Kiminle nereye yürünebileceğinin görülmesi adına, 13-14 sezonunda UEFA'da 14 puan toplamış M. Reşit Akçay'ın tahammül etmek zorunda kaldığı oyunculardan bir demet sunuyorum: Mustafa Yumlu, Aykut Demir, Sol Bamba, Kadir Keleş, Soner Aydoğdu, Yusuf Erdoğan, Olcan Adın, Paolo Henrique (ki bu kazmaya bile dünyanın golünü attıran bir futbol oynanıyordu), Mark Janko... Bosingwa iyi ama adam bek oyuncusu. Kalede Onur var, onu da birkaç seneye hain diye kovacaklar, haberi yok garibimin. Bunların hepsi kupada forma giymiş. Yedeklerde Zeki Yavru, Caner Osmanpaşa, Mustafa Akbaş, Özer Hurmacı, Şahin Aygüneş gibi yetenekler var. Başkan da, her antrenörün hayalindeki isim İbrahim Hacıosmanoğlu bu arada. Neyse sonuç olarak, her şey aleyhte olsa dahi becerebilen beceriyor demek ki.
Ünal Karaman'a yönelttiğim eleştirinin kaynaklandığı noktaları belirttim zaten: Ligde alınan tarihi mağlubiyetler, Türkiye Kupası'ndan komik bir şekilde elenme, UEFA'da tarihimizin en utanç verici senesinin yaşanması, yöneticiyle basın önünde tartışma, yerli oyuncunun takımı sabote etmesine engel olamama (ihanet kısmı da kendisini savunanların iddiası), yıldız isimleri yönetememe, öne geçilen maçları tutabilecek bir taktik üretememe... Hem sahadaki oyun sıkıntılı, hem alınan sonuçlar kötü, hem yerlilerle sıkıntı yaşanmış, hem yabancılarla sıkıntı yaşanmış hem de yönetimle. Daha ne olması lazım?
Valla herseyi sineye cekerim de uefada 2.mactan havlu atmamizi sineye cekemem. Yillardir millete sovuyoruz gidiyorsunuz oynamiyorsunuz diye. Elimize kac yil sonra firsat gelmis, ustelik 5 yillik puanlarda en iyi oldugumuz zamanlari kullanabildigimiz son senedeyiz, adam gitti lakayit tavirlarla 2.mactan sonra birakti uefayi. Basaksehir de ilk 2 macta 1b 1m almasina ragmen birakmayip grubu 1.bitirdi. Ustelik uefayi sallamadigimizda daha 10.hafta filandi heralde. Yazik ettik. Bunun icin mi kendini paraladin, omuru sakatladin. Umraniye faciasina ise kelimeler yetmez. Basak 45 yasindaki topcularla 3 kupada oynamaya calisirken bizde boyle vizyonsuz adamlarin yeri yok. O kupa onemli degil bu kupa onemli degil. Eee son 20 yilda kac kupa aldin
SM-A920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Cenkhan Beyefendi, söylediğiniz şeylerin bir kısmı gerçekleşti mi? Evet, gerçekleşti.
Fakat burada da zamanı ters okuyorsunuz. Sanki olumlu bir halden olumsuz bir hale gidiş olmuş gibi anlatıyorsunuz.
Halbuki Karaman döneminde kötü oyun oynayan uyumsuz takımdan, iyi oyun oynayan sinerji yakalamış bir takıma geçtik.
Ersun ve Rıza döneminden kalma, iki pas dahi yapamayan o kadronun iyi olduğunu söylemeyeceksiniz sanırım?
Ben burada Karaman geldiğinde ''Küme'' edebiyatı yapanları da iyi hatırlıyorum. Ama adam derbilerde tarih yazdı.
UEFA'daki rezalet, görev süresinin sonunda yaşandı, yani kötüden iyiye gidiş yok maalesef. Derbilerde de tarihi Hüseyin Çimşir yazdı, ilgili istatistiği paylaştım. Hüseyin ile gelecek sene devam edilmesini istiyor musunuz? Hüseyin şu an kovulsa, kendisine haksızlık edildiğini iddia edebilir misiniz?
