Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Son Dakika Haberleri (BU BAŞLIKTA YORUM YOK!) Sadece haberler

Daraltma
Bu konu kapanmıştır.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • şok şok şokkk

    berk sankı bu aksamyatmayacak gıbı
    "t®ß" Biz TRABZON'luyuz; Susarsak Güneş Doğar, Konusursak Ay yanar, İsyanımızda Kıyamet Kopar

    Yorum


    • İlk olarak Berk Akçay tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
      PFDK'dan para cezası
      Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu 10.09.2006 tarihinde Beşiktaş'la İstanbul'da yaptığımız maçta çıkan saha olayları nedeniyle 2.500 YTL; taraftarımızın çirkin ve kötü tezahüratta bulunması nedeniyle 30.000 YTL olmak üzere kulübümüze toplam 32.500 YTL para cezası verdi.
      o maçta yoğun şekilde kötü tezahürat falan yaptığımızı hatırlamıyorum..İlginç bir ceza..

      Bir de "saha olayları"ndan kasıt ne ki acaba??
      Güçlülerin İktidarına Karşı; Trabzonspor!

      Yorum


      • Saha olaylarında ki kasıt herhalde kafama yediğim "taş" olsa gerek

        Yorum


        • İlk olarak Tolgahan TURHAN tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
          Saha olaylarında ki kasıt herhalde kafama yediğim "taş" olsa gerek
          bjk ya da 51.500 ytl ceza vermişler
          Somali'de insanlar ekmek bulamayıp açlıktan ölürken, Bilbao taraftarlarının bana ekmek atmasını hayretle karşıladım.

          Yorum


          • ÖĞRENCİ ARKADAŞLARIN DİKKATİNE!!


            29 Ekim’de Bedavaya Uçuş Fırsatı

            Türk Hava Yolları, Cumhuriyetimizin 83’üncü yılında yolcularına özel bir fırsat sunuyor. Ulaştırma Bakanlığın öncülüğünde başlatılan kampanya çerçevesinde ülkemizin bayrak taşıyıcısı Türk Hava Yolları, iç hatlarda uçuş yaptığı 29 noktadan 3 bin koltuğu yolcularına ücretsiz tahsis ediyor.

            Yalnızca öğrencileri kapsayacak kampanyada 20 Ekim 2006 Cuma günü saat 15:00’den itibaren THY Çağrı Merkezi 444 0 849’u arayan ilk 1.500(bin beş yüz) kişi gidiş-dönüş biletlerini alma fırsatı yakalayabilecek.

            29 Ekim-5 Kasım 2006 tarihleri arasında kullanabilecek biletleri alma şansını yakalayan öğrencilerin, öğrenci kimliklerini göstermeleri karşılığında seyahat edebilecekler.

            Seyahat Kuralları:

            Seyahat tarihi: 29 Ekim – 05 Kasım 2006

            Seyahat tipi: Gidiş- Dönüş

            Yolcu Tipi: 13-24 (dahil) yaş arası öğrenciler

            Son Biletleme tarihi: 21 Ekim 2006

            Rezervasyon ve parkur değişikliği: İzin verilmez.

            İade yapılmaz.

            Yorum


            • İlk olarak saglam tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
              ÖĞRENCİ ARKADAŞLARIN DİKKATİNE!!
              süper bişey benim öğrenci kimliğim hala duruyor ve üzerinde tarih de yok yaşım da 23 inşallah bana da düşer
              Fanatik Pacci

              Yorum


              • bjk maçından para cezası yiyiyoruz olacak iş değil.. saçmalıktan başka bir şey de değil... 3 ezikler her maç küfrü basıyor hiç bir şey yok.. bjk kadar küfür eden taraftar da yok ama onlar değilde 2000kişi ceza yiyor..
                ''Ben kulüp tutmam, çocuk... Çünkü hepsi benimdir. Hem; sivil veya asker toplumun tamamına hizmet veya kumanda edenler bir kulübü tutsalar bile -görev sırasında- bunu açıklamazlarsa isabet ederler. Aksi halde, otoriteleri sarsılır ve tartışılır. Tefrika (ayrımcılık, nifak) yaratmış olurlar. O nedenle dikkatli olmalarını tavsiye ederim." Mustafa Kemal Atatürk (2 Aralık 1933)


                feneri "ampül" aydınlatır ancak "güneş" kendiliğinden ışık verir !

