Bu ilk ziyaretinizse, önce bağlantıya tıklayarak SSS bölümünü kontrol etmeyi unutmayın.
Mesaj göndermeden önce kayıt olmanız gerekebilir: devam etmek için önce kayıt linkine tıklayın.
Mesajları görüntülemeye başlamak için, aşağıdaki seçimden ziyaret etmek istediğiniz forumu seçin.
Stadın inşai faaliyetlerinden sorumlu beyefendi taraftarın üstün mimari algısına takılmasın. Trabzon'un betonarme silüetine alışan her şeye uyum gösterir, o hiç sıkıntı değil. 90'larda maratonda brüt betona değerdi çok değerli popolarımız, kolonun denk geldiği kale tarafını radyodan dinlerdik ama yine de mabedimizdi Avni Aker. Bana yok tavanı kompozit ahşap, çatısı Ferrari teflon olsun, yok locada kişi başına 40m3 hava düşsün, yok tuvaletlerinde 40 adım atılacak kulvar olsun vs. bunlar lazım değil. Hayati olan kısımlar bellidir:
1. Cefakarız ama Kimeryalı da değiliz malum, denizin kenarındaki stadı ısıtmasız bırakmasınlar. Sonra 4000 kişiye oynarsın bak tehdit ediyorum.
2. O kadar HES dikip de tabiatını yine bozamadığımız şehrimizde her sezon başı berbatlaşan zeminde oynamayalım. Sonra "Onur'un sakatlığı zemine bağlı değil, lazutlama dediğimiz bir olaydır. Biliyorsunuz lazut Lazca mısır demektir" gibi açıklamalarla birbirimizi yemeyelim. Orta Avrupa Almanının über teknolojilerinde gözümüz yok; İngiliz, Hollandalı ne yapıyorsa parası verilsin aynısı yapılsın. O suratı asık iklim bir tek bizim topraklarda yok. Yapılmışı masa altından çıkarılsın.
3. Ben de inşaat sektöründeyim; rüzgar bizde sevilmez. İş kılıfına uydurulur o değerler hep istenen seviyede çıkarılır. Bizim şehre zaten hiç yatırım yapılmaz, 10 senede ancak yaptığımız stadyum en az 30 sene devamlı kullanılacak; tek dileğim çakallık yapılmasın, Atatürk Olimpiyat Stadı'na dönmesin. Gerekirse ben yardım edeyim 3-5 bir şey çıkayım; tek seferde halletsinler bu sorunu, ileride palyatif çözümlerle berbat etmesinler mis gibi alanı.
Üstün mimari algımla eklemek istediğim de şu var: Soyunma odaları. Rakip takım soyunma odası açık mavi olsun. Ama her yeri. Koltuğu, duvarı, kapısı, Adidas tuvalet terliği vs. Bakımlı olsun ama 70'lerin devlet dairesi olsun, hastane gibi olsun. İçine girenin içi kararsın, önünde kuyruk olmak için vezne arasın. Bizim odayı da bordo yaparlar, Uefa falan laf ederse "Abi kulüpteki renkler bu, fuşya mı yabaydık?" denilsin. Psikoloji önemli bu sporda.
Stadın inşai faaliyetlerinden sorumlu beyefendi taraftarın üstün mimari algısına takılmasın. Trabzon'un betonarme silüetine alışan her şeye uyum gösterir, o hiç sıkıntı değil. 90'larda maratonda brüt betona değerdi çok değerli popolarımız, kolonun denk geldiği kale tarafını radyodan dinlerdik ama yine de mabedimizdi Avni Aker. Bana yok tavanı kompozit ahşap, çatısı Ferrari teflon olsun, yok locada kişi başına 40m3 hava düşsün, yok tuvaletlerinde 40 adım atılacak kulvar olsun vs. bunlar lazım değil. Hayati olan kısımlar bellidir:
1. Cefakarız ama Kimeryalı da değiliz malum, denizin kenarındaki stadı ısıtmasız bırakmasınlar. Sonra 4000 kişiye oynarsın bak tehdit ediyorum.
2. O kadar HES dikip de tabiatını yine bozamadığımız şehrimizde her sezon başı berbatlaşan zeminde oynamayalım. Sonra "Onur'un sakatlığı zemine bağlı değil, lazutlama dediğimiz bir olaydır. Biliyorsunuz lazut Lazca mısır demektir" gibi açıklamalarla birbirimizi yemeyelim. Orta Avrupa Almanının über teknolojilerinde gözümüz yok; İngiliz, Hollandalı ne yapıyorsa parası verilsin aynısı yapılsın. O suratı asık iklim bir tek bizim topraklarda yok. Yapılmışı masa altından çıkarılsın.
