Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Şike Davası | Şike Tescillendi! UEFA, CAS ve İFM Onadı!

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • Tahminimi söyliyim,

    Marttaki seçime kadar bu işi askıda bırakacaklar,

    CAS gerekçeli kararı, şb kongresi, yargıtay kararlarını bekleme vs. bu beklemenin sebepleri diyorum.

    Etrafımdaki şbliler bile seçimlere kadar gider bu iş, Tayyip şblilerin oyunu kaybetmek istemez diyorlar.

    Gerisini siz düşünün.

    LANET OLSUN BU KİRLİ OYUNUN PİYONLARINA
    2010-2011 SEZONU SÜPER LİG ŞAMPİYONU
    82 HELAL PUANLA
    TRABZONSPOR

    Yorum


    • Bıktım beklemekten artık şu aziz ve saz arkadaşlarının men cezaları ne zaman açıklanacak!!
      Gazi Mustafa Kemal Atatürk

      Yorum


      • İlk olarak onuR AKYÜZ tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
        Bu ülkede başına hiçbir şey gelemeyecek 3 isim var sanırım.

        G.Gümüşdağ, E. Belözoğlu, S. Demirel
        Hocam bir çırpıda 10 kişi daha sayarım. "Bu ülkede başına hiçbir şey gelemeyecek" diye nitelediğin zaman liste bu kadar kısa olmaz.

        Yorum


        • Beyaz tv..Maa konusması konusuluyor....sinan e. 2011 de fenevin kolay mac kazanmadıgını soyleyip ,guya bileginin hakkıyla aldı macları demeye getiriyor...
          şike alemine meze olmayacağız..!!

          Yorum


          • el salvador federasynu bile mıllı falan takmıyor verıyor cezayı,bızım ülke kadar pısliği halının altına süpüren aşağılık ülke yoktur,köpekler bıle yattığı yerı pısletmıyor allah cezanızı versın.

            Yorum


            • Ynt: Şike Davası | Şike Tescillendi CAS Onadı!!! Fb: 2, Bjk: 1 Yıl Avrupa'dan Men!

              Şu Sinan Engin kadar nefret ettiğim bir yorumcu yok ! Bir bu birde gözlüklü bir kel vardı unuttum adını suratsız herifin
              # Fırtınam bu yolda hep seninle !


              Yorum


              • sınan engin azız yıldırımın köpeğidır,köpekler anca afkurur,sabrınıza hayranım doğrusu,bu köpeği neden dinlıyorsunuz.

                Yorum


                • Benim ömrüm tükendi ama süreç tükenmedi.
                  Haksızlık aynen devam.
                  Hırsızlık aynen devam.
                  Arsızlık aynen devam.
                  Kirlilik aynen devam.
                  Yalakalık aynen devam.
                  Soysuzluk aynen devam.
                  Bitmeyecekler. Bitmediler. Bitmezler.
                  Bizim neslimiz tükenir onlar yine bitmezler.

                  Yorum


                  • Bütün samimiyetimle söylüyorum.Şİke sürecinden sonra hiç bir spor programını izlemedim,ömrümün geri kala kısmında da izleyeceğimi sanmıyorum.
                    Siz de izlemeyin,sinirinizi bozmayın derim....

                    Bırakın afkursunlar.....
                    Arafilboylu

                    Ve mikrofonlarımız Avni Aker'de...

                    Yorum


                    • İlk olarak Şenol Dayaloğlu tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                      Beyaz tv..Maa konusması konusuluyor....sinan e. 2011 de fenevin kolay mac kazanmadıgını soyleyip ,guya bileginin hakkıyla aldı macları demeye getiriyor...
                      Şu Sinan köpeği hep aleyhimizde konuşuyor, yani alınteri hırsızlarını savunuyor dürzü
                      2010-2011 SEZONU SÜPER LİG ŞAMPİYONU
                      82 HELAL PUANLA
                      TRABZONSPOR

                      Yorum


                      • Bir Çöküşün Şifreleri ve Aziz Yıldırım Stratejisi
                        Hande Hasret Baş |
                        Okuyucuya not: Aziz Yıldırım'ın karaladığı ve kamuoyuna hedef gösterdiği insanları bir hatırlayın. Başarılı bir işte imzası olmayan herhangi bir örnek gösterin. Eğer bulabildiyseniz, yazının gerisini okumayın.

