yıkamadım daha ilk elime geçtiğinde türk telekom yazısı sökülecek gibiydi kenarlardan koyvermiş
Duyuru
Daraltma
Henüz duyuru yok.
Eski Forma Sponsorlarımız; Macron, Nike, Puma, Kappa, Adidas ve Ürünleri
Daraltma
X
-
DEEP BLUE
İlk olarak NilaY tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüleEn azindan söyle söyleyelim. Örnegin Manu formalarinin logolari Denizli ilimizde islenip tekrar Nike'nin magazalarina gönderiliyor. Keza diger kulüplere de öyle. .
Bu konu uzadıkça, kurulduğundan beri tuttuğumuz kulüpten nefret edeceğiz neredeyse. Meğer ne beter yermiş bu Trabzonspor. Nike bile 1 yılda illallah dedi.
Son söz;
Son şampiyon olduğumuzdaki sevgilim, bu sene anneanne oldu. 26 senedir bekliyoruz. 1 yıl da Nike için bekleriz ne olacak... Tabii, umarım buna değer... Ancak, bu çapta bir multinational firmanın, Türkiye ayağındaki en önemli işbirlikçisi olan Trabzonspor'dan şikayet etmesini son derece yadırgadığımı söylemek istiyorum. Nike, bir projedeki kaderini, kendi kurumsal prensiplerine göre biçimlendiremeyip, sponsoru olduğu bir kulüpteki 3 tane zevksiz ve beceriksiz adamın ellerine bırakabiliyorsa vay halimize... Bu durumda özürünüz kabahatinizden büyük demektir... Çünkü bu tip oluşumlarda sonradan papaz olmamak için baştan kavga edilir. Nike'ın başarısı ya da başarısızlığı, dünyanın her yerine dağılmış minimum 5 milyon Trabzonspor taraftarının gözündeki imajını perişan edecek ya da yüceltecektir. Kendi adıma şu ana kadar yapılan işleri çok amatör bulduğumu belirteyim. Nike'ın dünya genelindeki cirosu veya etkinliği beni zerre kadar alakadar etmiyor. Çünkü benim için büyüklük, ''evrensel düşünüp, hızlı ve yerel hareket edebilme kabiliyetiyle'' ölçülür... Yeterince satış yapılmıyor bahanesine de sakın sığınmayın. Ekonomi alfabesindeki ilk harf gibi, ''her arz kendi talebini yaratır''... Doğru şeyler üretin ve sonucu görün... Çok ümitli olmamakla birlikte, AFS arkadaşımızın önümüzdeki yıl için verdiği taahhütler biraz ateşimi düşürüyor doğrusu... Zaman verelim bakalım, ama son kez... Ya doğru dürüst birşeyler yapılsın ya da yollar ayrılsın. Trabzonspor 42 yıldır formasız çıkmadı sahaya...
Saygılarımla efendim...En son Misafir tarafından düzenlendi; 11.08.2009, 18:54.
Yorum
-
İlk olarak metinbay61 tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüleişte bence bu yanlış...uzun süreli olmalı sözleşme...yeni sponsorun daha iyi olacağına inanıyormusun...bende puma kappa formalar var...biraz incelersen bir ton hata var...kappa ya herkes hayran bi bakalım kappa formalara...
renklerin bizimle alakası yok ayrıca arması yapıştırma...kumaşıda kalitesiz...
al kappa formamız...şu renklerin bizimle ne alakası var...arması dikişli ama berbat bi arma ve ugulaması var...elimde resim yok şuan ama bakarsan görürsün...
daha diğer formaları koymadım bile...
nike formalarımız en kaliteli kumaşa sahip formalarımız ama klübun uygulama yanlışlığından dolayı bu durumdayız...
Yorum
-
[QUOTE=DEEP BLUE;2543330]Çünkü benim için büyüklük, ''evrensel düşünüp, hızlı ve yerel hareket edebilme kabiliyetiyle'' ölçülür...
/QUOTE]
Çözümü özetlediniz aslında.
Taraftarın bu konulardaki beklentilerini interaktif olarak ölçme şansımız oldu BMN sayesinde. Şimdi çalışma zamanı kendi adıma.
