Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Uzay, Bilim, Komplo Teorileri Ve Diğer İddialar

Daraltma
X
  •  
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • Uzay, Bilim, Komplo Teorileri Ve Diğer İddialar

    İlk olarak Muhteva tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
    Hadis kitapları derken kaynağını belirtirmisiniz çünkü Kütübü Sitte dışındaki hadisleri bende güvenilir görmüyorum yani Buhari,Müslim,Ebu Davud,Tirmizi,Nesai ve Ibni Mace..

    Hadisleri sağlam kaynak gösterirken tutupta 2 milyon küsür hadisin hepsini güvenilir gördüğümü iddia etmiyorum.

    Öte yandan bahsettiğiniz hadisi hatırladım bu hadis Mecmauz zamain diye bir kaynakta geçiyor ve tartışmalı bir hadis yani güvenilir değil.

    İkide bir vurguluyorsunuz ama benim Ateist olmam da hadislerin hiç bir etkisi olmadı sadece Kurani okumak yeterli oldu.

    Evrim bile bu konuda ilk sırayi almıyor Kuran başlı başına yeterli bu konuda.

    Misal olarak çok örnek veririm ama telden yazıyorum onun için kısa kesmek zorundayım şimdilik.
    Sorun yok Muhteva kardesim ben de telden yaziyorum Yazacak cok sey var ama kisa kesiyorum ben de seni anliyorum

    Boyle hadisler Kutub i Sidde de var , sadece bir ornek sayisi artirilabilir....Yazarim onlari da musait bir zamanda insallah.

    Kur an okudum ve ateist oldum derken, arapca biliyor musun ...Hangi Kuran i veya hangi meali okudun...Cunku meallerde de hadislerde oldugu gibi inanilmaz hatalar var. Herkes isine geldigi gibi, veya ideolojisine gore ceviri yapmis. Misal bir ayetten Erkek kadinin uzerine hakimdir anlami verenler se oluyor, hayir Erkek kadini gozetir ustune titrer anlami verenler de. Cok basit bir yorum farki ama bu Islam dunyasinin kadina bakisini tamamen degistirebilen bir yorum farki.

    Ve ya Peygamberimizin cok evlilik olayi. Bu meselede de ayetler tamamen yetim hakkini korumak amaciyla indirilmis ve cok evliligi de bu baglamda ele alirken, diger ve hakim olan goruste yetimlerin y sinden bahsedilmeyip sanki cok eslilik tavsiye ediliyor hatta emrediliyor havasi veriliyor.

    Ornegin Kur an da Kader e imanla alakali tek ayet bulunmazken , kader inanci Imanin sarti haline gelebiliyor. Yani demek istedigim Kur an okumak ama hangi Kur an i okumak?

    Bir baska ornek ise Peygamberin Mekke de iken 11 yil suresince surekli kolelikten, mal mulk paylasimindan, zayifi ezmememkten Allah a ortak kosmamaktan, kul hakkina girmemmekten, adam oldurmemekten hemen hemen her surede bahsedilirken ne namazdan ne basortusunden ne hacdan ne kurbandan bahsedilmiyor...Bu konularla ilgili hemen hemen her ayet Medine doneminde iniyor. Yani Kur an in derdi oncelikle hak hukuk adalet !

    Yine dinsiz imansizlari yani kafirleri nerde bulursaniz oldurun ayeti Tamamen farkli yorumlaniyor. Kur an da hicbir zman durduk yere bir yeri isagl edip insanlari oldurmek diye bir emir yok.Ateistleri zorla musluman yapin diye bir emir yok! Hatta bana gore atesitler kafir falan degil. Kafir olan Allah a ortak kosan demektir, zulmeden, Allah in mulkune sahip cikip yoksulu ezen demektir.Nitekim Mekkeli musrikler de Allah a inanan , namaz kilan , hacca giden oruc ttan insanlardi ancak Allah ortak kosuyorlardi. Allah in altinda bir takim evliyalara kimselere tapiyor bunlar bizi Allah a daha cok yaklastiriyor diyorlardi. Yani bana gore sen kafir falan degilsin Savas konusuna donecek olursak savsla ilgili her ayetin basinda mutlaka su ibare var: Size karsi savasanlarla sizde Allah yolunda savasin.

    Allah Peygambere soyle buyuruyor: Allah in ayetleriyle alay edilen yerde durma oradan uzaklas, ta ki onlwr bu isten vazgecene kadar. Allah kendi ayetleriyle dalga gecenlere bile bu kadar hosgorulu. Oradan uzaklas diyor. Savasin oldurun vurun asin kesin falan demiyor.Ama degil Allah onun peygamberiyle alay edildiginde hakim goruse gore ve Hadislere gore boyun vuruluyor. Bu konuda ayetlerden de cikarim yapiliyor tabii. Yani daha cok ayet verebilirim bu konuda

    Yani demek istedigim Kur an okuyalim ama nasil okuyalim hangi meali okuyalim, piyasadaki bir kac meal haric hepsi yine hadislere dayandiriliarak meal veriliyor. Kuran i kendi butunlugunde yorumlayan ve akil suzgecinden gecirip meal veren tefsir eden cok az sayida kisi var.
    En son Nihat Güneş tarafından düzenlendi; 05.05.2015, 00:02.

    Yorum


    • Kuran’ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o Allah’tan başkasının katından olsaydı elbette içinde birçok çelişkiler bulacaklardı.

      4-Nisa Sûresi 82



      Hiç şüphesiz Hatırlatıcı’yı Biz indirdik Biz. Onun koruyucuları da gerçekten Biziz.

      15-Hicr Sûresi



      1- ALLAH’IN BALDIRI OLUR MU?



      Kuran : O’nun benzeri gibi hiçbir şey yoktur.
      42- Şura Suresi 11



      Hadis: “Allah ahirette Peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir.”

      Müslim-İman 302; Buhari 97/24, 10/29; Hanbel 3/1



      Bu hadisin hangi kitaplarda geçtiğine iyice dikkat edin. Hadis kitaplarının “en doğrusu” olarak gösterilen, tek hadisini inkar edenin kafir olacağı söylenen Müslim ve Buhari’de. Hadisçilerin mantığına göre bu hadisi inkar eden kafir, bu hadise inanan gerçek Müslüman olacaktır. Allah’a hiçbir şeyin benzemediğini söyleyen ayete karşın, hiçbir mecazi ifadeyi çağrıştırmadan, Allah’ın baldırı olduğunu ve ahirette baldırını açacağını söylemenin yanlışlığını uzunca anlatmaya gerek var mı?





      2- ALLAH EL SIKIŞIR MI?



      Kuran: Ve hiçbir şey O’nun dengi değildir.

      112- İhlas Suresi 4



      Hadis: “Allah benimle görüştü ve el sıkıştı. Elini iki omuzum arasına koydu. Öyle ki parmaklarının soğukluğunu iki göğsüm arasında hissettim.”

      Hanbel 5/243



      Yine bu hadiste hiçbir mecazi manayı çağrıştırmadan, Allah’a parmak, parmaklarına da soğukluk atfedilerek; Allah şekilleştirilmektedir. Bu hadis, İhlas Suresi’nin Allah’ın hiçbir şeye denk olmadığını söyleyen ayeti gibi daha birçok ayetle de çelişir. Eğer hadisteki “el” ifadesi, mecazi bir mana akla getirip -güç ve kudret gibi- insani eli çağrıştırmasaydı, kabul edilebilirdi. Örneğin “Her şey Allah’ın elindedir” dediğimizde cümlenin akışından “her şeyin Allah’ın kontrolünde” olduğu anlaşılır. Fakat Allah’a parmak, parmaklara soğukluk atfeden bu hadisten böyle mecazi bir manayı kimse çıkaramaz. Üstelik bu hadiste Allah ile Peygamber’in el sıkışması gibi kabul edilemez bir ifade de yer almaktadır. Şimdi bu hadisleri “din” kabul etmek, bu dine kötülük yapmak değil midir?



      3- DİN DEĞİŞTİREN ÖLDÜRÜLSÜN MÜ?



      Kuran: Dinde zorlama yoktur.

      2-Bakara Suresi 256



      Hadis: “Dinini değiştireni öldürün.”

      Nesei 7-8/14; Buhari 12/1883



      Allah’ın hükmünü hadisle aşmaya, Allah’ın dinini kendi kafalarına uydurmaya çalışanların bu anlama gelen uydurmaları yüzünden birçok insan öldürülmüştür. Bazı dine referanslar veren örgütlerin yaptığı katliamları, bu örgütlerin zihinlerinde meşrulaştıran da bunun gibi hadislerdir. Evlerinin bodrumunu insan mezarına çevirenleri Diyanet kınamaktadır, ama aynı Diyanet, Buhari ve Nesei gibi hadis kitaplarını ise övmekte, dinin kaynağı olarak göstermektedir. Bu bir çelişki değil de nedir? Ne yazık ki bahsedilen katliamları meşrulaştıracak izahlar, Sunni hadis kitapları ve mezhep izahlarında mevcuttur.



      4- ÖLÜNÜN SUÇU NE?

      Kuran: Doğrusu hiçbir günahkar bir başkasının günah yükünü yüklenmez.

      53-Necm Suresi 38



      Hadis: “Ölü, ailesinin kendisi için ağlamasından dolayı azaba uğratılır.”

      Buhari-K. Cemiz 32, 33, 34



      Ne akla, ne de Kuran’ın genel mantığına uyan bu hadis de uydurmacılığın Kuran ve akılla çelişkilerine bir başka örnektir.





      5- KADIN DÜŞMANLIĞI



      Kuran: Ben sizden erkek olsun, kadın olsun hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hepiniz birbirinizdensiniz.

      3-Ali İmran Suresi 195

      Hadis: “Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.”

      Buhari 9/1391



      Kuran hayır üreten erkeğin de kadının da önünü açık tutarken, hadisler kadının önünü kapamaktadır. Kadın konusu, Peygamber’e iftira olarak uydurulan hadislerin en çok olduğu alanlardan birisidir. Ayrıntılı bilgi için 21. ve 22. bölümleri okuyunuz.





      6- ZALİM KİM?



      Kuran: Zulmedenler dedi ki: Siz olsa olsa büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz.

      25- Furkan Suresi 8



      Hadis: “Peygamber Medine’de bir Yahudi tarafından büyülendi. Günlerce ne yaptığını bilmez durumda ortalıkta dolaştı.”

      Buhari 76/47; Hanbel 6/57, 4/367



      Yakın dönemde Muhammed Abduh ve eski dönemlerde Mutezile’nin bu hadise itirazlarına karşın Muhammed Ebu Şehbe bu hadisi şöyle savunur: “Eğer Abduh sihir hadisini inkar etmişse akıl ve nakil ilimlerinde söz sahibi el Maziri, el Hattabi, Kadı İyaz, İbn Teymiyye, İbnul Kayyım, İbn Kesir, en Nevevi, İbn Hacer, el Kurtubi ve Alusi gibi pek çok alim de O’nun hem rivayet ve hem de dirayet yönünden doğru olduğunu ispat etmişlerdir.” Şehbe, Buhari ve Müslim’in de hadisi kabul ettiğini anlatır ve “sihir sonucu” olanları hadislere dayandırarak şöyle aktarır: “Peygamberimiz’e sihir yapılmıştı. Öyle ki hanımları ile cinsi münasebette bulunmadığı halde bulunduğunu zannederdi. Süfyan bunun en şiddetli sihir olduğunu söylemiştir.” (Ebu Şehbe, Sünnet Müdafaası) Kuran’a göre ise Peygamber’in büyülendiğini söyleyenler zalimlerdir. “En güvenilir” hadisçilerin çoğuysa Peygamber’in büyülendiğini söylemektedir.





      7- MİRASTA VASİYET VAR MI?



