Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Aşk ve Aşık Olmak!

Daraltma
X
  •  
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • dur abi önümde daha yıllar var bu yaştaki aşk ne olurr
    α η т є - ς l
    TRAßZoONnSPoOrRAŞK
    ....Hakkımda Bilgin Yoksa, Fikrinde Olmasın....

    Yorum


    • Selami Sen Biliyorsun Ama Yazmiyorsun


      Asude Bu isler yasa basa bakmiyor
      Gitme demek cok da Zor olmamali

      Yorum


      • abi geri aldım- dediklerimi
        α η т є - ς l
        TRAßZoONnSPoOrRAŞK
        ....Hakkımda Bilgin Yoksa, Fikrinde Olmasın....

        Yorum


        • Ne oldu 2 Dakkada
          Gitme demek cok da Zor olmamali

          Yorum


          • İlk olarak Mahmut Pervaneli tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
            Ask berbat diyemezsin yada sen gercek Ask i tatmamissin
            Muhtar'ım sen tattın sanırım
            Trabzonspor bizim varolma,bu dünyaya gönderilme nedenimizdir
            As Roma
            Francesco Totti "10"
            Twitter:cemtotti61

            Yorum


            • İlk olarak livera61 tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
              Muhtar'ım sen tattın sanırım
              Tatmaz olaydim Sekerini fazla Koymuslardi
              Gitme demek cok da Zor olmamali

              Yorum


              • Aşk için yazılacak o kadar çok şey varki Mahmutum kafamı toparlamam lazım,

                Ama aşk ı yaşamak gerçekten mükemmel bir duygu birde sonu hüsran olmasa işte..

                Bu herşeyi mahfediyor...
                bordomavi.net | Trabzonsporlular Birliği 1999

                Yorum


                • İlk olarak Mahmut Pervaneli tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                  Tatmaz olaydim Sekerini fazla Koymuslardi
                  e ask bu muhtar. kiminki sekerli, kiminkide tuzlu oluyor

                  Yorum


                  • AŞK RİSALESİ

                    Dirilmek yeniden
                    Yerin uyanması gibi kımıldaması gibi toprağın
                    Bulutları yarması gibi gün ışığının
                    Yağmurun ansızın boşanması
                    Binlerce kuşun bir anda parlaması havalanması
                    Erimesi gibi karların ve buzulların
                    Patlaması gibi dal uçlarında tomurcukların

                    Dirilmek yeniden
                    Yüzyıl süren bir berzahtan geçmişiz gibi
                    Kandan kinden öfkeden
                    Üstümüze bir sağnak boşanmış gibi
                    Sürekli lekelendiğimiz çözülmeye terkedildiğimiz
                    Bir bataktan çıkar gibi.

                    Yürürken otururken yatarken
                    Hep çürümek durumunda kalmış
                    Duyduklarımızdan dolayı kulaklarımız
                    Gördüklerimizden ötürü gözlerimiz
                    Dokunduklarımız için ellerimiz.

                    Belli bir bozgun yaşamışız
                    Her şeye ölüm dadanmış sanki
                    Kadınlar ki anne olmamak için direniyorlar
                    Erkekler ki savaşmayı tümden unutmuşlar
                    Çocuklar zaten hiç çocuk olmuyorlar
                    Çocukluk kalkmış dünyadan gibi
                    Her çocuk antik çağ filozoflarından bir kalıntı sanki.

                    Aşkın son saltanatını yaşamak içinmi ey kalbim
                    Ruhun serüvenine bir kale olmak için mi?
                    Bu başkaldırma kanatlanma.

                    Durmadan geçiyordu o zamanlar
                    Üstümüzden tanklar toplar binler tonluk arabalar
                    Boğuk bir ses madeni bir böğürme
                    Bir metropol devinin içimiz titreten iniltisi
                    Ta uzaklarda şehirlerin üstünde kımıldayan
                    Bir korkunun yüreğimizde biriken tedirginliği
                    Bir sam yeli gibi bedenimizi yüzümüzü saçlarımızı
                    Yalayarak
                    Çekiyordu bizi ve herkesi.

                    Ama sen uzaklardaydın ey kalbim
                    Uzaklardaydın, sevdiğim uzaklardaydı
                    Ayın ve yıldızların çağlayarak
                    Berrak şelaleler yaparak
                    Coşku içinde aktığı
                    Bir yerlerdeydi.