Bu sayfalar ilgi ile takip ediliyor ve taraftarın haklı beklentileri ve istekleri dikkate alınıyor. Çözüm için iki taraf da hassas davranmak zorunda. Biz çuvaldızı fazlasıyla kendimize batırdık. Yönetimin de "pozitif eleştiri ve çözümcü yaklaşım" ile "sırf eleştiri olsun diye olan eleştiri"yi ayırt etmesi gerekiyor. Bizim de kulübün gerçeklerini kabul ederek, beklentilerimizi doğru ayarlamamız lazım.
Bu elimizi kolumuzu bağlayıp bekleyelim demek değil. Dile getirdiğimiz şikayetler ve buna karşılık önerilerimiz fazlasıyla önemseniyor.
Çözüm konusunda samimi ve doğru yaklaşımlarla çok daha fazla yol alabileceğimize inanıyorum.
Kendi adıma bir taraftar ve kulüp üyesi olarak çözüme katkım olabilir düşüncesi ile elimden geleni yapıyorum. Umarım hepimizin beklentilerinin çok ötesinde güzelliklerle karşılaşırız. Bu bir süreç ve ciddi çalışma gerektiriyor.
TS Club'un marka olması ve ürünleri pazarlama estetiği içinde tasarlanıp, sunması için projede yer alan düşüncelerden bazıları:
Yeni ürün geliştirme ve planlama, marka, kategori yönetimi, hizmet yönetimi, reklam ve promosyon, ambalajlama, etkileşimli medya iletişimi ve halkla ilişkiler gibi tüm pazarlama faaliyetleri estetikle iç içedir.
Estetik strateji, şirket ve pazarlama stratejilerini bir veri olarak alıp görsel ve diğer türlerde duyulara hitap eden iletişim araçlarını kullanarak şirketin görevini, stratejik amaçlarını ve kültürünü yansıtır.
Başarılı bir biçimde uygulanan estetik stratejisi organizasyon ve ona ait markalar için kimlik yaratır
Kimlik yönetiminin temeli organizasyonun (veya markanın) 'karakterini' çekici kimlik unsurlarının kullanılması yoluyla gösteren, kurum (veya marka) estetiğinin yaratılmasında yatar. Sonuçta bu ifadeler kalıcı ilişkiler kurulmasını sağlayan, makul ve tatmin edici tüketici deneyimleri doğurur.
Kimlik unsurlarını, pazarlamayla ilgili 4 ana P tipine ayırabiliriz: Malvarlıkları (properties), ürünler (products), sunumlar (presentations) ve yayın faaliyetleri (publications).En son a f s tarafından düzenlendi; 11.08.2009, 19:29.
Yorum
-
Başta yönetim kurulu olmak üzere, nike ve kulüp yetkili organlarının ürün tasarımları hususundaki eleştiri ve önerilerimizi yeterince önemsedikleri konusunda kerhen de olsa afs kadar iyimser değilim, buradaki birçok taraftarımız gibi olamıyorum; olacak nedenlerim çok az çünkü.
Biz burada, bilinçli bir taraftar profilini temsilen kısmen dozu kaçsa da gerektiği gibi eleştirilerimizi paylaşıyoruz. Bıkmadan, usanmadan yıllardır tartışadurduk ve hala daha tartışıyor, nasıl olabilirliğini konuşuyoruz; konuşurken de yetkililere makul çözüm önerileri nezaretinde yol gösteriyoruz. Ve bütün bunları, hep daha iyi bir ts club ve bu sayede önemli kazanç elde edebilecek bir kulüp için yapıyoruz. Yaptık da nitekim...Ee?
Aynı tas aynı hamam... Rica ederim, girin arşivlere bakın; aynı eleştirileri kappa ve puma için de yaptığımızı görecek, moda tabirle tam bir 'dejavu' yaşayacaksınız.
Taraftarın, boşuna mı kürek çekiyoruz, hissine kapılmasının sorumluluğunu kim üstlenecek?En son İHSAN tarafından düzenlendi; 11.08.2009, 20:03.avatar: şike soruşturmasını yürüten özel yetkili savci Mehmet BERK.
