Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Paylaşmak İstediğiniz Yazılar...

Daraltma
X
  •  
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • Paylaşmak İstediğiniz Yazılar...

    Burada beğendiğimiz yazı ve şiirleri paylaşalım ne dersinizzz?Aradım ama böyle bir konuya rastlayamadım güzel olacağını düşünüyorum ve ben başlıyorum..

    Bugün sizden bir şey isteyeceğim.

    Sakın kimseye ''Seni seviyorum'' demeyin.

    Lütfen. Kullanmayın artık bu sözü. Başka bir şey deyin birbirinize

    onun yerine. Duygularınıza daha denk düşen bir şey... Benim aklıma

    gelmiyor ama siz bulursunuz. Ne de olsa sizin duygularınız...

    Hayır, içini dolduracaksanız ''Seni seviyorum''un, bir diyeceğim yok.

    Ama umudum da yok.

    ''Seni seviyorum'' öyle ''Kendine iyi bak'' gibi bir söz değildir.

    Laf olsun diye söylenen...

    Birine ''Seni seviyorum'' dediğinizde hakkını vereceksiniz.

    Bir kere onu gerçekten seviyor olmanız lazım. Yani öyle dokununca

    geçiverecek arzularla falan karıştırmayacaksınız.

    Birine ''Seni seviyorum'' dediğinizde, o biri en az tuttuğunuz takım

    kadar önemli olacak hayatınızda.

    Birine ''Seni seviyorum'' dediğinizde, bir saat eksik uyumayı göze

    alabileceksiniz onu daha çok görmek uğruna.

    Birine ''Seni seviyorum'' dediğinizde, elini tutmak da önemli olacak

    başka şeyler kadar.

    Birine ''Seni seviyorum'' dediğinizde, ''Sevgilimsin'' de demiş

    olduğunuzu bileceksiniz.

    Birine ''Seni seviyorum'' dediğinizde, onu özleyecek, düşünecek,

    merak edeceksiniz.

    Birine ''Seni seviyorum'' dediğinizde, onun gözü telefonda (evet, cep

    telefonu çıktığından beri kulak değil gözler telefonda) aramanızı

    beklediğini unutmayacaksınız.

    Birine ''Seni seviyorum'' dediğinizde, ona sürprizler yapmayı, ufak

    hediyeler almayı ihmal etmeyeceksiniz.

    Birine ''Seni seviyorum'' dediğinizde, ona şiirler okuyacak hatta

    kabiliyetiniz varsa, yazacaksınız da.

    Birine ''Seni seviyorum'' dediğinizde, şarkıdaki gibi, ellerinizde

    çiçeklerle kapısında bekleyeceksiniz.

    Birine ''Seni seviyorum'' dediğinizde, belki ömrünüzün sonuna kadar

    değil ama hiç olmazsa yarın, öbür gün de seveceğinizden emin olacaksınız.

    Birine ''Seni seviyorum'' dediğinizde, aynı zamanda ''Free

    takılalım'' da diyemeyeceğinizi bileceksiniz.

    Birine ''Seni seviyorum'' dediğinizde, o aşktan söz ederken siz ''Ben

    almayayım, alana da mani olmayayım'' demeyeceksiniz.



    Nasıl?

    Çok mu zor?

    Fazla mı zahmetli?

    İnsanın birini sevip sevmediği tam da böyle belli oluyor arkadaşlar.

    Sevmeyince ''iş'' gibi geliyor bütün bu saydıklarım.

    O zaman ''Seni seviyorum'' demeyeceksiniz. Bu kadar basit. Bir gün

    farkında olmadan bütün bunları yapıyor olduğunuzu görünceye kadar.

    Şimdi ''Ne var bunda? Keşke herkes birbirine bolca 'Seni seviyorum'

    dese' diye düşünenler olacaktır.

    İyi. O zaman birbirini gerçekten sevenler yeni bir söz bulsunlar

    söyleyecek.

    ''Seni seviyorum'' orta malı olsun.. Zaten oldu olacağı kadar.....

    Pakize SUDA
    En son Serap tarafından düzenlendi; 18.12.2006, 19:21.

  • #2
    Çoğumuz (genellikle de erkekler) duygularımızı; saklamanın daha doğru olduğunu sanıp ne kadar yanılıyoruz değil mi? Oysa sevgi beslenmeli, karşılıklı özveriyle desteklenmeli. Her gün yeni bir sürpriz için çaba sarf edip sevgiyi yaşatmak için emek vermeli. Ama ne yazık ki evliliklerde garanti gözüyle bakıp hiç emek harcamadığımız gibi hesapsızca tüketip, har vurup harman savuruyoruz sevgileri.

