Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İskender Günen | Huzur Veren Zarafet

Daraltma
X
 
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

  • #46
    Yılı hatırlamıyorum, bir Trabzonspor-gs. maçı trt radyo1'den dinliyorum maçı. Spiker merkeze bağlanıyoruz dedi ben de bağırdım "Trabzonspor- 1 . G.S. - 0 . Gooool İskender"diye. Evet, merkezden Trabzon maçına bağlandılar (maç Trabzonda mıydı İstanbulda mı hatırlamıyorum) golü İskender atmıştı ve Trabzonspor o maçı almıştı. Hayatımın en güzel günlerinden birisiydi.
    TRABZONSPOR'lu doğduk, öyle öleceğiz...
    Ahmet FıraTSerdar BAHAR

    Yorum


    • #47
      İlk olarak afsbahar tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
      Yılı hatırlamıyorum, bir Trabzonspor-gs. maçı trt radyo1'den dinliyorum maçı. Spiker merkeze bağlanıyoruz dedi ben de bağırdım "Trabzonspor- 1 . G.S. - 0 . Gooool İskender"diye. Evet, merkezden Trabzon maçına bağlandılar (maç Trabzonda mıydı İstanbulda mı hatırlamıyorum) golü İskender atmıştı ve Trabzonspor o maçı almıştı. Hayatımın en güzel günlerinden birisiydi.
      Maç Sakarya'da idi...gs nin uzun bir aradan sonra şampiyon olduğu sezonun ilk maçı... gs nin cezası sebebiyle Sakarya'da oynanmıştı...44. Dakikada takmıştı İskender abi ...Maçta idim.. Rahmetli babam sadece bir forma alabilmişti ve gece sabaha kadar rahmetli kardeşimle formayı kim giyecek tartışması yapmıştık....Trabzonspor sadece futbol takımı değilki kişisel tarihim yahu.... Hey gidi günler...
      Trabzonspor taşralı olmaktan gelen ezikliğin, merkez karşısında ikinci derecede veya gölgede bırakılmış olmaktan sıyrılmak isteyen kompleksli yaranma tutumunun değil, otantik inisiyatifin sembolüdür İsmet Özel

      Yorum


      • #48
        ismimin sebebidir iskender babam karar verememiş ne koyacağına nüfus müdürlüğünde aklına gelmiş ve koymuş bütün akrabalarım ne zaman beni görseler Trabzonda bir iskender vardı diye başlarlar ve islkenderi anlatırlardı bana bu konu için de teşekkürler

        Yorum


        • #49
          kastamonuludur aslen iskender abi benim gibi istanbul takımları çok yüksek ücretler vermesine rağmen o trabzonsporu tercih etti.Trabzonspora olan sevgimde yeri çok ayrıdır hemşerim iskender abimin
          KASTAMONUSPOR 1966 - TRABZONSPOR

          Yorum


          • #50
            İlk olarak Bülent Şirin tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
            <?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" /><O:P></O:P>
            Merhaba Arkadaslar,
            <O:P></O:P>

            Özel istek üzerine, unutulmaz futbolcumuz Iskender hakkinda bir seyler karalamak istiyorum. Gördügüm kadariyla BMN üyelerinin yas ortalamasi
            hayli genç ve dogal olarak Trabzonspor tarihinin eski sayfalarini hatirlamiyorlar. O zaman da görev benim gibi ak saçlilara düsüyor. Acisiyla, tatlisiyla o günleri tekrar hatirlamama sebep oldugu için, ben de bu görevi seve seve yerine getirmeye çalisiyorum.

