Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Ahmet Ali Ağaoğlu | 17. Başkan

Daraltma
X
 
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • ah başkanım ah 6+2 hesabı yapmayaydın şimdi 8 şampiyonluüumuz vardı ne güzel
    “Yenmez taamı ümeranın, fuzelanınÇünkü hakkıdır, yetimin fukaranın “

    Yorum


    • İlk olarak Cenkhan tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
      Dediğim gibi, en beteri yarı cahile dert anlatmak.



      Şimdi öncelikle borç senedi apayrı bir mevzu da sen hizmet alım sözleşmesi mi yoksa maaş sözleşmesi (iş sözleşmesi demeye çalışıyorsun sanırım) üzerinden ilerleyeceksin ona karar vermen gerek. İşçilik, vekalet vs. ise evet, sözleşme iptali argümanın geçerlidir, adamın ömrünün sonuna kadar çalışma ihtimali üzerinden hesap yapmazsın. Borç, işinin görülmesine tabiidir. Hizmet alım (eser) sözleşmesi imzaladıysan, ki zannettiğinin aksine hizmet sözleşmesi ile farklı şeyler, o rapora koyacaksın canım kardeşim, üzgünüm. Borcun borç. Çünkü artık karşında şahıs değil gelir gösteren şirket var. Finansal kiralama? Ekleyeceksin. Amortismana falan girmiyorum. Futbolcu sözleşmelerinde olduğu üzere senelik garanti edilen gelirleri bulunan sözleşmeler? Ekleyeceksin. Bu arada, alacağın hizmetin sözleşmelerini 1'er yıllık yaparak yükümlü olduğun borcu düşük gösterebilirsin tabii ki, bunda hiçbir sıkıntı yok. Her seferinde ödeyeceğin damga vergisi, yitireceğin teminatları dikkate aldıysan sorun değil. Ama neden şirketinin borcunu saklayasın, bunun bir uyanıklık olarak algılanması nedir? Borcu düşük gösterip iflası mı saklayacaksın, o mu kastettiğin? Sen o işler böyle mi yapılıyor zannediyorsun? Yani hukuki sorumluluk doğuracak detaylara girmek istemiyorum da, sen daha şirket muhasebesinin temel mantığını anlamamışsın ki. Ama yine de uygulamadaki tek geçer yol bu değil. Mesela taşeron sözleşmesi imzalarken keşifli veya götürü bedel yerine birim fiyatlı anlaşıp stopajın arkasından dolaşanlar da var ki asla tasvip etmiyoruz malum. Ayrıca bazı sebeplerden ötürü doktorunu, mühendisini maaşlı değil de kurdurduğu şirketleriyle imzaladığı senelik hizmet alım sözleşmeleri üzerinden çalıştıranlar var. Sor bakalım neden tercih ediyorlarmış bunu?



      Öte yandan, Liability konseptini de anlamamışsın maalesef. Kafan konsolideye mi gitti bilmiyorum. Orada cari yükümlülüklerindeki kısa vadeli borçlarına, vergileri, faizleri, maaş ödemelerini eklersin. Uzun vadeli borçlarına da lease ettiği varlığın 12 aydan uzun süreli ödemelerini koyarsın mesela. Bahsettiğim "contract liabilities" de, yine bu bahsettiklerimle birlikte, beton gibi orada durur. Maaşlı adamının giderine mi takıldın? O da kıdem tazminatı ve sözleşmeyle sağladığın yan haklarıyla birlikte provizyonlar kısmında durur, altta yine liabilities toplamına eklenir. Projected income'ını ofisteki çocuklara hazırlatırsın da bir yandan kuru pasta yerken aranızda eğlenirsiniz. Sözleşme ile garanti altına alınmış borçlarını göstermeyen şirket diye bir saçmalık olmaz. Biraz audit okur yazarlığınız olsun. Ödemediği paraları ödemiş gibi kim gösterdi bilmiyorum da, imzalatılan sözleşmede fesih halinde muhatabına kalan alacaklarını da ödeyeceğini yazmışsan onu ödeyeceğin kesin, dikkate almanda ve halka mevcut borç olarak deklare etmende sakınca yok. Düz adama izahta bulunuyorsun sonuçta, pre-tax estimated future cash flow mu diyeceksin, time value of money mi diyeceksin?



      Ağaoğlu'nun açıklaması üzerinden teknik laf kalabalığı yapıp konuyu boğmaya çalışmanı anlıyorum da bu detayları artık herkes biliyor zaten, her kasabadan gelenin ertesi gün ticarete başladığı dönemleri geride bıraktık. Neyyse... Futbolcu sözleşmelerinde bol keseden dağıttığın sözleri günü geldiğinde efendi gibi ödeyeceğin için adam da tabii ki televizyona çıktığında, maaşlarını günü gününe ödemiş olsa dahi, "Bizim futbolculara, sözleşme ile garanti edilmiş, toplam bu kadar borcumuz var, (ilk günden son güne bakıldığında da) bu 3 futbolcunun bize maliyeti 350 milyon TL'dir." diyebilir.



      Bu konuda, asıl mesleği olmadığı halde işi gereği ucundan dokunmuş birisi olarak düzeltebileceklerim bu kadar. Forumda mevzuata hakim muhasebeci ve denetmen arkadaşlar var, hatamız illa ki vardır, diledikleri kadar ayar verebilirler. Sen kalabalık yapmak istiyorsan da kendi kendine takılmaya devam edebilirsin. Ben arta kalan zamanımda aşağıdakileri peş peşe okuyup eğlenme işine geri döneceğim.
      Futbolcuların sözleşme çeşitleri kendilerine özgü. Birden çok sözleşme çeşidi var, Kucka’nın mesela ayrı bir anlaşması vardı imaj hakkıyla alakalı, bu da o sözleşme çeşitlerinden biridir. Fakat en standardı profesyonel hizmet sözleşmesi diye geçer. Temelinde karşılıklı bir sözleşme, sen belli koşulların sağlandığı durumlarda sözleştiğin parayı ödüyorsun. Yani ortada bir borç sözleşmesi de yok, ödeneceği kesinleşmiş bir para da yok.

