Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Uzay, Bilim, Komplo Teorileri Ve Diğer İddialar

Daraltma
X
  •  
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • İnsanoğlu'nun yeni akrabası : Homo Naledi



    Güney Afrika'da yerin 100 metre altında Rising Star Mağarası'nda modern insan ve insansı maymun özelliklerine sahip yeni bir türe ait kemikler ortaya çıktı.

    Alınan bilgiye göre ilkel zamanlara ait çukurlarda 1500 kemiğe, 15'den fazla ölmüş bireye rastlandı. Kalıntılar bebek, genç ve yaşlı bireylere ait.

    Araştırmalara göre Homo naledi, modern insan gibi yürüyerek hareket edebiliyor ve bunun için özelleşmiş uzun bacaklara sahipti. Aynı zamanda insansı maymunlar gibi uzun kolları ve kavisli parmaklarıyla ağaçlara tırmanabiliyordu. Fiziksel olarak ise geniş bir göğüse, insansı maymunlara benzeyen omuzlara sahipti. Yetişkinlerinin ağırlığı ise 40 ile 55 kilo arasında değişkenlik gösterdi. Fiziksel özellikleri hakkında bildiğimiz bir diğer şey ise boylarının 1.50 civarlarında olması.

    Beyinleri, yaklaşık portakal büyüklüğünde. Bu da modern insan beynine kıyasla üçte bir boyutunda olduğu anlamına geliyor.

    Homo naledi'nin yaşı hesaplandığında insan soy ağacında yeri belirlenebilecek. Keşfedilmiş 13. insan türü olacak.

    Kaynak : http://onedio.com/haber/gecmisimizi-...-naledi-584173

    Güney Afrika'da yapılan kazılarda insanın atası olan yeni bir tür bulundu. Bulunan yeni tür 'Homo naledi' olarak adlandırıldı.
    ● Koyu Bordo - Açık Mavi ●
    ____________________
    "This is the club"

    Yorum


    • Voyager-1 ve Voyager-2 uzay araçlarıyla birlikte ateşlenen ve Dünya'dan sesler içeren Altın Plaklar, Soundcloud'da dinlenebilecek.






      Daha büyük sürüm için resme tıklayın 

İsim: 1016806455.jpg 
Görüntülenme: 1 
Boyut: 52.4 KB 
Kimlik: 11203967


      NASA, 1977'de uzaya ateşlediği ikiz Voyager araçlarının taşıdığı sesleri Soundcloud'a yükledi. Güneş Sistemini boylu boyunca kat eden ve Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'ü ilk kez gözlemleyen uzay araçları, yıldızlararası uzayda yolculuklarına devam ediyor.


      NASA, uzun yolculukları esnasında karşılarına Dünya dışı akıllı varlıklar çıkması olasılığını düşünerek, uzay araçlarına birçok ses yüklemişti. Plaklarda geçen Türkçe ses kaydı, '"Sayın Türkçe bilen arkadaşlarımız, sabah şerifleriniz hayrolsun" ifadesini içeriyor.

      https://soundcloud.com/nasa/golden-r...rkish-greeting

      Altın kaplama bakırdan yapılan plaklar, derin uzayda milyarlarca yıl dayanıklı kalmaları için Uranyum-238 izotopu ile kaplandı. Carl Sagan'ın başında yer aldığı komite tarafından seçilen plakların içeriği, doğaya ait seslerin yanı sıra 55 dilde selamlama içeriyor.Altın Plakları Soundcloud'da dinlemek için: https://soundcloud.com/nasa


      En son signal tarafından düzenlendi; 20.09.2015, 22:42.
      Seni ölüme de götürse doğruluktan sakın ayrılma.
      Hz. Ömer.

