Ahmet Ali Ağaoğlu | 17. Başkan

[Anıl C]

Cünkü Baskan'da bu sene sampiyon olabilecegimize inaniyor ve bunu hem teknik ekibe hem de futbolculara hatirlatiyor. Kameralar karsisinda hatirlatiyor ki silkelensinler, hangi formayi tasidiklarinin, hangi takimin teknik ekibinde olduklarinin farkina varsinlar.
Bu takimi sampiyon yapamayan, sampiyonlugun temelini atamayan babamin oglu olsa gözyasina bakmam, koyarim kapinin önüne.
Ve bu takimda isik yok..

[Gökhan Balcı]

Ali Koç'un Ersun yanala davrandığı gibi davranmış sankibaşkan yakıştıramadım açıkçası ben. Direkt olarak hocaya söylenmiş bir şey yok elbette. Yarın biri sorarsa bu laflar ünal Karaman'a mıydı diye genel olarak takıma söyledim dersin sonuçta. Ama her Türk vatandaşının anlayacağı ilk şey burada hocaya sopa gösterilmiş olmasıdır. Bunda yanlış bir şey de görmüyorum ama bu çağda yani iletişim çağında karşına alıp iki laf söylemiyorsan hatalısın. Çünkü transferlerin hatalı yapıldığını düşünsen bunları çıkıp söylemezsin. Kendini ateşe atarsın zira öyle bir durumda. Demek ki burada idare sorumlu. Öyleyse başkan devre arasında hocaysa hoca futbolcuysa futbolcu sorun neredeyse çözüm bulmazsan sen sorgulamaya başlanırsın haberin olsun. Bu yaptığın açıklama ben görüyorum demektir çünkü. Gördüğün halde müdahale etmezsen en nahif ifadeyle vasıfsız korkak ilan edilirsin. O yüzden gördüğün sorun neyse devre arasında çöz. Hocaya git dersen gider zaten merak etme. Ama sorunu hocada görmüyorsan şayet böyle açıklamalar da yapma ki insanların aklına şüphe düşmesin.

[Emirhan Uludüz]

Başkan boş yapıyor. Bu kadar kurumsallık ve profesyonelleşmekten bahseden bir adamın böyle amatörce açıklamalar yapması çok saçma.

Bu kulüpte Ağaoğlu'nun kamusal bir diyalog içerisinde yapması gereken tek şey hoca ile taraftar arasında köprü kurma görevidir. Taraftar her zaman şampiyonluk, iyi oyun, şiddetli mücadele ister. Başkan ise kulübün menfaatlerini düşünür. Ne yaptın sen? Gelirleri artırdın, giderleri azalttın, uzun vaadede sürdürülebilir bir bütçe dengesi oluşturacağının sözünü verdin. Şimdi şampiyonluk ile senin verdiğin sözler arasında uçurum var. Hiçbir zaman şampiyonluk iddiasında bulunmadın. Hocayı da bu süreci atlatabileceğini düşündüğün bir Trabzonspor efsanesinden seçtin. Hoca da bunları bilerek takımın başına geldi. Yani taraftar ve hoca her zaman 3 puanı istese de şu dönem hoca ve yönetim Trabzonspor için 3 puandan, şampiyonluktan daha önemli bir hedef koydu. Sürdürebilir maddi başarı ve buna bağlı uzun vaadede sportif başarı. İşte burada başkanın ve hocanın yapması gereken tek şey, bunları taraftara sürekli hatırlatmaktır. Her konuşmanda bunları vurgulayacaksın ki taraftar olan bizler de bu hafızayı, bilinci kazanalım.