                Yorum


                • YAŞADIĞINI İSPATLAMAYA ÇALIŞIYOR

                  20.10.2006



                  Böyle bir olay ancak Türkiye'de olur. Kimlik cüzdanını yenilemek için Trabzon Nüfus Müdürlüğüne giden Yavuz Kılıç'a burada çalışan yetkililer;'Sana kimlik veremeyiz. Çünkü sen iki yıldır kayıtlarda ölü olarak görünüyorsun' cevabını verdi. Bu cevap karşısında şaşkına dönen Kılıç savcılığa gittiği zamanda başka bir skandalla karşı karşıya kaldı

                  Gülermisin-ağlarmasın dedirten bu gerçek aynen şöyle. 24 Ağustos 2004 tarihinde Trabzon'un Of İlçesi Bayırca köyünde 75 yaşındaki Mehmet Yılmaz kalp krizinden yaşamını kaybetti.Yılmaz'ın komşusu olan Yavuz Kılıç Farabi Hastanesinde evrak işlemlerine yardımcı oldu. İşte ne olduysa burda oldu. Hastane kayıtlarında Mehmet Yılmaz'ın yerine öldü diye Yavuz Kılıç'a rapor hazırlandı. Yavuz Kılıç'ın ölüm raporu yanlışlıkla Farabi Hastanesinden Trabzon Cumhuriyet Savclığına ulaşınca, savcılıkta otomatikten Yavuz Kılıç'ın ölümünü veriyor.

                  O tarihten bu yana kayıtlara ölü olarak geçen 43 yaşındaki Yavuz Kılıç şimdi yaşadığını ispatlamak ve yeni bir kimlik almak için kapı kapı geziyor. Kılıç en çokta Nüfus Müdürlüğünde kendisine yönelik yapılan espiriye kızıyor. Burada çalışan bir memur Kılıç'a;'Öteki dünyada ninem ve dedemi gördünmü? Nasıllar' şeklinde espirili bir şekilde takılmış.

                  En son sümela61 tarafından düzenlendi; 20.10.2006, 12:35.
                  "7 tepeli şehir... bekle... son tepene de dikeceğiz bayrağımızı..."

                  Yorum


                  • Mutlaka Okuyun

                    Üç büyükler mi Üç ezikler mi
                    Bu hafta Avrupa Kupalarında alınan sonuçlara hep birlikte üzüldük. Ama kaçımız bu sonuçlara hayret etti acaba?

                    Kaçımız Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin İngiliz takımlarını devireceğine inanıyordu?

                    Evet, duygularımız, gönlünümüz "kazanabiliriz bu sefer" diyordu ama aklımız "yine olmayacak" noktasındaydı.

                    devamı için tıkla. http://www.internetspor.com/v3/yazar.php?yaziID=2190
                    2010 - 2011 Şampiyonu Trabzonspor'dur
                    Gerçek budur. ☆

                    Yorum


                    • SEBATSPOR CANLI MAÇ ANLATIMI


                      22/10/2006 Pazar Günü sat 15:00'da
                      oynanacak olan Kocaelispor - Akçaabat Sebatspor maçının Canlı anlatımı için
                      www.sebat1923.com Anasayfasında Canlı Yayına tıklayarak ulaşabilirsiniz.
                      __________________
                      2010 - 2011 Şampiyonu Trabzonspor'dur
                      Gerçek budur. ☆

                      Yorum


                      • Petkovic'in futbol hayatı bitiyor!
                        Geçtiğimiz yıllarda Konyaspor'un file bekçiliğini yapan Avustralyalı kaleci Jason Petkovic'in futbol kariyeri sakatlığı nedeniyle bitmek üzere...

                        2004-2005 sezonunda Turkcell Süper Lig'de Konyaspor formasını giyen, 33 yaşındaki başarılı kaleci Jason Petkovic, daha sonra transfer olduğu Avustralya Ligi takımlarından Perth Glory'nin Central Coast'a 2-1 yenildiği maçta bacağını kırdı. Petkovic'in Cuma günü oynanan karşılaşmada, takım arkadaşı Simon Colosimo, rakip takım golcüsü Damian Mori'yle girdiği bir mücadelede sol diz kaval kemiğinin kırıldığı ifade edildi. Kulüpten yapılan resmi açıklamada, Petkovic'in gerek yaşı gerekse yaşadığı ciddi sakatlık nedeniyle, futbol kariyerini noktalamakla karşı karşıya olduğu ifade edildi.