      Bu noktada sen yer yer farklı şeylerden bahsetmişsin. Muhasebede dönemsellik kavramı vardır. Bu kavrama göre sen finansal raporlarını dönemlere böler ve her dönemin gelir giderlerini tahakkuk esasına göre, aynı dönemin gelir ve kârları, yine aynı dönemin gider ve zararlarıyla karşılaştıracak şekilde hesaplarsın. Sen buna bütünüyle aykırı olarak 3 sene sonra ödeyip ödemeyeceğin belli olmayan paraları da kulübün bugünkü maddi durumunu kötü göstermek için kullanıyorsun. Nitekim Burak ve Kucka sözleşmelerinin ilk yıllarından sonra, geçmişe yönelik belli alacaklarından vazgeçerek, sözleşmelerinin 2. Ve 3. Yıllarını doldurmayarak, üstüne de kendileri için ödenen bonservise karşılık olarak kulübe belli birer miktar bonservis kazandırarak ayrıldılar. Dolayısıyla Burak’ın bize maliyeti ‘atıyorum’ 250 milyon lira diye bir yorum yapan insan, bir nevi stakeholder diyebileceğimiz taraftara, kendi kişisel politik menfaatleri adına yalan söylemiş olur. Önceki sayfalarda da yaptığım hesap üzerine Burak ve Kucka’nın kulübe maliyetleri 5’er milyon euro civarı, ve bu ödemelerin yapıldığı zamanın kuruyla toplam 60 milyon lira civarı bir meblağ..ve sen bu iki oyuncudan bu 60 milyon lira karşılığı yaklaşık toplam 70 maç, 35 gol ve 10 asist civarı bir performans elde etmişsin. Sosa’nın durumu bildiğin üzere daha da iyi. Öte yandan Sturridge’e 6 maç civarı 30 milyon TL civarı bir para ödenmiş. Avdijaj tarzı oyuncular üzerinden, sözde ucuzlar diye 3 milyon TL, 5 milyon TL çöpe atılmış. N’diaye, Obi keza yarım sezon doldurmadan 15’er milyon liraya yakın paralar alıp gitmişler. Mesela x milyon euroluk maaş bütçesiyle başarılı olduk diyor, fakat bunun içine o sezonki alacaklarını ödediği Sturridge ve Obi’yi katmıyor, işine gelince 3 yıllık alacağını söylediği Burak ve Kucka’yı katmıyor. İşine gelince öyle, işine gelince böyle. Dürüstlük namına hiçbir şey yok, kulüp menfaatleri kesinlikle kollanmıyor, yalnızca ve yalnızca yalanlar üzerinden siyaset yapılıyor.

      Finansal kısma dönersek de, bir futbolcuyla sözleşme imzaladın, bu sözleşmenin 3. yılı için sözleşme gereği o futbolcuya maç başına 50 bin dolar, gol başına 150 bin dolar, garanti ücret 300 bin dolar para vadettin. Doğası gereği bu futbolcu o sezon için, bir önceki sezon bonservisi gereği satıldığı için 0 da alabilir, performansına göre de 300 bin dolar da alabilir, 10 milyon dolar da alabilir. Bu sebeple sen bu futbolcunun 3 yıl sonra oluşturacağı gideri muhasebeleştiremezsin. Ancak alacağı para tahakkuk ettiğinde bunu resmiyete dökebilirsin. Sen tahakkuk etmemiş, ve tahakkuk etmesi kesinleşmeyen parayı üstüne bastıra bastıra söylüyorum, gider gösteremezsin. Şirket kendi içinde isterse 7 yıl sonra alacağı 4 tane tuvalet fayansı için de kafasına göre bir muhasebe yapabilir, bu apayrı bir şey. Liabilities/Yükümlülük kelimesinin anlamı mı kafanı karıştırıyor onu anlamadım. Usta geldiğinde 560 milyon tl civarı bir net borç vardı, giderken de 840 milyon tl. Yani hepi topu bu 3 transfer yapılmasa, Katar prensi gibi harcama yaptığı iftira edilen, 0'dan kadro kuran Usta mali genel kurulda kâr mı açıklayacaktı? Bu borç böyle hesaplanmıyor. Uzun vadeli borç dediğimiz, tahakkuk edeceği kesinleşmiş, taksit, kredi vs ödemelerin 1 sene sonra yapılacak ödemeleridir. Nitekim örneğin Bayern Münih 170 milyon euroluk yıllık futbolcu giderine sahiptir, personel giderleriyle birlikte toplamda 800-900 milyon euroluk bir sözleşme yükümlülüğü vardır fakat açıkladıkları borç sıfırdır. Yine benzer şekilde Trabzonspor’un bilançosunu incelersen, maaş giderlerinin fazla olduğu söylendiği 2018’de toplam yükümlülükler 981 milyon tl, maaş giderlerinin neredeyse yok olduğu söylendiği, birçok oyuncunun kiralık olduğu 2020’de toplam yükümlülükler 1183 milyon tl olarak açıklanmıştır. Eğer o dönemki sözleşme yükünü ve bugünkü sözleşme yükünü toplayıp toplam yükümlülükler kısmını incelersen zaten söylediklerinin yanlış olduğunu kolayca kendin de göreceksin.

      Burada tartışılacak bir şey bile yok, bu konuyu bu kadar uzatmana da hayret ettim zira temelinde savunduğun şey muhasebe ilkelerinden önce akla ve mantığa aykırı. Üstüne benim iki kısa paragraflık, çok temel terimler içeren yazıma teknik laf kalabalığı demişsin, kendin alakalı alakasız aklına gelen bütün iş hukuku ve muhasebe terimleriyle, bu forumda okuduğum görünüşüne nazaran içi en boş yazılardan birini yazmışsın. Kendi yaptığın şeyle beni itham etmenin ismi de psikolojik projeksiyondur. Konuyu da o kadar dağıtıp olmadık yerlere çekmişsin ki ikimizin de harcadığı zamana üzüldüm.

      Daha da çok şuna üzüldüm, eğleniyorum diye sanırım senin çeliştiğini zannettiğin iki cümlemi alt alta paylaşmışsın. Alttakinde ben “Ben Usta’nın verdiği bütün paralar hibedir demedim, bir kısmı da borç tabi” düşüncesini sana aktarıyorum, ki bunun da aksine bir şey olamaz zaten Usta’nın kulübe borç verdiğine dair kimsenin kafasında en ufak bir şüphe yok, adam kendi 750 kere söyledi. Ya onu bile geçtim kardeşim zaten 3 gün önce biz kulübün Muharrem Usta’ya olan borçları üzerinden gel git konuşmadık mı? Ben kendim doğrudan Usta’nın verdiği borçları yorumladım mı?

      Acaba konuya o kadar uzaksın ki biri 100 milyon lira bir yere verirse bunun tamamı hibe ya da borç olmak zorundadır, 50’si hibe 50’si borç olamaz şeklinde olaya yaklaştığın için mi o iki yazdığım arasında çelişki olduğunu düşündün?

      Yorum


      • İlk olarak Ali Bektaş tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
        Ne oldu şimdi Muharrem yeniden aday mı olacak, nedir bu tartışma?
        Şuna da özellikle cevap vermek istiyorum çünkü konu çok olmadık yerlere gidiyor hakikaten.

