Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez!

[littlebighorn]

1. ABD kuzey Irakta bir Kürt devleti kurdurmayı planlıyor ve de bunu kafaya koymuş durumda.
2. Bu devlet ABD nin Ortadoğu'da İsrail ve Suudi Arabistandan sonra yeni stratejik ortağı (Suudi Arabistan'ı yakın gelecekte kaybedeceklerini de hesaplıyorlar muhtemelen), İsrailden sonra yeni ileri karakolu olacak.
3. Bu devletin Türkiye'yi (ve İran'ı) daha da karıştıracağını ABD bal gibi biliyor ve bunu bilinçli olarak istiyor.
4. AB (ki kıta Avrupasından bahsediyorum - Ortadoğudaki çıkarları ABD ile çelişmesine rağmen) Türkiye' yi bu konuda desteklemiyor, Türkiye bu konuda yalnız yani güvendiği dağlara kar yağmış durumda.
5. Dünyada dengeler çok hızlı değişmekte Türkiye' nin yeni dünyada yerini yeniden belirmeye çok ciddi olarak ihtiyacımız var. (Çin-Rusya-Hindisyan-AB-ABD-Latin Amerika-ve diğerleri) ve gelecekteki tüm ekonomik, siyasal, askeri straejilerimizi bunun üzerine kurmalıyız.
6. Bu durumu uzun, orta ve kısa vadede göremeyen, tüm ekonomik, askeri ve stratejik durumumuzu ABD nin yanında (ve güdümünde) belirleyen iktidarlar maalesef bugün gelinen noktadan ister istemez sorumludurlar, kendileri ile hesaplaşmaları kişisel önerimdir.
7. Türkiye Kuzey Irak' a müdahale etmekte geç kalmıştır, Irak'ın buralara geleceği çok önceden görülmeli ve ona göre strateji belirlenmeli idi.
8. Tamamen Kuzey Iraktaki aşiret liderlerinin yani ABD nin güdümüne giren PKK nın stratejisi tüm Türkiye' de bir nefret yaratmak ve kardeş kavgası ortamı yaratmaktır. Bu tuzağa düşülmemelidir.
9. Kişisel olarak düşüncem Türkiye'nin uzun vadede bu durumdan daha güçlü olarak çıkacağı yönünde. Bunda en çok tarihimizde bu konuda daha önce olumlu sınavlar vermiş, dış güçlerin oyunlarına gelmeyecek Güneydoğuda yaşayan halkımızın büyük çoğunluğuna güveniyorum.

Saygılar

[Özkan]

ABD'nin kürd devleti istediğini sanmıyorum. Eğer böyle birşey olursa Türkiye ve Îrân aynı safta yer alacaklar ve birlikte hareket edecekler. ABD bunu istemez. Kuzey I'râk'ta kürd devleti kurulamaz, korkmayın.

[Emorfo]

Hükümet göreve geldiğinde hatırlarsınız bir teskere olayı vardı. Devletin istibaratı Kuzey Irak'ta neler olacağını biliyordu ve bu durumu hükümete bildirmişti. Hükümet teskerenin çıkmasını istiyordu. Ancak hükümetin milli görüş tayfası ve ana muhalafetin büyük bir kısmı teskerenin çıkmasını istemediler. O gün teskereya hayır diyenler bu gün hadi gir neyi bekliyorsun diyorlar. Bu ciddiyetsiz adamların lafıyla kuyuya felan inilmez. Koca devlet iç siyaset uğruna harcanıyor, kendi çıkarlarının gereğini yapıp zamanında teskeresini çıkarıp Kuzey Irak'a giremiyor. O gün teskere çıksaydı Kuzey Irak'a girseydik bugün bunları konuşuyor olmayacaktık. Amerika bugün bizden teskerenin intikamını alıyor hala. Ortadoğu'da sana ihtiyacım yok diyor. Irak'a felan da giremezsin. Girersen bunu yanına bırakmam diyor. O teskereyi istemeyenler bu gün hala siyaset yapıyor ya 180 derece dönüyorlarya bu millet enayi zaten yine seçer yine seçer.

[Tunga]

Bugün TV'lerde bu konuyla ilgili çok yayın vardı. Aslında sınır ötesi operasyona gelene kadar, öncelikle kendi sınırlarımız içindeki operasyonlarda, askerin elini kolunu bağlayan kanunları değiştirmek gerekiyor.

Örnek mi? sizler belki biliyorsunuz, ben bugün öğrendim. Mesela asker terörist takibi yapmak için validen izin almak zorunda imiş. Mesela takip bir ilde başladı ve diğer ile kaçtılar, operasyona devam edebilmek için o ilin valisinden de izin almak gerekiyormuş. Elbette bu da askerin elini kolunu bağlıyor. Bunun gibi başka örnekler de var.

