Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Uzay, Bilim, Komplo Teorileri Ve Diğer İddialar

Daraltma
X
  •  
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • @Signal

    Hepimiz insanız hata yapabiliriz buraya kadar aynı fikirdeyiz size katılıyorum fakat siz benim yorumlarım da açık aramaya çalışarak cevap vermeye başladığınız zaman benim sizin hatalarınızı gündeme getirmem gayet doğal.

    Size en başında bu yöntemi kullanmayı sevmediğimi söylemiştim eğer bu başlıkta herhangi birisi ile tartışırken onun altta kaldığını görürsem onunla tartışmayı keserim çünkü bunu kabullenemem karakterim böyle, kimsenin altta kalmasını hazmedemem sizi kastetmiyorum..

    Bu hayatımın her alanında böyle mesela bir yabancı maç izlerken daima golü yiyen takımı tutarım o öne geçerse diğer takımı tutarım aynı şekilde karşımdakinin görüşü ne olursa olsun tartışırken üste çıkarsam bunu sürdüremem keserim bu elimde olmayan duygusal bir tavır.

    Sizin bana yönelttiğiniz ithamların çoğu gerçeği yansıtmadığı için son mesajım da daha yoğun tepki verdim bu doğru yazdıklarıma katılmak zorunda değilsiniz fakat karşınızdakinin neyi bilip bilmediğini iki yorumla anlayamazsınız o yüzden bu tür ithamlar havada kalır ben sizi "Bilim hakkında bir şey bilmiyorsun,Din hakkın da hiç bir şey bildiğin yok" tarzı yorumlarla yargılamadım hiç bir zaman..


    “Mesela Enam suresi 151. ayette ayete "De ki Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım" dedikten sonra ikinci sırada"

    Burada ayete yapılan girişten sonra sıralanan maddelerin ikincisini kastettim. "De ki Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım" bölümü sıralanan maddelerin içinde değil.Belki giriş yaptıktan sonra deseydim daha açık olabilirdi ama burada kesinlikle bir çarpıtma yapmadım.

    İnsan hatalarından dem vururken bu tip basit yazı hatalarından nemalanmak doğru olmaz diye düşünüyorum.

    Ayete gelirsek arada çok fark var Anne ve Babanıza kötü davranmayın dediği zaman başta yapmış olduğu size haram kılınan şeyler ifadesiyle örtüşüyor.İyi davranın dediği zaman haram kılınan ifadesi havada kalıyor siz beni bir kelime yüzünden ayeti çarpıtmakla itham ediyorsunuz burada cümlenin anlatmak istediği tamamen değişiyor ama her nasılsa aynı şey diyebiliyorsunuz.

    Ben şimdi burada "Size sınavda aldığım kötü notları okuyayım" dedikten sonra Matematikten iyi not aldım desem ne alaka hani kötü notları okuyacaktın dersiniz.Matematikten iyi not almadım desem kelimenin anlamıyla uyuştuğu için tepki göstermezsiniz

    Olabilir dediğim gibi normal bir insan hatası bu

    Caner Taslamanın orada ateistlerin cüzdanı alabileceğini kastettiğini gayet iyi anladım bende almayan bir ateist hakkında bu söylemlerinin havada kalacağını anlatmak istedim.

    Ayrıca İslam fıkhına göre o cüzdanı bulan Müslüman'ın alması ve çevresin de kalabalık varsa 3 defa "Cüzdan buldum sahibi aranızda mı" diye bağırması gerekiyor sahibi çıkmazsa Kadıya gidip teslim edip 2 yıl beklemesi gerekiyor.

    Yok eğer çevresinde hiç kimse yoksa direk cüzdanı alıp Kadıya götürmesi lazım eğer 2 yıl boyunca o paranın sahibi ortaya çıkmazsa para bulan kişiye veriliyor.

    Ayrıca Caner Taslama'nın bu söylemi yapılacak bir kaç deneyle yine havada kalır. Türkiye Müslüman bir ülke değil mi..? O halde içi para dolu bir cüzdanı koysunlar kuytu bir köşeye birde kamera yerleştirsinler bakalım bulan kaç kişi almayacak yahut alıp karakola götürecek ben kalıbımı basarım ki o parayı almamayı bırak alıpta karakola götürecek bir kişi bile çıkmaz

    Belki 10 bin kişi üzerinde yapılırsa bu deney karakola götüren bir kaç kişi çıkabilir o zaman adama sormazlar mı hani nerede o Müslümanların rasyonel Allah inançları diye.?

    Aynı deneyi 10 bin Ateist ile 10 bin Müslüman arasında yapsalar ve parayı karakola götüren Ateist sayısı daha fazla çıksa acaba Caner bey bu yakıştırmasından dolayı özür dilermi..? Hiç sanmam.

    Felsefe yaparken gerçekçi konuşmak lazım bir Profesörden daha gerçekçi örnekler bekliyorum şahsen.

    Olmayan bir şeyin sizin kastettiğiniz şekilde ispatıda yoktur çünkü evrime inanmıyorsunuz ispat somut deliller üzerine yapılır bugüne kadar yapılan Bilimsel çalışmaların hiç birisi bir yaratıcı olduğuna dair kanıt sunamadığı gibi yaratıcıya gerek olmadığına dair çok kanıt sunmuştur.

    Evrim bu konuda fazlasıyla delil sunar fakat bunları sunarken hiç bir zaman yaratıcının olmadığını ispatladık diye bir açıklama yapmaz çünkü böyle bir amaçları yok duyan birisi siz zaten inanmadığınız yaratıcı ve dinlerin yokluğunu ispat etmek için mi Bilim yapıyorsunuz der başta Dini çevreler

    Yaratıcılar ve Dinler Dini çevrelerin sandığı gibi Bilim insanları tarafından ilgi duyulan hatta yok edilmesi için uğraş verilen konular değil adamlar gülüp geçiyor bu iddialara onların tek amacı Bilimi ilerletmek yeni keşifler yapmak.

    Ben odamın ortasında sehpanın üzerinde 5 tane huri dans ediyor desem bunu ispatlamak zorundayım yoksa olaya akılcı bakan herkez güler geçer istersem bu 5 huri hakkında kitap yazayım bu kitabın kutsal olduğunu iddia edeyim ve onlara inanan 1 milyar insan olsun bu bir şeyi değiştirmez dolayısıyla Allahın yokluğunu değil varlığını ispatlamak ona inananların görevidir.

    Şu ağaca bakın ne kadar muhteşem,şu gözlere bakın harika bunlar bir yaratıcıya delildir demek Bilimsel açıdan bir şey ifade etmez çünkü bunların nasıl oluştuğunu biliyoruz.

