adam yıllarca trabzonspor'da antrenör olarak çalıştı zaten. bu camiada sanki hep hak edenler bir yere geliyormuş gibi yorum yapmışsın. bağlantılarını kullanan hocalar iş alıyor. hocanın da bağlantıları var istese de kullanırdı ve en iyi işlere talip olurdu. asla yeterlilikle alakalı değil bir tercih meselesi.
Haksızlığın envâını gördük. Bu mu kanun? En gamlı sefâletlere düştük. Bu mu devlet? Devletse de, kanunsa da, artık yeter olsun; Artık yeter olsun bu denî zulm-ü cehâlet.
Bu saatten sonra Ünal Hocanın kalması takıma daha çok zarar verir zorla güzellik olmaz belliki bağlar kopmuş biz ne yapıp edip lig sonuna kadar Şenol Güneşi ikna edelim.
Şenol gelmesin bari onun başı yanmasın. Geldiği gibi üzerine oynarlar. Euro 2020'ye Şenol güneşsiz gitmek için ellerinde geleni yapar istanbul tayfası.
Başkan eğer Ünal Hoca'yı yetersiz görüyorsa ve 2.devre şampiyon yapacak bir hoca getirmek istiyorsa bu alkışlanacak bir hamle. Ama yok Ünal Hoca'yı konuşmalarından ya da başkaları istedi diye göndermek istiyorsa bu tam bir fiyasko olur.
ünal hocayı yalnızca ve yalnızca saha içi yetersizliğiyle eleştiren biriyim. tüm organizasyonu Trabzonsporun şampiyon olmaması üzerine kurulu bir futbol düzeni içerisinde, bir Trabzonspor taraftarı olarak benim tek referans noktam takımın futbol oyunundaki yeterliliğidir. saha içi yeterlilikle fark yaratabildiğimizde bu köhnemiş organizasyonu ve paydaşlarını bize karşı şike, teşvik primleri, hakem bağlamalar gibi zor durumlara düşürüyoruz ya, tarifi güç bir haz yaşatıyor bu çaresizlikleri bana. bu anlamda kendimi "skor" taraftarlarından da farklı görüyorum açıkçası.
sene başından bu yana hatta hazırlık kampını da dahil edersek yaz aylarından bu yana ünal hocanın teknik direktör olarak yetkinliğini, futbol anlayışını, oyun felsefesini; çağdaş ve başarılı örnekleriyle kıyaslayıp eleştirilerimi dile getiriyorum. nihai olarak tespitim ise hocanın mevcut birikimi ve futbol görgüsüyle Trabzonspor takımını "teknik" manada yönetecek, doğru oyunu oynatacak yetkinlikte olmadığı yönünde. bu nedenle hocanın takımın futbol teknik direktörlüğünden istifasını, mümkünse kulüp içerisinde farklı pozisyonlarda kulübe katkısının devamını istediğimi ifade ediyorum aylardır. bu benim görüşüm, benim tasarrufum. ne bunlar olmadı diye hocayı sabote eder, yönetimi yıpratırım ne de takımımla olan manevi bağımı koparırım...
gelinen nokta çok üzücü... medya önünde maaşlı çalışanını rencide edici açıklamalarda çekinmeyen bir başkan, genel epik ruh haliyle "sinmeyen", başkanını eleştirmekten çekinmeyen bir çalışan... eni konu bir çok taraftarın şikayet ettiği "kötü futbol" sorununu Trabzonspor usulü çözmeye çalışan, profesyonellikten uzak bir kulüp, camia görüntüsü... taraftarın kulüp kapısına dayanması da tuzu biberi... bu denklemden doğru sonucun çıkması mümkün değil.
işin diğer tarafına gelince; Trabzonspor'un başarısızlığı üzerine tasarlanmış futbol endüstrisinin tüm öğelerinin bu konu hakkında mevcut kaosu derinleştirmek istercesine taraf olması ve görece bilinçli Trabzonspor taraftarının bu sinsi tutumu, hakkaniyet adına kamuoyunun ortak vicdanı olarak kabul etmesi çok manidar.
İlk olarak f1bekir tarafından gönderildi
...benim için Trabzonsporluluk, asgari ücretle çalışıp her sene kombine almak, yağmur çamur demeden üstü açık stadyuma gitmektir...
Kim kime rest çekmiş şimdi. Ne boş işlerle uğraşıyoruz. 5-0'da arkamda duran adam bu futbol bize yakışmıyor dedi diye ben olsam hiç gocunmam. Sorun bu ise tamamen saçmalık. İş ego savaşı ise kangreni kesip atacaksın, zira bu evlilik yürümez.
Aynı fikirdeyim, adam sana şans verdi kulübün başına getirdi 5-0 gibi skorlarda sahip çıktı. Onur gibi adamı yolladı sana sahip çıktı, heyecanla veya samimiyetle maç sonu herkesin malumu olan kötü futbolu eleştirdiği için racon kesmek büyük ayıptır. Yalnız hocanın mesajı daha üst yerlere olabilir. ASpor olayı bu tezi güçlendiriyor.
Yorum