Yorum
-
Arkadaşlar geçen seneki turuncu formanın reklamlarının av kısmı söküldü ea kısmı kaldı ve geri kalan kısmı sökemiyorum istesem bile. daha önce uğraşıp da reklam sökmeyi becerenler nasıl yaptı biri yardım edebilir mi güzelim forma haşat olacak kullanamıyorum yarım haliyle.
Yorum
-
DEEP BLUE
[QUOTE=a f s;2543404]İlk olarak DEEP BLUE tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüleÇünkü benim için büyüklük, ''evrensel düşünüp, hızlı ve yerel hareket edebilme kabiliyetiyle'' ölçülür...
/QUOTE]
Kimlik unsurlarını, pazarlamayla ilgili 4 ana P tipine ayırabiliriz: Malvarlıkları (properties), ürünler (products), sunumlar (presentations) ve yayın faaliyetleri (publications).
Kısmen estetik strateji faktörleri içinde gösterdiğiniz bu çok önemli unsuru, direkt olarak kimliği oluşturan 1.madde olarak görmek isterim. Çünkü burada ortaya çıkacak sonuç, örneğin elektronik alanındaki bir endüstriyel ürün tüketicisi, ya da hizmet sektöründeki bir organizasyona dahil olan heterojen müşteri grubunun değil, farklı sosyo-kültürel temelden geldiği halde, ''renktaşlık ve gönüldaşlık'' ortak paydasında birleşmiş ve aslında son derece homojen olan bir populasyonun gönül teline dokunacaktır. Bir başka deyişle, Pazarlama Estetiği kavramının yaratacağı en önemli fayda olan ''sadık müşteri'' profili, bu homojen grubun neredeyse tamamını oluşturacağından, odaklanılması gereken ilk şey ''Pazarlamada Estetik'' değil, ''Üründe Estetik'' olmalıdır ki, ben bunu ''beklentiler'' başlığında değerlendiriyorum. Bu detayın atlanmamısını özelikle rica ediyorum.
Bununla birlikte, ''Koşulsuz Müşteri Memnuniyeti'' kavramının neredeyse yaşam süresini doldurduğu ve yerini ''Şaşırtıcı Müşteri Memnuniyeti'' kavramına terkettiği günümüzde, bahsi geçen tüketici grubunun, ilk yıkamada orası burası cortlayan bir ürünü geri götürüp değişim talebinde bulunmayı bile neredeyse ''kulübe ihanet'' olarak algıladığı unutulmamalıdır.
İşte tam da burada, kusursız işleyen bir Satış Sonrası Hizmet Organizasyonuna ihtiyaç vardır. (Halen bu problemin nasıl çözüldüğü konusunda hiç bir fikrim yok. Çünkü formayı aldığım Nike mağazasında sırt numarası bile yazılamıyor.) Ancak bunun iyi işleyebilmesinin tek yolu, ''Kusursuz Satış Organizasyonu''dur... Yani sizin 4 P içinde yer vermediğiniz Place(yer) kavramı... Ürünü nereden ve hangi şekilde alacağız... Öyleyse başka bir şeye daha ihtiyaç var; ''Kusursuz Dağıtım Ağı''... Benim, ''TS Club'lar re-organize edilsin'' ana fikrimin temelini oluşturan zincirin halkası buradan başlıyor zaten...
Bu süreç bizi, satış ve pazarlamayı aynı kavram içinde eritme yanlışına düşmeden, pazarın beklentileri ışığında, bilimsel bir Sales / Marketing organizasyona götürür. Sponsor firma olan Nike bunun neresinde olacaktır, temel sorun budur. Çünkü Nike'ın yeri, TS Club'ın yeri ve hacmini belirleyecektir. Bazı arkadaşlarımızın anlamadığı ve bana itiraz ettikleri konunun çözümü buradadır. Forma üretmek bir şey değil ki... Asıl olan, marketingle başlayan, sales'le devam edip, after sales service'e kadar gidecek sürecin nasıl yönetileceğidir...
Saygılarımla...En son Misafir tarafından düzenlendi; 12.08.2009, 08:02.
Yorum
-
Ali Fuat bu konudaki azmine vede kulüp aşkına hayranız hepimiz...