    Tartışmayı bende uzatma taraftarı değilim zira ben başlatmadım.
    En son Muhteva tarafından düzenlendi; 09.05.2015, 03:25.
    Adalet,Eşitlik,Özgürlük..
    Komünar..

    Yorum


    • İlk olarak clchsl tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
      to: @Muhteva

      Selamlar,

      Bir torbada Türkçe’ deki 29 harf bulunmaktadır. Bu torbadan rastgele 24 harf seçilmektedir (seçilen her harf tekrar kullanılmak için torbaya atılıyor). Torbadan seçilen 24 tane harfin sırasıyla "Bismillahirrahmanirrahim" kelimesini oluşturma olasılığı nedir? Bunu Olasılık hesabıyla hesaplarsak;

      Bismillahirrahmanirrahim 24 harften oluşur.
      Her bir harfin gelme olasılığı 1/29’dur 24 harf için bu olasılık değeri, 24 tane (1/29)’dır. Yani;
      Olasılık = (1/29)24 = 0,0000000000000000000000000000000000079882

      Yani bu değer “0”dır. Bir ihtimal dahilinde değildir. Bu örneği biraz daha ilerletirsek. Benim yazmış olduğum bu metnin, torbada bulunan harflerin rasgele çekilerek bu anlamlı metni oluşturmasını ve anlamlı olmasının olasılık hesabı nedir? Ya da senin yazmış olduğun bu yazının anlamlı bir metin oluşturma olasılığı nedir? Matematiksel olarak ifade edilirse yine sıfırdır. Bir farkla o da daha çok virgülden sonra sıfır vardır.


      Peki örneğimizi biraz daha ileriye taşırsak, bu kainatı oluşturan elektronların, protonların, nötronların, ve atom altı diğer parçacıkların hangi olasılıkla elementleri oluşturur (Bing Bang’in ilk anında atom yoktur, sadece sonsuz yoğunlukta sıfır hacimli bir enerji vardır.).

      Şimdi bu 14 milyar yaşındaki evrenin tesadüfi olarak hangi olasılıkla meydana geldiğini bana matematik dilinde anlatır mısın?

      Sonsuz Enerji >> Kuark >> Elektron, Proton Nötron >> Atom >> Atomlar >> Yıldızlar >> Galaksiler >> Yaşam

      Aşağıdaki illüstrasyon Big Bang’dan günümüze Evren modelini temsil etmektedir. Üzerinde yazılarda gerekli bilgiler bulunmaktadır.


      Big Bang patlamasından ilk atomların oluşmasına kadar geçen süre 200 sn. Bu nasıl bir olasılıkmış da plansız programsız pat diye 200 sn’de atomlar oluşmuş. ya bu 200 saniyede Atomlar oluşamasa ne olurdu, tesadüf yaa??. Sonrasında pat diye hatasız bir kainat, tesadüf! Oluşan atomlardan yıldızlara, yıldız fırınlarından elementelere oradan, bileşiklere, gezegenlere ve yaşama.. Sonra tesadüfi ya yaşamın başlaması için Oksijen atomu ve Hidrojen atomunun birleşmesi gerekiyor. Bu atom altı kurklar nereden biliyordu O2 ve H2 atomlarını meydana getirmek. Sonra evrende bu atomlar suyu oluşturdu çünkü karbon temelli yaşamın yegane olmaz ve olmaz bileşiği. Ne tesadüf ki, doğada bütün bileşikler gazdan katı hale geçerken hacimsel olarak küçülürken istisnai olarak H2O’nun Katı halindeki hacmi sıvı halindeki hacminden daha büyük. Suyun faz değişimindeki bu özelliği bugün dünyadaki yaşamın kaynağıdır. Çünkü suyun donması yukarıdan, yüzeyden başlar ve aşağıya doğru iner. Örneğin göllerde suyun yüzeyden donması eğer, H2O bu katı haldeki hacminin sıvı haldeki hacminden büyük hacimde olmasaydı gölde suyun donması aşağıdan başlardı ve yukarıya doğru artardı buda sudaki bütün yaşamı bitirirdi.
      Ve Yaşam; aminoasitlerin oluşturduğu DNA’nın içindeki kromozomların tesadüfü olarak oluşması ve bunu nesiller boyunca aktarması, dahası “tesadüf” olarak nitelendirilmesine gülüp geçmek gerekir. Kainatın her zerresinde muhteşem bir bilgi, bilim ve tasarım vardır. Bunu göremeyen kişiler bilimsellikten uzak bir bakışla dogmalarının esiri olmuş kişilerdir.

      Ne tesadüftür ki kainatı bilim ile anlamaya çalışmak için de matematik bulunmuş ve ne hikmetse her şey matematiksel bir açıklamaya çalışılmış ama evrim hariç. Evrim sadece Allah’a iman etmek istemeyenlerin bilimi kullanarak taptıkları bir teoriden ibarettir, bana göre de hiçtir.

      “Din ve Bilim çelişir mi? Kalple inandığın Allah’ın tasarım harikası olan kâinatını anlamaktır, bilim.”
      Siz sanırım Big Bang'in Evren'in oluşumuna dair tek teori olduğunu düşünüyorsunuz.

      Öyle bir şey yok hatta son yıllarda Big Bang teorisi albenisini yitirdi artık Bilim adamları daha farklı teoriler üzerin de duruyor ben zaten hiç bir zaman bu teoriye sıcak bakmadım diğer teoriler bana göre daha mantıklı.

      Büyük patlama olduysa öncesinde ne vardı..? Evren neyin içinde genişliyor.? Bu tarz çok fazla soruya net cevap verilemiyor evrenin bir başlangıcı olmayabilir.

      Bilim sürekli gelişiyor dünde takılı kalmamak lazım bu teori mutlak doğru anlamına gelmiyor.

      Öyle olduğunu varsayarak devam edersek yine aynı hataya düşülmüş torbadan 24 harf seçmek bir kaç dakika sürer en fazla,oysa kainatın Big Bang ile oluştuğunu varsayarsak 14 milyar yıl civarı süren bu oluşumdan önce ilk Atomların,Kuartların vs. oluşabilmesi için kaç milyar yıl yahut kaç trilyon yıl geçtiğini nerden biliyoruz..?

      O patlama oluştuktan sonra atomların 200 saniye içinde oluşması gayet doğal çünkü açığa bir enerji çıkıyor bu enerjinin oluşmasından sonra herşey çorap söküğü gibi devam eder mühim olan o patlamayi tetikleyen oluşumun ne kadar zaman aldığı böyle bir zaman sınırı yok ki belki o patlamayı oluşturan etkenin oluşması için 1.000.000.000.000.000.000 yıl geçti yani 1 Sentrilyon yıl..

