Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İzlediğiniz Sinema Filmleri Hakkındaki Yorumlarınız

Daraltma
X
  •  
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler


  • Dün bir daha izledim. Onun etkisiyle Frank'i avatar yaptım kendime

    Hazır konusu açılmışken filmden olağanüstü birkaç replik yazayım şuraya.

    - Donnie Darko. Ne kadar garip bir isim. Bir süper kahraman gibi.
    - Sana olmadığımı düşündüren ne?

    - Neden o aptal tavşan kostümünü giyiyorsun?
    - Sen neden o aptal insan kostümünü giyiyorsun?

    - Yeni bir arkadaşım var.
    - Gerçek mi hayalî mi?
    - Hayalî
    En son Mayls tarafından düzenlendi; 08.06.2009, 21:18.
    Trabzonspor HES yapma, kendi kalene gol atma!
    Karadeniz'e Özgürlük!

    Yorum


    • [QUOTE=Selim Aydın;2330004]
      Dün bir daha izledim. Onun etkisiyle Frank'i avatar yaptım kendime

      bende aşk tutulmasını izledim ve o günden beri (1 hafta oldu) avatarım fahriye evcen
      resmen filimde aldı götürdü beni o nasıl gülüş
      Bordo Mavi...

      Yorum


      • Editasyonee..
        En son Muhammet tarafından düzenlendi; 08.06.2009, 21:42.
        A Revolution without dancing is a Revolution not worth having.

        Yorum


        • İlk olarak bordo61 tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
          The Prestige İzlicem iniyor şuan
          Dikkatli bakıyor musun ?

          Yerinde olmak isterdim baştan o duyguyu yaşamak...Etkileyici son nasıl olur sorusunu yanıtlayan ender filmlerden..
          En son Mustafa Ağaoğlu tarafından düzenlendi; 08.06.2009, 21:48.

          Yorum


          • Donnie Darko he

            Şu finaller haftası almayın aklımı

            Zaten dün Selim yüzünden Fight Club'u bir daha izledim..Donnie Darko'yuda izletmeyin bana...

            EĞİTİM ŞART!!!

            Yorum


            • You want to be fooled diyorum ben de.
              A Revolution without dancing is a Revolution not worth having.

              Yorum


              • Changeling
                Clint Eastwood'un yazıp yönettiği gerçek bir hikaye. Bir anne (Angelina Jolie) oğlunu kaybeder. 5 ay sonra oğlu bulunuğ getirilir. Ama farklılıklar vardır... Anne çocuğun kendisine ait olmadığını, başka birisi olduğunu iddia eder ama polis buna inanmaz/hata yaptığını kabul etmez. Ve annenin başına gelmeyen kalmaz.

                Çok etkileyici ve yürek burkan bir hikaye. Angelina Jolie mükemmel oynamış. Bir ara gerçekten çocuğunu kaybettiğini düşündüm, o derece Filmde oldukça çirkin bir varlık, onu da eklemeliyim

                Film son karesine kadar sonunu merak ettiriyor. Bazen uzunluğundan dolayı sıktığı oluyor. Sıkmak demek doğru olmaz gerçi. Ama filmin altındaki zaman çubuğuna her baktığımda bitime epeyi bir zaman olduğunu görmek insanın moralini biraz bozuyor

                Ama sonuç olarak IMDb'de aldığı 8.1'i sonuna kadar hak etmiştir bence.

                Bir de altyazıyı hazırlayan arkadaş ufak bir sürpriz eklemiş filme:
                Trabzonspor HES yapma, kendi kalene gol atma!
                Karadeniz'e Özgürlük!

                Yorum


                • O ne yahu?

                  Ufak bir sürpriz değil bu. Direk saçmalamış.

                  Yorum


                  • Azılı bir Green Street Hooligans fanatiği olarak,Green Street 2'yi (Stand Your Ground) izledim.

                    Arkadaşlar sakın ismine aldanmayın izlemeyin izlettirmeyinHapishaneli, futbollu,testosteronun tavan yaptığı bir film izlemek istiyorsanız Mean Machine'i tavsiye ediyorum.
                    ''Üzgün olmaktansa öfkeli olmayı yeğlerim'' (Hodus)

                    Yorum


                    • Aynı altyazıyla biz de izlemiştik arkadaşla onu. Bütün filmin havasını bozmuştu terbiyesiz..
                      A Revolution without dancing is a Revolution not worth having.

                      Yorum


                      • İroni içeren bir film olsa eyvallah da, bu kadar dramatik bir filme o altyazı...
                        Trabzonspor HES yapma, kendi kalene gol atma!
                        Karadeniz'e Özgürlük!

                        Yorum


                        • Bugün arkadaşlarla Terminatör Salvasyön'ü izledik. Güzeldi. Yani sinema eleştirisi yapmayacağım, sinemada izlenir bu film arkadaş sinemada..