      Kuran: Ey iman edenler! Herhangi birinize ölüm gelip çattığında vasiyet zamanı aranızda tanıklık şöyle olsun: Kendinizden adalet sahibi iki kişi, yahut yolculuk etmekte iken ölüm musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızda iki kişi.

      5-Maide Suresi 106



      Hadis: Varis için vasiyet yoktur.
      Hanbel 14/238



      Kuran’da hem Maide suresindeki bu ayetten, hem diğer ayetlerden vasiyetin varlığı anlaşılır. Vasiyetten arta kalanlar ise Kuran’da tavsiye edilen şekilde dağıtılır. Vasiyeti iptale yönelik bu hadis, aslında Kuran’ın bir hükmünü iptale yönelik bir girişimdir.





      8- EN BÜYÜK AZAP RESSAMLARA MI?



      Kuran: Gerçekten Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise dilediği kişi için bağışlar.

      4-Nisa Suresi 48



      Hadis: “Cehennemde en şiddetli azaba uğratılacak kişiler ressamlardır.”

      Buhari-Tesavir, 89



      Kuran’a göre en büyük günah Allah’a ortak koşmaktır. Allah, ortak koşmayı affetmeyeceğini söylemekte, bunun dışında her günahın affedilebileceğini belirtmektedir. Bu yüzden Allah’ın en şiddetli azabına uğrayacak olanlar da ortak koşanlardır. Oysa Buhari’nin yukarıda alıntıladığımız hadisine göre en şiddetli azaba ressamlar uğrayacaklardır. (Mezhepçi, hadisçi yaklaşımı benimseyenlerin sanat dallarıyla ilgili uydurdukları hadisleri kitabın 18. bölümünde okuyabilirsiniz.) Bu hadis başta Kuran ile çelişmektedir. Ayrıca mantık ile çelişen bu hadisin çeliştiği başka hadisler de vardır. Örneğin diğer bir hadise göre cehennemde en şiddetli azaba satranç oynayanlar çarptırılacaklardır. (Büyük Günahlar, Hafız Zehebi)





      9- ALTIN TAKILIR MI, İPEK GİYİLİR Mİ?



      Kuran: De ki; “Allah’ın kulları için çıkardığı süsü ve temiz rızıkları kim haram etti?” De ki: “Bunlar dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet gününde ise yalnızca onlarındır.” Bilen bir topluluk için Biz ayetleri böyle detaylı anlatırız.

      7-Araf Suresi 32



      Hadis: “Altın ve ipek ümmetimin kadınlarına helal, erkeklerine ise haramdır.”

      Müslim 2/16

      Altın ve ipek hem erkek için, hem de kadın için bir süs eşyasıdır. Kuran’da hiçbir ayette yasaklanmazlar. Allah inananların dünyada da bu süslerden yararlanabileceklerini söyler ve erkek kadın ayrımı yapmaz. Her hadisinin doğru olduğu iddia edilen Müslim’de de yer verilmiş olan bu hadis, Kuran’ın belirttiğimiz ayeti ile çelişir.





      10- DEPREMLERİN SEBEBİ OLAN BALIK



      Kuran: Bundan sonra yeri yumurta biçimine soktu.

      79-Naziat Suresi 30



      Hadis: “Dünya balığın üzerindedir. Balık başını sallayınca Dünya’da depremler olur.”

      İbn-i Kesir Tefsiri, 2/29 68/1’in açıklamaları



      Kuran, mucizevi bir şekilde dünyanın yumurta biçiminde elipsoid olduğunu, ceninin geçirdiği evreleri, evrenin oluşumunu, rüzgârların aşılayıcı olması gibi birçok konuyu açıklarken (Bakınız: İstanbul Kuran Araştırmaları Grubu, Kuran Hiç Tükenmeyen Mucize); hadislerde yer alan yukarıdakilere benzer akıl, bilim ve Kuran dışı ifadeler hem Kuran’la, hem de mantıkla çelişmektedirler. Dünyayı balığa oturtan, depremleri balığın kuyruğunun sallanmasına bağlayan bu anlayışın İslam’la ilgisi olmadığını açıklamak ve bu yanlışa yol açan temel yöntem hatalarına dikkat çekmek, bu dine hizmet değil midir?
      En son Nihat Güneş tarafından düzenlendi; 05.05.2015, 00:16.

      Yorum


      • İlk olarak Muhteva tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle

        ...

        Fakat senin gibi Ateistleri ahlaksızlıkla,korkaklıkla suçlayanlar olursa daima karşısında beni bulur.

        ...
        Lütfen virgülü doğru yere koyalım (Yaptım gene hocalığımı ).

        .
        -"Bana göre Aykut Kocaman ve öğrencileri şike yapmadı."
        -"Burada klima yok mu?"
        -"Renklerin en güzeli siyah-beyaz."

        Kadem bastın gönül tahtıma a sultânım, safa geldin.

        (Gel 7 Eylül 2026 gel)

        Yorum


        • İlk olarak Nihat Güneş tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
          Sorun yok Muhteva kardesim ben de telden yaziyorum. Yazacak cok sey var ama kisa kesiyorum ben de seni anliyorum.

          Boyle hadisler Kutub i Sidde de var , sadece bir ornek sayisi artirilabilir....Yazarim onlari da musait bir zamanda insallah.

          Kur an okudum ve ateist oldum derken, arapca biliyor musun ...Hangi Kuran i veya hangi meali okudun...Cunku meallerde de hadislerde oldugu gibi inanilmaz hatalar var. Herkes isine geldigi gibi, veya ideolojisine gore ceviri yapmis. Misal bir ayetten Erkek kadinin uzerine hakimdir anlami verenler se oluyor, hayir Erkek kadini gozetir ustune titrer anlami verenler de. Cok basit bir yorum farki ama bu Islam dunyasinin kadina bakisini tamamen degistirebilen bir yorum farki.

          Ve ya Peygamberimizin cok evlilik olayi. Bu meselede de ayetler tamamen yetim hakkini korumak amaciyla indirilmis ve cok evliligi de bu baglamda ele alirken, diger ve hakim olan goruste yetimlerin y sinden bahsedilmeyip sanki cok eslilik tavsiye ediliyor hatta emrediliyor havasi veriliyor.

          Ornegin Kur an da Kader e imanla alakali tek ayet bulunmazken , kader inanci Imanin sarti haline gelebiliyor. Yani demek istedigim Kur an okumak ama hangi Kur an i okumak?

          Bir baska ornek ise Peygamberin Mekke de iken 11 yil suresince surekli kolelikten, mal mulk paylasimindan, zayifi ezmememkten Allah a ortak kosmamaktan, kul hakkina girmemmekten, adam oldurmemekten hemen hemen her surede bahsedilirken ne namazdan ne basortusunden ne hacdan ne kurbandan bahsedilmiyor...Bu konularla ilgili hemen hemen her ayet Medine doneminde iniyor. Yani Kur an in derdi oncelikle hak hukuk adalet !

          Yine dinsiz imansizlari yani kafirleri nerde bulursaniz oldurun ayeti Tamamen farkli yorumlaniyor. Kur an da hicbir zman durduk yere bir yeri isagl edip insanlari oldurmek diye bir emir yok.Ateistleri zorla musluman yapin diye bir emir yok! Hatta bana gore atesitler kafir falan degil. Kafir olan Allah a ortak kosan demektir, zulmeden, Allah in mulkune sahip cikip yoksulu ezen demektir.Nitekim Mekkeli musrikler de Allah a inanan , namaz kilan , hacca giden oruc ttan insanlardi ancak Allah ortak kosuyorlardi. Allah in altinda bir takim evliyalara kimselere tapiyor bunlar bizi Allah a daha cok yaklastiriyor diyorlardi. Yani bana gore sen kafir falan degilsin Savas konusuna donecek olursak savsla ilgili her ayetin basinda mutlaka su ibare var: Size karsi savasanlarla sizde Allah yolunda savasin.

          Allah Peygambere soyle buyuruyor: Allah in ayetleriyle alay edilen yerde durma oradan uzaklas, ta ki onlwr bu isten vazgecene kadar. Allah kendi ayetleriyle dalga gecenlere bile bu kadar hosgorulu. Oradan uzaklas diyor. Savasin oldurun vurun asin kesin falan demiyor.Ama degil Allah onun peygamberiyle alay edildiginde hakim goruse gore ve Hadislere gore boyun vuruluyor. Bu konuda ayetlerden de cikarim yapiliyor tabii. Yani daha cok ayet verebilirim bu konuda.

          Yani demek istedigim Kur an okuyalim ama nasil okuyalim hangi meali okuyalim, piyasadaki bir kac meal haric hepsi yine hadislere dayandiriliarak meal veriliyor. Kuran i kendi butunlugunde yorumlayan ve akil suzgecinden gecirip meal veren tefsir eden cok az sayida kisi var.
          Hadis sahih demek ki var

          Bakın ben sizin gibi kıvırmadım oysa bu hadis değilde ayet olsaydı 40 defa takla atılır bunun mecazi anlam olduğu ispatlanmaya çalışırdı tıpkı onlarca açık ayet için yapıldığı gibi

          İşte sizin yaptığınız tam olarak bu oluyor ayetleri dilediğiniz gibi yorumlarken iş hadise gelince böyle bir şey olabilir mi diyorsunuz

          O zaman Cübbeli çıkıyor bu hadis mecazi anlamdadır diyor sizin gibi insanlar ayetlerin manalarını dilediği gibi yorumlarken o hadisleri yorumlamış çok mu

          Arapça bilgim var söylediğim gibi Medrese de okudum ki bunun bir önemi olduğunu düşünmüyorum.

          Kuran anlaşılmayacak bir kitap değil İngilizce,Fransızca yahut başka bir dilde yazılmış olan bir kitap gibi Türkçe'ye çevrildiği zaman gayet iyi anlaşılıyor.

          Sizi anlıyorum bende zamanın da Kuranı öyle herkez anlayamaz onun çok derin manası var bir ayetten 20 cilt ansiklopedi değerinde bilgi çıkartılır diye inanıp öyle savunma pozisyonuna geçiyordum.

          Arapça da bir kelimenin sekiz,on türlü manası oluyor diyerek kendimi Tanrı yerine koyarak falan ayette ondan değil bundan bahsediliyor diye çok savunma yapmışlığım vardır.

          Fakat Türkçe Mealini okuduğumuz zaman işin böyle olmadığı anlaşılıyor ayetler gayet açık bir şekilde ortada.

          Kelime oyunları oynayıp ayetleri lastik top gibi bir o tarafa bir bu tarafa cektiğimiz zaman zaten yaptığımız şeyin bir inandırıcılığı kalmıyor.

          Mesela kadınları dövmeye izin veren ayetin orasıyla,burasıyla oynayarak işte efendim orada son çare olarak dövülsün deniyor yoksa Allahta istemiyor dövülmesini öyle isteseydi ilk önce yatağınızı ayırın dermiydi türünde savunmalar mantıksız ve komik oluyor.

          Sonuç olarak dövmeye izin veriyor yok efendim hafifçe dövün demiş,yok yüzüne vurmayın vücudunu da iz çıkmayacak şekilde dövmekten bahsetmiş,yok o dövme kelimesi korkutmak amacıyla söylenmiş aslında öyle demek istemiyormuş sabaha kadar evir,çevir farklı mana yükle bunun bir anlamı yok ayet gayet açık.

          Kendini Tanrı yerine koyduktan sonra her ayete farklı bir mana ve bakış açısı üretmek gayet mümkündür.

          Mesela Enam suresi 151. ayette ayete "De ki Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım" dedikten sonra ikinci sırada Anaya,Babaya iyi davranın diyerek haram olan şeyleri sayacağı yerde araya haram olmayan iyilikleri katması bunun apaçık insan kaynaklı bir hatadan ileri geldiğini gayet net ortaya koyuyor.

          Tanrı böyle bir hata yapabilir mi bu bariz şekilde insan hatası ve gayet doğal bir durum çünkü insan hata yapabilir.