        Başkanı destekleyen arkadaşlar eleştiri duyunca Ağaoğlu’nun icraatleri, hataları vs kesinlikle konuşmuyor, varsa yoksa Usta şöyleydi Usta böyleydi. Yahu kardeşim işine baksana, neredeyse 3 yıl olmuş kulübü devralalı, tarihin en kötü başlangıcını yapmışsın küme düşme potasına çakılmış kalmışsın daha hala Usta aşağı Usta yukarı. 2020 yılına gelmişiz Plaza neden oynamıyor sorusuna “Kucka’ya 780 milyon lira verseydi daha mı iyiydi” diye cevap veren bir tayfa var. Sürekli gündemi buraya taşıyan da kendileri. Gökten taş yağsa Usta'dan bilecekler.

        Yorum


        • 3-4 sene süreli sözleşme imzalanıp 350 milyon lira para bağlanan adamları Ağaoğlu çıktı eleştirdi diye önce Muharrem Usta yağlaması sosuyla karışık mevcut yönetime vurup da etrafına da kalkan olsun diye manipülasyonlarla dolu muhasebesel paragraflar döşeyen görünce yakandan tutup "sen naber hacı" deme ihtiyacı hissettim. Adam başkanı olduğu kulübün içine sokulduğu berbat durumu anlatmış, sen burayı boş meydan zannedip teknik mumbo jumbo döşeniyorsun. Dediğim gibi, sen kalabalık yapmak istiyorsan da "ekonomi" dersi verme iddiasıyla "muhasebe" konularına girip kendi kendine takılmaya devam edebilirsin ama yazdıklarımın konuyla alakasız olmasına şaşırmanı olumlu buluyorum çünkü saçmalayan birisine çıkıp aynı tonda konuşmayınca saçmalamadığını anlamıyor bir türlü. Anlatabildiğim için mutluyum. Eskiden olsa izah etmeye çalışırdım, artık çıkıp yazılanın diğer cepheden bakarak bir kopyasını iliştiriyorum, karşıdakini ağır iritasyondan direkt hastaneye kaldırıyorlar. Bir insana kendisinin gerçek yüzünü göstermekten büyük kötülük yok, burada eski başkan propagandası yapan adamcı tayfanın tek amacı camiaya kötülük yapmak olduğu için ben de onlara bu kötülüğü borçluyum. Kişisel değil yani ticari kaygı benimkisi, alınma sebepsiz.

          Yarın başımızdaki gittiğinde meczupları türerse şekilde Alanya maçından, Hüseyin'le kupa alacağını zannetmesinden, yaptığı saçma sapan basın açıklamalarından girer çıkarım. Bu bizi şampiyon yapmış Sadri Şener için dahi geçerlidir. Ünal Karaman başımızdayken adamı savunmaya çalışıyordum, gittiğinden beridir de "büyükadamidi" çetesiyle mücadele eder oldum. Milleti gerizekalı yerine koyup da her şeyi unuttuğunu umarak tarihi değiştirmeye çalışmayacaksın. Türkiye'de böyle değil tabii ama bir insan bir görev için ömrü boyu çalışır, elde ederse o güne kadarki mücadelesine karşılık olarak kendisine destek verilir, başarısız olursa da bir daha geri gelmemek üzere gönderilir. Bizde sınırsız şansı olacağını bildiği için insanlar, kendisine 2 beden bol göreve atlamakta sorun görmüyor. Sonra batırınca biraz ara verip tekrar başa. Sonra bir daha... Bakıyorsun ki ne kişiler gelişiyor ne de kurumlar. Muharrem Usta için de bu dediklerim geçerli. Eski yöneticiye işin usulü gereği teşekkür edilir, sonra goygoyu yapılmaz; sadece hatalarından bahsedilir ki aynı çukurlara düşülmesin, camia ilerlesin. Baştaki adama da hatalarını söyler ama tam destek verirsin, ümidini yitirdiğin noktada da gönderirsin. Gittikten sonra nostaljisini yapana da aynı ayarı verirsin. Bu böyledir.

          Yukarıdaki gayet berbat bir paragraf, değil mi? İroniyi bırakıp, bizim gerisinde kaldığımız modern dünya gerçeklerini anlatınca böyle itici oluyor işte.

          Eğleniyorum dediğim kısım, çelişkiden kaçındığını ifade ederken adama aşk şiiri yazmış olmanı görmezden gelmiş olman. Çelişmemişsin estağfurullah, bilakis muhteşem bir çalışma olmuş. Şunun güzelliğine bakıp bakıp hayran kalıyorum devamlı:

          İlk olarak Karmam tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
          Bana bir tane başkan söyleyin ki hem dünya kadar sponsorluk verecek, hem cebinden dünya kadar para hibe edecek, hem yaptığı bütün transferleri kulüpten kendi cebinden ödediği parayla geri çıkaracak, hem kendi döneminde oluşan bütün tazminatları cebinden karşılayacak, üstüne bir sürü küfür hakaret iftira yiyecek, hakkında dava açılacak, üstüne de hala çıkıp kulüp avrupadan ceza almasın diye maddi fedakarlıkta bulunacak ve bu fedakarlığına rağmen kulüp iş bilmezliğinden dolayı ceza yiyecek taraftar da hala daha onu suçlayacak. Şunun örneğini ben görmedim, duymadım, bilmiyorum.
          Naber?

          Yorum


          • <!-- BEGIN TEMPLATE: dbtech_usertag_mention --> @Tekke <!-- END TEMPLATE: dbtech_usertag_mention -->

            Lütfen BMN ile ilgili laflarınıza dikkat edin...

            İnsanları veya oluşumları öyle kafanıza göre zan altında bırakma hakkına ne siz sahipsiniz ne de bir başkası...

            Konuyu biliyorsunuz, burada tekrar gündeme getirip konuyu dağıtmaya lüzum yok.

            Saçmasapan ithamlarınız devam ederse şayet, çok daha uzun süreli ceza-i yaptırımla karşı karşıya kalırsınız...

            Bu konuyu BMN adına burada kapatıyorum. Devam etmek istediğiniz taktirde kalıcı uzaklaştırma cezası vereceğiz...
            En son İlker Yazıcıoğlu tarafından düzenlendi; 16.11.2020, 11:04.
            Arafilboylu

            Ve mikrofonlarımız Avni Aker'de...

