Jamison takıma katıldıktan sonra gözle görülür bir sertlik kattığına hepimiz şahit olduk. Hatta onunla birlikte rakiplerimizden bir kademe daha üste çıktık. Zaten dörtlü finallerde bu durum kendini iyiden iyiye hissettirdi.
Transferle ilgili görev paylaşımı hakkında bilgim yok. Ancak Jamison transferi gelecek için olumlu bir işarettir.
Çünkü Doğan Hakyemez'in ilk basın toplantısında üzerinde durduğu eksiklikler, son derece doğruydu. Zaman ve eldeki imkanlar düşünüldüğünde yerinde bir hamle gelmişti.
Özellikle 2.ligin yapısının Beko'dan çok çok farklı olduğunu söylemeyen yok. Temposu, sertliği, taktik çeşitliliği...vs.
Bunu göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Artık Beko'ya göre durum değerlendirmesi yapmalıyız.
Ligi kısaca analiz ettiğimizde bütçe ve hedefler açısından Efes Pilsen ve FB Ülker'i ayrı tutmalıyız diğerlerinden. Bu iki takım Euroleague takımları, bu seneki yatırımlarının maddi karşılığı 20 M Euro dolaylarında ( net verileri daha önce yazmıştım).
Bu takımların yabancıları inanılmaz skorer, çılgın ribauntçu filan değil... Lig istatistiklerine baktığınızda tepedeki isimler arasında bu takımlardan oyuncular göremememizin sebebi, bu takımların en az 10 oyuncuya minimum 10-15 dk. süre vermesindendir. Süreler bölündükçe ve kadro derinliğinden faydalanılınca her oyuncu neredeyse eş sorumluluk alıyor. Hücum gerektiğinde Shumpert giriyor, savunmaya ihtiyaç duyulduğunda Smith... Yani herkesin görevi belli. Sonuç: Takım oyunu bilen isimler var bu kadrolarda...
Alt grupta ise BJK CT, GS Cafe Crown, Banvit ve Türk Telekom (kenarından köşesinden Karşıyaka) yer alıyor. Aslında bu takımların kendilerinden aşağıdaki takımlardan farkının bütçe olduğunu belirtmek gerek. Haliyle az sayıdaki Türk oyunculardan göreceli olarak daha iyi olanları ve yabancı seçimlerinde de daha faydalı olanları bünyelerinde barındırıyorlar.
Burada Banvit-Telekom-Karşıyaka için verimli alt yapılarına da yer açmak gerekir. Banvit ve Telekom'un ikinci ligde pilot takımları var.
Erdemir ve diğer belediye takımları ise kısıtlı bütçelerle çoğunlukla hatalı yabancı seçimleri ve maddi ödeme zorluklarıyla dipte tutunma mücadelesi veriyor.
Bizim kendimizi nerede konumlandıracağımız, gerçekçi hedeflerimizin tespit edilmesi çok önemli bir konu.
Yukarıdaki kabataslak 3 grup içerisinde ilk sezon nereyi hedefliyoruz? Orta ve uzun vadeye yayılmış planlar neler?
Bu soruların cevapları açıklandıkça oyuncu seçimlerimiz de netleşecektir.
Tüm bunlardan bağımsız, biraz da duygusal bir şekilde inşallah GS Cafe Crown'dan Caner Topaloğlu'nu Trabzon Basketbol'da izleriz.
Kendisi ligdeki oyuncular arasında yegane Trabzon doğumlu oyuncudur (Kaynak: tbl.org).
Takımda Trabzonlu olup olmaması çok mu önemli, bence hayır. Ancak artık kontrol edilemez bir motto olan "Bize Her Yer Trabzon" ve "61" gibi hoş olayların basketbol takımındaki karşılığı neden Caner olmasın.
