Ahmet Ali Ağaoğlu | 17. Başkan

[selcuk]

Sezon başı “Burak-Kucka-Sosa’nın maliyetleri söylendiği gibi değil, daha fazla “ yazdığımda(hatta rakamları da defalarca yazdım) “Biz halka açık şirketiz, olmaz öyle şey” diyen arkadaşlar burda mı?

abi bu konuda hakli cikmaniz korkutucu bisey

resmen kurallar ve kanunlar cignenmis

hisse senetimize sahip kisiler bunu spk ya sikayet etmeliki usta yargilansin

o gün inanmadim, halende kanunlarin böyle acik cignendigini inanmak istemiyorum...

[Oxychen]

Bize Ali Koç gibi başkan lazım.

[Full HD]

Ali Koc iyi gecirmis.

[Onur Akyüz]

Bizim max 1,5m € maaş vermemiz lazım.

4’ler 5’ler ne demek ya bu nasıl bir manyaklıktır?

[DeAgLeMaNyAq]

abi bu konuda hakli cikmaniz korkutucu bisey

resmen kurallar ve kanunlar cignenmis

hisse senetimize sahip kisiler bunu spk ya sikayet etmeliki usta yargilansin

o gün inanmadim, halende kanunlarin böyle acik cignendigini inanmak istemiyorum...

Ben bir şey çiğnendiğini pek sanmıyorum İstanbul kulüplerindeki oyuncularda da türlü türlü bonuslar, imza ücretleri, imaj hakları gibi ekstra ödenen rakamlar var hiçbiri kamuoyu ile paylaşılmıyor. Hatta BJK ve FB belirli rakam altındaki transferlerdeki garanti ücretleri dahi açıklamıyor...

Medel olayı bana daha ilginç geldi. Birer gün arayla iki teklif birisi direkt kulübe, diğeri aracı avukata. 1 günde 1 milyon euro arttırılmasına rağmen BJK 1,5 ay sonra yarı fiyatına alabiliyor...

[selcuk]

Ben bir şey çiğnendiğini pek sanmıyorum İstanbul kulüplerindeki oyuncularda da türlü türlü bonuslar, imza ücretleri, imaj hakları gibi ekstra ödenen rakamlar var hiçbiri kamuoyu ile paylaşılmıyor. Hatta BJK ve FB belirli rakam altındaki transferlerdeki garanti ücretleri dahi açıklamıyor...

Medel olayı bana daha ilginç geldi. Birer gün arayla iki teklif birisi direkt kulübe, diğeri aracı avukata. 1 günde 1 milyon euro arttırılmasına rağmen BJK 1,5 ay sonra yarı fiyatına alabiliyor...

medel keske o fiyatada olsa

bilmiyorumda, bana denilen toplam cironun %1 ini gece her türlü gideri kulüp bildirmeli

görünüse göre bu da yalan

[muratt]

Arkadaşlar 200 milyon USD borç ile 205 milyon USD borç arasında ne fark vardır ?

Kimse 5milyon USD az para mı felan demesin. Bu seviyede iki rakam arasında hiçbir fark yoktur. 200 de sizi batırır, 205 de sizi batırır.

Bu kapanabilecek bir borç da değil, her yıl futbolcu satsanız üst üste 10 sene şampiyon olsanız felan belki kapanır.

Kimse hayal aleminde yaşamasın. Bu işin gideceği yer belli. Kulübün satılması ve şirketleşmesi. Bakın Samsunspor şirketleşme kararı aldı :

http://www.fanatik.com.tr/2018/06/02/samsunspor-un-sirketlesmesi-karari-alindi-1375081

Önce borç altından kalkılmayacak bir hale geldi, sonra başkan adayı çıkmadı, sonra kayyum geldi ve sonuç şirketleşme ve kulübün satışı.

