Temel ve Dursun Fıkraları

[poetricus]

İngiliz, Fransız ve Alman bir araya gelmişler.
Temel yok, bizden fıkra mıkra çıkmaz dağılalım, demişler.

[Cyzio]

Üstad'ın fıkrası bana başka bir Temel fıkrasını hatırlattı:

İngiliz, Fransız ve Temel, bilinmeyen bir ülkede, aynı hücrede hapse düşmüşler. Bir süre sonra canları sıkılınca, Fransız'ın aklına bir fikir gelmiş:

-"Haydi golf oynayalım."

İngiliz:

-"Aaa, harika bir fikir."

-"Golf nedur, daa?"

-"Bir top, bir sopa, bir de delikle oynanan, çok basit bir oyundur. Ne tesadüf ki benim yanımda bir top var."

-"Aaa, ben de sopa var."

-"Pen oynamayrum."

[Veysel Tomruk]

Bisden de bişeler olsun .......

Bizim Temel boş durmayıp yine bir gün yeni bi fikir edinmiş. Kitap yazmaya karar vermiş. napim? ne ediym? derken bi yazardan bilgi almak aklına gelmiş. Gitmiş bi tane ünlü bi yazarın yanına...
Abi demiş, ben bi kitap yazmaya karar verdim " Satması için ne yapmam lazım?" diye sormuş. Yazarımız da : " Bu devirde kitabının satılması için şu 3 konuyu içermesi lazım demiş: 1. Asalet 2. Gizlilik 3.Cinsellik. Bu 3 konuyu işlersen kitabının satışı güzel olur demiş...
Temel 7-8 ay sonra yazarın dediği konuları içeren bi kitap yazmış ve incelemesi için yazara getirmiş. yazar kitabı almış ismine bakmış: "Kontesi kim ...ti?".. hımm güzel demiş yazar. kontes asaletli birisi, kim gizlilik içeriyor, ... le de Cinsellik de olmuş. Sen buna biraz da Din- irtica eklersen manyak süper bi satış yaparsın demiş...
Temel de tamam deyip kitabı aldığı gibi gitmiş..3 gün sonra kitabı tekrar yazara inceletmeye getirmiş.. Yazar bu kadar erken gelmesine şaşırmış... Neyse demiş ve kitabı incelemeye başlamış...
Bi bakmışş kitap da hiç bi değişiklik yok hiç din-irtica konusu falan işlenmemiş. Sormuş temel E haani işlememişsin konuyu. Temel pişkin pişkin cevap wermiş: Kitabın adına bak adına.

kitabın adı : Allah Allaaah? Kontesi kim ...ti?

[Ömer TOPAL]

Üstad'ın fıkrası bana başka bir Temel fıkrasını hatırlattı:

İngiliz, Fransız ve Temel, bilinmeyen bir ülkede, aynı hücrede hapse düşmüşler. Bir süre sonra canları sıkılınca, Fransız'ın aklına bir fikir gelmiş:

-"Haydi golf oynayalım."

İngiliz:

-"Aaa, harika bir fikir."

-"Golf nedur, daa?"

-"Bir top, bir sopa, bir de delikle oynanan, çok basit bir oyundur. Ne tesadüf ki benim yanımda bir top var."

-"Aaa, ben de sopa var."

-"Pen oynamayrum."

uyyyyyyyyyyyyy eline saglık...hayatimda ilk defa bu kadar cok güldüm bir fıkraya....uyyy öldüm ben öLdümmmmmmmm

[tuncii]

Kaleci Temel
Bir yangında evin çatısında mahsur kalmş bir anne ve kucağında kundaklı bir bebeği... Asağıdakiler anneye, gerilmiş olan brandaya önce çocuğu sonra da kendisini atmasını öneriyorlar, fakat o kabul etmiyor, ne yaptılarsa kabul etmiyor. Alevler onlara ulaşmak üzere.... Bu sırada onları seyretmekte olan Temel, barıkatları asarak binanın dibine kadar gelir ve kadına seslenir:

-Abla korkma, at bebeği..bana. Ben Sürmene Spor' un kalecisiyim...

Kadın Temel' e inanır ve bebeği Temel' e doğru atar..Temel, nefis bir hareketle bebeği yere düşmeden yakalar, ayaga kalkar, iki kere yerde zıplattıktan sonra degajını yapar

[tuncii]

Temel Laz olduğu için kendinden nefret ediyormuş. Amerikaya gitmiş ve birçok ameliyattan sonra burnunu düzelttirmiş, iyi şekilde İngilizce öğrenmiş ve meşhur bir piyanist olmuş. Birgün büyük bir topluluğa konser verdikten sonra seyircileri selamlarken ön taraftan bir ses duymuş:

-Helal sana hemşerum, çok iyi çalayusun da!

Temel: - Benim Laz olduğumu nereden anladın yahu. Halbuki Lazlara benzememek için bir sürü ameliyat oldum.

