Dün sabah saatleri. Kuyumcular Çarşısında bir işyeri. Trabzonspor’un eski yöneticilerinden birisi içeri giriyor ve bize aynen şöyle sesleniyor:
İhbar gibi uyarı yaptı
‘Uyuyorsunuz. Yusuf Erdoğan da elden uçuyor. Selçuk’un menajeri onu ayartmaya başladı bile. Bu konuyu ‘Araştırın’ diye devam ediyor. Yusuf Erdoğan 1461 Trabzon’dan sezon sonuna kadar kiralık olarak alındı. Ancak pilot takım ile 31 Mayıs 2015 yılına kadar sözleşmesi var.
Hacıosmanoğlu göreve
Yusuf Erdoğan’ın menajerini araştırıyoruz ve Selçuk İnan’a imza attırtmayan ve Galatasaray’a ücretsiz pazarlayan Batur Altıparmak olduğunu öğreniyoruz. Şimdi Trabzonspor yönetimine büyük bir görev düşüyor. İbrahim Hacıosmanoğlu Yusuf’u masaya oturtmalı 5 yıllık bir sözleşme imzalayarak, Onu ait olduğu camiaya hizmet ettirmeli.
2010 - 2011 Şampiyonu Trabzonspor'dur
Gerçek budur. ☆
İş şöyle bir noktaya gelmeye başladı bence Hoca'yı istemeyenler işin gerçekliğini tamamen göz ardı ederken arkasında durmak isteyenler de bütün olumsuzlukara sırt çeviriyor.
Biraz daha açmak gerekirse; ben kimsenin oynanan oyundan bütünüyle memnun olduğunu düşünmüyorum ama bu eleştiriyi yaparken sanki hocanın eline yönetim ve hocalar harcamış kadronun ötesinde birşeyler verilmiş gibi değerlendirmek doğru değil. Birincisi bu kadro ciddi anlamda yetenek ve ruh problemi taşıyor. MRA değil, bunu düzeltmeye ne Şenol Hoca'nın ne Tolunay Hoca'nın gücü yetti. Hatırlayın ateşle barut en son yanyana geliyordu ancak barutun tarihi çoktan geçmiş Tolunay da geç farketti. Bu şartlarda mevcut Hoca'dan mucize beklemek ve bunu gerçekleştiremedi diye istifasını istemek doğru değil. Bu kadronun iyi ve göze hoş gelen futbol oynayamayacağını son 3 yıldır buradaki herkes bağıra bağıra söylüyorken aynı insanların bugün "bu nasıl rezilliktir" diyerek sırf Hoca'ya öyle ya da böyle kazanıyorken (kendinden öncekilerin pek beceremediği şekilde) yüklenmesi çok haklı gelmiyor.
Ama bu kadronun kapasitesini bilmemize rağmen en basit şekilde her maç ortaya çıkan koşu mesafeleri gibi bir çok noktadan hoca eleştirilebilir. Oyuncu transferini bir çok sebeple yaptıramamış olabilirsiniz zira tepenizde sadece sizin koltuğunuz boşalmasını bekleyen tek derdi de bu olan bir sportif direktörünüz ve hiçbir plan programı olmayan bir yönetim var ancak takımın kondüsyonere ihtiyacı olduğunu düşünüp birisiyle anlaşırken eğer o anlaşma bozulduktan sonra "yok başkasına gerek biz hepimiz takıma bu katkıyı yapacak bilimsel yeterlilikteyiz" diyorsanız bugün takım koşacak! Koşamıyorsa bunun hesabı da sorulmalı, ki sahada oyuncular dökülüyor...
Şu oynanan futbolun en basitiyle koşu mesafelerini arttırsanız daha çok ısıran, saldıran, kovalayan bir takım ortaya çıkıcak o zaman bir çok insan da yeteneğimiz ölçüsünde en azından " savaşıyoruz " diyecek.
Ama sahada yürüyoruz, maç izleyen herkesin içi geçiyor.
Kişisel fikrim bu kadro futbol anlamında bundan daha fazlasını üretemez ama mücadele ve hırs anlamında daha fazlasını ortaya koyabilmeli. Hoca'nın en basit düzgün biçimde halledeceği iş budur. O zaman az da olsa 1461 havası görmek mümkün olacak.