                    Hani bir gün bir çobana rastlamıştık
                    Kavalıyla bir sümbülü emziriyordu
                    Adı ferhat mıydı neydi
                    Koyunların kurtların böceklerin ve çiçeklerin
                    Sadakatten mest oldukları
                    Her birinin gözlerinde
                    Kaybolur gibi kayar gibi
                    Dalıp gittiğimiz o saadet evreni
                    Kayaların yüzlerinden okuduğumuz o ebedi bilinç
                    Bizi çekip almıştı kılcal damarlarımızdan.

                    Yaslan göğsüme sevdiğim
                    Benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir
                    Pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir toprak gibidir
                    Sen ki bulut gibisin
                    Ay gibisin güneş gibisin bazan.

                    Usul usul inen
                    Yağmur tıpırtılarını
                    Dinler gibi
                    Dalıp gitmiştik
                    Sen konuşuyordun
                    İpil ipil yağan bir yağmur gibi konuşuyordun
                    Onlar ki konuklarımızdı
                    Adları Keremdi Yusuftu Kaystı
                    Hepsi de ezelden tanıdıktı dosttu.

                    ( Ara Çağrı )
                    Sen bir taze haber gibi gelmiştin unutmadım
                    Her gelişin bir taze haberdi unutmadım

                    Aşktı alıp verilen altın bir vakitti yaşadığımız
                    Bir muştuyu algılamanın sürekli gerilimiydi sanki
                    unutmadım

                    Can oynanırdı evlerde yollarda meydanlarda
                    Can alınıp can verilirdi hiç unutmadım

                    Sen uyurdun uykun bir tepeden seyredilen uçsuz bir vadi
                    Kıyısından seyredilen bir denizdi sanki unutmadım

                    Ah sevgili ! Hayat görünürdü kapından, bir çırpınış
                    yüreklerimizde
                    Sen evinden çıktığında güneşler doğardı içimizde
                    unutmadım

                    Toprağa düşen tohum onda gizlenen renk şekil koku
                    Senin için biçimlenirdi renklenirdi kokardı senin için
                    unutmadım

                    Ebedi masum çocuklar zamanın solmayan çiçekleri
                    İstemişlerdi de ezan okumuştu Bilal bir sabah
                    unutmadım

                    O dirildi O dirildi diye birden çalkalanan sokaklar
                    Ölüm ki sonsuza açılan bir kapıydı hiç unutmadım
                    Ey aşk ey dirilik soluğu ey evrenin hareket kaynağı
                    Nasıl unuturum nasıl unuturum hiç unutmadım.

                    Haydi gel sevgilim
                    Uzanalım toprağın altına
                    Çiçekler mayalansın göğsümüzde
                    Bu akıp giden bu kör gidip yol giden
                    Kalabalıkları bu insanları
                    Ezen çiçekleri, bir kere bile farkına varmayan
                    Dökülen bu yıldızları yağmur birikintilerine
                    Çiğneyerek geçen bu adamları ve kadınları
                    Uyarmak için bir an durdurmak için
                    Bu bizi terkeden, bacaları öksüz ve boynu bükük
                    İçimizde sonsuzluk kavislerinden izlerini taşıdığımız
                    Ama şimdi kendimizi zorlasak da
                    anımsayamadığımız tasarlayamadığımız o kırlangıçları
                    Ah tekrar dönülebilir mi? yaşayabilirmiyiz ?
                    Uzansak yerin altına ve toprak olsak.

                    Haydi gel sevgilim
                    Bir daha deneyelim
                    Bir kere daha kesmek için yolunu kalabalıkların
                    Yüreğimizden gönlümüzün derinliğinden
                    Vermek hep vermek için
                    Çünkü dağıttıkça çoğalır bizim zenginliğimiz
                    Aşkın bir adı da berekettir
                    En iyi anlatandır o
                    Hirada bir mağarada
                    Gözden döküleni
                    Gönülden geçeni.

                    Ah hep o kelimeyi bulmak için bütün bu
                    Çabalarım
                    Seni çağıracak olan.

                    Nasıl da unuttuk
                    Oysa daha anar anmaz adını
                    Ansızın patlayan bahara bir pencere açmışız gibi
                    Kış ortasında çıkıveren güneş gibi
                    Birden sıyrılıverip bulutlardan
                    Üryan görülen can gibi
                    Doldururdun içimizi
                    Ve eviçlerimizi.

                    Ah oruçlu bir ağustos vaktinde
                    Bir kayanın dibinden kaynayan
                    Soğuk ve berrak sulara
                    Uzanıp kana kana
                    Avuç avuç alıp
                    Yüzümüzde içimizde
                    Duyduğumuz
                    Gibi
                    Aşk.

