Yaşayan Efsane: Karadeniz

[Çetin Can]

Askerlikle ilgili anılarımı aslında anlatmam ama tam bu konuya uygun bir olay başımdan geçtiği için yazayım dedim

Askerliğimi güneydoğuda tim komutanı olarak yaptım. Bi gece komutanları rahatsız olduğu için kendi timim haricinde bir timle göreve gittim.

Herşey yolunda askerler mevzilerinde nöbet tutuyor ben de herhangi bir mevzide bekliyordum bi ara ne var ne yok diye bir dolaşayım dedim saat gecenin 1'i her yer zifiri karanlık... mevziden çıktım sırayla diğer mevzileri dolaşıyorum küçük bir sırt var ve arkasında da bizim son mevzi var oradan bir parlaklık geldiğini farkettim hemen gittim nedir bu parlaklık diye..

Bizim oflu asker ateş yakmış çay demleyecek (herkes oflu dediği için çocuğun adını da hatırlamıyorum )

Lan oğlum manyakmısın hepimizi öldürecen gece gece ateş yakılırmı çabuk söndür ateşi direk hedef oluyoruz dedim..

Olmaz söndürmem ben çay içmeden nöbet tutamam dedi

neyse ateşi söndürttüm ondan sonra da sordum sen her akşam yakıyomusun bu ateşi tim komutanın birşey demiyormu..

Yok komutanım demiyo o da bizimle çay içiyo dedi...
E tabi demez tim komutanları da karadenizli
.................................................. ....................

Yine aynı askerimiz son aylarında timden çıkarılıp Yemekhaneye verilmişti.. Bölük komutanı yemekhane denetimi sonrası bu arkadaşı yemekhaneden kovdu ama bizimki altta kalırmı koskoca yüzbaşıya "- Beni sen burdan alamazsın ben kendim bırakıyorum zaten sevmemiştim yemekhaneyi" dedi; ben o anda iptal oldum

[Engin Türkyılmaz]

ıkı dayım arasında geçen bu hikaye de

buyuk dayım ile kucuk dayım merdıvenden ınıyorlarmıs,ondeki dayım yavas yavas ınerken arkadakı dayım arkadan yellenmiş. ondekı dayım bıresy dememiş arkadakı dayım yellenmeye devam etmiş.
ondeki dayım: yav nediysun ya.demiş
arkadaki dayım : la iki saattir korna çalayrum sana duymaymısıun demiş.

[hakankutlu]

Güncel yazmadan edemeyeceğim ya.
hadi devam etsin bu başlık

[28TS61]

Ankara'da olduğum bir dönemde Bmn Ankara ekibi ile halısaha maçı organizasyonu gerçekleştirdik.Maçtan önce iddalaşmalar felan gırla gidiyor tabi.Bu arada ismi lazım değil bir arkadaş fotoğraf çekeceğini söyleyinve herkes şekil olmaya karizma olmaya başlıyor,vole vururken çekimler,uçan kafa resimleri, kol kola çekilen resimler dömi vole resimleri, en son maç bitimi toplu resim çekiliyoruz flaşlar ardı arkasına patlıyor,Aradan biraz zaman geçiyor ve ortamı kahkaya boğan bir ses çıkıyor'' arkadaşlar makineye film koymayı unutmuşum''

Emin seni seviyorum arkadaşım

[28TS61]

Volkan Konak ile yapılan bir röportajdan...

Ağabeyi bulmaca çözmüştür.
Soru: Dört harfli Latince güvercin pisliği. Cevap: "Boku".
Üç harfli kutsal ışık: Far. İki harfli bir bağlaç: İp.
İki harfli, başlıca içeceğimiz: Çay (a ile y’yi aynı kareye sokarak)
Şimdi der ki, "Abim için ayrı bulmaca yapmaları lazım, bizim başlıca içeceğimiz su değil ki, çay. Nara yerine heyt yazmış, Allah’tan bulmaca sekiz harfli dememiş, heeeeyyt yazacaktı demek ki."

