Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Son Dakika Haberleri | Bu Başlıkta Üye Yorumu Yok!

Daraltma
X
 
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • Şampiyonlar Liginde gruplar belli oldu

    B GRUBU
    Manchester United
    CSKA Moskova
    Beşiktaş
    Wolfsburg


    A GRUBU
    Bayern Münih
    Juventus
    Bordeaux
    Maccabi Haifa


    C GRUBU
    Milan
    Real Madrid
    Marsilya
    Zürih


    D GRUBU
    Chelsea
    Porto
    Atletico Madrid
    APOEL


    E GRUBU
    Liverpool
    Lyon
    Fiorentina
    Debrecen


    F GRUBU
    Barcelona
    Inter
    Dinamo Kiev
    Rubin Kazan

    G GRUBU
    Sevilla
    Glasgow Rangers
    Stuttgart
    Unirea Urziceni


    H GRUBU
    Arsenal
    AZ Alkmaar
    Olympiakos
    Standart Liege
    "Primum non nocere" (Önce zarar verme)!

    Yorum




    • Avrupa kupası play off 2.maç kadrosundaki futbolcularımız için değerlendirme yapabilirsiniz...
      bordomavi.net
      Trabzonspor'un ilk ve en büyük taraftar sitesi

      Yorum


      • Ruhsuz takım!

        3. hafta sınavı tribünleri çıldırttı, Rusya'da da yerinde duramayan biri vardı. Fatih Tekke, Ege'deki eksiği belirledi:

        Ruhsuz takım!

        3. hafta sınavı tribünleri çıldırttı, Rusya'da da yerinde duramayan biri vardı. Fatih Tekke, Ege'deki eksiği belirledi:







        * Manisa maçı beni çok rahatsız etti. Bu kadar coşkusuz, isteksiz olunmamalı. Trabzon forması zaten ilk 3’e oynar ama daha iyisi için o formaya sarılmak lazım.
        * Ben ya da başkasının gelip-gitmesi çok önemli değil. Önemli olan kim varsa onun Trabzon sevdalısı olması. Taraftar isimleri değil, renkleri sevmeli.
        Efsane kaptanlardandı, Rusya’ya gidişinin üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen hiçbir zaman unutulmadı. Özellikle de taraftarlar her sıkıntılı anda adını haykırdı. FANATİK olarak açtığımız, “Trabzonspor Nasıl Kurtulur?” dosyasında da ilk konuğumuz Fatih Tekke oldu. Dünü ve bugünü anlattı, kendi kurtuluş reçetesini açıkladı. Rusya’da bulduğumuz milli yıldız, ilk kez bu kadar açık konuştu, lafını sakınmadı. Gündem belirleyecek serinin ilk röportajını noktasına, virgülüne dokunmadan yayınlıyoruz...
        ‘Ev, sahipsiz olmaz’
        Trabzonspor, genelde Trabzonlu oyuncularla başarılı olmuştur. Ancak son 3 yıldır bu sayıda azalma var, gidenin yeri dolmuyor. Trabzonlu oyuncu önemli derken bunu boşuna söylemiyoruz. Takıma katılan yerli-yabancı yeni arkadaşlara Trabzon’u anlatmak, şehrin tepkileri hakkında bilgiler vermek lazım. Aksi halde birkaç yenilginin ardından gereği yokken panik başlıyor. Takımda ne kadar lider Trabzonlu varsa gelenler o kadar rahat eder. Trabzon zor ve dinamikleri özel bir şehir. Bunların iyi bilinmesi, öğrenilmesi, tanınması lazım. Kendi içinde bile seveni sevmeyeni var, yerel medyasında destekleyeni, karşısında olanı var
        ‘Kentten kaçmadım’
        Trabzonspor’un Tekkeler’e ihtiyacı yok. Önce bunun altını çizmek lazım. Ancak o taraftarın gönlünde iz bırakmış olmak tabi ki güze. Trabzonspor seyircisiyle benim aramda hep özel ve kuvvetli bir bağ olmuştur. Çünkü onlardan hiç kaçmadım. Hep şehirdeydim, yanlarındaydım. Çarşıda, pazarda dolaştım, seslerine kulak verdim. Taraftar saklanan uzak duranlarla bu elektriği yakalayamıyor. Şimdi tekrar akıllara gelmemin altında başka şeyler aramamalı
        ‘Aşçıdan başkana bir zincir oluşmalı’
        Benim reçetem şu; aşçısından başkanına kadar herkes gerçek Trabzonsporlu olacak. Ayrıca şampiyonluk da her şey değil. Sonra ne olacak, gelecek nasıl planlanacak bu çok önemli. Zenit’te yaşadığım üst düzey başarılara bakıyorum ve potansiyel olarak açıkçası Trabzonspor’un büyük eksikleri olduğunu düşünmüyorum. Görev alan ya da almayı planların tek amacı hizmet olmalıdır. Bulunduğu koltuğu kullanan insanlara değil, Trabzonspor sevdalılarına ihtiyaç var. Şimdikiler öyle değil demiyorum, sadece olması gereken ideal şarttan bahsediyorum
        ‘Yanal’ın gitmesi hataydı’
        Durum şu an için içler acısı değil. Eksikler yok mu, gözlemlediğim kadarıyla tabi ki var. Ne bileyim, Ersun hocanın gitmesi, yeni hocanın geliş süreci ve sonrası biraz hata gibi duruyor. Belki daha iyi planlanabilirdi. Ancak Trabzonspor’u zirve yarışının dışında kalacağı bir tabloya olduğuna katılmam. Zaten Trabzonspor’un forması 3’e 4’e rahatlıkla her zaman oynar. Daha iyisi için de biraz daha istemek, o formaya sarılmak lazım
        ‘Bir faul de mi yapılmaz!’
        Ligde çok şeylerin değişebileceği inancındayım. Ne Fenerbahçe ne de Beşiktaş Trabzonspor’un çok önünde. Sadece Galatasaray diğerlerine göre biraz farklı. En büyük eksik ruh! Manisa maçı doğrusunu söylemek gerekirse beni inanılmaz rahatsız etti. Bu kadar coşkusuz, bu kadar hırssız olunmamalı. Bir tane faul yapılmaz mı! Trabzonspor taraftarı her şeye tahammül gösterir ama işte kendinden daha heyecansız bir takım görünce tepki veriyor
        ‘Taraftar renkleri sevsin’
        Taraftarların tepkisi ölçülü olmalı. Öncesinde şunu bir kere düşünsünler; Bu yapacağım Trabzonspor’a fayda mı getirir, zarar mı? Trabzonspor sevgisinin yalan olmaması lazım. Bu konuda çok net bir duruş gerekiyor. Her Trabzonlu takımını bordosu, mavisi için sevmeli. Gelenler gidenler, olanlar olmayanlar için değil
        ‘Kaptan gibi dönmeliydim’
        Benim 1 ay önceki gelme şartlarım Trabzonspor Yönetimi için bir şanstı. Ancak yönetim beni almalıydı diyemem tabi ki. Sadece şanstı derim, çünkü şartlar çok uygundu. Sonuçta yönetimin kararıdır, kızamam, saygı duyarım. Trabzonspor dışında neredeysem benim aklım, gelmek istediğim yer hep Trabzonspor’dur, bunu herkes bilir. Ancak gelirken de bu takımın kaptanı olarak, buna layık şekilde dönmeliyim diye düşünüyorum. Bu şartım değil, sadece bence olması gerekendir
        Fatih Tekke Trabzonspor’da ne yaptı?
        Süper LigSezonMaçGolAsist94-9540095-96203096-97193097-9820098-99164099-00222002-032813403-042411504-0534311305-0628222Toplam1978924KupaMaçGolAsistAvrupa Kupası1841Türkiye Kupası26123Toplam44164

