Şike Davası | Şike Tescillendi! UEFA, CAS ve İFM Onadı!

[kayseriliyiz]

Prof.Dr.T.C.Kadıoğlu: "Ali Koç ticari ilişkileri ile tüm kulüplerin yönetim kurullarını etkiliyor, yurt içi ve dışı transferlerimizi engelliyor. MHK başkanının firması taşeronu, TFF başkanı ise zaten fanatik FB'li. VAR manipüle ediliyor..."

gs'lidir kendisi. Mesajın devamı gs ile ilgili.

Koç istedigi zaman fb sampiyon okur zaten, adam herkesle ticri iliski içerisinde.
Bir finansal tehditle isi görür.

Envoyé de mon Redmi Note 7 en utilisant Tapatalk

[Cem Balcı]

Bu şikecilere her sene sadece sahada yenerek cevap vereceğiz.Başka çare kalmadı net.

[My]

Bu şikecilere her sene sadece sahada yenerek cevap vereceğiz.Başka çare kalmadı net.

Saha dışın yok ki zaten. Ama bu saha içini de başarmak için bu şekilde değil çok daha büyük organizasyonun ve profesyonelleşmiş bir yapın olacak.

[Cem Balcı]

Saha dışın yok ki zaten. Ama bu saha içini de başarmak için bu şekilde değil çok daha büyük organizasyonun ve profesyonelleşmiş bir yapın olacak.

Ayrıca şikeli sezondan sonrakinde,Fener şampiyon olmasın diye hırs yapacak ekip ve ruh lazım (:

[kayseriliyiz]

Ayrıca şikeli sezondan sonrakinde,Fener şampiyon olmasın diye hırs yapacak ekip ve ruh lazım (:

O sezon biz elimizle verdik sampiyonlugu, eger sadece selçugun yerini doldurup devam etseydik.
2011-2012 sezonu sampiyon olurduk.

Envoyé de mon Redmi Note 7 en utilisant Tapatalk

[Emre EFENDİOGLU]

Cas kararından sonra itiraz edilecek bir merci yok mu? İsviçre Federal Mahkemesi falan diyordu galiba birileri.
Dünyadaki en büyük futbol yolsuzluğunu RTE, Akp, Chp, Mhp, Tff, Uefa çok güzel bir şekilde örttüler.

Böyle bir skandalın nasıl ört bas edilebileceği ileride ders olarak okutulmalı. Siyaset gücü ve para elinde ise bu dünyada her şeyi yapabilirsin. Acısı çıkar diye bir şey kesinlikle yok. Öteki taraf varsa orada çıkar mı bilemem.

[alone_6161]

Trabzonspor, İsviçre Federal Mahkemesi'ne gidiyor...

3 Temmuz şike sürecinde gasp edilen Trabzonspor’un şampiyonluk kupası için CAS kararının ardından sürecin nasıl işleyeceğini aktaran Eda Lermi Zorer “CAS kararının ardından İsviçre Federal Mahkemesine başvuru hakkımız var. Onun için de gerekli kararları aldık. Başvuruların yapılması için yurtdışındaki avukatlarla da iletişime geçtik. Bundan sonraki süreç İsviçre Federal Mahkemesi olacak. Yönetim kurulunun kararı bu konu da çok net sonuna kadar gidilecek. İlk günden beri aynı şeyi söylüyoruz, bundan önceki başkan ve yönetim kurulu üyeleri de aynı şeyi yaptılar, biz de aynı şekilde nerede hak arama hakkımız varsa bunu kullanacağız. İsviçre Federal Mahkemesi’nin olumsuz karar vermesi durumunda yollar tükeniyor. Ama hiçbir şey gerçekleri değiştirmeyecek. Ben hukukçuyum ve hukukçu olarak konuşuyorum; hukuksal tüm yolları deneyeceğiz. Şimdi önümüzde bir yol var sadece ona kilitlenmiş durumdayız. Bununla ilgili maddi manevi hiçbirşeyden kaçınmayacağımızı başta başkanımız ve yönetim kurulumuz çok açıklıkla deklare ettiler. Kimsenin şüphesi olmasın.” Şeklinde konuştu.