      Yorum


      • Hep makineler mi gidecek uzaya

        Yorum


        • Papa Evrimi kabul etti

          Katolik dünyasının lideri Papa Francis: "Büyük patlama ve evrim gerçek; Tanrı sihirli değneği olan bir sihirbaz değil"

          "Yaradılış hikayesini okuduğumuzda, Tanrı’yı elinde sihirli değneği olan bir sihirbaz gibi hayal ediyoruz. Ancak durum böyle değil. Tanrı insanı yarattı ve her bir insana verdiği iç yasalarla kendilerini geliştirmesine izin verdi. Günümüzde dünyanın başlangıcı olarak kabul edilen Büyük Patlama Kutsal Yaratıcı’nın müdahalesi fikriyle ters düşmüyor, aksine onu tamamlıyor. Evrimin doğası gereği ‘Yaradılış’ ile ters düşmediğinin altını çizen Papa Francis, ancak yaratılan varlıkların evrim geçirebileceğini söyledi.

          Katolik Kilisesi, bilimden uzak duruşuyla biliniyor. Tarihte İncil’e ters düşen kişilerin yargılandığı Engizisyon Mahkemeleri ile de anılan Katolik inancı, dünyanın güneş etrafında döndüğünü ifade eden Galileo Galilei’yi dahi ‘sapkın’ olarak nitelendirmişti.
          ● Koyu Bordo - Açık Mavi ●
          ____________________
          "This is the club"

          Yorum


          • İlk olarak Ganzilis tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
            Papa Evrimi kabul etti

            Katolik dünyasının lideri Papa Francis: "Büyük patlama ve evrim gerçek; Tanrı sihirli değneği olan bir sihirbaz değil"

            "Yaradılış hikayesini okuduğumuzda, Tanrı’yı elinde sihirli değneği olan bir sihirbaz gibi hayal ediyoruz. Ancak durum böyle değil. Tanrı insanı yarattı ve her bir insana verdiği iç yasalarla kendilerini geliştirmesine izin verdi. Günümüzde dünyanın başlangıcı olarak kabul edilen Büyük Patlama Kutsal Yaratıcı’nın müdahalesi fikriyle ters düşmüyor, aksine onu tamamlıyor. Evrimin doğası gereği ‘Yaradılış’ ile ters düşmediğinin altını çizen Papa Francis, ancak yaratılan varlıkların evrim geçirebileceğini söyledi.

            Katolik Kilisesi, bilimden uzak duruşuyla biliniyor. Tarihte İncil’e ters düşen kişilerin yargılandığı Engizisyon Mahkemeleri ile de anılan Katolik inancı, dünyanın güneş etrafında döndüğünü ifade eden Galileo Galilei’yi dahi ‘sapkın’ olarak nitelendirmişti.
            Bu sözleri Papa söylemişse ilahi bir dinin ruhani lideri gibi konuşmamış Yaradılış Hikayesi diyerek zaten topyekün kendi inandığı değerleri yok sayan bir zihniyetin temsilcisi gibi konuşmuş.

            Materyalistlerin cevaplayamayacağı en güzel delillerden sadece bir tanesi Maddenin kanunu olduğunu ve bunu tesadüflerin belirlediğini söyleyenlerin şu gerçeği görmeleri gerekir.Yanma olayı oksijensiz gerçekleşmez şöyleki uzayda oksijen olmadığı halde Güneş olabildiğince sıcaktır ve yanmaktadır bu da bize Allah katında maddenin kanunu olmadığını gösteriyor ve şu ayettende anlaşılıyor ki.Diriltende öldürende ancak odur,olmasını istediği şeye ol der oda oluverir(Mümin 68)Diğer bir ayette şudur Rabbinin sununa(gücüne)bakmazmısın?O gölgeyi(evreni)nasıl uzatıyor(büyütüyor)O şayet dileseydi onu daim ve sabit bırakırdı.Sonra güneşi o gölgeye(evrene,ve evreni Allahın yarattığına) bir delil kıldık(gösterdik).Sonrada gölgeyi(evreni)güneşin yükselmesiyle azar azar kendimize çektik.(Furkan 45-46)

            Evrim'den hala teori şeklinde bahsediliyor eğer Evrim net bir şekilde ispatlanmış olsaydı Evrim teorisi değil Evrim kanunlarını konuşuyor olurduk.

