Süper Lig 20. Hafta | Antalyaspor 1 - 1 Trabzonspor | Maç Sonucu

[HOPA'LI TS'Lİ]

Hayır sırf o ülkenin vatandaşı diye kimse katliamı falan savunamaz hele ki farklı bir etnik yapıya sahip bir ülkede.

Maça gelecek olurak kurallar herkes için geçerli.Eğer öyle bir madde varsa ki var paşalar gibi bunun karşılığı da belirtilmiş.

Senin kazandığın maçta sırf bir taraftar maça girdi diye bu nasıl senin takımına mal edilip sen hükmen mağlup sayıldıysan,pekala herkes de sayılabilir.

İstersen rezil oyna istersen kepaze bu maçın farklı bir boyutu.Burada tartışılan şey oyun değil kurallar.

Bir tek enayi trabzonspor mu?Kurallar herkes için işlerken bizim için neden işlemesin?

Kimse kusura bakmasın kendi taraftarın bile kendini ezdirip hakkını istemezse daha çok bekleriz böyle bizim hakkımız olanı onların vermelerini.

Kurallar herkes için kural paşa paşa yaptırımı olacaktır olmalıdır da

Macellan kardeş, ben de bu sabah 42. maddeden dolayı Antalya hükmen mağlup sayılabilir şeklinde bir yorum yapmıştım. Ahmet Çakar da benzer yorumlar yaptı. TS'nin bunlara ihtiyacı yok minvalinden bana cevap yazanlar oldu.

Ezcümle yazdıklarına imzamı atarım.

[pReN@_61]

spiker: abdullah hoca gençlere şans veriyor

dakika 95 poyraz oyuna giriyor

[sasone]

Veysel Taşkının yazısından bir bölüm...
Ne yazıkki mevcut başkan sayın Ertuğrul Doğan’ın N. Bjelica hamlesi, bu sezon Trabzonspor’u daha ilk haftalardan “lig 3. lüğü ve kupa” hedefine indirgerken , bir önceki başkandan kalan verimsiz kadroya ilâve olarak yeni verimsiz performansları da miras bıraktı.

Bunlardan T.Tekliç ve Kurbelis Karagümrük kulübüne kiralandı.

Bu arada Abdülkadir ve Umut Bozok’un nerede olduğu konusunda tereddütler mevcut.

Onachu, Pepe ve Trezeguet gibi 3 as oyuncu ise Afrika Kupasında ve yaklaşık 1 ay daha yoklar.

Akşam pazarcısı başkanca, 25 milyon euroya satılmayan ve dünya yıldızı olarak daha da çok para kazandırması beklenen, ancak şu sıralar küsen(yanlış okumadınız Trabzonspor ve taraftarına küsmüşmüş) ve antrenmanlara makul olmayan gerekçelerle katılmayan bir 10 numara ile yarışma talihsizliğine haiz Abdullah Avcı’yı , işte bütün ahval ve şerait içerisinde dahi “ günah keçisi” ilan etmek için canhıraş bir çaba var şu sıralar, özellikle Trabzonspor camiasının bazı kesimlerinde.

Neymiş, “iyi futbol” istiyorlarmış.

İyi futboldan kastınız ne diye sorsanız klasik kem-kümden başka bir cevap alamazsınız.

Aslında bazıları , zamanında torpille ya da bir şekilde koskoca Trabzonspor’da görev yapmış, ancak sonra da doğal olarak uzun yıllardır işsiz güçsüz kalmış, vasat ya da vasat altı teknik direktörlerin özlemindedir.

Lakin durum “Avcı gitsin yerine bizim işsiz güçsüz filanca gelsin” diye telaffuz edilemediğinden “iyi futbol oynamıyoruz, hoca istifa” şeklinde ifade edilmekte daha çok.

Esasen futboldan bahis açılınca, işin adeta alfabe başlangıcı olan” bu hoca takımı oynatamıyor” klişesi olmazsa olmazdır.

Böylece fikir beyan eden kişinin bu işi gayet iyi bildiği, milli takımı ya da 4 büyükleri çalıştıran hocadan çok daha mahir bir teknik adam olacakken bazı sıralı talihsizlikler sonucu emlakçı bürosu çalıştırdığı düşünülecektir.

Her zaman, her yerde ve her teknik adama karşı geçerlidir.

Tabi işin çok daha kurnaz, özellikle sosyal medyayı da kullanarak “portföyden teklif sunulabilecek yakınlıkta teknik adam arayışı aşkına” özellikle liseli gençleri kışkırtarak hoca ve yönetim değiştirme çabalarında uzmanlaşmış “işportacı menajerler ve yancılarını da” unutmamak lazım.