                        16 kez Avustralya Milli Takımı'nın da kalesini koruyan Jason Petkovic, kaleci bir aileden geliyordu. babası amatör bir kaleci olan Jason'ın erkek kardeşi Michael Petkovic'de Trabzonspor'un kalesini koruduktan sonra şimdi Sivaspor'un başarısı için mücadele ediyor.
                        Sampiyon olmamiz icin ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

                        DERIN TRABZONSPOR

                        Yorum


                        • "FUTBOLUN ENTRİKALARI ÇOĞALDI!.." 21f_write_month(10) Ekim 2006 16:11


                          'Çok ağır utangaçlığım vardır, çok ağır...'

                          Eski Spordan Sorumlu Devlet Bakanı, Trabzonspor Onursal Başkanı Mehmet Ali Yılmaz, Özerk Futbol Yasası'nın Meclis'ten geçmesinde payı olmasından bin pişman.

                          - Zamanımızın kulüp başkanlarını genel olarak nasıl buluyorsunuz? Değişiklikler ne yönde?
                          - Eskiden kulüplerin başkanları ağabeyler olurdu. Güvenilir, sözü geçen, semtin, mahallenin veya ilin ağabeylerinden oluşurdu. Bu kanunla, belli bir bütçenin oluşumuyla meraklılar türemeye başladı tabii. Ağabeyler hakkında kötü şeyler oluşturarak, kahvelerde, basında, çeşitli yerlerde olumsuzluklar oluşturarak, güven sarsarak... 'Bu parayla bu kulübü biz de yürütürüz, ne var bunda' diyerek, parantez içinde biraz da yolumuzu buluruz diyerek, birtakım amigovari insanlar da bu işlere karışınca, özerk futbol yasasından beklediğimizi alamadık. Başkan olan büyük ağabeyler zengin insanlardı. Meclis'ten benim geçirdiğim kanunla oluşturulan havuz sistemi, yayın gelirlerinden nemalanalım diyerek çeşitli gruplar kulüplerin yönetimine talip oldular. Tüfek çıktı, mertlik bozuldu durumu oldu.

                          - Siz kendi bakanlık döneminizde yaptığınız o tarihi kongreyi anlatır mısınız?
                          - Bütün basın mensubu arkadaşlarımız orada olduğu halde, kongrede benim yaptıklarımı kimse yazamamıştı. Yani birisi elini kaldırırdı, indir elini dedim. Söz hakkı vermedim kimseye. Çok demokratik oldu diyemem. Mesela sigara molası veriyordum, bitince alın hepsini içeriye diyordum. Kapılar kapanıyordu ve dışarıda kalanları almıyorum içeri. Kongre bitti ve özerk futbol yasasına böyle geçildi.

                          - Spordan siyasete neden atlamıştınız?
                          - Süleyman Demirel ve Cavit Çağlar'ın isteği ile peki dedim, ama sonra pişman oldum.

                          - Neden?
                          - Ben biraz tembel adamım. Keyfe alışmışım. Sabahları erken kalkamam. Fazla sıkıya gelemem. Ama işim de eksik olmaz. Tam olur, ciddi ve dürüst olur ama herkesin hoşuna gitmeyebilir. Takım oyununda arıza olabilir. Siyaset baktım yüksek tempo gerektiriyor, benimle pek bağdaşmıyor. İstediği zaman kalkıp giden adam, siyasette istenildiği zaman kalkıp gitmek durumunda kalıyor. Bir hayli zorluklar çektim.

                          - Futbol neden bu kadar tartışılır konumda?
                          - İşin içine para girince entrikaları çoğaldı futbolun. Kısırdöngüye girmiş ve çok tartışılır durumda. Sürekli tartışılıyor. Tüm bunların önlenebilmesi için sanırım revizyon yapmak lazım. Bizim amacımız siyaset bu işi çözmesin, karışmasındı, ama şimdi herkes siyasetçinin yanına gidip, siyaseti işin içine çekmeye çalışıyor. 1991'deki bıraktığımız noktaya tekrar dönmeye çalışan çok insan var.