3. Ben de inşaat sektöründeyim; rüzgar bizde sevilmez. İş kılıfına uydurulur o değerler hep istenen seviyede çıkarılır. Bizim şehre zaten hiç yatırım yapılmaz, 10 senede ancak yaptığımız stadyum en az 30 sene devamlı kullanılacak; tek dileğim çakallık yapılmasın, Atatürk Olimpiyat Stadı'na dönmesin. Gerekirse ben yardım edeyim 3-5 bir şey çıkayım; tek seferde halletsinler bu sorunu, ileride palyatif çözümlerle berbat etmesinler mis gibi alanı.
Üstün mimari algımla eklemek istediğim de şu var: Soyunma odaları. Rakip takım soyunma odası açık mavi olsun. Ama her yeri. Koltuğu, duvarı, kapısı, Adidas tuvalet terliği vs. Bakımlı olsun ama 70'lerin devlet dairesi olsun, hastane gibi olsun. İçine girenin içi kararsın, önünde kuyruk olmak için vezne arasın. Bizim odayı da bordo yaparlar, Uefa falan laf ederse "Abi kulüpteki renkler bu, fuşya mı yabaydık?" denilsin. Psikoloji önemli bu sporda.
Stadın inşai faaliyetlerinden sorumlu beyefendi taraftarın üstün mimari algısına takılmasın. Trabzon'un betonarme silüetine alışan her şeye uyum gösterir, o hiç sıkıntı değil. 90'larda maratonda brüt betona değerdi çok değerli popolarımız, kolonun denk geldiği kale tarafını radyodan dinlerdik ama yine de mabedimizdi Avni Aker. Bana yok tavanı kompozit ahşap, çatısı Ferrari teflon olsun, yok locada kişi başına 40m3 hava düşsün, yok tuvaletlerinde 40 adım atılacak kulvar olsun vs. bunlar lazım değil. Hayati olan kısımlar bellidir:
1. Cefakarız ama Kimeryalı da değiliz malum, denizin kenarındaki stadı ısıtmasız bırakmasınlar. Sonra 4000 kişiye oynarsın bak tehdit ediyorum.
2. O kadar HES dikip de tabiatını yine bozamadığımız şehrimizde her sezon başı berbatlaşan zeminde oynamayalım. Sonra "Onur'un sakatlığı zemine bağlı değil, lazutlama dediğimiz bir olaydır. Biliyorsunuz lazut Lazca mısır demektir" gibi açıklamalarla birbirimizi yemeyelim. Orta Avrupa Almanının über teknolojilerinde gözümüz yok; İngiliz, Hollandalı ne yapıyorsa parası verilsin aynısı yapılsın. O suratı asık iklim bir tek bizim topraklarda yok. Yapılmışı masa altından çıkarılsın.
3. Ben de inşaat sektöründeyim; rüzgar bizde sevilmez. İş kılıfına uydurulur o değerler hep istenen seviyede çıkarılır. Bizim şehre zaten hiç yatırım yapılmaz, 10 senede ancak yaptığımız stadyum en az 30 sene devamlı kullanılacak; tek dileğim çakallık yapılmasın, Atatürk Olimpiyat Stadı'na dönmesin. Gerekirse ben yardım edeyim 3-5 bir şey çıkayım; tek seferde halletsinler bu sorunu, ileride palyatif çözümlerle berbat etmesinler mis gibi alanı.
Üstün mimari algımla eklemek istediğim de şu var: Soyunma odaları. Rakip takım soyunma odası açık mavi olsun. Ama her yeri. Koltuğu, duvarı, kapısı, Adidas tuvalet terliği vs. Bakımlı olsun ama 70'lerin devlet dairesi olsun, hastane gibi olsun. İçine girenin içi kararsın, önünde kuyruk olmak için vezne arasın. Bizim odayı da bordo yaparlar, Uefa falan laf ederse "Abi kulüpteki renkler bu, fuşya mı yabaydık?" denilsin. Psikoloji önemli bu sporda.