            <O:P></O:P>
            Iskender, tipik bir 4-3-3 sistemi oyuncusuydu. Bilindigi gibi, 1970 Dünya Kupasi?nda Brezilya?nin uyguladigi ve Brezilya?dan baska hiçbir takimin uygulayamayacagi -o da yalniz o turnuvadaki Brezilya takiminin- 4-2-4 fantazisinden sonra Dünya futboluna 4-3-3 adli son derece gerçekçi bir sistem hakim olmus ve uzun süre bu hakimiyetini devam ettirmisti. Bu sistemde herkesin yeri ve görevi belliydi. Defans savunmasini yapar, orta saha gol hazirlar, forvet de gol atmaya çalisirdi. Toplu hücum-toplu defans günlerine daha çok vardi o zamanlar ve çagin futboluna göre lüks kaliyordu. O dönemlere ait iki ilginç hatiram var, sizinle paylasmak isterim:

            Birincisi, 1977 Aralik ayinda, ilk yarinin son maçinda F.Bahçe adli takim Trabzon?a deplasmana gelmis ve iki puan farkla lider durumda. Ancak Trabzonspor?un averaji daha iyi ve bilindigi gibi 3 puan sistemine daha yillar var. Yani Trabzonspor yenerse lider olacak. Ben de rahmetli babamla birlikte tribünlerde yerimi almisim. Adi geçen takim maç boyunca Çanakkale savunmasi yapiyor ve büyük ölçüde kaleci Ivançeviç?in devlesmesiyle 0-0?lik beraberligi koparip gidiyor. Maç adi geçen takimin ceza sahasi içinde sürüp giderken, bir sey dikkatimi çekiyor. Belli ki adi geçen takim, beraberlik için gelmis. Ancak forvet oyunculari Cemil Turan, hiç kendi ceza alani civarina gelmiyor ve santra yuvarlaginda bekliyor. Efendim? Kontraatak mi dediniz? Hayir, hayir? O günleri hatirlasaniz, maçtan önce Istanbul medyasinin bile adi geçen takimi maskara ettigini, 3 farktan asagisini galibiyet sayacak kadar korkmus olduklarini da bilirdiniz. Sahadaki mücaadele öyle bir intiba birakiyordu ki, adamlar sanki futbolda galibiyet diye bir sey oldugunu bile unutmuslardi.

            <O:P></O:P>
            Ikinci hatiram, tv?de seyrettigim bir Bati Almanya-Galler Avrupa Futbol Sampiyonasi grup eleme maçi ve yanlis hatirlamiyorsam 1979 yilina ait. Almanya?nin basinda Jupp Derwall var. Maçin baslarinda, Alman sag bek Manfred Kaltz, sag kanattan çizgiye iniyor, ortaliyor ve bir forvet oyuncusunun kafa darbesiyle top aglara gidiyor. ?Eee? Ne var bunda?? mi diyorsunuz? Çok sey var. Bir de baktim, o zamanlarin genç spikeri Ilker Yasin yeri gögü yikiyor? ?Sayin seyirciler! Bir sag bekin son çizgiye kadar inip orta yapmasi kollektif futbol adina çok büyük anlam tasiyor!? Evet, cümle aynen böyleydi ve kelimesi kelimesine aklimda kaldi.

            <O:P></O:P>
            Yani anlayacaginiz, o dönemin futbol anlayisinda sahaya beraberlik için bile çikmis olsaniz santraforunuz savunmaya gelmez, savunma oyuncusunun çikip da gol ortasi yapmasi böyle dünyada olay olurdu?
            <O:P></O:P>
            Bu uzun girizgahi neden yaptigimi ilerleyen bölümlerde anlayacaginizi tahmin ediyorum. Anlamissinizdir ki, bu sistem hayli duragan, agir ve tatsiz bir futbol anlayisi içeriyordu. Bu tatsizligi da arada bir çikan yildiz oyuncular fazla fazla gideriyorlardi. Onlarin yüzü suyu hürmetine o günleri sikintiyla degil, özlem ve saygiyla aniyoruz.

