İlk olarak sanatik tarafından gönderildi
Gönderiyi görüntüle
ilk defa farkediyorum bu yazari. mükemmel özetlemis olup bitenleri:
Halının altı kirli!
Yazan: Çiğdem Oflu
2010-2011 sezonunda çalınan sadece kupa değildi. Çalınan sadece kursağımızda bırakılan sevincimiz de değildi. Kaybedilen maddi kayıplar da bir kenara. Biz belki de gelecek birkaç sezonda kazanacağımız şampiyonlukları da kaybettik böylece. "Bu yıl da şampiyon olamayacağız" diyerek vefat eden Mustafa amcalarımız oldu bizim. Canlar gitti Trabzonspor sevgisiyle. Fenerbahçe'yle oynanan kupa finalinde sebepsiz yere Trabzonspor taraftarına sıkılan gazın bile arka planında çözümlenemeyen bu sürecin etkisi vardı. Kaldı ki o sabah evlerine dönerken trafik kazasında yine gencecik taraftarlarımızı kaybettik. O muhteşem kadromuz da dağıldı. Ve 3 Temmuz'un ardından şike süreci her gün programlarda, sokaklarda, evlerde konuşuldu konuşuldu konuşuldu.
***
Helâl olsun Trabzonspor taraftarına ki yöneticilerinin vurdumduymazlığına, ilgisizliğine rağmen çabasından vazgeçmedi. Trabzonspor taraftarının ve desteğini esirgemeyen diğer takım taraftarlarının tek isteği vardı "kupa" değil, "Adalet" ! Böylece binlerce şikayet maili UEFA'ya gönderildi ve o maillerin gerçekten adalet mücadelesi adına önemli katkıları oldu. Platini'nin, bu konudan Mehmet Ali Aydınlar'a bahsetmiş olması da bunu gösteriyor.
***
Bu süreçte Fenerbahçe yönetimi ne yaptı ? Kendi taraftar kitlesini yanlışa sürüklemekten başka bir şey yapmadı. Taraftarlarının bir kısmı Aziz Yıldırım'dan utanırken bir kısmı Aziz Yıldırım'ın arkasında durmaya devam ediyordu. Şikenin yapılmadığına inanan insanlar vardı hâlâ. Demek ki o kadar güveniyorlardı yöneticilerine. Yazık değil mi bunca taraftarın arma sevgisiyle oynanması ? Düğümü çözmeyerek ve suçları kabullenmeyerek, olayların sebeplerini hayali canavarlara yükleyerek ve hatta TFF ile birlikte örtbas etmeye çabalayarak nereye varabileceğini sanıyordu ki bu süreçte katkısı olan tüm insanlar ? Kendi taraftarını bu duruma sürükleyen bir başkan, nasıl oldu da Fenerbahçe gibi bir kulübün başında durabildi bunca zaman inanamıyorum. Görmedim, duymadım, bilmiyorum, halı altına süpürdümcü bir TFF hiç mi vicdanının sesini duymuyor? " Ülke futbolunu ne hale geldi" diye hiç mi endişelenmiyor? Gerçi Mehmet Ali Aydınlar da TFF yönetimindeyken "Delil Yok " diyerek pek de farklı bir tutum sergilememişti. Fenerbahçe'nin daha az zarar görmesi adına çabaladığı kesin. Oysa odak noktası "Fenerbahçe" değil, "Türk Futbolu" olmalıydı. Gerekirse Fenerbahçe başkanlığına aday olabileceğinin de sinyallerini verdi. Aslında bu basın açıklamasının tek sebebi bu olsa gerek: "Ben Fenerbahçe için elimden geleni yaptım ve yapmaya da devam edebilirim"
Gerçekten de Fenerbahçe adına elinden geleni yapmış, 15 Ağustos'ta Şampiyonlar Ligi öncesinde bir basın açıklamasında: "Kendine güvenmeyen Avrupa maçlarına katılmasın" diyerek uyarısını da yapmıştı. "Fenerbahçeliliğin gereği Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne gitmemesinden geçiyor." diyerek aslında durumu özetlemişti. Bunlar doğru adımlardı, fakat hatası şuydu: Bulunduğu koltuk Fenerbahçe'yi kayırma koltuğu değildi, her takıma eşit mesafede durması gereken bir koltuktu. Şampiyonlar Ligi'ne Trabzonspor'un katılacağını duyduğunda "Ama onlar da şüpheli" diyerek reaksiyon vermiş, fakat Fenerbahçeli yetkililerle yapmış olduğu uyarı toplantılarını Trabzonspor'la yapmamıştı. Nihat Özdemir ve Ali Koç'u Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne katılmaması yönünde ikna gereksinimi duymasına rağmen Trabzonspor'la böyle bir konuşma yapmaması yine yanlılığını gösteriyordu ne yazık ki. Ve sonuçta UEFA, Trabzonspor adına bir şüphe duymadan onu Şampiyonlar Ligi'ne kabul ediyordu. Mehmet Ali Aydınlar'ın anlamadığı şuydu: Bu ekstra bir hak değil, bu zaten Trabzonspor'un çalınmış olan hakkının sadece bir kısmının iadesiydi.