            Yorum


            • İlk olarak Cenkhan tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
              3-4 sene süreli sözleşme imzalanıp 350 milyon lira para bağlanan adamları Ağaoğlu çıktı eleştirdi diye önce Muharrem Usta yağlaması sosuyla karışık mevcut yönetime vurup da etrafına da kalkan olsun diye manipülasyonlarla dolu muhasebesel paragraflar döşeyen görünce yakandan tutup "sen naber hacı" deme ihtiyacı hissettim. Adam başkanı olduğu kulübün içine sokulduğu berbat durumu anlatmış, sen burayı boş meydan zannedip teknik mumbo jumbo döşeniyorsun. Dediğim gibi, sen kalabalık yapmak istiyorsan da "ekonomi" dersi verme iddiasıyla "muhasebe" konularına girip kendi kendine takılmaya devam edebilirsin ama yazdıklarımın konuyla alakasız olmasına şaşırmanı olumlu buluyorum çünkü saçmalayan birisine çıkıp aynı tonda konuşmayınca saçmalamadığını anlamıyor bir türlü. Anlatabildiğim için mutluyum. Eskiden olsa izah etmeye çalışırdım, artık çıkıp yazılanın diğer cepheden bakarak bir kopyasını iliştiriyorum, karşıdakini ağır iritasyondan direkt hastaneye kaldırıyorlar. Bir insana kendisinin gerçek yüzünü göstermekten büyük kötülük yok, burada eski başkan propagandası yapan adamcı tayfanın tek amacı camiaya kötülük yapmak olduğu için ben de onlara bu kötülüğü borçluyum. Kişisel değil yani ticari kaygı benimkisi, alınma sebepsiz.
              Şuradaki hayal dünyana hayran kaldım. Bu söylediklerinden anladığım kadarıyla çok acaip bir cevap verdiğin izlenimi altındasın, fakat hem o verdiğin cevabın teknik görünebilmek adına içerik olarak bütünüyle boş olması, hem de bu gerinmelerinden anladığım kadarıyla biraz özgüven problemin var. Fakat ben seni tanımam etmem, egonu zedeleyip, sana "Yakandan tutup naber hacı dedim" gibi rezil bir cümle kurdurtma niyetim yoktu, burada Trabzonspor odaklı tartışma yapıyoruz. Kendin kendinin bir sırtını sıvazlamışsın da, ben üzerinde tartıştığımız konuyu senin dağıtmandan sonra tekrar toparlayıp örneklerle ve açıklamalarla birlikte detaylı bir şekilde izah etmiştim, ona cevap vermemişsin. İlla cevap vereceksen ona cevap ver, zira özellikle 2. paragraftan itibaren ne anlattığın hakkında hiçbir fikrim yok.

              İlk olarak Cenkhan tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
              Eğleniyorum dediğim kısım, çelişkiden kaçındığını ifade ederken adama aşk şiiri yazmış olmanı görmezden gelmiş olman. Çelişmemişsin estağfurullah, bilakis muhteşem bir çalışma olmuş. Şunun güzelliğine bakıp bakıp hayran kalıyorum devamlı:
              Alıntıladığın kısmı da bu kadar kullanacağını bilsem biraz daha düzgün kurardım o cümleyi. İçeriğinden ziyade baştan savma yazılmış olması beni biraz rahatsız etti.

              Bir de ben çeliştiğin için onu alıntılamadım diyorsun da, 2. paylaştığın “Ben Usta borç vermedi demedim” şeklindeki alıntı ne alaka o zaman? Hatta birkaç mesaj önce de o yazdığımı “Ya ben öyle mi dedim ama” diye yazdığımı düşündüğünü söylemişsin bir cevabında, ki bu da başta çelişki olduğunu iddia ettiğin, fakat şimdi cevabını alınca lafı başka yere çektiğine işaret ediyor.

              Yorum


              • İlk olarak alperrr tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                Hacı biraz sert yazmışsın ama hepsi doğru..doğru kere doğru..
                hatta 3 ay öncesinden novakla sözleşme uzatmamak çok net ağaoğluna yazar..sözlerini..
                gerekirse uzat ama devre arasında bonservis kazan sözlerinide hatırlıyorum..

                ama ağaoğlu bırak uzatmayı en azılı rakibine gitmesine izin verdi..
                üzerine adamları aklamak için kih kih kih yaptı..
                bide neymiş adamların geliri bizim 5 katımızmış..peki 5milyar borç kimin..gerçekte borca batık kim..
                adam sana sövmekten beter etmiş..yokm deprem demiş yok damat demiş yok doblo demiş iki kelam etmediğin gibi bide adamı aklıyorsun..

                hainliğin ötesinde..gurursuzluk..zeka noksanlığı..ezilmişlik ..korkaklık..para ve gücün karşısında ezilme seziyorum..
                daha fazlasını söylemiyim..yalı çocuğuyla beraber kutlamalara katılır bu sene..
                Hocam Ağaoğlu yöneticilik başkanlık bakımından Özkan Sümer tedrisatından geçmiş, Sümer'in asbaşkanlığını yapmış icraatları bakımından da Sümer'i aratmamış bir tiptir..Özkan Sümer nasıl 100 bin dolar için Aurelio'yu kaptırmışsa Ağaoğlu da aynı naneyi Sosa Novak özelinde yemiştir...Gerçi Özkan Sümer entelektüel bir adamdır son yıllarda yaptığı bir röportajını okumuştum mealen diyor ki eski metodlarla bugünün futbolunda idarecilik yapmak çağı yakalayamamaktır bu doğru değildir diyor..Yani Özkan Sümer futbola dair kendi kafasındaki düşüncelerin belli bir döneme ait bakış açısının günümüzde geçerliliğini kaybettiğinin farkında..Futbol artık endüstri halini aldı..Menajerlere ufak veya geniş çapta para yedirmeden bu takıma elit seçkin topçular getirmek mümkün değil..Menajer sadece sana topçu getirmez topçu satabilmene de yardımcı olur..Ha ille de menajer düşmanlığı yapmak istiyor yedirmem abi diyorsan çok geniş çaplı bir scout sistemi kurup arama tarama faaliyetlerine başlaman lazım..Yani futbol piyasasında ya hazır mal yiyeceksin bunun için para bayılacaksın ya da el emeği göz nuru futbolcu tarayıp ektiğini biçeceksin..O hazır mal Novak ve Sosa idi..300 500 daha fazla verip bu oyuncuları kadroda tutamıyorsan yerlerini donanımlı scout elemanlarının taramasıyla dolduracaksın..Sen ikisini de yapamıyorsun..