                        ********

                        Geçtiğimiz günlerde ibretlik bir basın toplantısı yaptı Mehmet Ali Aydınlar. Aslında son üç yıldır ona ulaşmaya, ve basın toplantısında belirttiği bir çok konu hakkında bizzat kendisinden onay alarak yazmayı çok istemiştim. Kendisinden bire bir duymasam da, çevresinden bana gelen mesajlar, herhangi bir açıklama yapmayacağı, zamanı gelince herkesin herşeyi öğreneceği ve bir müddet bu konulardan uzak kalmak istediği yönündeydi.

                        İyi ki ben yazmamışım. Çünkü basın toplantısında belirttiği bazı konular, benim bile bu kadarını beklemediğim gerçeklerdi. Eğer bu bilgileri ben yazsaydım, ne tarafsız kalabilirdim, ne de o kadar soğukkanlı ve profesyonel.

                        Basın toplantısının ne kadar özenli, açıklayıcı ve şeffaf olduğunu yazmama gerek yok. Herhangi bir görüş farkı ayırt edilmeksizin, 80'nin üzerinde rekor bir sayıda medya mensubu davet edilmişti. Ama bana göre bu basın toplantısının en büyük özelliği, yine rekor sayıda milyonlarca insanın üç yıldır nasıl aldatıldığının ispatıydı.

                        Aslında izlediğimiz şey, bir basın toplantısından çok, çöküş dönemi evreleri gibiydi. Son üç yılı ilk defa bu kadar şeffat ve akıllarda soru işareti bırakmayacak şekilde, bir film şeridi gibi izledik. Yalan o kadar fazlaydı ki, şu an bile aklımda tutup tutamayacağım endişesi ile yazıyorum.

                        YALAN 1:

                        - Uefa'nin - 1 yıl kendiniz çekilin- mektubunu hepimiz kendi gözlerimiz ile okuduk. Sürecin en başına gidelim şimdi. Hatırlarsanız, bu mektup kulüp tarafından yalanlanmıştı. Böyle bir mektubun yollanmadığını, kendilerine böyle bir bilginin gitmediğini, Fenerbahçe'yi UEFA'ya tamamen TFF ve Mehmet Ali Aydınlar'ın göndermediği söylenmişti.

                        Sonra ne oldu ?

                        -Uefa, Fenerbahçe'yi 2 yıl men etmeden önce aldığı savunmada, yöneticiler bu mektubu UEFA Tahkim Kurulu'na gösterip,

                        -Hani bizi sadece bir yıl men edecektiniz? sorusuyla savunma yaptılar.

                        Tam 1.5 yıl sonra, böyle bir mektubun olduğunu ve kulüp yönetiminin de bu mektuptan haberi olduğunu öğrenmiş olduk.

                        GEREKÇE 1

                        Bu yalan o dönemde tamamen hedef göstermek için atıldı. Çünkü o döneme kadar bütün taraftarı, temiz olduğumuz konusunda o kadar inandırmışlardı ki, kalkıp da;

                        "Bu yıl kendi isteğimiz ile çekiliyoruz" gibi bir açıklama ile taraftarın karşısına çıkamazlardı.

                        ÇIKAN SONUÇ 1

                        Kulüp menfaati düşünülse idi, bu açıklamadan bugün bile haberimiz olmaz ve o yıl kendi istediğimiz ile çekilmiş olurduk. O dönemde halen içerde olan yöneticileri kurtarmak için, kulüp menfaati, tereddüt bile edilmeden geri çevrildi.

                        YALAN 2

                        Nam-ı değer Cas süreci. Bu davayı aslında açmak zorundaydılar. Önce davanın ülke menfaatleri için çekildiği, sonra altında Yıldırım'ın imzasının olmadığı, sonra da halen daha neden çekildiği hakkında bir bilgilerinin olmadı söylendi.

                        Dipnot: Günümüzde hala daha bu davanın neden çekildiğini bilen bir kul yok.