Trabzonspor’un ve sayın başkan Ertuğrul Doğan’ın, 38 yıl sonra alınan şampiyonluk bir kenara,
plan ve program sahibi, gerçekçi, şehir ve taraftarla son derece samimi ve sıcak ilişkiler kurmayı başarmış ve “kurulabilecek kaliteli bir kadroyu yeniden şampiyonluğa taşıyabilecek” kapasitede olarak son 20 yılda Trabzonspor’un başına geçmiş tek teknik adam olan Abdullah Avcı’ya sahip çıkması lazım.

Zaten Abdullah Avcı’yı göndermek için yoğun çaba gösteren kesimin, eğer bunu başarabilirlerse muhtemelen bir sonraki hedefi” 3 teknik adamla çalıştın, başaramadın” gibi sloganlarla bizzat sayın başkanın kendisi olacaktır.

Bu kesimler, her iki konuda da oldukça mahirdirler ve yaklaşık 40 yıldır bu işleri oldukça iyi yapmaktadırlar.

***

Trabzonspor, son oynadığı Antalyaspor maçında sahada oldukça güç durumlarda kaldı.

Sebebi açıktı; Trabzonspor’un sahaya sürdüğü onbir, birkaç oyuncu haricinde karşı taraftaki Antalyaspor’dan daha zayıftı.

Yukarıda da sayıldığı gibi bazı as oyuncular Afrika Kupasında ,bazıları sakat, bazıları da kiralık gitmişti.

Ancak Umut Bozok ve Abdülkadir Ömür’ün amiyane tabirle “nerede oldukları belli değildi”

Bu durum, profesyonel hiçbir kulübe yakışmayacağı gibi koskoca Trabzonspor’a da yakışmamakta.

Kontratlı profesyonel oyuncu ya idmana çıkar, ya maç oynar, ya sakatlığını tedavi ettirir ya da aldığı ceza gereği kendisine tahsis edilen programa göre çalışır.

Trabzonspor’un geçen sezon birkaç gol atan genç bir oyuncusu, birkaç milyon dolar istemiş alamayınca bütün Avrupa ve Türkiye’yi dolaşıp kulüp bulamayınca da yine Trabzonspor’a dönmüştü.

Ve enteresandır, yine kabul görmüştü.

Tribünden tepki alan bir oyuncu, öz eleştiri yapıp kendisini geliştirip, kendisine çekidüzen vereceğine işi arabeske bağlıyorsa bu kabul edilemez.

Eski altyapı üretimlerinin birçoğunun en belirgin özelliklerinden ikisi cehalet ve şımarıklıktı.

Zaten her iki haslette birbirini destekler ya neyse…

Altyapıdaki yeni oluşumun bu “karakter eğitimi” meselesine çok daha ciddi yaklaşmasını umut ediyoruz.

Çünkü burası Trabzonspor.

Burada kupalar kestirmeden alınmış sözleşmelerin kuru sevgisi ve hamaseti ile değil, emek ve alın teri ile hak edilerek kazanılır.

Çok doğru bir yazı,umarım taraftarımız en azından sakin bir şekilde olayı anlamak için ne denmiş diye merak eder ve okur.Çünkü bizim burada yazdıklarımız maalesef hiç ciddiye alınmıyor ve boşa uğraş gibi geliyor.

[Cem Balcı]

Konu dışı mesajlar kaldırılacaktır,lütfen yeri burası değil.

[GencTurk6161]

Kendini kandırmaya devam et sen, Antalya kadrsundan iyiymiş? Adanademirspor'un kadrosu da istanbulspor dan iyiydi ama yenemediler. GS sivas'tan beş kat üstün bir kadro ile oynuyor ama o da yenemedi. FB bizden 15 kat üstün kadroyla oynuyor ama biz yendik.

Konu bu değil ki??

Dün akşam oynana maçta. Ben topçuyum ve Trabzonspor topçuyum diye hayıflanarak oynayan bir tane oyuncu varmıydı. Kaleye gitmeyin, Şutunuz olmasın ve isabetli şutunuz da olmasın mı diyor Avcı. O halde niye niye Antep'e 3 tane salladık. Samsun'a 10 tane şut çektik kalecileri devleşti ??

Kötü oyunun kötü oyuncular daha doprusu, dünü yarınını tutmayan istikararsız oyunculardan kaynaklandığı hiç mi aklınızın bir tarafına gelmiyor.