          Bunun içinde yok öyle demek istemiyor onun manası farklı diye iddia da bulunmak baya bi komik durur isterseniz 45 farklı meal okuyun bu farklı değildir.

          Belkide bir çok ayette olduğu gibi bu ayetin anlamını da tümüyle değiştirecek şekilde mealleştirmek mümkündür ancak o zaman yaptığınız şey Kuranı ayetini değiştirmek oluyor

          Yok ayetin zahiri manası öyle değilmişte batini manası şöyleymişte kafadan binbir türlü hikaye uyduruluyor.

          O zaman da herkezin kendine göre bir Kuranı oluyor yüzlerce farklı Kuran sonra deniyor ki bu kuran asla değiştirilemez ohoo

          Bu konuları hocamız Medrese de anlatırken Kuran'ın arapça manası değişmedikten sonra Türkçe meal de anlamının değişmesi bir şey ifade etmez derdi.

          Aman ne güzel bu nedir şimdi resmen dil ırkçılığı değilmidir ? Türk milleti'nin %90'ı Arapça bilmiyor o halde bu insanlar ömürlerinin sonuna kadar ayetlerin değiştirilmiş haline inanacaklar sonra sen Kuran değiştirilmedi diye kendini avutacaksın.

          Kuran da durduk yere bir yeri işgal edin diye bir ayet yok diyorsun buna gülerler

          Kafirlerle kendi elleriyle aşağılık bir şekilde cizye verinceye kadar savaşın ayetini orasından evirip,çevirmenin bir manası yok gayet açık bir ayet.

          Eğer bir devlet Müslüman değilse onlara İslam teklif edilir kabul etmezlerse Cizye(vergi) vermeleri istenir onuda kabul etmezlerse savaş açılır bu Dünya da tek kafir devlet kalmayana dek mecburi olarak yapılması gereken Allahın kesin emridir.

          Osmanlı keyfinden mi Avrupaya açılıyor her yeri feth ediyordu.İslam halifeleri keyfinden mi sadece Arabistan dururken bir Dünya yeri feth ettiler.

          Yani bu tür savunmalar nereden bakılırsa bakılsın bir anlam ifade etmiyor.

          Hadi kafirleri gördüğünüz yerde öldürün diye başlayıp devam eden başka bir ayet için o ayette düşman saldırı yaptığı zaman öldürün diye emrediyor savunması bir yere kadar mantıklı olabilir ama bahsettiğim "Kafirlerle kendi elleriyle küçülmüş şekilde cizye verinceye kadar savaşın ayeti" noktayı koymuştur.

          1400 yıllık İslam aleminde yapılan tüm cihat hareketleri bütün fetihler bu ayetin emri yüzündendir.


          Hangi birisini yazayım ki Kuran da sürekli aklını kullanmazlar mı dediğini söylemişsin oysa aklı kullanma organı olarak kalp gösterilir bu da gayet normaldir çünkü beynin keşfinden önce ilkel dönemler de düşünme,akletme organının kalp olduğuna inanılırdı.


          Hac Suresi(46) "Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? (Dolaştılar, ama ibret almadılar). Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur.

          Muhammed Suresi(24) "Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerin üzerinde kilitleri mi var?

          Nahl Suresi(22) "Sizin ilahınız tek bir ilahtır. Ahirete inanmayanların kalpleri bunu inkâr etmekte, kendileri de büyüklük taslamaktadırlar."

          İsra Suresi(36) "Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur."

          İsra Suresi(46) "Kur'an'ı anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Kur'an'da (ibadete layık ilah olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarına dönüp kaçarlar."

          Kehf Suresi(57) "Kim, kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren ve elleriyle yaptığını unutandan daha zalimdir? Şüphesiz biz, onu anlamamaları için, kalplerine perdeler gerdik, kulaklarına da ağırlıklar koyduk. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayet bulamazlar."

          Biz bugün modern Bilim sayesinde biliyoruz ki düşünme,akletme organı Beyindir kalbin bu konuda hiç bir etkisi yoktur.

          Hatta hala filmlerde,afişlerde vs aşkı anlatırken kalp resmi kullanılır buda trajikomik durumlardan birisi.

          Şimdi bu ayetler için yok orada o kastedilmiyor onun manası farklı diyerek kendimizi Tanrı yerine koyup onun dediğini değiştirmeye çabalamanın ne mantığı olabilir ki.?

          Açık olarak görüyoruz ki Kuran bir insan eseridir.Çelişki yok demişin çelişkinin tillahı var.

          Her surede bir veya daha fazla çelişki bulmak mümkündür.

          Bu kadar fazla çelişkiyi es geçmek yahut hepsini evirip,çevirerek farklı yorumlamak gerçekten artık gülünçten de öte bir durum olur

          a)İLK MÜSLÜMAN KİMDİR ÇELİŞKİSİ..Sizce ilk Müslüman kimdir?

          Enam-163. O’nun hiçbir ortağı yoktur; böyle emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim.” Yukarıdaki ayet, Muhammed hazretlerinin ilk müslüman olduğunu belirtir ama hükümsüzdür.

          Araf-143. “Sen sübhansın”, “tevbe ettim, sana döndüm ve ben müminlerin ilkiyim,” dedi.

          Yukarıdaki ayet de Musa‘nın ilk müslüman olduğunu belirten ayettir ve o da hükümsüzdür.

          Her iki ayeti de hükümsüz kılan ayet:

          Ali İmran- 67. İbrahim, ne Yahudi, ne de Hristiyandı. Fakat o, Allah’ı bir tanıyan dosdoğru bir müslümandı, müşriklerden de değildi.

          İbrahim, Muhammed’den de, Musa’dan da önce yaşadığına göre müslümanlığı onlardan öncedir. Adem, İdris, Nuh gibi İbrahim’den önce yaşamış olan peygamberlerin Müslümanlık sırasının ise hesaba katılmadığını görüyoruz.

          b)MİRAS KONUSUNDAKİ ÇELİŞKİLER

          Kur’an’a göre miras paylaşımında vasiyetin geçerli olduğunu söyleyebilir miyiz?

          Bakara-180. Sizden birisine ölüm yaklaştığında, eğer ardında mal bırakacaksa, vasiyet etmek farz kılındı.Bu vasiyetin anne ve baba ile akrabaya uygun şekilde yapılması gerekir. Bu, takvâ sahipleri üzerine bir borçtur.

          Bu ayete göre vasiyetin farz olduğunu ve bir Müslüman öldüğünde bıraktığı vasiyetin geçerli olduğunu düşünüyorsanız aldanırsınız. Ne vasiyet ederseniz edin hükmü yoktur. Miras paylaşımı aşağıdaki ayetlere göre yapılır:
          Nisa/ 11-12. Allah size evlatlarınızın miras taksimini şöyle emrediyor: Çocuklarınızda, erkeğe iki kadın payı kadar, eğer hepsi kadın olmak üzere ikiden de fazla iseler, bunlara mirasın üçte ikisi ve eğer bir tek kadın ise o zaman ona malın yarısı vardır…. (diye devam ediyor)

          C)ALLAH ACELE EDEN VE ACELE ETMEYEN OLARAK GÖSTERİLİR HANGİSİ DOĞRU

          NİSA-12..Bütün bunlar, Allah'tan birer emirdir. Allah her şeyi bilen,cezalandırma da acele etmesede, ihmal etmeyendir.

          ENAM-165..O, sizi yeryüzünün halifeleri yapan ve sizleri verdiği şeylerle denemek için kiminizi kiminize üstün kılandır. Şüphe yok ki, Rabbin çabuk cezalandıran ve yine şüphe yok ki, O tek bağışlayan, tek merhamet edendir.

          Kuranda Allahı Bir surede cezalandırmada aceleci bir surede acele etmeyen olarak belirtmiştir????

          Sadece bu bile Kuranın Tanrıyla ilgili olmadığını anlamaya yetecektir.

          d) İSLAMIN HOŞGÖRÜSÜ-HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜ

          "Islâm'da zorlama yoktur" (K. Bakara 256) seklindeki hükümlere dayanarak "Islâm hosgörü dinidir" diye konusur

          Zorlamayi öngören ve hosgörü'yü kökünden yok eden hükümlere dayali olarak farkli din ve inançta olanlara karsi düsmanlik beslemekten geri kalmaz ve örnegin Kur'ân'daki "Islâm'dan gayri bir dine yönelenler sapiktir!” (K. Imrân 85; Tevbe 33 ),

          Ya da “Müsrikleri nerede görürseniz öldürün!” (K. Tevbe, 5
          Ya da “Islâm'a aykiri bir inanista ise analariniz, babalariniz, yakinlariniz için magfiret dilemeyin, onlarin namazini kilmayin vs..." (örnegin K. Tevbe 23, 84, 113; Ahzâb 60-61) seklindeki nice buyruklarlara uymayi dogal sayar.

          e)İSLAMİYETİN KADINLARA BAKIŞI

          Bu ayni kisi, bir yandan: "Kur'ân'in 14 asir önce ilân ettigi kadin haklari hâlâ ulasilamamis bir yüceliktedir" seklinde konusurken diger yandan, seriât'in kadini asagilatan hükümlerine sarilmakta sakinca bulmaz; bunlari rahatlikla savunabilir, ki bunlar arasinda:"Kadinlar aklen ve dînen dûn yaratilmislardir; Iki kadinin tanikligi bir erkegin tanikligina denktir; Cehennemin çogunlugu kadinlardandir; Sûtresiz olarak namaz kilanin önünden esek, köpek, kadin geçerse namaz bozulur vs ..." seklinde insan sahsiyetinin haysiyetiyle bagdasmayan hükümler vardir. Birbiriyle çelisen ve çatisan bu iki düsünce tarzina saplanmislik ona ters gelmez. Daha dogrusu çelisme ve çatisma'nin varligindan muhtemelen habersizdir.

          f)BİR TARAFTAN ÖZGÜR DÜŞÜNEBİLİRSİNİZ DİĞER TARAFTAN İSE SİZİN ADINIZA ALLAH DÜŞÜNÜR ÇELİŞKİSİ

          Yine bunun gibi, bir yandan Kur'ân'in: "Basiniza gelen her hangi bir musibet kendi ellerinizin yaptigi isler yüzündendir" (Sûra 30; Nisha 79 vs...);
          ya da:"Yaptiklarinizdan dolayi mutlaka sorguya çekileceksiniz" (al-Nahl 93) seklinde olan ve “irâde serbestisi”ne ve “kisi'nin sorumlulugu”na yer verir gibi görünen âyet'lerine sarilirak "Islâm akil dinidir, özgürlük dinidir" diye konusurken,
          diger yandan Kur'ân'in bu hükümleriyle çatisan, örnegin:"Süphesiz Allah diledigini saptirir, diledigini de dogru yola eristirir" (K. al-Nahl 36, 93: Fâtir 8; Müddessîr 31, 42, vs); ya da: "Tanri dilediginin gönlünü açar onu Müslüman yapar... dilediginin kalbini dar kilar (kâfir yapar)" (K. En'âm 125); ya da: "Allah isteseydi puta tapmazlardi..." (K. En'âm 107) seklinde olan hükümlerini benimseyerek, gerçeklere “irâde serbestisiyle”, yâni “akilci düsünce” yolu ile degil fakat gökten indigi söylenen Kur'ân hükümleriyle gidilebilecegini savunur. Bundan dolayidir ki Islâm dünyasinin "büyük bilgin ve düsünür" diye bildigi nice kisiler "Ben aklimi kullanmam, kullanmamakla iftihar ederim" diyebilecek kadar kendilerini vahy”lerin egemenligine terketmislerdir

          g)EŞİTLİK DİNİ-DİĞER TARAFTAN IRK VE CİNSİYET FARKI GÖZETEN DİN

          Yine bunun gibi seriâtçi kisi, bir yandan :"Islâm esitlik dinidir; irk, renk, cins farki gözetmez; ne Arap, ne Acem, ne Türk vs... (gözetmeyip) insanligin güzel usaresinin bir belirisi(dir)" derken, diger yandan köleligin dogal oldugunu vurgulayan seriât hükümlerini (örnegin al-Nahl sûresi, âyet: 75) ya da siyah derili insanlarin tiksinti yaratici bir cild'e sahip olduklarina daîr hüküm'leri, ya da Arap'larin "Kavm-i necib" olarak diger müslümanlara üstünlügünü tanimlayan yönlerini benimseyebilir. Yani bir yandan Islâm'in esitlik dini oldugunu söylerken, diger yandan Seriât'in insanlar arasi esitligi yok bilen hükümlerini benimseyebilir; ve bunda bir çelisme görmez.
          Ama öyle ayet de vardır ki hükmü kaldırılmasa da, yazıldıktan hemen sonra değişikliğe uğramıştır.