            Evrim teorisi diyor ki: "Kâinattaki bütün varlıkların temeli tek hücredir. Bu tek hücre tesadüfen ortaya çıkmış, ondan da bütün canlılar silsile halinde birbirinden türemiştir. Bu teoriye göre, âlem bir yaratıcının eseri değil, tesadüflerin ürünüdür." Böyle bir iddia, ne bir diş veya kafatası bulmakla, ne bir genin teşekkül şeklini ortaya koymakla ispat edilebilir. Daha doğrusu bu âlemin ve canlıların ortaya çıkışıyla ilgili felsefî bir görüştür. İspatı da mümkün değildir.

            Siz canlıları bir tarafa bırakın. Cansız eşyadan bir tanesinin tesadüfen ortaya çıktığını ispat edebilir misiniz? Mesela, üzerinizdeki gömlek mi tesadüfen yapıldı ve gelip sizin üzerinize oturdu? Ya da ayakkabınız, bir usta eseri olmaksızın tesadüfen yapılıp, yine tesadüfen gelip sizin haberiniz olmadan ayağınıza girdi, öyle mi? Şayet vicdanınızın sesini dinlerseniz, bu sorulara hiçbir zaman “Evet” diyemeyeceksiniz. Ayakkabının yapılmasını değil, yapılmış hazır ayakkabının sizin ayağınıza tesadüfen gelip girdiğini iddia etseniz, ilköğretim öğrencilerini dahi inandıramazsınız. İsterseniz deneyiniz. Cansızlar tesadüfen, bir ustası olmadan meydana gelmiyorsa, canlılar nasıl meydana gelecek? Sorunun ikinci şıkkında aldosteron hormonundan söz ediliyor. Bu hormon, bedendeki elektrolit ve su dengesinin korunmasında rol alır. Böbrek üstü bezinin kabuk kısmından salınır. Böyle bir hormonun, canlı varlık olmaksızın hormon olarak görev yapması mümkün değildir. Her bir oluşumun temelinin elementler olduğu gibi, bu hormonun da neticede temel maddesi karbon, hidrojen, oksijen ve azot gibi elementlerdir. Bunların belli türev ve bileşikleri canlılardan önce var edilmiş veya birleştirilmiş olabilir. Böyle hormonun veya molekülün yapısından hareketle, yukarıda ifade edilen evrim teorisinin ispatlandığını ileri sürmek, sağlıklı bir düşüncenin ürünü olamaz. Şempanzenin genetik yapısına müdahale ederek bundan bir insanın hâsıl olacağı senaryosuna gelince, bunun iki yönü var. Birincisi, varlıkları yaratmak ve onlara hayat vermek Allah’a mahsustur. İnsanın burada da yapacağı şey, genetik yapının işleyişini yönlendirmektir. Allah insana o iradeyi vermiştir. Her bir varlığın hücrelerine hayat ve rızık vermek, o hücrelerin bütün ihtiyaçlarını karşılamak, hücreleri çoğaltmak ve farklılaştırmak, ömrü bitenleri yenileri ile değiştirmek Allah’ın ilim, irade ve kudretiyle olmaktadır. Bir canlıya müdahale ile ondan bir başka canlının meydana gelmesi, ya da Allah’ın bir müdahale olmadan mesela bir şempanzeden bir insan meydana getirmesi, bizi bütün insanlığın o yolda olduğu genellemesine götürmez. Böyle bir genelleme bilimsel düşünceye ve bilimin kurallarına uygun değildir. Çünkü böyle bir genelleme için gerek genetik, gerekse biyokimyasal ve gerekse biyolojik yönden sorduğunuz her soruya doğru cevap almanız icap eder. Yoksa hasbelkader, bir canlıdan bir başkasının ortaya çıkması, her denemede aynı sonucu elde edemediğiniz sürece, o canlı grubunun soyu ile ilgili bir genellemeye esas olamaz. Batı dünyasında bütün bilim adamlarının evrimi desteklediği iddiası, hakikate uygun değildir. Orada pek çok bilim adamı evrimi felsefî bir düşünce tarzı olarak alır. Bir kısmı da doğrudan yaratılışı kabul eder. Ancak, evrim karşıtı düşüncede olanlar akademik baskı altında oldukları için, bir kısmı açıktan evrime cephe almaktan çekinmektedirler. Bir kısmının da evrim karşıtı görüşlerine bilimsel dergi ve kitaplarda yer verilmez. Çünkü dini dergilerin idarecileri dahi, insanın maymun soyundan geldiğine inanan evrimcilerin elindedir. Onlar, evrime gölge düşürecek en küçük bir evrim karşıtı düşünceye de müsaade etmezler. Onlar için bu konudaki fikrin bilimsel olması önemli değildir. Önemli olan, yazı veya makalenin bünyesinde evrime karşı bir görüş barındırmamasıdır. Hal böyle olunca, işin içinde olmayanlar, bütün bilim adamlarının evrimi desteklediğini düşünürler.