      Bunu bugünün teknolojisiyle bilmiyoruz ayrıca o 200 saniye olayıda sadece bir tahmin 14 milyar yıl öncesine dair bu kadar ayrıntılı bir konu için kesin bir tahmin yürütmek mümkün değildir.

      Her zaman söylediğim gibi burada geçen zamanın büyüklüğü kavranmazsa tesadüfün açılımı yapılamaz.

      Verdiğiniz torbanın olasılık hesabı tek seferlik harf seçimine göre hesaplanıyor aynı torbadan 1 yıl boyunca sürekli harf çekip kelime oluşturmasını beklerseniz bu süre zarfında mutlaka bir çok kelime oluştuğunu görürsünüz.

      Nerde kaldı 10 bin yıl,100 bin yıl,1 milyon yıl,1 milyar yıl..! Ağzımızdan bir çırpıda çıkan bu zaman dilimlerinin büyüklüğünü kavramadıkça tekrar söylüyorum tesadüf olgusu kavranamaz.

      Hatasız bir kainat mı..? Muhteşem bir tasarım mı..? Buna gerçekten gülünür işte.

      Kainat tam bir keşmekeş yuvası o kadar çok hata var ki ortada bir tasarım olmadığı çok net anlaşılabilir Kainat'ta kesinlikle bir düzen yok hayatın her sahası gibi kainat'ta kusursuz bir yapı değil.

      Uzaya girmeye bile gerek yok Güneş sistemi başlı başına bunu ispatlıyor yanı başında Venüs gezegeni var fırtınalar,asit yağmurları gezegeni kavuruyor orada yaşama şansı yok.Merkür güneşin dibinde adeta bir kor parçası.Mars'ta muhtemelen eskiden yaşam vardı bugün tamamen ölü bir gezegen diğerleri zaten gaz yumağı 10 tane gezegen içinde tamamen tesadüf eseri güneşe bulunan uzaklığı sebebiyle yaşama olanak sunan bir gezegende yaşıyoruz bunun neresi hatasız,muhteşem bir kainat ben bu mantığı çözemiyorum.

      65 milyon yıl önce devasa bir meteor çarptı bu gezegene canlıların %90'ı yok oldu o zamanlar Dini bırak İnsan bile yoktu insanı da bırak Primat yoktu daha Dünya da.

      Ondan sonra da irili ufaklı ciddi zararlar veren meteorlar çarptı yarın çarpmayacağının garantisi yok yarın yakınımızda ki bir yıldız da patlama olsa gama ışınları yüzünden göz açıp kapayıncaya dek yok olabiliriz şansa yaşıyoruz.

      Dünya da her 100 bin yılda bir Süper volkan patlaması oluyor böyle bir patlama olsa İnsan medeniyetin'in %95'i yok olacak buz çağına gireceğiz nasıl kusursuz bir düzenden bahsedilir anlamak mümkün değil.
      En son Muhteva tarafından düzenlendi; 09.05.2015, 04:39.
      Adalet,Eşitlik,Özgürlük..
      Komünar..

      Yorum


      • Bu saate kadar başlığın mesajlarını baştan sona kadar okudum. Bilgisi dahilinde yorum atan herkese teşekkür ediyorum keza ikk baslarda bilimin Allah ın olmadığını kanitladigini( bunun adı Ateizm) söyleyen Muhteva, sayfalar ilerledikçe ben zaten deistim( deistler dinleri kabul etmeyip yaratıcıya inanırlar) çelişkisini bana hangi bilim adamı açıklayacak merak ediyorum. ( Bilim bunu da çözebilir belki.)

        Yorum


        • Büyük Patlama Yok mu..! Yeni Bir Denkleme Göre Evrenin Başlangıcı Yok..




          Yeni bir kuantum denklemine göre; evrenin bir başlangıcı yok. Bu yeni model; kuantum düzeltme ifadelerinin Einstein ‘ın Genel İzafiyet Teoremine uygulanması ile elde edildi. Model, aynı zamanda karanlık madde ve karanlık enerjiye dair açıklamalar getirebilir.

          Genel İzafiyet teoreminin tahminine dayanarak evrenin bir yaşının olduğu ve bu yaşın 13.8 milyar yıl olduğu neredeyse tüm bilimciler tarafından güçlü delillere dayandırılarak kabul görüyor. Evrenin başlangıçta bir tekillik (singularity) ya da sonsuz yoğunlukta bir noktadan genişleyerek, Büyük Patlama ile başladığı düşünülüyor.

          Elbette, Büyük Patlama tekilliği, genel göreliliğin matematiğinde direkt olarak ve hatta kaçınılmaz bir biçimde ortaya çıkar. Fakat matematik; yalnızca tekilliğin hemen sonrasında (öncesinde değil) ne olduğunu izah edebilir, dolayısıyla da bilim insanları bu durumu biraz problemli görüyorlar.

          Mısır’daki Benha University ve Zewail City of Science and Technology’den Ahmed Farag Ali:

          ” Büyük Patlama tekilliği fizik kurallarının bu noktada çökmesinden kaynaklı genel göreliliğin en ciddi problemidir ” diyor.

          Ali ve Kanada, Alberta’daki University of Lethbridge’den makalenin eş-yazarı Saurya Das Physics Letters B ‘de Büyük Patlama tekilliğini ortadan kaldıran ve evrenin bir başlangıcı ve sonu yoktur diye ifade edilen yeni modellerini içeren makaleyi yayımladılar.
          Geçmiş Fikirler Tekrar Gözden Geçirildi
          Fizikçiler, kuantum doğrulama ifadelerinin özellikle Büyük Patlama tekilliğini bertaraf etme girişimi olarak uygulanmadığını bilhassa vurguluyorlar. Çalışmaları; fiziğin felsefesine katkılarıyla bilinen teorik fizikçi David Bohm’un düşüncelerine dayanıyor. 1950lerde başlayarak, Bohm; klasik jeodezi ( eğik yüzeyde iki nokta arasındaki en kısa yol) yerini alan kuantum yörüngeleri çalışmalarına imza atmıştır.
          Makaleye göre; Ali ve Das bu Bohm yörüngeleri; Hindistan’da Presidency University in Kolkata’daki fizikçi Amal Kumar Raychaudhuri tarafından 1950’lerde geliştirilen denkleme uyguladılar.