Savunanların da eleştirenlerin de daha yapıcı olması lazım, ayakta alkışladığını yere göğe sığmayan MRA'yı şu an yerin dibine sokmanın bir anlamı yok aynı şekilde hiç hatası yokmuş gibi toz pembe tablo çizmenin de gereği yok.
Son olarak bence MRA yanlış yönetimle göreve geldi. MRA için Hakan Kulaçoğlu tarzı bir Başkan lazım...
Güzel yazı.
Trabzonspor'un yaptığı transferlerin kampa yetiştiği, tarihte ilk defa görüldü.
Bordo-mavililer, Mustafa Reşit Akçay döneminde 12 resmi maçta 9 galibiyet 1 beraberlik 2 yenilgi aldı ve yüzde 75'lik galibiyet oranı yakaladı.
Trabzonspor ayrıca deplasmanda oynadığı 7 resmi maçta ise 5 galibiyet 2 yenilgi aldı.
hocanın istifasını isteyenler sadece art niyetlilerdir
Dün sabah saatleri. Kuyumcular Çarşısında bir işyeri. Trabzonspor’un eski yöneticilerinden birisi içeri giriyor ve bize aynen şöyle sesleniyor:
İhbar gibi uyarı yaptı
‘Uyuyorsunuz. Yusuf Erdoğan da elden uçuyor. Selçuk’un menajeri onu ayartmaya başladı bile. Bu konuyu ‘Araştırın’ diye devam ediyor. Yusuf Erdoğan 1461 Trabzon’dan sezon sonuna kadar kiralık olarak alındı. Ancak pilot takım ile 31 Mayıs 2015 yılına kadar sözleşmesi var.
Hacıosmanoğlu göreve
Yusuf Erdoğan’ın menajerini araştırıyoruz ve Selçuk İnan’a imza attırtmayan ve Galatasaray’a ücretsiz pazarlayan Batur Altıparmak olduğunu öğreniyoruz. Şimdi Trabzonspor yönetimine büyük bir görev düşüyor. İbrahim Hacıosmanoğlu Yusuf’u masaya oturtmalı 5 yıllık bir sözleşme imzalayarak, Onu ait olduğu camiaya hizmet ettirmeli.
Yusuf kafasına gitmeyi koyduysa,imza atsa bile serbest kalma maddesi koyduracak.
Yusuf umarım Adam çıkar ve böyle bir madde koydurmaz.
galibiyet oranları yüksek olabilir ama takım,top oynamıyor,zorluk derecesi yüksek maçlar yaklaşıyor,bakalım göreceğiz,MRA yi,11 kişi defans mı yapacak,
Bordo-mavililer, Mustafa Reşit Akçay döneminde 12 resmi maçta 9 galibiyet 1 beraberlik 2 yenilgi aldı ve yüzde 75'lik galibiyet oranı yakaladı.
Trabzonspor ayrıca deplasmanda oynadığı 7 resmi maçta ise 5 galibiyet 2 yenilgi aldı.
hocanın istifasını isteyenler sadece art niyetlilerdir
Tamam hocayı eleştirebilirler ama istifa et demek hakikatten saçmalık ve şımarıklık.
Trabzonspor'un yaptığı transferlerin kampa yetiştiği, tarihte ilk defa görüldü.
Takim iyi defans yapiyor, golü attiktan sonra dogru düzgün pozisyon vermedik Kayseriye, Limassolade karambolden verdik. Ama takimin yapamadigi ileride top tutmak veya kontra ataga cikip ikiyi aramak...
bosingwa dün birkez daha gösterdi tecrübesini adam çok akıllı gerçekten maluoda dun çok iyi değildi ama bu sene bosingwa ve malouda lige damga vurur ... şu mustafadan da vazgeçsin artık adamda bi gram ilerleme yok
Takım çok yavaş olsada biraz rayına oturmaya başladı.Böyle küçük küçük galibiyetler de birazcık olumlu hava yaratıyor.
Ama hala çok kötü oynuyoruz.Böyle küçük iyileşmeler ne kadar yeterli olur bilemiyorum.
Takımın şu andaki tek avantajı kimsenin şampiyonluk beklentisi içinde olmaması.Bu da üzerlerindeki baskıyı biraz hafifletiyor.
Sezon başından beri gözlemlediğim,takımın yeni bir iskelet oluşturmaya başlamış olması yönünde.Onur,Aykut Demir,Yusuf...Daha önceki iyi takımlarımızı hatırlarsanız onlarda da iskeletin oluşması bir kaç yıl sürmüştü.O yüzden daha çok sabır.
