Ahmet Ali Ağaoğlu | 17. Başkan

[Gökhan Uzun]

Özkan Sümer dahi, şike sürecinden sonra takımın çekilme iddialarına karşılık, "O işler o kadar kolay değil bilmediğiniz şeyler var." demişti. Gerçekten bekara karı boşamak kolay. Sadece biz değil her türlü kulüp siyasete ve dolayısıyla TFF'ye göbekten bağlı. Her sıkıştığında siyasilerden af veya sümenaltı talep ettiğimiz için acı acı sıçıyoruz işte. Gerçekler bunlar kabul edin ya da etmeyin.

Kaldı ki bizim taraftarımız kaypaklık konusunda dünyanın her kulübüyle de aşık atar. Başkan olsam hayatta bizim taraftara güvenmem, yola da çıkmam.

[My]

Hakan Kulaçoğlu: Federasyonla ilişkiler, forma alışverişi, evcilik oyunu, o zamanki TS yönetimi, o zamanki federasyon, şimdiki TS yönetimi, şimdiki federasyon, şike mücadelemiz sırasında bazı TS'lilerin bazı davranış tarzları ile ilgili birkaç anlamlı cümle yazacağım elbette.

Öncelikle şunu biliyor ve kabul ediyoruz ki, mevcut başkan ve yönetim kurulu, kurumun çok zor bir döneminde, gönüllülük ve hevesle değil, neredeyse zorunlu olarak sorumluluk yüklendiler.

Bu nedenle manevi kredileri yüksektir ve hepimiz beklentilerimizi olduğu gibi eleştirilerimizi de minimuma indirmiş durumdayız.

Eleştiri getirdiğimiz konular, kurumun duruşu ile ilgili ve ekonomik durumdan bağımsız, kurumsal onurla doğrudan alakalı noktalardır.

Şike mücadelesi çok önemli ve hassas bir konu olmasının ötesinde kronik bir süreç haline dönüşmüştür.

Hukuk mücadelesi konunun bir tarafıdır. Bu da iki boyutludur. Trabzonspor uluslararası hukuk platformlarında hep haklı bulunmuş ve şikecilerle onların destekçileri, himayecileri ve dahi yardakçılarını defalarca bozguna uğratıp dünya aleme rezil etmiştir.

Ancak uluslararası hukuk mercilerinin kesin kararlarının ülkemizde hakkıyla uygulanması malum kişiler ve merciler tarafından itinayla önlenmiştir.

Ülkemizde 2010-2011 şikeli sezonunun gerçek şampiyonunu kupasına kavuşturacak spor hukuku adaleti, siyasi irade tarafından, kukla bir federasyon alet edilerek önlenmiştir.

Şikeyi aklayan federasyonun başkanlığına, görüntüde seçimle, aslında atamayla gelen kişi, kendi kulübünü batıran ve UEFA'dan ceza almasına neden olan Yıldırım Demirören'dir.

Evet, Demirören sadece bir kukladır, maşadır ama muhtemelen kişiliği ve kulubündeki mali sicili nedeniyle bu rolü oynama istek ve arzusu çok dikkat çekicidir ve sembol haline gelmiştir.

Bu nedenle, hakkı gasp edilen Trabzonspor Kulübü'nün ve onu temsil ve idare eden kişilerin Demirören ile sıkı fıkı ilişki içinde olması uygun değildir, yani uygunsuzdur. Bu şahsa Trabzonspor forması hediye etmek had safhada uygunsuzdur.

Trabzonspor yönetimi, bu federasyon ile ilişkilerini, yasal düzenlemeler çerçevesinde minimal düzeyde sürdürmek durumundadır. Federasyona mecburi ziyaretler veya onun temsilcilerini zorunlu ağırlamalar yapılabilir ama resmi siteden sevgi pıtırcığı fotosu yayımı abesle iştigaldir.

Bu uygunsuz, kurum ve camia onuruna aykırı yaklaşımlara, "Kulübün federasyondan lisans alamama tehlikesi vardı" şeklinde mazeret üretmek de kabul edilebilir bir şey değildir.

Bir kulübün ligde mücadele edebilmesi için sağlaması ve kanıtlaması gerekli koşullar yasal düzenlemelerle belirlenmiştir. Bu durum federasyon başkanı ya da yönetimi tarafından manipüle edilemez.