    Ne yazık... Oysa ne zor bulunur sevgiler. Özellikle karşılıklı olanı yakalamak ne küçük bir olasılık. Ama kaybetmek ne kadar kolay ve çabuk. Koca bir sevginin katili oluveriyoruz çarçabuk. Bence sevgi katilleri de yargılanmalı ve cezaya çarptırılmalı. Çünkü kapanması ve onarımı olanaksız bir ton yara bırakıyor ardında. Sonra bir ton da yaralı insan. Öleceğiz zannedip ölmüyoruz açısından. Ama sürüm sürüm sürünüyoruz. Sonrasında yeni sevdalara kuşkuyla bakıp olası mutluluklara kapatıyoruz pencerelerimizi.

    Korunmak adına anlamsız kaçak güreşler daha da yoruyor insani. Şöyle kararlı, tutup koparıverecek, ayaklarımızı yerden kesecek kadar cesur birini bekleyip ömür tüketiyoruz. Bir de bakıyoruz ki yolun sonuna gelivermişiz. Ne çabuk geçmiş zaman. Ne kolay tüketilmiş sevdalar. Ne hesapsız harcayıp ne derin yaralar açmışız. Bir o kadar yara da biz edinmişiz hayattan. Hayatın son durağında, mevsim çoktan kışa dönmüş, gelecek vasıtayı bile kestiremez olmuşuz.

    Neyin adına peki?.. Ahh Korunma iç güdüsüyle sakladığımız seviler ahh... Üstelik taze tüketilmesi gerekirken saklamaya kalkıştığımız, hem de saklama koşullarına da uyulmadığından çürümüş, kokuşmuş, çürüdükçe de etrafını çürütmeye devam eden, tümörleşen, duygu depocukları ne çok canımızı acıtmış. Bize sunulmadan bayatlamış ve sunulduğunda da besin zehirlenmesine yol açmış seviler. Hayat ne bayat noktasına gelmişiz bu yüzden. Ve ne kadar geç kalmışız hayata.

    İşte hayat bu. Ben de galiba hayat ne bayat noktasında, gelecek vasıtayı kestiremiyorum artık .Umarım siz tazeyken tüketmeyi becerebilirsiniz duygularınızı ve hayat arkadaşınızı besin zehirlenmesinden kurtarırsınız.

    Can Dündar

    Yorum


    • #3
      zaten aşığım gibi bişey, hemde karşılıksız gibi, trabzonsporla kafayı dağıtayım diyorum, burda bile darlanmaya sebep var..
      SADECE DİK DURAN, CESUR BİR TRABZON..

      Yorum


      • #4
        ''Ben sende imkansızlıkları sevdim ama asla umutsuzlukları değil'' işte böyle söylemişti şair. Belki sadece kendini düşünerek yazmıştı. Kendi sevdiğine kendi yüreğiyle. Ama günün birinde benimde aynı şeyleri hissedeceğimi bilmezdi. Bende bilmiyordum. Günün birinde seni bu kadar seveceğimi ve bukadar acı çekeceğimi bilmiyordum. Sakın beni Yanlış anlam a; seni sevdiğim için asla pişman değilim. Dünyaya bir daha gelsem yine seni severdim. Senin tarafından sevilmek isterdim. Bana değer vermeni isterdim. Hiç olmayacağını bildiğim halde yanımda olmanı, mutlu olduğumda sevincimi paylaşmanı, ağladığımda gözyaşlarımı silmeni, düştüğümde kolumdan tutmanı... Belki bana hayalperest diyeceksin. Ama olsun. Çünkü hayali bile güzel. Sen bunu anlayabilirmisin? Haydi söyle bana, sen hiç bardaktan boşalırcasına yağan yağmurda ıslanmak istedin mi? Gece karanlığında oturup uzakları seyrettinmi? Sen hiçbir resme bakıp ağladın mı? Sen yıldızların altında yaşam sürmeyi düşledin mi? Sen tüm ömrünü beş dakikalık hayallerle yaşadın mı? Hiç sanmıyorum. Çünkü sen benim seni sevdiğimden habersizdin.çünkü sen kimseyi benim seni sevdiğim gibi sevemezdin. Çünkü sen kalabalıklar arasında çığlık çığlığa bağırarak aşkını haykıramazsın. İşte koskoca bir aşkı yeniden en baştan başlayarak yaşadım ve artık başka bir şey yaşamak istemiyorum. Bu yüzden de ikinci bir emre kadar tüm yaşanması gereken şeyleri rafa kaldırdım. Artık geriye tek bir şey kaldı, o da zifiri karanlığa senin yüzünü çizmek. Sakın bana karşılıksız sevdaların acı cektirdiğini söyleme. Çünkü;
        ''sevgi paylaşmak değildir nedensiz de sevilir, bazen küçük bir an için ömür bile verilir
        En son Cafer KILIÇSOY tarafından düzenlendi; 18.12.2006, 21:47. Sebep: Serap'ın Uyarısı
        ODTÜ'lü bir hocanın Trabzonspor atkısıyla dolaşan Trabzonsporlular hakkındaki yorumu;
        "Hocam onlar Trabzonsporlu. Onların sevgisi, derdi bir başka. TRABZONSPOR onlar için bir var olma nedeni. TRABZONSPOR'a küsemez, kızamaz ondan utanamazlar çünkü o zaman şehirlerine küsmüş, şehirlerinden utanmış olurlar''