Alınan tarihi mağlubiyetler diyorsunuz fakat Trabzonspor'un dirilişini sağlayan 5-0'lık Malatyaspor maçı dışında hezimet yok.
Zaten Karaman dönemini bu mağlubiyetten sonra değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Değişim tam da burada başladı.
Genç oyunculardan kurulan istekli ve arzulu bir futbol oynayan takım yarattı. Üstelik Onazi'yi kaybetmişken bunu yaptı.
Karaman müthiş bir takım yarattığını iddia etmiyorum. Fakat dönemin yokluğunda müthiş bir iş yaptı diyorum.
İHO gibi üç kuruşluk futbolculara milyonlar saçarak kurulmuş bir kadrodan bahsetmiyoruz. Farkı anlayın lütfen.
Başakşehir'den kendi evinde 4 yemek ve Ümraniye tarafından tokatlanmak benim için tarihi hezimetlerdir. O bahsi geçen müthiş değişimden sonra da takım ligi 4. sırada bitirdi. Kendisinden önceki sene de 5. bitirmiştik. Dramatik bir fark göremiyorum.
Bir futbolcunun takımı sabote etmesini hocaya mal etmek doğru olmaz. Ki burada kol kesilerek zaten gereği yapılmıştır.
Bahsettiğiniz olayda onaylamasam da yönetim ve teknik direktör birlikte hareket ederek takımdaki sıkıntıyı çözdüler.
Sonrasında gelişen süreç o hamlenin futbolun gerçekleri açısından doğru olduğunu hepimize gösterdi. Ama sadece futbol...
Buradan bir eleştiri objesi çıkarmak doğru değil. Yıldız isimlerle anlaşma konusunda söyledikleriniz de kabul edilebilir değil.
Karaman'ın en takdire değer yanı oyuncularla doğru iletişim kurması ve iyi onları motive etmesidir. Bunu açıkça gördük.
Sosa, Nwamaeke, Yusuf, Ömür, Ekuban, Pereira ve Sörloth'ı nerelere getirdiğini gördük. Parmak'ı yeniden futbola döndürdü.
Düşük profilde olmayan Sosa, Obi Mikel ve Sturridge vardı; bunlardan bir tanesinden verim alabildi. Ben adamın yıldız düşmanı olduğunu veya futbolcu geliştiremediğini iddia etmiyorum ama artık klişeye dönmüş "elini değdirdiği rehabilite oluyor, oyuncularla iletişimi mükkemmel" savı gerçekçi değil, bunun görülmesi lazım. Ama Allah var, Sosa ile bağdaş kurmalı fotoğraflar vs. ile işin PR kısmını iyi çözdü.
Karaman'ı eleştirirken biraz insaflı olun dememin iki sebebi var.
Birincisi bu adam imkansızlıklar içerisinde yeni bir futbol hikayesi yazdı. Sıfırdan bir hikaye yazmak kolay iş değildir.
Ben tırnakları ile kazıyıp bir şey yapan adama saygı duyarım. O nedenle Karaman'ın yaptığı işe saygı duyuyorum.
İkincisi sizin ve bazı arkadaşların kötü oynadığımızı söylediği o dönemdeki ''Olumsuz'' futbola katılıyorum.
Fakat burada özellikle sizinle farklı düşündüğüm bir husus var. Kötü futbol hocadan değil, sakatlıklardan geldi.
Benzer yetersizliklere, imkansızlıklara tarihimizdeki tüm hocalar maruz kaldı. Buna karşın, diğerlerinin aksine, Ünal'ın arkasında en kötü gününde bile duran bir başkan oldu ama o ilişki dahi tüm iyi niyetlere rağmen 1 sene sonra bozulduğunda günahsızın hala Ünal olduğuna inanılabiliyor. Veriler değil imaj önemli tabii bu devirde.