        Ersun Yanal’dan önemli tespitler
        Ersun Yanal, geçen sezon bitime 5 hafta kala ayrıldı. Gidişini doğru bulanlar da vardı, ‘büyük hata’ olarak görenler de... İşte, bu kez teknik adamlık yerine spor yorumculuğu yapan ve konu Trabzonspor olunca çok fazla topa girmeyen Yanal’ın kısa ama önemli görüşleri: Şampiyonluk bir organizasyon meselesidir. Hocalar vs değişmeli ama sistem sağlam kalmalıdır. Bu kulübün para sorunu olmaz. Çünkü Trabzonspor, bölgenin ve ülkenin en önemli markalarındandır. Ancak bir küçük olsun benim olsun mantığı var ve bu doğru değil. Takım toparlanır ama kadro derinliği yakalamalı, birlikte oynamayı başarmalı.

        ‘Trabzon dünyanın en büyüğü değil’
        Kulübün yakın geçmişinde en çok sevilen, görüşleri ilk etapta pek benimsenmese de zaman içinde kabul gören Vahid Halilhodziç’in düşüncelerini de hatırlatmakta fayda var. Boşnak asıllı tecrübeli antrenör sık sık oyuncularına göndermeler yapıp, “Burada öncelik sanki para. Sahada yürüyenler bankaya koşarak gidiyor” demiş, gündem yaratmıştı. Tabi ki onun kulüp yapılanmasına yönelik önerileri de olmuştu: Herkes Trabzonspor’u dünyanın en büyük kulübü sanıyor ama yok öyle bir şey. Bir yol seçilmeli. Ya büyük paralarla oyuncular alınacak ya da altyapıya dönülecek. İkinci yol Trabzon için çok daha mantıklı duruyor.


        FANATİK ANALİZ
        Serhat DEMİŞTAŞ
        bordomavi.net
        Trabzonspor'un ilk ve en büyük taraftar sitesi

        Yorum


        • CALE'YE CD'Lİ SATIŞ!..

          Trabzonspor yönetiminin, Hırvat Cale'yi satabilmek için maç CD'lerini menajerlere dağıttığı ortaya çıktı.

          Forvet hattında büyük sıkıntı yaşayan Trabzonspor’un, dolu olan yabancı kontejanını açabilmek için Hırvat futbolcusu Cale’yi satmanın yollarını aradığı ortaya çıktı. Bordo-mavili yöneticilerin, bu amaçla performansı her geçen gün düşen genç futbolcunun maç CD’lerini başta Almanya ve Rusya’dakiler olmak üzere çok sayıda menajere gönderdiği belirlendi. Cale için geçen sezon 2 milyon 750 bin euro bonservis bedeli ödeyen Karadeniz Fırtınası’nın, bu paranın biraz üzerine razı olduğu öğrenildi. Ancak transferin bitmesine sayılı günler kalmasına rağmen Cale için şimdiye kadar doyurucu bir teklif gelmediği kaydedildi.

          MORALİ ÇOK BOZULDU

          Htspor'un haberine göre, Bordo-mavili ekiple 2012 yılına kadar sözleşmesi bulunan Cale’nin ise bu konuyla ilgili haberlerin kulağına gelmesinin ardındanmoralinin çok bozulduğu dile getirildi. Yöneticilere sözleşmesi bitinceye kadar takımdan ayrılmak istemediğini ileten genç futbolcunun, “Trabzonspor forması altındamilli oldum. Kendimi bu kente ve taraftarlara karşı borçlu hissediyorum. Ancak borcumu ödeyebilmemiçin kafamın rahat olması gerek” diyerek transfer dosyasının rafa kaldırılmasını istediği ifade edildi. (Maraton)

          Yorum



          • Ceyhun'a Milli Davet

            Oyuncumuz Ceyhun Gülselam, Dünya Kupası grup eleme maçları için Milli Takım kadrosuna davet edildi.

            Ceyhun Gülselam'lı A Milli Takımımız 5 Eylül'de Kayseri'de Estonya, 9 Eylül'de Zenica'da Bosna-Hersek ile 2010 Dünya Kupası grup eleme maçları oynayacak.

            A Milli Aday Kadro'ya çağırılan diğer oyuncular şöyle;

            KALECİLER

            VOLKAN DEMİREL (FENERBAHÇE)
            SİNAN BOLAT (STANDARD LIEGE)
            SERKAN KIRINTILI (MKE ANKARAGÜCÜ)

            SAVUNMA OYUNCULARI

            GÖKHAN GÖNÜL (FENERBAHÇE)
            SABRİ SARIOĞLU (GALATASARAY A.Ş.)
            GÖKHAN ZAN (GALATASARAY A.Ş.)
            ÖNDER TURACI (FENERBAHÇE)
            SERVET ÇETİN (GALATASARAY A.Ş.)
            İBRAHİM KAŞ (BEŞİKTAŞ A.Ş.)
            HAKAN KADİR BALTA (GALATASARAY A.Ş.)
            İSMAİL KÖYBAŞI (BEŞİKTAŞ A.Ş.)

            ORTA SAHA OYUNCULARI

            HAMİT ALTINTOP (FC BAYERN MÜNCHEN)
            KAZIM KAZIM (FENERBAHÇE)
            CEYHUN GÜLSELAM (TRABZONSPOR A.Ş.)
            MUSTAFA SARP (GALATASARAY A.Ş.)
            EMRE BELÖZOĞLU (FENERBAHÇE)
            NURİ ŞAHİN (BORUSSIA DORTMUND)
            ARDA TURAN (GALATASARAY A.Ş.)
            TUNCAY ŞANLI (STOKE CITY FC)

            HÜCUM OYUNCULARI

            NİHAT KAHVECİ (BEŞİKTAŞ A.Ş.)
            SEMİH ŞENTÜRK (FENERBAHÇE)
            SERCAN YILDIRIM (BURSASPOR)
            MEVLÜT ERDİNÇ (PARIS SAINT-GERMAIN)
            Trabzonspor kültürünü yaşa, yaşat, öğret...
            İşte BMN!*

            Yorum


            • Basketbol takımımız yeni sezon hazırlıklarını Trabzon’da sürdürüyor.