        Yorum


        • #5
          Öyle bir hayat yaşadım ki;
          Cenneti de gördüm cehennemi de

          Öyle bir aşk yaşadım ki,
          Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.

          Bazıları seyrederken hayatı en önden
          Kendime bir sahne buldum oynadım.

          Öyle bir rol vermişler ki;
          Okudum, okudum anlamadım.

          Öyle bir hayat yaşadım ki;
          Son yolculukları erken tanıdım

          Öyle çok değerliymiş ki zaman
          Hep acele etmem bundan anladım.

          Kendi kendime konuştum bazen evimde
          Hem kızdım, hem güldüm halime.

          Sonra dedim ki,
          Söz ver kendine!

          Denizleri seviyorsan,
          Dalgaları da seveceksin.

          Sevilmek istiyorsan,
          Önce sevmeyi bileceksin.

          Uçmayı seviyorsan,
          düşmeyi de bileceksin

          Korkarak yaşıyorsan,
          Yalnızca; hayatı seyredersin..
          Zaman çabuk geçse de bugünleri özlesek.

          Yorum


          • #6
            HOŞCAKAL
            Ben veda etmeyi hiç beceremem. Duygularımı da pek açığa vuramam zaten. Hele bu veda çok daha zor geliyor.
            Aslında hiç böyle bir son görüşmeye gerek yoktu. Ama insanın kanı durmuyor işte, ne varsa bu son anlarda!
            Senden hatırlamanı bile istemiyorum, sadece temizliği ve saflığıyla yaşatalım bu aşkı kalbimizin kuytu bir köşesinde!..
            Ne güzel başlamıştı... İkimiz de gençtik deli doluyduk, coşkunluğumuzun son safhasında kanımızın kaynadığı bir anda gördük birbirimizi, sevdalandık
            Geceler boyu uykusuz kaldık birbirimizi düşünmekten, en güzel heyecanları en güzel bakışları yaşadık. Kavgaların en güzelini biz yaptık. Çünkü barışmakta ayrı bir zevk veriyordu bize...
            Sevdik sevildik, doruğuna vardık kutsal duyguların. Aşk yeminleri ettik tutamayacağımızı bile bile. Günlerce aylarca yalnız ikimiz varmış gibi yaşadık. Ne alaylı bakan gözlere, ne karşı çıkan büyüklere, nede bir dost sözüne aldırdık. Kendi ateşimizle yandık, en önemlisi birbirimizi anladık.
            Romantik şarkıları, serin akşam üstleri yaşadık seninle. En güzel çiçekleri verdin bana. Rüyalarda bile hep ikimiz vardık. Gerçek aşkı tattık seninle, bunu sende biliyorsun.
            Öyleyse hep aynı duygularla kalmalı değil mi? Biz birlikte olmasak ta...
            Güzel başlayan çok güzel yaşanan bu aşkı aynı temiz duygularla bitirmeliyiz. Şimdi de ayrılığın en güzelini, en acısını, en zorunu yine biz yaşıyoruz. Ne dersin buda ALLAH'ın bir lütfu mu bize.
            Lütfen ağlama... Neden benimkilerle yarışıyor gözyaşların? Sen benim kocaman güçlü sevgilim değil misin?
            Güçlüsün dür sen... Seni hep böyle hatırlamak istiyorum. Haydi sil gözyaşlarını. Havada kararmak üzere, zaman bize hep acımasızdı zaten. Yine öyle çabuk olmamızı istiyor herhalde.
            Sana bir şey söylemek istiyorum. Mavi gömleğin sana çok yakışıyor. Bundan sonra kız tavlamaya niyetlenirsen eğer bu sözlerim aklında bulunsun.
            Birde küçük bir istek
            Arkana dönüp bakma tamam mı
            Herşey burada bitsin....HOŞCAKAL