Demirören ve arkadaşları yasal olarak hak kazanmamış bir kulübe lisans veriyorlarsa suç işliyorlar demektir. Bunun aksi durumda, yani hak etmiş bir kulübe husumet nedeniyle vermiyorlarsa yine suç işlemiş olurlar.

Yani şahsi kanaat kullanamazlar. Yani Trabzonspor Demirören kupasının iki dudağı arasında bir kurum değildir. Şirinlik çabaları gereksiz ve yakışıksızdır. (28 Temmuz 2018)

[anth]

Yine boş yapmış Hayri amca.. Kendi iş ilişkileri için nasıl hükumete yanlıyorsa, ya da onlara yakınlarla ortaklık yapıyorsa; TS de öyle yapmalı diyor resmen... Yazık bu adamlar yöneticilik yapıyor...

Kulüp batsın ama senin gibi kişisel menfaatleri olan adamlara kalmasın...

Doğru diyenlere de sorayım: Federasyondan hangi paramızı alacağız? Bilmem kaç yıl ipotek altındaki paramızı mı? Az kafanızı çalıştırın; o para ne federasyonun, ne de bizim o paralar bankaların...

[İlker Yazıcıoğlu]

Başkanın ikide bir hakem kararları olmadan da gs bizi yenerdi hatta fark atardı sözlerine fazlasıyla rencide oldum. Ne demek fark atarlardı arkadaş, yönettiğin kulüp koskoca Trabzonspor. O.... doğurduğu ilk yarıda haybeye penaltı vermeyip 2 kırmızıyı verse s.... s.... aslan çoğaltirdik arenalarinda. Insan kelimelerini biraz seçer de konuşur. Biz bunları kafeslerinde etek giydirip az oynatmadık. Akşam akşam harbiden kıllandım şimdi. Şu yosma heriflere şirin görünecem ayağına bu laflar edilmez. Eden de bu camiayı layıkıyla temsil edemez.

Başkan orada şunu dedi dostum: GS bizi yenebilirdi de, bırakın da yenileceksek oynayarak yenilelim dedi...
Bunlar bizi zaten yenerdi gibi bir kastı yoktu...

[anth]

Başkanın ikide bir hakem kararları olmadan da gs bizi yenerdi hatta fark atardı sözlerine fazlasıyla rencide oldum. Ne demek fark atarlardı arkadaş, yönettiğin kulüp koskoca Trabzonspor. O.... doğurduğu ilk yarıda haybeye penaltı vermeyip 2 kırmızıyı verse s.... s.... aslan çoğaltirdik arenalarinda. Insan kelimelerini biraz seçer de konuşur. Biz bunları kafeslerinde etek giydirip az oynatmadık. Akşam akşam harbiden kıllandım şimdi. Şu yosma heriflere şirin görünecem ayağına bu laflar edilmez. Eden de bu camiayı layıkıyla temsil edemez.

Fatih Bey okuduğunuzu anlayamadığınız gibi, dinlediğinizi de anlayamıyorsunuz anlaşılan... Üslubunuzda malum her zamanki gibi... Bizi yenebilirdi ile yenerdi arasında fark var... Açın bakın bi daha ne demiş...

[Harun-61]

Arkadaşlar,
verilen penaltı verilmeyen Kırmızı Kart bi kenera, maç anında Ekuban'ın pozisyonuna taraflı tarafsız herkes penaltı dedi.
Hakem VAR'a gidince Rodellga penaltı'yı hangi köşeye atar acaba diye hesap yapıyorduk.Adam izledi ve vermedi.
Yani bu inanılmaz birşey. Bunun futbol ile ilgisini olmadığını aslında dün başkan TRT'de söyledi.
Ama malesef yeterince detaya girmedi. Asıl mevzu'da bu işte.
Herkes birşeyle geveliyor ama net, nokta açıklama yapmıyor.

Elinde mikrofunu olan insanlar "yiğitçe" konuşmadığı müddetçe bu olaylar yine gerçekleşir. 1 ay ceza alır haklem yine gider maç alır.

