Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Trabzonspor Basketbol Takımı | Türkiye Basketbol Ligi 2014/15

Daraltma
X
 
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • Ynt: BBL 2013/14 | Trabzonspor Basketbol Takımı

    İlk olarak Murat' tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
    Bu takıma ne zaman adam gibi sahip çıkılacak, dilimizde tüy bitti, iki kulüp ayrılığı bir an önce bitirilmeli, yoksa bu takım ilelebet üvey evlat muamelesi görecek.
    Barış Yurduseven geçen hafta twitter'da " bu hafta voleybol, futbol takımı ve 1461 kaybetti " yazmıştı. Altına yapılan basketbol da var yorumlarına da maalesef yönetim ona sahip çıkmıyor diye cevap vermişti. Burdan anlaşılıyor ki maalesef yönetimin hiçbir şekilde böyle bir düşüncesi yok. Basketbol takımı üvey evlat olmaya devam edecek.
    www.x.com/zykmda

    Yorum


    • TD'yi içten ve samimi bulan yöneticilerimiz var. Pes...
      Akıl, öfkeyi ve onunla kolayca birleşen bilgisizliği yener. Aklı kullanmak biraz zahmet, çaba gerektirir.

      Yorum


      • İlk olarak Oğuz ZEYTİN tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
        TD'yi içten ve samimi bulan yöneticilerimiz var. Pes...
        Adamın Türkiye'deki basketbol geçmişinden haberi yokki o yüzden normal karşılıyorum.

        Yorum


        • İlk olarak Murat' tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
          Bu takıma ne zaman adam gibi sahip çıkılacak, dilimizde tüy bitti, iki kulüp ayrılığı bir an önce bitirilmeli, yoksa bu takım ilelebet üvey evlat muamelesi görecek.
          bencede bu ayrıma son verilmeli trabzonspor resmi web sitesinde bile trabzonspor m.p den hiç bahse dilmiyor arayıp sordum onları ayrı resmi web sitesi var dediler yılradır birlik olmayı hiç beceremedik iç hesaplaşmalar iç çekişmeleri fesad ve kıskanç insanlar bizi 1adım bile ileri getirmez.
          2010-2011 sezonu şampiyonu trabzonspor

          Yorum


          • A2 Turnuvası'na 8 takım katılıyor
            Share on facebook Share on twitter Share on email Share on print More Sharing Services 0




            Ankara'da düzenlenecek Spor-Toto Türkiye Kupası sırasında organize edilecek A2 Turnuvası'nın statüsü şekilleniyor.


            Turnuvaya, Spor-Toto Türkiye Kupası'nda mücadele edecek takımların gençleri katılacak, Anadolu Efes ise oyuncuları Pertevniyal ile 2. Lig'de oynadıklarından organizasyonda yer alamayacak. Anadolu Efes'in yerine Darüşşafaka Doğuş'un alındığı A2 turnuvasının diğer takımları Galatasaray Liv Hospital, Tofaş, Beşiktaş Integral Forex, Pınar Karşıyaka, Türk Telekom, Fenerbahçe Ülker ve Trabzonspor Medical Park.


            Öte yandan A2 Turnuvası aralarında büyük rekabet olan kulüpler arasında da yakınlaşmalar sağladı ve yöneticiler aynı otellerde kalıp masrafları azaltmak için birlikte hareket etmeye başladı. Öte yandan TBF'nin de katılımcılara masrafları için belli bir para ereceği de belirtildi.

            Yorum


            • Geliştirme ligi maçlarını izleyen var mı?

              Sheu diye bir oyuncumuz var, her iki maçta da bizim takımdan en çok skoru o kaydetmiş.

              Yorum


              • İlk olarak Murat' tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                Geliştirme ligi maçlarını izleyen var mı?

                Sheu diye bir oyuncumuz var, her iki maçta da bizim takımdan en çok skoru o kaydetmiş.
                Andi Shehu bugün de Daçka karşısında 24 sayı 8 ribaundla oynadı.