Bu takım yeri geldi, değiştirebilecek kalitede 12. oyuncuyu dahi bulamadı. Bunları unutalım mı?
Avrupa'daki başarısızlıktan bahsediyorsunuz. Keyiften mi oldu? Geniş kadro vardı da hoca keyiften mi çoluk çocuk oynattı?
Eleştirmek güzeldir, ben de vakti zamanında Karaman'ı eleştirdim. Fakat böyle anlamsız yerlerden eleştirmek olmaz.
Karaman'ın müdahalelerde geç kalmasını eleştirelim. Her ne kadar transfer yapılmasa da savunma sıkıntısını eleştirelim.
Bunu bile söylerken vicdanım yaralanıyor. Zira adamın elinde formsuz bir Mikel, Doğan, İvanildo, Hüseyin, Campi vardı!
Şu adamlarla bir hocaya ''Neden doğru savunma yapamadın?'' demek büyük haksızlık olur sanırım.
Mustafa Yumlu, Zeki Yavru, Mustafa Akbaş ve Aykut Demir'li berbat kadronun neler yaptığını anlattım. Bu adamlar bahsi geçen çöplerin hiçbirinden daha kötü değil. Kaldı ki Ünal Karaman döneminde ne ligde, ne kupada ne de Avrupa'da edinilmiş bir başarı var.
Gelelim son meseleye. Basın önünde tartışmayı Karaman değil, başkan ateşledi. Oynanan futbolu beğenmiyorum dedi.
Üstelik bu konuşmayı dar bir kadro kuran, Trabzonspor seviyesi ile alakası olmayan oyuncuları alan bir başkan yaptı.
Hem de ne zaman yaptı biliyor musunuz? Takım sakatlıklarla boğuşurken bu konuşmayı yaptı! Ayıptır ayıp!
Değil Ünal Karaman, kim olsa o gün çıkıp ağzına geleni söylerdi. Ama bu adam yine efendiliği bozmadı.
Emeğimi yedirmem dedi. Yönetim hiç bir zaman benden şampiyonluk istemedi dedi. Sonuna kadar da haklıydı.
Ben olsam çıkar daha fazlasını söylerdim. Net!
Oynanan futbolu beğenmediğini söylediyse çok ağır konuşmuş başkan. Resmen kişilik haklarına saldırı. Ünal'ın arkasındayız demesi lazımdı. Bir dakika... Bunu 5 yediğimiz Malatya maçından sonrasında söylemişti sanki? Bu olayın üzerinden 1 sene geçtiği halde takım hala becerip top oynayamıyorsa ne demesi lazımdı acaba? Futbolun başındaki adam futbolu eleştirmiş. Eleştirecek tabii ki. Milyon lira alıp karşılığında tatminkar bir ürün veremiyorsan patronundan yediğin lafı susuz yutacaksın. Bu kadar basit. Lafa gelince herkes mermiye kafa atıyor ama bir işi beceremediği söylenince de çocuk gibi triplere giriyor.
Bir başkan bir sıkıntı varsa alır hocası ile yüz yüze konuşur. Ama sonradan anladık ki mesele o değilmiş.
Her neyse yaşandı bitti saygısızca diyelim ve bu mevzuyu kapatalım. Ağaoğlu'nu bu konuda hatalı buluyorum.
Taraftar tesislere döküldü. Hocayı geçtim, taraftarı zerre kadar önemseyip geri adım atılmadı. Sonuç ortada...
Bu hataya ve kaçan şampiyonluğa rağmen hala yönetimin desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Karaman meselesinin de kapatılması gerektiğini, önümüze bakmamız gerektiğini düşünüyorum.
Hoca günün birinde mutlaka yeniden gelecektir. O nedenle eleştirken kantarın topuzunu çok kaçırmamak lazım.
İnş. o zaman her şey daha güzel olur.