            POSTA GAZETESİ
            MEHMET COŞKUNDENİZ'İN KÖŞESİNDEN
            ODTÜ'lü bir hocanın Trabzonspor atkısıyla dolaşan Trabzonsporlular hakkındaki yorumu;
            "Hocam onlar Trabzonsporlu. Onların sevgisi, derdi bir başka. TRABZONSPOR onlar için bir var olma nedeni. TRABZONSPOR'a küsemez, kızamaz ondan utanamazlar çünkü o zaman şehirlerine küsmüş, şehirlerinden utanmış olurlar''

            Yorum


            • #7
              teşekkür ederim arkadaşlar paylaşımlarınız için.. devam..

              Eski Sisam krallarından Ancee adında bir zalim, yeni yaptırdığı
              bir bağa üzüm kütükleri diktiriyormuş. İşlerin bir an önce
              bitmesini sağlamak için de kölelerini hiç dinlenmeden
              çalıştırıyormuş. O zavallı kölelerden biri, birgün pek bitkin düştüğü için dayanamaz ve zalim krala:
              - Niçin bu kadar acele ediyorsunuz efendim? Siz bu bağın üzümlerinden
              yapılacak şarabı hiçbir zaman içemeyeceksiniz ki! deyivermiş.
              Kral biraz kızmışsa da sesini çıkarmamış. Nihayet gün gelip
              üzümler yetiştikten sonra, kral köleler de dâhil herkesin hemen
              toplanmasını emretmiş. Bir müddet sonra da o bağın üzümlerinden
              yapılmış şaraptan bir bardak getirilmesini emretmiş. Daha önce
              kehanet gösterisinde bulunan köleyi de huzuruna çağırtmış. Şarap
              bardağını eline alarak:
              - Söyle bakayım, benim bu şaraptan hiçbir zaman içemeyeceğimi
              tekrar iddia edebilir misin? diye sormuş.
              Köle şöyle cevap vermiş:
              - Belli olmaz efendim. İçebileceğinizi söyleyemem. Çünkü dudak ile
              bardak arasındaki mesafe çok uzundur. O arada başınıza neler
              gelebileceğini de bilemem!
              Köle sözlerini bitirir bitirmez, içeri kralın adamlarından biri
              girmiş. Bir yaban domuzunun bahçeye girdiğini ve asmaları kırıp
              döktüğünü söylemiş. Kral elindeki bardaktan bir damla dahi içmeden
              hemen dışarı fırlamış. Bahçede domuzun bulunduğu yere koşmuş. Kral
              ve domuz arasında öldüresiye bir mücadele başlamış. Sonunda yaban domuzu mızrak gibi azı dişleriyle,
              Sisam kralının karnını yarıp ölümüne sebep olmuş. Kral bostanda, bardak masada kalmış...
              Şu söz bu olayı güzel bir şekilde ifade ediyor:
              "Nasip ise gelir Hint'ten Yemen'den, Nasip değil ise ne gelir elden?"
              Kalbinize yakın bulduklarınızı çantada keklik sanmayın. Sıkıca
              asılın onlara tıpkı hayata asıldığınız gibi... Çünkü onlarsız
              hayat da anlamsızdır..
              Hayatı çok hızlı koşmayın, nereden geldiğinizi ve nereye
              gittiğinizi unutmayın.. Hayatın bir yarış değil, her saniyesinin
              tadı çıkarılması gereken güzel bir yolculuk olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
              Dün tarih oldu... Yarın bir sır... Bugünün kıymetini bilin.
              Sevgiyle Kalın ....

              Can DÜNDAR

              Yorum


              • #8
                şiirler için http://forum.bordomavi.net/showthread.php?t=113

                yazılar için http://forum.bordomavi.net/showthread.php?t=2434

                linkleri vardı ama sanırım sevgili Serap'ın gözünden kaçtı...
                "7 tepeli şehir... bekle... son tepene de dikeceğiz bayrağımızı..."