                Yorum


                • Trabzonspor:
                  Mehmet Pazarbaşı: Çok çok çok hızlı bir oyun kurucu. Sahayı ne zaman geçtiğini anlayamıyorsunuz. Şutu henüz yeterli değil ama gerçekten çok yetenekli bir isim ve kimi zaman şık paslarla arkadaşlarını bulabiliyor. Daha iyi bir takım düzeninde çok daha iyi performanslar sergileyebilir.


                  Abdulgafur Arzo: Trabzonspor'un Afgan oyuncusu nefis fiziğiyle dikkatimizi çekti. Sahada doğruları yapmaya çalışan bir isim üst noktası ne olur bilemeyiz ama bu seviyede yetenekli ve becerikli bir isim.

                  Son dakika basketbol haberleri, Türkiye, Avrupa ve NBA'den transfer gelişmeleri, maç sonuçları, puan durumları, fikstürler maç sonu analizi.


                  En çok sayı atan oyuncumuz Andi Shehu'ya değinilmemiş.

                  Yorum


                  • İlk olarak Murat' tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                    Trabzonspor:
                    Mehmet Pazarbaşı: Çok çok çok hızlı bir oyun kurucu. Sahayı ne zaman geçtiğini anlayamıyorsunuz. Şutu henüz yeterli değil ama gerçekten çok yetenekli bir isim ve kimi zaman şık paslarla arkadaşlarını bulabiliyor. Daha iyi bir takım düzeninde çok daha iyi performanslar sergileyebilir.


                    Abdulgafur Arzo: Trabzonspor'un Afgan oyuncusu nefis fiziğiyle dikkatimizi çekti. Sahada doğruları yapmaya çalışan bir isim üst noktası ne olur bilemeyiz ama bu seviyede yetenekli ve becerikli bir isim.

                    Son dakika basketbol haberleri, Türkiye, Avrupa ve NBA'den transfer gelişmeleri, maç sonuçları, puan durumları, fikstürler maç sonu analizi.


                    En çok sayı atan oyuncumuz Andi Shehu'ya değinilmemiş.
                    Altyapıda kıpırdanma var diyebilir miyiz?
                    ''Ben Trabzonspor'un kaptanıyım, başka bir kaptanın arkasından, başka bir takımın formasıyla sahaya çıkmam!'' Dozer CEMİL

                    Yorum


                    • Genc takim Turkiye Sampiyonasi'na katilma hakki kazandi. Bu yilin en guzel gelismesi olabilir.
                      Akıl, öfkeyi ve onunla kolayca birleşen bilgisizliği yener. Aklı kullanmak biraz zahmet, çaba gerektirir.

                      Yorum


                      • KARNE ZAMANI

                        -Sona ermesine bir maç kalmış sezona dair daldan dala yazılmış notlar...


                        HATIRLATMA

                        Basketbol takımımızın tüm lig maçlarının ve takım kadrosunun değerlendirildiği forum bölümüdür...


                        Şimdi başlayabiliriz.

                        Her yaz yapılan kongrelerden mi başlasam, yoksa millet antrenman yaparken kadro kurmaya çalışmamızdan mı? Bunlar az çok hepimizin malumu. O zaman ileri saralım. Ve üç dört günlük hazırlıkla Ankara'daki turnuvada herkesin yüzünü güldüren oyuna gelelim. Ne demiştik o zaman?

                        - Akıcı hücuma evet, aksayan savunmaya hayır!

                        - Öneri: Savunmacı kısa!

                        Sonuç? Kupada bir üst tur ama ligde üçte sıfırla gelen koç değişikliği.

                        *

                        Burada es verelim. Çünkü takımın oyun ve ruh lideri olarak düşünülen el-Amin daha Türkiye Kupası maçlarında sezonu kapattı. Ondan doğan mental önderlik boşluğunu kim dolduracaktı? Tutku, Kaya, Penney? Tutku oyun karakteristiğiyle bu görevi yerine getirebilirdi. Fakat o da sezonun yarısını tedaviyle geçirdi. Penney, görev adamıdır, takımın sayı istatistik lideri olabilir, sade ve bir o kadar da verimli oynar fakat takıma abilik yapacak, arkadaşlarını toparlayıcak özelliği olduğuna şahit olmadık. Haliyle beklentilerimiz KAPTAN KAYA'da idi. Adı üstünde KAPTAN??? Karnesini ve hatta yanında tasdiknamesini hazır yeri gelmişken verebiliriz.

