Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Paylaşmak İstediğiniz Yazılar...

Daraltma
X
  •  
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • En Uzak Mesafe

    En uzak mesafe
    ne Afrika'dır,
    ne Çin,
    ne Hindistan,
    ne seyyareler,
    ne de yıldızlar geceleri ışıldayan...
    En uzak mesafe iki kalp arasındaki mesafedir birbirini anlamayan.....

    Ömer Hayyam...
    Özkan SÜMER

    Yorum


    • "10 things i hate about you" filminden

      i hate the way you talk to me,

      and the way you cut your hair.

      i hate the way you drive my car,

      i hate it when you stare.

      i hate your big dumb combat boots

      and the way you read my mind.

      i hate you so much it makes me sick,

      it even makes me rhyme.

      i hate the way you're always right,

      i hate it when you lie.

      i hate it when you make me laugh,

      even worse when you make me cry.

      i hate it when you're not around,

      and the fact that you didn't call.

      but mostly i hate the way i don't hate you,

      not even close,

      not even a little bit,

      not even at all.
      Özkan SÜMER

      Yorum


      • Bir ŞeyLer KaraLadım..

        Hayatı tam anLamıyLa yaşamaya başLadığımda anLadım bu hayatın çok çetin geçeceğini..
        Sevgiyi,sevilmeyi,özlemeyi,özlem duymayı öğrenmeye başladık.. Çocuk gibi sevindik,mutlu olduk..
        Neydi bizi böyle çocuk gibi sevindiren şeyler.. Sevdiğiniz olması,ondan iki çift güzel laf duymak..
        Dünyanın sadece sevdiğin insanın etrafında dönmesi.. Senin dünyanın sevdiğini olması..
        Bu karanlık dünyada sevdiğin senin ışığın olacak,mutluluğun,yaşam kaynağın olacak..

        Gel gelelim seni sevicek,değer vericek insanı bulmaya.. Bu devirde artık insanLar ! ne yazık ki maddiyata önem veriyorlar..
        Artık kalbinin temiz olması önemli değil.. Cebin güzel olsun yeter..

        Sevgi , kolay elde edilebilecek bir şey değil.. Zor bulunur, hele ki yürekten sevmek, sevebilmek..
        Sevginin anlamı bana göre bu dünyada hiç bir şeyle tarif edilemez.. Herkese göre farklı duyguları farklı tanımları vardır..
        Benim için sevdiğim insandan duyabileceğim bir " Seni Seviyorum.." lafı sevginin tanımına değerdir..
        Aşk ve Sevgi farklı şeylerdir.. Aşk başka bir dünya, sevgi başka bir dünyadır.. Bu iki dünyayı birleştirene ne mutlu..
        Biz bu iki dünyadan da mahrumuz.. Aşk adına çok sevdiğim bi sözü söylemek istiyorum ;

        " Aşk sonradan öğrenilmiyor.. Yürekte varsa vardır...! "

        Sevmenin değerini bilenlere bu dünya cennettir.. Bilmeyenler zaten hakettiği yere gelirler..
        Sevgi için adım atmalısın.. Yeri geldiğinde bu adımların küçük, yeri geldimi büyük olmalı.. Bu adımları temiz atmalısın..
        Tüm bunları yaparken mutlaka birine göre hareket etmelisin.. Sen adımlarını atarsın, heveslenirsin..
        Ama son an gelir,istenmeyedebilirsin..

        İçim,kırık,dökük... Yaşadığınız bazı şeylerden sonra gerçekten kırılıp dökülebiliyorsunuz..
        Seven belli eder kendini zaten.. Tabi sevilmekte var.. Sadece sevmekle olmuyor..

        Sevgi adına birşeyler karaladım...
        ~ Yüzümüzün yüreğimizle beraber gülümsediği an’ dır mutluluk. ~

        Yorum


        • Pasif-Agresif Kişilik Bozukluğu

          Başlıca özelliği ergenlik ya da ergenlik sonrası (erken erişkinlik) başlayan ve çeşitli koşullarda ortaya çıkan toplumsal ve meslek ortamlarında başarı için beklenen isteklere olumsuz bir tutum ve direnç davranışıdır. Bu insanlar başkaları tarafından beklenen düzeyde iş yapmaları istenildiğinde bu duruma alışkanlık olarak kızar, karşı gelir ve direnirler. Bu karşı gelme en sık olarak iş ortamında ortaya çıkar ama toplumsal yaşamda da ortaya çıkabilir. Direnme özellikle otorite figürleri tarafından verilen görevlere tepki olarak erteleme, unutkanlık, inatçılık, bilinçli olarak etkisizlikle dışa vurulur.