Trabzonspor'un da başına bu gelecek, diğer İstanbul takımlarının da başına bu gelecek. Bu kaçınılmaz son, mevcut yapıda (başkanın gelip 50m borç takıp elini kolunu sallayarak gidebileceği bir yapı) başka bir sonuç düşünülemez zaten. Buradaki mesele işte 5 yıl sonra mı olacak 15 yıl sonra mı. Bu açıdan ben sürecin bir an önce hızlanması ve işin bitmesi taraftarıyım. O yüzden borcu azaltmaya uğraşmak çok anlamsız ve zaman kaybı.

Dediğim gibi borcun azaltılması gibi bir ihtimal yok ve ne yaparsak yapalım bu kulüp batacak. O yüzden 3-5m kar edilecek diye Burak-Sosa-Kucka gibi adamları satmaya gerek yok. Aksine böyle 1-2 transfer daha yapmak lazım. Sonuna kadar. Ya herro ya merro. Dediğim gibi sonuç aynı yere çıkacak.

Kasımpaşa, Başakşehir, Göztepe, Ümraniye, İstanbulspor gibi takımların sayısı her gün artacak. Evet bir kısmı iktidar destekli takımlar olabilir ama sistem buna evriliyor. Dünya da buna evrilecek. Çok değil bundan 15 yıl sonra Başakşehir ile Göztepe beşinci şampiyonluk ve yıldız için yarışırken biz nerede olacağız ? Bakın taraftarı olan tüm büyük takımların küçük bütçeli olanları birer birer göçtü. Sakaryaspor'dan tutun da Kocaelispor'a kadar. Göztepe en sıfırı buldu. Samsunspor aynı şekilde. Onlarca böyle takım var bitik durumda. Ve sıra büyüklere geliyor şimdi. Biz bugünün 3-5m hesabını yaparken dağ gibi borç bizi her gün yutuyor biraz daha.

O yüzden ben son kurşunları da tüketip şampiyonluk veya CL için son enerjiyi de ortaya koymak taraftarıyım. Burada 10m tasarruf yapsan ne olur yapmasan ne olur, sonucu değiştirmiyor. Yapılanma felan boş işler bunlar. Şirketleşme olmadan yapılanma olmaz. Ne zaman birisi Trabzonspor'u satın alır şirket olarak, o zaman yapılanma olur. Yoksa mevcut sistemde, her başkan sadece kendi dönemini düşünür geçer gider.

O yüzden büyük resime bakınca ben kesinlikle tasarrufa karşıyım ve Trabzonspor'un kurtuluş için bir an önce batması gerektiği kanaatindeyim. Eğer batıp dibi görürsek kurtululabiliriz. Kimse Trabzonspor batmaz felan demesin, kurtarmaya da çalışmasın. Bakın gidişatımız o. Bugün kongrede Ağaoğlu aday olmasa başkan adayı olmayacaktı resmen ve muhtemelen 2-3 seçim sonra böyle abuk sabuk adamlara kalacak başkanlık. Yani gidişatımız bu. Ve biz batarken birçok şirketleşen kulüp bizim önümüze geçmiş olacak. O yüzden geç kalmadan batmamız lazım. Veya gerçekten cesur bir başkan çıkacak, batmayı beklemeden bu kulübü satacak şirketleştirecek.

[jairzinho]

Arkadaşlar 200 milyon USD borç ile 205 milyon USD borç arasında ne fark vardır ?

Kimse 5milyon USD az para mı felan demesin. Bu seviyede iki rakam arasında hiçbir fark yoktur. 200 de sizi batırır, 205 de sizi batırır.

Bu kapanabilecek bir borç da değil, her yıl futbolcu satsanız üst üste 10 sene şampiyon olsanız felan belki kapanır.