Fakat biraz havanda su dövüyoruz gibi geliyor bana...
Hani don kişotun yel değirmenine saldırdıgı gibi bir şey...
Çünkü karşındaki kadronun senin yazdıklarını bizim söylediklerimizi algılama vede anlama yeteneği yok...
Çünkü yerleri sağlam Profesyonel değiller yani bir şirket mantığı hakim değil daha çok bir KİT mantıgı hakim...
Adam demiyorki içinden ben işimi yapamassam bu şirketin bilonçolarını artıramassam müşteri şikayetlerini artırırsam benimde işim maaşım tehlikeye düşer diye düşünmüyor...
Salla başı al maaşı...
Biraz idarecilere şirin gözük ağamsın paşamsın de ilişkilerini geliştir ömrünün sonuna kadar o kulüpte takıl...
Bu konuda senin önderliğinde bir panel düzenleyelim...
Kulüpteki tüm ticari konularla ilgilenen kişileri çağıralım bu konudada uzman akademisyen veya şirket bazında başarılı insanlarıda panele davet edelim...
Bir sunum hazırlayalım vede bu arkadaşlar sorular soralım aydınlatalım yol gösterelim...
Yani senin değiminle çözümün bir parçası olalım...
Burda yazıp çizmekten daha etkili olmazmı Ali Fuat...
Yap çalışmalarını bizlerde her konuda yardımcı olalım..
Sevgilerimle..Profesyonelleşemeyen Kurumsallaşamayan hiç bir kurumun başarılı olabilmesi mümkün degildir!!!(spartaküs)
Yorum
-
[QUOTE=DEEP BLUE;2543587]İlk olarak a f s tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
Tüm yazdıklarınıza kesinlikle katılıyorum. Ancak beşinci P'yi de eklemeniz gerektiğini düşünüyorum... PROSPECTIVE (Beklenti)...
Kısmen estetik strateji faktörleri içinde gösterdiğiniz bu çok önemli unsuru, direkt olarak kimliği oluşturan 1.madde olarak görmek isterim. Çünkü burada ortaya çıkacak sonuç, örneğin elektronik alanındaki bir endüstriyel ürün tüketicisi, ya da hizmet sektöründeki bir organizasyona dahil olan heterojen müşteri grubunun değil, farklı sosyo-kültürel temelden geldiği halde, ''renktaşlık ve gönüldaşlık'' ortak paydasında birleşmiş ve aslında son derece homojen olan bir populasyonun gönül teline dokunacaktır. Bir başka deyişle, Pazarlama Estetiği kavramının yaratacağı en önemli fayda olan ''sadık müşteri'' profili, bu homojen grubun neredeyse tamamını oluşturacağından, odaklanılması gereken ilk şey ''Pazarlamada Estetik'' değil, ''Üründe Estetik'' olmalıdır ki, ben bunu ''beklentiler'' başlığında değerlendiriyorum. Bu detayın atlanmamısını özelikle rica ediyorum.
Bununla birlikte, ''Koşulsuz Müşteri Memnuniyeti'' kavramının neredeyse yaşam süresini doldurduğu ve yerini ''Şaşırtıcı Müşteri Memnuniyeti'' kavramına terkettiği günümüzde, bahsi geçen tüketici grubunun, ilk yıkamada orası burası cortlayan bir ürünü geri götürüp değişim talebinde bulunmayı bile neredeyse ''kulübe ihanet'' olarak algıladığı unutulmamalıdır.
İşte tam da burada, kusursız işleyen bir Satış Sonrası Hizmet Organizasyonuna ihtiyaç vardır. (Halen bu problemin nasıl çözüldüğü konusunda hiç bir fikrim yok. Çünkü formayı aldığım Nike mağazasında sırt numarası bile yazılamıyor.) Ancak bunun iyi işleyebilmesinin tek yolu, ''Kusursuz Satış Organizasyonu''dur... Yani sizin 4 P içinde yer vermediğiniz Place(yer) kavramı... Ürünü nereden ve hangi şekilde alacağız... Öyleyse başka bir şeye daha ihtiyaç var; ''Kusursuz Dağıtım Ağı''... Benim, ''TS Club'lar re-organize edilsin'' ana fikrimin temelini oluşturan zincirin halkası buradan başlıyor zaten...