          Nedir?
          Psikolojide aynı zamanda negatif kişilik bozukluğu olarak da tanımlanır ve kişinin sürekli ‘hayır’ cevabını pasif bir tavır ile belirtmesinde görülür. Genelde çocukken bireyin kızgınlığını, kendi düşüncelerini ve negatif duygularını direk olarak ifade edemeyişinden kaynaklanır. Aynı zamanda bazı bulgular bu rahatsızlığa sahip insanların çocukluklarında ailelerinin kararsız, belirsiz ve hatta ihmalkar davranışlarına maruz kaldıklarını gösteriyor. Ailenin davranışı sebatsız, düzensiz ve sinirleri yıpratıcı olduğu için çocuk kızgınlık ve küskünlük duygularının esiri olur. Nitekim bu duyguları ne ifade edebilir ne de gitmesine izin verebilir.

          Eğer siz pasif-agresif kişilik bozukluğuna sahipseniz, çevrenizdekilerin en ufak talepleri karşısında bile kendinizi ağır yük altında gibi hissetme ihtimaliniz yüksektir. Genel olarak çevrenizdeki otorite sahibi kişilere (ne kadar iyi niyetli olursa olsun) hem kızar hemde imrenirsiniz. Çoğu zaman kendinizi taciz edilmiş, bezmiş ve aşırı derecede yorulmuş hissedersiniz. Hem işinizde hem özel ilişkilerinizde hep yanlış anlaşıldığınızı, değerinizin verilmediğini ve limitlerinizin aşırı derecede zorlandığını düşünürsünüz. Çoğu zaman kızgın ve gücenmiş halde olduğunuz için dışarıya otomatik olarak negatif bir insan olarak yansırsınız.

          Pasif-agresif kişiliği olan bireyler pesimistik, kuşkucu ve insanların iyi olmadığına inanırlar. Genelde olaylarda imkansızı ve hayal kırıklığına uğramayı beklerler. Kendilerini aldatılmış, değer verilmemiş, kurban edilmiş ve çaresiz hissederler. İşler arzu ettikleri gibi gitmediği zaman daha fazla somurtkan, kızgın, muhalif ve sinirli hale gelirler.

          Bu tip kişiler diğer insanlarla yüzleşmekten çekinirler ve fikir ayrılıklarını, kırgınlıklarını yada kızgınlıklarını dolaylı yoldan ifade ederler. Sürüncemede bırakma, inatçılık ve verimsizlik gidi davranışlar bu probleme sahip insanların tipik davranışlarıdır.

          İş yerinde pasif-agresif kişiler kendi yeteneklerini aşağı gördüklerinden dolayı kariyerlerinde yükselmek konusunda zorluk yaşayabilirler. Çoğunlukla kendilerine yardımı olabilecek kişileri davranışları ile uzaklaştırırlar.

          Bu kişiler başkalarının çabalarını, işlerini paylaşma ihtiyaçlarını başarısız kılarak engellerler. Örneğin bir amir mesai bitimine doğru memurundan ertesi sabah toplantı için bir yazı hazırlamasını istediğinde memur yazının yetişmeyeceğini söylemek yerine ya yazıyı başka türlü yazar ya da yanlış yere dosyalar. Ya da kendisini hiç aramadığı için sevgilisine sitem eden erkek, bu isteği üzerine kendisini arayan kız arkadaşının telefonlarını ya duymaz ya o an telefonu açamayacak kadar meşguldür ya da başka bir ofistedir. Bu bireyler sürekli değerlerinin anlaşılmadığından yakınırlar. Zorlukları çözmek, başa çıkmak yerine, başarısızlıklarını başkalarının davranışlarına bağlarlar. Somurtkan irrite, sabırsız, tartışmacı, kuşkucu, şüpheci ve ters olabilirler. Otorite figürleri (Örneğin üst düzey yönetici, okulda öğretmen, evde ebeveyn rolü oynayan bir eş) çoğu kez hoşnutsuzluk odağıdır. Olumsuzlukları ve suçu dışsallaştırmak eğilimleriyle küçük bir kışkırtma ile otorite figürlerine karşı düşmanca duygularını ifade ederek eleştirirler. Otorite figürleri tarafından başarılı bulunan iş arkadaşlarına karşı kırgın ve kıskanç olurlar. Çoğu kez şansızlıktan yakınırlar. Gelecek hakkında sürekli olumsuz görüşleri vardır.

