Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Yaşayan Efsane: Karadeniz

Daraltma
X
  •  
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • Yaşayan Efsane: Karadeniz

    Bundan evvelki imzamdan, Trabzonlu olmadığımı biliyorsunuz. Karadenizli de değilim. Ama dillere pelesenk olan, "Karadeniz Mizah Gücü"nü her daim yaşadım, tattım. En son da bu forumda. "Ne Dediler, Ne Demeliler?" köşesi, hepinizde var olan mizah güdüsünün ortaya çıkmasına güzel bir vesile oldu. Başka bir forumda, kendi kendisyle bu kadar dalga tgeçen bir taraftar topluluğu bulamazsınız. İnsanın kendi kendine dalga geçebilmesi de, kendisiyle barışık bir kişiliği olduğunu gösterir.

    Bu köşede, Trabzonlu olsun olmasın, Karadenizliler'le yaşadığım "fıkra gibi" hatıralarımı anlatacağım. Sizlerden de bu tür hatıralarınızı rica edeceğim.
    -"Bana göre Aykut Kocaman ve öğrencileri şike yapmadı."
    -"Burada klima yok mu?"
    -"Renklerin en güzeli siyah-beyaz."

    Kadem bastın gönül tahtıma a sultânım, safa geldin.

    (Gel 7 Eylül 2026 gel)

  • #2
    Kolonya

    Bu ilk hikayemi daha evvel "Günün Eğlencesi" başlığında anlatmıştım. Bilenlere ikinci baskı olacak ama, ne yapalım?

    Ben yedi sekiz defa çeşitli vesilelerle Trabzon'a gitmiş biriyim. Bu gidişlerimin birinde, annemin devamlı çantasında bulundurduğu yassı ve yuvarlak şişeli cep kolonyası kayboldu. Yeni bir tane almaya karar verdik. Ama enteresandır, Trabzon'da o tür bir kolonya bulamıyorduk. Ne kadar eczane, bakkal, market dolaştıysak, nafile.

    Artık ümidi kesmiş bir şekilde, köhne bir bakkalın önünde bekleyen altmış yaş civarında sakallı bir hemşerinize sordum:

    -"Küçük cep kolonyası var mı?"

    -"A bele yuvarlak? (İki elinin baş ve işaret parmaklarını yuvarlak yaparak)"

    -"Evet."

    -"Saat kapağu cibi."

    -"Tamam işte o."

    -"Yok."
    -"Bana göre Aykut Kocaman ve öğrencileri şike yapmadı."
    -"Burada klima yok mu?"
    -"Renklerin en güzeli siyah-beyaz."

    Kadem bastın gönül tahtıma a sultânım, safa geldin.

    (Gel 7 Eylül 2026 gel)

    Yorum


    • #3
      Ben de aklımda yer eden ancak yaşamadığım bir olayı nakletmek isterim.

      KTÜ öğrencisi bir gencin, okul hayatı boyunca hiç sevgilisi olmamış lakin arkdaş sahibi olmakta çok isteklidir. Ev arkadaşları bir kıyak yaparlar ve 4. sınıfa gelmiş Ahmet'e birisiyle buluşma ayarlarlar.
      Derken Meydan Çay bahçesinde buluşulur ve sakız satan bir çocuğun yaklaşmasıyla çiçeği burnunda çift arasında aşağıdaki kısa diyalog yaşanır.

      - Satıcı: Sakız var sakız... Abla sakız vereyim mi?
      - Konu mankeni bayan: Ahmeeeeett aa bak sakız, bana sakız alsana noluuurr.
      - Ahmet(içimizden biri): La ne edecen sakızı? alayım sağa ha urdan püskünüt te ye daaa...

      Yorum


      • #4
        Cyzio üstadım, fıkra gibi hikayeler mi araysunuz? Ha bele güldürüklü. Hani memleketle alakalı?

        Yok

        Olmaz mı hem de o kadar çok ki.

        Küçükken Ankara'da Küçükesat'ta mahallede maç yapardık. terleyince de su içmek dayanılmaz bir ihtiyaç olurdu elbette. Ama o terli, çamurlu halimizle eve su içmeye gitsek, evden bir daha bırakmayacaklar dışarı. O nedenle bahçe sulayan kapıcılar en sevdiğimiz büyüklerimiz oluverirlerdi.

        Ne var ki, mahallede o gün hiç bahçe sulayan yoktu; ama bir inşaat vardı, hemen girişinde musluğu olan. Oyun arkadaşlarımın tamamı Ankaralı, sadece biri Trabzonluydu: İlyas.