                        GEREKÇE 2

                        GEREKÇE 1 'de ki gibi yine -temiziz- politikasına ihanet etmiş gözükmemek için önce bu dava açıldı. Aslında açmayı bile düşünmüyorlardı. Çünkü en başından beri, kazanamayacağımız zaten kendilerine söylenmişti. Ama açmış gözükmek için, önce taraftarın bir kez daha güvenini kazandılar, ve onları daha da cesaretlendirip kendilerine ciddi bir kamuoyu desteği yarattılar. Belki hatırlarsınız; anadoludan otobüs seferleri ile Metris'e , Çağlayan'a düzenlenen seferleri.

                        ÇIKAN SONUÇ 2

                        Burada hem kulüp menfaati, hem de insanların güvenleri yerle bir ediliyor. Bakın burada koruma altına alınan sadece bir kişi var.

                        Kulübün resmi sitesinden yapılan ilk açıklama:

                        "Bu kararın alınmasında başkanımız Aziz Yıldırım'ın imzası yoktur".

                        Sanırım daha fazla yorum yapmaya gerek yok.

                        YALAN 3

                        58. madde. Bu maddenin değiştirilmesini kesinlikle istemiyordu(?) yöneticiler. Ne diyordu 58. madde ?

                        1- Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek yasaktır. Teşvik primi verilmesi de bu kapsamdadır.

                        a) Yukarıda belirtilen ihlalleri gerçekleştiren kişilere sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir.

                        Sonra ne oldu ?

                        58. madde büyük bir çoğunlukla kabul edildi ve değiştirildi. Bir de üstüne 105. madde eklendi. Yani cezaların 5 yıla kadar ertelenebileceği maddesi eklendi.

                        Yönetimin, medyaya farklı, kulislere farklı konuşduğu ortaya çıktı. Zaten bu iddia da hiç bir zaman yalanlanmadı.

                        GEREKÇE 3

                        Türk futbolu kurtarmak (!) diyelim biz buna şimdilik.

                        ÇIKAN SONUÇ 3

                        İşte çöküş döneminin en ağır faturasıdır aslında bu. UEFA gönderdiği son mektupta bu madde ile ilgili açık ve net olarak, TFF'nin gerekli cezaları vermesi durumunda 1 yılda mutabık kaldığını resmen ilan etmiş ve bu yönde bir karar alınması durumunda davanın kapanacağını beyan etmişti. Ve biz bu mektubu daha bir kaç gün önce öğrendik.

                        Bu mektuptan kulübün de haberi olmasına rağmen, bilinçli bir şekilde maddenin değiştirilmesine göz yumuluyor. Çünkü o yıl ceza alsak ve puanımız silinse, dolaylı yönden yöneticilerin suç işlediği sabitlenip, 1 yıldan 3 yıla kadar hak mahrumiyeti cezası almaları sağlanacaktı.

                        Zamana oynayıp, kişilere verilecek cezayı 5 yıla kadar ertelemek gibi harika bir fırsatı kaçırmamayı, bu camiaya ağır bir leke vurmaya tercih ettiler.

                        YALAN 4

                        Kulisler. Kim ihtimal verirdi ki; UEFA ile görüşmek için Mehmet Ali Aydınlar'ın Fenerbahçe yönetime yardım ettiğine, hatta bizzat bunun için çaba gösterdiğine.

                        Yönetim, her geçen gün sosyal medyada binbir türlü hakarete, bedduaya maruz bıraktığı Aydınlar'dan, Platini'den randevu alması için ricada bulunuyor. Ama ricada bulunduğu bu dönemde onu hedef göstermekten de geri durmuyor.

                        Bunu net bir dille neden yazıyorum? Çünkü bu konu hakkında da kulüpten hiç bir yalanlama gelmedi.