                    Ah bir yalnızlık vaktinde
                    Herkesle birlikte olduğumuz
                    Gene de yalnız olduğumuz
                    Bir parkta
                    Ta uzaklardan gelir gibi
                    Bir tamburdan bir ezginin
                    Bizi bizden ve herşeyden
                    Alıp götürdüğü gibi
                    Aşk.

                    Haydi gel sevgilim gene arayalım
                    Makam-ı İbrahimde rastlanan ayak izlerini
                    Dedesinin elinden tutup Kubays dağına götürdüğü
                    Yüzüsuyu hürmetine yağmur istediği
                    Yeryüzünün bereketlenip çiçeklerle bezendiği
                    Develerin coşarak çöllerde
                    Ayak sesleriyle şiirler bestelediği
                    O vakitleri.

                    Haydi gel bir daha bir daha
                    Arayalım
                    Herkesin ve herşeyin uykuya vardığı
                    Bir vakitte
                    Gürül gürül
                    Bardaktan boşanır gibi
                    Yeryüzünü ve gökyüzünü
                    Dünyanın bu yüzünü ve öbür yüzünü
                    Geceyi ve gündüzü
                    Dolduran
                    Yüreğimizi kuşatan
                    O kitaptan
                    Okunanı.

                    Yaşamak, avını gözleyen
                    Sessiz gergin
                    Soluk soluğa
                    Bir atmaca
                    Sağ elimin
                    Parmakları ucunda.

                    Ve ölüm
                    Bir güvercin
                    Beyaz
                    Süzülen masmavi gökten
                    Berrak sulara.

                    Bir yıldız kayıyor kayıyor kayıyor
                    Bir dal uzuyor uzuyor
                    Bir gül kanıyor bir seher vaktinde
                    Yanıyor bir ateş için için
                    İçimde içimin de içinde
                    Bir ezgi dönüyor dönüyor dönüyor
                    Bir ney eriyor dudaklarımda

                    Aşkın bir adı da yorulmamaktır...


                    Seviyooooooooooooooooorrrrrrruuummm

                    Durmak yok uşaklar baçiler!
                    Şafak olmuş comolokko

                    Yorum


                    • Bennim kinin Sekeri fazlaydi Seker Komasina Girmsitim

                      Selami Her guzel seyin Bir Sonu vardir
                      Gitme demek cok da Zor olmamali

                      Yorum


                      • Yok Yahu Bişeler Yaşamak Gönlünce Eğlencek
                        Sarmıyor Artık
                        Her Anından Heycanlanacak Bir Aşk İstiyor Gönül
                        Professional Unemployed

                        https://twitter.com/KobalasYakup

                        Yorum


                        • İlk olarak Sadullah KAPICIOĞLU tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                          AŞK RİSALESİ

                          Dirilmek yeniden
                          Yerin uyanması gibi kımıldaması gibi toprağın
                          Bulutları yarması gibi gün ışığının
                          Yağmurun ansızın boşanması
                          Binlerce kuşun bir anda parlaması havalanması
                          Erimesi gibi karların ve buzulların
                          Patlaması gibi dal uçlarında tomurcukların

                          Dirilmek yeniden
                          Yüzyıl süren bir berzahtan geçmişiz gibi
                          Kandan kinden öfkeden
                          Üstümüze bir sağnak boşanmış gibi
                          Sürekli lekelendiğimiz çözülmeye terkedildiğimiz
                          Bir bataktan çıkar gibi.

                          Yürürken otururken yatarken
                          Hep çürümek durumunda kalmış
                          Duyduklarımızdan dolayı kulaklarımız
                          Gördüklerimizden ötürü gözlerimiz
                          Dokunduklarımız için ellerimiz.

                          Belli bir bozgun yaşamışız
                          Her şeye ölüm dadanmış sanki
                          Kadınlar ki anne olmamak için direniyorlar
                          Erkekler ki savaşmayı tümden unutmuşlar
                          Çocuklar zaten hiç çocuk olmuyorlar
                          Çocukluk kalkmış dünyadan gibi
                          Her çocuk antik çağ filozoflarından bir kalıntı sanki.

                          Aşkın son saltanatını yaşamak içinmi ey kalbim
                          Ruhun serüvenine bir kale olmak için mi?
                          Bu başkaldırma kanatlanma.