Burası Trabzon, burada hiçbir şey daha güzel olmaz.
geçen sene 4. yaptı deniyor bunu başarısızlık olarak sayıyorlar el insaf yahu.
kimsenin umudu yoktu şampiyonluk için takım transfer yasağı yemiş orta sahada en formda oyuncun sakatlanmış ve sen yıllarca 2.liglerde takılan adamı milli takım seviyesine çıkartmışsın, defans hattında ilk kez yanyana oynayan 2 tane genç oyuncuyla oynamışsın, oynadığın futbolla zevk vermişsin ve şampiyon olan takımın 6 puan gerisinde kalmışsın ama nasıl!! hakem hatalarını unutacak kadar balık hafızalı yapmasın Rabbim adamı. eğer o faiş hatalar olmasa direkten dönen toplarda rekor kırmasak şampiyon olacaktık o sene!.
bu sene başı tonla sakatlık yaşadık, sezon başı ayrıca sıkışık fikstürde dişli uefa maçları oynadık ve yine o yvşk hakemler ince ince doğrandı bu takım buna rağmen zirvede tuttu ünal hoca takımı yahu... yusuf sarı,avdijaj,ahmet canbaz'larla takım kurdu hoca el insaf.
oyuna müdahele kısmında eksikleri vardı ama başarısızdı demek çok saçma.
kendimizden olana neden bu kadar acımasısız çözemedim bir türlü.
tabii ki başarısızlık son 10 sezondur ilk üçteydik çünkü...
sanki 25 yıldır 3-4 kez şampiyonluk yarışına girebilmiş takım ts değil
yani transfer yasağı, bariz hakem hataları, yaşanan ciddi sakatlıklara rağmen 6 puan farkla 4. olmayı başarısızlık görüp, 20 puan fark yeyip 5. olunan sezonla bir tutmak iyi niyetli bir yorum mudur?
adam harcamayı neden bu kadar çok seviyoruz. son 10 yılda neler neler yaşamışız. şu 1.5 sezondaki performansı görüp de artısı eksisinden bu kadar fazla olan insana yapılan yorumlar insaflı mı gerçekten. eleştiri muhakkak olacak tabii ancak bu eleştiri değil sanki nefret akıyor klavyelerden.
gerçekten çok haksız eleştiriler yapılıyor.
yani transfer yasağı, bariz hakem hataları, yaşanan ciddi sakatlıklara rağmen 6 puan farkla 4. olmayı başarısızlık görüp, 20 puan fark yeyip 5. olunan sezonla bir tutmak iyi niyetli bir yorum mudur?
adam harcamayı neden bu kadar çok seviyoruz. son 10 yılda neler neler yaşamışız. şu 1.5 sezondaki performansı görüp de artısı eksisinden bu kadar fazla olan insana yapılan yorumlar insaflı mı gerçekten. eleştiri muhakkak olacak tabii ancak bu eleştiri değil sanki nefret akıyor klavyelerden.
Yorum yazan arkadaşların çoğu istanbullu istiyorlar ki ali koç gibi kurumsallık olsun cocu'lar gelsin sonra seslerini çıkarıp ersun'u getirsinler. Hiçbiri olmayınca da borcun içinde yüzmek istiyorlar tıpkı istanbul takımları gibi. Ünal hoca da Hüseyin hoca da başarılır olmuştur. Fırsat tepen varsa o da başkandır ancak mali olarak risk almak istemedi.
Fatih terim geçen sene arada 6 ve 4 milyon euro'ya iki stoper aldi. Ligde ilk yari 20 gol atmiş santraforu 10 milyon euro ve bonuslarla transfer etti ki böyle ligin içinden yapilan transferler cidden zordur, sadece para konuşur.
20 milyon euro transfere harcadi ve winner oldu.
Bu sirada ünal hoca ilk devre sonunda sakatlanan sosa yerine yusuf'u çekti. Onazi yerine toure ve kamil'i oynatti, sonra parmak'i kalici çözüm olarak devşirdi.
Bir de camia gücü var tabi, rakip de maşallah önünü açti.