Kaynak:Haber61

Eda Lermi Zorer'in açıklamalarından sonra bu dava üzerine bir bardak soğuk su içmemiz gerektiğini gayet güzel anladım. "İsviçre Federal Mahkemesi’nin olumsuz karar vermesi durumunda yollar tükeniyor." ifadesi bu davayı sineye çekmemiz, unutmamız gerektiğinin alttan alta ifadesi. Yönetimler bu konuda samimi olsaydı, 2010-11 sezonundan sonra katıldığımız Avrupa kupası maçlarında pankartlara izin verirdi, lobi şirketleriyle anlaşıp olayı dünya gündeminde herkesin gözüne sokardı, avukatlarımızın her daim destekçisi olurdu. Maalesef tüm yönetimler bu anlamda sınıfta kaldı.

Kimse kusura bakmasın, bu davada başta tüm Trabzonsporlular olarak, tüm ülke, medyasıyla, federasyonuyla, siyasileriyle sınıfta kaldık. Bu ülkede şike yapanın yanına kar kalmıştır.

Kimse alınmasın ama bu saatten sonra bu ülkede şampiyon olabileceğimize inanan saftır. Ya da siyasiler belki bizim de ağzımıza bir parmak bal çalmaya karar vermiştir ki son fb maçından sonra bize hep zehir uygun görüldüğü ortada.

Bundan sonra gözümde Türk futbolunun kahramanları aziz yıldırım, emre belözoğlu, volkan demirel, fatih terim, hasan şaş, bülent uygun, korcan çelikay, ümit karan, mecnun odyakmaz, göksel gümüşdağ ve niceleridir.

[Fatih Öztürk]

Sahi birde bu kainatta yerin altında hesap vermekte vardı dimi?
Nasıl hesap vereceksiniz a.... k.... çocukları.
Nasıl iç ettiniz hakkımızı futbolun başındaki ve malum zatlar şeref yoksunu imansiz Allahsizlar.
Nasıl çanak tuttun hakkına tecavüz edene % 70 küsürlü sözde Trabzonsporlu. Bu boku nasıl yedin anlat senden sonra gelecek torun torbana.

[Erkan]

Cok buyuk bir siyasi baskiya ugradigimizi dusunuyorum ben. Herseyi ve herkesi baski altina alabilenler, bizim yoneticilerimizimi alamayacakti?

Trabzonspor, İsviçre Federal Mahkemesi'ne gidiyor...

3 Temmuz şike sürecinde gasp edilen Trabzonspor’un şampiyonluk kupası için CAS kararının ardından sürecin nasıl işleyeceğini aktaran Eda Lermi Zorer “CAS kararının ardından İsviçre Federal Mahkemesine başvuru hakkımız var. Onun için de gerekli kararları aldık. Başvuruların yapılması için yurtdışındaki avukatlarla da iletişime geçtik. Bundan sonraki süreç İsviçre Federal Mahkemesi olacak. Yönetim kurulunun kararı bu konu da çok net sonuna kadar gidilecek. İlk günden beri aynı şeyi söylüyoruz, bundan önceki başkan ve yönetim kurulu üyeleri de aynı şeyi yaptılar, biz de aynı şekilde nerede hak arama hakkımız varsa bunu kullanacağız. İsviçre Federal Mahkemesi’nin olumsuz karar vermesi durumunda yollar tükeniyor. Ama hiçbir şey gerçekleri değiştirmeyecek. Ben hukukçuyum ve hukukçu olarak konuşuyorum; hukuksal tüm yolları deneyeceğiz. Şimdi önümüzde bir yol var sadece ona kilitlenmiş durumdayız. Bununla ilgili maddi manevi hiçbirşeyden kaçınmayacağımızı başta başkanımız ve yönetim kurulumuz çok açıklıkla deklare ettiler. Kimsenin şüphesi olmasın.” Şeklinde konuştu.