*Kendisi Ülker alt yapısından yetişti. 2 ve 3 numaralı pozisyonları oynuyor. Savunma özellikleri ön planda. 25 yaşında ve Büyük Kolej, Banvit ve GS'de lig tecrübesi yaşadı.
Transferle ilgili görev paylaşımı hakkında bilgim yok. Ancak Jamison transferi gelecek için olumlu bir işarettir.
Çünkü Doğan Hakyemez'in ilk basın toplantısında üzerinde durduğu eksiklikler, son derece doğruydu. Zaman ve eldeki imkanlar düşünüldüğünde yerinde bir hamle gelmişti.
Özellikle 2.ligin yapısının Beko'dan çok çok farklı olduğunu söylemeyen yok. Temposu, sertliği, taktik çeşitliliği...vs.
Bunu göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Artık Beko'ya göre durum değerlendirmesi yapmalıyız.
Ligi kısaca analiz ettiğimizde bütçe ve hedefler açısından Efes Pilsen ve FB Ülker'i ayrı tutmalıyız diğerlerinden. Bu iki takım Euroleague takımları, bu seneki yatırımlarının maddi karşılığı 20 M Euro dolaylarında ( net verileri daha önce yazmıştım).
Bu takımların yabancıları inanılmaz skorer, çılgın ribauntçu filan değil... Lig istatistiklerine baktığınızda tepedeki isimler arasında bu takımlardan oyuncular göremememizin sebebi, bu takımların en az 10 oyuncuya minimum 10-15 dk. süre vermesindendir. Süreler bölündükçe ve kadro derinliğinden faydalanılınca her oyuncu neredeyse eş sorumluluk alıyor. Hücum gerektiğinde Shumpert giriyor, savunmaya ihtiyaç duyulduğunda Smith... Yani herkesin görevi belli. Sonuç: Takım oyunu bilen isimler var bu kadrolarda...
Alt grupta ise BJK CT, GS Cafe Crown, Banvit ve Türk Telekom (kenarından köşesinden Karşıyaka) yer alıyor. Aslında bu takımların kendilerinden aşağıdaki takımlardan farkının bütçe olduğunu belirtmek gerek. Haliyle az sayıdaki Türk oyunculardan göreceli olarak daha iyi olanları ve yabancı seçimlerinde de daha faydalı olanları bünyelerinde barındırıyorlar.
Burada Banvit-Telekom-Karşıyaka için verimli alt yapılarına da yer açmak gerekir. Banvit ve Telekom'un ikinci ligde pilot takımları var.
Erdemir ve diğer belediye takımları ise kısıtlı bütçelerle çoğunlukla hatalı yabancı seçimleri ve maddi ödeme zorluklarıyla dipte tutunma mücadelesi veriyor.
Bizim kendimizi nerede konumlandıracağımız, gerçekçi hedeflerimizin tespit edilmesi çok önemli bir konu.
Yukarıdaki kabataslak 3 grup içerisinde ilk sezon nereyi hedefliyoruz? Orta ve uzun vadeye yayılmış planlar neler?
Bu soruların cevapları açıklandıkça oyuncu seçimlerimiz de netleşecektir.
Tüm bunlardan bağımsız, biraz da duygusal bir şekilde inşallah GS Cafe Crown'dan Caner Topaloğlu'nu Trabzon Basketbol'da izleriz.
Kendisi ligdeki oyuncular arasında yegane Trabzon doğumlu oyuncudur (Kaynak: tbl.org).
Takımda Trabzonlu olup olmaması çok mu önemli, bence hayır. Ancak artık kontrol edilemez bir motto olan "Bize Her Yer Trabzon" ve "61" gibi hoş olayların basketbol takımındaki karşılığı neden Caner olmasın.
*Kendisi Ülker alt yapısından yetişti. 2 ve 3 numaralı pozisyonları oynuyor. Savunma özellikleri ön planda. 25 yaşında ve Büyük Kolej, Banvit ve GS'de lig tecrübesi yaşadı.
Yorum