          "İyi olmak ödüllenmez" "İyi şeyler kısa sürer", gibi yorumlar yaparlar. Bu kişiler kendileri için, sorun olduklarını düşündükleri kişilere karşı düşmanca bir karşılık vermekle, özür dileyip daha iyisini yapma sözü verme arasında kararsız kalırlar.

          Çoğu kez kararsızdırlar. Bir eylemle onun tam tersini yapma arasında tereddütte kalırlar. Başkalarıyla sonsuz çekişmelere girerler. Başkalarına bağımlılık ve girişkenlik isteği arasındaki yoğun çatışma bu bireylerin özelliğidir. Yüzeysel bir kabadayılık olmasına rağmen, kendilerine güvenleri azdır. İyi bir işte olası en kötü sonları görürler ve kendilerini "gerçekçi" olarak tanımlarlar. Borderline, Histerionik, Paranoid, Bağımlı, Antisosyal ve Çekingen Kişilik Bozukluğu olan bireylerde ortaya çıkar.

          Bu kişiler genelde huysuz kişilerdir. Kolaylıkla kızar, alınır yada kışkırtılırlar. Davranışları kolaylıkla saldırganlıktan pişmanlığa dönüşür. Sürekli çevrelerinde hata bulur, işbirliği etmez ve küskün dururlar fakat aynı zamanda aşırı derecede bağımlıdırlar.

          Pasif-agresif kişilik bozukluğu olan kişiler derinlerinde güçsüz olduklarını, başka insanların merhametine kaldıklarını, haksızlığa uğradıklarını, yanlış anlaşıldıklarını ve ızdırap içinde olduklarını hissederler.

          Yorum


          • bana ait olmayan cinayetler işliyorum!

            bir kez daha öldürdüm bendeki seni, parmak izimin olmadığı bedenimde.
            şimdi bir ceset yatıyor yassı kemiklerimin arasında sendelenmiş kalbimde!
            sana koşarak geldim! Hava çok soğuktu! burnun kızarmış,gözlerin nemlenmişti!
            Bir kez daha kaybettim seni buğulu sokakta. her taraf çöplerle doluydu.
            Kaçmaya başladım! kolumu tuttun kendine çektin önce! çöplükte dolaşan kediler vardı etrafta..
            kan emici yarasaların seslerini duyar gibiydik! ruhlarımız terketti bedenlerimizi, sen erken döndün.
            ben kaçmaya başladım senden, boğuluyordum serzenişlerinde!
            kaçmıştım önce.. arkama bakmaya korktum.. döndüğümde kanlar vardı yerde.. bulamadım seni..
            kan emici yarasalar ve kedilerin zafer şarkılarını duyuyordum! yere akan her kan damlasında boğuldum!
            birden yağmur başladı.. Tanrı'nın lanetiydi akan gözyaşlarım..
            senin için orada değildim, yerde kanların vardı..

            Uyandım kırmızı rüyamdan, sabah baktığımda yanımda yoktun..
            - irkildim önce -
            seslendim derinden cevap vermedin.. sana doğru geldim,
            yerde kan izleri vardı..
            mutfağa koştum önce orada yoktun ve içini günahlarımızda doldurduğumuz odamızdaydın..
            - korktum önce -
            kapıyı açtım ve yerde yatan bedenini gördüm! Her yer kan lekesiydi.
            Göz bebeklerine dikiş atılmış, dudakların kurumuştu..
            Halisünasyon gördüğümü düşünüyordum sabahın ilk ışıklarında,
            ve bir not bıraktım meleğim; Nefretle anın beni, lanetleriniz üzerimde olsun..
            Sana yemin ediyorum sevgilim,
            senden sonra ben de dikiş attım gözbebeklerime..
            ve ben de öldüm..

            ilhan diye birisi
            Türkçe, Turkche olmasın! Dilimizi koruyalım! Türkçeye 29 harf yeter!

            “Ben basit bir '
            iyi futbol dilencisiyim'. Elimde şapkam, dünyanın dört bir yanını geziyor ve stadyumlarda yalvarıyorum:
            “Tanrı rızası için, güzel bir maç lütfen!”
            Eduardo Galeano


            "İhaneti severim, ama hainlerden nefret ederim." Cesar

            Yorum


            • ilhan ilginç şeyler yazıyorsun ???
              "Meteorolojiden Uyarı : KARADENİZ FIRTINASI geliyor tedbirinizi alın..!
              VİRA VİRA KOYDUK YOLA..."