                Bir de şu var sözleşme uzatmak istediğin oyuncunun ve menajerinin elini güçlendirmeden masada karşısına oturman için oyuncunun performansının palazlanmadığı döneme denk getireceksin..Bu planlamayı da kendi kafana göre değil bizzat futbol direktörünün veya teknik direktörün tavsiyesi teknik raporları üzerine yapacaksın..Yani oyuncuda "ışık" var sözleşme uzatılabilir uyarısını alman lazım..Oyuncuyla da minimum 1 sene önceden sözleşme uzatmaya yelteneceksin..Son seneye bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir bu..Biz Novak'la zamanında sözleşme yapabilir zamanlamasını iyi ayarlayabilir yine menajer vasıtasıyla satışını gerçekleştirebilir kar elde edebilirdik..Bir defans oyuncusu 14 golle oynuyorsa ve bi 14 gol daha atabilecek kapasitesi varsa o oyuncunun piyasası her türlü vardır arayanı soranı mutlaka vardır...

                Sol bekden bozma stoper olan Tosic bile 4 5 milyon euroya Çin'e pazarlandı 30 küsür yaşında..Dediğim gibi memur kafalı olmayacaksın transfer piyasasının çakalı kurdu olacaksın pazarlamayı bileceksin..Oyuncunun değerini kalitesini yükseltmek istiyorsan adamakıllı teknik direktörlerle sportif direktörlerle çalışacaksın "evet bu oyuncu şu takımda vasat görünüyor ama bizim takımda bizim sistemimizde performansı nirvanaya ulaşabilir değerini iki katına çıkarabilir" felsefesiyle hareket edeceksin..
                Before Elvis There was Nothing

                John Lennon

                Yorum


                • İlk olarak İ. SARAL tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                  Yıllardır uğraşıp KPSS'ye girip memur olamayan ama her konuşmasında memurlara bok atma sevdasında olanlar gibisin. İçinden "ahh ulan bir memur olsaydık be" demiyorsan adım David Luiz olsun. Maaş bütçesinden kısarak, hocadan tasarruf yaparak sportif başarı gelmez diyorsun. Geçen seneyi ne yapacağız?
                  Hahahaha İsmail sen beni güldürdün Allah da seni güldürsün...Memursun herhalde..

                  Benim memur olma gibi bir hevesim yok çünkü bu devlete bir girişimci olarak hatırı sayılır vergi veriyorum ve ödediğim vergilerin yarattığım istihdamın haddi hesabı yok..Bir hukuk devletinde her birey ödediği verginin hesabını sormak zorunda denetlemesini kontrolünü yapmak zorunda..Ödediğim verginin işe yaramaz beş para etmez devletin sırtında kambur olarak oturan memurların maaşına gitmesine vicdanım el vermiyor..Ben Cumhurbaşkanı olsam olduğum gece 400 500 bin memuru işten atarım..Niye? İşe yaramıyorlar da ondan..Oturdukları yerden para kazanıyorlar üretime ve istihdama katkıları yok..Yunanistan bir memur devletidir ve bu yüzden batmıştır..İtalya kısmen hakeza öyle..Türkiye de bu kafayla giderse yani Ankara kafası her boş bulduğu araziye bilmem ne müdürlüğü diye bina dikerse kazıklanacağız iflas edeceğiz..Mesela Türkiye'de Kültür bakanlığında 14 bin memur çalışıyor..Allah aşkına 14 bin memurun kültürel olarak ne katkısı var memlekete..Bu işe yaramaz 14 bin memurun emekli olana kadar maaşını istihdam yaratanların ve çalışanların vergileriyle ödeyeceğin yetmezmiş gibi bir de emekli olduktan sonra ölene kadar maaşını karşılayacaksın..Öldükten sonra da dul ve yetim maaşı diye bir şey çıkarıp işin içinden çıkılmaz hale getireceksin..

                  Sonra..Günümüzde memur alımı tamamen iktidarı yağlamak yıkamakla doğrudan bağlantılı..Mülakat aşamasında iktidara yağcılık yapmayanlar eleniyor..Muhalif olup memur olan çok az vatandaş var..İktidar kendi kadrolarını memur yaparak oy toplama derdinde..Benim bu vicdansızlığı kabul etmem mümkün değil..Tamamen memura karşı değilim ancak sayılarının azaltılması gerektiğine inanıyorum..Türkiye bir memur ordusudur ve bu israftır..Bu ülkenin kalkınmasını istiyorsak girişimci sayısını artırmalıyız..Üretimin olmadığı yerde vergiler yükselir vergilerin yükseldiği yerde de İbn Haldun'un dediği gibi insanlar fakirleşir..


                  Sportif başarıya gelirsek..

                  Benim için sportif başarı Trabzonspor'un şampiyonluğudur bu yetmez Şampiyonlar ligine katılmak ve gruplardan çıkmaktır....Ne lig ikinciliği ne Türkiye Kupası beni kesmez..Zaten teknik direktörden tasarruf yaparak şampiyonluğu kaybettiğimiz de aşikar..Dolayısıyla oradan buradan kısarak tasarruf yaparak Trabzonspor'un şampiyon olması Avrupa'yı sallaması mümkün değil..Biraz daha büyük düşünmemiz gerekiyor..Siz Trabzonspor'un kafaya oynadığı günleri Avrupa'da tur atladığı günleri unutmuşsunuz başarısızlığa alıştırılmışsınız hafızanız yerlerde sürünüyor o yüzden dar beyinli ve küçük düşünen yönetici tiplemelerini savunmanızı gayet doğal karşılıyorum..
                  Before Elvis There was Nothing

                  John Lennon

                  Yorum


                  • İlk olarak Karmam tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                    Şuradaki hayal dünyana hayran kaldım. Bu söylediklerinden anladığım kadarıyla çok acaip bir cevap verdiğin izlenimi altındasın, fakat hem o verdiğin cevabın teknik görünebilmek adına içerik olarak bütünüyle boş olması, hem de bu gerinmelerinden anladığım kadarıyla biraz özgüven problemin var. Fakat ben seni tanımam etmem, egonu zedeleyip, sana "Yakandan tutup naber hacı dedim" gibi rezil bir cümle kurdurtma niyetim yoktu, burada Trabzonspor odaklı tartışma yapıyoruz. Kendin kendinin bir sırtını sıvazlamışsın da, ben üzerinde tartıştığımız konuyu senin dağıtmandan sonra tekrar toparlayıp örneklerle ve açıklamalarla birlikte detaylı bir şekilde izah etmiştim, ona cevap vermemişsin. İlla cevap vereceksen ona cevap ver, zira özellikle 2. paragraftan itibaren ne anlattığın hakkında hiçbir fikrim yok.
                    Tam tersine, insanlara kendi şablonlarında cevap verince çıldırıyorlar diyorum. Tanımıyorum dediğin adama psikolojik tahlil olayına giriştiğine göre bahsettiğim durum geçerli demek ki. Sakin ol öncelikle. Her şey yolunda. Fikrin olmadığı konuda okuduğunun boş gelmesi normal. Bilen anladı ne dediğimi. Kimsenin okumayacağı paragraflar üzerinde yazışmayı bırakırsak özetle dediğim şu: Bir futbolcu grubuna sözleşme ile 350 milyon TL vadedilmişse bu adamların maliyeti 350 milyon TL'dir. Yeni yönetim olarak kucağına bırakılan bomba bu. Kuçka'ya yakışıklı adamsın diyip Sosa'ya kaptan çeker, Burak'a "onu alacak para yok" edebiyatı yapar da bir şekilde satıp kurtulursan senin başarın. Adamlar da çıkıyor "yaa bakın takımın paraları nerelere gitmiş" diye açıklama yapıyor, nostalji sevenler de "ya o öyle hesaplanmaz ki akıllım" diye adamı eleştiriyor. Savunma yaptığınız noktadan uzaklaşıp bir kendinize bakın, zaten mantıksızlığı göreceksiniz.