                          - 1997'de Federasyon Başkanlığı adaylığından vazgeçmiştiniz?
                          - Haluk Ulusoy 1997 yılında medyanın isteği ile federasyona benim başkan olmamı istedi. Çünkü bu yayın kargaşası, kanallara verilecek statü tam netleşmemişi. Şenez Erzik istifa etmişti. Edince bir boşluk doğmuştu. O boşluğu kim doldurur, kim otoriterdir? Mehmet Ali Yılmaz'dır diye arkadaşlar düşündüler ama ben aynı zamanda Trabzonspor'un Başkanlığını yapıyordum. Dolayısıyla o dönemde kabul etmedim.

                          - Özerkliğe inancınız ne kadar?
                          - Ben bakanken hakem seçimini de kişilerin inisiyatifinden kurtarmış adamım. Kişilerin iki dudağı arasında olmasın istemişimdir. Federasyon başkanlığı niye istenirdi, hakem atanması için. Ben federasyon başkanı hakem atayamasın istedim. Birtakım hilelerin yapıldığını, paraların yenip çar çur edildiğini, öyle bir kuşku ile bakılmış hale getirilmesidir. Benim zamanlarımda bunlar olmadı, gelirsem olmaz da. Federasyon başkanlığı için tavrım buydu benim.

                          - Ama gene de vazgeçtiniz...
                          - Vazgeçtim ama Abdullah Kiğılı'yı önerdim ben. Onu federasyon başkanı yapalım dedim. Haluk Ulusoy'u da başkan yardımcısı. Mete Kılıç'ı da başkan yardımcısı düşündük. Biri benim inisiyatifimde, biri Beşiktaş'ın inisiyatifinde olarak, Süleyman Seba'nın da iznini alarak, Haluk'u da kendi yakınım olduğu için koydum. Abdullah da bana kızdı hatta. 'Abi böyle olmaz' dedi. 'Bu adamların ikisi de sevimsiz. Bunları pek seven yok'. Swissotel'in lobisinde yaptık bu işi.

                          'Biz beyaz olana da yamyam diyoruz'

                          - Sizin zamanınızda Ogün ve Abdullah gibi çok pahalı transferlere 'hı' deniyordu da, şimdi Fatih Tekke gibi transferlerde Trabzon ayağa kalkıyor. Ne dersiniz? Şehir kişiye göre mi tepki veriyor?
                          - Ben 30 yıldır taraftarların ağabeyleri, babaları, kardeşleri gibiyim. Sokakta beni gördükleri zaman bakışlarından onu hissediyorum. Benim futbolcu sattığım dönemle şimdiki zaman aynı değil. Bu kulübün maliye borcundan dolayı binası verilmiş, halka arz edilmiş, yüzde 25'i satılmış. Sen Fatih Tekke'yi satıp, 7.5 milyon avroyu alıp, kulübü gene kulübün imkanları ile idare edeceksen, sana bizim ihtiyacımız yok kulüp olarak. Bir başka başkan seçeriz o zaman. Biz sana kulübün imkanlarını artıracaksın diye oy verdik. O yüzden tepki göstermişlerdir.

                          - Bir zamanlar Trabzonspor'a transfer ettiğiniz Kevin Campbell için 'yamyam' demiştiniz. Futbol dünyası için bu unutulmaz anekdottan pişman mısınız?
                          - Yenildikten sonra birçok kamera karşılamıştı bizi stattan çıkarken, bir sürü ışık. Yenilmişiz ve bozulmuşuz zaten. Bir sürü kamera, ışıklar, başkan ne oldu? Başkan ne oldu? Ne olacak! Biz de orda söze başlayalım dedik. 'Gol makinesi diye aldık, çamaşır makinesi çıktı. Bu yamyam bizim istediğimiz gibi çıkmadı' demişim. Sonra ırkçı başkan olduk. Çok tepki gördüm. Bütün yabancı televizyonlara derdimi anlatmaya çalıştım. 'Yamyam bizde bu o anlama gelmez. Biz beyaz olana da yamyam diyoruz. Kasıtlı söylemedim' diyorum hâlâ anlamıyorlar. Ne diyecekmişim; 'African black'. Campbell babası gibi bilir beni. Gidiş sebibi de bu değil. Başka bir sebepten dolayı gitti. Trabzon'daki sosyal yaşama uyum sağlayamadı. Hanımı top modeldi. Trabzon'a gelince de nereye çıkacak, nerede alışveriş edecek, o yaşayış tarzından sıkıldı da gitti.