          Kuantum-düzenli Raychaudhuri denklemini kullanarak, Ali ve Das kuantum-düzenli Friedmann denklemlerini elde ettiler. Bu denklemler evrenin genişleyişi ve evrimini (Büyük Patlama’yı da içererek) genel görelilik bağlamında tanımlıyor. Her ne kadar kuantum kütle çekimi teorisi doğru olmasa da, model kuantum teorisi ve genel görelilikten unsurlar içeriyor. Böyle olsa bile Ali ve Das tam bir kuantum yer çekimi teorisi oluşturulduğunda kullanmayı ümit ederek sonuçlarını saklamaya devam ediyorlar.
          Ne Tekillikler Ne de Karanlık Madde
          Büyük Patlama tekilliğini öngörmeyen model, dahası “büyük çöküş” tekilliğini de öngörmüyor. Genel Görelilikte, evrenin muhtemel bir sonu; kütle çekimlerinin bir sonucu olarak tekrar küçülmeye başlaması ve “büyük çöküşle” birlikte tekrar sonsuz yoğunluktaki noktaya geri dönmesi olarak tanımlanıyor.

          Ali ve Das; Bohm yörüngeleri ve klasik jeodezi arasındaki temel farktan kaynaklı olarak, makalelerinde modellerinin tekilliklerden kaçındığını ifade ediyorlar. Klasik jeodezikler er ya da geç birbirini keser ve kesiştikleri noktalarda tekillikler meydana gelir. Ancak; Bohm yörüngeleri asla birbirlerini kesmez dolayısıyla da denklemlerde tekillikler görünmez.

          Kozmolojik ifadelerde, bilimciler kuantum düzeltmelerinin karanlık enerji ihtiyacı olmadan birer kozmolojik sabit terimler ve bir ışıma terimi olarak düşünülebileceğini söylüyorlar. Bu terimler evreni sonlu boyutta tutar ve dolayısıyla da ona sonsuz bir yaş verir. Terimler aynı zamanda da kozmolojik sabit ve evrenin yoğunluğu araştırmalarında yakın tahminler geliştiriyor.
          Yeni Kütle Çekim Parçacığı
          Fiziksel ifadelerde, model; evreni kuantum akışkanıyla dolu olarak tanımlıyor. Bu akışkan gravitonların (kütle çekim kuvvetine aracılık ettiği varsayılan ağırlıksız parçacıklar) bir bileşimi olabilir. Eğer varsalar, gravitonlar kuantum kütle çekimi teorisinde oldukça önemli bir role sahip olabilirler.

          Modele göre evren “kuantum akışkan” ile doludur ve bu akışkanın bileşeni de kütleçekimsel kuvvetin aracı parçacığı olduğu düşünülen ve henüz varlığına dair herhangi bir kanıt bulunamamış “graviton” olabilir.

          Modelle ilişkili bir başka makalede Das ve Rajat Bhaduri ile beraberce çalışarak modeli daha da ileri bir boyuta taşıdı. Das ve Bhaduri; gravitonların; evrenin tüm zamanlarındaki bütün sıcaklıklarda Bose-Einstein yoğunlaşması oluşturabileceğini gösterdiler.

          Das, başlangıçsız evren modelinin anlatıldığı makale ile bağlantılı başka bir yayında Rajat Bhaduri ile birlikte çalışmaları daha da ileriye götürerek gravitonların evrenin tüm evrelerindeki sıcaklıklarda Bose-Einstein yoğunlaşması oluşturabileceğini gösterdi.

          Modelin, Büyük Patlama tekilliğini ortadan kaldırabilme, karanlık madde ve karanlık enerjiye dair açıklama geliştirme potansiyelinin var oluşu; fizikçileri bu yeni modellerini gelecekte daha dikkatli bir şekilde analiz etmelerini planlamaya itiyor. Ekibinin bir sonraki adımı ise; homojen olmayan ve izotropik (eşyönlü) olmayan küçük tedirgemelerin (pertürbasyon) de hesaba katılmasını içeriyor, fakat fizikçiler bu küçük tedirgemelerin sonuçlarda önemli bir değişiklik meydana getirmeyeceğini düşünüyorlar.

          Makale Referansı: Ahmed Farag Ali and Saurya Das. “Cosmology from quantum potential.” Physics Letters B. Volume 741, 4 February 2015, Pages 276–279. DOI: 10.1016/j.physletb.2014.12.057.

          Kaynak: Lisa Zyga, “No Big Bang? Quantum equation predicts universe has no beginning”, http://phys.org/news/2015-02-big-qua...-universe.html

          İleri Düzeyde Detaylı Okuma İçin:

          We show that Dark Matter consisting of bosons of mass of about 1eV or less has critical temperature exceeding the temperature of the universe at all times, and hence would have formed a Bose-Einstein condensate at very early epochs. We also show that the wavefunction of this condensate, via the quantum potential it produces, gives rise to a cosmological constant which may account for the correct dark energy content of our universe. We argue that massive gravitons or axions are viable candidates for these constituents. In the far future this condensate is all that remains of our universe.


          It was shown recently that replacing classical geodesics with quantal (Bohmian) trajectories gives rise to a quantum corrected Raychaudhuri equation (QRE). In this article we derive the second order Friedmann equations from the QRE, and show that this also contains a couple of quantum correction terms, the first of which can be interpreted as cosmological constant (and gives a correct estimate of its observed value), while the second as a radiation term in the early universe, which gets rid of the big-bang singularity and predicts an infinite age of our universe.
          En son Muhteva tarafından düzenlendi; 09.05.2015, 04:53.
          Adalet,Eşitlik,Özgürlük..
          Komünar..

          Yorum


          • Bilim adamları yapmış olduğu çalışmada Hubble gözlemleri sonucu evrnin genişlemiş olduğunu buldu bu durum daha sonra deneylerle desteklendi. Örneğin; “Kozmik mikrodalga arkaplan ışıması (kısaca:Fon ışıması veya fon radyasyonu) 1964 yılında keşfedilen bütün evreni dolduran bir elektromanyetik dalga biçimidir. 2.725 kelvin sıcaklığındaki siyah nesnenin termal ışınımına tekabül eden 160.2 GHz frekansında ve 1.9 mm dalga boyunda olduğu COBE uydusu tarafından havaküre dışında hassas olarak ölçülmüştür. Fon ışıması, evrenin en uzağından yani Büyük Patlama'dan geldiği düşünülen elektromanyetik ışımadır. Bu ışımayı birçok radyo astronom ve fizikçi Büyük Patlama'nın en büyük kanıtı sayarlar.” (wikipedia) (daha fazla bilgi için : http://www.kozmikanafor.com/2015/01/...masinin-kesfi/)

            Genişleyen evren varsa öncesinde tek bir noktaya gitmektedir. O da tekillik… Bugün bilim insanları tekillik konusunda hemfikirlerdir, fakat evrenin genişlemesine ve sonrasına dair farklı teorileri vardır. Evrenin tekillik öncesi ne olduğu bilinmemektedir, varsayımlar olarak;

            - Evrenin başka bir evrenin içinde olduğu ancak bu şekilde mevcut evrenin varlığının oluşabileceği.
            - Şuan bulunan evrenin pozitif evrenin olduğu bunun tam simetrik negatif bir evrenin dahi olduğu konuları gündeme gelmektedir.
            - Hatta biraz daha ileri gidersem evrenin bir illüzyon olduğunu, tüm bu kainatın sadece bir hologram olduğunu da söylüyorlar.