Sen real gibi oynayalım istiyorsun ama bu kadro o istediğini oynayamaz. Sezon başında '' Tekliç'i de aldık, Kovun gitsin Visça'yı diye burda artistlik yapanlar da vardı. Şu anda takımda visça'dan başka topla iyi iş yapan oyuncumuz mu var

Sen hayal görkek istiyorsun ben ise sana gerçekleri söylüyorum

Hunter hocam se misin?

Bu kadro bu kadar oynayabilir ise nenad niye gönderildi?
Başkan mı ödüyor paralarını...

Sen gerçeklerden kopuksun kusura bakma.
Kötü oyun kader değil iş bilmezlik...

[Fanatik34]

TS-Kasimpasa.jpg
Ya da bir hafta önceki Kourbelis´li Rize maci kadrosu, Antalya macinin kadrosundan iyi degildi, hatta Berat-Mendy ile bugün daha iyi kadroya sahipsin, aksini iddia edeni Allah carpar. Simdi gelmisler Hoca mi elestirilir diyorlar

Takimin en kötüsü sayin Avci, Manisa maci itibariyla kovulmalidir, net!!

[sethfilo]

Veysel Taşkının yazısından bir bölüm...
Ne yazıkki mevcut başkan sayın Ertuğrul Doğan’ın N. Bjelica hamlesi, bu sezon Trabzonspor’u daha ilk haftalardan “lig 3. lüğü ve kupa” hedefine indirgerken , bir önceki başkandan kalan verimsiz kadroya ilâve olarak yeni verimsiz performansları da miras bıraktı.

Bunlardan T.Tekliç ve Kurbelis Karagümrük kulübüne kiralandı.

Bu arada Abdülkadir ve Umut Bozok’un nerede olduğu konusunda tereddütler mevcut.

Onachu, Pepe ve Trezeguet gibi 3 as oyuncu ise Afrika Kupasında ve yaklaşık 1 ay daha yoklar.

Akşam pazarcısı başkanca, 25 milyon euroya satılmayan ve dünya yıldızı olarak daha da çok para kazandırması beklenen, ancak şu sıralar küsen(yanlış okumadınız Trabzonspor ve taraftarına küsmüşmüş) ve antrenmanlara makul olmayan gerekçelerle katılmayan bir 10 numara ile yarışma talihsizliğine haiz Abdullah Avcı’yı , işte bütün ahval ve şerait içerisinde dahi “ günah keçisi” ilan etmek için canhıraş bir çaba var şu sıralar, özellikle Trabzonspor camiasının bazı kesimlerinde.

Neymiş, “iyi futbol” istiyorlarmış.

İyi futboldan kastınız ne diye sorsanız klasik kem-kümden başka bir cevap alamazsınız.

Aslında bazıları , zamanında torpille ya da bir şekilde koskoca Trabzonspor’da görev yapmış, ancak sonra da doğal olarak uzun yıllardır işsiz güçsüz kalmış, vasat ya da vasat altı teknik direktörlerin özlemindedir.

Lakin durum “Avcı gitsin yerine bizim işsiz güçsüz filanca gelsin” diye telaffuz edilemediğinden “iyi futbol oynamıyoruz, hoca istifa” şeklinde ifade edilmekte daha çok.

Esasen futboldan bahis açılınca, işin adeta alfabe başlangıcı olan” bu hoca takımı oynatamıyor” klişesi olmazsa olmazdır.

Böylece fikir beyan eden kişinin bu işi gayet iyi bildiği, milli takımı ya da 4 büyükleri çalıştıran hocadan çok daha mahir bir teknik adam olacakken bazı sıralı talihsizlikler sonucu emlakçı bürosu çalıştırdığı düşünülecektir.

Her zaman, her yerde ve her teknik adama karşı geçerlidir.

Tabi işin çok daha kurnaz, özellikle sosyal medyayı da kullanarak “portföyden teklif sunulabilecek yakınlıkta teknik adam arayışı aşkına” özellikle liseli gençleri kışkırtarak hoca ve yönetim değiştirme çabalarında uzmanlaşmış “işportacı menajerler ve yancılarını da” unutmamak lazım.

Trabzonspor’un ve sayın başkan Ertuğrul Doğan’ın, 38 yıl sonra alınan şampiyonluk bir kenara,
plan ve program sahibi, gerçekçi, şehir ve taraftarla son derece samimi ve sıcak ilişkiler kurmayı başarmış ve “kurulabilecek kaliteli bir kadroyu yeniden şampiyonluğa taşıyabilecek” kapasitede olarak son 20 yılda Trabzonspor’un başına geçmiş tek teknik adam olan Abdullah Avcı’ya sahip çıkması lazım.