Kimse hayal aleminde yaşamasın. Bu işin gideceği yer belli. Kulübün satılması ve şirketleşmesi. Bakın Samsunspor şirketleşme kararı aldı :

http://www.fanatik.com.tr/2018/06/02/samsunspor-un-sirketlesmesi-karari-alindi-1375081

Önce borç altından kalkılmayacak bir hale geldi, sonra başkan adayı çıkmadı, sonra kayyum geldi ve sonuç şirketleşme ve kulübün satışı.

Trabzonspor'un da başına bu gelecek, diğer İstanbul takımlarının da başına bu gelecek. Bu kaçınılmaz son, mevcut yapıda (başkanın gelip 50m borç takıp elini kolunu sallayarak gidebileceği bir yapı) başka bir sonuç düşünülemez zaten. Buradaki mesele işte 5 yıl sonra mı olacak 15 yıl sonra mı. Bu açıdan ben sürecin bir an önce hızlanması ve işin bitmesi taraftarıyım. O yüzden borcu azaltmaya uğraşmak çok anlamsız ve zaman kaybı.

Dediğim gibi borcun azaltılması gibi bir ihtimal yok ve ne yaparsak yapalım bu kulüp batacak. O yüzden 3-5m kar edilecek diye Burak-Sosa-Kucka gibi adamları satmaya gerek yok. Aksine böyle 1-2 transfer daha yapmak lazım. Sonuna kadar. Ya herro ya merro. Dediğim gibi sonuç aynı yere çıkacak.

Kasımpaşa, Başakşehir, Göztepe, Ümraniye, İstanbulspor gibi takımların sayısı her gün artacak. Evet bir kısmı iktidar destekli takımlar olabilir ama sistem buna evriliyor. Dünya da buna evrilecek. Çok değil bundan 15 yıl sonra Başakşehir ile Göztepe beşinci şampiyonluk ve yıldız için yarışırken biz nerede olacağız ? Bakın taraftarı olan tüm büyük takımların küçük bütçeli olanları birer birer göçtü. Sakaryaspor'dan tutun da Kocaelispor'a kadar. Göztepe en sıfırı buldu. Samsunspor aynı şekilde. Onlarca böyle takım var bitik durumda. Ve sıra büyüklere geliyor şimdi. Biz bugünün 3-5m hesabını yaparken dağ gibi borç bizi her gün yutuyor biraz daha.

O yüzden ben son kurşunları da tüketip şampiyonluk veya CL için son enerjiyi de ortaya koymak taraftarıyım. Burada 10m tasarruf yapsan ne olur yapmasan ne olur, sonucu değiştirmiyor. Yapılanma felan boş işler bunlar. Şirketleşme olmadan yapılanma olmaz. Ne zaman birisi Trabzonspor'u satın alır şirket olarak, o zaman yapılanma olur. Yoksa mevcut sistemde, her başkan sadece kendi dönemini düşünür geçer gider.

O yüzden büyük resime bakınca ben kesinlikle tasarrufa karşıyım ve Trabzonspor'un kurtuluş için bir an önce batması gerektiği kanaatindeyim. Eğer batıp dibi görürsek kurtululabiliriz. Kimse Trabzonspor batmaz felan demesin, kurtarmaya da çalışmasın. Bakın gidişatımız o. Bugün kongrede Ağaoğlu aday olmasa başkan adayı olmayacaktı resmen ve muhtemelen 2-3 seçim sonra böyle abuk sabuk adamlara kalacak başkanlık. Yani gidişatımız bu. Ve biz batarken birçok şirketleşen kulüp bizim önümüze geçmiş olacak. O yüzden geç kalmadan batmamız lazım. Veya gerçekten cesur bir başkan çıkacak, batmayı beklemeden bu kulübü satacak şirketleştirecek.

kaçınılmaz son falan değil.akhisar gayet iyi yönetiliyor misal.doğru yöneticiler ve tüzük değişikliği(hırsızlığın önüne geçmek için bu şart) kulüpler kendi yağında satılmadan kavrulmaya devam eder.çünkü kulüplerin acayip yüksek geliri var.naklen yayın ve tribün gelirleri.sponsorlar vs.