            Evrenin tekillikten sonra bu kadar ve nasıl genişlemesi konusu ise, 14 milyardaki bu genişleme, bilimin henüz açıklayamadığı hatta neredeyse ölçemediği karanlık madde ve karanlık enerji dinamiği tarafında devam ettirilmektedir. Evrenin genişlemesinin hızı giderek artmaktadır. Bunun sebebi olarak da DarkMatter sebep olduğu döylenmektedir. Tahminin evrendeki oranı ise % 95 civarında olduğu söylenmektedir.
            Teorilerden bahsederken sumersimetri teorisini unuttun. “Supersymmetry (SUSY).” (http://en.wikipedia.org/wiki/Supersymmetry)

            Aslınca bugün CERN’de yapılmaya çalışılanda evrenin ilk durumunu modellemek ve maddelerin enerjiden madde halini almasını sağlayan Higgs parçacığını kanıtlamaktı. Ve oradan her şeyin teorisisi vs..

            En çok aklıma takılan sorulardan biri de, akıllı bir tasarım olmadan evrendeki tüm olaylar nasıl akıllı bir tasarımın sonucu gibi duruyor?
            Teoriler ve bilgiler uzar gider
            …..
            ….
            ….

            Sonuç olarak şunu söylemek gerekir. Bugünün bilimi yeni emekleyen bir çocuk gibidir ve maalesef dogmatik olarak ölçemediğini ret etmektedir. Olabilir dememektedir. Bundan 10.000 yıl sonra bilimin geleceği düzey, belki her şeyi çok daha kolay ve anlaşılabilir olarak anlamamızı sağlayacaktır. Belki de bilim bize kanıt olarak diyecek ki, bugünün bu evrenin oluşması için kesinlikle bir bilgiye, plana ve güce ihtiyaç vardır. Bu da kainatın bir güç tarafından bilinçli bir şekilde yaratıldığına kanıtı olacaktır.

            Ayrıca, evrenin dili matematiktir. Her şey analitik ve anlaşılabilir bir biçimde ifade edildiğinde aslında her şeyin planlı programlı bir hal aldığı görülecektir. Evrimsel süreç ise plan ve programın olmadığı temelinde yükselir. Bir örnek verecek olursak evren, döllenmiş insan yumurtasının ölene kadar olan gelişim ve değişim sürecindeki gibi bir süreçten geçiyor olamaz mı, yaşam ömrü milyarlarca yıl olan…

            Önceki mesajımda, benim olasılık olarak vermeye çalıştığım örneğin temel gayesi, ister bing bang de ister ne dersen de o süreçten itibaren bugünün evrenindeki yaşamın oluşmasının matematiksel bir olasıkıkla açıklamak imkansız. Bu da bilimsel bir görüş olmaktan uzaklaşıyor. Sadece sanrılar..

            Peki şöyle bir şey söylesem. Ben Dünya dışı yaşamam inanan biriyim. Velev ki Dünya’dan 1 milyar ışıkyılı uzaklığındaki bir gezegenden farklı bir akıllı canlılar ile tanıştık. Akıllı canlıların formu insan gibi değil hatta karbon temelli de yaşam formları yok (sosyal evrimle açıklamaya çalışma karbon temelli canlı grubu değiller) ve inançları var. İnançlarına bakınca bizim inanç sistemini temel alan, yani İslamın farklı bir versiyonu olarak karşımıza çıkıyor, düşünelim. Bu durumda biz İnsanlık bu konuyu nasıl değerlendirmemiz gerekecek? Şöyle bir soru insanlık sormaz mı? Nasıl oluyor da evrenin bir diğer köşesinde aynı inanç sistemi var olabiliyor? Bu da aynı inanç sisteminin sebebinin kaynağı da aynı yaratıcıya götürmez mi?

            O zaman bu evrim teorisini nereye koyacaksın.

            Bu olasılıksız gibi gelmesin en azından evrimin olasılığından daha olası durmuyor mu?
            "Cesaret akıldan gelirse cesarettir, bilgisizlikten gelirse cehalettir."

            Yorum


            • @cagdasdeniz4242

              "Bilim" sadece "Nasıl" sorusunun cevabını verir, "Neden" ve "Niçin" sorununa cevap verecek yer sadece "Felsefe" ve "Din"dir.


              İlk olarak cagdasdeniz4242 tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
              Dostum söylediklerinin çoğuna katılmakla birlikte birşeyi düzeltmek isterim
              ister big bang ister evrim teorisi kabul edilsin Allah in varlığı gerçeğini degistirmez
              insanın nasıl yaratildigindan çok neden yaratıldığı önemli
              "Cesaret akıldan gelirse cesarettir, bilgisizlikten gelirse cehalettir."

              Yorum


              • Bilim saygı duyulasi bi gerçeklik ve önemli bir olgudur. Fakat bilimin yaratıcıyı yok saymasına ve bunu ispatladığını söylüyor olmak için kesin ispat gerekmektedir. Öyle ki bilimin evrensel bulguları da insanlar tarafından yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkmaktadır. Insani olduğu her yerde hata ve çarpıtma olma olasılığı da yüksektir. Yani evrenin ilk oluşum şekli ve ilk oluşum zamanı hakkında hiç bir somut bilgi yokken bu oluşumu Big - bang ve tarzı durumlara bağlamak biraz sallamasyon bilgiler oluyor. Big- Bang in olduğunu varsayarak konuşmak gerekirse; big- bang in oluşması için gereken koşullar, Big - Bang oluşmadan önceki evren nasıl meydana gelmiştir? Bir ürünün oluşması için onu oluşturan bir başka ürünün( hammadde) olması gerekir. Ortada bir şey yokken, herhangi bir ürün olusturamazsin. Yani yok olan bir şeyden var oldugunu iddia ettiğin bir şey oluşturamazsın. Demek ki Big- Bang den önce de evren vardı ve bu evrenin de bir oluşum şekli olmalı. Bilim ancak olan şeyden ortaya çıkan sonuçları insanlara sunabilir. Olmayan bir şeyin nasıl oluştuğunu bilim ispatlayamayacaği için bilimin de belli bir sınırı vardır. Bilimin sınırının dışında oluşan ve adına yaratılış dediğimiz olgunun gerçek olmadığını söylemek bir nevi işin kolayina kaçmaktır. Ateistlerin veya deistlerin bilim üzerinden inkar girişimleri zaten Kuran- ı Kerim de bir çok ayette söylenmiştir. Bundan 1400 yıl önce indirilen bir kitabın günümüzde oluşması muhtemel bu sapkınlıkları söylüyor olması bu kitabı bilimin de çok üstünde bir gerçek haline getirmektedir. Bunu görmemek , kabul etmemek mümkün olmamakla beraber hâlâ aksini iddia etmek bir çeşit kalplerin muhurlenmesi olayıdır.
                En son Yaşar tarafından düzenlendi; 09.05.2015, 15:14.