          Abese suresinde peygamberin yüzünü ekşittiği gözleri görmeyen âmâ ile ilgili bir ayet daha var. Nisa-95 ayetinin “mazereti olanlar müstesna” kısmı bu âmâ sebebiyle ilave olunmuştur."


          Daha burada paylaşmadığım çok fazlası var.

          Mantıksız olan durumlardan bir başkası Nuhun gemisine her hayvandan birer çift alınması hususu..

          Bana birisi Antartikada ki Kutup ayısıyla,Penguenleri temsilen birer çiftin Ortadoğuda ki Nuhun gemisine nasıl geldiğini izah edebilir mi..?

          Yahut Amazon ormanlarında ki Bukalemun çeşitleri'nin sadece Yeni Zelanda da yaşayan onlarca farklı hayvan türünün bu gemiye nasıl ulaştığını izah edebilir mi..?

          Cevabı basit tabiki sonsuz güce sahip olan Allah onları bir çırpıda gemiye ulaştırmıştır ama bugün yaşadığımız dünya da böyle bir gücün olmadığını biliyoruz.

          Sorgulamadığımız müddetçe kendi aklımızı kullanmak yerine bu tür söylentilere inanmaya devam ederiz.

          Bu konuda çok daha fazlasını yazabilirim ama ben en hafif noktalara değiniyorum ki kimsenin inancına karşı bir saygısızlık olmasın diye.

          Peygamberin çok evlilik yapmasını yetim hakkını korumaya bağlamışınız e buna yuh artık derler..

          Nasıl bir hak koruma anlayışıdır bu Peygamberin eşlerinden Safiye savaş esnasında düşman safında ki Babası ve oğlu öldürüldüğü için ortada kalmasın diye Peygamber ile evlendiriliyor bir seçme hakkı yok.

          Babası,oğlu İslam ordusu tarafından öldürülüyor neyin yetim hakkı buna gülerler.

          Bunun hakkında ki hadisleri inkar etsenizde ortada birde İslam tarihi denen husus var onu hangi kefeye koyacağız.

          İş sadece hadis değil ki aklı başında tarih yazarları da bunlara değiniyor.

          Uydurma diyerek bu çıkmazdan kurtulmak mümkün değil malesef.

          Burada kesiyorum cinsel konulara girersem konu kilit yiyebilir ortadan gitmeye devam edebiliriz.
          Adalet,Eşitlik,Özgürlük..
          Komünar..

          Yorum


          • Yorumunuz da bir noktayı es geçmişim "Bana göre siz kafir değilsiniz" demişsiniz doğru mu okudum

            Ben kafir değilsem o zaman Dünya da kafir yok sizin mantığınıza göre benden ala kafir mi olur
            Adalet,Eşitlik,Özgürlük..
            Komünar..

            Yorum


            • Uzay, Bilim, Komplo Teorileri Ve Diğer İddialar

              İlk olarak Muhteva tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
              Yorumunuz da bir noktayı es geçmişim "Bana göre siz kafir değilsiniz" demişsiniz doğru mu okudum

              Ben kafir değilsem o zaman Dünya da kafir yok sizin mantığınıza göre benden ala kafir mi olur
              Allah affetsin, Allah hidayete erdirsin diyelim kardeşim. Inşallah tez zamanda doğru yolu bulursun. Kafirler ömür boyu cehennemde kalacaklar. Ben özellikle bir Trabzonsporlu nun ömur boyu cehennemde kalmasını istemem. Cehennemde Aziz Yıldırım gibiler olmalı.

              Yorum


              • İslam dinini anlamak için bir çok farklı açılardan bakmamız gerekir. İslam dinine bakarken bir de ateizmin burdaki duruşuna değinmek gerekecek. Konu çünkü farklı yerlere doğru yol almış durumda ve bu durumda da bazı tespitlerin ortaya konulması gerekiyor.

                Sosyolojik açıdan bakarsak, sosyal hayatı düzenleyen beş kural vardır.
                1-Din kuralları 2-Ahlak kuralları 3-Görgü kuralları 4-Hukuk kuralları. 5-Örf ve Adetler

                Din, bunların en başında gelir. Çünkü diğer kuralların hepsi ile ilişki içindedir ve onlara yardımcı olur. Genel anlamda din ile çatışan bir takım tavır ve davranışlar (tümünü kastetmiyorum) diğerleri ile de sorun oluşturur. Çok basit bir örnek ile hırsızlık yapmak dinimizde günahtır. Ahlak kuralları ile de çelişir ve hukuk kurallarına göre de suçtur. Dolayısıyla din sosyal hayatımızın tam içindedir. Ateizm bu sosyal hayatı düzenleyen kuralların neresindedir? Ateizmin hukuk kuralları dışında sosyal hayatı düzenyelen kuralların hiçbirinde var olduğu söylenemez. Aklınıza ve mantığınıza ters gelen her şey sizin için yanlıştır. Hiçbir düşünce sizi bağlamaz. İşin garip tarafı ise yaşadıkları çevre bu temel kurallar üzerinde. O reddettikleri din, savaş açtıkları din, onların sosyal yaşamını kolaylaştıran etmenlerden biridir. Ateistler, Hıristiyanların egemen olduğu toplumlarda, kiliseye gitmeseler de Hıristiyanlar gibi, Müslüman bilinen ülkelerde de, camiye gitmeseler de, tıpkı diğer Müslüman bilinen insanlar gibi yaşam sürerler.

                Caner Taslaman’ın da ahlak konusunda yazdığı bir kitapta aynen şu ifadeleri kullanır:
                “İnsanların çıkarları,arzuları ve tutkuları kimi zaman ahlaki gerekliliği yerine getirmemeye sebep olabilir. Örneğin yere düşen, içi para dolu bir cüzdanın, hiç kimsenin görmeyeceğinin garanti olduğu ve bu parayla hayatın sonuna kadar rahat yaşanabileceği bir durumda, “çalmayacaksın”ahlaki ilkesi gereğince alınmaması için, Allah’ın varlığı yok kabul edildiğinde herhangi bir “rasyonel temel” bulunamaz. Bu anlayışı kabul edenler, ellerini yıkarken bakterileri öldürmeleriyle, suçsuz bir insanı öldürmeleri arasındaki fark gibi, çok temel bir ahlaki görüşü bile temellendiremezler. Her şeyin tesadüflerle birbirinden evrimleştiği bir anlayış açısından, insan hayatını bakterilerden daha anlamlı kılacak “rasyonel temel”nedir?” Caner Taslaman’ın bu tespitine tümüyle katılıyorum.

                Bir ateist, gerçek bir Müslüman kadar erdemli olabilir mi?
                Kişi, aklını doğru işleterek dürüst, adaletli, sorumlu, sözüne bağlı, empati kuran, hoşgörülü vb. birtakım olumlu karakter özelliklerine sahip olmanın yanı sıra yalan, cana kıymak, çalmak, yetim hakkı yemek, alkolizm ve uyuşturucu batağına düşmek, tecavüz, haksızlık ve zulüm gibi birtakım hak hukuk dışı eylemlerin ne denli sakıncalı ve zararlı olduğunun farkına varabilir, bilebilir. Ancak bencilliği, çıkarcılığı, doymazlığı, cimriliği, egoizmi, riyakârlığı gibi içgüdüsel istek ve eğilimleri onu eğer bulabildiyse yukarıdaki ahlaki ve evrensel değerlerden alıkoyabilir, onlar hakkında kuşkuya düşürebilir. Güç, makam, mevki, taraftar sahibi olunca/olmayınca bunları daha da güçlendirmek için dürüstlüğü ve çalmamayı enayilik olarak görebilir.

                Bir ateist eğer ahlaki erdemleri önemsiyor, ciddiye alıyor ve bunları hayatının vazgeçilmezleri arasında görüyorsa, bunlardan ödün vermiyorsa, onun böylesi değerlere sahip bir yapıtı ve buna sahiplenen insanları görmezden gelmesini uzun vadede açıklayamayız. Her dürüst insan kendisiyle en fazla ortak değerlere hangi düşünce veya inanç sistemi ya da kişiler sahip ise onlarla yakınlık duyar ve yakınlık kurar. Aksi takdirde kendisiyle çelişir.

                Ancak ne yazık ki ateist akımların yoğun olarak görüldüğü gerek Türkçe gerekse de yabancı forumlarda bırakın ahlaki erdemleri sahiplenmelerini, alabildiğince ve yoğun biçimde Allah’a ve ilahi değerlere saygısız bir üslup kullandıklarına tanık olmaktayız. Buraya tabloya baktığımda ateistlerin genel olarak bu ahlaki erdemlerden yoksun olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

                Örneğin eşcinsellik size son derece normal gelebilir. Bunu da genlerden bilime bağlayıp insanların önüne meşru bir şekilde servisini yapabilirsiniz. Eşcinsellik, biseksüellik bir süre sonra evrim geçirerek ensest ilişkileri de bu düşünce sistemine ekleyebilir. Çünkü sosyal anlamda da evrim geçiriyoruz ya. Bunu da genlere bağlarız olur biter. Ateizm sadece Allah’ı inkar etmez temel felsefesinde sapkınlıkları da barındırabilme potansiyeline sahip bir düşünce sistemidir. Bu söylemlerimi ateizmin rasyonel bir temeli bulunmayışına dayandırıyorum. İçlerinde dürüst, ahlaklı insanlardan da olabilir. Ama bu durum inançsızlık sisteminde ve madem her şeye mantıklı yaklaşımlar yapılıyor, tesadüfi ve olasılık hesapları yapıyorsanız bu tür sapkın düşüncelere ateizmin yol açmasını pek daha olası olduğunu söyleyebilirim. Bu tamamen kişinin ahlaki değerleri nasıl algıladığına da bağlıdır. Bu değerler göreceli olarak kişiden kişiye de değişilebilir. Size göre ahlaklı olan bana göre değildir. Bu tür sapkınlıklar Müslüman kesimde olamaz mı , olabilir ama altını çizerek söylüyorum gerçek bir Müslüman’ın bu tür sapkınlıklara yönelmesi mümkün değildir.

                Bu tür sapkın düşünceler kişilik bozukluğudur. Yetiştirilme tarzı, aldığı eğitim, sosyal çevre bunda son derece etkilidir. Bu açıdan bakıldığında konu genetik bilimin değil psikiyatri ve psikolojinin konusudur. Bunun tek istisnası hormonal dengelerin bozukluğu ve fiziksel anlamda bir kusur varsa bunla ilgili hükümlerde dinimizde bellidir. Ayrıntıya girmeyeceğim.

                Fiziksel manada bir kusur yoksa bunu sadece hislerle açıklayamayız. Eşcinsel meyiller de bazı kişiler için farzedelim ki genetik bir temelden kaynaklanan, neredeyse zorunlu bir yönelim varsa; o kişilerin de bu anormal yönelimlerini kontrol etmeleri beklenir, bunu becermeleri beklenir yani dinde buna nefis denir. Nefsini terbiye etmeyip arzuların peşinden koşmak genetik temelle açıklanamaz.

