Nashat Akram hakkında bilgi buldum onu vereyim
12.9.1984 yılında doğan Nashat Akram Abid Ali’nin futbola dair attığı ilk ciddi adım 12 yaşında gerçekleşti. 12 yaşında Irak’ın Al Quwa Al Jawiya takımıyla ilk sözleşmesini imzaladı ve futbol kariyerine startı vermiş oldu. Sakatlıklarla geçen talihsiz bir yılın ardından bahtsız Nashat, Bağdat’ın diğer bir temsilcisi olan Al Zawra’a takımına imza attı. Bu takımda da vasatın biraz üstünde performans sergilemesine rağmen bir sonraki yıl tekrar eski takımına döndü. Nashat 14 yaşındaydı ondan ne beklenebilirdi ki. Yavaş yavaş olgunlaşıyordu sanki Nashat futbola ilk başladığı takımına tekrar dönmenin ardından Salah Al-Deen takımına imza attı. 15 yaşına gelmişti Nashat ve yetenekleri ufak ufak gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. Seferi Nashat 16 yaşında da Salah Al-Deen’den kaçar gibi Al Shorta takımına imza attı. Al Shorta yarı profesyonel, maçlarını 20.000 kişilik Al Shorta Stadı’nda oynayan bir takımdı ve tesisleri son derece yetersizdi. Nashat bu takımı da sevmemesine rağmen burada 19 yaşına kadar futbol hayatını sürdürdü. Nashat’a istikrar başarıyı getirdi. Nashat deli gibi top oynadı burada ve 19 yaşında Suudi Arabistan’ın Al Nassr Takımı’ndan ciddi bir teklif aldı ve tekrar yollara düştü. Nashat 19’undaydı fakat maşallah oynamadığı takım yok gibiydi ülkesinde. Nashat’ı tanıyanlar onun saha içinde çok hırçın olduğunu fakat saha dışında son derece mülayim bir karakteri olduğunu söylediler. Antrenörleriyle de problem yaşamazmış pek, en kötü huyunun oynadığı takımı yürekten sevmemesi ve cebini dolduracak teklifler karşısında hiç düşünmeden bavulunu toplaması olduğunu söylediler. Yani Nashat olaya tamamen duygusal(!) bakanlardan. Nashat’ın geçmişine bakan Al Nassr’da da ne kadar kalabileceğini tahmin edebilir pek tabi. Yine farklı bir şey olmadı ve Nashat bu takımını da satıp Al Shabab Takımına imzasını attı ve siyah beyaz çizgili formayı sırtına geçirdi. Al Shabab maçlarını Riyad’taki Kral Fahd Uluslararası Stadyumu’nda oynayan bir ekipmiş.
Nashat kısa sürede takım arkadaşlarıyla uyumlu, takım içinde sevilen bir birey haline geldi. Hakemlerle çok dalaştığı söylenmişti bana ama beni şaşırtacak derecede sakin bir oyuncu çıktı. Nashat da adı çıkmış dokuza inmez sekize cinsinden bir kadere sahip. Ona ben diğer hocaları gibi ön yargıyla bakmadım. Her maç şans verdim ve Nashat inanılmaz top oynuyordu. Frikikler onun, kornerler onun, oyun kurucu o, kaptan dahi oydu. Ona ağır sorumluluklar verdim ve bunun altından ustalıkla kalktı aslanım. Nashat yaşadığı yaklaşık 2 ayı süren bir sakatlık dönemine rağmen ilk sezonumuz bittiğinde 36 maçta 35 gol, 18 asist, 14 kez maçın adamı olma şerefine layık görülmüş ve otoritelere göre 10 üzerinden 8.03 gibi yüksek bir ortalamayla sezonu bitirdi. Nashat o kadar komple bir oyuncu ki sadece taç atamıyor, markaj yapamıyor ve ön sezileri zayıf. E bunlara da ne ihtiyacı var ki?
Fiziksel özelliklerine değinecek olursak 1.80 boyunda ve 79 kilo ve sadece sağ ayağını kullanıyor. Sol ayağı tam anlamıyla rezil Nashat’tan maksimum verim alacağınız mevki hücuma dönük ortasahadır onu da söyleyeyim. Çok çalışırsa defansif orta saha yükünü de omuzlarına alabiliyor ama denemedim ve hücuma yönelik ortasaha oynattığımda inanılmaz işler yaptığından onun pozisyonunu değiştirme gibi bir şey gelmedi aklıma şahsen. 3milyon civarı bir bütçeniz varsa Nashat’ı alın ve oynatın. Nashat’ı almakla kalmaz geleceğinizi de garanti altına almış olursunuz.. O 21 yaşında olmasına rağmen “Futbol Duayeni” lakabını fazlasıyla hak ediyor.