                Yorum


                • İlk olarak Yaşar tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                  Bilim saygı duyulasi bi gerçeklik ve önemli bir olgudur. Fakat bilimin yaratıcıyı yok saymasına ve bunu ispatladığını söylüyor olmak için kesin ispat gerekmektedir. Öyle ki bilimin evrensel bulguları da insanlar tarafından yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkmaktadır. Insani olduğu her yerde hata ve çarpıtma olma olasılığı da yüksektir. Yani evrenin ilk oluşum şekli ve ilk oluşum zamanı hakkında hiç bir somut bilgi yokken bu oluşumu Big - bang ve tarzı durumlara bağlamak biraz sallamasyon bilgiler oluyor. Big- Bang in olduğunu varsayarak konuşmak gerekirse; big- bang in oluşması için gereken koşullar, Big - Bang oluşmadan önceki evren nasıl meydana gelmiştir? Bir ürünün oluşması için onu oluşturan bir başka ürünün( hammadde) olması gerekir. Ortada bir şey yokken, herhangi bir ürün olusturamazsin. Yani yok olan bir şeyden var oldugunu iddia ettiğin bir şey oluşturamazsın. Demek ki Big- Bang den önce de evren vardı ve bu evrenin de bir oluşum şekli olmalı. Bilim ancak olan şeyden ortaya çıkan sonuçları insanlara sunabilir. Olmayan bir şeyin nasıl oluştuğunu bilim ispatlayamayacaği için bilimin de belli bir sınırı vardır. Bilimin sınırının dışında oluşan ve adına yaratılış dediğimiz olgunun gerçek olmadığını söylemek bir nevi işin kolayina kaçmaktır. Ateistlerin veya deistlerin bilim üzerinden inkar girişimleri zaten Kuran- ı Kerim de bir çok ayette söylenmiştir. Bundan 1400 yıl önce indirilen bir kitabın günümüzde oluşması muhtemel bu sapkınlıkları söylüyor olması bu kitabı bilimin de çok üstünde bir gerçek haline getirmektedir. Bunu görmemek , kabul etmemek mümkün olmamakla beraber hâlâ aksini iddia etmek bir çeşit kalplerin muhurlenmesi olayıdır.
                  Bir de şu var
                  youtubede bir videoda vardı hoşuma gitti
                  bir şeyin var oldugunu ispatlamak için örneğin bir çantada elma var dersek o elmayı çantadan dışarı çıkarmak yeterlidir ancak bir çantada elma yok dersek bu çantanın tüm her yerini didik didik etmemiz gerekir ve çantada elmanın yok olduğunu o çantanın her yerini didik didik etmeden soyleyemeyiz
                  burdan hareketle bir kimse eğer Allah in yok olduğunu söylüyorsa tüm evreni didik didik edip Allah i bulamaması gerekir bu arama dünyadaki okyanusun altındaki kum tanelerinden tüm gezegen ve galaksilere kadar kişinin arama yapması gerekir
                  Bu yüzden Allah yoktur diyenlerin mantıksal bir açıklaması yoktur
                  "Eğer yasalara saygı gösterilmesini istiyorsak, önce saygı gösterilecek yasalar yapmak lazımdır."
                  Louis D. Brandeis

                  Yorum


                  • Uzay, Bilim, Komplo Teorileri Ve Diğer İddialar

                    İlk olarak cagdasdeniz4242 tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                    Bir de şu var
                    youtubede bir videoda vardı hoşuma gitti
                    bir şeyin var oldugunu ispatlamak için örneğin bir çantada elma var dersek o elmayı çantadan dışarı çıkarmak yeterlidir ancak bir çantada elma yok dersek bu çantanın tüm her yerini didik didik etmemiz gerekir ve çantada elmanın yok olduğunu o çantanın her yerini didik didik etmeden soyleyemeyiz
                    burdan hareketle bir kimse eğer Allah in yok olduğunu söylüyorsa tüm evreni didik didik edip Allah i bulamaması gerekir bu arama dünyadaki okyanusun altındaki kum tanelerinden tüm gezegen ve galaksilere kadar kişinin arama yapması gerekir
                    Bu yüzden Allah yoktur diyenlerin mantıksal bir açıklaması yoktur
                    Ateist forumlarına göz gezdiriseniz onlar göre bir şeyin yok olduğunu söylemek ispat gerektirmez. Ama var olan bir şeyi bulmak ispat gerektirir.Onlara göre Bunun da şöyle bir dayanağı var. Tanrı nasıl yoktan var oluyor da , evren yoktan var olmuyor? O zaman evren Tanrı dır.

                    Şimdi burada söyle bir çelişki var. Bir şeyin yoktan var olduğunu kabul ediyorlar ve kesinlikle evrene Allah rolü biçip kendi kendine oluştuğunu kabul ediyorlar. Peki , eğer evren kendiliğinden oluşmuş ( big bang veya türevleri) ise ve bunu savunuyorlarsa kendileri de bir Tanrı ya inanmış olmuyorlar mı? O zaman aslında Allah ın var olduğunu da kabul etmiş olmuyorlar mı?

                    Yorum


                    • İlk olarak Yaşar tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                      Ateist forumlarına göz gezdiriseniz onlar göre bir şeyin yok olduğunu söylemek ispat gerektirmez. Ama var olan bir şeyi bulmak ispat gerektirir.Onlara göre Bunun da şöyle bir dayanağı var. Tanrı nasıl yoktan var oluyor da , evren yoktan var olmuyor? O zaman evren Tanrı dır.