80 li ve 90 yıllarda fazla gelir yoktu.kulüpler gayet doğru yönetildiler.ne zamanki gelirler yükseldi krediler alınmaya başladı yani yöneticilerin indiragandi olayları başladı buralara geldik.

ağaoğlu ekonomik yapılanma için en doğru isim.belkide tek isim.ekonomik yönden yapılanırken sportif yönden doğru yapılanmakta önemli.maalesef ağaoğlu şu ana kadar sportif yapılanmada ışık vermedi.bu sezonu atlatırsak belki gelecek sezonlarda doğru ekonomik yapılanma yanında doğru sportif yapılanmada görebiliriz.

[Enaldo61]

Yahu Sosa'yı almasa da bu kadar puan toplardı, herif sezon hazırlığı bile geçirmemiş. Bu adamı almak bir kulübe ihanettir.

[Travelair]

...Bakın Samsunspor şirketleşme kararı aldı...
...O yüzden büyük resime bakınca ben kesinlikle tasarrufa karşıyım ve Trabzonspor'un kurtuluş için bir an önce batması gerektiği kanaatindeyim....

Şirketleşmeden kasıt ne bilmiyorum ama Trabzonspor anonim şirket. Kasıt yönetilme biçiminin değiştirilip satılabilmesinin yolunu açmaksa bu çözüm değil

Yukardaki düşüncenize de katılmıyorum. 2 söz aklıma geliyor:

"Kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikin"
"Tanrıyı kıyamete zorlamak"

Trabzonspor'un derdi borcundan ziyade ödeme güçlüğüdür. Yani nakit akışı. Yaşatmak için çözüm bulmak gerek. Son kurşun diyerek Usta batırdı kulübü zaten. Pes edersek, bu borçla bu kulübü satın alacak kimse yok, çıkmaz, boşuna hayal bunlar. Atletico'nun %20 hissesine 50 milyon $ verirken gelip senin %51 hissene 150 milyon € vermezler. O haberler yalan

[Mehmet Fatih Silik]

Yönetimin Usta'yı kamuoyu önünde ifşa etmesini tebrik ediyorum. Yıllarca bu kulübün içinde dönen oyunlardan hangimizin veya nekadarımızın haberi oldu? Borsaya açık bir şirket olarak hissedarlarını bilgilendirmek mecburiyetindesin. Yeter artık! Her gelen kulübün ağzına edip uğrattığı zararı karşılamadan çekip gitti.

Bilmiyorum farkında mısınız ama zarar gören kişiler değil, hep gözbebeğimiz TRABZONSPOR olmuştur.
Bunca olay gün yüzüne çıktığı halde halâ Usta'yı savunan varsa onunla aynı karakterdedir. Madem amaç kulübün borcunu düşürmek ve pahalı oyuncuların satışını gerçekleştirmek, o halde neden Ağaoğlu'na şu takım şu oyuncuyu istiyor demedi de bunu bir kahramanlıkmış gibi bir taahütnâme ile yapma gereği duydu?
Ya da ön anlaşma yapıp tazminat ekletseydi. Misal 3 oyuncuyu X kulübe 15 Mil. € satışı karşılığında anlaşma yapıp gelen yönetim de bunu bozara 5 milyon tazminat öder gibisinden. O zaman samimiyetini ispatlardı.
Ama amaç Trabzonspor'a hizmet değil kendi cebini doldurmak.

Ya gizli kapaklı yapılan sponsorluk anlaşması? Açığa çıkınca iptal olunuşu? Bakın hata yapılır ve bu hatayı yaptığın için üzüntü duyup özür dilersin. Çıkarsın adam gibi dürüst bir şekilde bizim planımız buydu ama tutmadı dersin. Bir arkadaşın kumar örneği gibi. Sonuçta herkes gibi bende bu kadrodan 5.lik beklemiyordum.