4:42 den itibaren bu yazilan konu anlatiliyor

[M.S.SOFU]

"Bir forma almanın neresi garip olabilir ki?" demeyin, uzun olsa da aşağıdaki yazıyı okuyun. Bizzat yaşadığım bir olaydır.

Geçen yaz Trabzon'da Sadri Şener Sosyal Tesisleri'ndeki TS Club'a girdim. Bir tane ortası bordo, kolları mavi olan yeni sezon formasından, bir tane de ucuzluktan geçen sezonun beyaz formasından aldım. Kasaya geldim, ki kasada herhalde hep aynı ağabey görevli, yeni sezon formasına "Serdar 61" yazılmasını istediğimi söyledim. Bir önceki yaz parçalı forma aldığımda hemen orada arkasına yazıyı yazmışlardı. Bana yoğunluktan dolayı yazı işlemlerini artık orada yapmadıklarını, Stadyumun altındaki bir yere gönderdiklerini, bir gün sonra gelirsem formamı alabileceğimi söyledi. Ben de tamam dedim ve oradan ayrıldım.

Ertesi gün gittim mağazaya. Kasanın hemen arkasındaki askıda yazıdan gelmiş formalar duruyor. Verdim bana verdikleri kağıdı, ağabey baktı baktı sonra:

- "Sen çocuk forması siparişi mi vermiştin?" dedi. Ben de:

- "Yok." dedim sadece.

Sonradan askından arkasında "Serdar 61" yazan çocuk formasını çıkardı. "Ya kusura bakma yanlışlık olmuş." dedi ağabey. Ben de "Olur böyle aksilikler." dedikten sonra ne olacağını sordum. O da:

- "Ertesi gün gel alırsın formanı." dedi.

Neyse ertesi gün gittim. Gene kağıdımı uzattım. Ağabey "Ya senin yanlışın var sen bizden çocuk forması istemişsin." dedi. Ben de "Ya ağabey delirtmeyin beni nasıl böyle birşey olur." dedikten sonra faturamı çıkarmamı istedi. Eyvah yanımda fatura yok. Ben gene sabırlı bir şekilde hemen ev döndüm ve faturamı alıp gene mağazaya gittim. Gösterdim faturayı "Ha doğruymuş." dedi ağabey sonra hemen birisini çağırdı arkadaşın işini hemen yakındaki bir işhanındaki dükkanı söyleyerek halledin dedi.

Gittik dükkana. Emice aldı formayı. "Ne yazalım ?" diye sordu. Ben de "Serdar 61" yazılacak dedim. Baktılar Nike'ın 6'sı var 1'i yok. Araştırdılar eskilerden Puma zamanından 1 kalmış mı diye. O da yok. Ne yapalım derken Emice Nike'ın 4'ünden kesip 1 yapalım gibi şahane bir fikir sundu. Benim içime sinmese de tamam dedim. Neyse emice hazırladı etti eyledi tam basacakken "Durun" dedim. Sonra ya içime sinmedi Nike'ın 3 ile 4'ü var mı diye diye sordum. Var cevabını alınca da "Serdar 34" olsun o zaman dedim. Emice biraz kızar gibi oldu ama sonra dediğimi yaptı. İşte hikaye böyle bitti.

vay gardaşım ne bu çektiğin çile ya.....
yemin ediyorum bu çile ile mevlana gibi ham iken pişmiş sonrada yanmış,manevi olarak seviye atlamışsın
ben senden bi mesnevi bekliyorum

[Adem Erdoğan]

4:42 den itibaren bu yazilan konu anlatiliyor

Süper...ççç

[JoKeR™]

4:42 den itibaren bu yazilan konu anlatiliyor

Koptum koptum çok sağolsın

[Tunga]

tuttur.com bir turnuva düzenler, Antalya'da.

Finali Beşiktaş ile Hamburg oynar.

Penaltılarla maçı Hamburg kazanır.

Buraya kadar her şey normal.

Kupa töreni düzenlenir. Hamburglu oyuncular çıkar podyuma. Güzel...

Kupayı Bakanımız Sn. Faruk Özak verecektir.