***
Olayların FİFA'ya uzaması, TFF'nin diretmeye devam etmesi ülke futbolunu iyice lekeleyeceğe benziyor. Bu leke temizlenmedikçe yüzümüze vurulmaya ve ülkemiz adına kayıplara sebep olmaya devam edebilir. 2020 Olimpiyatları elemelerinde Japonya Başbakanı Shinzo Abe'nin: "Bizde şike ve doping yok" sözü sert bir tokattı. Ben ülkemin, dünya gözünde bu kadar itibarsızlaştırılmasının, ardından şike sürecinin, inatla verilmeyen cezaların ve çocuk kandırırcasına yapılan örtbasın, ayrıca gençler gözünde yaşanan bu olayların giderek olağanlaşmasının tehlikeli olduğunu düşünüyor ve temiz futbolsever herkes gibi utanıyorum. Ülkemizin kaderi bu kadar ucuz oyunlara terk edilmemeli.
***
Temiz futbol izleyemeyeceksek ne anlamı var ki 22 adamın yeşil sahada oradan oraya koşmasının. Bırakalım Fenerbahçe yanına bir iki İstanbul takımı alsın, hatta bırakalım şike yapılmak ve üzeri "üstün gayret"lerle kapatılmak zorunda kalmasın o zaman. Kural koysunlar tek yıllarda Fenerbahçe çift yıllarda da diğer takımlar anlaşıp şampiyon olsunlar. Ve bence Trabzonspor'un puanını silsinler ya da o seneyi yok sayalım, hatta birkaç lig birden düşelim biz en iyisi. Bu kadar çıkmış olamaz çivisi adaletin. Gülemiyorum bile.
***
Özetle derdi Fenerbahçe'nin başına geçmek ama onu Aziz Yıldırım gibi emelleri doğrultusunda değil gerçekten severek yönetmek isteyen Mehmet Ali Aydınlar'ın, TFF'deyken taraftarı olduğu takımın çıkarlarını korumak adına adaletli davranmadığını düşünüyorum. Şu an yapılan açıklamalar hiçbir şeyi aydınlatmıyor, aksine karanlığı daha çok gün yüzüne çıkarıyor bence.
Halının altı kirli.
http://www.ajansspor.com/yazarlar/ci...ansspor_sagust
Halının altı kirli!
Yazan: Çiğdem Oflu
2010-2011 sezonunda çalınan sadece kupa değildi. Çalınan sadece kursağımızda bırakılan sevincimiz de değildi. Kaybedilen maddi kayıplar da bir kenara. Biz belki de gelecek birkaç sezonda kazanacağımız şampiyonlukları da kaybettik böylece. "Bu yıl da şampiyon olamayacağız" diyerek vefat eden Mustafa amcalarımız oldu bizim. Canlar gitti Trabzonspor sevgisiyle. Fenerbahçe'yle oynanan kupa finalinde sebepsiz yere Trabzonspor taraftarına sıkılan gazın bile arka planında çözümlenemeyen bu sürecin etkisi vardı. Kaldı ki o sabah evlerine dönerken trafik kazasında yine gencecik taraftarlarımızı kaybettik. O muhteşem kadromuz da dağıldı. Ve 3 Temmuz'un ardından şike süreci her gün programlarda, sokaklarda, evlerde konuşuldu konuşuldu konuşuldu.
***
Helâl olsun Trabzonspor taraftarına ki yöneticilerinin vurdumduymazlığına, ilgisizliğine rağmen çabasından vazgeçmedi. Trabzonspor taraftarının ve desteğini esirgemeyen diğer takım taraftarlarının tek isteği vardı "kupa" değil, "Adalet" ! Böylece binlerce şikayet maili UEFA'ya gönderildi ve o maillerin gerçekten adalet mücadelesi adına önemli katkıları oldu. Platini'nin, bu konudan Mehmet Ali Aydınlar'a bahsetmiş olması da bunu gösteriyor.