Ama şark kurnazlığına soyunup da yok kur farkıymış, gizli sponsorlukmuş veya ben oyuncuları satarımmış ile ancak ne kadar içten pazarlıklı bir dolandırıcı olduğunu kanıtlarsın. Umarım daha bilmediğimiz dalaverelerde çıkar. Bu son 3 yönetimi kapsayacak şekilde.

[muratt]

Şirketleşmeden kasıt ne bilmiyorum ama Trabzonspor anonim şirket. Kasıt yönetilme biçiminin değiştirilip satılabilmesinin yolunu açmaksa bu çözüm değil

Yukardaki düşüncenize de katılmıyorum. 2 söz aklıma geliyor:

"Kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikin"
"Tanrıyı kıyamete zorlamak"

Trabzonspor'un derdi borcundan ziyade ödeme güçlüğüdür. Yani nakit akışı. Yaşatmak için çözüm bulmak gerek. Son kurşun diyerek Usta batırdı kulübü zaten. Pes edersek, bu borçla bu kulübü satın alacak kimse yok, çıkmaz, boşuna hayal bunlar. Atletico'nun %20 hissesine 50 milyon $ verirken gelip senin %51 hissene 150 milyon € vermezler. O haberler yalan

Takımın %51'i derneğe ait, ve kulubün başkanı takımı yönetiyor. Evet TS anonim bir şirket halka açık ama pratikte bir şirket olabilmesi için kulubün başkanının %51 hisseye sahip olması gerekiyor. Şirketin ettiği zarar başkanın cebine yansımıyorsa orada gerçek bir şirket yok demektir. Bu sadece kağıt üzerinde şirket olan, işte borsada yatırımcıları olan bir şirket, yönetim olarak şirket değil. Yönetim olarak dernek. Ne zaman patron çoğunluk hissenin sahibi olur, ne zaman takım başarılı olursa patron para kazanır, o zaman gerçek bir şirket olursunuz. Samsunspor'un da başına gelecek olan bu. Göztepe bunu yaşadı. Kasımpaşa, Başakşehir vs. devlet eliyle bu yola girdi.

Verdiğiniz örnek, güzel bir söz. Ama burada şöyle bir yanlış anlama var. Bence Trabzonspor'un - tırnak içinde söylüyorum - "batması" bir kıyamet değil, yeniden doğuş olabilir. Trabzonspor'un sağlıklı temeller üzerinde tekrar ayağa kalkabilmesinin başlangıcı olur batması ve sonrasında şirketleşmesi. Ben bu açıdan buna iyi bir gözle bakıyorum. O yüzden kıyamet doğru değil bence.

Son söylediğinize kısmen katılıyorum. Trabzonspor'un derdi borcu değil. Ama nakit akışı olduğuna da katılamıyorumm. Trabzonspor'un derdi kurumsal ve sürdürülebilir yönetim. Kurumsal yönetim de şirketleşmeden olmaz. Ağaoğlu bugün süper işler yapmış olsa bile, yarın yönetim değiştiğinde İHO gibi biri gelir ve tekrar başa döneriz. Ama şirketin patronu olursa takım da birilerinin oyuncağı veya reklam amacı olmaz. Tam tersi gibi geliyor insana ilk bakışta ama düşünüldüğünde, Avrupa'daki örneklere bakıldığında asıl patron olduğu zaman daha kurumsal bir yapı söz konusu oluyor. Bakın Trabzonspor'un başkanı olan kişilerin hepsi şirketlerini kurumsal yönetiyor, ama başkanlığı amatör ve kafalarına göre yapıyorlar, demek istediğim bu.

Satıştan Trabzonspor'un kasasına kaç para gireceği de çok önemli değil. 10m veya 50m farketmez. Satıştan Trabzonspor'un kazanacağı kurumsal yönetimdir, para değil. Kurumsal yönetim olursa borç da sürdürülebilir bir hal alır, altyapı da işler, takım da değer kazanır.

