbetini... Ve kongreden sonra geçen süreci...

Şimdi olaya bu açıdan baktım diye hakkımda "Hekimoğlucu, rantçı, özevlatçı, fırsatçı, sabırsız, küçük düşünen vizyonsuz... vb." denirse şaşırmam.

Bunun aslinda cok basit bir aciklamasi var: inanc ve güvence.

Sonucta baskan ve yönetim kuruluna inanip, güvendigin zaman, her hamlenin arkasinda bir mantikli dayanagi veya düsüncesi oldugu hissine kapiliyor insan. Bu his bendede mevcut. Cünkü sonucta baskan ve yönetim kurulu toplamda kulübü daha ileriye tasiyacagi inancini bana veriyor. Ve yaptigi tüm aciklamalar gayet mantikli ve simdilik seffaf.

Hoca konusunda yönetimi bende elestirdim, cünkü bence bu konuyu daha cabuk, seffaf ve daha net cözmeleri gerekiyordu. Ama bu konuyu daha dengeli degerlendirmek icin, yeni sezona dogru süreci nasil yönetilecegine bakmak lazim.

Onun disindaki konularda sadece beklememiz lazim. Üc sene sonra kulübün borcu ne derecede olacak? Gelirler nasil, ne sekilde artacak? Kulüp icinde nasil bir yapilanma olacak? Kisilerden bagimsiz olabilecekmiyiz? Nasil bir sistem yerlestirilecek? Üretken bir altyapi icin neler yapilacak? Daha profesyonel bir transfer yapisi gerceklestirilecek mi? Bahsedilen kurumsallasma icin neler yapilacak?

Bunlarin hepsi uzun vadeli konular ve degerlendirmek icin cok erken. Tabii ki Muharrem Usta ve yönetimi elestirilebilir. Burda sorun yok. Ama elestiri kriteri, seviyesi ve kistasi nedir? Ilk önce ona bakmak lazim. Cünkü genelde yapilan elestirilerin cogu seviyesiz ve artniyetli bir görüntü veriyor. Bu camianin önde giden büyük kişilikleri bile, küçük hesaplar peşinden koşuyor görüntüsü veriyor elestirirken.

Birde Trabzonspor taraftari elestirmeyi, konusmayi cok seviyorda, üzerine düsen görevi layigi ile yapiyor mu? Kulübümüze gercekten sahip cikiyormuyuz? Birde bu konuyu bu forumda tartissak bence hic fena olmaz.

[CEMEFKER]

Şunu bir türlü anlatamadım şahsen...

Benim İHO, Musa, İsa, Mahmut, Muharrem, Usta Muharrem ile bir işim yok.TV kanalım yok, gazetem yok, esnaf değilim, köfteci dükkanım hiç yok. Yani TS ile bir tek Pazar veya Cumartesi akşamları 90 dakika içinde üzülüp sevindiğim ile kalıyorum. Son 32 senedir de hiçbir somut kazancım olmadığı halde. Sağlık sorunları eskiden vardı. Evde kapı pencere kırardım. Yaş ilerledikçe ondan da vazgeçtik. Çoluk çocuk büyüdü...

Neyse.

İHO ilk geldiği dönemde en çok destek gösterenlerdendim, ancak yaptığı yanlış işler başta kupanın gelmemesi olmak üzere eleştirmeye başladım, ancak bizi İHO düşmanı safına kattılar. Bu aradaki " sahadan çekerim" restine sonsuz destek de verdim, ancak aradan "1 hafta dahi geçmeden Sivas kupa maçında sahada doğranmamız" a ses çıkartılmaması herşeyin aslında "güya" olduğunu gösteren son şey olmuştu benim için...

Muharrem Usta Başkanı da ilk döneminde İHO'ya karşı şanslı gören ve takımın başında olmasını tercih ettiğim kişiydi Medical Park başarısı ile, ancak o dönemde başkan olamadı. Basketbol'daki sportif alandaki başarısı ile bu dönemki seçimler öncesi Hekimoğlu'na karşı yine şanslı görüyordum ki "Lucescu seçim vaadi " ne kadar. Seçim kozu olduğu pek belliydi zaten öyle de oldu.

...devre arası ve sonrası yarım sezon için bir çözüm üretemezsek Luce gelecek " lafındayım hala ben...