Kaynak:Haber61

Eda Lermi Zorer'in açıklamalarından sonra bu dava üzerine bir bardak soğuk su içmemiz gerektiğini gayet güzel anladım. "İsviçre Federal Mahkemesi’nin olumsuz karar vermesi durumunda yollar tükeniyor." ifadesi bu davayı sineye çekmemiz, unutmamız gerektiğinin alttan alta ifadesi. Yönetimler bu konuda samimi olsaydı, 2010-11 sezonundan sonra katıldığımız Avrupa kupası maçlarında pankartlara izin verirdi, lobi şirketleriyle anlaşıp olayı dünya gündeminde herkesin gözüne sokardı, avukatlarımızın her daim destekçisi olurdu. Maalesef tüm yönetimler bu anlamda sınıfta kaldı.

Kimse kusura bakmasın, bu davada başta tüm Trabzonsporlular olarak, tüm ülke, medyasıyla, federasyonuyla, siyasileriyle sınıfta kaldık. Bu ülkede şike yapanın yanına kar kalmıştır.

Kimse alınmasın ama bu saatten sonra bu ülkede şampiyon olabileceğimize inanan saftır. Ya da siyasiler belki bizim de ağzımıza bir parmak bal çalmaya karar vermiştir ki son fb maçından sonra bize hep zehir uygun görüldüğü ortada.

Bundan sonra gözümde Türk futbolunun kahramanları aziz yıldırım, emre belözoğlu, volkan demirel, fatih terim, hasan şaş, bülent uygun, korcan çelikay, ümit karan, mecnun odyakmaz, göksel gümüşdağ ve niceleridir.

[erolizmts]

Cumhurbaşkanlığına göre "3 Temmuz Şike Davası", 15 Temmuz darbe girişimine giden sürecin ayaklarından biri olarak gösterilmiş/tanımlanmış. Bildiğin Ergenekon ve Balyoz davaları ile aynı kefeye konmuş. Velhasıl meğer Aziz Yıldırım kahramanmış. Haydi hayırlısı.

[Harun-61]

Murat Zorluoğlu @baskanzorluoglu
2010-2011 sezonunun tertemiz şampiyonu Trabzonspordur NOKTA.

[Ahmet AYDIN-28]

Başkan noktayı koymuş. Profil fotoğrafı da kupayı teslim alma töreninde çekilmiş galiba.

Sabit tweetinde aldığı şeyi kupa olarak mı yutturdular yoksa.

[Mehmet Fatih Silik]

amuoyunun malumu olduğu üzere; İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, tüm Türkiye’nin yakından takip ettiği Ergenekon Davası’nın gerekçeli kararını önceki gün açıklamıştır. Ancak; ülkemizin istikbali ve istiklalini doğrudan etkileyen bu konuyu bile Fenerbahçe Kulübü’nün istismar ederek kendisiyle ilişkilendirdiği, 3 Temmuz süreci ve devamında yaşananlar üzerinden “suçsuzluk” algısı yaratma gayretinde olduğu görülmüştür.

Öncelikle belirtmek isteriz ki; çeşitli zamanlarda, çeşitli yerlerde, çeşitli şekillerde ve çeşitli dillerde Türkiye’de yaşanan şike eylemlerini tüm dünya ile paylaşarak, futbolun içerisindeki bu pisliğin sonlanması için var gücümüzle mücadele ettik. Fakat ilgili kulübün yöneticileri başta TFF olmak üzere UEFA, CAS ve İsviçre Federal Mahkemesi’nin 2010-2011 sezonuna yönelik “şike var” kararlarını yok sayarak bu işten sıyrılmaya çalışmıştır.