                          'Haluk küçüğümdür, ben ağabeyim'

                          - Haluk Ulusoy federasyon başkanlığına nasıl seçilmişti?
                          - Haluk küçüğümdür, ben ağabeyleriyim. Başkanlık Kiğılı'dan boşalınca Haluk ben adayım dedi. Başkan yardımcısıydı zaten. Adaylığı kolay oldu. Kazandı kongreyi, başkan oldu. Bence 1997 yılından sonra üç sene öncesine kadar gayet yürekli, cesur, iyi işler yaptı. Tartışıldı, ama korkmadı. Daha önce istifa sebebi olan engelleri aştı Haluk. Yardım da ettik.

                          - Sonra çatlak sesler geldi ama...
                          - Sonra dedikodular çıkmaya başladı. Paralar çar çur edildi gibi. O para aldı, bu para aldı, bu maçta şike vardı, bu maçın hakemini başkan atadı, sonucun böyle olmasını istedi, şampiyon Fenerbahçe olsun dedi falan gibi futbola uygun düşmeyen, centilmenlik dışı çok işler yapıldı, yazıldı ve ortalık karmakarışık edildi.

                          - 2004'teki çıkışınız bu yüzden miydi?
                          - Ben kızdım tabii. Orta sahayı bilirsiniz, orta yuvarlak vardır, onun da bir orta noktası vardır. Onun ortasında top ayağımın altında bekliyorum dedim. Şikayetçi olanlar, durumdan memnun olmayanlar, bu işte yolsuzluklar var diyenler, ne diyorlarsa desinler gelsinler beraber çözelim. Benden daha iyi çözen bulamazsınız. Yumruğunu gerektiğinde kuvvetlice masaya vuran başka adam bulamazsınız dedim. 2004'te öyle bir çıkışım oldu. Dedim ben geliyorum, kongre var. Ama hükümet kanunda birtakım değişiklikler yapmış. Anlaşılmaz bir şekle çevirmişler.

                          - Hükümetin desteği yok anlaşılan?
                          - Hükümet desteği istemem zaten. Biz hükümet desteği olmasın diye özerkleştirmiştik. Siyasetçiyken yaptım bunu ben. Benim iki dudağımın arasındayken federasyon.

                          İlkinde 'Nereden girdim bu işe' dediği medyaya Karadeniz'den dönecek

                          Ben Babıâli'de ortalığı karıştırırken, hepsi beni davetlere çağırıp çaktırmadan hırpaladı, aman kurtulayım dedim.

                          - Medya dünyasına küs müsünüz?
                          - Onları zorlayacak herhangi birini oraya sokmamak için karşılarına geçip, dost görünerek kuyunu kazarlar, bir güzel paketlerler seni. Hiç anlamazsın bile.

                          - Medya patronu olarak kendinizin nasıl bir portre çizdiğinize inanıyorsunuz?
                          - '80'li yıllarda bu mücadeleyi veren bendim. Gazetesi olan, bankası olan, inşaat şirketi olan, vergi rekortmeni, 30 yaşlarında, civa gibi adam... Mühendis, Haydarpaşalı ayrıca. Ben ortalığı karıştırırken, yavaş yavaş hepsi beni davetlerine çağırıp, hiç çaktırmadan ufak ufak beni öyle hırpaladılar ki, kendi kendime, 'ben bunlardan kurtulayım' dedim. 'Nereden girdim bu işlere?' dediğim oldu ve bunu açıkça söyleyemedim. Korkumu belli etmedim. Korksak bile Keşanlı Ali gibi içimizde kalmıştır. 80 sonrası öyle bir ortamdan geçtik. İhtilal sonrası gazetecilik çok iyi bir boyutta değildi. Ben o dönemde geldim. Babıâli çalışanlarının yüreklerine su serptim. O gazeteden bu gazeteye geçmenin transferlerin de olabileceğini gösterdim. Onların mesleki haysiyetini yücelttim gibi geliyor bana. Sonra Süleyman Bey'in gel siyaset yapalım teklifine evet dedim.