        Maç biter bitmez, ben birim, ben ikiyim diye bağıra çağıra inşaata doğru koşuyorduk. Bir de ne görelim: İnşaatın musluğuna bir hortum takılı ve hortum girişin bir kat üstünde. Bütün mahalle ikinci kata doğru koşarken, İlyas benim kolumdan tuttu. Zaten her şartta beni mutlaka destekler, yardım ederdi.

        - Gitma onların peşine!
        - Neden İlyas, hortum yukarıda?

        Derken tüm mahalle yukarı kata çıkıp:

        - İlyaas, aç suyu!

        diye bağırırken, bizimki hortumu musluktan ayırıp kendine ve bana afiyetle suyu içirdi. Ah şu digital makinalar o zaman da olsaydı da, üst katta bekleşenlerin bir resmini çekebilseydim...
        Trabzonsporlu olmak...
        Zor ama güzel be kardeşim!

        Yorum


        • #5
          Bizim akrabamız evinde oturmuş çayını içerken köy meydanındaki bakkalı arıyor.bakkal:şükür, akrabamız:emin,akrabamızın oğlu:savaş,bu arada köyün gençleri köy meydanında toplanıp kendi aralarında maç ederler ve o zamanlar cep telefonu yok. ( O sıra da Emin amca evde tek başınadır.)

          EMİN: Alo şükür bak bakayım bizim savaş oralarda mı? Acele eve gelmesini söyle ona
          ŞÜKÜR: tamam emin abi
          ŞÜKÜRavaş... Savaş.... (bagırarak yanına çağırır)(Savaş o sıra da top oynamaktadır.)
          SAVAŞ:Buyur Şükür abi
          ŞÜKÜR:Oğlum baban acele seni eve istiyor.(Savaşta önemli bir şey oldugunu düşünerek maçı bırakıp eve gider)
          SAVAŞ:Buyur baba beni çağırmışsın.
          EMİN: Oğlum ha bu çayımı doldur. (savaş çayı doldurur ve merakla bekler ne oldu diye.)
          SAVAŞ:eeee... baba beni niye çagırdın.
          EMİN: Hiç oglum çayım bitmişti onu tazelemen için çağırdım.. bilirsin ben kendi doldurdugum çayı kesinlikle içemem... (Evle köy meydanı arası mübalağsız en az 200 metre)
          SAVAŞ: Ya baba işmidur habu ettuğun....

          Yorum


          • #6
            Trabzon'lu kahramanımızın yaşı oldukça ilerlemiş,sürücü belgesi yok,zaten okuma-yazması da yok.Polis yolda durdurmuş,

            -Ehliyetin amca...
            -Ceketimin cebinde,ama ceketi evde unuttum...
            -Amca yalan konuşma,numarasını söyle o zaman...
            -Yav oğlum kafa mı bıraktın bende?..
            -Madem ehliyetin var,şu ilerdeki tabela ne anlama geliyor söyle bakalım ("Sürekli tehlikeli virajlar" tabelasını gösterir)

            Amca gözlerini kısarak bir müddet tabelaya baktıktan sonra :

            -Tikkat kafuldan yılan çıkabilir...
            Yelkenimizdeki rüzgarı çaldılar, yılmadık...

            Yorum


            • #7
              Ben daha 5 yaşlarındayım.Köyde tüm sülale toplanmış ve babamın amcası (Davut) İstanbula geri dönücek.Arabasıda kilidi uzaktan açılan cinsten.Davut Amca arabanın kilidini açtı ondan sonra babamın babaanesi ''Uşağum Davut'un arabası çok akılli.Davutu görünce gözlerini ha böyle açıyı.''

              Yorum


              • #8
                müsadenizle bende yakın tarihten fıkra gibi bir olay anlatayım hemen (olayın baş kahramanının affına sığınıyorum )

                şimdi efendim zamanın birinde güzel bir oluşum varmış bu oluşumun içinde bulunan kişiler aramızda km ler olsada gönüller bir olsun diyerek ortak zamanda bir iftar yemeği düzenlerler çeşitli illerde aynı zamanda yemek düzenlenir haliyle böyle güzel bir olay olurda medyanın haberi olmaz mı ? olur tabiki 8 Ekim de düzenlenen yemek 10 Ekim de gazetelerdedir VE İstanbul'da ki kahramanımızla (Trabzonlu )Trabzon daki kahramanımız arasında geçen diyalog

                Trabzon : Günebakış Gazetesinede Teşekkür Ederiz. Nerdeyse yarım sayfaya yakın yer ayırdılar bize.

                İstanbul : İyi güzelde Günebakış gazetesinin İstanbul baskısında bu haber niye yok!Trabzon iftarıda en erken açan ilimizdi, haberlerde en önce Trabzon çıkan ilimiz oldu.