Keşke forumda ve diğer platformlarda bu konular tartışılsa, ben takımın geleceği açısından çok önemli görüyorum bu konuları. Basit bir transferden veya Burak'tan Sosa'dan vs. çok daha önemli ve taraftar ve camia olarak bu konuya kimse hakim değil. Ben de değilim. O yüzden tartışılsın istiyorum, herkes bilgisini ortaya koysun.

Yukarıda yazdıklarım kesin doğru demiyorum, ama bunları tartışalım diyorum. Bunlar konuşulması gereken konular, ve ortak akıl üretilmesi gereken konular. Bu konuların tarafı yok, haklısı haksızı yok, akıl ortaklığı var.

[muratt]

kaçınılmaz son falan değil.akhisar gayet iyi yönetiliyor misal.doğru yöneticiler ve tüzük değişikliği(hırsızlığın önüne geçmek için bu şart) kulüpler kendi yağında satılmadan kavrulmaya devam eder.çünkü kulüplerin acayip yüksek geliri var.naklen yayın ve tribün gelirleri.sponsorlar vs.

80 li ve 90 yıllarda fazla gelir yoktu.kulüpler gayet doğru yönetildiler.ne zamanki gelirler yükseldi krediler alınmaya başladı yani yöneticilerin indiragandi olayları başladı buralara geldik.

ağaoğlu ekonomik yapılanma için en doğru isim.belkide tek isim.ekonomik yönden yapılanırken sportif yönden doğru yapılanmakta önemli.maalesef ağaoğlu şu ana kadar sportif yapılanmada ışık vermedi.bu sezonu atlatırsak belki gelecek sezonlarda doğru ekonomik yapılanma yanında doğru sportif yapılanmada görebiliriz.

80'li 90'lı yıllarda bütçeler o kadar komikti ki başkanlar kara para aklamak için kullanıyorlardı transferleri. Takımların tek gelirleri tribün hasılatı ve başkanların cebinden çıkan paralardı. En büyük zararı yapsanız bile bir sonraki başkan gelir bunu kapatırdı. Bu alışkanlık devam etti ama rakamlar büyüyünce borçlar kapanamadı ve şişti. Bugün takımların bütçeleri işadamlarını zorlayacak cinsten. Ali Koç felan değilseniz bir takımın bütçesini düzeltemezsiniz.

Akhisar gibi doğru yönetim örnekleri her zaman vardı. Ama önemli olan sürdürülebilirlik. Beş yıl sonra nerede olacak Akhisar ve borç yapısı nasıl olacak. Mesele burada. Şirketleşme ve patronlaşma sürdürülebilirliğin önünü açar, ama mevcut sistemde iyi yönetimler denk gelsin diye dua edersiniz, kötü yönetim gelir borcu takar takımı batırır sonra da gider.

[Travelair]

Takımın %51'i derneğe ait, ve kulubün başkanı takımı yönetiyor. Evet TS anonim bir şirket halka açık ama pratikte bir şirket olabilmesi için kulubün başkanının %51 hisseye sahip olması gerekiyor. Şirketin ettiği zarar başkanın cebine yansımıyorsa orada gerçek bir şirket yok demektir. Bu sadece kağıt üzerinde şirket olan, işte borsada yatırımcıları olan bir şirket, yönetim olarak şirket değil. Yönetim olarak dernek. Ne zaman patron çoğunluk hissenin sahibi olur, ne zaman takım başarılı olursa patron para kazanır, o zaman gerçek bir şirket olursunuz. Samsunspor'un da başına gelecek olan bu. Göztepe bunu yaşadı. Kasımpaşa, Başakşehir vs. devlet eliyle bu yola girdi.