                          Bu arada bol bol terminatör çeşidi gördük. T-800ler son modeldi, ilk prototipi de Arnold modelindeydi, çok sevdik. Mototerminatörler de vardı ama salaktı onlar biraz..

                          Christian Bale'in filmde 2 3 kere "this is John Conner. if you are listening to this, you are the resistance" cümlesiyle başlayan ve biten şairane direniş nutukları atması beni bitirdi. Bir can kağnır demesi var ki beni benden aldı.

                          Neyse, saçmaladım iyice. Gidin sinemada izleyin. Pişman olmazsınız en azından. Yok benim evde krallar gibi sinema sistemim ses sistemim var derseniz, karışmam.
                          En son Muhammet tarafından düzenlendi; 10.06.2009, 23:19.
                          A Revolution without dancing is a Revolution not worth having.

                          Yorum


                          • Evde krallar gibi bilgisayarım var.
                            Filmle eş zamanlı olarak 2 pencere daha açıldı mı, film 5 saniyede bir 7 saniyelik bir taklıma yaşıyor

                            Bu arada, sinemalarda filmi orjinal lisanında izlemek mümkün mü? Almanya'da öyle bir şey yok, her şeye dublaj yapıyorlar, o yüzden soruyorum. Alman sinema kültürü benim içimdeki film aşkını öldürüyor...
                            Trabzonspor HES yapma, kendi kalene gol atma!
                            Karadeniz'e Özgürlük!

                            Yorum


                            • İlk olarak Selim Aydın tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                              The Time Machine
                              Roman uyarlamasıymış. Filmi izledikten sonra öğrendim. Başarısız bence. Roman 19. yüz yılda yazılmış. O günlerde bu tür zaman yolculuğu düşünceleri mümkündür belki ama 2002'de bu derece mantıksızlaşmış bir hikayeyi çekmek hata bence.

                              Konu şu:
                              Alexander adlı profesör sevgilisini bir kaza sonucu kaybediyor. Bunun üstüne kendini 4 yıl laboratuvarına kapatıyor ve bir zaman makinesi yapıyor. Geçmişe gidiyor sevgilisini kurtarmak için. Bazı şeyleri değiştiriyor. Ama Deja Vu'daki replikle özetlersem, bir şey değiştirerek hiçbir şey değiştiremiyor Sevgilisi başka bir şekilde ölüyor. Bunun üzerine geleceğe yolculuk ediyor. Zamanda yolculuğun bulunduğu bir tarihe gidip konu hakkında bilgi almak için. Bazı olaylar sebebiyle kendini m.s. 800 binli yıllarda buluyor. Ve macera başlıyor.

                              Aslında ilginç bir konusu var ama zamanda yolculuk olayı çok özensizce anlatılmış bence. Macera filmi izlemek için izlenebilir belki ama bir bilim kurgu değil bu film kesinlikle.
                              Selim bu filmin verdiği mesaj çok önemli ama : "Geçmişi değiştiremezsiniz ama geleceği değiştirebilirsiniz"...Sadece bu açıdan bile hatırlanması gereken bir film,son sahnedeki diyaloğu hatırla :

                              -Ne yapıyorsun sen?..
                              -Geleceği değiştiriyorum...

                              Halbuki filmin sonuna kadar,elemanın amacı geçmişi değiştirmekti.
                              Yelkenimizdeki rüzgarı çaldılar, yılmadık...

                              Yorum


                              • Dvdsini aldığım ama ne Türkçe dublajı olan ne de altyazısı olan Dog Day Afternoon - Köpeklerin Günü'nü sonunda izleyebildim. Filmi beklediğim kadar güzel bulmadım açıkçası. Gerçek bir olaydan alındığı için bir şey de diyemiyorum. Al Pacino, olağanüstü bu filmde. Hele final bölümündeki yüz ifadesi kusursuz. Bir insanoğlu o kadar iyi anlatabilir o anki ruh halini. Filmde pek aksiyon yok, banka soygunu olmasına rağmen. Şahsi fikrim,Al Pacino olmasa bu film unutulmazlar arasına giremez.

                                Dün gece saat 2'de tam televizyonu kapatıp yatarken, Carlito's Way - Carlito'nun Yolu başladı, Show Tv'de. Dayanamadım izledim. Al Pacino sakallı haliyle apayrı bir karizma olmuş. Kendi sesiyle izlesem iki kat daha iyi gelirdi orası kesin. Sean Penn de oynuyor ama tanıyana kadar canım çıktı, saçlar kıvırcık acayip Filmi çok beğendim. Saat 4'ü geçiyordu bittiğinde ama bir an gözümü kırpmadım izlerken.




                                Forum Kurallarına aykırı gördüğünüz mesajları ve üyeleri kullanıcı panelinde bulunan http://forum.bordomavi.net/images/buttons/report.gif (ikaz tuşu) tıklayarak raporlamanızı rica ediyoruz..

                                Yorum

                                Üzgünüz, bu sayfayı görüntüleme yetkiniz yok
                                Yükleniyor...
                                X