Yattara'nın bu saatten sonra takıma geri döneceğinden söz edilemeyeceğine göre artık gidişini kabullenmemiz gerekmektedir.
Her profesyonel futbolcu gibi gitmesinin kendisi ve takımı için en iyisi olduğunu düşünmüştür ve ayrılmaya karar vermiştir. Bu kararını da gayet tabii karşılıyoruz, karşılamalıyız.
Şimdi... Geriye dönüp baktığımızda Yattara bizim için hep güzel anıların yer aldığı hatıratlarımızda yer alacaktır. Geldiği günden bugüne değin hep güzel günlerimiz oldu, her daim takımın en sempatik simalarındandı kendisi. O'nu unutmamız mümkün değil...
Bu noktada, Yattara'nın almış olduğu bir karar var ve beğensek de beğenmesek de kendince doğru olanı yatığına inanıyor, amenna. Sapla samanı birbirine karıştırma hususunda mahir olan bizler, hiç olmazsa Yattara gibi başımıza gelmiş en güzel 'bela' için bari bu hataya düşmemeliyiz.
Nedir o hata?
Yattara gitmek istedi, yahut satıldı, ya da burada mutlu değil, Trabzonspordan nefret ediyor artık... ne derseniz deyin, O'na istediğiniz yakıştırmayı yapın ama...O'nun 2003 yılından itibaren Trabzonpor camiasına kattığı değerleri değiştirmezsiniz, değişmeyecek. Bizimle geçirdiği yıllar hep baki kalacak.
İbrahima Yattar gitti. Geriye O'nun bizimle geçirmiş olduğu güzel günler kaldı. Tıpkı Gökdeniz Karadeniz, Fatih Tekke (...) de olduğu gibi... Ama bu sefer farklı olacak, O'nu Fatih gibi, Gökdeniz gibi hüzünlü ve yalnız bir şekilde havaalanında görmeyeceğiz.
Trabzonspor camiasına katılarından ötürü kendisine sonsuz teşekkürlerimizi arz ediyor, bundan sonraki yaşamında kendisine başarılar dileriz. Ve buradan sana söz veriyoruz ki, unutulmayacaksın, unutturmayacağız seni... Yolun açık olsun.