                Yorum


                • #9
                  hiiiiiiii bakar körmüyüm yani ben şimcik.. kilit heee.. soryy..

                  Yorum


                  • #10
                    İlk olarak SeRaP tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                    hiiiiiiii bakar körmüyüm yani ben şimcik.. kilit heee.. soryy..
                    estagfurullah...

                    ama yazılar çok güzeldi, onun için teşekkürler...
                    "7 tepeli şehir... bekle... son tepene de dikeceğiz bayrağımızı..."

                    Yorum


                    • #11
                      İlk olarak SeRaP tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                      hiiiiiiii bakar körmüyüm yani ben şimcik.. kilit heee.. soryy..
                      erkek sinek he
                      Ne Olmuş Şampiyon Olamadıysak,,,
                      Hayallerimizi Satmadık'ya,,,

                      Yorum


                      • #12
                        İlk olarak sümela61 tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                        estagfurullah...

                        ama yazılar çok güzeldi, onun için teşekkürler...
                        ya bencede bu başlık benimle daha güzel olurdu malum kız eli değdi dermişimm.... teşekkürler..

                        zafer senlen öteki yerde görüşelim..

                        Yorum


                        • #13
                          İlk olarak SeRaP tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                          ya bencede bu başlık benimle daha güzel olurdu malum kız eli değdi dermişimm.... teşekkürler..

                          zafer senlen öteki yerde görüşelim..
                          yokya daha girermiyim oraya bikere yanlışlıkla girdik ettiniz beni sinek
                          Ne Olmuş Şampiyon Olamadıysak,,,
                          Hayallerimizi Satmadık'ya,,,

                          Yorum


                          • #14
                            Ben Teşekkür Ederim Serap. Devam..

                            DOLMUŞ
                            Bir acelesi olduğunu daha görür görmez anlamıştım. Sağanak yağan yağmura aldırış bile etmiyor ve bükülmüş beline rağmen hızla sağa sola koşuyordu

                            Yanına sokularak ''Hayrola teyzeciğim bir derdiniz mi var'' dedim. Sıcak bir tebessümle ''Buraların yabancısıyım evladım. Hastane tarafına gidecek bir dolmuş arıyorum'' diye cevapladı. Bende ''Biraz beklerseniz aynı dolmuşa binebiliriz, oraya geldiğimde size haber veririm'' dedim

                            Teşekkür ederek yanıma yaklaştı ve küçük bir çocuk gibi şemsiyemin altına sığındı. Nurlu yüzü yağmur damlacıklarıyla ıslanmış ve güzelim yanakcıkları pembe pembe olmuştu.

                            ''Torunlarımdan biri menenjit geçirdi, ziyaret saati bitmeden ziyaret etmek istemiştim'' diye devam etti.

                            Saatime baktıktan sonra, ''20 dakikanız var, yetişirsiniz. Hastane yakın ama, işte böyle havalarda pek araba bulunmuyor'' dedim

                            Durağa herkesten önce geldiğimiz için dolmuşa da rahatca binebileceğimizi zannediyordum. Ancak araba yanaştığında, arkamızda duran 4-5 kişinin biranda yanaşan dolmuşa hücum ettiğini gördüm. İçeriye doluşan ve arkadaş oldukları anlaşılan adamlara ''İlk önce biz gelmiştik. Sırayı bozmaya hakkınız var mı sizin?'' dedim.

                            Ön koltukta oturanı ''Hak istiyorsan Hakkari'ye gideceksin arkadaşım'' dedi. ''Hem orada ki haklardan KDV'de alınmıyormuş. Benden söylemesi.''

                            Bunun üzerine attıkları kahkahalarla bindikleri araba sarsılmış ve şahıt olduğum bu olay sinirlerimi allak pullak etmeye yetmişte artmıştı.

                            Sakinleşmeye çalışarak ''Ben biraz daha bekleyebilirim ama şu ihtiyar teyzenin acilen hastaneye yetişmesi gerekiyor''dedim. Bu defa şoför karışıp ''Teyzenin arabaya falan ihtiyacı yok be kardeşim. Okuyup üfledimi hastaneye ucuverir'' dedi.

                            Tekrar kopan kahkahalarla birlikte araba hızla uzaklaşıp gitti. Yaşlı kadına baktım. Tevekkülle susuyordu.