            Okumaya üşenenler için yazdıklarımın kısa ve net özetini video şeklinde paylaşayım...

            "When you start supporting a football club, you don't support it because of the trophies, or a player, or history, you support it because you found yourself somewhere there; found a place where you belong.”

            Yorum


            • İlk olarak Ganzilis tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
              Papa Evrimi kabul etti

              Katolik dünyasının lideri Papa Francis: "Büyük patlama ve evrim gerçek; Tanrı sihirli değneği olan bir sihirbaz değil"

              "Yaradılış hikayesini okuduğumuzda, Tanrı’yı elinde sihirli değneği olan bir sihirbaz gibi hayal ediyoruz. Ancak durum böyle değil. Tanrı insanı yarattı ve her bir insana verdiği iç yasalarla kendilerini geliştirmesine izin verdi. Günümüzde dünyanın başlangıcı olarak kabul edilen Büyük Patlama Kutsal Yaratıcı’nın müdahalesi fikriyle ters düşmüyor, aksine onu tamamlıyor. Evrimin doğası gereği ‘Yaradılış’ ile ters düşmediğinin altını çizen Papa Francis, ancak yaratılan varlıkların evrim geçirebileceğini söyledi.

              Katolik Kilisesi, bilimden uzak duruşuyla biliniyor. Tarihte İncil’e ters düşen kişilerin yargılandığı Engizisyon Mahkemeleri ile de anılan Katolik inancı, dünyanın güneş etrafında döndüğünü ifade eden Galileo Galilei’yi dahi ‘sapkın’ olarak nitelendirmişti.
              Seve, seve kabul etmezse sevmeye, sevmeye kabul edecek
              Adalet,Eşitlik,Özgürlük..
              Komünar..

              Yorum


              • İlk olarak U.Sadıkoğlu tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                Yanma olayı oksijensiz gerçekleşmez şöyleki uzayda oksijen olmadığı halde Güneş olabildiğince sıcaktır ve yanmaktadır
                Güneş uzay boşluğunda yanan bir cisim alev topu falan değildir. Füzyon halindeki plazma topudur. Güneşi yanan bir kağıt ile aynı şekilde yanan bir alev topu sanmak yanlış yapmak demektir hatadır.

                Güneş, çekirdeğinde meydana gelen termonükleer tepkimeler sayesinde parlar. Güneş, büyük oranda hidrojenden oluşur. Çekirdekteki hidrojen atomları, basınç ve sıcaklığın etkisiyle tepkimeye girer. Dört hidrojen atomu çekirdeği birleştiğinde, bir helyum atomu çekirdeği ve bir miktar enerji ortaya çıkar. Ortaya çıkan bu enerji ise, güneş’in yaydığı ısı enerjisidir.
                t @Selim_Turan

                Yorum


                • Hani Komploydu?