Hedefe ulaştiktan sonra bunlarin hiçbir önemi olmuyor. Önemli olan o iradeyi göstermek. Bunu hocanin üstüne yikarak bir yere varamayacağiz. Sonra sizlanmak yerine yariş aninda güçlü ve hazir olmaliyiz.
Ünal Karaman rize olayıyla dalga geçenleri görüyorum.
Rizeyi yukarda tutacak puanları almaya başlamıştı hoca, bu hafta Malatya maçı final olacaktı.
Sonra ne olduysa istifa etti ve hemen peşine önümüzdeki sezon için Tomas ile anlaşıldığı duyuruldu.
Buradan ne anlıyoruz, Rize zaten Tomas ile görüşüyormuş ve hatta anlaşmış, bunu duyan Ünal hoca da madem öyle işte böyle demiş.
Geçen hafta oynanan Kasımpaşa maçında pandemi sonrası taş gibi top oynayan rize takımına ne olduğunu merak ediyordum, ki hoca da maçtan sonra bazı oyuncuların sahaya kendilerini vermediğini belirttiğinde hak da vermiştim. Demek ki komşu kentte de bizans oyunları burdaki gibi...
Hürriyetimi kaybettim, cesaretimi asla kaybetmeyeceğim!
Rize'yi yukarıda tutacak puanları almış he 9 maç 8 puan
Karaman göreve geldiğinde lig sonuncusu Kayserispor'un 19 puanı vardı.1 maçı eksik olan Rize ise 24 puandaydı.. şu an ise iki takım da 32 puandalar..kayseri söz konusu dönemde 8 maçta 13 Rize ise 9 maçta 8 puan toplayabildi.
Yine söz konusu dönemde Ankaragücü 8 maçta 9 puan Kasımpaşa 8 macta tam 20 puan topladı..bu üç takım Karaman göreve geldiğinde ligde son 3 sırada bulunuyordu.
Karaman göreve geldiginde bir maçı eksik olan Rize 24 puan ile 14.sıradaydı şu an ise 32 puan ile 16.sıradalar..adamlar Malatya'yı yenemezse küme düşecekler.. şaka gibi bir de senaryo yazmış hemen Tomas falan..
En son Emrah KabuL tarafından düzenlendi; 19.07.2020, 17:25.
Mükemmel bir insansın ama hoca falan değilsin
Iyiki Rizeye gittin de kanıtladın bunu rahatladık. Gerçi hâlâ seni direktör sanan insanlar mevcut bu da şaşırtıcı
Inşallah Rize başkanı gibi bir şaşkın çıkar da önümüzdeki sezona senle başlar
Pandemi sonrası izlediğimiz Trabzonspor; Ünal hoca öncesi Trabzonspor'un bizzat kendisiydi zaten. Sırf şunun için her şeyi bir kenara koyar hoca değil diye hor görmezsin.
Hafıza önemlidir ama bizim camiada maalesef pek bulunmaz. O yüzdendir ki vasatın birini 3 kez hocalığa getirdik her seferinde de büyük destekle.
Ünal Karaman’ın liderin arkasında 1 puanla bıraktığı takıma devre arasında kaç tane as oyuncu alındı(sakatlıktan dönenleri saymıyorum) söyleyelim sonra da lig sonucuna bakalım. Mini etek olan istatistiklere de bakalım.
insan biraz vicdanlı olur. İki senede takımın kazandığı hüviyet belli. Takımdaki arkadaşlık vs durumu ortadaydı. Sodanın kaptanlığı ortada.
Sürekli dillendirilen özelliklerine(!) ters bir şekilde gitti. Gidiş şekli ile hem yönetime -teknik direktör sıfatıyla sahip olduğu "hiçlikten" çıkaran- hem de taraftara büyük zarar verdi. Böldü parçaladı bizleri.
Bir daha asla kulüpte görev almasını istemem.
Haksızlığın envâını gördük. Bu mu kanun? En gamlı sefâletlere düştük. Bu mu devlet? Devletse de, kanunsa da, artık yeter olsun; Artık yeter olsun bu denî zulm-ü cehâlet.
Yorum