***
Bu süreçte Fenerbahçe yönetimi ne yaptı ? Kendi taraftar kitlesini yanlışa sürüklemekten başka bir şey yapmadı. Taraftarlarının bir kısmı Aziz Yıldırım'dan utanırken bir kısmı Aziz Yıldırım'ın arkasında durmaya devam ediyordu. Şikenin yapılmadığına inanan insanlar vardı hâlâ. Demek ki o kadar güveniyorlardı yöneticilerine. Yazık değil mi bunca taraftarın arma sevgisiyle oynanması ? Düğümü çözmeyerek ve suçları kabullenmeyerek, olayların sebeplerini hayali canavarlara yükleyerek ve hatta TFF ile birlikte örtbas etmeye çabalayarak nereye varabileceğini sanıyordu ki bu süreçte katkısı olan tüm insanlar ? Kendi taraftarını bu duruma sürükleyen bir başkan, nasıl oldu da Fenerbahçe gibi bir kulübün başında durabildi bunca zaman inanamıyorum. Görmedim, duymadım, bilmiyorum, halı altına süpürdümcü bir TFF hiç mi vicdanının sesini duymuyor? " Ülke futbolunu ne hale geldi" diye hiç mi endişelenmiyor? Gerçi Mehmet Ali Aydınlar da TFF yönetimindeyken "Delil Yok " diyerek pek de farklı bir tutum sergilememişti. Fenerbahçe'nin daha az zarar görmesi adına çabaladığı kesin. Oysa odak noktası "Fenerbahçe" değil, "Türk Futbolu" olmalıydı. Gerekirse Fenerbahçe başkanlığına aday olabileceğinin de sinyallerini verdi. Aslında bu basın açıklamasının tek sebebi bu olsa gerek: "Ben Fenerbahçe için elimden geleni yaptım ve yapmaya da devam edebilirim"
Gerçekten de Fenerbahçe adına elinden geleni yapmış, 15 Ağustos'ta Şampiyonlar Ligi öncesinde bir basın açıklamasında: "Kendine güvenmeyen Avrupa maçlarına katılmasın" diyerek uyarısını da yapmıştı. "Fenerbahçeliliğin gereği Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne gitmemesinden geçiyor." diyerek aslında durumu özetlemişti. Bunlar doğru adımlardı, fakat hatası şuydu: Bulunduğu koltuk Fenerbahçe'yi kayırma koltuğu değildi, her takıma eşit mesafede durması gereken bir koltuktu. Şampiyonlar Ligi'ne Trabzonspor'un katılacağını duyduğunda "Ama onlar da şüpheli" diyerek reaksiyon vermiş, fakat Fenerbahçeli yetkililerle yapmış olduğu uyarı toplantılarını Trabzonspor'la yapmamıştı. Nihat Özdemir ve Ali Koç'u Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne katılmaması yönünde ikna gereksinimi duymasına rağmen Trabzonspor'la böyle bir konuşma yapmaması yine yanlılığını gösteriyordu ne yazık ki. Ve sonuçta UEFA, Trabzonspor adına bir şüphe duymadan onu Şampiyonlar Ligi'ne kabul ediyordu. Mehmet Ali Aydınlar'ın anlamadığı şuydu: Bu ekstra bir hak değil, bu zaten Trabzonspor'un çalınmış olan hakkının sadece bir kısmının iadesiydi.
***
Olayların FİFA'ya uzaması, TFF'nin diretmeye devam etmesi ülke futbolunu iyice lekeleyeceğe benziyor. Bu leke temizlenmedikçe yüzümüze vurulmaya ve ülkemiz adına kayıplara sebep olmaya devam edebilir. 2020 Olimpiyatları elemelerinde Japonya Başbakanı Shinzo Abe'nin: "Bizde şike ve doping yok" sözü sert bir tokattı. Ben ülkemin, dünya gözünde bu kadar itibarsızlaştırılmasının, ardından şike sürecinin, inatla verilmeyen cezaların ve çocuk kandırırcasına yapılan örtbasın, ayrıca gençler gözünde yaşanan bu olayların giderek olağanlaşmasının tehlikeli olduğunu düşünüyor ve temiz futbolsever herkes gibi utanıyorum. Ülkemizin kaderi bu kadar ucuz oyunlara terk edilmemeli.
***
Temiz futbol izleyemeyeceksek ne anlamı var ki 22 adamın yeşil sahada oradan oraya koşmasının. Bırakalım Fenerbahçe yanına bir iki İstanbul takımı alsın, hatta bırakalım şike yapılmak ve üzeri "üstün gayret"lerle kapatılmak zorunda kalmasın o zaman. Kural koysunlar tek yıllarda Fenerbahçe çift yıllarda da diğer takımlar anlaşıp şampiyon olsunlar. Ve bence Trabzonspor'un puanını silsinler ya da o seneyi yok sayalım, hatta birkaç lig birden düşelim biz en iyisi. Bu kadar çıkmış olamaz çivisi adaletin. Gülemiyorum bile.
***
Özetle derdi Fenerbahçe'nin başına geçmek ama onu Aziz Yıldırım gibi emelleri doğrultusunda değil gerçekten severek yönetmek isteyen Mehmet Ali Aydınlar'ın, TFF'deyken taraftarı olduğu takımın çıkarlarını korumak adına adaletli davranmadığını düşünüyorum. Şu an yapılan açıklamalar hiçbir şeyi aydınlatmıyor, aksine karanlığı daha çok gün yüzüne çıkarıyor bence.
Halının altı kirli.
http://www.ajansspor.com/yazarlar/ci...ansspor_sagust
Olimpiyatlarda şikeyi gözümüzün içine soktuklarından dolayı
Bundan utanıp işi çözeceği yerde, hala birileri halının altına pislikleri yığmaya devam ediyor.
UYANIN EY SİYASİLER
BIRAKIN ARTIK EMEK HIRSIZLARINI KORUMAYA
HAKKIYA HAKKINI TESLİM ETMEZ, HIRSIZLARI CEZALANDIRMAZSANIZ
7 gollük Şampiyonlar ligi maçları heyecanından hepimizi yoksun bırakacaksınız.
Yorum