Ersun Yanal sonrası Hami Mandıralı ile devam ediyoruz çözüm olarak sunulan bu şimdiye kadar. Çözüm'den kastın ne olduğuna da iyice bakmak lazım.

- Kümede kalma mı?
- Avrupa Kupaları mı?
- Hatta hatta Şampiyonlar Ligi mi?
- Yoksa iyi futbol ve gönüllerin şampiyonluğuna aday futbol mu?

Bana göre hiçbiri. Çözüm küçülme, mali olarak moral bulma, sahadaki istikrarlı sonuçlar anladığım. Eee bunun için Lucescu'ya zaten gerek yok sezon sonu...İyi bir maliyeci, hesap uzmanı ve vasat bir kadro ve teknik adamla bunlar başarılır.

[Oğuz ZEYTİN]

Bunun aslinda cok basit bir aciklamasi var: inanc ve güvence.

Sonucta baskan ve yönetim kuruluna inanip, güvendigin zaman, her hamlenin arkasinda bir mantikli dayanagi veya düsüncesi oldugu hissine kapiliyor insan. Bu his bendede mevcut. Cünkü sonucta baskan ve yönetim kurulu toplamda kulübü daha ileriye tasiyacagi inancini bana veriyor. Ve yaptigi tüm aciklamalar gayet mantikli ve simdilik seffaf.

Hoca konusunda yönetimi bende elestirdim, cünkü bence bu konuyu daha cabuk, seffaf ve daha net cözmeleri gerekiyordu. Ama bu konuyu daha dengeli degerlendirmek icin, yeni sezona dogru süreci nasil yönetilecegine bakmak lazim.

Onun disindaki konularda sadece beklememiz lazim. Üc sene sonra kulübün borcu ne derecede olacak? Gelirler nasil, ne sekilde artacak? Kulüp icinde nasil bir yapilanma olacak? Kisilerden bagimsiz olabilecekmiyiz? Nasil bir sistem yerlestirilecek? Üretken bir altyapi icin neler yapilacak? Daha profesyonel bir transfer yapisi gerceklestirilecek mi? Bahsedilen kurumsallasma icin neler yapilacak?

Bunlarin hepsi uzun vadeli konular ve degerlendirmek icin cok erken. Tabii ki Muharrem Usta ve yönetimi elestirilebilir. Burda sorun yok. Ama elestiri kriteri, seviyesi ve kistasi nedir? Ilk önce ona bakmak lazim. Cünkü genelde yapilan elestirilerin cogu seviyesiz ve artniyetli bir görüntü veriyor. Bu camianin önde giden büyük kişilikleri bile, küçük hesaplar peşinden koşuyor görüntüsü veriyor elestirirken.

Birde Trabzonspor taraftari elestirmeyi, konusmayi cok seviyorda, üzerine düsen görevi layigi ile yapiyor mu? Kulübümüze gercekten sahip cikiyormuyuz? Birde bu konuyu bu forumda tartissak bence hic fena olmaz.

Doğru. Özellikle geçmiş dönem yönetim ve oyuncularından kaynaklanan büyük bir kandırılmışlık hissi içindeydik. Kupa gelecekti, Selçuk kalacaktı vs. Muharrem Bey söylemleriyle bu algıyı kırdı. Vaatleri taraftarı heyecanlandırdı. Seçim kazanmak ayrı bir kulvardı, üyelerin güveni ve taraftarın inancı seçimi kazandırdı. Fakat seçimden sonrasını yönetmek ise başlı başına maharet gerektirir. Saha sonuçlarından transferlere... Daha uzun vadeli olarak mali yapının ıslahından Akyazı'ya... Zaman gerektiği hepimizin malumu. Yere sağlam basalım diyorum. Erken taşlamamak gerektiği gibi erken uçmayalım... Bu destek vermemek değil bence.

Son paragrafta değindiğiniz konuyu sabahlara kadar tartışalım. Elbette kaygılarımız ve hedefimiz aynı. Er geç ortak noktalarda buluşuruz.

[f1bekir]

Şunu bir türlü anlatamadım şahsen...

Benim İHO, Musa, İsa, Mahmut, Muharrem, Usta Muharrem ile bir işim yok.TV kanalım yok, gazetem yok, esnaf değilim, köfteci dükkanım hiç yok. Yani TS ile bir tek Pazar veya Cumartesi akşamları 90 dakika içinde üzülüp sevindiğim ile kalıyorum. Son 32 senedir de hiçbir somut kazancım olmadığı halde. Sağlık sorunları eskiden vardı. Evde kapı pencere kırardım. Yaş ilerledikçe ondan da vazgeçtik. Çoluk çocuk büyüdü...