Üslup itibariyle, şu başlıkta okuduğum en eğlenceli yorumlardan biriydi
Stadın inşai faaliyetlerinden sorumlu beyefendi taraftarın üstün mimari algısına takılmasın. Trabzon'un betonarme silüetine alışan her şeye uyum gösterir, o hiç sıkıntı değil. 90'larda maratonda brüt betona değerdi çok değerli popolarımız, kolonun denk geldiği kale tarafını radyodan dinlerdik ama yine de mabedimizdi Avni Aker. Bana yok tavanı kompozit ahşap, çatısı Ferrari teflon olsun, yok locada kişi başına 40m3 hava düşsün, yok tuvaletlerinde 40 adım atılacak kulvar olsun vs. bunlar lazım değil. Hayati olan kısımlar bellidir:
1. Cefakarız ama Kimeryalı da değiliz malum, denizin kenarındaki stadı ısıtmasız bırakmasınlar. Sonra 4000 kişiye oynarsın bak tehdit ediyorum.
2. O kadar HES dikip de tabiatını yine bozamadığımız şehrimizde her sezon başı berbatlaşan zeminde oynamayalım. Sonra "Onur'un sakatlığı zemine bağlı değil, lazutlama dediğimiz bir olaydır. Biliyorsunuz lazut Lazca mısır demektir" gibi açıklamalarla birbirimizi yemeyelim. Orta Avrupa Almanının über teknolojilerinde gözümüz yok; İngiliz, Hollandalı ne yapıyorsa parası verilsin aynısı yapılsın. O suratı asık iklim bir tek bizim topraklarda yok. Yapılmışı masa altından çıkarılsın.
3. Ben de inşaat sektöründeyim; rüzgar bizde sevilmez. İş kılıfına uydurulur o değerler hep istenen seviyede çıkarılır. Bizim şehre zaten hiç yatırım yapılmaz, 10 senede ancak yaptığımız stadyum en az 30 sene devamlı kullanılacak; tek dileğim çakallık yapılmasın, Atatürk Olimpiyat Stadı'na dönmesin. Gerekirse ben yardım edeyim 3-5 bir şey çıkayım; tek seferde halletsinler bu sorunu, ileride palyatif çözümlerle berbat etmesinler mis gibi alanı.
Üstün mimari algımla eklemek istediğim de şu var: Soyunma odaları. Rakip takım soyunma odası açık mavi olsun. Ama her yeri. Koltuğu, duvarı, kapısı, Adidas tuvalet terliği vs. Bakımlı olsun ama 70'lerin devlet dairesi olsun, hastane gibi olsun. İçine girenin içi kararsın, önünde kuyruk olmak için vezne arasın. Bizim odayı da bordo yaparlar, Uefa falan laf ederse "Abi kulüpteki renkler bu, fuşya mı yabaydık?" denilsin. Psikoloji önemli bu sporda.
Keyifle okudum
"Büyüklük haksızca kazanılanı hak görmek değil, haksızlıklara rağmen kazanabilmektir."
Üslup itibariyle, şu başlıkta okuduğum en eğlenceli yorumlardan biriydi
Mimariden kaynaklanma ihtimali yok mu? Bjk'nin stadı şeffaf. Daha çok ışıklandırmaya ihtiyaç duyulmuş olabilir mi misal?
Mimariden kaynaklanacagini sanmıyorum... Vodafone arenada her yerde wi-fi , akıllı stad vs bu fark var , birde toki söz konusu olduğu için düşük teklif vermis olabilirler ... Ayrıntıları bilmemekle birlikte belki de ilk başta ek localarin olmadıgi proje icin olan kısmıdır ...
Mimariden kaynaklanacagini sanmıyorum... Vodafone arenada her yerde wi-fi , akıllı stad vs bu fark var , birde toki söz konusu olduğu için düşük teklif vermis olabilirler ... Ayrıntıları bilmemekle birlikte belki de ilk başta ek localarin olmadıgi proje icin olan kısmıdır ...
Belki Vodafone Arena'nın dışında kalan ve enerjiyi getiren iletim hattının kabloları da bu fiyata dahildir. Bizimkinde ise sadece stadyum içindeki kablolama için kullanılacak olanlar vardır. Yüksek gerilim kabloları çok daha pahalı olduğu için böyle bir fark ortaya çıkmış olabilir.
Tabii bunun neden kaynaklandığını anlamak için ihalenin içeriğini görmek gerek.
"Büyüklük haksızca kazanılanı hak görmek değil, haksızlıklara rağmen kazanabilmektir."
Yorum