                  "Nostradamus'un kehanetleri birtakım gruplarla ve projelerle kehanet adı altında çıkartılmaya çalışılıyor." diye. Hatta bu örgütlerin "doğa olaylarını bile" kendi emellerine ve kehanetlerine göre kullandıklarını/uyarladıklarını söylemişti Oktan Keleş.

                  http://www.onaltiyildiz.com/artikel.php?artikel_id=29


                  Yine ASA Kitabın'da efsanelerle ilgili (sh.412) :


                  "Bir başka gün, yine İlhami Abi bununla ilgili bilgiler vermişti:

                  “Nostradamus Gizem Askerleri.” Bu isimde bir tim kurulmuş ve tıpkı “Kutsal Tapınak Şövalyeleri” gibi kutsanarak, Nostradamus’un kehanetlerine uygun hadiseler meydana getirmişler. (Özellikle Ruslar tarafından.)
                  * Yani aslında bu kehanetler çıkmıyor, sadece kehanetlere uygun hadiseler bu örgüt tarafından meydana getiriliyor.
                  * “Kahin Nostradamus’un her dediği çıkıyor.” diye zihinlere hem işlem yapıyorlar
                  * Hem de bulundukları ülkelerdeki yönetimleri bu yöntemle etkiliyorlarmış.
                  * Bugün de bu örgüt mevcutmuş. Merkezi Telaviv’de. Nostradamus ve diğerleri hakkında efsane üretmekle meşguller... "

                  http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1865


                  Yine benim Emir Yıldız'dan romanında:

                  "Mesele çok açık değil mi, kehanet gerçekleşmiyorsa –suni yollarla, müdahalelerle- kehanetleri gerçekleştirmek için kurulmuş bir örgütten bahsediliyor. Tel Aviv, hiçbir efsaneyi kendi başına bırakmıyor. Bunu en çok Mısır Piramitleri ile ilgili olarak uyguladılar.
                  Bunlar, işin bir de Nostradamus'un Kehanetleri ile bağlantısını kurarlar. Uyuyan kahin Edgar Cayce "Arethusa" adli bir yerden de söz etmektedir. Bu isim Yunan Mitolojisi'nin ünlü bir su perisinin (Nymph) adıdır ve heykeli bugün İtalya Siracusa'da bulunmaktadır yani Etna Yanardağı'nın yakınındadır.
                  Bu kehanetleri psikolojik savaş unsuru olarak kullananlar kimler? Bu kehanetlerde, “büyük bir deprem olacak, gerçek meydana çıkacak” demekle neyi kastediyorlar? Yani -sözde- bu yeri terk edin, kaçın deniliyor...
                  Dünyada bu kehanetleri gerçekleştirmek için çalışan bir ekip var. Bu kehanetlerin gerçek olması için, hazırlanan bazı oyunlar var. Önceden planlar yapıp, sonra da sanki kehanet gerçekleşmiş gibi yayınlar yapılmaktadır. Yani bazı mistik hikayeleri gündemde tutmak için, özel olarak çalışan gruplar var. Sanki anlatılan o efsaneler gerçekmiş gibi dünya kamuoyuna sunuluyor. Bütün dünyayı kandırıp, "aaa bakın kehanet gerçekleşti" diye zihinler bulandırılmaktadır. Buradaki oyun büyük bir oyun olup, zaman zaman da insanları öldürmektedirler. Bu oyunlar en çok da Mısır'da yapılmaktadır. Kaza süsü vererek insanları öldürüyorlar, sonra da bunu FİRAVUN'un laneti olarak kamuoyuna sunuyorlar.

                  http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=401


                  Hatta bu örgütlerin Hadisleri bile kullanarak, hadislerde anlatılanların SAHTESİNİ yaptıklarını (Örnek: İŞİD, Hadisleri nasıl kendine uyarlıyor? "Tanrı Ceketli Adam" taktiği devam ediyor...) Oktan Keleş anlatmıştı.