                        el-Amin'in sakatlığından bahsettik. Aynı pozisyon oyuncusu ve sakatlıktan sabıkalı Tutku da takımı yarım sezon eksik bıraktı. Belki de diğer ikisinden daha da can sıkıcı olan Can Korkmaz'ın Telekom maçının ilk dakikasında kenara gitmesi ve sezonu kapamasıydı.

                        Üç oyun kurucu, üç ağır sakatlık (Sponsoru bizim gibi hastane olan Gs de sakatlıklardan çekti biz de, yoksa hastane lobisinin işi miydi bütün bunlar ). Dar zamanda yapılmış yüklemelerin, antrenman programlarının etkisi var mıdır? Varsa ne kadardır? Bunu merak ediyorum.

                        İster istemez takımın dengeleri sakatlıklardan etkilendi. el-Amin ve Tutku gibi lider oyuncuların ve kenardan oldukça iyi katkı veren Can'ın eksikliğinde çare Drogba değil Stoll olmuştu. İnsan o güne bir daha dönüp tarihin seyrini değiştirmek istiyor. Takvim yapraklarından o günü çıkarmak istiyor. ABD Başkanı ve senatodan, acılarımızı paylaşacak bir açıklama yapmasını bekliyor. KSK deplasmanındaki doğa üstü gelişmelerin kırk yıl hatrı var diyerek susuyorum (Bursa'daki TOFAŞ maçı öncesi ve devre arasında (selamlar Taner Abi (Uykuçeken), Murat ve Batu (Kirk_CooleY)) saymıştık, 8/10 filan atıyordu; AK-47 gibi yağdırıyordu şutları. Bunun yarattığı özgüvenle birçok maçta 2-1 fast breakleri kesip yay gerisinden şutladığını da gördük ne yazık ki).

                        *

                        Nerede kalmıştık? Ankara diyorduk. 10+2 kişilik kadromuz vardı o zamanlar.

                        Tutku - Alper
                        el-Amin - Can
                        Penney - Maxim
                        Kaya - Önder
                        Cooley - Eren

                        (İsmet & Mustafa)

                        (Not: Sezon içindeki eklemeler: Katelynas - Stoll - Caner - Stipanovic - Randle)

                        Demiştik ki, hareketli ve dışa açılabilen bir uzun ile savunmacı kısa eklenirse takım daha iyi hale gelebilir.

                        Bu doğrultuda Katelynas geldi. Ve kabak ona patladı, gönderildi. Sistem oyuncusuydu, İsmet Badem'in acımasız eleştirilerine (zaten LigTv'de yorumlanan hangi maçta övgü duyduk ki) kurban edildi yavrucak. Bak, yerine daha iyisi gelse, amenna. Fakat tarz olarak Cooley'den pek bir farkı olmayan Stipanovic alındı (Bu haberi aldığımızda Bursa'da epey hatırlı cümleler sarf etmiştik emeği geçenlere).

                        Eklemelerden bahsetmişken: Koç değişikliği önemli bir noktaydı bu sezon için.

                        Hasan Hoca'nın gitmesi ve yerine Hakan Hoca'nın gelmesi...

                        Olayı şahsileştirmeyeceğim, olan oldu. Haklılık haksızlık tartışması da açmak istemiyorum. Sadece yönetime teşekkür ederim.

                        Çünkü, açık açık söylediler: "Yazın Orhun Ene'yle görüştük, eşi kabul etmedi. Biz de VEFA DUYGUMUZ gereği Hasan Hoca'yla devam ettik." Böylece takım nasıl kurulur sorusunun cevabı açığa çıkıyordu.

                        Off planlamaya bak. Şimdi Genel başlığında, bu planlamayı akıl eden yüce şahıslar Genel Kurulu toplasın da bizi Hacıosmanoğlu'ndan kurtarsın diye imdat çığlıkları atılıyor. Güler geçerim.

                        Eşsiz vefa duygusuymuş... "Aslında Hasan Hoca'yla çalışmazdık da"... Eee...