Şimdi olması gerekeni geçip olana gelmek istiyorum. Geçen sene bu proje güzel bir şekilde yürütüldü. Yaz geldi transfer döneminde takımın eksikleri kapatılmadı ve gereksiz oyun karakterinde iki tane yıldız oyuncu alındı. Stoper transferlerine girmiyorum çünkü biri kiralık, diğeri ise çok ucuza alındı ve maliyetine göre iyi de katkı veriyor. Geri kalan genç oyuncu transferleri çok yerindeydi fakat yanlış kadro planlaması yüzünden birçoğunu hazır olmadan 11de oynatmaya çalıştık. Yönetim kanadında bunlar yaşanırken Ünal Karaman ne yaptı? Sanmıyorum ki Mikel'i istemiyorum, Sturridge'i istemiyorum demiş olsun. Şöyle düşünün, diyelim hoca dinamik bir ön libero istiyor, sen gidiyorsun Mikel'i alıyorsun ve hoca buna rağmen bir şey demiyor. Hocamız da çok net burada kendini bypass ederek bahanesini önceden hazırlamıştır. Teknik Direktör futbolcu ismi söylemeyebilir ki bence de doğrusu bu. İstediği oyuncu tarzını, özelliklerini söyler sen de kulübün menfaatleri doğrultusunda buna yakın oyuncular getirirsin bu kadar basit. Bizde olan durum ise ne hoca yapması gerekeni yaptı, ne başkan yapması gerekeni yaptı. Çok erken gaza gelindi. Parmak'ın, Hüseyin'in performansı düştü diyoruz. Düşer tabi, geçen sene oynadıkları oyunda yetenekleri %50 ise geri kalan %50 ise Trabzonspor'un yapılanmasına duydukları inançtı. E sen gidip yüksek maaş alıyor diye futbolcuları gönderir, 7 ay sonra Sturridge ile Mikel'i getirirsen herkes noluyoruz arkadaş der.

Sonuç olarak yeniden yapılanıyorum dediğin andan 1 sene sonra Sturridge ile Mikel gibi iki adamı transfer edersen kimseyi hiçbir şeye inandıramazsın ve herkes şampiyonluk bekler. Sturridge'e 3,5 Mikel'e 1,5 veriyorsun. 5 milyon Euroya bu ölücülükle sağ ve sol bek yedeği, güçlü çevik bir ön libero, sol kanat yedeği ve dandik bir Yusuf Yazıcı alternatifi getirebilirdin. Ha bu sene belki şampiyon oluruz, olabiliriz fakat bu transfer politikası yönetimin söylemlerine tamamen zıt. Kadro maliyetini bilmem kaç milyon euroya indirdim diyorsun da yedek futbolcun yok olaya bak.

[erenslash]

Başkanın yapması gereken bilimsel işi bilen yabancı antrenörler alması


devre arası başlamalı bu işe

Türk personel sevdandan vazgeç artık başkan

[artvints]

Başkanın yapması gereken bilimsel işi bilen yabancı antrenörler alması


devre arası başlamalı bu işe

Türk personel sevdandan vazgeç artık başkan

türk olunca bilimsel olunamıyor mu ?

[erenslash]

futbol dünyasında olunamıyor kardeşim

türk olunca bilimsel olunamıyor mu ?

[tristram]

hoca cikip taraftara alenen isinize bakin,aynaya bakin,beyinleriniz alsin diye soyluyorumi gibi son derece ukala ukala konusurken sorun yok ama ahmet agaoglu baskan sifatiyla rahatsizliklarini dile getirince nerede kaldi kurumsallik deniyor.

ahmet agaoglu bu aciklamalari acemice yapacak bir baskan degil ama kac haftadir uzatilan her mikrofona sacmalayan hoca'nin gazini almak istedi ve o aciklamayi yapti.cunku unal hoca gun gectikce egodan onunu goremeyecek hale geldi.senede 4.5 milyon garanti para alarak bize takimin mevcut haline sukretmeyi ogretmekten baska bir sey soylemeyen bir hocaya bu ayarin verilmesi gerekiyordu.

efsane dedigimiz eski topcularimizin alayinda bu hava mevcut.hepsinin burunlari kaf daginda.isin daha da komik tarafi bu isimlerin hepsi futbolculuk kariyerleri sayesinde bizde hocalik yaptilar-yapiyorlar..bugun hami'nin tolunay'in sota'nin nerede oldugunu bilen var mi?trabzonspor markasi sayesinde size mikrofon uzatildigini,basinda on planda oldugunuzu,bu marka sayesinde karninizin doydugunu bir anlayin arkadas..cikip hicbir maddi cikari olmayan,takim galip gelince yasama sevinci artan taraftara abuk subuk konusamazsin arkadas..senin haddine degil..al iste bir tane baskan cikar yiyorsa bana konus der cevabini dahi veremezsin.

sen her mikrofona abuk subuk aciklamalar yaparsan,o mikrofonlardan sana cevap verilir kardesim.normal sartlar altinda bir araya gelip konusmalari daha dogru ama unal hoca insani cileden cikaracak bir yapiya sahip.sezon basindan bu yana taraftarin ezici bir cogunlugu ayni konularda elestiri getiriyor buna cevap olarak beyinleri alsin diye soyluyorum diye cumleye baslayan bir cevap geliyor..futbolculuk kariyeri hatrina kufur yemedigini,kendisinin trabzonspor'un bir calisani oldugunu,karsiliginda para aldigini ve hadsiz hadsiz boyle konusma yetkisi olmadigini ara ara hatirlatmak lazim..