[HOPA'LI TS'Lİ]

Arkadaşlar,
verilen penaltı verilmeyen Kırmızı Kart bi kenera, maç anında Ekuban'ın pozisyonuna taraflı tarafsız herkes penaltı dedi.
Hakem VAR'a gidince Rodellga penaltı'yı hangi köşeye atar acaba diye hesap yapıyorduk.Adam izledi ve vermedi.
Yani bu inanılmaz birşey. Bunun futbol ile ilgisini olmadığını aslında dün başkan TRT'de söyledi.
Ama malesef yeterince detaya girmedi. Asıl mevzu'da bu işte.
Herkes birşeyle geveliyor ama net, nokta açıklama yapmıyor.

Elinde mikrofunu olan insanlar "yiğitçe" konuşmadığı müddetçe bu olaylar yine gerçekleşir. 1 ay ceza alır haklem yine gider maç alır.

RTE, Tüpçüye seçime kadar talimat vermiş. Bu yaşadığımız olayların başka bir açıklaması yok.

Ekuban'ın pozisyonu sürekli gözüne gelsin Ümit ÖZTÜRK
Uyku uyuyama
Vicdanının sesi seni rahat bırakmasın
Özür dile ve düdüğünü as delikanlıca

[tonya55]

Faiz...
Borçların büyük çoğunluğu banka borcu.
Bankalarin faizleri malum.
Eski borcu ödemek için tekrar faizle borç alıyorsun.
Parabolik olarak artıyor sürekli bu şekilde ..

kesinlikle cok dogru özetlemissin renkdas zor isimiz.

[seçuk]

Artık Ahmet Başkan gerçeği gördü ve hayal satmıyor. Arkadaşlar uçurumun kenarındayız. Gaziantep eskişehir ankaragücü kocaeli sakarya gibi takımlardan çok uzak durumda değiliz. Ekonomik olarak batmış bir kulubüz sadece takımın adı ve taraftar sayesinde ayakta duruyor ve yarışa devam ediyoruz. Artık kabullenelim maaş gider maliyetleri en aza indirmek ve taraftar olarak bizler sürekli kulubün arkasında durmalıyız. Bizler de takımdan uzaklaşırsak iyice sıradanlaşacak ve belki de felaketler ardı ardına gelecek. O sırada da olan bize taraftara olacak.

Takımda birkaç demirbaş dışında tamamen yusuf abdüş hüseyin uğurcan gibi bizden olan az maaşla oynayan sağlam çocuklar çıkartmalıyız. Artık transfer sezonları bitti. Biz sadece alttan gelen gençlere odaklanmalıyız. Tek kurtuluşumuz burada gibi görünüyor. Tabi faydalı olabilecek çok uygun maliyetli yabancılar da bulunabilir. Nwakame-hüseyni ekuban gibi. bunlar başarılı hamleler. Sosa pereira onazi novak gibi faydalı olan yabancılarla da devam edilebilir.

[My]

[Turgay Atalay]

Yusuf Namoglu serefsizi istifa etmis. Cehenneme kadar yolu var, Allah yolunu acik etmesin.

[Uğur Ö.]

@My Muhteşem bir hikaye. Olay bundan ibaret.

[anth]

Kulüp batmış siz hala kupa derdindesiniz! (Anlamayanlar için: İroni yaptım. İroni nedir bilmeyenler için söylenecek söz yok)

[Orkun 61]

Hakan Kulaçoğlu: Federasyonla ilişkiler, forma alışverişi, evcilik oyunu, o zamanki TS yönetimi, o zamanki federasyon, şimdiki TS yönetimi, şimdiki federasyon, şike mücadelemiz sırasında bazı TS'lilerin bazı davranış tarzları ile ilgili birkaç anlamlı cümle yazacağım elbette.

Öncelikle şunu biliyor ve kabul ediyoruz ki, mevcut başkan ve yönetim kurulu, kurumun çok zor bir döneminde, gönüllülük ve hevesle değil, neredeyse zorunlu olarak sorumluluk yüklendiler.

Bu nedenle manevi kredileri yüksektir ve hepimiz beklentilerimizi olduğu gibi eleştirilerimizi de minimuma indirmiş durumdayız.

Eleştiri getirdiğimiz konular, kurumun duruşu ile ilgili ve ekonomik durumdan bağımsız, kurumsal onurla doğrudan alakalı noktalardır.

Şike mücadelesi çok önemli ve hassas bir konu olmasının ötesinde kronik bir süreç haline dönüşmüştür.