                          Durmadan geçiyordu o zamanlar
                          Üstümüzden tanklar toplar binler tonluk arabalar
                          Boğuk bir ses madeni bir böğürme
                          Bir metropol devinin içimiz titreten iniltisi
                          Ta uzaklarda şehirlerin üstünde kımıldayan
                          Bir korkunun yüreğimizde biriken tedirginliği
                          Bir sam yeli gibi bedenimizi yüzümüzü saçlarımızı
                          Yalayarak
                          Çekiyordu bizi ve herkesi.

                          Ama sen uzaklardaydın ey kalbim
                          Uzaklardaydın, sevdiğim uzaklardaydı
                          Ayın ve yıldızların çağlayarak
                          Berrak şelaleler yaparak
                          Coşku içinde aktığı
                          Bir yerlerdeydi.

                          Hani bir gün bir çobana rastlamıştık
                          Kavalıyla bir sümbülü emziriyordu
                          Adı ferhat mıydı neydi
                          Koyunların kurtların böceklerin ve çiçeklerin
                          Sadakatten mest oldukları
                          Her birinin gözlerinde
                          Kaybolur gibi kayar gibi
                          Dalıp gittiğimiz o saadet evreni
                          Kayaların yüzlerinden okuduğumuz o ebedi bilinç
                          Bizi çekip almıştı kılcal damarlarımızdan.

                          Yaslan göğsüme sevdiğim
                          Benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir
                          Pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir toprak gibidir
                          Sen ki bulut gibisin
                          Ay gibisin güneş gibisin bazan.

                          Usul usul inen
                          Yağmur tıpırtılarını
                          Dinler gibi
                          Dalıp gitmiştik
                          Sen konuşuyordun
                          İpil ipil yağan bir yağmur gibi konuşuyordun
                          Onlar ki konuklarımızdı
                          Adları Keremdi Yusuftu Kaystı
                          Hepsi de ezelden tanıdıktı dosttu.

                          ( Ara Çağrı )
                          Sen bir taze haber gibi gelmiştin unutmadım
                          Her gelişin bir taze haberdi unutmadım

                          Aşktı alıp verilen altın bir vakitti yaşadığımız
                          Bir muştuyu algılamanın sürekli gerilimiydi sanki
                          unutmadım

                          Can oynanırdı evlerde yollarda meydanlarda
                          Can alınıp can verilirdi hiç unutmadım

                          Sen uyurdun uykun bir tepeden seyredilen uçsuz bir vadi
                          Kıyısından seyredilen bir denizdi sanki unutmadım

                          Ah sevgili ! Hayat görünürdü kapından, bir çırpınış
                          yüreklerimizde
                          Sen evinden çıktığında güneşler doğardı içimizde
                          unutmadım

                          Toprağa düşen tohum onda gizlenen renk şekil koku
                          Senin için biçimlenirdi renklenirdi kokardı senin için
                          unutmadım

                          Ebedi masum çocuklar zamanın solmayan çiçekleri
                          İstemişlerdi de ezan okumuştu Bilal bir sabah
                          unutmadım

                          O dirildi O dirildi diye birden çalkalanan sokaklar
                          Ölüm ki sonsuza açılan bir kapıydı hiç unutmadım
                          Ey aşk ey dirilik soluğu ey evrenin hareket kaynağı
                          Nasıl unuturum nasıl unuturum hiç unutmadım.

                          Haydi gel sevgilim
                          Uzanalım toprağın altına
                          Çiçekler mayalansın göğsümüzde
                          Bu akıp giden bu kör gidip yol giden
                          Kalabalıkları bu insanları
                          Ezen çiçekleri, bir kere bile farkına varmayan
                          Dökülen bu yıldızları yağmur birikintilerine
                          Çiğneyerek geçen bu adamları ve kadınları
                          Uyarmak için bir an durdurmak için
                          Bu bizi terkeden, bacaları öksüz ve boynu bükük
                          İçimizde sonsuzluk kavislerinden izlerini taşıdığımız
                          Ama şimdi kendimizi zorlasak da
                          anımsayamadığımız tasarlayamadığımız o kırlangıçları
                          Ah tekrar dönülebilir mi? yaşayabilirmiyiz ?
                          Uzansak yerin altına ve toprak olsak.

                          Haydi gel sevgilim
                          Bir daha deneyelim
                          Bir kere daha kesmek için yolunu kalabalıkların
                          Yüreğimizden gönlümüzün derinliğinden
                          Vermek hep vermek için
                          Çünkü dağıttıkça çoğalır bizim zenginliğimiz
                          Aşkın bir adı da berekettir
                          En iyi anlatandır o
                          Hirada bir mağarada
                          Gözden döküleni
                          Gönülden geçeni.