Tekrar hatırlatmak gerekirse; Türkiye’deki sportif yargılamalar neticesinde ilgili kulübün şike - teşvik eylemlerinde bulunduğu ve yöneticilerinin şike yaptığı kesinleşmiştir! Bu doğrultuda ilgili yöneticilere TFF tarafından muhtelif cezalar verilmiş ve süresi kabilinde spordan men edilmişlerdir! Ayrıca uluslararası alanda futbolu düzenleyen kurumların başında gelen UEFA ve CAS sportif yargılamalar neticesinde ilgili kulübün şike – teşvik eylemlerinde bulunduğuna kesin olarak hükmetmiş ve uluslararası müsabakalardan men ederek başta Fenerbahçe olmak üzere bu işe karışan diğer kulüplere de cezai yaptırımlar uygulamıştır! Okuduğunu anlayan her bireyin kolayca idrak edebileceği bu sürecin neticesinde gerek yurt içi gerekse yurt dışında verilen kararlarla 2010 – 2011 şampiyonluğumuz sayısız kez tescillenmiştir.

Hal böyleyken, mesela ilgili kulüp, UEFA’nın “Fenerbahçe 8 maçta şike yapmıştır” kararına yönelik tek kelime açıklamada bulunmamıştır. Mesela CAS’ın aynı şekildeki kararıyla ilgili suskun kalmıştır. Yine CAS’ın söz konusu kararının 267. paragrafında yer alan, "Türk yargısı tüm kişileri aklasa bile bu durum bizim kararımızı etkilemez” ifadelerini aylarca kendi kamuoyundan saklamıştır. Türkiye’de “kumpas” dedikleri belgelerle Trabzonspor’u ceza alması için UEFA’ya şikayet etmişlerdir. Daha birkaç ay önceki CAS duruşmasında bile, “Şike cezalarını çektik. Bize daha ceza vermeyin” savunması yapmışlardır.

Benzer onlarca örnek tarihteki yerini almışken sportif yargılama ve ceza yargılamalarının farklı olduğunu, sportif yargılamada delillerin ne şekilde elde edildiğine bakılmadığını, gerek UEFA gerekse CAS’ın bu yönde onlarca kararının olduğunu bilen ilgili kulübün yöneticileri ve “dahi” avukatları, ceza yargılamaları üzerinden algı operasyonu yürüterek, kendi şikelerini aklamaya çalışmaktadır. Oysaki tüm dünya, Fenerbahçe Kulübü yöneticilerinin ceza yargılamalarında bile şike belgelerini inkar etmediğini, “evet bu konuşmalar benim” diyerek tapeleri kabul ettiğini ve “bize kumpas kurdular” dedikleri hainlerle yıllarca beraber yürüdüklerini çok iyi bilmektedir!

İlgili kulübün son sarıldığı ağaç, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararı olmuştur. Lakin yine geçmişten alışık olduğumuz üzere, şike tapelerinde eski başkanımız Sadri Şener’in sürekli aranan kişi olmasına rağmen arayan kişi gibi göstererek UEFA’ya sundukları bazı belgelerin tercümelerinde dahi şike yapacak kadar çıldıranlar, aynı taktiği gerekçeli kararın kamuoyuna açıklamasında sergilemiştir. Kararın hiçbir satırında “şike yok” denilmemesine, kanun, usul ve esasa uygunluk konularına dikkat çekilmesine rağmen çarpıtılmış ve farklı şekillerde yayınlatılmıştır.

Bu noktada Fenerbahçe Kulübü’nün; ülke içinde “kumpas” diyerek inkâr ettikleri ancak ülke dışında UEFA’dan ceza almamız için ikrar ettikleri belgeleri anlama gayretiyle gerekçeli kararı tekrar okumalarını öneriyor, ülkemizin milli bütünlüğünü, istiklali ve istikbalini etkileyen konuları kendi şahsi menfaatleri için kullanmamalarını tavsiye ediyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.


-----------

Boom! Bu tim basina derd olur klik klak

[Reha Asan]

Kendisini tanımam etmem, Trabzon ile de alakam yoktur ama belediye başkanının dediğini söyleyen siyasetçi bir elin parmağını geçmez.Sadece iktidar partisinde de değil hepsi dahil buna.

Tebrik ederim sayın Başkanı iyisiyle kötüsüyle hatasıyla bunu diyebildiği için ..

[MetehanS]

Boşverin tenekeden yapılan bir meta onların olsun.

Biz kimin şampiyon olduğunu biliyoruz.