                        YALAN 5

                        Aziz Yıldırım: " UEFA Tahkim Kurulu'nun Kulübümüzün 2 yıl süreyle UEFA müsabakalarından men yönündeki kararın yürütmesi CAS tarafından durdurulmuştur. Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nde mücadele etmeye devam edecektir. "

                        DİĞER YALANLAR

                        Bu yalanlar, ileride gün yüzüne çıkacak yalanlardır. Bir düşünün; 80'in üzerinde medya mensubunun davet edildiği, 10'un üzerinde kanalın canlı yayınladığı ve milyonlarca kişinin televizyonlardan takip ettiği bir basın toplantısından sonra, Fenerbahçe gibi koca bir camiayı temsil eden yönetim kurulunun yaptığı duyuru, şimdiye kadar nasıl bir yalanın içinde olduğumuzun açıt ve net kanıtıdır aslında.

                        Kulübün yaptığı açıklamada, basın toplantısında bahsedilen hiçbir konu ile ilgili yalanlama gelmedi. Ve eminim ki, bu iddiaları yalanlamalarını isteyen milyonlarca taraftar vardı. Bu zamana kadar buna alıştırılmışlardı çünkü. Basın toplantısında bahsedilen konularla ilgili bir açıklama ya da yalanlama beklerken, yapılan duyuru o kadar pişkince ve vahimdi ki, artık sinirlerimizin yerini endişe almaya başladı. Nerdeyse Venezuela spor ajansının bile yer aldığı basın toplantısı, bir de yanlı bir basın yayınıymış gibi yedirilmeye çalışılmış duyuruda.

                        Daha bir kaç ay önce canlı yayında milyonlarca insanın gözü önünde, insanların evlat acılarını kullanarak, şahsi manipülasyonuna malzeme eden Aziz Yıldırım, bugün bunu bile inkar edebiliyor. "Minnet" ve "Vefa" diye taraftarın önüne sunduğu bu olayın bile, aslında YALAN olduğunu öğrenmemize rağmen.

                        (Sponsorluk anlaşması Ekim 2006'da imzalanmış, malum olay Nisan 2007'de yaşanmış.)

                        AZİZ YILDIRIM'IN STRATEJİSİ

                        Yıllarca tek lider olmasının nedenleri:

                        Aziz Yıldırım öncelikle çok iyi bir analizcidir. Potansiyel başarı ve gücü olan herkesi çok iyi ayıklar ve kendine çeker. Önce o başarılardan faydalanır, bunu çok iyi kullanır. Zamanla o kişideki potansiyel, başkaları tarafından da fark edilmeye başlandığı zaman yavaşça strateji oluşturmaya başlar. En büyük silahı da "Ters Karalama Politikası" dır.

                        Ters Karalama Politikası: Kendi kusur ve hatalarını, başkasına yapıştırma. Klasik bir tabir ile "Kişi kendinden bilir" felsefesinin daha genişletilmiş ve kesin yorumla -öyledir- ibaresi verilmiş halidir.

                        Yıllar önce Sadettin Saran'ı bir canlı yayında, kongre üyelerini parayla satın aldığı ve kendisine çevre oluşturduğunu söyleyerek, kamuoyuna hedef göstermişti. Bugün Fenerbahçe kongresinin potansiyeline baktığınızda, yıllar önce neden bu şekilde açıklama yaptığını çok iyi anlarsınız.

                        Bu politikaya kurban giden bir sürü örnek var;

                        Daha önceki örnekten gidelim. Sadettin Saran'ı transferde sahte imza kullandı iddiası ile ihraç ettiren Aziz Yıldırım, bakın Hakan Bilal Kutlualp'i de hangi sebepten ihraç ediyor ?

                        -Kulübün 2009 yılı faaliyet raporunda bulunan mali tabloların, raporlarda yer aldığı gibi denetleme firması Deloitte'in onayından geçmediği ve onay imzalarının da sahte olduğunu söyleyen Kutlualp, bu açıklamalarından dolayı ihraç ediliyor.

                        Dipnot: Yıllar sonra Hakan Bilal Kutlualp açtığı davayı kazandı ve kulübün mali tablolarındaki imzanın sahte olduğu mahkemece onaylandı.

                        Volkan Ballı ve Önder Özen -taraftarlarla yakın ilişkilerde bulunuyorlar, onlarla iyi geçinip kendilerine taraftar çevreleri oluşturuyorlar - suçlamalarına maruz kaldı, kulüpten küstürüldü.