              Basketbol Takımı Baş Antrenörü Alaeddin Yakan’ın milli takım kampında olması sebebiyle çalışmalara Antrenör Tamer Günay yönetiminde devam ediliyor.



              Antrenmanlara 10 Ağustos’ta Trabzon’da başladıklarını belirten Günay, “Hazırlıkların ilk bölümü daha çok kondisyon çalışmalarıyla geçiyor. Oyuncularımıza yükleme yapıyoruz. Hazırlıklarımızın Trabzon etabı 3 Eylül’de sona erecek. Daha sonra Denizli’ye giderek burada kampa gireceğiz. Bu kampta Bornova Belediyesi, Ankara TED, Pamukkale ve daha sonra belirlenecek bir takımla 4 hazırlık maçı yapacağız. Denizli kampı sonrası bu sefer İstanbul’a giderek Beykoz Asırlık Çınar Turnuvası’na katılacağız” dedi.



              Diğer Fotoğraflar


              Bir Gün Mutlaka!!

              Yorum


              • Potaya Amerikalı takviye



                Basketbol takımımız Oyak Renault’tan Amerikalı pivot Eddy Fobs ile bir yılı opsiyonlu 2 yıllık sözleşme imzaladı.


                1980 doğumlu 2.11cm boyundaki Amerikalı oyuncu 2007-08 sezonunda Mersin Büyükşehir Belediyespor, geçen sezon da Oyak Renault’ta forma giydi. Önceki sezon toplam 13 maçta görev alan Fobs 8.8 sayı ve 7.8 ribaunt ortalamasını tutturdu.

                Amerikalı pivot Eddy Fobs, Trabzonspor’a geldiği için mutlu olduğunu belirterek, burada takımı adına başarılı işlere imza atmak istediğini söyledi.



                Diğer Fotoğraflar




                Bir Gün Mutlaka!!

                Yorum


                • Trabzonspor şampiyonluğa odaklandı
                  29 Ağustos 2009 Cumartesi 14:47
                  Fransız takımı Toulouse’u rövanşta 1-0 yenmelerine rağmen, Avrupa Ligi’ne kalamayan Trabzonspor, Turkcell Süper Lig’e odaklandı.

                  Fransız takımı Toulouse’u rövanşta 1-0 yenmelerine rağmen, Avrupa Ligi’ne kalamayan Trabzonspor, Turkcell Süper Lig’e odaklandı.

                  Fransa dönüşü, “Çok üzgünüm. Maalesef, Avrupa’dan elendik” diyen Hugo Broos, “Artık, bütün gücümüzü Turkcell Süper Ligi’ni kazanmak için sarf edeceğiz. Bu yönde deplasmandaki Toulouse maçında oyuncularımın verdiği mücadele gelecek adına beni çok umutlandırdı. İnancım o ki, bu heves, bu ciddiyet ve bu mücadelemizle ligde ipi önde göğüsleyebiliriz” diye umutlu konuştu.
                  “BİRAZ ŞANSLI OLSAYDIK”
                  Belçikalı teknik adam Broos, Avrupa Ligi için de “İlk maçtaki 3-1’lik yenilgiye rağmen Avrupa Ligi’ne kalabilirdik. Bunun için iki şeye ihtiyacımız vardı. İlki inanmak, ikincisi şanstı. Birincisini gayet iyi başardık. Futbolcularım inanılmaz bir ciddiyet içinde kenetlendiler ve özellikle rövanşta her şeylerini ortaya koydular. Çok pozisyon yakaladık ama toplar içeri girmedi, şans faktörü yanımızda değildi. Maalesef elendik. Ama o yürekli mücadelelerinden dolayı oyuncularımla gurur duydum. İnanıyorum ki, Bursaspor maçında daha azimle kazanmak için oynayan farklı bir Trabzonspor seyredeğiz’’ diye konuştu.
                  BURSASPOR’A GEÇİT YOK
                  Toulouse maçının geride kaldığını söyleyen Belçikalı teknik adam Broos, “Bursaspor ile sahamızda çok önemli bir maç oynayacağız Toulouse karşısındaki olumlu futbolu tekrarlayarak, Bursaspor’a puan vermemeliyiz. Aynı zamanda Trabzonspor’un iyi bir yola girdiğini göstermek istiyoruz” dedi.
                  Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
                  Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini?
                  Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini

                  Yorum


                  • URFA bile stad yapmis.. :X

                    Yorum


                    • Transfer gündeminin ön sıralarında yer alan Caner, sonunda muradına erdi. Galatasaray, genç futbolcu için CSKA Moskova Kulübüyle anlaştı.
                      Radyospor'un haberine göre; Buna göre Caner 1 sezon boyunca kiralık olarak sarı kırmızılı takımda forma giyecek.

                      Hakan Balta'ya ya da sol çizgiye alternatif arayışları çerçevesinde Caner Erkin'i gündemine alan Galatasaray, bu transferi noktaladı. Sarı kırmızılı takım Caner'i bir sezonluğuna kiralık olarak renklerine bağladı. Ayrıca sezon sonu satış opsiyonunu da aldı.
                      Caner Erkin için son anda Trabzonspor'da devreye girmişti. Ancak genç futbolcunun Trabzonspor Başkanı Sadri Şener'i arayarak tekliften dolayı mutlu olduğunu, fakat tercihini Galatasaray'dan yana kullandığını söylediği öğrenildi.

                      Galatasaray, imzalı sözleşme örneğinin Rus Kulübü'nden gelmesini bekliyor. Monaco'daki Şampiyonlar Ligi kura çekimine giden CSKA Moskavalı yöneticilerin bu akşam Moskova'ya ulaşır ulaşmaz, kedilerine gönderilen sözleşme örneğini imzalayıp, Galatasaray'a fakslayacağı bildirildi.
                      Caner'in bu gelişmeye göre pazartesi günü İstanbul'a gelebileceği bildirildi.
                      Manisaspor'dan CSKA Moskova'la transfer olan Caner, son dönemde 11'de forma giymesine karşın teknik direktör Artur Zico'nun olumsuz tavrı nedeniyle fazla şans bulamıyordu.

                      Kaynak : mynet


                      TRABZONSPORUMUZA HAYIRLI OLSUN
                      Medya tarafından üç büyüklerin taraftarı olmanın empoze edildiği bir ülkede, bu sportif emperyalizme direnip, kendi şehrimin takımına sahip çıkmanın onurunu ve gurunu yaşıyorum.