- Nasıl anlamayayım, demiş adam. Bütün piyanistler otururken sandalyeyi kendilerine çekerler, sen ise sandalyeye oturup piyanoyu kendine çekeyusun.

[tuncii]

Temel ile Dursun Sultanahmette gezinirken bir turist gelip kendilerine bir adres sorar.

Turist ingilizce,almanca,fransızca sorar fakat bizim lazlar anlamaz...

-Ula dursun bir yabancı dil öğrenemedik gitti, der Temel,

Dursun:

-Ula neye yarayacakki bak adam üç dil biliyor yine derdini anlatamıyor..

[Ozan]

güzel fıkralar bu başlığın arkalara gitmesini istemem baya eğlendiriyor çünkü

[denizgrsy]

yav gece gece okudum güldüm neşelendim biraz,ellerinize sağlık

[Hasan Ayvenli]

temel ve dursun itfaiyede çalışıyorlar
çocuk yurdunda yangın çıkıyo yurtta yabancı çocuklar da kalıyor, dursun yukardan çocukları atıyo temel de aşağıda yakalıyo.
dursun beyaz çocukları atıyo temel tutuyo, zencileri atıyo temel tutmuyo
temel en sonunda dayanamıyo dursuna : ula dursun yanıkları atma vakit kaybetmeyelim...

[tuncii]

destek verdıgınız ıcın herkeze tsk. ederim cunku bız karadenızlıyız ve fıkrayıda severız temelle dursunuda...

[Fatih BALTA]

Temel'le oğlu Trabzon'dan İstanbul'a gezmeye gelmişler.
Gezerken oğlu Topkapı Sarayı'nı görmüş ve "Baba bunu kim yapıyor?" demiş.
Temel oğluna "Bilmiyorum" demiş.
Kısa zaman sonra Kız Kulesini görmüş ve "Baba bunu kim yaptı?" demiş.
Temel yine sabırla bilmiyorum dediş.
Oğlu en son Dolmabahçe Sarayını göstererek "baba bunu kim yaptı?" demiş.
Temel bilmiyorum demiş.
Oğlu, "baba seni bu sorularla sıkmıyorum değil mi?" demiş.
Temel ise oğluna gülerek," yok evladım sorasın ki öğrenesin" demiş...

[Fatih BALTA]

Oflu hoca cuma namazında içki içenleri fena halde azarlıyordu:
"Paranızı sokağa atıyorsunuz.Kazanan kim? Meyhaneci...
En büyük dükkan kimin? Meyhanecinin..
En güzel ev kimin? Meyhanecinin..
Bu paraları veren kim? İşte sizin gibi kafasızlar.."
Aradan iki hafta geçer,Temel koşarak hocanın yanına gelir
ve ellerine sarılıp öperek "Allah razı olsun hocam,senin verdiğin içki vaazı sayesinde hayatım kurtuldu".
Hoca memnun:
"Aferin,içkiyi bırakmanın mükafatlarını ahirette de göreceksin oğlum" der.
Temel düzeltir:
"İçkiyi bırakmadım hocam meyhane açtım!"..

[cableTS]

temelle dursun iş için amerikaya gidiyorlar. uçaktan indiklerinde dursun temele "ula temel ben pasaport işlemlerini yaptırayim sende buralardan kaybolma" der ve gider.
temelde havaalanında bir kola makinası görür. makinanın yanına giden temel makinaya para atıyor düğmeye basıyor kola alıyor ama bunu sürekli yapıyor. işini bitiren dursun gelir. temeli yanındaki onlarca kolayla görür. koşarak temelin yanına gider. "ula temel ne yabaysın" der.
temel de
" ula dursun sus karışma.! bugün şansım çok iyudur..."

[Ömer TOPAL]

ANNESİNDEN TEMEL'E MEKTUP "Sevgili oğlum Temel... Senin hızlı okuyamadığını bildiğim için mektubu yavaş yavaş yazıyorum...
Artık senin büyük şehre gittiğin sırada yaşadığımız evde yaşamıyoruz. Baban bir gazetede, "İnsanların başına genellikle evlerinin iki kilometre civarındaki bölgelerde kaza geldiğini" okumuş; o yüzden taşındık...
Sana yeni adresi veremiyorum, çünkü yeni evimizde bizden önce oturan hemşehrilerimiz, taşınınca adresleri değişmesin diye kapı numarasını söküp götürmüşler...
Bu evde garip bir çamaşır makinası var. Geçen gün içine dört gömlek koydum, çalıştırmak için duvardaki zinciri çektiğimden beri bir daha gömlekleri göremedim.
Geçen hafta sadece iki kez yağmur yağdı. İlki üç gün, ikincisi ise dört gün sürdü...
Benden istediğin yeleği postaya verdim. Ancak, halan 'o koca düğmelerle paket çok ağır olur' deyince düğmeleri kopartıp yeleğin cebine koyduk. Orada bulabilirsin...
Not: Sana biraz da para gönderecektim, ama zarfı bir kere yapıştırmış bulundum... Sevgiler... Annen"