                        Şimdi mesela düşün, Çetin Yılmaz'la görüşeceksin (öhö öhö), adam kabul etmeyecek, "VEFA DUYGUMUZdan dolayı Hakan Hoca'yla devam ediyoruz" diyeceksin. İki üç maç kaybedince VEFA DUYGUnu da kaybedip göndereceksin. Tam bir kurumsallaşma örneği. Şirketlerde, enstitülerde örnek olarak okutulmalı!

                        *

                        Hedef mevzusu...

                        Sezon başı hedef resmi ağızlardan (sponsor, başkan ve GM) play-off olarak açıklandı ancak bu hedefe varılamadı. Normal işleyen sistemlerde bunun muhasebesi yapılır. Sorumlular hesap verir. Yanlış anlamayın, hesap vermek demek istifa etsin demek değildir. Sadece galibiyetlerden sonra konuşan (pardon bir de Efes koçuna cevap vermişti) anlı şanlı menajerimiz bir sezon değerlendirmesi yapsın. Öğrenelim akı karayı...

                        *

                        Beş yabancı mevzusu...

                        Hatırlayanlar çıkar elbette. Randle geldiği zaman demiştik, Stoll gidecek herhalde. Çünkü Cooley&Stipanovic ile Stoll&Randle benzer fizikte, az-çok aynı oyun tarzında adamlar, yabancı hakkını böyle kullanmak akıllıca değil.

                        Bir yönetici açıklama yapmıştı. "Beş yabancı hakkını kullanmadık". Biri tribüne çıkacaktı. Ama ne oldu? Stoll-Randle-Penney-Cooley-Stipanovic beşlisi maç kadrosunda yer aldı. O yöneticimiz sonrasında konuya ilişkin açıklama yaptı mı bilmiyorum. Ben takip etmedim, istemedim.

                        *

                        Galiba atladım: Cooley!

                        Transferiyle ses getirmişti. Hatta Esat Yılmaer'in efsanevi Jordan röportajını aratmayacak, "trilyonluk kontratı var" diye müthiş istihbarat paylaşımı yapıldı bu kardeşimiz için. Beyaz uzun olma etiketi dışında oyundaki hamlığına rağmen iyi iş çıkardı. Sadece bir maç kaçırdı. Profesyonel kariyerinde bir daha Tutku gibi gardla oynar mı, bilinmez. Bu konuda çok şanslıydı. Eee, o da şansını iyi kullandı. Eksiklerini zamanla kapatır. Büyük ihtimalle yolu İspanya'ya düşecektir. Nasıl ki Stimac bu sene Malaga'da iş yaptı, Cooley de doğru zamanda (gelişimiyle alakalı zaman) doğru koçun elinde iş yapacaktır.

                        *

                        Hakan Hoca...

                        Gündeme geldiğinde KSK-Olin maçından dolayı eleştiriliyordu, bense bu iddiaları açıkça zırva olarak değerlendiriyordum. Yerli koç pazarında (bu tabiri hoşlanmayarak kullanıyorum) en ideal seçimdi.

                        Ancak... Daha önce ilgili başlıklarda da yazdığım gibi Murat Murathanoğlu'nun açıklamaları, Stoll transferi ve çoğu maçta (hadi Banvit-Efes-Gs-Fb maçlarını dışarıda tutayım) (mesela iç saha Antep, deplasman Tofaş, iç saha Telekom gibi...) oyuna müdahalelerde gecikmeler, doğru 5'i bulamama ve rakip hamlelere cevap verememesiyle hayal kırıklığına uğradım.

                        Bunu da belirttim çoğu zaman. Çünkü kritik maçları kazanamıyorduk. Evet, kişiselleştirmeyeceğim ama bir arkadaşımız burada şöyle yazmıştı bana:"Hasan Hoca'yı koruyordun, şimdi işin gücün Hakan Hoca'yı eleştirmek".

                        Hasan Hoca'nın oyununu da (savunmayı) ilk hazırlık maçından itibaren eleştirdiğimi örneklendirecek birçok yorumu bulup buraya koymaya üşeniyorum, çünkü beni eleştiren arkadaşın da içinde olduğu dostlarla yapıyorduk o sohbetleri

                        Yukarıda da yazdım, biz basketbol konuşmayı beceremediğimiz için, senin hocan-benim hocam tartışmalarından sıyrılmayı başaramadığımız için yazdıklarımı idrak edemeyen çok arkadaş olacaktır. Mevlana gibi olmayı başaramadım, herkese kollarımı açamadım, kusura bakmayın. Onlar için Barış Abi söylesin:



                        Koç kalır mı gider mi?