                Sonuç olarak ateizm, ahlaki düzenleyen yasalardan ayrışarak ahlaki deformasyona neden olur.

                Bir diğer konu İslam dininin Türk kültür ve medeniyetleri üzerinde etkisi ne olmuştur?

                İslamiyetin kabulü Türklere yeni bir ruh ve kuvvet vermiş, Asya steplerinden Avrupa içlerine kadar uzanan sahalarda büyük ve uzun ömürlü devletlerin kurulmasında başlıca sebep olmuştur. Bunlardan daha önemlisi İslam dininin ortaya koyduğu nizam ile Türk töre ve yaşayışı birbirine uyduğu ve birbirini tamamladığı için Türkler milli varlıklarını devam ettirmişlerdir. İslam dinini kabul eden Türk boylarından hiçbirisi, milli benliğini kaybetmemiştir. İslamiyetin bu müspet tesiri, devlet idaresinden sanata kadar toplum alanının her alanında kendisini göstermiş, ilham kaynağı olmuş ve ölümsüz eserlerin meydana gelmesini sağlamıştı .Nice zaferler “Allah Allah” nidalarıyla kazanılmıştır. Karahanlılardan başlayan ve Türkiye Cumhuriyete kadar gelen süreçte İslam dininin Türk kültür ve medeniyetine yaptığı katkıları sıralarsak herhalde bu sayfalar yetersiz kalacaktır. Bu açıdan bakıldığında ateizm Türk kültür ve medeniyetine de karşıdır. Burda da ateizmin bozucu bir etkisi vardır. Ateizmde gelenek, görenek, töre ve Türk ahlakı ve kültürü olamaz. Türk ahlakı yiğitlik, kahramanlık, yüksek karakter, cesaret, namus onur, gurur , şeref, dürüstlük, merhamet, inanç ve irfan demektir. Bunlar her zaman İslam dini ile anlam bulmuştur. Hiçbir atesit bütün bu tanımları içeren bir Türk ahlakını savunamaz. Bir düşünün, ateizm düşüncesi Türk toplum yapısına egemen olursa ne olur? Benim cevabım Türk medeniyetinin, kültürünün ve devletinin çöküşü demektir.

                Her defasında bilimi referans alan ateistlerin İslam tarihinin bilimle olan ilişkisini görmezden gelirler. Bence biraz İslam tarihi de okuyun.

                İslamın altın çağı olan 8.yy’dan başlayıp 16.yylara kadar süren dönemde batı ortaçağ karanlığındayken İslam bilimle uğraşıyordu. Bu dönemde Doğu medeniyeti, Batı'ya karşı oldukça büyük bir üstünlük kurmuş, özellikle bilimsel ve teknolojik anlamda birçok gelişme göstermiştir. Doğu'da olan gelişmeler Avrupa'ya Haçlı Seferleri sonucu ulaşmıştır. Yani aslında bugünkü batı, İslam medeniyetinin bir çocuğudur. Cabir bir Hayyam, Kindi, Biruni, Farabi, İbni Sina, El Dinaveri, Harezmi, İbn-i Türk, Battani, Sabit Bin Kurra, Razi, El-Cezeri, Ömer Hayyam, El Gazali, Nurettin Batruci, Ali kuşçu, Mimar Sinan bunlardan bazıları. Bu Müslüman bilim adamları Kura’n ve hadisten yararlanarak her konuda eserler vermiştir. Gelecek nesillere ışık tutması için bunları paylaşmıştır. Batı ise onlardan yüzyıllar sonra bizden öğrendiklerini ya da çaldıklarını kendi buldukları gibi göstermişlerdir. Newton , Einstein gibi isimleri biliriz ama bunları bilmeyiz.

                250’den fazla ayeti kerime insanlara aklı kullanmayı emrediyor. İlmi araştırmalarda bulunmayı emrediyor. Akıllarını kullanan İslam alimleri de büyük keşiflerde bulundular. Avrupa insanların dini inançları yüzünden yakıldığı, vahşi hayvanların önüne atıldığı dönemde İslam dinde zorlamayı şiddetle reddediyordu. Yaradanı yaradandan ötürü hoşgörüyordu.

                Suç oranının ateist nüfusun fazla olduğu ülkelerde az olduğunu söyleyenlere şunu sormak lazım. Bunun nedeni ateizm midir? Ateizmin hangi düşüncesi bunu destekler?

                Bunun bir çok nedeni olmakla birlikte en önemli nedeni refah seviyesidir. Bununla bağlantılı olarak eğitim, iş, nüfüs, ülkedeki siyasi yönetim, sağlık, gelir dağılımını da ekleyebiliriz. Bunu İskandinav ülkelerde bariz şekilde görüyoruz. Bu durum daha az suca ve de ateizmin/agnostisizmin artmasina neden olur. Ateist nüfus arttıkça toplumda isteksizlik, içe kapanma, bunalım, depresyon, hayatın anlamsızlığı ve bununla biriikte intihar sayısında artış görülür. İntiharların en fazla görüldüğü ülkelerdir aynı zamanda. Bu durumda söz konusu toplumun suç işleyecek motivasyonu göstermesi de beklenemez. Bir de işler tersine döndüğünde örneğin Sovyet Rusya dönemine bir bakınca insanlar bir anda bakteri muamelesi görüyor. Mafya, uyuşturucu ticareti, beyaz kadın ticareti ve silah kaçakçılığı ilk aklıma gelenler. Aynı şekilde İslami ülkeleri olan Katar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde de refah seviyesi yüksektir. Burda da suç oranları son derece düşüktür. Yani burdan ateizme bir ekmek çıkmıyor.

                Ortadoğunun durumununa baktığımızda, ordaki kargaşa, İslamı yaşayış şekilleri ve geri kalmışlığın farkındayız. Bu gerçek ne yazik ki kara-propaganda olarak kullanılmakta ve bu yolla İslamiyet karalanmaktadır. Sanki bu geriliğin nedeni İslam’danmış gibi yansıtılmakta. Buralardaki durumun temel nedeni; ileri olarak gördüğümüz batı ülkelerin ta kendisidir. Geri kalma nedenlerinin temelleri 200-300 sene öncesine dayanır. Avrupa insanlıktan çıkmış. Acımasız bir sömürge zihniyeti ile bütün dünyayı kuşatmıştır. Bir tarafta dürüst ve etik bir İslam dünyası, diğer tarafında dürüstlük maskesi altında sömürgeci, katliamcı bir avrupa. Sömürgelerle elde ettikleri üstünlükleri İslam topraklarına karşı kullanan Avrupa, içerden İslam dünyasını birbirine düşürüp yavaş yavaş çürütmeye çalışmıştır. Şu an islam dünyası, batının esiri durumundadır. Hiç bir şekilde ilerlemelerine müsade edilmemiştir. Darbelerle, hilelerle, iç karışıklıklarla ve işgallerle sürekli İslam ülkeleri kontrol edilmiştir. Yandaş krallar türetilmiş ve hiç bir İslam devletinin ayağa kalkmasına müsade edilmemiştir. Sürekli tüketici olarak bırakılmaya çalışılmaktadır. Batı elde ettiği gücü bırakmamak için direnmektedir.
                En son signal tarafından düzenlendi; 06.05.2015, 21:17.
                Seni ölüme de götürse doğruluktan sakın ayrılma.
                Hz. Ömer.

                Yorum


                • @Muhteva

                  Yukardaki Kura'n'da çelişkiler hakkındaki bu yazını gördükten sonra tamamen eminim oldum ki din konusunda hiçbir şey bildiğin yok. Bu yazı tamamen dini saptırmaya yönelik ateistlerin sanal ortamlarda yıllardır görmeye çok alışık olduğumuz “Kura’n’da çelişkiler” başlığı altında kopyalanıp yapıştırılan yazılardan biri. Hatta eksik kopyalamışsın. Dahası da vardı ama herhalde ağır kaçar diye kaçındın. Bu paylaştıklarınızı bile okumuyorsunuz buna eminim. Bu soruların cevapları hepsi İslam alimlerimiz tarafından gayet anlaşılır bir şekilde verildi. Her bir soru çok detaylı bir şekilde anlatıldı. Ama sizin amacınız sorulara cevap bulmak değil, Kura’n’a ve İslam dinine saldırmak. O yüzden hakkında sayfalarca yazabileceğim bu sorulara cevap vermeyeceğim. Burda aklını karıştırdığın insanlar internette kısa araştırmalar yaparak bu soruların cevaplarını bulabilirler.

                  Bir kere şu savunduğunuz ateizmin mantığına bile aykırı işler içindesiniz. Ateizm, din ile ilgili bir kavram değil, Tanrı ile ilgili bir kavramdır. Dinlerin varlığı, dinlerin tanımının ne olduğu, dinlerin iyi mi yoksa kötü mü olduğu ateizmin konusu ve tartışma alanı dışındadır. Burdan da niyetinizi açık bir şekilde görmekteyiz.

                  Şu cümlen aslında her şeyi anlatıyor: ” Kendini Tanrı yerine koyduktan sonra her ayete farklı bir mana ve bakış açısı üretmek gayet mümkündür.” Senin de yukarda yaptığın şey bu.

                  Bizim kimseyle savaşımız yok filan dersiniz ama bir yandan Kuran’dan ayetleri cımbızla çekip önüne arkasına bakmadan çarpıtarak ona farklı anlamlar yükleyerek Kura’n’a saldıyorsunuz. Sizin derdiniz İslam diniyle. Diğer dinler hakkında da böyle çelişki arayışınız var mı pek rastlamadım. Ateizmi çiçek, böcek, ağaç, insan sevgisi ve saygısı gibi hümanist yaklaşımlarla bana anlatamazsın. Bunlar işin hikaye kısmı.

                  Neymiş efendim dini en iyi ateistler bilirlermiş o yüzden ateist olurlarmış. Yani Müslüman toplumlar olarak biz bilgisiz ve cahiliz, hiçbir şey okumuyoruz, siz okudunuz ve çözdünüz Kuran’ı. Bu söz üstü kapalı bir aşağılamadır. Bunun Allah’ın kelamı olmadığını, peygamberimizin uydurduğunu anladınız yani. Sizin din konusunda ilminiz nedir, Kura’nın diline, şiirsel anlatımına, edebi vurgusuna, mecazi anlamlarına vakıf mısnız? Arapça’nın fonetik ve tematik yapısına hakim misiniz? Kur’an’ın anlatımının başı, sonu ortası olan düz bir anlatım olmadığından, konu ve hikayelerin parça parça bölündüğünden, yer yer tekrarlandığından, başa döndürüldüğünden veya ortadan alındığı bir ağ şeklinde bir örgüye sahip olduğunu biliyor musunuz? Tefsir, fıkıh, kıraat bilginiz ne seviyededir? O dönemin bilimsel ve sosyal yapısını biliyor musunuz?

                  Kura’n’ı yorumlamak bir ilim işidir. Mealden din öğrenilmez. Resulullah efendimizin bu âyetleri nasıl açıkladığına vakıf olmak gerekir. Bu konuda ilim irfan sahibi insanlara başvurmak gerekir. Tıp kitabı okumakla doktor olup ameliyat yapılmaz. Anayasa kitabı okuyarak hukukçu olunmaz. Kura’an anlaşılır bir kitaptır ama bu demek değildir ki herkes anlayacak. Ayrıca Kura’n’ın metni değil mesajı evrenseldir. Hiçbir yazı metin bakımından evrensel olamaz. Çünkü bir yazı yazarken yazar, kullandığı dilin söz sanatlarından, deyimlerinden faydalanır. Bu yüzden evrensel olan da mesajdır.