                    Özgüven tatmini kısmı da çok hoş ama öyle bir takıntım olsa teknik taktik konuşacak bir muhatap bulurum; ben Ustacılara takılmamın sebebini izah ettim. Tekrar edeyim madem, Muharrem Usta'ya sempatizanlarından çok zarar verebilen kimse yok burada. Benim de istediğime uyduğu, işime geldiği için yakalardan tutuyor, naber diyorum; onlar da başlıyorlar anlatmaya. Ense dedim zannedip heyecanlandın sanırım ama bu kültürde hesap sormak için yakaya yapışılır, kültür böyle. Neyse, yine olayın özünden uzaklaşıp şekline kaydık.

                    Usta döneminde İhocularla kavga ediyorduk devamlı. Ağaoğlu gitsin, onun ekibi olacak 3-4 kişi, onlarla kavga edeceğiz. O yüzden bana Allah rızası için Usta övün. Övün de millet hatırlasın gerçekleri.

                    İlk olarak Karmam tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                    Alıntıladığın kısmı da bu kadar kullanacağını bilsem biraz daha düzgün kurardım o cümleyi. İçeriğinden ziyade baştan savma yazılmış olması beni biraz rahatsız etti.

                    Bir de ben çeliştiğin için onu alıntılamadım diyorsun da, 2. paylaştığın “Ben Usta borç vermedi demedim” şeklindeki alıntı ne alaka o zaman? Hatta birkaç mesaj önce de o yazdığımı “Ya ben öyle mi dedim ama” diye yazdığımı düşündüğünü söylemişsin bir cevabında, ki bu da başta çelişki olduğunu iddia ettiğin, fakat şimdi cevabını alınca lafı başka yere çektiğine işaret ediyor.
                    Alıntı şu alaka, "ya ben öyle mi dedim" diye ağlarken adamı 1 paragraf yağlamış olman gerçeğini atlayıp da "borç dedin - demedim" muhabbetine takılman müthiş. Halen daha da anlamamazlıktan geliyorsun olayı
                    Naber?

                    Yorum


                    • İlk olarak Cenkhan tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                      Tam tersine, insanlara kendi şablonlarında cevap verince çıldırıyorlar diyorum. Tanımıyorum dediğin adama psikolojik tahlil olayına giriştiğine göre bahsettiğim durum geçerli demek ki. Sakin ol öncelikle. Her şey yolunda. Fikrin olmadığı konuda okuduğunun boş gelmesi normal. Bilen anladı ne dediğimi. Kimsenin okumayacağı paragraflar üzerinde yazışmayı bırakırsak özetle dediğim şu: Bir futbolcu grubuna sözleşme ile 350 milyon TL vadedilmişse bu adamların maliyeti 350 milyon TL'dir. Yeni yönetim olarak kucağına bırakılan bomba bu. Kuçka'ya yakışıklı adamsın diyip Sosa'ya kaptan çeker, Burak'a "onu alacak para yok" edebiyatı yapar da bir şekilde satıp kurtulursan senin başarın. Adamlar da çıkıyor "yaa bakın takımın paraları nerelere gitmiş" diye açıklama yapıyor, nostalji sevenler de "ya o öyle hesaplanmaz ki akıllım" diye adamı eleştiriyor. Savunma yaptığınız noktadan uzaklaşıp bir kendinize bakın, zaten mantıksızlığı göreceksiniz.

                      Özgüven tatmini kısmı da çok hoş ama öyle bir takıntım olsa teknik taktik konuşacak bir muhatap bulurum; ben Ustacılara takılmamın sebebini izah ettim. Tekrar edeyim madem, Muharrem Usta'ya sempatizanlarından çok zarar verebilen kimse yok burada. Benim de istediğime uyduğu, işime geldiği için yakalardan tutuyor, naber diyorum; onlar da başlıyorlar anlatmaya. Ense dedim zannedip heyecanlandın sanırım ama bu kültürde hesap sormak için yakaya yapışılır, kültür böyle. Neyse, yine olayın özünden uzaklaşıp şekline kaydık.

                      Usta döneminde İhocularla kavga ediyorduk devamlı. Ağaoğlu gitsin, onun ekibi olacak 3-4 kişi, onlarla kavga edeceğiz. O yüzden bana Allah rızası için Usta övün. Övün de millet hatırlasın gerçekleri.



                      Alıntı şu alaka, "ya ben öyle mi dedim" diye ağlarken adamı 1 paragraf yağlamış olman gerçeğini atlayıp da "borç dedin - demedim" muhabbetine takılman müthiş. Halen daha da anlamamazlıktan geliyorsun olayı
                      Sende gerçekten karşıdaki insanın ne yazdığını anlama gibi bir çaba yok,olmadığı için de boş laflarla işi uzatıyorsun.

                      Şurada Muharrem Usta'ya getirilen en büyük eleştiri neydi,hepi topu 3 futbolcuya verilen bonservis ve yıllık ücretlerin maaliyeti değil mi?

                      Peki bu konuda haklı olduğunu varsayalım,bu durumu çözmek için Muharrem Usta bir teklif vermiş sonraki yönetime ve demiş ki sizin yüksek maliyetli olarak gördüğünüz Burak,Kucka ve Sosa için toplam 13 milyon euro teklif ediyorum,bu rakamdan daha düşüğe satarsam aradaki farkı ben ödeyeceğim eğer fazlaya satarsam da fazla olan tutarı akacağım ve kulüpteki alacağımdan düşün.