Bu süreç bizi, satış ve pazarlamayı aynı kavram içinde eritme yanlışına düşmeden, pazarın beklentileri ışığında, bilimsel bir Sales / Marketing organizasyona götürür. Sponsor firma olan Nike bunun neresinde olacaktır, temel sorun budur. Çünkü Nike'ın yeri, TS Club'ın yeri ve hacmini belirleyecektir. Bazı arkadaşlarımızın anlamadığı ve bana itiraz ettikleri konunun çözümü buradadır. Forma üretmek bir şey değil ki... Asıl olan, marketingle başlayan, sales'le devam edip, after sales service'e kadar gidecek sürecin nasıl yönetileceğidir...
Saygılarımla...
Değerli bilgileriniz ve paylaşımlarınız için teşekkür ederim. Değindiniz hususlar çok önemli ve olması gereken şeyler. Benim önerim öncelikli olarak TS Club markalı ürünlerin ve Nike ürünlerinin belli estetik ve kurumsal çizgiler içerisinde yer alması. Burada paylaştığım tasarımlarımların bir çoğu zaten Nike'ın var olan çizgileri, bu bilinçli bir tercihti; doğru yaklaşımlarla nasıl bize ait olabileceğini gözlemledik böylece.
Avrupanın marka takımları da kendi ürünlerini uygularken aynı kriterleri uyguluyorlar. Hedefim Celtic, Barcelona gibi kendi özgün tarzımızı oluşturmak.
Taraftar projesinde projenin tanımında şu cümleler yer alıyor:
"LİSANSLI ÜRÜNLER"
TRABZONSPOR TARAFTARI KULÜBÜN LİSANSLI ÜRÜNLERİNİ ALIP EKONOMİK KATKIDA BULUNMAK İSTİYOR. REKABET ORTAMINDA FARKLILIĞIMIZI ANCAK DOĞRU ve ETKİLİ ESTETİK TASARIMLARLA ORTAYA KOYABİLİRİZ.
Taraftar profilimizin estetik ve ekonomik beklentilerini göz ardı edersek, işe baştan yanlış başlamış oluruz. Eski Trabzonspor dergilerine baktım, TS Club'un ilk kurulduğu zamanki 4 kişilik ekibe, o zaman çıkan ürünlere ve tabii ki fiyatlara. Yıllardır aynı hatalar tekrarlandığı için yol alamamışız gibime geldi. Dört yıl önce bugün 25 TL'ye satılan ( piyasada 5 ila 10 TL arası olan ) bir tişörtü 60 TL'ye satmışlar. Bugün bu kriz ortamında, krizin ötesinde Trabzon'daki ekonomik ortamda TS Club'ın bu kadar satış yapabilmesi büyük başarı. Bu, potansiyelimiz doğru kullanıldığında aslında daha neler yapılabileceğinin göstergesi.
4 P içinde Place(yer) kavramı aslında sunum ( presentations ) maddesinin içerisinde var aslında. Sunum alanı kendi mağazalarımız, Nike ve Intersport mağazaları ve en önemlisi internetin aktif kullanılması ve ürünlerin tanıtılması için yapılacak çalışmaları içeriyor. Ürünlerimizin içerisinde yer aldığı bir katalog çalışması önerisi gibi projenin pek çok detayı daha var.
Bütün bu sistemleri ve önerileri uygulayacak olanlar sonuçta insan. Uygulayıcıların olaya yaklaşımı ve performansı sonucu etkileyen baş etkenlerden biri. Şu ana kadar uygulayıcılar ve yönetim o kadar sık değişmiş ki kime neyi soralım. Çuvaldızı fazlasıyla kendimize batırdık zaten, şimdi sıra yönetimde.
Bütün iyi niyetli ve samimi çabalarımız da bir noktaya kadar etkili olacaktır, sonuçta son karar verici ve uygulayıcılar biz olmadığımız için, bizim dışımızdaki etkenler de süreci etkileyecektir. Satıştaki olumlu tabloya rağmen sorunların farkında olmaları, bunu dillendirmeleri ve çözüm için bizimle hareket etme istekleri beni gelecek adına umutlandırıyor.