              Yorum


              • Bekleyiş

                Nice savaşçı ya da kendilerini savaşçı sananlar girdi hayatıma.Hançerler kılıçlar sallandı,kimi güzel bir dövme işledi vücuduma kimisi de zaman içinde kapanacak yaralar açtı,sonrasın da yalancı rüzgarlara karışan yalancı toz bulutları gibi kayboldular kaybettiler(mi) ? kim bilebilir bazen savaşlarda her iki taraf da kaybeder.Ben yeni savaşlara hazır yine yeni gelecek şeytan mı melek mi savaş sonrası kimliğini açığa çıkaracak olan yaratığı beklemekteyim.Her savaşta güzel anılar heyecanlar sevinçler acılarla yaşanılanlar bir sonraki savaşa daha güçlü girmemi sağlıyor.Savaştıklarım her defasında farklı karakterlerde farklı taktiklerle arenada karşıma çıktığından olsa gerek hazırlıksız yakalandığım zamanlar oluyor ama ilk darbeleri yedikten sonra doğrulup kendime geliyorum ve karşımdakinin ataklarını,karşımdakini anlıyorum tanıyorum.Sormayın ben de bilmiyorum sonraki savaşımı savaşcıyı daha mı zalim olur yok sa son diyebileceğim mert yürekten ölümüne korkusuzca tutku ile savaşacak yılmayacak bir savaşçımı?.Herşeyimi verirdim karşıma çıkacak böyle bir savaşçı için sonu elinden ölümüm olacağını bilsem bile.İstemiyorum arenaya çıktığımda karşımda daha hırçın bakışlarını bile göremeden seyircilerin korkunç çığlıklarından korkan bir savaşçı…


                Garip bir savaşçı şeykan

                Yorum


                • .Sormayın ben de bilmiyorum sonraki savaşımı savaşcıyı daha mı zalim olur yok sa son diyebileceğim mert yürekten ölümüne korkusuzca tutku ile savaşacak yılmayacak bir savaşçımı?


                  uu habunu sen mi yazdun
                  "Meteorolojiden Uyarı : KARADENİZ FIRTINASI geliyor tedbirinizi alın..!
                  VİRA VİRA KOYDUK YOLA..."

                  Yorum


                  • ule canım sıkıldı karaladım işte yarım saat uğraştım Edebiyatım eyi değildir nokta virgülü tutturamam anca bu kadar

                    Yorum


                    • Zulmü Alkışlayamam

                      Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
                      Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
                      Biri ecdadıma saldırdımı,hatta boğarım!...

                      -Boğamazsın ki!
                      -Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
                      Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
                      Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.

                      Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
                      Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
                      Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
                      Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
                      Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
                      Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
                      Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
                      Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
                      Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
                      İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?

                      Mehmet Akif Ersoy
                      En son Fatih Ersoy tarafından düzenlendi; 18.08.2008, 01:53.
                      Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu ?
                      **Latocan**


                      Yorum


                      • EN ZAYIF HALKA;


                        Sana sevgimi anlattıkça uzak durdun benden.Ben aşk dedikçe sen dur dedin.Oysa ben gerçekten seviyordum seni. Bu yüzden içimdeki aşk fırtınasını durdurmam mümkün değildi. Söylemeden duramazdım ki sevgi sözcüklerini.
                        ANLAMADIN….

                        Hayata dair ne varsa paylaşmak istedim seninle. Güleceksek birlikte; ağlayacaksak birlikte olmalıydık. Önümüze aşkımızın ışığını alıp bizim için aydınlattığı yolda, hiçbir engele takılmadan, inatla, cesurca, korkusuzca yürümeliydik. Ancak böyle yaşanırdı bir aşk. YAŞAMDIN……

                        Herkesin ayrı bir dünyası vardı biliyordum. Ama aşk ayrı dünyaları bir potada toplayıp, yeni bir dünya yaratmak değimliydi? Yaratılan o dünyada kimsenin benliğini kaybetmeden ortak duyguları yaşamsı değimliydi aşk? Her türlü çatışmaya rağmen, bir küçük gülümseyiş, bir sıcacık bakışla unutmak değimiydi bütün kırgınlıkları?
                        UNUTMADIN….

                        Ben seni kaybetme korkusu taşırdım içimde. İncineceksin diye korkardım. Yokluğunun verdiği iç huzursuzlukla uykusuz geceler geçirirdim. Sabaha kadar kırpmazdım gözlerimi. Seni gördüğümde de, sanki saatlerdir uyuyormuşum gibi enerji dolardım. Kıpır kıpır olurdu içim. Tarifi imkansız bir heyecan, bir yürek çarpıntısıyla sarılırdım sana.
                        SEN SARILMADIN….