                  http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=3414


                  Bütün bunları niye yazdık: Bazıları daha yeni uyanmış, 16 Yıldız'da yıllardır bunları biz dile getirirken bazıları bizi "Komploculukla " suçluyorlardı. Ama artık onlar da efsaneleri ve doğa olaylarını kullanan örgütlerden bahsediyorlar. Ne diyelim: Günaydın...
                  İşte geçtiğimiz gün konuyu gündeme yeni getiren veya yeni uyanan A. Dilipak'ın yazısı:
                  ...
                  "Birileri savaş, terör, tabii afetler, büyük olaylar bekliyor..
                  Mehdilik ve Mesihlik konusunda, Mekke, Medine, Şam, Kudüs, Hatay, Maraş, İstanbul, daha geniş bir çerçevede Nil ile Fırat’ın arası kıyamet senaryosunun tabii platosu. Tabii Horasan’dan gelen siyah bayraklılar da İran üzerinden, Bağdat yolu ile Şam’a gelecek. Bu anlamda, bu gizemli beklentinin coğrafi çerçevesi içinde, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Suriye, Ürdün, Lübnan, Filistin, İsrail, Irak, İran ve tabii Türkiye de var. Yemen ve Umman’ın da bu senaryoda önemli yerleri var. Husiler, Hizbullah, DAEŞ, PYD, Esed, MOSSAD, Sisi hepsi bu anlamda çok özel bir anlam kazanıyor.
                  Korkulan, işlerin kontrolden çıkıp kıyamet savaşına dönüşmesi. İsrail’in umudu ise, Sünni ve Şii Müslümanların Mehdilik tartışmaları sonucu birbirine girmesi.. Bunun için MOSSAD ve CIA eski metinlerin anlatımlarından yola çıkarak kadrolu Mehdileri piyasaya sürebilir.. Bu anlamda oluşturulan yüksek beklenti, umut ve dini motivasyon bu çevrelerin işini kolaylaştıracağa benziyor.. DAEŞ, Boko Haram ya da Husi, Şii Mehdici hareketler gibi oluşumlar, Tapınakçılar, Siyonist çeteler, Tanrıyı kıyamete zorlama gayretindeki Evengalistler çılgınca işler yapabilirler.. "


                  http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/abdurrahman-dilipak/tedrat-kehanet-ve-12187.html


                  Erol Elmas

                  buulkem@gmail.com
                  Twiter:@emiryildizdan
                  t @Selim_Turan

                  Yorum


                  • Nasa Plüton'daki büyük keşfi açıkladı

                    NASA, Plüton gezegeninin kendi hava koşulları, atmosferinde sis ve aktif jeolojik yapısı olduğunu açıkladı.


                    ABD Uzay ve Havacılık Dairesi'nin (NASA), "gizemli gezegen" olarak bilinen Plüton'a ait yayımladığı yeni fotoğraflarda gezegenin mavi bir gökyüzüne sahip olduğu görülüyor.

                    NASA, bugün uzay aracı "New Horizons" (Yeni Ufuklar) tarafından çekilen Plüton'un yeni fotoğraflarını yayımladı.

                    "New Horizons" ekip lideri bilim adamı Dr. Alan Stern yaptığı açıklamada, Plüton'daki mavi gökyüzünün "göz kamaştırıcı" olduğunu ifade etti.

                    Stern, gezegendeki mavi gökyüzünün, etrafındaki puslu katmanın büyüklüğü ve yapısı hakkında bilgi verebileceğini söyledi.

                    Fotoğraflarda ayrıca gezegenin yüzeyinde çok sayıda kırmızı buz parçacıklarının bulunduğu görülüyor.

                    Plüton'un daha önce yayımlanan fotoğraflarında gezegenin yüzeyinde kum tepecikleri olduğu sanılan yükseltiler, vadiler, yüzen buz kütleleri ve etrafında puslu bir katman görülmüştü.