                      Teklif bu,bu teklifi kabul etseydi Ahmet Ağaoğlu kulübe yük olarak gördüğü sözleşmelerin tamamını kapsayan ve bonservis bedelleri de dahil 350 milyon TL'den kurtulacaktık.

                      Sen ve senin gibi bu üç futbolcunun maliyetini göstererek Muharrem Usta'yı eleştirenler bu teklifi kabul etmediği için neden Ahmet Ağaoğlu'nu eleştirmiyorlar.

                      Bak ben diyorum ki Ahmet Ağaoğlu eğer samimi olsa gider 13 milyon euro teklifi 15 milyon euro yapar ve bu üç futbolcuyu Muharrem Usta'ya satardı,350 milyon TL maliyettten de kurtulmuş olurdu.

                      Neden yapmadı da sonra bu futbolcuların elimizden daha düşük miktarlarla ayrılmasını tercih etti,hatta Sosa'yı rakibe bedava kaptırdı?

                      Bu sefer sağa sola kaymadan bu soruya cevap verirsen en azından bir anlamı olur.
                      • Memento mori

                      Yorum


                      • İlk olarak sasone tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                        Sende gerçekten karşıdaki insanın ne yazdığını anlama gibi bir çaba yok,olmadığı için de boş laflarla işi uzatıyorsun.

                        Şurada Muharrem Usta'ya getirilen en büyük eleştiri neydi,hepi topu 3 futbolcuya verilen bonservis ve yıllık ücretlerin maaliyeti değil mi?

                        Peki bu konuda haklı olduğunu varsayalım,bu durumu çözmek için Muharrem Usta bir teklif vermiş sonraki yönetime ve demiş ki sizin yüksek maliyetli olarak gördüğünüz Burak,Kucka ve Sosa için toplam 13 milyon euro teklif ediyorum,bu rakamdan daha düşüğe satarsam aradaki farkı ben ödeyeceğim eğer fazlaya satarsam da fazla olan tutarı akacağım ve kulüpteki alacağımdan düşün.

                        Teklif bu,bu teklifi kabul etseydi Ahmet Ağaoğlu kulübe yük olarak gördüğü sözleşmelerin tamamını kapsayan ve bonservis bedelleri de dahil 350 milyon TL'den kurtulacaktık.

                        Sen ve senin gibi bu üç futbolcunun maliyetini göstererek Muharrem Usta'yı eleştirenler bu teklifi kabul etmediği için neden Ahmet Ağaoğlu'nu eleştirmiyorlar.

                        Bak ben diyorum ki Ahmet Ağaoğlu eğer samimi olsa gider 13 milyon euro teklifi 15 milyon euro yapar ve bu üç futbolcuyu Muharrem Usta'ya satardı,350 milyon TL maliyettten de kurtulmuş olurdu.

                        Neden yapmadı da sonra bu futbolcuların elimizden daha düşük miktarlarla ayrılmasını tercih etti,hatta Sosa'yı rakibe bedava kaptırdı?

                        Bu sefer sağa sola kaymadan bu soruya cevap verirsen en azından bir anlamı olur.
                        Canım benim, sana defaatle cevap verildiği halde hala kendini muhatap alınmamış hissediyorsun, ne edelim daha, bilemiyorum ki yani... Bak bizim kulübün mevcut başkanı, taraftarı olduğun adama ne demiş:

                        "Şimdi Muharrem Usta'nın giderken bıraktığı iki taahhüt var. İlki 7 ikincisi 3 oyuncuyla ilgili. Bu oyuncuların satış yetkisinin kendisine verilmesini yani bir çeşit menajerlik yetki talebi şartına bağlı taahhüt bırakmış. Futbol dünyasında değil iş dünyasında da eşi benzeri olmayan, anlamsız içeriklere sahip, birbiriyle çelişen (zira bahse konu oyuncuları satamazsa herhangi bir taahhüt yok) sadece kendisine kamuoyu önünde konuşacak malzeme üretmeyi amaçlayan, bize göre iyi niyetle düzenlenmemiş bir belge. Bunu da sürekli gündeme getirerek kendine göre bir şeyler söylüyor. Buna rağmen ne demek istediğini anlamak için bir takım yazılar yazdık. Fakat gerek bu yazışmalar ve gerekse de şifahi konuşmalarda anladık ki aslında 'Borcu 150 milyon euro'da bırakacağım' açıklamasının arkasına zemin hazırlamaya yönelik girişimler yapıyor. Düşünebiliyor musunuz, biz bahse konu oyuncuların menajerlik yetkisini Muharrem Usta'ya vereceğiz o da bu oyuncularımızı satıp birazıyla kendi alacağını alacak uygun göreceği bir kısmını da kulübe gönderecek. Sonra da 'Ben borcu düşürdüm' diyecek. Bunu kabul etmemiz mümkün değildi."

                        Sonrasında da samimiyetinden ötürü, bıraktığı nokta söz verdiğinden aşağıda olduğu için bir 30 milyon Euro daha istemiş yalnız Ağaoğlu, o kısmı sizinkinin kulağına hiç değmemiş tabii
                        Naber?

                        Yorum


                        • İlk olarak Cenkhan tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                          Canım benim, sana defaatle cevap verildiği halde hala kendini muhatap alınmamış hissediyorsun, ne edelim daha, bilemiyorum ki yani... Bak bizim kulübün mevcut başkanı, taraftarı olduğun adama ne demiş:

                          "Şimdi Muharrem Usta'nın giderken bıraktığı iki taahhüt var. İlki 7 ikincisi 3 oyuncuyla ilgili. Bu oyuncuların satış yetkisinin kendisine verilmesini yani bir çeşit menajerlik yetki talebi şartına bağlı taahhüt bırakmış. Futbol dünyasında değil iş dünyasında da eşi benzeri olmayan, anlamsız içeriklere sahip, birbiriyle çelişen (zira bahse konu oyuncuları satamazsa herhangi bir taahhüt yok) sadece kendisine kamuoyu önünde konuşacak malzeme üretmeyi amaçlayan, bize göre iyi niyetle düzenlenmemiş bir belge. Bunu da sürekli gündeme getirerek kendine göre bir şeyler söylüyor. Buna rağmen ne demek istediğini anlamak için bir takım yazılar yazdık. Fakat gerek bu yazışmalar ve gerekse de şifahi konuşmalarda anladık ki aslında 'Borcu 150 milyon euro'da bırakacağım' açıklamasının arkasına zemin hazırlamaya yönelik girişimler yapıyor. Düşünebiliyor musunuz, biz bahse konu oyuncuların menajerlik yetkisini Muharrem Usta'ya vereceğiz o da bu oyuncularımızı satıp birazıyla kendi alacağını alacak uygun göreceği bir kısmını da kulübe gönderecek. Sonra da 'Ben borcu düşürdüm' diyecek. Bunu kabul etmemiz mümkün değildi."