                          - Geri dönecek misiniz?
                          - Trabzon'da yerel bir gazete var, Karadeniz. Onu bana sattılar. Bir yer aldık, bina yaptık derken radyo, televizyon ve gazete oldu, tabii bölgesel olarak. Ben İstanbul'dayım, ama medyaya İstanbul'dan dönmeyeceğim. Trabzon'dan döneceğim. Ben biraz tembel adamım dedim ya, zamanı tam netleştiremiyorum daha.
                          Türkiye'nin zencileri Trabzon'dan çıkar----------------------------------BUGÜN
                          Trabzonspor şükretmedikçe şampiyon olamaz---------------------------TRABZONSPOR
                          Tüketirsen azalır, üretirsen çoğalır--------------------------------------İÇİN
                          Arslanın sırtlanı çok olur-----------------------------------------------NE YAPTIN?

                          Yorum


                          • - Özgürlük duygusuyla aranız nasıl?
                            - Özgürlükle problemim vardır. Bizim Karadeniz'deki aile yapısında baba kayıtsız şartsız egemendir. Orda pek hukuk, demokrasi geçerli değildir. Ben aslında ailem içinde ablalarım var ama erkeklerin birincisiyim. Çok imtiyazlı olmam gerekirken, o imtiyazı kullanamadım. Annemin yanında ayak ayak üstüne atamamışımdır. Öyle alıştık, onu uygulamaya çalışıyoruz. Tepki alıyoruz tabii.

                            - Çocukluğunuz nasıl geçti?
                            - Trabzon Of'da doğdum. Babam muhtardı. Bir süre sonra İstanbul'a göç etmek zorunda kaldık. Muacir dediğimiz bir aile yaşamımız vardı. Bulunduğumuz köyün şartlarına göre iyi durumdaydık. Ama bir kere evden, evin üst katından düştüm. Çocuklar oynarken beni ittiler. Altı yedi metre yükseklikten kafamın üzerine taşa düştüm. Kafamda küçük bir arıza var zannediyorum. O zamanlar köyde doktor olmadığı için, öğütülmemiş kaya tuzunu kafama sardılar. 20 gün komada yatmışım. 20 gün sonra uyanınca, bana bir ucu mavi bir ucu kırmızı yazan kurşun kalemlerden hediye ettiler, geçti.

                            - Kafanızın farklı çalıştığı muhakkak, onunla nasıl baş ediyorsunuz?
                            - Kafam çalışıyor ama çok da emin değilim. Açgözlü olmadım. Burnum hiç tavana vurmadı. Hep aşağılarda kaldı. Kendimi hiç insanlardan soyutlamadım, hangi kategoride olursa olsun.

                            - Şimdiki Trabzonspor'u nasıl buluyorsunuz?
                            - Birkaç yıldır Trabzonspor'u aceleci ve heyecanlı olarak görüyorum. Trabzonspor dört büyüklerden biri iken şimdi anılmaz durumda olması benim canımı çok sıkıyor. Kanalları akşam açıp bakınca, üç büyüklerin haberi verildikten sonraya kalıyor Trabzonspor. Hazmedemiyorum.

                            - Fenerli olduğunuzu biliyorum, günün birinde Fenerbahçe'nin başında olma olasılığınız var mı?
                            - Son 30 yıldır Fenerbahçeli bir durumum yok. Geçmişte bu çok düşünüldü, konuşuldu ama, Trabzonspor'un başkanı, hele onursal başkanı olduktan sonra bu olmazdı. Bakanlığı da, başkanlığı da yaşamış adamım, yeter.

                            Sabah / Şebnem Akson
                            Türkiye'nin zencileri Trabzon'dan çıkar----------------------------------BUGÜN
                            Trabzonspor şükretmedikçe şampiyon olamaz---------------------------TRABZONSPOR
                            Tüketirsen azalır, üretirsen çoğalır--------------------------------------İÇİN
                            Arslanın sırtlanı çok olur-----------------------------------------------NE YAPTIN?

                            Yorum


                            • galatasaray penaltıdan gol atmış.İzleyenler var mı maçı kara doğrumu?
                              Bir Gün Mutlaka!!

                              Yorum


                              • İzledim. Penaltı penaltı değil. Ümit Kapkaran diyim ben o hırsıza, kendini bıraktı yere. Hakem zaten bu pozisyondan üç beş dakika önce Kayseri'ye vermiş penaltı, bunu vermezse olmaz. Yoksa Ulusoy ne der?

                                Yani Subjektif hakem, federasyon istifa diyorum!
                                Sadece Trabzonspor!

                                Yorum

                                Yükleniyor...
                                X