                      Şimdi burada söyle bir çelişki var. Bir şeyin yoktan var olduğunu kabul ediyorlar ve kesinlikle evrene Allah rolü biçip kendi kendine oluştuğunu kabul ediyorlar. Peki , eğer evren kendiliğinden oluşmuş ( big bang veya türevleri) ise ve bunu savunuyorlarsa kendileri de bir Tanrı ya inanmış olmuyorlar mı? O zaman aslında Allah ın var olduğunu da kabul etmiş olmuyorlar mı?
                      Doğru bir tespit. İlk ateist inançlar zaten o şekildeydi. Evrenin ezeli olduğuna inanıyorlardı. Yani bir anlamda evreni Tanrı olarak görmek demek. Ama daha sonra bilimin gelişmesi ile bir gün evrenin sonunun geleceği tüm bilim çevrelerince kabul edilince, işin rengi değişti, Çünkü ezeli olan bir şeyin sonu olamazdı.

                      Atesitler açısından bing bang sıkıntılı bir hal aldı. Evrene ezeli demişlerdi. Bilim, Bing bang yani büyük patlama ile evreninin ezeli olmadığını ortaya koymuş ve genişleyen evrenin sonunun geleceği de kabul ediliyor.

                      Ne tesadüf ki 1400 sene önce Arabistan çölünde yaşayan biri büyük patlamayı, evrenin genişlediğini ve bir sonu olduğuna dair o dönemin bilim koşullarında bunları söyleyebilmiştir. Bunlar hepsi tesadüf!
                      Seni ölüme de götürse doğruluktan sakın ayrılma.
                      Hz. Ömer.

                      Yorum


                      • Yok olan bir şey hiçlikten varolup yokluk içinde genişleyemez,genişlemesi için daha önceden varolan bir alana ihtiyaç duyar bu da sürekli genişlemekte olan evrenin varolmadan önce pek çok evrenin varolduğunu ispatlar.

                        Çünkü evren sınırını göremediğimiz bir alan içinde genişliyor bu alan nasıl varoldu..? Muhtemelen bizim Evren dediğimiz Galaksi topluluğu gibi binlerce belkide milyonlarca Evren var.Tek bir Big Bang olduğu varsayımları günümüzde geçerliliğini yitirmeye başlamıştır.

                        Bu gece yorumlarınıza tafsilatlı cevap vereceğim vaktim yok şuan da..
                        Adalet,Eşitlik,Özgürlük..
                        Komünar..

                        Yorum


                        • Bilimsel donelerle konuşuyor iken " muhtemelen varolmadan önce evrenin içinde binlerce evren vardı" gibi olasılık içeren konuşmalara döndük. Big-bang veya türevi patlamalardan önce evrenin nasıl oluştuğu hakkında bilgiler zaten hep olasılık üzerine kurgulanacaktır. Çünkü bilim bunu açıklayamaz , çünkü bilimin de ulaşamayacağı ve gücünün yetmeyeceği konular vardır. Benim söylemek istediğim mevzu aslında ateist ve deistlerin de taptıkları bir Tanrı kabullendikleri bir din vardır. Bu insan fıtratından kaynaklanan doğal bir durumdur. Onların tanrısı kendiliğinden oluştuğunu düşündükleri her neyse odur. Dinleri de inkar etmelerine sebebiyet veren bilimdir. Yani aslında ateistliğin ruhuna aykırı bir düşünce içerisinde olmakla beraber çoğu ateist içten içten Allah inancını barındırmakta fakat bunu beyinlerine ve din gibi kabul ettikleri bilime kabul ettiremedikleri için inanmıyor gibi görünmektedirler. Inandiklari şey bir öküz veya Güneş veya evren veya uzay boşluğu bile olabilir ama kesinlikle bir şeye inanıyorlar.

                          Yorum


                          • En dayanamadığım şey,bir insanın ,farklı düşünüyor diye başka bir insanı aşağılık kelimelerle itham etmesidir.
                            Burada karşı görüşlü de olsa ,birbirlerine karşı cevap veren yukarıdaki arkadaşları tenzih ederim.
                            O arkadaş kendini biliyor.İlgili mesajlar silinmiştir.
                            Arafilboylu

                            Ve mikrofonlarımız Avni Aker'de...

                            Yorum


                            • İlk olarak Yaşar tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                              Bilimsel donelerle konuşuyor iken " muhtemelen varolmadan önce evrenin içinde binlerce evren vardı" gibi olasılık içeren konuşmalara döndük. Big-bang veya türevi patlamalardan önce evrenin nasıl oluştuğu hakkında bilgiler zaten hep olasılık üzerine kurgulanacaktır. Çünkü bilim bunu açıklayamaz , çünkü bilimin de ulaşamayacağı ve gücünün yetmeyeceği konular vardır. Benim söylemek istediğim mevzu aslında ateist ve deistlerin de taptıkları bir Tanrı kabullendikleri bir din vardır. Bu insan fıtratından kaynaklanan doğal bir durumdur. Onların tanrısı kendiliğinden oluştuğunu düşündükleri her neyse odur. Dinleri de inkar etmelerine sebebiyet veren bilimdir. Yani aslında ateistliğin ruhuna aykırı bir düşünce içerisinde olmakla beraber çoğu ateist içten içten Allah inancını barındırmakta fakat bunu beyinlerine ve din gibi kabul ettikleri bilime kabul ettiremedikleri için inanmıyor gibi görünmektedirler. Inandiklari şey bir öküz veya Güneş veya evren veya uzay boşluğu bile olabilir ama kesinlikle bir şeye inanıyorlar.
                              Bilimsel donelerle konuşuyorduk öylemi

                              clchsl hariç 3 sayfadır Bilimsel bir done kullanan göremedim ben.Bilimin açıklayamayacağı şeyler olduğunu söylemek en başta Bilim dışı bir iddia'dır.

                              Bir takım şeylere ulaşılamayacağı gücümüzün yetmeyeceği iddiası dogmatik bir düşüncedir Bilimde buna yer yoktur.

                              Yanılıyorsunuz Bilim herşeyi açıklar sadece bazı şeyleri açıklaması zaman alabilir..

                              Olasılık değil söylediğim Evrenin derinliklerini gözlemleyen teleskoplar başka bir Big Bang patlamasın dan kalma fiziksel kalıntıları tesbit etti zaten..

                              100 yıl önce Bilim Dünyanın güneş etrafında döndüğünü açıklayınca Din adamları bunun şeytan işi bir uydurma olduğunu bütün gök cisimlerinin Dünyanın etrafında döndüğünü ve Bilimin bunları bilmeye gücünün yetmeyeceğini iddia ediyordu.

                              Bugün Güneşi geride bırakıp milyarlarca güneşin oluşturduğu milyarlarca Galaksiyi keşfettik Dini çevrelerin iddiaları havada kaldı bütün gök cisimlerinin Dünyanın etrafında dönmesini bırak Dünyanın Galaksimiz içinde esamesi bile okunmayan önemsiz bir toz zerreciği olduğunu gördük.