Nike ile yapılacak görüşmenin ve taraftar önerilerinin bundan sonraki süreci olumlu etkilemesini umuyorum.
Yorum
-
Gökhan Atalay'ın önerisi, önemli, makul ve uygulanabilir bir çözüm.
TS Clublar ile ilgili böyle bir girişimimiz ve projemiz var, maç trafiğine göre zamanını ayarlamaya çalışıyoruz.
Gelişmeleri burada paylaşırız birlikte.
Yorum
-
Eğer Nike kulübü sponsorluk konusunda uyaracaksa, bu kişisel olarak olumlu bulduğum bir gelişme. Çünkü birçok kişinin ısrarla "kaliteli" bulduğu, bence beyaz forma hariç içinde sıcak bir gün geçirmenin imkansız olduğu kumaşlardan yapılmış bu formalar Celtic'e, Türkiye, Portekiz ve Brezilya milli takımlarına, Barca'ya gördüğüm formaları yapan Nike'ın olamaz!
Katıldığım bir panelde herkesin Çin'i "kalitesiz" mal üretmekle suçladığı bir anda Çinli bir konuşmacı "yahu Çin'e gelip ilk şartı ucuz olması dışında üretim isteyen kim var" demişti. Düşününce, haklı adam. Sen gidip "şu oyuncaktan 20 bin tane yap, ama maliyeti 200 dolar olsun" dersen alacağın mal ile "yap bize 20 bin tane sağlıklı, klas oyuncak, parası neyse verelim" demek farklı şeyler olmalı.
Nike bize 5 forma getirip "şunlardan seçin işte" dediyse, eyvallah. Yanlış yapmış. Burda Nike'ı beğendiklerini dile getiren arkadaşlarla aslında farklı şeyler düşünmüyoruz. Ben spor malzemesi delisiyimdir ve aldığım ürünlerin büyük bir kısmı Nike'tır. Ama bu, bizim formaların o ya da bu şekilde benim günlük hayatımda tercih etmeyeceğim bir kalitede olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Benim üzüntüm bu. Olayın değinmekten rahatsızlık duyduğum bir tarafı da, o meşhur Celtic forması ile bizim formamızın aşağı yukarı aynı ederle satılıyor oluşu. Elinde bu kadar fedakar bir taraftar grubu varken niçin onlara aldıktan sonra şöyle 4-5 dakika inceleyecekleri formaları reva görmüyorsun? Bu potansiyelin varsa en iyisini iste ve giydirsene...
Eski formalara gelince... Puma'yı geçiyorum. Hiç bir dönemde içime sinmedi. Ama Kappa'nın da son dönem formaları ile ilk dönemler arasında uçurum vardı. Eskileri göstererek Kappa'ya haksızlık etmeyelim. Ben Nike'ı Kappa'ya tercih ederim. Ama Kappa'nın yaptığı formaları Nike'ın yaptıklarına, asla! İkisi birbirinden farklı şeyler. Ben Nike'ı değil, bize verdiği formaları beğenmiyorum. Bunu da her fırsatta dile getiriyorum. Eğer bundan dolayı kulübü uyarmışlarsa da iyi etmişler. Demek ki Trabzonspor -hangi gerekçe ile olursa olsun- kalite zaafı olan ürünü tercih edemeyecek kadar büyük bir kulüp. Olay sadece arma olayı değil. Eğer temel sorun uzun vadeli çalışana kadar mevcutlarla idare etmekse, ve Alman 3. lig ekibinin giydiği formaların sadece rengini değiştirip bize verebiliyorlarsa, aynı şeyi "top class" ürettikleri formalar için de yapsınlar. Yolu Trabzon'a düşen varsa bir öğlen Forum'da buluşalım, en pahalısı Trabzonspor forması olan 5 forma göstereyim size. Ondan sonra konuşalım "bu formalar aslında süper" meselesini.
Yorum
-
KUTADGU
Emrah Yalçınalp'in dediklerine katılıyorum.
Mutlaka ama mutlaka çok profesyonel ve pazarlama işini iyi bilen adamlarla çalışmamız lazım.