Bu nasıl terörle mücadele? Buradan başlayıp sorunları çözmek daha doğru olur diye düşünüyorum.

[selçukabi]

Yazıcıoğlu: Topyekün savaş

Eski Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, ''Sadece terör örgütüyle değil, terör örgütünün arkasındaki güçlerle savaşmamız lazım'' dedi.
10 Haziran 2007 17:31


EŞKIYA BİZİ EVİMİZİN İÇİNDE VURUYOR

Türk ordusunun uzun süredir Irak sınırında beklediğini ifade eden Muhsin Yazıcıoğlu, şunları söyledi: ''Eşkıya bizi evimizin içinde vuruyor. Tunceli'de, Pülümür'de, Ulus'ta bizi vuruyor. Buna karşı artık topyekun savaşmaya ihtiyaç var. Sadece terör örgütüyle değil, terör örgütünün arkasındaki güçlerle savaşmamız lazım. Bu silahları, mayınları kim veriyor? Nasıl geliyor Türkiye'nin içine bu mayınlar? Nasıl döşeniyor vatan topraklarımıza? Ben öyle bir devlet, hükümet ve irade istiyorum ki bu mayınları döşeyenlerin, onların arkasındaki güçlerin yerini yurdunu tespit etsin. Mağaradaysa mağarasını, aşiretse aşiretini, devletse devletini başına yıksın. Başka yolu yok.'' Milletin canını acıtan teröristlerin yerinin tespit edilmesi gerektiğini vurgulayan Yazıcıoğlu, şöyle devam etti: ''Benim ciğerime köz basan, vatan topraklarımızı bu şekilde kan gölüne dönüştüren kimse tespit edelim. Amerika mı? Avrupa Birliği mi? Neresi? Kim? Düşmanımızı doğru tespit edelim. Kimse onu da terörist ilan etmemiz lazım.'' Yazıcıoğlu, halkın artık 'yeter' dediğini, sıkıntıları aşmak için kararlı kadrolar ve kararlı irade gerektiğini söyledi.

[Erkut Ay]

Bir binbaşı şehit oldu, 2 asker yaralı

PKK tarafından yola döşenen uzaktan kumandalı plastik patlayıcının, askeri konvoyun geçişi sırasında infilak ettirilmesi sonucu bir binbaşı şehit olurken, 2 asker de yaralandı. 13 Haziran 2007 20:32

Hakkari'de terör örgütü PKK üyelerince yola döşenen uzaktan kumandalı plastik patlayıcının, askeri konvoyun geçişi sırasında infilak ettirilmesi sonucu, alınan ilk bilgilere göre, 1 binbaşı şehit oldu, 2 asker de yaralandı...



hain eller kırılacak inşallah

[macka61]

yok kırılmaz sayın başbakan bulunduğu sürece kırılmaz en büyük engel dün dışarıda 500 militan var diyip ilk önce içeridekilerle uğraşalım diyen bugün dışarıda 3,500 tane var diyor bu heriften ben tiksindim ver bak askere emiri isterse 50 bin olsun ne oluyor görsünler daha ağır konuşacaktım ama burası yeri değil siyasi içerikli eğer olduysa özür dilerim herkesten

[Erkut Ay]

yok kırılmaz sayın başbakan bulunduğu sürece kırılmaz en büyük engel dün dışarıda 500 militan var diyip ilk önce içeridekilerle uğraşalım diyen bugün dışarıda 3,500 tane var diyor bu heriften ben tiksindim ver bak askere emiri isterse 50 bin olsun ne oluyor görsünler daha ağır konuşacaktım ama burası yeri değil siyasi içerikli eğer olduysa özür dilerim herkesten

aynen katılıyorum çok zor bir durumda ülke sadece içimizden geçeni söylüyoruz teröre lanet ediyoruz ama bu siyasilerle bu tekne yürümez.......

[Mehdi]

Trabzonda olan arkadaşlar Zigana TV yi açın...

[Önder28]

Bataklığı kurutmak için önce bataklığı besleyen ana damar kesilmeli. Kim bu ana damar; çok bilmiş bir kısım medya, gazete ve köşe yazarları tarafından bize hep sözde "dost ve müttefik ülke" olarak yutturulmaya çalışılan amerika... Ana damar kesilirse bataklık zaten kendiliğinden kuruyacaktır. Barzani, Talabani gibiler birer pilli bebek , arkalarındaki pili çıkarınca susarlar.
Çoook yazılacak şey var ama . Aklıma geldikçe bir şeyler yazacağım. Sevgiler saygılar.

[Nurettin Yılmaz]

Neden bu kadar çok şehit veriyoruz?Yedek subaylığınız erken dönemlerinde...