                  Bu arada burayı okuyup da kafası karışan arkadaşlar bu soruların tüm cevaplarını ve daha fazlasını bu linklerde bulabilir. Çoğunlukla İslam alimlerinin kitaplarından faydalanıp cevaplar verilmiş.

                  http://www.sorularlaislamiyet.com

                  http://kurandaceliskiyoktur.com







                  En son signal tarafından düzenlendi; 06.05.2015, 21:45.
                  Seni ölüme de götürse doğruluktan sakın ayrılma.
                  Hz. Ömer.

                  Yorum


                  • Program konuları: Kainat sırları..Evren ve insan nasıl yaratıldı? Ayetlerde son'a dair işaretler neler? Kura'n'ın Allah'tan olduğunu nerden biliyoruz?

                    Konuyla ilgili arkadaşlara duyrulur.

                    Seni ölüme de götürse doğruluktan sakın ayrılma.
                    Hz. Ömer.

                    Yorum


                    • Caner hoca sanırım burayı da izliyor.. Kura'n'nın Allah'ın kelamı olmadığı, peygamberimizin uydurduğu yönünde atılan iftiralara Kura'n'dan açık örneklerle cevaplandırdı. Programı izlemeyenler için linki paylaşıyorum.


                      Seni ölüme de götürse doğruluktan sakın ayrılma.
                      Hz. Ömer.

                      Yorum


                      • @Signal

                        Böyle bir yorum yapacağınızı tahmin etmiştim yine algı operasyonu yaparak yazdığım yorumun tamamını kopyalayıp yapıştırdığımı iddia etmişsiniz oysa kopyaladığım bölüm yorumumun 3'te 1'ni anca kapsıyor.
                        Bunları internet'te yıllar boyunca görmüş olabilirsin bizde iddia ettiğin gibi yıllar boyunca bu çelişkileri İslam alimlerin'in anlaşılır şekilde açıkladığı masalını görüyoruz oysa bugüne kadar bu paylaştıklarımın hiç birisine mantıklı bir cevap veren İslam bilgini yok paylaştığınız sitelerde kıvırma taktikleriyle yapılan cevaplar işi daha komik bir hale bürümekten öteye gitmiyor.

                        Demagoji yapana kadar bu anlaşılır cevapları paylaşmanızı beklerdim belki o zaman burada kafası karışan arkadaşlar varsa aydınlanırlardı oysa siz işi Kuranı öyle herkez anlayamaz noktasına getirerek insanların zekasıyla bu kitabı çözemeyeceğini birkez daha ikrar etmiş oldunuz.

                        Dogmatik algıyla yaklaşıldığı zaman zaten bu kitabı sorgulamanın bir mantığı kalmaz çünkü aklın bir rolü kalmamış olur.Hem bu kitap aklınızı kullanın diyor derken bir yandan da bu kitabı öyle herkez anlayamaz demek ironik bir çelişki oluşturuyor.

                        Cımbızlama tekniğini siz daha iyi beceriyorsunuz bilakis bu paylaştığım ayetlerin önünde ve arkasında olan ayetler söz konusu ayetin anlamında herhangi bir değişiklik yapmıyor yapan varsa söyleyin ikna olursak onu eleriz.

                        Fenotik,Tematik tarzı olaya Bilimsellik katma gayretleriniz bazıları tarafından sempatik karşılanabilir ama bu cambazlıklar ile beni etkilemeniz mümkün değil, bu tarz kavram karmaşıklığı yaratarak olaya esrar katma çabası içine girenleri çok gördük.

                        Dini herkezden değil toplumun genelinden daha iyi biliyoruz bizden iyi bilenlerde var mühim olan sorgulayabilmek biat kültürüyle hareket etmiyoruz.Kimseyi aşağıladığım yok bu algı yaratma çabalarınız beyhude uğraş birisini aşağılasaydım zaten yöneticiler gereğini yapardı.

                        Bu tarz Alicengiz oyunlarıyla beni kızdırarak amacınıza ulaşacağınızı sanıyorsanız avucunuzu yalarsınız bu oyunlara pabuç bırakmam

                        Din hakkında birşey bilmediğimi iddia ediyorsunuz kimseyi ikna etmek zorunda değilim ama kendisine güvenen varsa buyursun bir yer tayin etsin orada bilgi yarışması yapalım bakalım kim ne biliyormuş çıksın ortaya

                        O zaman fıkıh,kıraat vs bilgimin ne olduğunu görürsünüz.

                        Bize Medrese de kıraat ve tecvid derslerini Kurra Hafız hocamız öğretiyordu Kurra Hafız ne demek onuda google dan öğren bir zahmet. Kuranı 4 farklı kıraat üzerine okumasını öğrendik.Biz ayetleri Türkçe meali ile yorumlamıyorduk bir ayeti önce Arapça okuyup daha sonra onun kırık manasını Türkçe olarak açıklıyorduk ki bu mealde ki açıklamasından daha teferruatlıydı.

                        Bu teferruat kısmı ayetin anlamını değiştirmiyor sadece bazı kelimeler eğer ayetin başında varsa mesela "Muhakkak ki","Uyanık olun" türünde ayetin önemine binaen daha uyarıcı anlamlar ifade ediyor.Türkçe mealler de bunların çoğuna yer verilmiyor.

                        Burada çoğunuzdan daha hızlı ve tecvide uygun Kuran okurum ben sanalda gördüğün Kuran okumasını bilmeyen hele Arapçayı hiç bilmeyen liseli ergen ateistlerden değilim bu işin içinden geliyorum onun için bu tür ithamlar bana sökmez.

                        Biriniz yukarıda Peygamberin bütün hadislerini inkar ederken sen Kuranı Peygamberin açıklamalarıyla anlamalıyız diyorsun bir başkası farklı konuşuyor siz daha kendi aranızda anlaşamayıp birlik oluşturamazken ateistleri yerme gayretiniz komik duruyor.

                        Eşcinselliği sapkınlık olarak görüp buradan Ateistleri sapık ilan etmeniz sizin ahlak anlayışınızın bir ürünüdür daha evvelde defalarca izah ettiğim gibi ahlak dinlerin tekelinde olmadığı gibi dinlerle başlayan bir kavram da değildir.

                        Eşcinsel insanlar birbirlerine zarar vermediği gibi başkasına da zarar vermezler yani sadece cinsel ilişkiye girdikleri için insanlara sopa cezası veren yahut isyankar olduğu için insanların ellerini,ayaklarını çaprazlama kestiren bir anlayışa sahip değildirler.

                        Bu nedenle din üzerinden sapıklık edebiyatı yapmaya kalkarsanız her defasında kendi ayağınıza sıkmış olursunuz ve bu dini gerçekler yüzünüze vurulur.

                        İlk önce Ateizmin rasyonel olmadığını iddia edip temelinde sapıklıkları barındırdığını söylerken öte yandan Ateist nüfusun yüksek olduğu ülkelerde suç oranlarının düşük olmasının Ateizm ile bir ilgisi olmadığını söylemeniz sanırım işin sıvama kısmı oluyor artık

                        İşinize gelen şeyleri Ateizm ile bağdaştırıp işinize gelmeyen şeyleri bunun dışında tutma çabanız nasıl bocaladığınızın bir göstergesi.

                        Suç işlemeye karşı Ateistleri aldıkları eğitim ve evrensel kurallar durdurur bunu o Ateist ülkelerin eğitim ve kültür düzeylerine bakarak görebilirsiniz.Her zaman söylerim bizim ülkenin Ateisti o saydığım ülkelerde ki Ateistlere nazaran daha eğitimsiz ve önyargılıdır.

                        Bunun sebebi Türkiye'nin kültür yapısıyla alakalı mesela fanatik Fenerli Ateistler biliyorum şike yok diyor adam. tamamen önyargılı ve fanatizan duygularla hareket ediyor çünkü yaşadığı ülkenin kültürü bu. Ateist olunca insanların karakteri sıfırlanmıyor daha önce nasıl bir insansa Ateist olduktan sonra da fikirlerinin çoğu değişmiyor.

                        Sen bunları görüpte Ateizm ile bağdaştırıyorsan eğer bu kültür ve karakter yapısıyla alakalı bir şey Ateizm ile bir alakası yok.

                        Ateizmin rasyonel bir temeli yok demek saçmalığın dik alası olmuş rasyonel akla uygun demek Dinlerin hayali kavramları akla uygun ve rasyonel olurken Bilime ve deneysel kanıtlara itibar eden Ateizm akla uygun olmuyor öylemi

                        Bir şeyin varlığını kanıtlayamıyorsanız akla uygun değildir buna Dünyanın her yerinde İrrasyonel denir.

                        Bana tarih dersi verme o saydığın İslam Bilginleri içinden El Cezeri'nin 800 yıllık kitabı var bende orjinali'nin kopyası, orjinali Topkapı Sarayın da onların hangi Bilimsel çalışmaları yaptığını ve nasıl Kuran ve Din düşmanı ilan edilip tarih sahnesinden silindiklerini çok iyi biliyorum aralarında Deist olanlar da var.

                        Bu insanlar İslama karşı durarak bu çalışmaları yaptılar 1200'lü yıllar sonunda yine saydığın Gazali ve türevleri yüzünden silinip gittiler.O insanlarla Batı da gurur duyuyor çünkü Bilimin Dini,Dili,Irkı olmaz.

                        Ayrıca sizde şu Orta Çağ karanlığı hikayesini iyi araştırın o dönem Batılılar birbirleriyle savaş halindeyken dahi Bilimde Doğu'dan çok daha ilerdeydiler. O saydığınız İslam bilginlerin'in çoğu Batılı Bilim adamların dan eğitim gördü bilhassa Yunanlılar dan.

                        Bizim derdimiz İslam Diniyle değil buda modası geçmiş eski klasiklerden birisi 2500 küsür Din bizim için aynıdır. Daha öncede defalarca yazdım Müslüman olan bir ülkede yaşadığımız için İslam Dini hakkında daha fazla konuşmamız kadar doğal bir durum yok.

                        Tutupta burada sizinle Hristyanlığı,Yahudiliği yahut Budizmi tartışacak halimiz yok ya, böyle bir şey yaptığımız zaman zaten bizi destekliyorsunuz e bunun neresi tartışma oluyor o zaman..?

                        1 Din hariç 2499 küsür Din tu kaka size göre akşama kadar bunların yanlış olduğunu konuşalım ne ifade edecek..?

                        Ateizm bütün Tanrıları ve onlara ithaf edilen Din gibi metafizik olguları reddeder dolayısıyla sizin Dinlerle işiniz yok Tanrıyla işiniz var demek bir Müslümanın bizim Tanrıyla işimiz var Peygamberle işimiz yok demesi kadar komik ve saçmadır.


                        Sosyal yapıya girerek Dini Kuralların Ateistlere nasıl dikta edildiğini " Müslümanlar ile birlikte onlar gibi yaşarlar" diyerek gayet güzel itiraf etmişsiniz.Burada unuttuğunuz Sosyal bir kural var "Doğal Hukuk"

                        Günümüzde Dünyayı şekillendiren Hukuk kuralların'ın oluşması hakları yenen insanların başlattıkları isyan ve direniş eylemleriyle bugünkü halini almıştır.Doğal hukuk Anayasa'nın bile üzerindedir eğer bir toplumda insan hakları yeniyorsa o toplumun isyan çıkartıp haklarını elde etmesi en temel hakkıdır.

                        Eskiden ezilen,köle yapılan,hiç bir hakkı olmayan insanlar direniş göstermeseydi bugünkü kısmen insancıl gözüken hukuk kurallarını rüyanız da bile göremezdiniz

                        Neyse konumuza dönersek mesela bir Ateist öldüğü zaman musalla taşına getirilir ve cenaze namazı kılınarak Dini ritüellere göre gömülür bu açık olarak görüldüğü gibi insan haklarına aykırıdır.Hiç bir Ateist İslami usullere göre gömülmek zorunda değil İslami usulü bırak gömülmek zorunda bile değil bu bile bir dayatmadır.

                        İsteyen cesedini yaktırır,isteyen denize attırır vs. gördüğünüz gibi o kuralların pek insancıl olduğu söylenemez.