Zaten Abdullah Avcı’yı göndermek için yoğun çaba gösteren kesimin, eğer bunu başarabilirlerse muhtemelen bir sonraki hedefi” 3 teknik adamla çalıştın, başaramadın” gibi sloganlarla bizzat sayın başkanın kendisi olacaktır.

Bu kesimler, her iki konuda da oldukça mahirdirler ve yaklaşık 40 yıldır bu işleri oldukça iyi yapmaktadırlar.

***

Trabzonspor, son oynadığı Antalyaspor maçında sahada oldukça güç durumlarda kaldı.

Sebebi açıktı; Trabzonspor’un sahaya sürdüğü onbir, birkaç oyuncu haricinde karşı taraftaki Antalyaspor’dan daha zayıftı.

Yukarıda da sayıldığı gibi bazı as oyuncular Afrika Kupasında ,bazıları sakat, bazıları da kiralık gitmişti.

Ancak Umut Bozok ve Abdülkadir Ömür’ün amiyane tabirle “nerede oldukları belli değildi”

Bu durum, profesyonel hiçbir kulübe yakışmayacağı gibi koskoca Trabzonspor’a da yakışmamakta.

Kontratlı profesyonel oyuncu ya idmana çıkar, ya maç oynar, ya sakatlığını tedavi ettirir ya da aldığı ceza gereği kendisine tahsis edilen programa göre çalışır.

Trabzonspor’un geçen sezon birkaç gol atan genç bir oyuncusu, birkaç milyon dolar istemiş alamayınca bütün Avrupa ve Türkiye’yi dolaşıp kulüp bulamayınca da yine Trabzonspor’a dönmüştü.

Ve enteresandır, yine kabul görmüştü.

Tribünden tepki alan bir oyuncu, öz eleştiri yapıp kendisini geliştirip, kendisine çekidüzen vereceğine işi arabeske bağlıyorsa bu kabul edilemez.

Eski altyapı üretimlerinin birçoğunun en belirgin özelliklerinden ikisi cehalet ve şımarıklıktı.

Zaten her iki haslette birbirini destekler ya neyse…

Altyapıdaki yeni oluşumun bu “karakter eğitimi” meselesine çok daha ciddi yaklaşmasını umut ediyoruz.

Çünkü burası Trabzonspor.

Burada kupalar kestirmeden alınmış sözleşmelerin kuru sevgisi ve hamaseti ile değil, emek ve alın teri ile hak edilerek kazanılır.

Ömür ve altyapıdaki mental gelişim haricindeki tüm hipotezleri mesnetsiz ve daha da kötüsü bizlere addettiği cehalet ve şımarıklığı yazısında kendisinin kullandığını görünce malesef kendisine yaptığı bir ironi olarak düşünmeye başladım.
Hami'den Sonere, Hamdi'den Lemi'ye, Gökdeniz'den Fatih'e hangisinde o şımarıklığı görmüş yada bunu yapıştırma hakkını elde etmiş merak ettim.
Her zaman ısrarla söylüyorum, Trabzonspor'un ( düşmanı olarak yazmaktan imtina ederek) her zaman en büyük rakibi İstanbul takımları değil, bir şekilde bu kulüpten direk veya dolaylı olarak para kazanan ve kazanmak isteyenler olmuştur.
Bir FB.li yazar 38 yıl sonra gelen şampiyonluk gibi bir cümle kullansa çalınan şampiyonlukları saymaya başlayacak olan güruh bu yazıyı alkışlayacaksa bir yerde evrimleşme başlamış demektir.
Aslında bu yazıyla ilgili söylenecek çok şey var ancak; Neymiş iyi futbol istiyormuş, sorsan iyi futbol nedir diye cevap veremez kem küm eder diyen yazara sormak lazım. Sen ne istiyorsun? Senin görüşüne göre iyi futbol nedir?
Kısacası Abdullah Avcı yazsa bu kadar bahane bulabilirdi diye düşünüyorum.
( Sevgili Nakzo bu cevap adı yazılı yazara cevaptır. Seninle ilgisi yok)

[lazibere]

Hunter hocam se misin?

Bu kadro bu kadar oynayabilir ise nenad niye gönderildi?
Başkan mı ödüyor paralarını...

Sen gerçeklerden kopuksun kusura bakma.
Kötü oyun kader değil iş bilmezlik...

O kötü oynatıyordu ve aynı zamanda puan da alamıyordu) Yeterli mi