                    Araştırmacılar, Plüton'da dağ benzeri yapıların bulunduğunu ve buzlarla kaplı dağların 3 bin 400 metrelik yüksekliğe sahip olduğunu açıklamıştı. Dağların yaşının 100 milyon yıldan daha genç olduğunu tahmin eden araştırmacılar, "Bu da cüce gezegenin jeolojik olarak aktif olduğunu gösteriyor" değerlendirmesi yapmıştı.

                    Güneş Sistemi'ndeki yolculuğuna 19 Ocak 2006'da Florida'daki Cape Canaveral uzay üssünden fırlatılarak başlayan "New Horizons", 9 yıl 6 aydır görev yapıyor. "New Horizons", Plüton dışında uyduları Charon, Styx, Nix, Kerberos ve Hydra'da da keşiflerde bulunuyor.

                    Hürriyet
                    Adalet,Eşitlik,Özgürlük..
                    Komünar..

                    Yorum


                    • Süpeeeeeeeeer bir habeeeeeer


                      NASA açıkladı, astronomik olay 15 gün dünyayı karartacak!
                      Diyarbakır Söz 21 Ekim 2015 Çarşamba, 17:02 BİLİM&TEKNOLOJİ
                      Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA), Venüs ile Jüpiter adlı gezegenlerinin neden olduğu astronomik olay nedeniyle Dünya'nın 15 Kasım'dan 30 Kasım'a kadar kararacağını açıkladı.


                      ABD Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA), Dünya'nın 15 gün karanlıkta kalacağını açıkladı. Karanlık günlerin 15 Kasım'da başlaması ve 30 Kasım'da bitmesi bekleniyor. Kasım ayında gerçekleşecek uzay olayının Venüs ve Jüpiter gezegenlerinin neden olduğu bir dizi astronomik olaydan kaynaklanacağı ileri sürülüyor.NASA açıkladı, astronomik olay 15 gün dünyayı karartacak! ABD Başkanı Barack Obama tarafından NASA başkanı olarak atanan Charles Bolden, Dünya'nın 15 gün kararması hakkında bin sayfalık bir rapor hazırlayarak Beyaz Saray'a sundu.

                      GÜNEŞİN RENGİ DEĞİŞECEK
                      Rapora göre Venüs ve Jüpiter gezegenleri aralarında sadece 1 derece kalacak şekilde paralel bir düzleme girecek. Venüs, Jüpiter'in güney batısına geçecek ve bu sayede Jüpiter'den 10 kat daha parlak olacak. Venüs'ün yaydığı ışık, Jüpiter'deki gazların ısınmasına ve reaksiyona girmesine neden olacak. Gaz reaksiyonları tahmin edilemeyecek kadar çok hidrojenin uzaya salınmasına sebebiyet verecek. Hidrojen gazı ise Türkiye saatiyle 09.50'de Güneş'e temas edecek. Güneş ile temasa giren büyük miktardaki hidrojen gazı Güneş'te büyük bir patlamanın meydana gelmesine yol açacak. Patlama nedeniyle Güneş'in yüzeyinin sıcaklığı bir anda 9 bin santigrat'a çıkacak. Güneş, sıcaklığı çekirdeğine doğru emerek patlamayı durduracak.

                      Sıcaklıktaki ani artışla Güneş mavimsi bir renge dönecek. Güneş'in eski sıcaklığına ve rengine dönmesi ise 14 gün sürecek. Güneşin yüzeyi soğuduğundan, yıldızdan çıkacak ışık da daha az olacak. Ancak Güneş ışınlarının yeryüzüne varması 7 ila 8 dakika zaman aldığı için, 09.50'de gerçekleşecek olayı Dünya sakinleri 09.58'de fark edecek. Dünyanın karanlık günleri 30 Kasım saat 23.45'te son bulacak.