                        Örf ve Adet ile Görgü kuralları zaten başlı başına faciadır.Kan davası,Beşik Kertmesi,Töre cinayetleri,Çocuk gelinler Örf ve Adetlerin en bilindikleri ve bunlar insan onurunu aşağılayan uygulamalar.

                        Görgü kurallarına gelirsek kimse kimsenin oturup,kalkmasına,bacakbacak üstüne atmasına,büyük başlamadan yemeye başlamamasına karar veremez bunlar özgürlüğü kısıtlayan etmenler.

                        Sonuç olarak elde en sağlıklı olarak Hukuk kuralları kalıyor Ateistlerin onlarla da sorunu var doğru çünkü onlarda insancıl değil.

                        Son olarak Caner Taslaman'ın tespitine değineyim, böyle bir akıl tutulması görmedim bir insan bile,bile lades olurmu.? Ben inanmıyorum yolda cüzdan bulup karakola götürüyorum aklımda cennetin varlığı yahut Allahın kızgınlığına dair bir rasyonel(!) lik yok.

                        Aynısını yapan bir Müslüman'ın aklında Allahın varlığı ve Cehenneme dair rasyonel(!)lik var peki burada onu bu işi yapmaması hususunda engelleyen bir etmen var mı..? Var..!

                        Eğer Rasyonelliğin tersi İrrasyonellik ise bu insanı engelleyen etmen ortadan kaldırıldığı zaman o cüzdanı almaması için bir sebep var mı..? Yok..!

                        Peki beni engelleyen bir şey yokken o cüzdanı almamam mı yoksa Müslüman olan kişinin o cüzdanı bir engel yüzünden almaması mı daha dürüst ve rasyonel bir tutumdur..?

                        Bakteri ile insan öldürme hususu konusunda yaptığı örnek zaten Sosyolojik olarak incelenmesi gereken bir zihin tutulmasına işaret ediyor

                        Biz bakterileri isteyerek öldürmeyiz çünkü görüp hissettiğimiz bir varlık değil kendisi dolayısıyla bunu suçsuz bir insanı öldürmekle mukayese edip arasında ahlaki bir temel kurulmasını isteyenin akıl sağlığından şüphe etmek gerekir.

                        Dahası ellerimizi yıkamadığımız zaman birikecek olan bakteriler zamanla vücudumuza yayılarak bizi öldürebilecek hastalıklara sebep olacaktır burada bakterilerin suçsuz bir insanı öldürmek ile mukayese edilmesi dayanaksız ve anlamsız bir ahlaki savunmadır hiç bir rasyonel temelide yoktur.

                        Caner Taslaman ahlakın temeli üzerine bir çalışma yapmak istiyorsa günümüz dahil tarih boyunca Dinlerin hakim olduğu her toplumda neden ahlaksızlığın tavana vurduğunu araştırsın
                        Adalet,Eşitlik,Özgürlük..
                        Komünar..

                        Yorum


                        • Muhteve isin gucun cimbizlama soylemedigimiz seyleri soyletme Kusura bakma ama boyle Hadislerin tumunu inkar etmedim etmem de Benim derdim uydurma hadislerle....Ayrica signal in degindigi gibi klasik ateist iddialarini sen de dile getirmissin .. Bunlarin hepsinin cevabi var ancak dogru bir Kur an yorumuyla Ben de o cevaplarin cogunu okudum cogu doyurucu cevaplar ancak temelde bazi uydurma Hadis kaynakli olduklari icin sıkıntılı taraflari var...

                          Birlik olmak meselesine gelince kimse birlik olmak zorunda degil, birlik olunamiyor diye bu Kur an in uydurma vs oldugunu gostermez 1500 yildan bahsediyoruz elbette yorum ve gorus farkliliklati olacaktir. Bilmemm kac yuz tane ateist olusum ve gurup var olcu eger bu olacaksa.

                          Selametle Ayrica ben neden seninle tartisiyorum anlamadim Kur an in derdi atesitlerle degil, musriklerle

                          Yorum


                          • to: @Muhteva

                            Selamlar,

                            Bir torbada Türkçe’ deki 29 harf bulunmaktadır. Bu torbadan rastgele 24 harf seçilmektedir (seçilen her harf tekrar kullanılmak için torbaya atılıyor). Torbadan seçilen 24 tane harfin sırasıyla "Bismillahirrahmanirrahim" kelimesini oluşturma olasılığı nedir? Bunu Olasılık hesabıyla hesaplarsak;

                            Bismillahirrahmanirrahim 24 harften oluşur.
                            Her bir harfin gelme olasılığı 1/29’dur 24 harf için bu olasılık değeri, 24 tane (1/29)’dır. Yani;
                            Olasılık = (1/29)24 = 0,0000000000000000000000000000000000079882

                            Yani bu değer “0”dır. Bir ihtimal dahilinde değildir. Bu örneği biraz daha ilerletirsek. Benim yazmış olduğum bu metnin, torbada bulunan harflerin rasgele çekilerek bu anlamlı metni oluşturmasını ve anlamlı olmasının olasılık hesabı nedir? Ya da senin yazmış olduğun bu yazının anlamlı bir metin oluşturma olasılığı nedir? Matematiksel olarak ifade edilirse yine sıfırdır. Bir farkla o da daha çok virgülden sonra sıfır vardır.


                            Peki örneğimizi biraz daha ileriye taşırsak, bu kainatı oluşturan elektronların, protonların, nötronların, ve atom altı diğer parçacıkların hangi olasılıkla elementleri oluşturur (Bing Bang’in ilk anında atom yoktur, sadece sonsuz yoğunlukta sıfır hacimli bir enerji vardır.).

                            Şimdi bu 14 milyar yaşındaki evrenin tesadüfi olarak hangi olasılıkla meydana geldiğini bana matematik dilinde anlatır mısın?

                            Sonsuz Enerji >> Kuark >> Elektron, Proton Nötron >> Atom >> Atomlar >> Yıldızlar >> Galaksiler >> Yaşam

                            Aşağıdaki illüstrasyon Big Bang’dan günümüze Evren modelini temsil etmektedir. Üzerinde yazılarda gerekli bilgiler bulunmaktadır.


                            Big Bang patlamasından ilk atomların oluşmasına kadar geçen süre 200 sn. Bu nasıl bir olasılıkmış da plansız programsız pat diye 200 sn’de atomlar oluşmuş. ya bu 200 saniyede Atomlar oluşamasa ne olurdu, tesadüf yaa??. Sonrasında pat diye hatasız bir kainat, tesadüf! Oluşan atomlardan yıldızlara, yıldız fırınlarından elementelere oradan, bileşiklere, gezegenlere ve yaşama.. Sonra tesadüfi ya yaşamın başlaması için Oksijen atomu ve Hidrojen atomunun birleşmesi gerekiyor. Bu atom altı kurklar nereden biliyordu O2 ve H2 atomlarını meydana getirmek. Sonra evrende bu atomlar suyu oluşturdu çünkü karbon temelli yaşamın yegane olmaz ve olmaz bileşiği. Ne tesadüf ki, doğada bütün bileşikler gazdan katı hale geçerken hacimsel olarak küçülürken istisnai olarak H2O’nun Katı halindeki hacmi sıvı halindeki hacminden daha büyük. Suyun faz değişimindeki bu özelliği bugün dünyadaki yaşamın kaynağıdır. Çünkü suyun donması yukarıdan, yüzeyden başlar ve aşağıya doğru iner. Örneğin göllerde suyun yüzeyden donması eğer, H2O bu katı haldeki hacminin sıvı haldeki hacminden büyük hacimde olmasaydı gölde suyun donması aşağıdan başlardı ve yukarıya doğru artardı buda sudaki bütün yaşamı bitirirdi.
                            Ve Yaşam; aminoasitlerin oluşturduğu DNA’nın içindeki kromozomların tesadüfü olarak oluşması ve bunu nesiller boyunca aktarması, dahası “tesadüf” olarak nitelendirilmesine gülüp geçmek gerekir. Kainatın her zerresinde muhteşem bir bilgi, bilim ve tasarım vardır. Bunu göremeyen kişiler bilimsellikten uzak bir bakışla dogmalarının esiri olmuş kişilerdir.

                            Ne tesadüftür ki kainatı bilim ile anlamaya çalışmak için de matematik bulunmuş ve ne hikmetse her şey matematiksel bir açıklamaya çalışılmış ama evrim hariç. Evrim sadece Allah’a iman etmek istemeyenlerin bilimi kullanarak taptıkları bir teoriden ibarettir, bana göre de hiçtir.

                            “Din ve Bilim çelişir mi? Kalple inandığın Allah’ın tasarım harikası olan kâinatını anlamaktır, bilim.”
                            "Cesaret akıldan gelirse cesarettir, bilgisizlikten gelirse cehalettir."

                            Yorum


                            • İlk olarak clchsl tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
                              to: @Muhteva

                              Selamlar,

                              Bir torbada Türkçe’ deki 29 harf bulunmaktadır. Bu torbadan rastgele 24 harf seçilmektedir (seçilen her harf tekrar kullanılmak için torbaya atılıyor). Torbadan seçilen 24 tane harfin sırasıyla "Bismillahirrahmanirrahim" kelimesini oluşturma olasılığı nedir? Bunu Olasılık hesabıyla hesaplarsak;

                              Bismillahirrahmanirrahim 24 harften oluşur.
                              Her bir harfin gelme olasılığı 1/29’dur 24 harf için bu olasılık değeri, 24 tane (1/29)’dır. Yani;
                              Olasılık = (1/29)24 = 0,0000000000000000000000000000000000079882

                              Yani bu değer “0”dır. Bir ihtimal dahilinde değildir. Bu örneği biraz daha ilerletirsek. Benim yazmış olduğum bu metnin, torbada bulunan harflerin rasgele çekilerek bu anlamlı metni oluşturmasını ve anlamlı olmasının olasılık hesabı nedir? Ya da senin yazmış olduğun bu yazının anlamlı bir metin oluşturma olasılığı nedir? Matematiksel olarak ifade edilirse yine sıfırdır. Bir farkla o da daha çok virgülden sonra sıfır vardır.


                              Peki örneğimizi biraz daha ileriye taşırsak, bu kainatı oluşturan elektronların, protonların, nötronların, ve atom altı diğer parçacıkların hangi olasılıkla elementleri oluşturur (Bing Bang’in ilk anında atom yoktur, sadece sonsuz yoğunlukta sıfır hacimli bir enerji vardır.).

                              Şimdi bu 14 milyar yaşındaki evrenin tesadüfi olarak hangi olasılıkla meydana geldiğini bana matematik dilinde anlatır mısın?

                              Sonsuz Enerji >> Kuark >> Elektron, Proton Nötron >> Atom >> Atomlar >> Yıldızlar >> Galaksiler >> Yaşam

                              Aşağıdaki illüstrasyon Big Bang’dan günümüze Evren modelini temsil etmektedir. Üzerinde yazılarda gerekli bilgiler bulunmaktadır.