Yazan: Yiğit Can Ertunç (Revenantua)
12.9.1984 yılında doğan Nashat Akram Abid Ali’nin futbola dair attığı ilk ciddi adım 12 yaşında gerçekleşti. 12 yaşında Irak’ın Al Quwa Al Jawiya takımıyla ilk sözleşmesini imzaladı ve futbol kariyerine startı vermiş oldu. Sakatlıklarla geçen talihsiz bir yılın ardından bahtsız Nashat, Bağdat’ın diğer bir temsilcisi olan Al Zawra’a takımına imza attı. Bu takımda da vasatın biraz üstünde performans sergilemesine rağmen bir sonraki yıl tekrar eski takımına döndü. Nashat 14 yaşındaydı ondan ne beklenebilirdi ki. Yavaş yavaş olgunlaşıyordu sanki Nashat futbola ilk başladığı takımına tekrar dönmenin ardından Salah Al-Deen takımına imza attı. 15 yaşına gelmişti Nashat ve yetenekleri ufak ufak gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. Seferi Nashat 16 yaşında da Salah Al-Deen’den kaçar gibi Al Shorta takımına imza attı. Al Shorta yarı profesyonel, maçlarını 20.000 kişilik Al Shorta Stadı’nda oynayan bir takımdı ve tesisleri son derece yetersizdi. Nashat bu takımı da sevmemesine rağmen burada 19 yaşına kadar futbol hayatını sürdürdü. Nashat’a istikrar başarıyı getirdi. Nashat deli gibi top oynadı burada ve 19 yaşında Suudi Arabistan’ın Al Nassr Takımı’ndan ciddi bir teklif aldı ve tekrar yollara düştü. Nashat 19’undaydı fakat maşallah oynamadığı takım yok gibiydi ülkesinde. Nashat’ı tanıyanlar onun saha içinde çok hırçın olduğunu fakat saha dışında son derece mülayim bir karakteri olduğunu söylediler. Antrenörleriyle de problem yaşamazmış pek, en kötü huyunun oynadığı takımı yürekten sevmemesi ve cebini dolduracak teklifler karşısında hiç düşünmeden bavulunu toplaması olduğunu söylediler. Yani Nashat olaya tamamen duygusal(!) bakanlardan. Nashat’ın geçmişine bakan Al Nassr’da da ne kadar kalabileceğini tahmin edebilir pek tabi. Yine farklı bir şey olmadı ve Nashat bu takımını da satıp Al Shabab Takımına imzasını attı ve siyah beyaz çizgili formayı sırtına geçirdi. Al Shabab maçlarını Riyad’taki Kral Fahd Uluslararası Stadyumu’nda oynayan bir ekipmiş.
Nashat kısa sürede takım arkadaşlarıyla uyumlu, takım içinde sevilen bir birey haline geldi. Hakemlerle çok dalaştığı söylenmişti bana ama beni şaşırtacak derecede sakin bir oyuncu çıktı. Nashat da adı çıkmış dokuza inmez sekize cinsinden bir kadere sahip. Ona ben diğer hocaları gibi ön yargıyla bakmadım. Her maç şans verdim ve Nashat inanılmaz top oynuyordu. Frikikler onun, kornerler onun, oyun kurucu o, kaptan dahi oydu. Ona ağır sorumluluklar verdim ve bunun altından ustalıkla kalktı aslanım. Nashat yaşadığı yaklaşık 2 ayı süren bir sakatlık dönemine rağmen ilk sezonumuz bittiğinde 36 maçta 35 gol, 18 asist, 14 kez maçın adamı olma şerefine layık görülmüş ve otoritelere göre 10 üzerinden 8.03 gibi yüksek bir ortalamayla sezonu bitirdi. Nashat o kadar komple bir oyuncu ki sadece taç atamıyor, markaj yapamıyor ve ön sezileri zayıf. E bunlara da ne ihtiyacı var ki?
Fiziksel özelliklerine değinecek olursak 1.80 boyunda ve 79 kilo ve sadece sağ ayağını kullanıyor. Sol ayağı tam anlamıyla rezil Nashat’tan maksimum verim alacağınız mevki hücuma dönük ortasahadır onu da söyleyeyim. Çok çalışırsa defansif orta saha yükünü de omuzlarına alabiliyor ama denemedim ve hücuma yönelik ortasaha oynattığımda inanılmaz işler yaptığından onun pozisyonunu değiştirme gibi bir şey gelmedi aklıma şahsen. 3milyon civarı bir bütçeniz varsa Nashat’ı alın ve oynatın. Nashat’ı almakla kalmaz geleceğinizi de garanti altına almış olursunuz.. O 21 yaşında olmasına rağmen “Futbol Duayeni” lakabını fazlasıyla hak ediyor.
Yazan: Yiğit Can Ertunç (Revenantua)
Yorum