Gelir tören yerine, kupayı bakanımıza verirler...

Ve...

Bakanımız kupayı kaldırır



Hamburglular'a sevinmek kalır

[AYAN61]

tuttur.com bir turnuva düzenler, Antalya'da.

Finali Beşiktaş ile Hamburg oynar.

Penaltılarla maçı Hamburg kazanır.

Buraya kadar her şey normal.

Kupa töreni düzenlenir. Hamburglu oyuncular çıkar podyuma. Güzel...

Kupayı Bakanımız Sn. Faruk Özak verecektir.

Gelir tören yerine, kupayı bakanımıza verirler...

Ve...

Bakanımız kupayı kaldırır



Hamburglular'a sevinmek kalır

Hepsi Nasıl da saf saf bakıyor

[SDanışmaz]

Geçenlerde notlarıma bakayım dedim. Yanlışlıkla arkadaşın notlarına girmişim, direk sonuçlara baktım ne göreyim orda bir "C" var. Dedim gözlerime inanamıyorum geçmişim bir dersi Ama sonradan fark ettim ki arkadaşın notlarına girmişim. Yıkıldım resmen Ama baya güldüm bu halime ççç

[izzet]

Az Önce Site Yöneticisi Gamze ile bir Baslikta Ufak bir Konusmamiz oldu. Yazisini Okuduktan sonra Cevabi MSN Listemdeki kuzenim Gamzeye verdim.

Oda bana "Izzet iyimisin" diye sordu

[Gamze]

İzzet

Ben de dün Fatih Tekke başlığına girdim zannedip İzlediğiniz Sinema filmleri başlığına girmişim. Bir süre anlayamadım, muhabbet nerelere gelmiş diye düşündüm.
Sonra durumu çözünce sanki biri görmüş anlamış gibi telaşla kapattım sayfayı.

Saygılar.

[magicyattara]

Bizim Orhan amca eşiyle İstanbul'da otele gitmiş.
Resepsiyondaki görevli evlilik cüzdanlarını istemiş.
Orhan amca,evlilik cüzdanımız yanımızda yok demiş,kimliklerimizi verelim.Görevli olmaz demiş,illa ki evlilik cüzdanınız olacak.Size ben bu durumda nasıl aynı odayı veriyim demiş.
Orhan amca,ula habu benim karımdır,niye inanmaysın demiş.
Allem etmiş kullem etmiş görevliyi razı edememiş.
Hanımı da yanında ters bir şey de söyleyemiyor.
En sonunda eşi holdeki koltuğa oturmuş tartışmadan yorulunca.
Orhan amca görevliye eğilmiş "Ula haburiye kari atsam,habuni mi atarım" demiş
Sonra odayı vermişler.

[asimetrik]

Trabzon farabi hastanesinde yıllar önce bir sistem devreye alıyoruz. İstanbul'dan ilk defa Trabzon'a gelen bir mühendis arkadaş daha var yanımda. Vakit az, gece gündüz çalışıyoruz. Uykusuzluk had safhada. Yerel firma elemanları sürekli değişiyor. Neyse elektronik bir sistem var. Yerel firmadan arkadaşlar bizden 40 metre kadar uzakta ama dikine 40 metre. Her iki taraftan kablo bağlıyoruz. Onlar bağlıyor bize bağırıyor sonra biz bağlıyoruz. Örnek vermek gerekirse a12 diyorlar biz de a12 bağlıyoruz f23 biz de f23 derken bir harf ve 5 gibi bir ses geldi. Mesafe uzun harfi anlamadık. Defalarca bağırttırdık ama olmuyor şiveden sanırım anlamıyoruz.Neyse en son 5 i anlıyoruz ama harfi kodlar mısın dedik. Yerel firma elemanı kızarak bağırdı, "la Cankırı'nın C si diyrum yav anlamaymisunuz". Arkadaş Çankırıyı duyunca bu seferde Ç arıyor ama Ç kullanılmaz sistemde . Şaşkın şaşkın bakarken ben de düzeltiyorum Çankırı'nın C sine bağla sen yani C5.