            <O:P></O:P>
            Iste Iskender de o dedigim dönemin sonlarina dogru yetismis, romantik bir sövalyeydi. Süratli bir futbolcu degildi. Hele Ali Kemal?in sol kanattaki versiyonu hiç degildi. Isini yaparken hiç acele etmez, kendi eliyle gelistirdigi ataklari bir kuyumcu titizligiyle isler, rakip defans ne kadar önlem alirsa alsin, o ne yapar eder, topu rakip kale sahasina gönderiverirdi. Bana kalsa, penalti noktasi üzerine bir fasülye sirigi bile dikilse, Iskender?in ortalariyla daha fazla gol olurdu ama o dönemlerde santrfor mevkiinde çaginin çok ilerisinde bir futbol oynayan ve yerinde duramayan Tuncay vardi. Bu yüzden bazen hedef sasiyordu. Sahsi görüsüm, o çok hareketli, presle rakibi bogan, her iki ayagini da ayni derecede kullanan, kafa toplarina çok hakim Tuncay bugün oynasa, ?kral? Hakan Sükür eline su bile dökemezdi.

            <O:P></O:P>
            Iskender, dünya futbolunun üzerine tam yol hizla gelmekte olan ?pres, savas, toplu hücum-toplu defans, kos Ali kos?? gibi vahsi kavramlara inat, o yukarida tarif etmeye çalistigim stiliyle uzun müddet gözlerimizi oksadi, hafizamizda doyumsuz lezzetler birakti.
            <O:P></O:P>
            Hele bir maç var? Ve o maçtan bir enstantane var? Hiç unutmadigim? Ve unutamayacagim? 1983 senesi, Cumhurbaskanligi Kupasi maçi? Trabzonspor, F.Bahçe adli takimla oynuyor? Iskender yildizlasiyor? O çalimlar? O verkaçlar? O ortalar? Ve ?o an? geliyor? Top Iskender?de? Adi geçen takimin iki oyuncusu, ?modern futbolun geregi? olarak onu sikistirip, ayagindan topu almak üzere yaklasiyorlar? Ve Iskender, tipki bazi filmlerde hayaletlerin duvarlardan, kapilardan geçmesi gibi ikisinin arasindan geçiveriyor? Ya da bize öyle geliyor.. Iskender, maçin sonlarina dogru kendine özgü hareketleriyle gelistirdigi atagi zarif bir golle süsleyip, bu zaferi taçlandiriyor? O maç, Iskender?in maçi olarak hafizalara kaziniyor..
            <O:P></O:P>
            Sonralari, daha yasi genç olmasina ragmen, futboldaki degisimin, yillarini vererek meydana getirdigi paha biçilmez tabloyu bir anda komik bir karikatüre dönüstürebilecegini anliyor ve bir aksam üstü, tipki kendinden önceki güzel insanlar gibi güzel atina atlayip gidiyor. Arkasinda, buruk yürekleriyle parildayan nallarina bakan bizleri birakarak?
            <O:P></O:P>
            Yeniden görüsmek ümidiyle?

            1983 senesi bende vardım o maçta ve çok iyi hatırlarım. Alparslan ERATLI'nın ve Halit KIVANÇ'ın jübile maçı.

            Ayrıca TRABZONSPOR Ülke alan pasajı karşısındaki BALİN OTEL'de kalmıştı.
            Baskalari ile ugrasmak kendinle ugrasmaktan daha kolaydir.
            Kobra

            Yorum


            • #51
              Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
              Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!

              Yorum


              • #52
                İskender gerçekten büyük futbolcuydu. sol taraftan yaptığı müthiş ataklar, sol ayağını raket gibi kullanmalar, attığı çalımlar ve gerçek bir beyefendi kişiliği ile trabzonsporda o zamanlar en sevdiğim futbolcuydu..

                Yorum


                • #53
                  İskender in en enterasan macını Turkiye-İngiltere macında hatırlarım 0-0 biten. Mustafa denizli onu sag ön cizgiye koydu ve İngiliz defansını muthis sasırtmıstı... Mac sonrası millet mustafa denizli yi omuzlara almıstı. O zamanlar yaptıgı büyük işti tabi... İskender ile hele ki 2-3 kez ceza sahasına girmiştikki rakip ingiltere idi, degmeyin keyfimize..Yılı hatırlamıyorum ama iskender in son dönemlerine rastliyordu galiba.. Cok severdim iskenderin futbolunu...
                  Arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim.
                  Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim.
                  Yanımda yürü, böylece ikimiz eşit oluruz.