                      Yorum


                      • SON GENEL KURUL CAMİAYA YAKIŞMADI DİYEN VAR, ELEŞTİRİ ÜSLÜPLARINI SERT BULAN VAR, KRİZ ÇIKTI DİYEN VAR. SİZİN GENEL KURUL İLE İLGİLİ DÜŞÜNCENİZ NEDİR?
                        Camianın önde gelenleri! Bunları söyleyenler onlar. Bu, “camianın önde gelenleri” ifadesine bayılıyorum. Önde gelmek nasıl bir şey, ya da önde gelmek için ne yapmak gerekiyor o da ayrı bir tartışma mevzu. Şimdi bu, tırnak içinde, önde gelenlere sormak lazım. Yani, yönetime yapılan eleştiri üslubunu sert bulan, bu ziyadesiyle değerli, çok kıymetli ve karnından konuşmaya pek hevesli ağabeylerimize soralım bakalım: Beş bin bilmem kaç kişinin oy hakkının bulunduğu ve bine yakın insanın katılmasının beklendiği bir kongreyi 150 kişilik salona sığdırma çabasını camiaya yakıştırmışlar mı? Ramazan günü sabah saat 10.00’a kongre kararı alınmasını camiaya yakıştırmışlar mı? Ne yetkisi istendiğine dair, bu kulübe canı gönülden bağlı olan insanların bir tek kelime olsun bilgilendirilmemesini camiaya yakıştırmışlar mı? Önce oylama yapıp sayı yeterli çıkmayınca “Önergemizi geri çekiyoruz” şark kurnazlığını camiaya yakıştırmışlar mı? “Ben yaptım oldu”, “Benim her dediğime sizin evet demeniz lazım gelir”, “Ben varım ya gerisi hikâye” anlayışını camiaya yakıştırmışlar mı?

                        Trabzonspor camiasının problemi işte bu “önde gelenler”! Karnından konuşmaya bayılan, dükkânlarında kulis yapmayı, insanları örgütlemeyi iyi beceren, ancak dışarı çıktıklarında “Yok valla benim hiçbir şeyden haberim” demeyi de iyi becerebilen bu insanlar! Yakıştıramamışlar öyle mi? O halde neden insanları kapalı kapılar ardında, “Hayır” verin diye kışkırtıyorlardı? Neden, bu yönetime en ağza alınmayacak hakaretleri kendi dükkânlarında ediyorlar da dışarıda kuzu kesiliveriyorlar? Bunlar, kamuoyu önünde gerçek fikirlerini söyleyemeyecek kadar korkak, “aman kimseyle kötü olmayalım” diye düşünecek kadar idare-i maslahatçı, “dükkânımda konuşurum, dışarıda inkâr ederim” zihniyetine sahip olacak kadar da silik tiplerdir. O yüzden değerlendirmelerini hiç ciddiye almıyorum, kusura bakmasınlar.
                        GENEL KURULDAKİ EĞİLİM DELEGENİN GÜVENSİZLİĞİ MİDİR? BURADAN YÖNETİMİN ÇIKARACAĞI DERS NE OLMALIDIR?
                        Bu kongreden yönetimin çıkardığı ders ortada değil mi? Son derece açık. Bir düşünün bakalım bu yönetim kongre biter bitmez ilk iş olarak ne yaptı? Trabzonspor kulübünün Asbaşkanı, Basketbol takımının yöneticisi Celil Hekimoğlu’nu arayarak, Ceyhun Eskici’nin istifasını istedi! İşte bu yönetimin bu kongreden çıkardığı sonuç budur. Bu kafa Trabzonspor’u yönetiyor dikkat edin. Görüyor musunuz şimdi neden biz uzun zamandır belimizi doğrultamıyoruz? Zihniyete bir bakın Allah aşkına. Daha yeni bir kongre yapılmış, delegeden yetki istemişsiniz o yetkiyi size vermemiş. Aynı delege bir buçuk yıl önce sizi ezici bir çoğunlukla yönetime seçti. Yine aynı delege daha iki ay bile olmadı tek adaylı kongrede sandık başına gitti size oy verdi. Şapkanızı önünüze koyup düşünmeniz lazım gelmiyor mu, “Acaba biz nerde bir hata yaptık ki bu kadar insanı karşımıza aldık, bizi seven insanların şimdi muhalif olmalarına yol açtık?” diye. Ama bunu düşüneceğinize ilk işiniz Ceyhun Eskici’nin istifasını istemek oluyor!

                        Bu kadar kendini hatadan soyutlayıp, kendilerini asla hata yapmaz insanlar olarak gören bir kurulla yönetilmedi hiç Trabzonspor. Kurul dediğime de bakmayın siz, üç kişiden bahsediyorum. Trabzonspor maalesef bir yönetim kurulu ile değil üç kişi ile yönetiliyor. Zaten sorun da burada başlıyor. Yönetim içinde muhalefet olsa, yönetim içinde “Bir dakika arkadaşlar bu yapılan yanlıştır” diyen bir ses olsa belki bu kadar hata da yapılmayacak. Yazık ki o da yok. Öyle olunca bu kerameti kendinden menkul üç kişi dilediği gibi çalıp oynuyorlar. Sonra da “camianın önde gelenleri” hiç utanmadan, hiç sıkılmadan, hem kendi isimlerine hem de bu kulübün tarihine ihanet edercesine “yapılanlar şık durmadı” diyebiliyor.

                        Bu yönetimin alması gereken dersi soruyorsun bana. Sıralasam ne olur, anlayacaklar mı? Eleştiren herkese bir kulp takmışlar. Kimi yöneticilik bekliyordu olmadı, kimi menajerlik bekliyordu olmadı, kimi yakınını işe koymak istedi olmadı, kimi futbolcu önerdi olmadı. Bunlara sorsan Allah için bir tane doğru eleştiren yok. Herkesin bir hesabı, herkesin bir çıkarı var bir tek bunların yok! Trabzon’un tek doğrusu bunlar. Düne kadar “Sarhoşun teki” dedikleriyle, düne kadar “Bu da kim oluyor?” diye burun kıvırdıklarıyla kongre salonunda kol kola olmanın içinde de herhangi bir hesap yok tabi.
                        Birilerine, “O bunadı, dediklerini dikkat almayın” denilen insanın en yakınında bulunmakta da herhangi bir hesap yok! Dün yönetimde olanları en ağır ifadelerle yerden yere vuranların, bugün eleştiren herkesi “Hain” ilan etmesi bunların mantığıyla gidersek şu sonucu doğuruyor. Demek ki siz de geçmişte bu eleştirileri yaparken türlü türlü hesaplar içindeydiniz; kulübü ele geçirsem de istediğim gibi at oynatsam derdindeydiniz; kimse para harcamasın ben gelince nasıl olsa hepsini harcayacağım düşüncesindeydiniz; yakınlarınıza kulüpten gelir kaynakları yaratma peşindeydiniz; kendi şirketimden kovduğum insanlara kulüpte iş verir böylece tazminat ödemekten kurtulurum hesapları içindeydiniz. Sizin mantığınızla gidersek varacağımız sonuç budur. Soruyorum şimdi, öyle miydiniz?
                        GENELLİKLE HER BİR YÖNETİM TRABZONSPOR’DA BİZ GİDERSEK KİM GELİR KORKUSUYLA HAREKET EDİYOR. SENER VE EKİBİ DE AYNI MODDA, BUNA NE DİYORSUNUZ?
                        Bunu düşünen adamları geçmişteki kendi söylemleri ile değerlendireceksin. Bakacaksın ki bu adamlar dün ne diyordu, bugün ne diyor? Şayet dün de görevde olan yönetimler için aynı şeyi söylüyor idiyseler problem yok demek ki düşünceleri buymuş dersin. Ama yok dün başka bugün başkaysa ortada ciddi bir sorun var demektir.
                        Dün, Mehmet Ali Yılmaz’a karşı çıkılmasının en önde gelen sebebi neydi? Kulübün tek sahibi olarak kendini görmesi. Sanki O olmazsa kulüp olmazmış gibi davranması. Değil mi? Bu ağabeylerimiz öyle diyordu bize. Gözlüklerini sallandırırlar boyunlarından aşağı ve ahkam keserlerdi : “Trabzonspor, yönetimi sadece yönetim kuruluna bırakılmayacak kadar büyük bir kulüptür” Okkalı laf değil mi? Gelin şimdi bu havalı ağabeylerimizin bugün ne yaptığına bakalım bir de. Kulüp için çok önemli olduğu aşikâr bir konuda (öyle ki kongre yapıyorsunuz) bile delegeyi bilgilendirme tenezzülünde bulunmayan bir güruh! Bu ne perhiz üstadım? Bırakın camiayı işin içine katmayı kendi yönetim kurullarını bilgilendirmeyi zül addeden bir anlayış! Tüzük kongresinden haberi olmayan yöneticiler var, ne enteresan değil mi? Bunu ben değil kendi yöneticileri söylüyor. Geçmişte, kulübü yönetmek için yönetim kurulunu az gören adamlar, bugün üç kişiyle kulüp yönetiyor, bizim de sesimizi çıkarmadan oturmamızı bekliyorlar. O zaman sorarlar adama, sen yönetimde değilken hiç oturdun mu? Yıkım ekibi gibi çalıştığın günleri ne çabuk unuttun? İnsanlara edilmedik hakaret bırakmadınız yahu? Şimdi de yakınıyorsunuz öyle mi? Biraz edep.