                          Ah hep o kelimeyi bulmak için bütün bu
                          Çabalarım
                          Seni çağıracak olan.

                          Nasıl da unuttuk
                          Oysa daha anar anmaz adını
                          Ansızın patlayan bahara bir pencere açmışız gibi
                          Kış ortasında çıkıveren güneş gibi
                          Birden sıyrılıverip bulutlardan
                          Üryan görülen can gibi
                          Doldururdun içimizi
                          Ve eviçlerimizi.

                          Ah oruçlu bir ağustos vaktinde
                          Bir kayanın dibinden kaynayan
                          Soğuk ve berrak sulara
                          Uzanıp kana kana
                          Avuç avuç alıp
                          Yüzümüzde içimizde
                          Duyduğumuz
                          Gibi
                          Aşk.

                          Ah bir yalnızlık vaktinde
                          Herkesle birlikte olduğumuz
                          Gene de yalnız olduğumuz
                          Bir parkta
                          Ta uzaklardan gelir gibi
                          Bir tamburdan bir ezginin
                          Bizi bizden ve herşeyden
                          Alıp götürdüğü gibi
                          Aşk.

                          Haydi gel sevgilim gene arayalım
                          Makam-ı İbrahimde rastlanan ayak izlerini
                          Dedesinin elinden tutup Kubays dağına götürdüğü
                          Yüzüsuyu hürmetine yağmur istediği
                          Yeryüzünün bereketlenip çiçeklerle bezendiği
                          Develerin coşarak çöllerde
                          Ayak sesleriyle şiirler bestelediği
                          O vakitleri.

                          Haydi gel bir daha bir daha
                          Arayalım
                          Herkesin ve herşeyin uykuya vardığı
                          Bir vakitte
                          Gürül gürül
                          Bardaktan boşanır gibi
                          Yeryüzünü ve gökyüzünü
                          Dünyanın bu yüzünü ve öbür yüzünü
                          Geceyi ve gündüzü
                          Dolduran
                          Yüreğimizi kuşatan
                          O kitaptan
                          Okunanı.

                          Yaşamak, avını gözleyen
                          Sessiz gergin
                          Soluk soluğa
                          Bir atmaca
                          Sağ elimin
                          Parmakları ucunda.

                          Ve ölüm
                          Bir güvercin
                          Beyaz
                          Süzülen masmavi gökten
                          Berrak sulara.

                          Bir yıldız kayıyor kayıyor kayıyor
                          Bir dal uzuyor uzuyor
                          Bir gül kanıyor bir seher vaktinde
                          Yanıyor bir ateş için için
                          İçimde içimin de içinde
                          Bir ezgi dönüyor dönüyor dönüyor
                          Bir ney eriyor dudaklarımda

                          Aşkın bir adı da yorulmamaktır...


                          Seviyooooooooooooooooorrrrrrruuummm

                          Durmak yok uşaklar baçiler!


                          hemşo sağol da ne ettin öyle
                          α η т є - ς l
                          TRAßZoONnSPoOrRAŞK
                          ....Hakkımda Bilgin Yoksa, Fikrinde Olmasın....

                          Yorum


                          • ben etmedim. Ben bu kadar edemedim daha Erdem BAYAZIT. Şair 1 sene olmadı daha, Ebediyete irtikal etti. Çok önemli şiirleri var. Mutlaka okunmalı.
                            Şafak olmuş comolokko

                            Yorum


                            • İlk olarak ilhan tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                              dengesiz ipler üzerinde trapez gösterisi gibidir aşk.

                              Hayatım boyunca bir daha aşık olur muyum, olmam. Oldum mu? Evet oldum.

                              Şimdilerde aşk, sokak ortasında öpüşmek.
                              işte bu şu zamandaki gençliğin aşk dediği olay ama aşk gercekten böyle bir şey değil ...

                              Aslıda hayatta yaşayaileceğiniz en güzel duygu - histir aşk
                              Medya tarafından üç büyüklerin taraftarı olmanın empoze edildiği bir ülkede, bu sportif emperyalizme direnip, kendi şehrimin takımına sahip çıkmanın onurunu ve gurunu yaşıyorum.

                              Yorum


                              • Aşk . . . Bulanın kaybetmemesi gereken bir Duygu . . .
                                " Hayatının anlamı senin bakış açında gizlidir. "

                                Yorum

                                Üzgünüz, bu sayfayı görüntüleme yetkiniz yok
                                Yükleniyor...
                                X