Anadolu kulüplerinde iyi performans sergilemiş ve gol kralı olmuş ya da krallığa oynamış forvetler neden Trabzonspor ve hatta daha geniş pencereden düşünürsek; Şampiyonluk yaşamış takımlarda başarılı olamazlar?
Örneğin, Ankaragücü'nde oynadığı futbolla parmak ısırtan Umut Bulut ve Augustine Ahinful, Kayserispor'da gol krallığı yaşayan Gökhan Ünal. Keza Karabükspor'da gol krallığı yaşamış Emmanuel Emenike ve yine Bursaspor'da gol krallığı tacını takan Sercan Yıldırım.
Listedeki isimlerin yanına benzer birçok örnek ekleyebiliriz. Ancak isimler değişse de sabit kalan tek bir şey var, o da; ''Gol Krallığı başarısının şampiyonluk yaşamış takımlara taşınamaması.''
Bu durum taraftarlar arasında; ''Büyük takım oyuncusu değil'' değerlendirmesiyle geçiştirilir. Oysa ki; takımların büyüklükleri, taraftarları ve tarihleriyle belirlenir. Yeşil çimler üzerinde takımın büyüğü küçüğü kalmaz. Her takım 11 kişi ile mücade eder. Ancak...
Ancak sahaya çıkarılan her ''11'' kişi, her takıma karşı aynı dizilimle oynamaz. ''Küçük takım'' şeklinde katagorize edilen takımlarla yapılan maçlara çıkarken puan ya da puanlar alma umuduyla her takım kendi diziliş ve taktiğiyle sahada yer alırken; ''Büyük Takım'' diye adlandırılan kulüpler karşısında bu 11 kişinin 10 tanesi savunmada görev yapar.
Hal böyle olunca da; Kayserispor'da oynadığı dönemlerde klasik dörtlü savunmaya karşı mücadele eden Gökhan Ünal, Trabzonspor'da oynarken; on kişilik bir savunmayla mücadeleye girişir. Ve başarılı olamaz. Bu Gökhan Ünal'ın yeteneksizliği değil; şartların değişkenliğidir.
Durumu böyle analiz edersek; hem futbolcuların analarının kulaklarını daha az çınlatmış oluruz hem de Anadolu kulübünde iyi performans gösteren bir oyuncuyu alırken, ''şartların değişkenliği'' halini de gözönüne alarak ''Transfer Kararı''mızı ona göre veririz.
Ha biz transfere karar verir miyiz? Ola ki veren biri okur, düşünür.
Örneğin, Ankaragücü'nde oynadığı futbolla parmak ısırtan Umut Bulut ve Augustine Ahinful, Kayserispor'da gol krallığı yaşayan Gökhan Ünal. Keza Karabükspor'da gol krallığı yaşamış Emmanuel Emenike ve yine Bursaspor'da gol krallığı tacını takan Sercan Yıldırım.
Listedeki isimlerin yanına benzer birçok örnek ekleyebiliriz. Ancak isimler değişse de sabit kalan tek bir şey var, o da; ''Gol Krallığı başarısının şampiyonluk yaşamış takımlara taşınamaması.''
Bu durum taraftarlar arasında; ''Büyük takım oyuncusu değil'' değerlendirmesiyle geçiştirilir. Oysa ki; takımların büyüklükleri, taraftarları ve tarihleriyle belirlenir. Yeşil çimler üzerinde takımın büyüğü küçüğü kalmaz. Her takım 11 kişi ile mücade eder. Ancak...
Ancak sahaya çıkarılan her ''11'' kişi, her takıma karşı aynı dizilimle oynamaz. ''Küçük takım'' şeklinde katagorize edilen takımlarla yapılan maçlara çıkarken puan ya da puanlar alma umuduyla her takım kendi diziliş ve taktiğiyle sahada yer alırken; ''Büyük Takım'' diye adlandırılan kulüpler karşısında bu 11 kişinin 10 tanesi savunmada görev yapar.
Hal böyle olunca da; Kayserispor'da oynadığı dönemlerde klasik dörtlü savunmaya karşı mücadele eden Gökhan Ünal, Trabzonspor'da oynarken; on kişilik bir savunmayla mücadeleye girişir. Ve başarılı olamaz. Bu Gökhan Ünal'ın yeteneksizliği değil; şartların değişkenliğidir.
Durumu böyle analiz edersek; hem futbolcuların analarının kulaklarını daha az çınlatmış oluruz hem de Anadolu kulübünde iyi performans gösteren bir oyuncuyu alırken, ''şartların değişkenliği'' halini de gözönüne alarak ''Transfer Kararı''mızı ona göre veririz.
Ha biz transfere karar verir miyiz? Ola ki veren biri okur, düşünür.


Yorum