                        Önce GM ne olacak? Verdiği sözleri soruyor arkadaşlar bana, "aldıklarımı geri vereceğim demişti, kalacak mı sence". Ya açıkçası mesele bu değil, hala bir modelimiz yok. Mala gitse, kim gelecek? Bir bakıyorsun, daha yeni kurulmuş yönetimin Trabzon ayağı "bizden habersiz işler yapılıyor" diye sezon başlamadan bırakıyor görevi.

                        Demek ki yıllardır söylediğimiz sistem eksikliği kişiler değişse de giderilmiyor, giderilemiyor. Bunun için kafa patlatan kaç kişiyiz? Hep mi yemek, hep mi yenmek?

                        Kotarac yatırımı... Güzel, şaşırtıcı... İnşallah sürdürülebilir bir hal kazanır. Türkiye Şampiyonası'na katılan bir altyapımız var. Yetmez! Bu ekol olmalı. Sadece oyuncu değil, hoca da yetiştirmeliyiz, yönetici yetiştirmeliyiz. Parayı verenin düdüğü çaldı yapılar taşıma suyla değirmen döndürmeye benzer, ki atalar ne güzel de söz söylemişler, değirmenin bir gün dönmeyeceğini anlatmışlar. Ama atasıyla küs, kendine yabancı nesiller bu sırra akıl erdirir mi? Zor.

                        Bir sezon o, bir sezon bu olmamalı. İstikrar yakalanmalı.

                        İşte o yüzden, Hakyemez, Küce, Mala çerçevesinin biraz dışına çıkmakta fayda var. Başarılı olduğunda alkışlamaktan çekinmediğimiz gibi hesap vermelerini istemek de hakkımız. Ama yine de sistemsizlik üzerinde bu isimlerden daha çok durmak lazım.

                        Bütün bunların koçun kalmasıyla ne alakası var derseniz...

                        Derim ki... Diyelim Mala'yla yollar ayrıldı. O da başka bir takımın menajeri oldu. Bize getirdiği gibi Hakan Hoca'yı sezon öncesi veya devamında alıp götüremez mi?

                        İşte senin, benim, onun yüce VEFA DUYGULARI bir anda unutulur.

                        *

                        Maxim...

                        Caner'in gelmesi yükünü hafifletse de sürelerini de çaldı. Hakan Hoca İlkan, Furkan ve Birkan'ın gelişmesinde onlara inandı, güvendi. Maxim'de benzer çıkışı göremedik açıkçası.

                        *


                        Hayri Gür & Basketbol Seyircisi Kimliği

                        Bu sene Trabzon'da izlediğim ilk maç hangisiydi hatırlamıyorum, askerlik dönüşüydü, Telekom olabilir. Salonda önceki senelerden farklı bir hava vardı. Gerçekten basketbol takımını izlemek için gelen abiler, ablalar, kardeşler vardı. Nasıl söylesem, sanki takımın kendine ait takipçi kimliği filizlenmeye başlamıştı.

                        İşte bunun devamı önemli. Sadece gruplara otobüs temin etmekle iş bitmiyor. Atmosferi soğuk bir salondan taraftarı çekecek, içini ısıtacak organizasyonlara ve bunu ehil ellerle yapmaya ihtiyacımız var.

                        Sadece maç günleri için değil... Sezonun geneline yayılmış kamuyla iletişim faaliyetleri çok zor olmasa gerek. Üniversite, liseler, huzurevi ve çocuk yuvası ziyaretleri... Bayramlaşmalar... Seyirciye açık idmanlar... Belki takvimin uygun günlerinde konserlerle renklendirilmiş özel maçlar... Söyleşiler...

                        82 maçlık NBA yıllığında elin oğlu neler yapıyor?

                        Bir de şu forma kangreni var. Allah sabır versin bize. Geçen yaz güya satışa çıkacaktı. Forma olmasa da t-shirt, sweat???