Neyse.

İHO ilk geldiği dönemde en çok destek gösterenlerdendim, ancak yaptığı yanlış işler başta kupanın gelmemesi olmak üzere eleştirmeye başladım, ancak bizi İHO düşmanı safına kattılar. Bu aradaki " sahadan çekerim" restine sonsuz destek de verdim, ancak aradan "1 hafta dahi geçmeden Sivas kupa maçında sahada doğranmamız" a ses çıkartılmaması herşeyin aslında "güya" olduğunu gösteren son şey olmuştu benim için...

Muharrem Usta Başkanı da ilk döneminde İHO'ya karşı şanslı gören ve takımın başında olmasını tercih ettiğim kişiydi Medical Park başarısı ile, ancak o dönemde başkan olamadı. Basketbol'daki sportif alandaki başarısı ile bu dönemki seçimler öncesi Hekimoğlu'na karşı yine şanslı görüyordum ki "Lucescu seçim vaadi " ne kadar. Seçim kozu olduğu pek belliydi zaten öyle de oldu.

...devre arası ve sonrası yarım sezon için bir çözüm üretemezsek Luce gelecek " lafındayım hala ben...

Ersun Yanal sonrası Hami Mandıralı ile devam ediyoruz çözüm olarak sunulan bu şimdiye kadar. Çözüm'den kastın ne olduğuna da iyice bakmak lazım.

- Kümede kalma mı?
- Avrupa Kupaları mı?
- Hatta hatta Şampiyonlar Ligi mi?
- Yoksa iyi futbol ve gönüllerin şampiyonluğuna aday futbol mu?

Bana göre hiçbiri. Çözüm küçülme, mali olarak moral bulma, sahadaki istikrarlı sonuçlar anladığım. Eee bunun için Lucescu'ya zaten gerek yok sezon sonu...İyi bir maliyeci, hesap uzmanı ve vasat bir kadro ve teknik adamla bunlar başarılır.

O lafı yanlış anlamışsın bence abi. Tam olarak "Devre arası kalıcı çözüm üretmezsek sezon sonu Lucescu gelecek" demişti. Yani "çözüm"den kasıt, sezon sonu elde edilecek sıralama vb. değil Lucescu ayarında bir teknik direktörün getirilmesidir.

Hami de kalıcı çözüm olmadığına göre sezon sonunu bir görelim, ondan sonra beraber eleştirmeye başlarız.

[El Cordobes]

Birde Trabzonspor taraftari elestirmeyi, konusmayi cok seviyorda, üzerine düsen görevi layigi ile yapiyor mu? Kulübümüze gercekten sahip cikiyormuyuz? Birde bu konuyu bu forumda tartissak bence hic fena olmaz.

Aynı fikirdeyim.

Artık eleştiri yaparken eleştiri yapanın bazı durumları açıklama veya ispat etme gibi bir ihtiyacı oluyor. yanlış anlaşılmasın diye açıklama yapma zorunluluğu hissediyor. çünkü eleştiriye karşı genel tavır eleştiri hakkını nerden aldığı alt metniyle üstü kapalı taraftarlık sorgulaması şeklinde olmaya başladı. "10 lira verip maça gitmeyen,forma almayan adam eleştiriyor" gibi genellemelere giriliyor.

Eleştiri yapabilmek için ne yapmak gerekiyor? kulüp için harcama yaptığımız ölçüde mi eleştiri hakkına sahibiz? eleştiri yapmadan önce takım için neler yaptığımızı anlatarak rüşdümüzü ispat mı etmemiz gerekiyor? maca hiç gitmemek hatta imkanı olsa bile, forma almamak, kulüp ürünü olan atkı bere çorap bardak saat telefon hattı vs. almamak ve sadece gönül vermek yapılanları eleştirmek için yeterli midir? bunun tam tersi eleştirmemek, bir bildikleri var deyip susmak doğru bir tavır mıdır? taraftarın üzerine düşen görevler nelerdir?

sorunlu algıların önüne geçmek adına bu konuların sağlıklı bir zeminde tartışılmaya ihtiyacı var.