                        Trabzonspor bu yönetim giderse sahipsiz kalmaz kimse merak etmesin. Yönetimler ya da şahıslarla Trabzonspor’u özdeşleştirenler bu kulübün büyüklüğünü kavrayamamış kıt zekâlı arkadaşlardır. Birisine bağlarsanız bu işi, o zaman o kişi öldüğünde ki haktır ölüm biliyorsun, insanoğlu bir gün mutlaka ölür henüz çıkmadı istisnası, kulübü kapatmak zorunda kalırsın. Böyle bir saçma anlayış olabilir mi? “Gidersek ne olur?”muş. Bir şey olmaz. Kulübün kaynaklarını akılcı kullanan, gereksiz harcamalardan kurtaran, personel düzenlemesi ile kulübün üzerindeki asıl ağır yükü kaldıran, kulübün tüm imkânlarını paraya çevirmeyi bilebilecek profesyonel kadrolarla yöneten ve kurumsallaşmayı gerçek anlamda becerebilecek bir yönetim gelir, geçmişin enkazını temizler. Daha ileri zıplayabilmek için biraz geri çekilmek zorunda kalır, kulübü hayatta tutmaya çalışır. Her halükarda da sizden daha iyisini yapar, merak etmeyin yani. Gitmemek için tek dertleri buysa, bunu dert etmesinler.
                        BİR YÖNETİM KENDİ ÖZEL GAYRETLERİ İLE KULÜBE KAZANDIRDIĞI MÜLKLERİN UZUN VADELİ KULLANIM HAKKINA SAHİP DEĞİL Mİ? KENDİ BULDUĞU BU GELİR KAYNAKLARINI KENDİ KULLANMASI GİBİ DOĞAL BİR ŞEY OLAMAZ MI?
                        İki kademeli bir cevap vereceğim sana. Kendi özel gayretleri ile kazandırdığı projeler neler oluyor bana bir anlatsınlar. HES’ten bahsediyorlarsa bu, tek başına, Tufan Aydoğan’ın projesi, eseri, başarısı ve kulübe kazandırışıdır. Adamın bu projeyi kabul ettirmek için nasıl mücadele verdiğini biliyorum. Şimdi onu hiç sahiplenmesinler o yüzden. İstanbul Cevizli’deki arsadaki işletmeler ne zamandan beri bunların kulübe kazandırdığı mülkler oldu? 96’dan beri oradalar onlar. Onu da mı sahiplendiler yoksa? Ayrıca mantık buysa Gökdeniz de Özkan Sümer’in bu kulübe kazandırdığı bir değer değil miydi? O zaman onu satmak hakkının da sadece Sümer’de olması gerekir.
                        Gelelim ikinci kademeye. Kaldı ki bu yukarıda saydıklarım bu yönetimin kendi çabaları ile kulübe kazandırdığı şeyler olsun. Güven problemini nasıl aşacağız peki? İnsanların bunlara güveni kalmadı. Belki dünyanın en gerekli şeyini istediler delegeden, ama neden bu delege tepki gösterdi ve yetki vermedi bunu düşünsünler. Çokbilmiş bazı akıl daneleri var. “Kişisel hesaplaşmalar” diyorlar. Bu akıl danelerine sormak lazım, kişisel hesaplaşma olsaydı bu hesabı güdecek olanlar bir ay önceki genel kurula giderler bunları ibra etmezlerdi. Çok zor bir iş değildi. İbra maddesinde salonda 20 kişi ya var ya yoktu. Elli kişiyle içeri girseniz ibra edilmeyeceklerdi. Bu yapılmadı. Niye? Çünkü kimse kişisel hesaplaşma peşinde değil. Sorumluluğu üzerinizden atmak için herkese bir yafta yapıştırabilirsiniz. Herkesi sıfatlandırabilir, karalayabilir, suçlayabilir, kamuoyu önünde tartışılan adam pozisyonuna sokabilirsiniz. Ama tüm bunlar, yaptığınız yanlışı doğruya çevirmez. Tüm bunlar sizi aklamaz. Kendi pis suyunuzda çırpınmaya devam edersiniz. Suçladığınız adamlara ise hiçbir şey olmaz. Ne demiş Hz. Mevlana : Köpeklerin ağzı değdi diye deniz kirlenmez.
                        -GENEL KURUL ÖNCESİ KARADENİZ GAZETESİNRE KALEME ALDIĞINIZ YAZI ÇOK YANKI UYANDIRDI. O YAZININ SON BÖLÜMÜNDE “ÜZÜLEREK GÖRÜYORUM Kİ, DİLEYECEK ÇOK ÖZÜR BORCUM VAR.” BU İFADEYİ BİRAZ AÇAR MISINIZ?
                        İnsanın en önemli özelliği muhakeme yapabilmesidir. Muhakeme yapabilen insan öz eleştirisini de yapabilir, yanlışlarından kompleks duymaz. Çıkar “Şu konuda yanılmışım” der. Geçmişteki her eleştirimin arkasındayım. Tüm mücadelemin de. Hepsi gerekliydi bana kalırsa. Ancak görüyorum ki bu eleştirileri yapar ya da bu mücadeleleri verirken erken yargıda bulunmuşum. Mehmet Ali Yılmaz’a karşı açtıkları savaşta bizi kullandılar. O dönem Yılmaz’ı suçlamak için sıralanan argümanlara şimdi dönüp baktığımda bugünkülerin yanında hiç kalıyor.