                      KORKMAYA GEREK YOK
                      NASA Başkanı Bolden bu sıra dışı olayın ayrıntılarını paylaşmak üzere Başkan Obama'nın da katıldığı bir basın konferansı düzenledi. Bolden konferansta, "Dünyanın kararacağı günü nedeniyle başka etkilerin yaşanmasını beklemiyoruz. Bu uzay olayının Dünya üzerindeki tek etkisi 6-8 derece sıcaklık artışı olacak. Bundan en çok Kutup bölgesi etkilenecek. Kimsenin endişelenmesine gerek yok. Bu olay, Alaska sakinlerinin kışın yaşadığına benzeyecek" diye konuştu.

                      Yorum


                      • Kekliyorsa bizi Nasa çok fena beddua edicem ona

                        Yorum


                        • İlk olarak Sibel tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                          Kekliyorsa bizi Nasa çok fena beddua edicem ona
                          Nasa keklemiyor ama bazı haber siteleri kekliyor bizi

                          Daha önce de çıkmıştı bu tip haberler, şimdi Nasa doğruladı diye verdiler. Nasanın öyle bir açıklaması yok.
                          Bazı medya organlarında yer alan bir haber; Dünya 15 ile 30 Kasım arasında kararacak... Haberi veren medya organları kararmayı haberi NASA'nın doğruladığını ...


                          Sabah gazetesinde bile yayınlandı bu haber. Onlar da timsaha geldi sanırım

                          Yukarda anlatılan senaryonun gerçekleşmesi doğa yasaları içerisinde mümkün değil. Hiçbir şey güneşin ya da herhangibir yıldızın ışığını, ısısını aniden azaltamaz, onu söndüremez.
                          Seni ölüme de götürse doğruluktan sakın ayrılma.
                          Hz. Ömer.

                          Yorum


                          • Süper bir haber diyorsun da malum kışa giriyoruz Dünya 15 gün karanlıkta kalırsa ısı seviyesi'nin düşmesi sebebiyle çok daha sert bir kış yaşardık.

                            Gönül isterdi tabi ama malesef keklere geldik
                            Adalet,Eşitlik,Özgürlük..
                            Komünar..

                            Yorum


                            • İlk olarak signal tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                              Nasa keklemiyor ama bazı haber siteleri kekliyor bizi

                              Daha önce de çıkmıştı bu tip haberler, şimdi Nasa doğruladı diye verdiler. Nasanın öyle bir açıklaması yok.
                              Bazı medya organlarında yer alan bir haber; Dünya 15 ile 30 Kasım arasında kararacak... Haberi veren medya organları kararmayı haberi NASA'nın doğruladığını ...


                              Sabah gazetesinde bile yayınlandı bu haber. Onlar da timsaha geldi sanırım

                              Yukarda anlatılan senaryonun gerçekleşmesi doğa yasaları içerisinde mümkün değil. Hiçbir şey güneşin ya da herhangibir yıldızın ışığını, ısısını aniden azaltamaz, onu söndüremez.
                              Acı haberi öğrendim. O site umarım batar
                              Ben açıklamayı okudum da gayet mantıklı idi. Eğer gaz salınımı olsaydı güneşte değişim mümkün olurdu neden olmasın? Yoğun enerji artışı olacaktı. Bu da dalga boyunu değiştirecekti. O kisminda sorun yok. Tabi gezegenlerin canı sıkılıp bi değişiklik yapalım demeyeceklerdi. Onu es geçtim. Ama Nasayi görünce heyecanlandım.

                              İlk olarak Muhteva tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                              Süper bir haber diyorsun da malum kışa giriyoruz Dünya 15 gün karanlıkta kalırsa ısı seviyesi'nin düşmesi sebebiyle çok daha sert bir kış yaşardık.

                              Gönül isterdi tabi ama malesef keklere geldik
                              Aksine ısı artacaktı neyse başka zamana artık

                              Yorum

                              Üzgünüz, bu sayfayı görüntüleme yetkiniz yok
                              Yükleniyor...
                              X