                        Uşak takımının J.Carter t-shirtlerini inceleyelim. Maliyeti 7-8 TL'yi geçmeyen ürünler bunlar.

                        Sözlerden bahsetmişken... Sponsor beyin yine geçen yaz söylediği 2.10luk üç yabancı genç gelecekti altyapıya. Gören, duyan varsa haber versin.

                        ***

                        Bugün noktalama, imla, konu bütünlüğüne takılmadan aklımdan geçenleri yazdım. Katılıp katılmamakta elbette özgürsünüz. Geleneksel boş sezon tartışmalarının fitilini yakalım istedim. Unuttuklarım vardır, sizler de yazın. Zaten 5-10 kişiyiz, amaç fikir teatisi...

                        SONUÇ: Kağıt üstünde ve resmi hedeflere göre başarısız bir sezon!

                        Şahsi fikrimi söylemeden önce tepedeki bağlantıda geçen sene bu zamanlar yazdığım bir yazıdaki şu ifadelerimi tekrar edeyim:

                        "...İşbu yüzden, sadece bir taraftar gözüyle neler olabiliri sesli düşünüyorum… Çıkış noktam, ilk sezonda ligde kalabilecek, orta sıralarda yer alıp olursa play-off’u zorlayacak bir yapı."

                        Evet, bunu tutturduk. Ama...

                        Yine bir ama... Hep karşımıza çıkıyor bu amalar...

                        O yazıdaki EJ Rowland Banvit'e geldi. Barış Güney Olin'de asist kralı oldu. Barbour'u Mersin aldı, düştüler. Batista için "ücretinin bir kısmını Efes karşılar, kiralarız" demiştik(tıpkı KSK'nın daha sonra yaptığı gibi). Davis ve Zoric tabii ki çok zordu da... Zoric Fener'e geldi

                        Maliyet karşılaştırması yapamam. Sadece şunun için yazdım bunları: Keşke sezon başı hedefleri açıklarken o çıta play-off olarak belirtilmeseydi. 10 milyonluk bütçelerle reklam yapılmasaydı.

                        Eee, şimdi Uşak sizin yanınızdan geçmez bütçeyle play-off oynarken, Antep EuroChallege'da üçüncü olurken size başarısız denmesi canınızı yakmamalı.

                        Yine de beklentilerimi tutturdu bu sezon takım: Ligde kaldı, orta sıralarda yer aldı, play-off'u zorladı, olmadı.
                        En son Oğuz ZEYTİN tarafından düzenlendi; 03.05.2014, 17:53.
                        Akıl, öfkeyi ve onunla kolayca birleşen bilgisizliği yener. Aklı kullanmak biraz zahmet, çaba gerektirir.

                        Yorum


                        • Kalemine sağlık Oğuz Zeytin Bey. Çok güzel bir sezon değerlendirmesi oldu.

                          Yorum


                          • Ynt: BBL 2013/14 | Trabzonspor Basketbol Takımı

                            Ağzına, kalemine sağlık Oğuz Abi
                            www.x.com/zykmda

                            Yorum


                            • Ağzına sağlık Oğuz, çok güzel bir yazı olmuş.

                              Yorum


                              • İlk olarak A.Akyüz tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                                Ağzına, kalemine sağlık Oğuz Abi
                                İlk olarak Yaşar tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                                Kalemine sağlık Oğuz Zeytin Bey. Çok güzel bir sezon değerlendirmesi oldu.
                                İlk olarak Mehmet Dinç tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                                Ağzına sağlık Oğuz, çok güzel bir yazı olmuş.
                                Teşekkür ederim. Daha fazla sayıda maç izleyen, Trabzon'da olup detayları daha yakından takip eden arkadaşlarımız var. Sizler ve diğer arkadaşlar da görüşlerini paylaşırsa memnun olurum.
                                Akıl, öfkeyi ve onunla kolayca birleşen bilgisizliği yener. Aklı kullanmak biraz zahmet, çaba gerektirir.

                                Yorum

                                En Aktif Kullanıcılar

                                Daraltma

                                En aktif kullanıcı yok.
                                WhatsApp WhatsApp’tan Yaz
                                Yükleniyor...
                                X