                  Yorum


                  • #54
                    İskender'de şüphesiz en iyi sol açıklarımızdan biriydi.Ancak onun tanıtımı için yapılan vtr'de seyrettiğimiz kısacık bölüm bile Yattara'nın nasıl bir yetenek olduğunu hatırlattı bana.Ve bizim başta Başkan ile beraber bütün yönetim el birliği edip bu adamı göndermek için yaptıkları.....
                    Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
                    Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini?
                    Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini

                    Yorum


                    • #55
                      -iskender günen… spektaküler fenomen-

                      Ozan OZANOĞLU


                      Uzun bir otobüs yolculuğunun sonunda, Trabzon’da, yol yorgunluğu biraz olsun atmak için bir kahvehaneye girdim. Demli çayım, üzerinde buğusuyla geldiğinde, etrafıma bakınmayı sürdürüyordum.
                      Ve bütün duvarları uzun uzun izliyor resimlere göz gezdiriyor, bordo mavi bir tutkunun, günlük yaşamın her yerine sindiğini görüyordum.
                      Duvarda O’nun büyük bir resmi vardı…
                      İskender Ağabeyin resmine gözlerim takılıp kaldığında, ikinci demli çayım masadaydı. Yandaki masada Ondan bahsediyorlardı… İçimi saran sevinçle, dışımda büyüyen gurur birbirine karışıyordu…
                      Çayımın son yudumuna küçük bir tebessüm bırakıp, kalktım…
                      Bakınıp durdukça, başka mekânların da duvarlarında aynı tutkunun izlerini yakalayabiliyordum.

                      80’li yılların sonuydu… Yola koyulduğumda, resimdeki adamın Kastamonuspor, Şekerspor ve 10 yıllık Trabzon kitabındaki, kendinden emin adımlarla yürüyüşü, işini iyi yapmanın onurlu duruşu; sözcüklere, fotoğraflara ve estetik değerlere yaslanarak dizilmişti kafamda.

                      ***
                      Yeşil yol, bütün rüzgârlarını, ince ama dirençli çimlere savururken, o rüzgârın önünde durmayı deneyen kısa ama hazza dayalı bir koşudur futbol.
                      On, bilemediniz on beş yıllık maceralar sunar bir insanın hayatına.
                      İskender Günen bu maceraların her aşamasında, bütün soruları doğru yanıtlamış bir adamdır.
                      O, hikâyesi üzerine bir başkasının övgü dolu sözlerle konuşmasını istemeyecek kadar kendi halinde ve mütevazıdır. Ama Onu yazmak ve Onun futbolunun ezgisinde bir şarkıyı dinlemek boynumuzun borcudur.

                      Futbolun içinde de bilgelik diye bir kavramdan söz edilecekse, İskender adı mutlaka bir cümlenin içinde geçecektir.
                      Hayatına hiçbir kırılganlığı sokmayacak kadar yeteneklerinin farkına varabilen ve bunu korumak için direnen kaç kişi var dersiniz?
                      Bu yüzden sayılı adamlardan biridir O… Bireysel yeteneklerinin bilincine ulaşıp, bunları en üst düzeye çıkarmak için uğraşmak, bıkmadan çalışmak, ilkelerinden ödün vermemek; Onun karakteristik özelliklerinden bir kaçıydı.
                      Üstelik çalımın kralını atarken bile efendiliğin izlerini taşıyabilen kaç kişi çıkar bu keşmekeşin içinden?

                      İskender Günen, futbolun içindeki ve dışındaki her görüntüde, tam anlamıyla bir fenomendir.
                      Onun testere çalımını antrenmanda yirmi kere deneyip beceremeyen nice topçular bizzat görülmüştür, izah ederek tekrar tekrar kopyası gösterilmiştir. (…)
                      Bir hareketin şıklığını ve alışılandan farklılığını, futbolun hangi düzeylerine taşıdığını da Onun zamanındaki herkes belleğine kazımıştır.