                              Big Bang patlamasından ilk atomların oluşmasına kadar geçen süre 200 sn. Bu nasıl bir olasılıkmış da plansız programsız pat diye 200 sn’de atomlar oluşmuş. ya bu 200 saniyede Atomlar oluşamasa ne olurdu, tesadüf yaa??. Sonrasında pat diye hatasız bir kainat, tesadüf! Oluşan atomlardan yıldızlara, yıldız fırınlarından elementelere oradan, bileşiklere, gezegenlere ve yaşama.. Sonra tesadüfi ya yaşamın başlaması için Oksijen atomu ve Hidrojen atomunun birleşmesi gerekiyor. Bu atom altı kurklar nereden biliyordu O2 ve H2 atomlarını meydana getirmek. Sonra evrende bu atomlar suyu oluşturdu çünkü karbon temelli yaşamın yegane olmaz ve olmaz bileşiği. Ne tesadüf ki, doğada bütün bileşikler gazdan katı hale geçerken hacimsel olarak küçülürken istisnai olarak H2O’nun Katı halindeki hacmi sıvı halindeki hacminden daha büyük. Suyun faz değişimindeki bu özelliği bugün dünyadaki yaşamın kaynağıdır. Çünkü suyun donması yukarıdan, yüzeyden başlar ve aşağıya doğru iner. Örneğin göllerde suyun yüzeyden donması eğer, H2O bu katı haldeki hacminin sıvı haldeki hacminden büyük hacimde olmasaydı gölde suyun donması aşağıdan başlardı ve yukarıya doğru artardı buda sudaki bütün yaşamı bitirirdi.
                              Ve Yaşam; aminoasitlerin oluşturduğu DNA’nın içindeki kromozomların tesadüfü olarak oluşması ve bunu nesiller boyunca aktarması, dahası “tesadüf” olarak nitelendirilmesine gülüp geçmek gerekir. Kainatın her zerresinde muhteşem bir bilgi, bilim ve tasarım vardır. Bunu göremeyen kişiler bilimsellikten uzak bir bakışla dogmalarının esiri olmuş kişilerdir.

                              Ne tesadüftür ki kainatı bilim ile anlamaya çalışmak için de matematik bulunmuş ve ne hikmetse her şey matematiksel bir açıklamaya çalışılmış ama evrim hariç. Evrim sadece Allah’a iman etmek istemeyenlerin bilimi kullanarak taptıkları bir teoriden ibarettir, bana göre de hiçtir.

                              “Din ve Bilim çelişir mi? Kalple inandığın Allah’ın tasarım harikası olan kâinatını anlamaktır, bilim.”
                              Dostum söylediklerinin çoğuna katılmakla birlikte birşeyi düzeltmek isterim
                              ister big bang ister evrim teorisi kabul edilsin Allah in varlığı gerçeğini degistirmez
                              insanın nasıl yaratildigindan çok neden yaratıldığı önemli
                              "Eğer yasalara saygı gösterilmesini istiyorsak, önce saygı gösterilecek yasalar yapmak lazımdır."
                              Louis D. Brandeis

                              Yorum


                              • Bakıyorum ki "Kura'n'daki çelişkilerden başlayıp bendeki çelişkilere gelmişsin. Bende çelişki görmen gayet doğal neticede insanım!

                                Sen de insansın. Sadece bu konu başlığını başından sonuna kadar okuyan bir insan sendeki değişikliği görebilir. Bu başlık yaklaşık 1,5 yıl önce Samet Türkmen adlı üye tarafından açılmış. Kendisine de tekrar Allah’tan rahmet dilerim. Sen başta Müslüman iken sonraları deist-agnostik ve nihayetinde ateist olarak kaldın. Bunu da sosyal evrim ile açıklayabilirsin. 1,5 yılık bir süre sosyal evrim için ne kadar yeterli bilemiyorum. Bilim insanları evrimin daha uzun süreçler gerektirdiğini söylerdi.

                                Reel hayatta hiç ateist bir insanla karşılaşmadım. Belki de karşılaştım ama kendini saklamış da olabilir. Ama sanalda çok kez tartışmalarım olmuştur. Genelde kullandığınız cümleler, savunduğunuz fikirler hep aynı bir farklılık yok. O yüzden yukardaki “Kura’n’da çelişkiler” hakkındaki yazını görünce da senin de onlardan farklı olduğunu düşünmüyorum.

                                Yukardaki sorulara cevap versem ne olacak ki, sen diyeceksin ki bunlar din alimlerinin kıvırma taktikleri diyeceksin. Burdan bir sonuca oluşabilecek miyiz? Mesala yaptığınız saptırmaya bir örnek vereyim. Yukarda yazdığın şu cümlen:

                                “Mesela Enam suresi 151. ayette ayete "De ki Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım" dedikten sonra ikinci sırada Anaya,Babaya iyi davranın diyerek haram olan şeyleri sayacağı yerde araya haram olmayan iyilikleri katması bunun apaçık insan kaynaklı bir hatadan ileri geldiğini gayet net ortaya koyuyor.”

                                Bu da ayetin orjinali:
                                De ki: Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım:
                                O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın,
                                Anneye babaya iyi davranın,
                                Yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin.
                                Çünkü sizin de onların da rızkını veren Biz’iz.
                                Çirkin kötülüklerin, fuhşiyatın açığına da gizlisine de yaklaşmayın.
                                Allah’ın muhterem kıldığı cana haksız yere kıymayın.
                                İşte bunları size emretti; umulur ki akıl erdirirsiniz

                                Demişsin ki 2.sırada ana babaya iyi davranın diyor. Halbuki 2. Sırada ona hiçbir şeyi ortak koşmayın ifadesi var. Bu nedir düpedüz bir saptırma. Bütün o sorularda yapıtığınız şey genel anlamda saptırma ve cımbızlamak.

                                3. Sıradaki ifadeye gelecek olursak orada anneye ve babaya kötü davranmayın cümlesi ile anne ve babaya iyi davranın sözü arasında bir fark var mı? Şimdi burda Türkçe anlam bilgisini mi tartışacağız? Varsa burda Türkçe öğretmeni bana aradaki farkı anlatsın. Bu iki cümle arasında anlam olarak ne fark var?

                                Ayrıca sadece bu ve benzeri sorulara Ehli sünnet ve günümüz İslam alimlerinin verdiği cevaplardan kopyala-yapıştır tarzında sayfalarca yazı yazabilirim. Sen onlara masal dedin ve diyeceksin. O yüzden kafası karışan insanlara tavsiyem araştırmalarıdır. Bu tuzak sorulara ben “alıntı” yapıp cevap vereceğim sen muhalefet olacaksın ve sonuçsuz tartışmalar yaratarak daha fazla kafa karışıklığına neden olacak. Kimseyi olumsuz manada etkilemek istemem. Çünkü ben İslam dini konusunda altını çizerek söylüyorum profesyonel anlamda bir eğitim almadığımı daha önceki sayfada da yazmıştım. Kura’n’ı yalın hali ile mealden okuyup yorumlayacak kadar alim olamadım. Kura’n-ı mealden okudum ancak bir takım hususları anlayamadım. Daha sonra geçmiş ve günümüz İslam alimlerinin kitapları karıştırdım ve son derece tatminkar cevaplar aldım. Tabi aralarında bazı detaylarda yorum farklılıkları olduğunu da gördüm. Sonuç olarak Kura’n’ın Allah’ın kelamı olduğu sonucuna kesin bir şekilde vardım. Kura’n’da çelişki arayacağınıza Kura'n'ın mucizelerini araştırın.

                                Senin gibi medrese eğitimi de almadım. Anladığım kadarıyla kendini Kura’n-ı anlayıp yorumlamada uzman olduğunu dile getiriyorsun. Ayrıca davet etmişsin olur neden olmasın, forum yönetimi bir yer tayin etsin. Ben İstanbulda'yım sen Balıkesir'de. Ortada bir yer mesala Marmara denizi bir tekne fena olmaz. Bir kamera ve de bir de bilirkişi olarak birini tayin etmek lazım. Acaba bu bilgi yarışmasından kim galip çıkacak. Ama şimdi medrese eğitimi almış biri karşısında aciz duruma düşebilirim. Biraz tırstım açıkçası. Yanıma bu konuda ilmine güvendiğim birini almam lazım..

                                Fonetik ve tematik kelimeleri çok bilimsel değildi ama buna cambazlık dedin peki senin şu yukarda yaptığın ayetteki saptırmayı hangi kelime ile ifade etsem bilemedim.

                                Ahlak, görgü kuralları , suç, rasyonellik konusunda görüşlerim aynıdır aynı şeyleri tekrar etmeyeceğim. Sen de beklediğim şekilde açıkça ifade etmişsin zaten. Çelişki görüp saçma bulman gayet doğal. Sebeplerini yukarda yazdım. Tekrar tekrar yazmak sıkıcı olmaya başladı. Örf, adet konusunda gene çarpıtma yapmışsın. .”Kan davası,Beşik Kertmesi,Töre cinayetleri,Çocuk gelinler” ne alaka!
                                Bir siteden alıntı yapıp öğrenmen için kopyalıyorum.

                                GELENEKLER : Gelenek en geniş anlamıyla folklorik, sosyolojik, veya dini boyutlarıyla devamlılığı ifade eder. Bir toplumda nesilden nesile geçen kültür kalıntıları, miraslar, alışkanlıklar, bilgiler, beceriler ve davranışlar geleneklerin içerisinde yer alır

                                GÖRENEKLER: Görenek en sade tanımıyla eskiden beri bir şey görüle geldiği gibi gerekli ve uygun yöntemleri kapsar. Bunların mutlak yerine getirilmesi istenmez. Bunlar süreklilik kazandığı gibi, bir müddet sonra kakabilir. Görenekler maddi olmayan kültürlerimiz olup, yasalardan daha geniş bir alanı yönetirler.

                                ÖRF: Toplumun beklentileri, birtakım örnek tutum ve davranışlardır. Öyle ki bu kavram toplum yapısının da temel taşlarını oluşturur. Örfler, kişiyle-aile, komşu, akrabalar, halk, ve ulus arasındaki ilişkileri, davranışları, tutum ve tavırları düzenleyip, belirleyen bir görevi vardır

                                ADET: Yaptırım gücü örfe göre daha esnek olan ve toplum tarafından yapılması gerekli görülen, tutum, davranış ve tavırlardır. Örnek olarak adetlerimiz kız isteme, nişan ve evlenme, bayramlar, yas, anma, baş sağlığı dileme, doğum günü kutlamaları, karşılama ve uğurlama törenleri gibi..

                                Demek İslami bilim insanları da İslama karşı durarak o bilim çalışmalarını yaptılar. Senle bu tartışmayı yaparken zamanımı boşa geçirdiğim kanatine varmaya başladım.

                                Caner Taslaman’ı da rasyonellik konusunda anlamamışsın. Söz konusu olan orda dürüstlük değil siz o cüzdanı alırsınız demeye getiriyor çünkü ödül/ceza sistemi yok. Dürüstlük veya dürüst olmama konusu ile alakalı değil bu dediği. Bakteri konusunda da aynı mantık felsefe açısından olayı ele alıyor Ahlaki açıdan değil. Felsefe yönünü biraz daha geliştir. Ateist biri olarak bu konuda daha iyi çıkarımlar yapmalısın.

                                Ayrıca İslam tarihinin yanında bir de Türk tarihi de oku dinimize belki daha farklı açılardan bakabilirsin.

                                Bu tartışma uzar gider, cevap hakkı doğurmadan yazarsan sevinirim. Zira mümkün olduğunca kısa tutmaya çalışıyorum. Niyetim tartışmayı kişiselleştirmek değil. Hatta bu konulara girmek hiç değildi. Benim yaptığım burdaki paylaşımlar genelde uzay-bilim eksenine paralel, konu dışına çıkmamaya gayret gösterdim. Ama sen her seferinde konuyu İslam dinine getirmeye çalışıyorsun. Seni inançsız olmakla suçlayan kimse yok. İstediğin şekilde inançsızlığınızı yaşayın. Ama saldırmadan iftira atmadan. Bilim ve deneyle uğraşın. Biz Allah’ın varlığına dair Kura’an’dan bilimsel işaretler görürüz ama bunu bilimsel deneylerle tam olarak ispat edemeyiz. İspat edersek zaten sınav bitmiş olur. O halde sözde bilimi temel alan ateistler olarak Allah’ın yokluğunu bilimsel deneylerle ispat etmek size kaldı.

                                Kolay gelsin.
                                Seni ölüme de götürse doğruluktan sakın ayrılma.
                                Hz. Ömer.

                                Yorum

                                Üzgünüz, bu sayfayı görüntüleme yetkiniz yok
                                Yükleniyor...
                                X