                Trabzon :Abi şimdi konuştum arkadaşla çıkmış olması gerek diyo. renksiz sayfada çıkmış olabilir dedi. gazeteyi bi daha kontrol edermisin

                İstanbul :Yok valla gazeteyi tekrardan kurcaladım.Rize'de,Akçaabat'da ve başka yerlerdeki iftar yemekleri haberleri var ama bizim yok yani...

                Trabzon :Abi şimdi İstanbul ile irtibata geçildi. ısrarla gazetede haberin olduğu söyleniyor. bugünün gazetesinde bu haber ha. pazartesinin gazetesine bakmıyosun dimi

                İstanbul : He la... ben dünün gastesine bakaymişum

                Yorum


                • #9
                  Abla şu kahramanlar kimler yaw merak ettum
                  İnsanları işaret ederek suçlarken, diğer 3 parmağınızın sizi gösterdiğini unutmayın.

                  Yorum


                  • #10
                    İlk olarak immortal_TS tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                    Abla şu kahramanlar kimler yaw merak ettum
                    şşşt ben diym ama aramızda kalsın.şurda bizbize konuşuyoz.badaloğlu ve forever61 arasında geçiyo bu konuşma.ahmet abi duymasın aman haa
                    bu arada bu başlığın açılması çok iyi oldu hocam.buna ihtiyaç vardı.
                    T R A B Z O N S P O R

                    Yorum


                    • #11
                      @ Sevgi,

                      Aynı kahramanın bir de kameranın objektifinin kapağı kapalıyken "Niye çekemeyrum, ses var, görüntü nereyedur" hikayesi var ki, fıkraları solladı.
                      Trabzonsporlu olmak...
                      Zor ama güzel be kardeşim!

                      Yorum


                      • #12
                        İlk olarak TheCrow tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                        Trabzon'lu kahramanımızın yaşı oldukça ilerlemiş,sürücü belgesi yok,zaten okuma-yazması da yok.Polis yolda durdurmuş,

                        -Ehliyetin amca...
                        -Ceketimin cebinde,ama ceketi evde unuttum...
                        -Amca yalan konuşma,numarasını söyle o zaman...
                        -Yav oğlum kafa mı bıraktın bende?..
                        -Madem ehliyetin var,şu ilerdeki tabela ne anlama geliyor söyle bakalım ("Sürekli tehlikeli virajlar" tabelasını gösterir)

                        Amca gözlerini kısarak bir müddet tabelaya baktıktan sonra :

                        -Tikkat kafuldan yılan çıkabilir...
                        Bu çok iyi
                        When I go home people'll ask me, "Hey Hoot, why do you do it man? What, you some kinda war junkie?" You know what I'll say? I won't say a goddamn word. Why? They won't understand. They won't understand why we do it. They won't understand that it's about the men next to you, and that's it. That's all it is.

                        Yorum


                        • #13
                          nüfus kağıdımı Trabzon-Çaykara'dan aldım, 1996 yılında. doğum yeri olarak "Perlin" yazıyor...abi, söylediği gibi yazmış...
                          Rüyaları gerçeklestirmenin en kestirme yolu uyanmaktır...

                          Yorum


                          • #14
                            Mekan Rize.
                            Kahve onünde kavga eden 2 kişi var.Biri diğerinden 2 şarjör mermi istiyor iddiayı kazandım diyerek,ötekisi yok diyor kazanmadın.'Anteninden aldini!!' diyor ısrarla kazandığını söyleyen.
                            Vuracaklar birbirlerine,o kadar şiddetleniyor artık.Bende meseleyi öğreniyorum bu arada.
                            Az ileriden geçen böceğe ateş etmişler de..
                            When I go home people'll ask me, "Hey Hoot, why do you do it man? What, you some kinda war junkie?" You know what I'll say? I won't say a goddamn word. Why? They won't understand. They won't understand why we do it. They won't understand that it's about the men next to you, and that's it. That's all it is.

                            Yorum


                            • #15
                              fazla geriye gitmeme gerek yok bu olay başıma dün geldi.görev icabı beşikdüzündeydim.bir abdest alıp namaz kılmak için cami görevlisine lavabonun yerini sordum.bu kısmın altını çizerek söylüyorumki yanımda BAYAN falan yok,yalnız soruyorum.
                              adam parmağıyla işaret ederek cevapladı:BAY ŞU DARAF BAYAN ŞU DARAF.

                              hayır sapığa benzer bi halimizde yok yani.
                              T R A B Z O N S P O R

                              Yorum

                              Üzgünüz, bu sayfayı görüntüleme yetkiniz yok
                              Yükleniyor...
                              X