                        Bir tohumdun sen yüreğime ektiğim. Kanımın deli akışıyla sulardım seni. Sevdamın ateşiyle ısıtırdım ayazda. Büyüyecek, bir filiz olacak, rengarenk çiçekler açacaktın. Tenlerimizin buluşması bir ayine benzerdi benim için. Sonsuzlukta kayboluştu. Bedenlerimizin aşkımızın içinde erimesiydi. Yaşadığıma; hele seninle yaşadığıma şükredişti. Her seferinde yeniden doğuştu.
                        DOĞMADIN….

                        Şimdi yorgun yüreğim.
                        Bunca çabaya rağmen mutluluk gülüşünü yüzünde göremediğim için yorgun.
                        Bu yüzden; daha fazla kaldıramayacak seni.
                        Daha fazla yaşayamayacak bu umutsuz aşkı.
                        Yüreğim seni bu aşkın en zayıf halkası seçti.
                        ELVEDA……

                        MEHMET COŞKUNDENİZ
                        ODTÜ'lü bir hocanın Trabzonspor atkısıyla dolaşan Trabzonsporlular hakkındaki yorumu;
                        "Hocam onlar Trabzonsporlu. Onların sevgisi, derdi bir başka. TRABZONSPOR onlar için bir var olma nedeni. TRABZONSPOR'a küsemez, kızamaz ondan utanamazlar çünkü o zaman şehirlerine küsmüş, şehirlerinden utanmış olurlar''

                        Yorum


                        • Gitme Ey Yolcu

                          Gitme ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım
                          Elemim bir yüreğin karı değil, paylaşalım
                          Ne yapıp ye'simi kahreyleyeyim, bilmem ki?
                          Öyle dehşetli muhitimde dönen matemki!
                          Ah! Karşımda vatan namına bir kabristan yatıyor şimdi
                          Nasıl yerlere geçmez insan
                          Şu mezarlar ki uzanmış gidiyor, ey yolcu
                          Nereden başladı yükselmeye, bak, nerede ucu


                          Mehmet Akif Ersoy
                          Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu ?
                          **Latocan**


                          Yorum


                          • Bir sitede okuduğum ve hoşuma giden bir şiiri paylaşmak istiyorum sizle..

                            *****DİYOR TRABZON*****


                            Bu şehirden bıktım, şehirde benden,
                            Dön sırtını çık gel diyor Trabzon.
                            Can kursakta henüz kopmadan tenden,
                            Dön sırtını çık gel diyor Trabzon...


                            Burada hiç bir şey, aşikâr değil,
                            Nerede çıkar var orada eğil,
                            İnsanlığa verilmiyor az meyil,
                            Dön sırtını çık gel diyor Trabzon...

                            Üst üste yaşanır, adı apartman,
                            Herkes birbirinden çeker el aman
                            Köyümüzde durum bundan çok yaman,
                            Dön sırtını çık gel diyor Trabzon...

                            Komşunun komşudan, yoktur haberi,
                            Uyum sağlayamaz desen gel beri,
                            Ne baharı belli, ne de zemheri,
                            Dön sırtını çık gel diyor Trabzon...

                            Altın imiş taşı toprağı diyen,
                            Hani nerde? sadece bilir yiyen,
                            Öldüm demez burada kefen giyen,
                            Dön sırtını çık gel diyor Trabzon...


                            Ayser Özbakır
                            Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu ?
                            **Latocan**


                            Yorum


                            • İlk olarak EMine_61 tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                              ilhan ilginç şeyler yazıyorsun ???
                              Bunu söyleyen ne ilk ne de son kişisin Emine

                              Bu tip bir çok karalamam var ama paylaşıp insanların okuma zevkini kaçırmak istemiyorum.
                              Türkçe, Turkche olmasın! Dilimizi koruyalım! Türkçeye 29 harf yeter!

                              “Ben basit bir '
                              iyi futbol dilencisiyim'. Elimde şapkam, dünyanın dört bir yanını geziyor ve stadyumlarda yalvarıyorum:
                              “Tanrı rızası için, güzel bir maç lütfen!”
                              Eduardo Galeano


                              "İhaneti severim, ama hainlerden nefret ederim." Cesar

                              Yorum


                              • Ama beğenenleri de mahrum bırakıyorsun İlhan. Acaib veya değişik yazılar daha dikkat çekici oluyor. Anlamak biraz zor oluyor, hatta bazen benim anlamam birkaç günü buluyor Ama anlayınca "Harbiden haa" diyorum

                                Yorum

                                Üzgünüz, bu sayfayı görüntüleme yetkiniz yok
                                Yükleniyor...
                                X