Verdiğiniz örnek, güzel bir söz. Ama burada şöyle bir yanlış anlama var. Bence Trabzonspor'un - tırnak içinde söylüyorum - "batması" bir kıyamet değil, yeniden doğuş olabilir. Trabzonspor'un sağlıklı temeller üzerinde tekrar ayağa kalkabilmesinin başlangıcı olur batması ve sonrasında şirketleşmesi. Ben bu açıdan buna iyi bir gözle bakıyorum. O yüzden kıyamet doğru değil bence.

Son söylediğinize kısmen katılıyorum. Trabzonspor'un derdi borcu değil. Ama nakit akışı olduğuna da katılamıyorumm. Trabzonspor'un derdi kurumsal ve sürdürülebilir yönetim. Kurumsal yönetim de şirketleşmeden olmaz. Ağaoğlu bugün süper işler yapmış olsa bile, yarın yönetim değiştiğinde İHO gibi biri gelir ve tekrar başa döneriz. Ama şirketin patronu olursa takım da birilerinin oyuncağı veya reklam amacı olmaz. Tam tersi gibi geliyor insana ilk bakışta ama düşünüldüğünde, Avrupa'daki örneklere bakıldığında asıl patron olduğu zaman daha kurumsal bir yapı söz konusu oluyor. Bakın Trabzonspor'un başkanı olan kişilerin hepsi şirketlerini kurumsal yönetiyor, ama başkanlığı amatör ve kafalarına göre yapıyorlar, demek istediğim bu.

Satıştan Trabzonspor'un kasasına kaç para gireceği de çok önemli değil. 10m veya 50m farketmez. Satıştan Trabzonspor'un kazanacağı kurumsal yönetimdir, para değil. Kurumsal yönetim olursa borç da sürdürülebilir bir hal alır, altyapı da işler, takım da değer kazanır.

Keşke forumda ve diğer platformlarda bu konular tartışılsa, ben takımın geleceği açısından çok önemli görüyorum bu konuları. Basit bir transferden veya Burak'tan Sosa'dan vs. çok daha önemli ve taraftar ve camia olarak bu konuya kimse hakim değil. Ben de değilim. O yüzden tartışılsın istiyorum, herkes bilgisini ortaya koysun.

Yukarıda yazdıklarım kesin doğru demiyorum, ama bunları tartışalım diyorum. Bunlar konuşulması gereken konular, ve ortak akıl üretilmesi gereken konular. Bu konuların tarafı yok, haklısı haksızı yok, akıl ortaklığı var.

Güzel yazmışsınız teşekkürler.

Borçtan ziyade nakit akışı derken elbette bunların en başında doğru yönetim var. Ama kurumsallaşmak için illa kurumun bir kişiye ait olması gerekmiyor. İşi ehline teslim etmeniz gerekli. Mühim olan bu. Burayı kimse o paralara satın almaz derken zaten bunları hesaplayıp diyorum. İşini bilen insan o paraları verip, kâr ederim diye bakıp almaz. İşini bilmeyen insan da satın alacaksa aynı şey, bir de kulübün yönetiminden olursunuz. Yükselmek için dibi görme anlayışına ben karşıyım. Şöyle düşünün: Diyelim, aklınıza esti, bir kuyu kazdınız, ama yanınıza merdiven almadınız. Oldu derinlik 15 mt. Ben kazmaya devam edeyim, nasıl olsa dünya yuvarlak, öteki tarafından çıkarım deyip devam mı edersiniz, yoksa 15 mt.'den çıkmanın yollarını mı ararsınız? Biz cevabı başka yerde arıyoruz. Öte yandan kulüplerin borçları için kulüpler ortak bir şirket kuracaklar yanılmıyorsam. Umarım yöntemlerden birisi bu olabilir

[Erdogan]

durum düsündügümüzden cok vahim mis,.almanyaya gelen Ts yöneticisi ile konusan arkadaslar anlatti.

Kulubün 1 cente dahi ihtiyaci varmis,. Ts kapisina ciddi manada kilit vurulabilirmis.