İzlediğiniz Sinema Filmleri Hakkındaki Yorumlarınız

[Sümeyye Şahin]

Sihirli Dağ 'ı izleme fırsatı buldum en son...ben zevk aldım ( arkadaşlarımla izlememin etkisi büyük tabi...)

[ilhan]

Bugün Güneşi Gördüm'ü izledim. Gerek konusuyla gerek oyuncu kadrosuyla beğendiğimi söyleyebilirim. İzlediğime değdi. İzlemeyenlere tavsiye edebilirim.

[Ömer SEVİNÇ]

Mahsun'un geçen filmindeki kopukluklar devam ediyor mu? Bunu çok merak ediyorum.

[ilhan]

Film arasında bunu farkediyor insan. Ama ben bu filmde sonunu çok iyi bağladıklarını düşünüyorum. Ama şunu da dile getiriyorum. Beyaz Melek kadar iyi bulmadım.

[SDanışmaz]

Bugün Güneşi Gördüm'ü izledim. Gerek konusuyla gerek oyuncu kadrosuyla beğendiğimi söyleyebilirim. İzlediğime değdi. İzlemeyenlere tavsiye edebilirim.

İlhan Güneşi Gördüm'ü bende beğendim. İlk defa bir filmi izlerken gözyaşlarımı tutamadım.. Halbuki kendime çok halim olan biriyimdir..

[Uluhan]

Daha bugün gittim , AÇLIK (HUNGER)
Sıkılmak istemiyorsanız sakın gitmeyin derim. Yok ben bunalım sinemasını severim diyorsanız tam size göre.

[MuratJ]

"Yes Man" bugun izledim baya bi eglendim Jim Carrey'e olan hayranlığım arttı diyebilirim. Adamın mimikleri falan harika ya

[ÖmerFarukYılmaz]

Güzel bir konu,Russel Crowe ve Denzel abiden güzel bir film..Ne diyeyim bazı zamanlar,şöyle küçük aralıklarda insan sıkılsada seyrediyor..Özellikle sonu çok güzel...Her ne kadar Frank'in bütün davalardan sıyrılacağını düşünsekte..

Konu olarak uyuşturucu kaçakçısı ve bu işinden gelmiş Frank ve önlenemez yükşelişi..Ve bunun çevresinde emniyetteki para aklama olaylarının oluşuturduğu bir öykü...

Benim sorum Ritchie'ye:Gene olsa aynısını yaparmısın..??

[Great White]

Böylesine muhteşem, tamamen içten ve samimi bir filmi ben nasıl bu kadar geç izledim, kendime yanıyorum resmen..

Yönetmeninin Requem For a Dream, Fontaine gibi başyapıtlara imza atan Aronofsky' e ait olduğunu bile bile böylesi bir şaheseri çok geç fark ettim kendi adıma..

80' li yılların Rockn Roll yaşam felsefesine ve yapabildiği tek iş olan amerikan güreşine kendisini kaptırırken avucunun içinden kayıp giden hayatını, kadınını ve eşcinsel bir hayat yaşayan tek kızını tekrar kazanabilmek adına hayata tekrar tutunmaya çalışan, bir yandan artık yaşlanmasına ve sağlık sorunlarına rağmen riskli mesleğine devam edip diğer yandan da kendisini utandıran ek işler ile yaşam mücadelesi veren bir adamın hikayesi..

Ringdeki o görkemli ve kahramanvari görüntüsüne rağmen ev olarak kullandığı ve kirasını dahi ödeyemediği karavanında kitap okurken yakın gözlüğü kullanmak zorunda kalışıyla tezat oluşturan, kendisini ring dışındaki hemen herkesin ezdiği ve hakir gördüğü bir adam..

Filmin her karesi ve her repliği burada bir entry oluşturabilecek derinlikte diyebilirim kısaca..