                          Sonrasında da samimiyetinden ötürü, bıraktığı nokta söz verdiğinden aşağıda olduğu için bir 30 milyon Euro daha istemiş yalnız Ağaoğlu, o kısmı sizinkinin kulağına hiç değmemiş tabii
                          Yine söylediğim gibi işin etrafından dolaşmışsın,o kadar yanlış ki yaptığın haklı çıkmak için olayları çarpıtacak kadar gözünü karartmışsın,Ahmet Ağaoğlu gibi söylediği çok az şey doğru olan birini referans alıyorsun.

                          Ne diyor Ahmet Ağaoğlu,borcu 150 milyon euro bırakma sözüne binaen teklif etmiş,iyi de kulüp başkanlığını devrettikten sonra ve kulübün borcu resmen 916 milyon TL olarak açıklandıktan sonra bunun bir mantığı var mı?

                          Sen de eğer ortalama bir zeka varsa,yok dersin.Kaldı ki Muharrem Usta,Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Ömür için bize 40 milyon euro teklif geldi ama kararı sonraki yönetime bırakmayı uygun bulduk,çünkü kongre kararı almıştık diyor.

                          Kucka,Burak ve Sosa'yı iyi bir takım iskeleti kurmak için transfer ettik,sonra yeni yönetim geldi ve bu üçü maliyetli diye serzenişte bulundu,o zaman size teklif yaplmış,ilk teklif 10 milyon euro,sonra Ahmet Ağaoğlu bu teklifi Muharrem Usta ile görüşerek 13 milyon euro omasını istemiş ve kabul edilmiş,istese 15 milyon euro da olabilirdi belki,neden 13 milyon euro istemiş onu da bilmiyorum ama şikayet ettiğin konuda eski başkan sana bir teklif sunmuş,
                          Bu durumda A:Teklifi kabul eder,şikayet ettiğin 350 milyon TL maliyetten kurtulursun
                          B:Teklifi red eder,daha yüksek bir paraya satarsın.

                          Bunların ikisini de yapmıyorsan,sorumlu kim olur?

                          Niye bu kadar olaylara fanatikçe tek taraflı bakıyorsun,gerçeğin,hakikatin ve ortaya iyi bir şeyler koymak için çabalayan insanların senin için bir anlamı yok mu?

                          "Yüksek maliyetli oyuncularla ilgili olarak yönetim bizim sunduğumuzu değil kendi yol haritasını tercih etti"



                          Takımda bulunan yüksek maliyetli oyuncular Burak Yılmaz, Kucka ve Sosa'nın yönetimden ayrıldıkları dönemde taahhütname bıraktıklarını ancak yönetimin bu yolu tercih etmediğini belirterek, "Burak, Kuçka ve Sosa için yönetimden ayrılırken 10 milyon Euro'luk taahhütname bırakmıştım belli bir tarihe kadar geçerli olmak üzere. Daha sonrasında sayın başkan Ahmet Ağaoğlu'nun benimle görüşme talebinde bulunması üzerine Liv Hospital'de bir araya gelerek 10 milyonluk Euro'luk teklifi 13 milyon Euro'ya çıkartılması kaydıyla ilgili oyuncuların kulüpten gönderilmesini benden talep etmiştir. Görüşme sonrasında 13 milyon Euro üzerinde mutabakat sağladık. Ayrıca oyuncuların satışından gelen tüm parayı kulübün kullanması kaydıyla eğer toplam satış bedeli 13 milyon Euro'yu bulmazsa kalanının alacaklarımdan tamamlanmasını kendisine ifade ettim. Yani bu üç oyuncunun satışından gelecek olan paradan alacaklarıma karşılık tarafıma hiçbir ücretin ödenmesini talep etmedim. Amacımız borcu 13 milyon Euro azaltmak ve yönetimden ayrılsak bile sorumluluk bilinciyle maliyeti yüksek oyunculardan kulübü kurtarmaktı. Ancak gelinen noktada kulübümüzün bu üç oyuncunun menajerleriyle bir araya gelmesi, bizim sunduğumuz öneriyi değil kendi yol haritalarını çizmeleri üzerine kararlarına saygı duyuyoruz. Umarım yönetimimiz bu üç oyuncuyu 13 milyon Euro'da daha fazlasına satarak sunmuş olduğumuz öneriden daha fazla katkıyı kulübe sağlamış olurlar" ifadelerini kullandı.



                          Burak, Kucka ve Sosa'nın uzun vadeyle alındığını belirten Usta, "Burak, Kuçka ve Sosa 3-4 yıl vadeyle alınmıştır. Burak'ın ödemesinin de yarısı yapılmıştır.Bu oyuncuların kalan toplam bonservis bedellerinin peşin ödenmek zorundaymış gibi bir algıya taşınması hiç kimseye fayda sağlamaz. Ayrıca söz konusu üç oyuncunun satılmasıyla bu borçları pekala kapatabilirsiniz" dedi.
                          En son sasone tarafından düzenlendi; 16.11.2020, 16:43.
                          • Memento mori

                          Yorum


                          • İlk olarak sasone tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                            Niye bu kadar olaylara fanatikçe tek taraflı bakıyorsun,gerçeğin,hakikatin ve ortaya iyi bir şeyler koymak için çabalayan insanların senin için bir anlamı yok mu?
                            Kendini eleştirme hususunda öyle bir noktaya vardın ki az önce, evren kendini bir kapatıp açtı aklı yerine gelsin diye; Bursa'dan da hissedilmiştir muhtemelen.
                            Naber?

                            Yorum


                            • İlk olarak Cenkhan tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                              Kendini eleştirme hususunda öyle bir noktaya vardın ki az önce, evren kendini bir kapatıp açtı aklı yerine gelsin diye; Bursa'dan da hissedilmiştir muhtemelen.
                              Allah şifa versin,söylenebilecek başka bir söz yok sana.Hadi selametle.
                              • Memento mori

                              Yorum


                              • Şu konuda usta'yi ağaoğlu'ndan önde tutarım. Ünal veya avcı gibi takıma herşeyini verecek hocalarla çalışma imkanı bulsaydı hocaları memnun etmek için daha çok çalışırdı, macera aramazdi. O dönem ersun denk geldi, ona da sabretti.

                                Umarım ağaoğlu avci'ya bunu hissettirir ve başarılı oluruz.

                                Yorum

                                En Aktif Kullanıcılar

                                Daraltma

                                En aktif kullanıcı yok.
                                Yükleniyor...
                                X