Hukuk mücadelesi konunun bir tarafıdır. Bu da iki boyutludur. Trabzonspor uluslararası hukuk platformlarında hep haklı bulunmuş ve şikecilerle onların destekçileri, himayecileri ve dahi yardakçılarını defalarca bozguna uğratıp dünya aleme rezil etmiştir.

Ancak uluslararası hukuk mercilerinin kesin kararlarının ülkemizde hakkıyla uygulanması malum kişiler ve merciler tarafından itinayla önlenmiştir.

Ülkemizde 2010-2011 şikeli sezonunun gerçek şampiyonunu kupasına kavuşturacak spor hukuku adaleti, siyasi irade tarafından, kukla bir federasyon alet edilerek önlenmiştir.

Şikeyi aklayan federasyonun başkanlığına, görüntüde seçimle, aslında atamayla gelen kişi, kendi kulübünü batıran ve UEFA'dan ceza almasına neden olan Yıldırım Demirören'dir.

Evet, Demirören sadece bir kukladır, maşadır ama muhtemelen kişiliği ve kulubündeki mali sicili nedeniyle bu rolü oynama istek ve arzusu çok dikkat çekicidir ve sembol haline gelmiştir.

Bu nedenle, hakkı gasp edilen Trabzonspor Kulübü'nün ve onu temsil ve idare eden kişilerin Demirören ile sıkı fıkı ilişki içinde olması uygun değildir, yani uygunsuzdur. Bu şahsa Trabzonspor forması hediye etmek had safhada uygunsuzdur.

Trabzonspor yönetimi, bu federasyon ile ilişkilerini, yasal düzenlemeler çerçevesinde minimal düzeyde sürdürmek durumundadır. Federasyona mecburi ziyaretler veya onun temsilcilerini zorunlu ağırlamalar yapılabilir ama resmi siteden sevgi pıtırcığı fotosu yayımı abesle iştigaldir.

Bu uygunsuz, kurum ve camia onuruna aykırı yaklaşımlara, "Kulübün federasyondan lisans alamama tehlikesi vardı" şeklinde mazeret üretmek de kabul edilebilir bir şey değildir.

Bir kulübün ligde mücadele edebilmesi için sağlaması ve kanıtlaması gerekli koşullar yasal düzenlemelerle belirlenmiştir. Bu durum federasyon başkanı ya da yönetimi tarafından manipüle edilemez.

Demirören ve arkadaşları yasal olarak hak kazanmamış bir kulübe lisans veriyorlarsa suç işliyorlar demektir. Bunun aksi durumda, yani hak etmiş bir kulübe husumet nedeniyle vermiyorlarsa yine suç işlemiş olurlar.

Yani şahsi kanaat kullanamazlar. Yani Trabzonspor Demirören kupasının iki dudağı arasında bir kurum değildir. Şirinlik çabaları gereksiz ve yakışıksızdır. (28 Temmuz 2018)

Çok güzel.Açık ve net ! Koyulaştırdığım yerler bütün bu hengamenin çok güzel özeti.

[jairzinho]

başkan ilk kez sınıfta kaldı maalesef.gs maçı sonrası açıklamaları ve verdiği örnekler saçma ve gereksizdi.

aslına bakılırsa espiriyi kaybetmiş başkanların olumsuz durumlarda verdiği tepkiler bu tepkiyi almak ve kullanmak isteyenlerin işine geliyor.haliyle çok rahat şekilde bu tepkiyi almak için 1 gün sonra trtspora davet ediliyor.bu aslında sistemin(kapitalizm) istediği birşey.düşmanlıkların yaratılması ve çoğaltılması.

iho muro ve ağaoğlu espiriyi kaybetmeleri bakımından benzerdir.sadri şener bunlardan ayrılır.espiri biraz zeka gerektirir.sistem ise öngörülen tepkiyi vermesini bekler bir vakıa karşısında.bu olay olacak bu da bu tepkiyi verecek.düzen böyle.espirisi olan ise bunun dışına çıkar.

ağaoğlu tabiki muro ve iho benzeri değil.kulüp yönetimi açısından.ama vakıalara tepki ve tepki şekilleri zekadan oldukça uzak.

hem kulübü soymayan hemde espirili(zekasını konuşturan) bir başkanda bu devirde bulmak zor tabi.