                        Özellikle 2008'de Avrupa arenasında gösterdiğimiz başarıya kadar, Türk Futbol tarihinde Volkan Ballı ve Önder Özen gibi kaç menajer veya kaç yardımcı antrenörün adı biliniyordu ?

                        Keza, Mehmet Ali Aydınlar için, voleybol şubesindeki başarılarına değinen Yıldırım yine aynı programda aynı politikayı kullanıp, şunları söylemişti;

                        "Voleybol takımının başarılarını kendi yapmış gibi övünüyordu, bu da takımın motivasyonunu bozuyordu".

                        Bu örneklerden daha sayısız isim verebilirim. Yıllarca bu politikayı izledi Aziz Yıldırım. Aslında kendisine ait olan bütün bu karakter betimlemelerini, profesyonel bir yöntemle, etrafındaki potansiyel başarı gördüğü insanlara yapıştırdı.

                        Ve ne yazık ki biz yıllardır böyle bir zihniyet tarafından yönetiliyoruz. Bizi UEFA'da, Cas' da bu zihniyet savundu ve biz bu zihniyetin hatalarının bedelini ödüyoruz.

                        Muhalet kesimi ne planlıyor ya da planlıyor mu bilmiyorum ama, böyle bir camiayı böyle bir zihniyetten kurtarmanın artık fazlasıyla gerekli olduğu su götürmez bir gerçek. Verilen af sözünün halen daha tutulmaması, ısrarla gündem değiştirme arayışları ve bu kadar net örneklere rağmen hala daha belli bir kesimin Aziz Yıldırım propagandası yapması, ne yazık ki Türk yargısının adaletine olan güvenimin, mevcut kongrenin adaletinden çok daha fazla olmasını sağlıyor.
                        Eski kullanıcı adım:Nurver

                        Yorum


                        • İlk olarak Orkun Özkaya tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                          Hocam bir çırpıda 10 kişi daha sayarım. "Bu ülkede başına hiçbir şey gelemeyecek" diye nitelediğin zaman liste bu kadar kısa olmaz.
                          Doğru söylüyorsun abim. Ben mevzuuyu futbola indirgeyeyim madem.

                          Şu küçük enişte, şike baronu Göksel ve E. Belözunoğlu'nun dokunulmazlıkları gerçekten enteresan.
                          10-Abdülkadir Ömür

                          ----------8---------

                          Yorum


                          • şu ogüne iyice gıcık oldum fatih terim hakkında eleştri yaparken dikkat etmek lazımmış..onun ismi fatih terimmiş..

                            helal olsun fenerli Abdülkerim her hocayı eleştrirken saygılı olmalı..

                            Abdülkerim Trabzonsporlular haklı diyor maa eğer fenerliysen şike olayı ortaya çıktığında istifa et bu işlere hiç girme diyor..
                            samanyolu yerine rafet el romanın şampiyonluk için yazdığı şarkısı söylenebilir:..metehants

                            Yorum


                            • İlk olarak HOPA'LI TS'Lİ tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                              Şu Sinan köpeği hep aleyhimizde konuşuyor, yani alınteri hırsızlarını savunuyor dürzü
                              adam hayatını kopek olarak yasadı. normal insan olamaz.
                              her daim birilerine kopekti
                              13 Vitor Hugo

                              Yorum


                              • İlk olarak Ertan 51 tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                                Kızgınlıkla falan söylemiyorum,
                                şike sürecinde öğrendim ki dünyada bizim ileri gelenlerimizden daha aşağılık insanlar yokmuş,
                                şu dalgasına konuştuğumuz Papua Yeni Gineydi,üstteki El Salvador'du,hatta o muz cumhuriyeti neresiyse orası bile bizimkilerden daha onurludur,daha adildir,daha adamdır,daha kul hakkı düşünüp yemiyenlerdir.Yemin etsem vebale girmem heralde bizimkilerden alçağı yok.

                                El Salvador'lu mümin kardeşlerime selam yoluyorum:
                                bizim münafıklara da ettiğinizi bulun diyorum.
                                aman kardesim ne yapıyorsun
                                senin baskanının o asagilik dedigin insanlara yaranacam diye yapmadigi yok
                                13 Vitor Hugo

                                Yorum

                                Çalışıyor...
                                X