                              Bugün bu iddialar da bulunan sizler bundan onlarca yıl sonra eğer hayatta olursanız yeni keşifleri gördükçe acaba aynı tavrı sürdürecekmisiniz

                              Binlerce Evren olduğu tesbit edilirse tepkiniz ne olacak yahut Evrenin başlangıcı olmadığı tesbit edilirse ne diyeceksiniz..?

                              O yüzden bugünden böyle iddialı açıklamalar yapmayın bence çünkü yaşınız daha genç bunları görmeniz gayet mümkün..

                              İnsan fıtratı(doğası) gereği Ateist doğar. Hiç bir Tanrı inancı yoktur doğduğunda, ailesi onu kendi inandığı inanç ile büyütür ve kendi inanacını ona dayatır.

                              6-7 yaşların da düşünüp muhakeme etme yetileri henüz yokken kendisine dayatılan Dini kabul etmek zorunda kalır.

                              Aslında buda insan haklarına aykırı bir durum bir bireye iradesine hakim olacağı 16-17 yaşlarından önce hiç bir inanç empoze edilmemeli bu konuda özgür olmalı..

                              16 yaşından sonra aklını kullanarak isterse bir Dini seçer, istemezse Ateist yahut Agnostik olur bu onun bireysel tercihi olmalı..

                              Ülkemiz de Din konusu küçük yaşlarda beynimize öyle bir şekilde işleniyor ki bazı insanlar sizin gibi Ateist ve Deistlerin de bir Dini olduğunu daha doğrusu olmak zorunda olduğunu iddia edebiliyor

                              Ateistlerin içten içe bir Allah inancı taşıdığını iddia etmeniz öyle inanmak istemenizden kaynaklı bir düşünce.

                              Ben sanal ortam da Müslümanların içten içeyide geçip dışa vurulmuş Allah hakkında ki şüphelerine çok rastlıyorum peki her insanın doğuştan bir inancı olması gerektiğini iddia eden sizin bu insanlar hakkında düşüncesi ne..?

                              Şeytan kandırıyor,Nefsine uyuyorlar tarzı klasik açıklamalar dışında buna verebileceğiniz Bilimsel bir cevap var mı..? Şeytan gerçekten olsaydı sanırım bütün herşeyin kendisine yüklenmesi yüzünden contaları yakıp isyan ederdi

                              Her haltı yedikten sonra suçu görünmeyen hayali kahramanların üzerine yüklemek insanları rahatlatıyor olmalı psikolojik bir konu..

                              Ateistler inanmaz bilmek ister ve öğrenir.İnanmak tabudur görmediğin şeylerin varolduğuna kendini ikna etme çabasıdır.


                              Diğer mesajında konunun sayfalarını geriye kadar okuduğunu ve benim önce Müslüman daha sonra Deist ve en sonunda Ateist olduğumu söyleyerek bunun bir çelişki olduğunu söylemişsiniz.

                              Eğer tüm sayfaları okuduysanız buna defalarca cevap verdiğimi de görebilirdiniz.

                              Burada nasıl bir çelişki olduğunu açıklamanızı beklerdim şahsen çünkü bir insan Deist yahut Ateist olmak için 10 yıl beklemez karar verdiyse bir günde olur.

                              Bende pek çok Ateist gibi ilk önce Deist olup Dinleri reddettim daha sonra bir kaç aylık kısa bir dönem içinde Tanrı kavramının da havada kaldığını görüp Ateist olmaya karar verdim.

                              Burada çelişki nerede..? Benim Deist ve ardından Ateist olmam bu siteye üye olduktan sonra ki döneme denk geldi diye bu çelişki mi oluyor..?

                              Bu siteye üye olmadan öncede bu kararları vermiş olabilirdim o zaman da geçmişi mi araştırıp Ateist olmaya karar verdiğim zamanın çelişki barındırdığını mı iddia edecektiniz..?

                              Dikkat ediyorum sadece siz değil bir kaç kişi yazdığım yorumlara cevap vermek yerine geçmişe yolculuk yapıp bu konuyu gündeme getirerek yazdığım yorumlara bu şekilde kontra geliştirmeye çalışıyor bu şık bir tavır değil..

                              Verdiğim çelişkili ayetlere yahut diğer bilgilere bu şekilde karşılık verme gereği duymayın ben böyle düşünmüyorum demek yeterlidir ben burada "Ahaha bak cevap veremedi" moduna girecek değilim ki bunu hiç yapmadım tasvip etmem ayrıca bu tutumu..
                              En son Muhteva tarafından düzenlendi; 10.05.2015, 01:16.
                              Adalet,Eşitlik,Özgürlük..
                              Komünar..

                              Yorum


                              • Ben kendim ile alakali bilimsel konuştuğumu iddia etmedim seninle alakalı bir iddia idi o. Açıklama yaparken muhtemelen kelimesi kullanır ise bu olasılık anlamına gelir ki bilimde olasılığa yer yoktur. Ben uzay bilimi hakkında cahilim. O konuda seninle aşık atamam. Fakat yüzlerce ateist tanıdım ve hepsi de birşeylere inanırlardı. Insanın doğuştan ateist doğduğu ise bir zırva. Dini kabul etme olayı tabi ki sosyal ve kültürel unsurlarla şekilleniyor fakat her insan inanç duygusuyla doğar. Psikoloji konusunda en az senin kadar iddialı olabilirim çünkü isim bu. Yani din sosyal ve kültürel duruma göre şekillenir fakat inanç doğuştan gelen bir yaratılış olgusudur.

                                Soruma hala cevap ala bilmiş değilim ben yalnız. Eğer evren sonsuz ve sınırsız ise ; kendi kendine oluşmuş ve içinde yeni evren ler oluşturabilecek gucte ise Sözlükteki Tanrı anlamının karşılığı değil midir? O zaman ateistlerin tanrısı Evren, dini de bilim olmuyor mu?

                                Belden aşağı vurma hiç tarzı değildir. Fakat takıldığınız sitelerde sizin gibi insanlar yüzünden aklınız karışmış ve ateistliği tercih etmişsiniz. Yargılayamam sadece dininin emrettiği gibi hidayete çağırır sizin için dua edebilirim. Ne de olsa herkesin yaptığı kendine. Ve cehenneme odun da gerekiyor .( Cehennemde ateş olduğu için ateş en iyi odunla yanar. Bu da bilimsel bir açıklama olsun.)

                                Yorum

                                Üzgünüz, bu sayfayı görüntüleme yetkiniz yok
                                Yükleniyor...
                                X