                      ***
                      Onun mükemmellik arayışı, Trabzon’da bordo bir akşamüstünde, mavinin derinliğine dokunmaktı.
                      Trabzon’u bir sevgili bilip bütün kalbiyle bağlandı… Bütün sadakatiyle sevdi Trabzon’u…
                      Ne hayatından alınabilecek iki renk, ne de ayağından alınabilecek bir meşin yuvarlak icat edilmişti.
                      Topa en mükemmel şekilde verdiği “falso”yu hayat felsefesine hiç karıştırmadı.

                      ***
                      Kendine yazabileceği en güzel mektuplardan biridir onun futbolculuğu.
                      Savunmanın devasa ya da hoyrat adamları, geçiş noktasında haddinden fazla bükülen ama sonuç kısmında, bükülmez bir bilek karşısındaydı.

                      “Öteki” bir futbolculuk tanımı varsa ancak onunla ilişkilendirilebilirdi.
                      Çünkü İskender Günen’in sol ayak bileği tam olarak görünmüyordu.
                      Garip bir hayal gibiydi… Kıvrak bir biçimde, beyin gücüyle ayağın birleşimini sunuyordu.
                      Taç çizgisinin kıyısında, bir nevi ince oya işleri ile uğraşan hünerli ayaklarını hatırlayın.
                      En diri savunma oyuncularının onun karşısında düştükleri halleri hatırlayın.
                      Bir adamı “zapt edemeyiş” köpüren öfkelere dönüşürken bile, onun son raddeye kadar koruduğu, ağır duruşu hatırlayın.
                      Ve yaptıklarıyla, düşünceleri ve o bilekleriyle bir şehre onur getirdi… Unutmayın!

                      ***
                      Estetiğin en uçtaki noktalarından biridir İskender Günen.
                      Picasso’nun resmidir.
                      O, fantastik bir macera sundu hepimize.
                      En kritik dönemlerden, ay ve yıldızın en şiddetli maçlarından birinde İngiltere’ye karşı kendi futbol dilinin şiirsel tavrını kalabalıklara göstermişti.
                      Bu maçın öncesinde Mustafa Denizli’nin Onu nasıl motive ettiğini uzun uzun anlatmıştı bizlere.
                      O unutulmaz maçta, kafasında kurduğu her şeyi bireysel olarak sahaya yansıtırken, kendisine verilen görevi de en iyi şekilde yerine getiriyordu.

                      ***
                      Okuma tutkusunun ona kazandırdığı sağlam kişiliği unutmamak gerekir. Futbolumuzun çok okuyan, öğrenmekten yorulmayan, vazgeçmeyen “özel” kişiliklerinden biridir. Sürekli kendini geliştirmek için uğraş verir.
                      ***
                      Üç tane al da at dercesine pasını gol yapamayan santrfora inat, beş altı kişiyi tespih tanelerine çevirip attığı golü de biliyoruz.
                      Sıfıra inmenin bir kanat oyuncusu için ne anlama geldiğini en iyi izah edenin o olduğunu da… Buna hocanın şahı da kızsa böyledir… İnilecektir…
                      11 numaralı forma altında kendini uçta görmenin sınırsız tanımıdır bu hareket.
                      Çizgiye inmek belki de kendinde varolan uçsuz bucaksızlığı yakalama an’ına kavuşmaktır.

                      ***
                      Farklılığın görsel ziyafetiydi onun yaptığı…
                      Spektaküler hareketlerin en iyi oyuncu ödüllerinden biri Onundur.
                      Asist yapma hazzının çoğul ifadesine anlam katan sayılı oyunculardan biridir.

                      İskender Günen, futbolun şiirini yazmış, resmini yapmıştır.
                      Bu zekâ yüklü seyirlik oyunda Shakespeare’nin kahramanlarından biridir.
                      Sol kanatta kendine özgü bir beyaz çizgisi vardır… O çizginin üzerinde kusursuz geçişler yaparak ilerlemeyi başarmıştır. Tıpkı hayatın üzerindeki çizgide yaptığı gibi.