Askerliği doğru dürüst öğrenemeden...

Tankı... Topu...

Tüfeği kavramadan...

Askeri birimlere komutan olarak atandığını duysanız genç asteğmenlerin... O zaman...

Şehit sayısının bu kadar çok artmasına bir neden bulabilirsiniz.

Ama herhalde...

Herhalde ne...

Muhakkak ki...

Böyle bir şey yoktur.

***

Türkiye, sınır ötesi mi berisi mi diye tartışa dursun...

Benim önceliğim...

Muhtemelen yarın şehit düşebilecek askerimizi kurtarmak...

Şehit düşmesini bugünden önlemek.

Yukarıdaki gibi örnekler söz konusu olmadığına...

Olamayacağına göre...

Şehit sayımız nasıl böyle artmakta?

***

Daha önce Munzur’daki karakol baskını ertesinde şunları yazmıştım:

‘Munzur Dağı tepelerinde...

Kocatepe Jandarma Karakolu...

Karakolun resmine bakıyorum.

Karakol, kuş uçmaz kervan geçmez bir diyarda.

Ne için var?

Güvenliğimizi sağlamak için.

Peki, oradaki askerlerimizin güvenliği?

Hepimizin güvenliği gibi askerlerin güvenliği de gene askerler tarafından sağlanır...

Kocatepe Karakolu hem kendi güvenliğini sağlar, hem Türkiye’nin.

Doğrusu, iki teröristin bu kadar kolayca bir arabayı zaptetmesi...

‘Parola’ bile söylemeden karakola girmesi...

Yedi gencecik insanı öldürmesi, ikisi ağır sekizini yaralaması...

Ardından da birinin kaçması...

Karakolun kendi güvenliğini hiç mi hiç önemsememesi...

Munzur Dağı eteğindeki karakolumuz nasıl böyle kolayca basıldı?

Dağ başlarındaki gencecik insanlarımızı yitirmek...

Üstelik bizi savunanların böylesine savunmasız bir şekilde ölüme gitmesi...

İnsan bunu kabul etmekte zorlanıyor.

Hem de çok zorlanıyor.’

***

Bunu öğrenemeden...

Sorulara cevap almadan...

Bu kez de...

Bir yarbayımızı..

Bir binbaşımızı..

Bir erimizi..

Uzaktan patlatılan mayın nedeniyle yitirdik.

O zaman da gene şunları yazdım:

‘Birliğinin başında ilerlerken uzaktan patlatılan mayın sonucu şehit düşen yarbay...

Binbaşı... Onbaşı... Onların da bilmediğim yaşamları gözlerimin önünden geçti.

Kuzey Irak sınırına yerleşen Amerikalılar tüm manyetik alanı iptal etmişlerdi...

Bırak uzaktan mayın patlatmayı...

Arabanın otomatik kapısını açamıyordun.

Askerleri... Subayları... Bunca gelişmiş teknolojiye rağmen...

Biz neden koruyamıyorduk?

Askerlerin geçişi sırasında manyetik alanı sağırlaştırma imkanı yok mu?

Kuzey Irak’a geçer geçmez Amerikan askerleri için kullanılan güvenlik sistemi neden bizim askerlerimiz için kullanılmıyor?

Kabaran öfkemiz... Teröre lanetimiz... Bu soruları da alıp götürüyor.

Askerimizi daha iyi... İnsanımızı daha mükemmel nasıl koruyabiliriz sorusu, halbuki acilen sormamız gereken bir soru.’

***
Bu sorduğum soru..

Dün de bir kez daha Radikal’de İsmet Berkan tarafından tekrarlandı:

‘..Ama özellikle Hertz dalgalarını kullanan uzaktan kumandalı patlayıcılar için küçük alanlarda bütün frekansları bloke eden ‘jammer’lar olduğu malum.’

***

Bu yazıyı akşamüstü biterken yazıyorum.

Tartışmaların hepsini izledim..

Ben aynı soruyu sormaya devam ediyorum:

‘Öncelikle askerlerimizin can güvenliğini nasıl sağlarız?

Şehit vermeyi nasıl engelleriz?’

Öncelikle bu yapılmadıkça..

Türkiye kanamaya...

Kan üstümden siyaset yapılmaya...

Ve akıl tutulmaya devam edecek.

Tüm amaç insanlarımızın ölmesini önlemek değil mi?

O zaman ilk ve tek soru da şehit vermenin önüne geçmek için neler yapılması gerektiğidir.

Neden bu kadar çok şehit verdiğimizin sorgulanmasıdır...
Mehmet Altan
Star

[Faik Yılmaz]

‘..Ama özellikle Hertz dalgalarını kullanan uzaktan kumandalı patlayıcılar için küçük alanlarda bütün frekansları bloke eden ‘jammer’lar olduğu malum.’