Striptiz yaparak hayatını kazanmaya çalışan ve tek oğluna bir gelecek hazırlamak peşinde koşan bir başka looser Marisa Tomei' ye barda söylediği "80 li yıllarda müzik bir başkaydı. Taa ki Cobain denen yavşak ortaya çıkana kadar. Ondan sonra herşey altüst oldu" söylemi ne kadar da gerçekçi ve içtendi..

Filmin müzikleri ise başlı başına devler geçidi gibi. Qiet Riot, AC/DC, Ratt, Accept, Firehouse, Scorpions, Slaughter' ın yanında asıl darbeyi Guns n Roses ile vuruyor. Filmin sonunda ise Bruce Sprengsteen ile huzura eriyorsunuz..

Hayatın aslında fani olduğunu, bir çok güzelliğin geçici olduğunu, artık yapabilecek hiçbir şeyimiz olmadığında ve yaşlandığımızda yanımızda bizi seven hiçkimse kalmadığında bir nevi işe yaramaz et parçasına dönüştüğümüzü gözümüzün içine acımasızca sokuyor bu film..

[Great White]

Büyük ümitlerle izlediğim Walkyrie' yi beklediğim kadar başarılı bulmadım açıkçası..

Tom Cruise, Tom Wilkinson ve Terence Stamp gibi ustaların yanında gene aynı dönemi yansıtan Zwartboek' da (Kara Kitap) oynayan Carice Von Houten' ın ve gene aynı filmden Waldemar Cobus' un da küçük bir rol aldığı bu film, Hitler' e yapılan onca başarısız suikast girişiminin sonuncusunu anlatıyor..

Oyuncu kadrosunun da benzerliği yüzünden karşılaştırma gereği duyduğum bu iki film arasında bir kıyaslama yapacak olursam Kara Kitap çok daha başarılı ve etkileyici bir yapımdı bana göre..

[Muhammet]

O filmde bazı yanlış bilgiler de var sanırım Soner Abi. Tarihi biraz yanlış aktarmışlar sanki. Sonradan biraz birşeyler okudum da..

Ayrıca, filmin sonundaki infaz sahnesi beni çok etkiledi şahsen. Arkadan çalan müzik, infaz edilen karakterlerin filmdeki önemli repliklerinin tekrarı ve en sonunda Stauffenberg'in vurulmadan hemen önce "Long live sacred Germany!" diye bağırması...

[Great White]

Doğrudur Muhammet. Zaten bazı mantık hataları da yok değil..

Bir kere böylesine iğreti ve çetrefil bir plan ile koskoca Hitler' i hem de Himmler hala ortada sağ salim dolaşırken katledip iktidarı ele geçirmeye çalışmak oldukça ütopik bir fantaziydi

[Muhammet]

Onun dışında, gerçekte Stauffenberg sadece suikast görevi ile ilgilenmiş. Berlin'i, hükümeti ele geçirme görevini üstleri almış. Stauffenberg sadece bir aracıymış yani.

Ama filmde bu konuda kararsız kalmış sanki senaristler. Bir sahnede adamımız "I'll do my job, you just take Berlin" diyor, sonra işini hallediyor, geliyor başa geçip operasyonu komuta ediyor.

Abi ütopik diyorsun da adamlar yapmaya çalışmış bunu. Çılgınca.. Velhasıl, yazık olmuş adamlara.

Bu arada, The Wrestler'ın müziklerinden bahsetmişsin Abi. Bir de o yönden bakayım filme.

[Great White]

Wrestler' da hiç müzik olmasaydı da çok etkilerdi beni Muhammet

Müzikler ambiansı tamamlayan en büyük faktördü tabii ki



P.S.: Bu arada Wrestler ile ilgili bir yorum yapılmış mıydı burada? Merak ettim açıkçası..

[Muhammet]

Ben yazdım diye hatırlıyorum ama yazmamışım.

Ayrıca The Wrestler sayesinde şu amerikan güreşindeki oyunların birer sahne oyunu olduğu hakkında bir kanıtım oldu. Bir ara babam oturur, her gece izlerdi bunları Flash Tv'de. Ben de fena kıl olurdum, derdim numara bunlar, inanmazlardı.