                            5-10 dakika sonra gelen bir başka dolmuşa onunla beraber bindim ve soföre, teyzeyi hastanede indirmesini söyledim. Yaşlı kadın ,yapacağı ziyaretten ümitsiz görünmesine rağmen şikayet etmiyordu. Üstelik trafikte yarı yolda tıkanıp kalmıştı iyice.

                            Şoför, ''Yolun bu durumu hayra alamet değil. Sebebini anlasam iyi olacak'' dedi. Arabayı çalışır vaziyette bırakıp ileri doğru yürüdü ve biraz sonra döndüğünde,''Kısmete bak yahu'' diye söylendi. ''Bizden önce kalkan dolmuşa kamyon çarpmış''.

                            Heyecanla ''Bişey olmuş mu'' diye atıldım. ''Yaralı falan varmı?.''

                            ''Herhalde'' diye cevap verdi. ''Dolmuşun içinde bulunanları, Teyzenin gideceği hastaneye kaldırmışlar.''

                            Göz ucuyla yaşlı kadına baktım. Solgun dudaklarıyla birşeyler mırıldanıyor ve sanki onlar için dua ediyordu.

                            Şoför koltuğuna yavaşca otururken, sürekli olarak ''Kısmet işte'' diye tekrarlayıp duruyordu.

                            ''Sen kalk koca bir kamyonla çarpış. Hemde Türkiye'nin öbür ucundan gelen Hakkari plakalı bir kamyonla.''
                            ODTÜ'lü bir hocanın Trabzonspor atkısıyla dolaşan Trabzonsporlular hakkındaki yorumu;
                            "Hocam onlar Trabzonsporlu. Onların sevgisi, derdi bir başka. TRABZONSPOR onlar için bir var olma nedeni. TRABZONSPOR'a küsemez, kızamaz ondan utanamazlar çünkü o zaman şehirlerine küsmüş, şehirlerinden utanmış olurlar''

                            Yorum


                            • #15
                              İNSANLIĞA HİTABE

                              Gürültü ve patırtının ortasında sükunetle dolaş.Sessizliğin içinde huzur bulduğunu unutma.Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış,sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun..Bağışla ve unut;AMA KİMSEYE TESLİM OLMA;içten ol..Telaşsız,kısa ve açık seçik konuş,başkalarına da kulak ver.Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları,çünkü dünyada herkesin bir hikayesi vardır..

                              Yalnız planlarının değil,başarılarının da tadını çıkarmaya çalış.NE kadar küçük olursa olsun işinle ilgilen.Haytattaki dayanağın odur.Seveceğin bir iş seçersen yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın.İşini öyle seveceksin ki başarıların yüreğini ve bedenini güçlendirirken verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın.Olduğun gibi görün,sevmediğin zaman sever gibi yapma,çevrene önerilerde bulun ama hükmetme.İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz ve unutmaki insankığın yüzyıllardır öğrendikleri,sonsuz uzunluktaki bir kumsaldaki tek bir kum taneceğinden fazla değildir...

                              Aşka burun kıvırma sakın;O çöl ortasında yemyeşil bir bahçedir.O bahçeye layık bir bahçıvan olabilmek için her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma..

                              Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et.İlkinin acısını bir an,ötekinin vicdan azabını bir ömür çekersin.Bazı idealler o kadar değerlidir ki,o yolda mağlup olman bile zafer sayılır.Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür...

                              Yılların geçmesine öfkelenme,gençliğine yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe,yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme.Rüzgarın yönünü değiştiremediğin zaman yelkenlerini rüzgara göre ayarla;çünkü dünya karşılaştığın fırtınalarla değil;gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir.Ara sıra isyana yönelecek gibi olsan bile,hatırla ki;evreni yargılamak imkansızdır,onun için kavgalarını sürdürürken bile kendinle barış içinde ol ve hatırlar mısın doğduğun zamanları;sen ağlarken herkes sevinçle gülüşüyordu,öyle bir ömür geçir ki,herkes ağlasın öldüğünde,sen mutlulukla gülümse,sabırlı,sevecen,erdemli ol.Eninde sonunda bütün servetin sensin...

                              Görmeye çalış ki,bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya yinede insanoğlunun biricik güzel mekanıdır...

                              (XSENTUS I.Ö.9.YY)
                              TS yaz 6761 e gönder..

                              Yorum

                              Üzgünüz, bu sayfayı görüntüleme yetkiniz yok
                              Çalışıyor...
                              X