İş şöyle bir noktaya gelmeye başladı bence Hoca'yı istemeyenler işin gerçekliğini tamamen göz ardı ederken arkasında durmak isteyenler de bütün olumsuzlukara sırt çeviriyor.
Biraz daha açmak gerekirse; ben kimsenin oynanan oyundan bütünüyle memnun olduğunu düşünmüyorum ama bu eleştiriyi yaparken sanki hocanın eline yönetim ve hocalar harcamış kadronun ötesinde birşeyler verilmiş gibi değerlendirmek doğru değil. Birincisi bu kadro ciddi anlamda yetenek ve ruh problemi taşıyor. MRA değil, bunu düzeltmeye ne Şenol Hoca'nın ne Tolunay Hoca'nın gücü yetti. Hatırlayın ateşle barut en son yanyana geliyordu ancak barutun tarihi çoktan geçmiş Tolunay da geç farketti. Bu şartlarda mevcut Hoca'dan mucize beklemek ve bunu gerçekleştiremedi diye istifasını istemek doğru değil. Bu kadronun iyi ve göze hoş gelen futbol oynayamayacağını son 3 yıldır buradaki herkes bağıra bağıra söylüyorken aynı insanların bugün "bu nasıl rezilliktir" diyerek sırf Hoca'ya öyle ya da böyle kazanıyorken (kendinden öncekilerin pek beceremediği şekilde) yüklenmesi çok haklı gelmiyor.
Ama bu kadronun kapasitesini bilmemize rağmen en basit şekilde her maç ortaya çıkan koşu mesafeleri gibi bir çok noktadan hoca eleştirilebilir. Oyuncu transferini bir çok sebeple yaptıramamış olabilirsiniz zira tepenizde sadece sizin koltuğunuz boşalmasını bekleyen tek derdi de bu olan bir sportif direktörünüz ve hiçbir plan programı olmayan bir yönetim var ancak takımın kondüsyonere ihtiyacı olduğunu düşünüp birisiyle anlaşırken eğer o anlaşma bozulduktan sonra "yok başkasına gerek biz hepimiz takıma bu katkıyı yapacak bilimsel yeterlilikteyiz" diyorsanız bugün takım koşacak! Koşamıyorsa bunun hesabı da sorulmalı, ki sahada oyuncular dökülüyor...
Şu oynanan futbolun en basitiyle koşu mesafelerini arttırsanız daha çok ısıran, saldıran, kovalayan bir takım ortaya çıkıcak o zaman bir çok insan da yeteneğimiz ölçüsünde en azından " savaşıyoruz " diyecek.
Ama sahada yürüyoruz, maç izleyen herkesin içi geçiyor.
Kişisel fikrim bu kadro futbol anlamında bundan daha fazlasını üretemez ama mücadele ve hırs anlamında daha fazlasını ortaya koyabilmeli. Hoca'nın en basit düzgün biçimde halledeceği iş budur. O zaman az da olsa 1461 havası görmek mümkün olacak.
Savunanların da eleştirenlerin de daha yapıcı olması lazım, ayakta alkışladığını yere göğe sığmayan MRA'yı şu an yerin dibine sokmanın bir anlamı yok aynı şekilde hiç hatası yokmuş gibi toz pembe tablo çizmenin de gereği yok.
Son olarak bence MRA yanlış yönetimle göreve geldi. MRA için Hakan Kulaçoğlu tarzı bir Başkan lazım...
Tebrik ederim mükemmel tespitler.
-------------------------------------
Niçin mi fikir değiştiriyorum? Çünkü ben fikirlerimin sahibiyim; kölesi değil! Cenap Şahabettin
Takim iyi defans yapiyor, golü attiktan sonra dogru düzgün pozisyon vermedik Kayseriye, Limassolade karambolden verdik. Ama takimin yapamadigi ileride top tutmak veya kontra ataga cikip ikiyi aramak...
Kayseri'ye karsı defans yapıyon.Yarın Kadıköy'de bakalım bu defans sistemi ne kadar tutacak.
Kayseri'ye karsı defans yapıyon.Yarın Kadıköy'de bakalım bu defans sistemi ne kadar tutacak.
Besiktas macinda gördük zaten büyük takima karsi imkansiz. Fenere karsida böyle olacaktir. Hele hele fener son iki ic saha maci gibi atak baslarsa, ozaman en az 5 yeriz...
Yorum