[UĞUR DURTAŞ]

sıcağı sıcağınada olsa olumlu güzel yerinde bir konuşma.
yeter artık
bu kadar baskı yemek fazla
2 gün sonra Türkiye kupası maçlarından da sonra takım yorgundu falan filan bahaneler olacaksa
denizliye sahaya çıkmadan elenelim...
bahane kalmaz o zaman.

[Emirhan Uludüz]

hoca cikip taraftara alenen isinize bakin,aynaya bakin,beyinleriniz alsin diye soyluyorumi gibi son derece ukala ukala konusurken sorun yok ama ahmet agaoglu baskan sifatiyla rahatsizliklarini dile getirince nerede kaldi kurumsallik deniyor.

ahmet agaoglu bu aciklamalari acemice yapacak bir baskan degil ama kac haftadir uzatilan her mikrofona sacmalayan hoca'nin gazini almak istedi ve o aciklamayi yapti.cunku unal hoca gun gectikce egodan onunu goremeyecek hale geldi.senede 4.5 milyon garanti para alarak bize takimin mevcut haline sukretmeyi ogretmekten baska bir sey soylemeyen bir hocaya bu ayarin verilmesi gerekiyordu.

efsane dedigimiz eski topcularimizin alayinda bu hava mevcut.hepsinin burunlari kaf daginda.isin daha da komik tarafi bu isimlerin hepsi futbolculuk kariyerleri sayesinde bizde hocalik yaptilar-yapiyorlar..bugun hami'nin tolunay'in sota'nin nerede oldugunu bilen var mi?trabzonspor markasi sayesinde size mikrofon uzatildigini,basinda on planda oldugunuzu,bu marka sayesinde karninizin doydugunu bir anlayin arkadas..cikip hicbir maddi cikari olmayan,takim galip gelince yasama sevinci artan taraftara abuk subuk konusamazsin arkadas..senin haddine degil..al iste bir tane baskan cikar yiyorsa bana konus der cevabini dahi veremezsin.

sen her mikrofona abuk subuk aciklamalar yaparsan,o mikrofonlardan sana cevap verilir kardesim.normal sartlar altinda bir araya gelip konusmalari daha dogru ama unal hoca insani cileden cikaracak bir yapiya sahip.sezon basindan bu yana taraftarin ezici bir cogunlugu ayni konularda elestiri getiriyor buna cevap olarak beyinleri alsin diye soyluyorum diye cumleye baslayan bir cevap geliyor..futbolculuk kariyeri hatrina kufur yemedigini,kendisinin trabzonspor'un bir calisani oldugunu,karsiliginda para aldigini ve hadsiz hadsiz boyle konusma yetkisi olmadigini ara ara hatirlatmak lazim..