                        Bu camianın önde gelenleri var ya, o günlerde de işte böyle kapı arkalarında fısıldıyorlar, önde bizi sürüyorlardı. Mayın eşekleri etrafı temizleyince, ortaya çıkıp “Durun bakalım. Gerçek sahipler geldi” dediler. Bu adamları gördükçe Yılmaz’a büyük haksızlık yapıldığına inanıyorum. Adam saydığım, fikirlerine değer verdiğim, tek dertlerinin Trabzonspor olduğuna inandığım, dürüst, namuslu insanlar bellediğim kişilerin ne ikiyüzlü, ne korkak, ne silik, ne zavallı olduklarını yaşayarak öğrendim. Ayrıca Nuri Albayrak dönemi de çok eleştirdiğim bir dönemdir. Dediğim gibi her eleştirimin bugün de arkasındayım. Tamamı doğruydu çünkü. Sayın Sayitoğlu da o günlerde nelerin yanlış yapıldığının bugün farkında. Ancak özür dilemem gereken nokta şu ki, bunlar onları mumla aratıyorlar.
                        BAŞKAN SADRİ ŞENER’İN “BANA HIRSIZ DENMESİ İSMET PAŞAYA ASKER KAÇAĞI DENMESİ GİBİ BİR ŞEY” DİYEREK SAVUNMA YAPMASINI NASIL DEĞERLENDİRNİYORSUNUZ?
                        Sadece bu demeç bile, Sadri Başkan’ın çevresinde, O’na doğruları gösteremeyen insanların varlığını kanıtlayan ve bu durumu gayet güzel özetleyen bir demeçtir. Bir kulüp başkanı düşün ki, çıkıp kamuoyuna “Bana hırsız diyorlar” diyor. E madem öyle diyorlar ve sen bunu medya ile paylaşacak derecede önemli buluyorsun, daha ne duruyorsun orada? Ya dikkate alma, ya da alıyorsan gereğini yap ve ayrıl. Kaldı ki ben kimsenin Başkan için bu ifadeyi kullandığını duymadım. Sayın Başkan gereksiz alınganlık yapıyor. İnsanlar O’nu seviyorlar. Ama O’nun da dönüp bir çevresine bakması gerekiyor. “Bana bu kadar hata yaptıran insanlar mı beni seviyor, yoksa beni eleştirip yanlışlarımı söyleyenler mi?” diye kendi kendine sorması gerekiyor.
                        TRABZONSPOR BU TÜR KONGRELERDEN ZARARLI MI YARARLI MI ÇIKAR?
                        Aksiyon iyidir, organizmanın yaşadığını gösterir. Kimsenin ilgi göstermediği, kimsenin gitmeye tenezzül bile etmediği bir kongre mi olsaydı? İnsanlar oruçlu oruçlu sabah dokuzda, bu yaz sıcağında evlerinden, işlerinden feragat edip geldiler. Fikirlerini söylediler, tartıştılar, kabul ettiler, reddettiler. Neticede bu insanlar emek verdiler. Ne için? Trabzonspor için. Camianın önde gelenleri buna ne der acaba? “İnsanlar uyusun evlerinde gelmesinler kongre mongreye falan. Sen, ben bir de bizim deli oğlan, al gülüm ver gülüm yönetiriz kulübü” anlayışındaki insanlar için gençlerin bu işe sahip çıkması kabul edilebilir bir şey değil tabi. Çünkü kulüp ellerinden gidiyor, çırpınışları onadır. Arkaik zihniyetlerini dükkânlarında bırakıp meydana çıkmadıkları müddetçe tasfiye edilecekler, telaşları bunadır.
                        Divan Başkanı “Zarar görürüz” demiş. “Tanımadığı insanlar görmüş” salonda. Emretsin, bundan sonra kongreye gidecekler önce Divan Başkanı’na şecerelerini döksünler, o uygun görürse kongreye gitsinler, uygun görmezse gitmesinler. İstanbul’daymış, katılamamış. Daha önce katıldığınız kongreleri de gördük. Bizde Divan, kendini, “Yönetimlerin her yaptığını onaylayan, her şeyi her koşulda desteklemek zorunda olan” bir kurul olarak konumlandırmış. Oysa İstanbul’un 3 takımında Divan Kurulları yönetimlerin üzerinde, yanlış yapıldığında onları uyaracak ve varlıkları ile yanlışları engelleyici konumları olan kurullar. Şimdi böyle dediğinde “Tüzükte yetkimiz mi var” diyorlar. Diğer takımların Divan kurullarının da yetkileri tüzük gereği yok. Divan Kurulları yetkilerini tüzükten almazlar. Bizatihi Divan Kurulu isminin ağrılığıdır onu önemli kılan.
                        SON GENEL KURULUN BU TÜR OLUMSUZLUKLA SONUÇLANMASI TAKIMA NASIL YANSIR?
                        Bu da apayrı bir saçmalık mevzudur. “Kongrede yaşanan olumsuzluk takımı etkiler”miş. Yapma ya! Sen zannediyor musun ki senin futbolcunun kongreden haberi var veya senin hocanın yönetime 25 yıl kiralama yetkisi verilmesi çok umurunda. Adamların tanımadığı yöneticiler var canım kardeşim. O takmış günahına senin kongreni de yetkini de. Futbolcu dediğin mutlu mu ona bakar. Onu mutlu etmenin tek yolu da parasını vermendir. Futbolcunun anladığı tek lisan parayı sayarken çıkan sesin konuştuğu lisandır. Bu yaşananların takıma olumsuz etki ettiğini söylemek, şimdiden minareye kılıf hazırlamaktan başka bir şey değildir. Senin kurduğun takım zaten kötü. Kaybedince ne diyeceksin, “Metin Kaya bana bağırdı da ondan kaybettik?” Hadi oradan ya! E madem bu kadar etkilidir, kulübe çağırın futbolculara da bağırsın. Baksanıza size bir bağırdı kaçacak delik aradınız Bunlara çocuklar bile inanmıyor artık.
                        GEÇMİŞTE SADRİ ŞENER’İ ÇOK DESTEKLEDİNİZ. ŞİMDİ İSE ELEŞTİRİYORSUNUZ. DEĞİŞEN NE? KOPMA NOKTASI NE OLDU?