Bütün askeri araçlarımızın zırhlarını güçlendirelim. sonrada bunlara jammerlardan takalım. gerekirse bizde yardım ederiz her konuda yeterki bir askerimizin burnu kanamasın.....

[Erkut Ay]

Elazığ da bir mehmetçik daha şehit

Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde teröristlerle güvenlik kuvvetleri arasında çıkan çatışmada 1 uzman onbaşı şehit oldu. 14 Haziran 2007 09:24 Yazı boyutunu büyütmek için

Edinilen bilgilere göre, sabaha karşı Karakoçan ilçesi kırsal alanında teröristlerle güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı.
Açılan ateş sonucu ilk belirlemelere göre, Kovancılar jandarma komando taburunda görevli uzman onbaşı Cihan Kızıltaş şehit oldu. Bölgede geniş çaplı operasyonlarlar başlatılırken, şehit Uzman Onbaşı Kızıltaş'ın cenazesinin düzenlenecek törenden sonra memleketi Giresun'a gönderileceği belirtildi.



memleketim giresuna üzücü haber

allah rahmet eylesin...............

[Badaloğlu]

Neden bu kadar çok şehit veriyoruz?Yedek subaylığınız erken dönemlerinde...

Askerliği doğru dürüst öğrenemeden...

Tankı... Topu...

Tüfeği kavramadan...

Askeri birimlere komutan olarak atandığını duysanız genç asteğmenlerin... O zaman...

Şehit sayısının bu kadar çok artmasına bir neden bulabilirsiniz.

Ama herhalde...

Herhalde ne...

Muhakkak ki...

Böyle bir şey yoktur.


Tamamda şimdi teroristler askerlerimizin karşısına çıkmıyor ki!!! Onların işi şerefsizce arkadan ve habersiz vurmak.Genç asteğmenlerimiz topu tüfeği tanısa ne yazar?Uzaktan kumandaya binbaşımız,yarbayımız ne yapsın?Yani tecrübeli olsanda olmasanda bir şey değişmiyor...

Anladığım kadarı ile yazar burada karakol baskınına bir gönderme yapıyor.Eğer orada bulunan bir asteğmen karakol komutanıysa ve topu tüfeği tanımadanda o karakola komutan oluyorsa sıkıntı ver demeye getiriyor.Ayrıca jeep ile karakola kadar giren teroristlerede hiç kimse bir tebir almıyorsa,dikkatleri bu konuya çekmek istemesine lafım olmaz...

Ama dediği başka bir nokta varki bu konuda katılmamak mümkün değil.Şimdi dünyada teknoloji o kadar ilerledi ki; uzaktan kumandayı etkisiz hale getiren sistemlerde ısrarcı olmalı...Bu konuda yatırmlara hız verilmeli,üniversitelerde bu konularda araştırma bile yapılmalı.Gerçi bu konularda askeri tesisler vardır ama yeterli olduğunu zannetmiyorum.Ülkemizde o kadar çok dahi beyin varki; bu sistemi çok rahat yapabileceğimizi,bu konularda yeni icatlar bulabileceğimizi düşünüyorum.

Üniversiteler sadece slogan atma yerimidir?Aha size güzel bir konu bu konuda ilim ve bilim yuvalarında hocalar ve öğrenciler bu işlere kafa yorsunlar,yoksa abuk,subuk işlerle uğraşmasınlar.Uğraşmasınlar ki; gözümüzde itibarları olsun.

[selçukabi]

Osman Pamukoğlu Paşa'nın röportajından;
Irak'a girersek eli boş döneriz

- Diyelim ki, ABD'yi, Avrupa'yı karşımıza alıp Kuzey Irak'a girdik. PKK, Amerika'yla müşterek bir harekat yapacağımız sürprizini beklediği için, oralarda kimseyi bulamazsınız. Belki biraz erzak, birkaç hasta, sakat adam, birkaç da zindana atılmış mahkum bulursunuz. Bunları koruyan da azami 40- 60 kişi vardır. O zaman bunca dünya devletini karşımıza alıp Irak'ta operasyon yapmanın anlamı ne? 1995'in mart ve nisan aylarında Hakkari Dağ ve Komando Tugayı olarak Kandil bölgesindeydik. Çelik-1 Harekatı içinde bölgede 37 gün operasyon yapıp, döndük. PKK, 1997'den beri orada, ta Amerika'nın geldiği 2003 Mart'ına kadar. O zamanlar Kuzey Irak'ta sıcak takip, operasyon yapmak çok kolaydı. Şimdi sormazlar mı adama, 7 yıl zarfında neden siyasi kararlılık ve irade göstermediniz diye?

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?viewid=614557