Ben bu konuda, basınla ilişkiler ve diyalog konusunda başkanı eleştirdiğim kadar Ünal hocayı da eleştiriyorum. Hem başkan hem de hoca kamusal ve demokratik mekanı yok etti. Basın mensupları soru soramaz oldular. Hocaya neden X'i çıkarıp Y'yi oyuna aldınız diye sorulunca deliriyor ve sorunun cevabını vermiyor. Bunu yaparak 1- karşındaki gazeteciye saygısızlık yaparsın, 2- insanların seni eleştirme haklarını ellerinden alırsın, 3- bu yaptıklarınla kendini sorgulanamaz üst akıl olarak konumlandırırsın. Hocanın kafa yapısı tam anlamıyla geleneksel ve arabesk. Eski Türk aile babası figürüne bürünmüş durumda. Bazı maçlar sonrası futbolculara hakarete varacak şeyler söylediğini unutmadım fakat bu tepki dışarıdan gelirse hemen korumaya geçip futbolcuları savunuyor. Yani futbolcular ve teknik kadro olarak hoca kendilerini iç grup olarak görüp, taraftar ve basın mensuplarını dış grup olarak görüyor ve dış gruptan tehdit hissederse iç grupta kenetlenme yaratmaya çalışıyor. Bu hem genel olarak çok tehlikeli ve uzun vaadede sadece dış gruptan tehdit algılandığında kenetlenme sağlayabilecek bir psikoloji, hem de işler yolunda gitmeye başlarsa iç grupta çatırdamalar yaşanabilecek bir psikoloji. Hocanın dar ve yetersiz, niteliksiz kadrolarla daha çok başarılı olmasının nedeni bence bu karakterinden kaynaklanıyor. Çünkü karşılıklı diyalog ve eleştiriye kapalı bir yapısı var bu nedenle ona boyun eğecek oyuncular da ya altyapı oyuncuları ya da niteliksiz oyuncular oluyor. Bu ortamda hocanın Sosayla karşılıklı saygı ilişkisi takımı hocaya bağlı tutabilecek tek şeydir. Sosanın yokluğu hem takımı, hem saygıyı, hem de şu zamana kadar kurulmuş olan ortamı tamamen yok eder. Sosanın da takımın saygı duyulan büyük ağabeyi olarak kalabilmesinin tek yolu diğer futbolcuların ona karşı duyduğu saygıya bağlı. Sturridge, Mikel gibi transferler zaten yanlış ve eşitsiz kurulmuş bu yapıyı sarsar bu kadar basit. Tabi işin içinde birçok faktör var şampiyonluk gibi bir hedef ve inanç ödülün büyüklüğünden dolayı var olan sürtüşme ve sorunları kısa süreliğini ortadan kaldırıp takımın kenetlenmesini sağlayabilir fakat bunun olması yine de Ünal hocanın yaptığı yanlışların yanlış olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Bu arada aynı problem başkanda da var. Barış'a herkesin içinde 'sana ne' demesi çok büyük terbiyesizliktir. Gazeteci haber yapar, yanlış olsun doğru olsun fakat o haber biz görelim, duyalım, sorgulayalım. Kısaca hem başkan hem Ünal hoca saçma ve diktatöryel tavırlar içerisinde ve bunun son bulması gerekir. Ben olaylara bu yönden bakıyorum. Bir önceki mesajda da dediğim gibi eğer amacın maddi olarak kulübü sürdürülebilir bir hale getirmekse her konuşmanda bundan bahseder taraftarın gazını alırsın. Ancak gidip Sturridge ve Mikel'i getirirsen hem şampiyonluk beklerim hem de yapamadığın transferler dolayısıyla eleştiririm. Hem transfer yapmayacaksın, hocanın istediği tarzda futbolcu almayacaksın hem de basın karşısında teknik heyete sallayacaksın. Futbolcu-Hoca-Başkan bağlantısından kaynaklanan başarısızlık ihtimaline karşı hoca da başkan da kendisini bypass etmeye çalışıyor.

[Togrul]

Her çalışan açık sistem gibi bizim futbol takımı da geri bildirimleri değerlendiremezse sorunlarına çare üretemez. Hocanın açıklamaları bu geri bildirimleri değerlendirmediği yönünde. Başkanın açıklamaları bu duruma bir reflekstir ve son derece isabetli olduğu kanaatindeyim. Sonunda en sorumlu kişi o. Kötü futbol oynadığımız ayan beyan ortadayken kötü futbol oynadık demek kabahatmi? Bunun neresi kurumsal kimlikle bağdaşmıyor? Gerektiğinde bu tür açıklamaları en elit takımların teknik direktörlerinden ve yöneticilerinden bile duymuşuz. Sorunu görmezden gelmenin bir faydası bugüne kadar görülmemiştir.

[bahadır2561]

Zorlu görüşmesine yorum yapmayacaksan neye yapacaksın peki?

[İlker Yazıcıoğlu]

Zorlu görüşmesine yorum yapmayacaksan neye yapacaksın peki?

Yaptı işte, federasyonda görüşselerdi normal karşılanabilirdi ama Zorlu'da görüşülürse soru işaretleri olur insanların kafasında dedi...

[bahadır2561]

Yaptı işte, federasyonda görüşselerdi normal karşılanabilirdi ama Zorlu'da görüşülürse soru işaretleri olur insanların kafasında dedi...

Benim açımdan yeterli bi açıklama değil.

Ali Koç-Nihat Özdemir arasındaki görüşmeye yorum yapmam etik olmaz. Ama federasyon binasında olsaydı daha iyi olurdu dedi.

[İlker Yazıcıoğlu]

Benim açımdan yeterli bi açıklama değil.

Ali Koç-Nihat Özdemir arasındaki görüşmeye yorum yapmam etik olmaz. Ama federasyon binasında olsaydı daha iyi olurdu dedi.

Merakımdan soruyorum. Mevcut şartlar içerisinde ne yapmalıydı ya da söylemeliydi sence?

[ozturk]

Başkan çok aklı başında. Sadece Konya maçındaki yorumunu basına yapmayıp Ünal hocayla konuşsaydı daha iyi olurdu.