                        Kopma falan yok aslında. Ben Sadri Şener’i hala çok seviyorum. Ama bizde şöyle garip bir anlayış var: Sevdiğin insanı eleştiremezsin. Sürekli pohpohlamak zorundasın. Ya da, “Madem adamla bu kadar iyisin niye kamuoyu önünde eleştiriyorsun. Özel sohbetlerinde söyle” Kusura bakmayın, ama bu bana ikiyüzlülük gibi geliyor. İnsanlar yanlış yapabilir. Birileri de yanlış yaptığını söyleyebilir. Bu senin en yakının da olabilir, en uzağın da. Kim olduğu, hangi amaçla dediği de önemli değil. Ne dediğidir önemli olan. Yanlışımı söylüyorsa şayet ve bu söylediği doğruysa, ben, adamın bunu ne niyetle dediğine bakmam, o eleştiriyi alır, hatamı düzeltmeye çalışırım. Ancak şu bir gerçek ki, liderler, ya da belli bir yere gelmiş insanlar diyelim, inanılmaz bir egoya sahip oluyorlar. Yanlışını söyleyince niye küstü diye düşünüyorsun ancak anlamadığımız nokta şu, o ego, onların hiç yanlış yapmadıklarına inanmalarına yol açıyor. Hatadan münezzeh olarak görüyorlar kendilerini. O yüzden siz eğer, “Başkanım bakın burada bir hata var” derseniz otomatikman kötü adam oluyorsunuz.
                        -- KİM BUNLAR, BAŞKANI REFÜZE EDENLER?
                        Ben, değerli Başkanımıza, defalarca, etrafında çok güvendiği iki insanın O’nun felakete sürükleyeceğini anlattım. Kulüpte dönen yanlış işleri, yapılmaması gereken şeylerin nasıl yapıldığını dilim döndüğünce ifade etmeye çalıştım. O’nun düşüncesi farklı yönde oldu. Çok önemli değil, çünkü Sayın Başkan da haklı çıkabilirdi. Ancak gelinen noktada kongre salonunda kimsenin güvenmediği için yetki vermediği bir yönetimin başı pozisyonunda düştü. Benim anlatmak istediğim Sayın Başkan’ın bunları hiç de hak etmeyen bir insan olduğu.
                        Yıllar önce İstiklal Caddesi’nde bir iftar öncesi karşılaştığım ve ayaküstü, kendisine yapılan haksızlığı dile getirip, beni, yanından ayrıldıktan hemen sonra sokak ortasında ağlatan Başkan’la bugünkü Sadri Şener arasındaki farkı gördüğüm için benim herkesten daha çok içim acıyor. O mütevazı, o tonton, o babacan adamı yanlış yönlendirerek kamuoyu nezdinde düşürdükleri pozisyonu gördüğüm için herkesten fazla üzülüyorum. Başkanı, eleştiriye tahammülsüz ve her eleştireni, “Başkanım O’nun şöyle şöyle bir hesabı var, dikkate almayın” diyerek millete düşman eden insanlar Başkan’ın en yakın çevresinde. Aynı adamlar elbette Başkan’ın etrafında kendilerinden başka kimsenin olmasını istemeyecekler. İnsan dışarıdan baktığında, Başkan’ın çok güvendiği iki adamın, sanki O’nun ismini bitirmek için, sistemli, koordineli ve planlı bir çalışma yaptığını bile düşünebiliyor. O şekilde yapsan bile dün prestiji yüzde 100’ler seviyesinde dolaşan bir adamı bugün hiçbir istediğine kongreden güvenoyu alamayan adam haline getiremezdiniz. Başardılar, tebrik ediyorum. Olan Başkan’a ve O’nun ismine oldu.
                        —EN SON NE ZAMAN İYİMSER BİR YAZI YAZDINIZ?
                        Çok enteresan, sevdiğim bir kardeşim de geçenlerde bana bir mail atarak, “Abi en son ne zaman işler iyi diye bir yazı yazdın?” diye sordu. Daha kabaca soranlar da var tabi. “Kardeşim sen de bir kere de iyi şeyler yaz” diyenler falan. Trabzonspor’da her şey güllük gülistanlık da ben mi yazmıyorum? Bu bardağın hep boş tarafını görüyormuş gibi algılanıyorum dışarıdan. Doğrusu bazen ben de kendimi, kutsal metinlerin eskatolojik apokalipslerini yazan havariler gibi hissetmiyor değilim! Olsun, birileri de dünyanın bir sonu olduğunu hatırlatmalı.
                        -YANİ SİZİ ELEŞTİRENLER DE VAR
                        Elbette. Ama beni eleştiren adam üç yüz kelime ile konuşmayacak Türkçeyi. Kendine ait cümleleri olacak. Başkalarının ağzından değil, kendi özgün fikirleri ile konuşacak. Söylediklerime “yanlış” demekle kalmayacak, bu dediğinin altını doldurabilecek meşru gerekçeleri olacak. Kimsenin adamı değil Trabzonspor’un adamı olacak. İsmini yazabilecek söylediklerinin altına, korkmayacak. Biraz da olsa zekâ sahibi olacak. En son okuduğu kitap Cin Ali’nin maceraları olmayacak. Ben Carlos Fuentes’ten dersem İspanya Milli Takımı’nın sağ beki zannetmeyecek O’nu. Meksika’nın “sol” açığı zannetsin bari, ona bile kabulüm, düşün artık!
                        Trabzonspor taşralı olmaktan gelen ezikliğin, merkez karşısında ikinci derecede veya gölgede bırakılmış olmaktan sıyrılmak isteyen kompleksli yaranma tutumunun değil, otantik inisiyatifin sembolüdür İsmet Özel

                        Yorum


                        • Bu takım gayet iyi!

                          Trabzonspor Onursal Başkanı Mehmet Ali Yılmaz, takıma bu sözlerle göndermede bulunurken, yönetimin de acilen camianın önde gelenleriyle toplanıp, çözüm araması gerektiğini söyledi.


                          Eğer Trabzon’un hedefi Türkiye’de şampiyonluk ve Avrupa Kupaları’nda başarı değilse...
                          Ve finaldeyiz... ‘Trabzonspor Nasıl Kurtulur?’ noktasından hareketle hem yakın hem de uzak geleceğe ışık tutmaya çalıştık. Eski hocalar, şimdi yurt dışında oynayan lejyonerler, milli takım antrenörlüğü yapan efsanelerden çok önemli görüşler aldık, seriyi 1 gün uzattık. Bugün kapanışı finale yakışır bir isimle, Onursal Başkan Mehmet Ali Yılmaz ile yapıyoruz. Ve iddia ediyoruz ki bu sözler gündem belirleyecek... Söz Yılmaz’da:

                          ‘Yetki niye 1 ay önce alınmadı?’
                          Yönetim çok kısa bir süre önce güven tazeledi. Şimdi tekrar bir genel kurul lüzumsuzdu. O zaman alınabilirdi istenen yetkiler. Sürekli kongre yapınca biraz tuhaf karşılar insanlar bunu. ‘Ne oluyor bir şey mi var?’ derler haliyle. Ayrıca tepkiler biraz da söylenenlerin hayata geçmemesinden oldu. Kulüp giderek borçlanıyor ve bir de üzerine uzun vadeli borç istemi yapılıyor. Ancak her şeye rağmen kongrede Trabzon Başkanı’na hakaret olmamalı.
                          ‘Demek ki yapılamıyormuş!’
                          Kulüpleri yönetmek öyle sanıldığı kadar kolay değil. Gelirler tepe noktasına gelmiş olmasına rağmen hâlâ borçlar konuşuluyor. 2000 başındaki kongre milattır aslında Trabzon için. Herkes Mehmet Ali Yılmaz yapıyorsa biz de yaparız dedi. Ama görünen o ki yapılamıyor. Şimdi dünyanın borcu var, ufuk yok!
                          ‘Gerekirse cebinden verecek’
                          Yönetime çok fazla bir şey söylememek lazım. Sonuçta onlara bu yetkiyi genel kurul üyeleri verdi. Sorumluluk o seçenlerindir. Seçilenler de şimdi bu işin üstesinden gelmenin yolunu aramalı, bulmalıdır. Kaynak oluşturmalıdır. Bulamıyor, oluşturamıyorsa kendi cebinden verecek. Diğer büyük kulüplerin hepsi başkanlarına borçlu. Ama bildiğim kadarıyla Trabzonspor’da ona benzer bir durum yok.


                          ‘Hepsi iyi futbolcu ama’
                          Trabzonspor takımını Süper Lig’in diğer devleriyle kıyaslayınca tabi ki pek parlak görünmüyor. Taraftarlar da durumdan etkileniyor, gördüğünden, duyduğundan. Mevcut oyunculara bakınca hepsi tek tek iyi futbolcular ama takım olma sıkıntısı dikkat çekiyor bu kez. Eğer Trabzonspor’un hedefi şampiyonluk ve Avrupa Kupaları’nda da önemli başarılara ulaşmak olmak değilse mevcut kadroyu tabi ki iyi ve yeterli olarak kabul edebiliriz!
                          ‘Neden aday çıkmıyor?’
                          Camia bir sessizliğe gömülmüş durumda gibi duruyor. Ve en kötüsü de budur. Sessizlik camialardaki kuşkuyu artırır, endişelendirir. Şimdi siz taraftarlara bizlere sahip çıkın diyebilirsiniz ama bunun karşılığında da bir şeyler vermelisiniz. Bu iyi futbol olur, mali tablo olur vs. olur. Ama hiçbiri yoksa sıkıntı olur. Son kongrede hiçbir aday çıkmadı. Bunları araştırmak lazım.
                          İşte Yılmaz’ın reçetesi
                          Reçetem şudur; mevcut yönetim divan kurulunu ve eski yöneticilerini, duayenlerini toplamalıdır. Yani Trabzonspor şapkasını önüne koymalıdır. Her şey bu şekilde net ifadelerle tartışılmalıdır; ne kadar borç var, akıbeti nedir, projeler ve getirecekleri nelerdir? Çünkü şu an için bunlar pek çözülecekmiş gibi durmuyor. Belki böyle bir birliktelik yakalanabilirse o zaman bir şeyler olur.



                          ’Trabzonspor rant kapısı durumunda’
                          25 bini gerçek kişi kabul edilen 32 bin üyeli bordomavi.net’in yöneticilerinden Tunga Liman’a da kulak verdik. İşte taraftar temsilcisinin tespitleri: İstikrar ve sükuneti önemsiyoruz. Ani değil, sağlıklı tepkiler önemli. Şehir küçük ve ajite edilecek çok şey var. Trabzonspor, kentin değil, bölgenin en büyük maddi gücü, kamu kuruluşu (!). Herkes bundan nasiplenmeye çalışıyor. Kulüp dergisini 2 kişi çıkarırken, birçok işte olması gerekenden çok çalışan var. Şuursuz baskı yönetime yansıyor, kentte komşusundan bile baskı yiyor. Ayrıca eski yöneticiler olayların gerçeğini bilmesine rağmen doğruları söylemiyor. İğneyi kendimize batırıyor, taraftarı bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Başından beri tribün grubu olmak istemedik ama artık statlarda da olacağız. Sessiz çoğunluğun sesi olmaktan çıkıp, iyi temsili yönlendirmeye uğraşacağız. Bir klasik vardır; olayı çıkaranları Trabzon’a mal edemeyiz, diye. Ederiz! Eğer o olayları yapanlar yine stada gelip tepki koyuyorsa mal ederiz. Çünkü kendimizi temizleyemiyoruz demektir. Ayrıca kombine artışının da stattaki kaliteyi artıracağına inanıyoruz.
                          FANATİK ANALİZ
                          SERHAT DEMİRTAŞ

                          I am not in danger , I am the danger..

                          Yorum




                          • Hattıni bilene VİP Hediye

                            27 Ağustos 2009 / 17:13

                            Trabzonspor’dan taraftarları yakından ilgilendirecek bir açıklama yapıldı:


                            "Trabzonlular ve Trabzonspor taraftarlarına özel bir dünyanın kapısını açan TrabzonCell, sunduğu avantajlı kampanyalarıyla kazandırmaya devam ediyor.

                            30 Ağustos Pazar günü Trabzon’da oynanacak Bursaspor maçı öncesinde TrabzonCell’den abonelerine özel maç bileti kampanyası. BILET yazıp 1967 ye en çok mesaj atan TrabzonCell abonesi, 2 adet VIP bilet kazanma şansı elde edecek.

                            Trabzonspor-Bursaspor maçını VIP tribünde izlemek ve takımına destek olmak isteyenler için şimdi mesaj atma zamanı.

                            İlk 10 günde 5.000 aboneye ulaşan TrabzonCell’de abonelere sağlanan avantajlar hızla devam edecek.
                            "

                            Türkiye'nin zencileri Trabzon'dan çıkar----------------------------------BUGÜN
                            Trabzonspor şükretmedikçe şampiyon olamaz---------------------------TRABZONSPOR
                            Tüketirsen azalır, üretirsen çoğalır--------------------------------------İÇİN
                            Arslanın sırtlanı çok olur-----------------------------------------------NE YAPTIN?

                            Yorum


                            • Kulübümüz kurucularından Ziyad Nemli aramızdan ayrılışının 19.yıldönümünde Trabzon Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen bir törenle mezarı başında anıldı.

                              Ruhu şad olsun


                              Trabzonspor.org.tr
                              Türkiye'nin zencileri Trabzon'dan çıkar----------------------------------BUGÜN
                              Trabzonspor şükretmedikçe şampiyon olamaz---------------------------TRABZONSPOR
                              Tüketirsen azalır, üretirsen çoğalır--------------------------------------İÇİN
                              Arslanın sırtlanı çok olur-----------------------------------------------NE YAPTIN?

                              Yorum


                              • Bu başlıkta sadece haberleri paylaşıyoruz @flu.

                                Yorum

                                En Aktif Kullanıcılar

                                Daraltma

                                En aktif kullanıcı yok.
                                WhatsApp WhatsApp’tan Yaz
                                Yükleniyor...
                                X