                      ***
                      “Göğsünün sol yanındaki cevahir” de sol ayağı kadar iyiydi.
                      Genç adamlara öğütler taşıdı.
                      İyi bir örnek olarak, etik ve estetik bir değer olarak Kastamonuluların, Trabzonluların ve bu ülkenin kalbinde yerini koruyor.
                      İskender Günen’i hatırlamak kadar önemli olan bir şey daha vardı aslında… İskender’i anlamak. Belki de bunun için kendinden başka çok az insan bu camiada emek harcamıştır.
                      Vedasına ilişkin söyledikleri aslında çarpıcı bir tespittir: “tribünden birileri bırak diye bağırmadan, bırakacaksın”

                      Ve Onun hikâyesi Onun istediği gibi bitti.

                      Alnı ak, başı dik bir seremoni ile veda etmiştir İskender Günen.
                      Ve geriye bıraktıklarının içinde bir tek çirkinlik bile bulmak mümkün değildir.
                      Futbolcunun, formasının rengine, terinin rengini katışının gerçeğidir bu…

                      Onun hayranlık uyandıran doyumsuz gösterisinden, futbolun bir sanat olduğunu düşünen herkese, unutulmaz güzellikler kalmıştır.

                      5/16/2009

                      Yorum


                      • #56
                        yukardaki yazı bir futbolcu için yazılacak en güzel yazılardan...daha ne yazılabilir ki oyuncunun iyi hatta...oldugunu anlatmak için....
                        ıslak imza....

                        Yorum


                        • #57
                          Ozan Ozanoğlu hocamıza değerli katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Makalesi yeniy azacak olduğumuz kitapta da yayınlanacaktır.
                          Trabzonspor √
                          Hüseyin Avni Aker|Hayri Gür|Halit Ziya Kurbetçi|Şamil Ekinci|Dozer Cemil|Şenol Güneş|
                          İki Renk ve Asalet √
                          BordoMavi.Net √

                          Yorum


                          • #58

                            Başsağlığı

                            Eski futbolcularımızdan İskender Günen'in babası Mehmet Günen vefat etmiştir. Mehmet Günen'e Yüce Allah'tan rahmet kederli ailesine başsağlığı dileriz.

                            Merhum Mehmet Günen'in cenazesi yarın (perşembe) öğle namazını müteakip Kastamonu'da Nasrullah Camii'nde kılınacak cenaze namazının ardından Subaşı Köyü Mezarlığı'nda toprağa verilecektir.


                            kaynak:Resmi Site


                            Başın Sağolsun İskender Abi,

                            Rabbim mekanını cennet eylesin İnşallah..

                            Kastamonu'da ki arkadaşlarımızdan uygun olanlar katılıp,İskender Abi'yi yalnız bırakmazlarsa çok yerinde bir davranış olur...

                            En son İlker Akçay tarafından düzenlendi; 12.01.2011, 11:51.


                            Yorum


                            • #59
                              Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah.
                              Trabzonspor √
                              Hüseyin Avni Aker|Hayri Gür|Halit Ziya Kurbetçi|Şamil Ekinci|Dozer Cemil|Şenol Güneş|
                              İki Renk ve Asalet √
                              BordoMavi.Net √

                              Yorum


                              • #60
                                Allah rahmet eylesin.

                                Başın sağolsun İskender abi.
                                21.12.2009 Unutmayacağız...
                                ''Ben Trabzonspor'un kaptanıyım, başka bir kaptanın arkasından, başka bir takımın formasıyla sahaya çıkmam!''
                                Cemil Usta
                                Sen bu kentin en büyük yeminisin, en büyük inadı.

                                Yorum

                                En Aktif Kullanıcılar

                                Daraltma

                                En aktif kullanıcı yok.
                                WhatsApp WhatsApp’tan Yaz
                                Yükleniyor...
                                X