Kabul edelim ki forma satışlarının makul seviyede seyretmesinin nedeni aidiyet duygusu.
İyi formalara ve iyi pazarlama yapısına sahip değiliz henüz.
Kötü noktada olduğumuzu söylemiyorum. Ama iyi nokta da değiliz gerçekten.
Bu sene hakettiğimiz başarıları yakalayabilirsek, bunun yanında lisanslı ürünlerin önemini daha iyi kavrayabilen bir yapıya kavuşabilirsek her şey daha güzel olur diye düşünüyorum.
Yorum
-
-
İlk olarak a f s tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüleGri forma ile ilgili Nike bir çalışma yapıyor.38 yıldır olduğu gibi yine buradayız,Küllerinden doğmanı bekliyoruz...?
" Gülüşümüzü astık intehar koğuşlarına,ya ölelim yada görelim artık...?.."
Yorum
-
[QUOTE=DEEP BLUE;2543587]İlk olarak a f s tarafından gönderildi Gönderiyi görüntüle
Tüm yazdıklarınıza kesinlikle katılıyorum. Ancak beşinci P'yi de eklemeniz gerektiğini düşünüyorum... PROSPECTIVE (Beklenti)...
Kısmen estetik strateji faktörleri içinde gösterdiğiniz bu çok önemli unsuru, direkt olarak kimliği oluşturan 1.madde olarak görmek isterim. Çünkü burada ortaya çıkacak sonuç, örneğin elektronik alanındaki bir endüstriyel ürün tüketicisi, ya da hizmet sektöründeki bir organizasyona dahil olan heterojen müşteri grubunun değil, farklı sosyo-kültürel temelden geldiği halde, ''renktaşlık ve gönüldaşlık'' ortak paydasında birleşmiş ve aslında son derece homojen olan bir populasyonun gönül teline dokunacaktır. Bir başka deyişle, Pazarlama Estetiği kavramının yaratacağı en önemli fayda olan ''sadık müşteri'' profili, bu homojen grubun neredeyse tamamını oluşturacağından, odaklanılması gereken ilk şey ''Pazarlamada Estetik'' değil, ''Üründe Estetik'' olmalıdır ki, ben bunu ''beklentiler'' başlığında değerlendiriyorum. Bu detayın atlanmamısını özelikle rica ediyorum.
Bununla birlikte, ''Koşulsuz Müşteri Memnuniyeti'' kavramının neredeyse yaşam süresini doldurduğu ve yerini ''Şaşırtıcı Müşteri Memnuniyeti'' kavramına terkettiği günümüzde, bahsi geçen tüketici grubunun, ilk yıkamada orası burası cortlayan bir ürünü geri götürüp değişim talebinde bulunmayı bile neredeyse ''kulübe ihanet'' olarak algıladığı unutulmamalıdır.
İşte tam da burada, kusursız işleyen bir Satış Sonrası Hizmet Organizasyonuna ihtiyaç vardır. (Halen bu problemin nasıl çözüldüğü konusunda hiç bir fikrim yok. Çünkü formayı aldığım Nike mağazasında sırt numarası bile yazılamıyor.) Ancak bunun iyi işleyebilmesinin tek yolu, ''Kusursuz Satış Organizasyonu''dur... Yani sizin 4 P içinde yer vermediğiniz Place(yer) kavramı... Ürünü nereden ve hangi şekilde alacağız... Öyleyse başka bir şeye daha ihtiyaç var; ''Kusursuz Dağıtım Ağı''... Benim, ''TS Club'lar re-organize edilsin'' ana fikrimin temelini oluşturan zincirin halkası buradan başlıyor zaten...
Bu süreç bizi, satış ve pazarlamayı aynı kavram içinde eritme yanlışına düşmeden, pazarın beklentileri ışığında, bilimsel bir Sales / Marketing organizasyona götürür. Sponsor firma olan Nike bunun neresinde olacaktır, temel sorun budur. Çünkü Nike'ın yeri, TS Club'ın yeri ve hacmini belirleyecektir. Bazı arkadaşlarımızın anlamadığı ve bana itiraz ettikleri konunun çözümü buradadır. Forma üretmek bir şey değil ki... Asıl olan, marketingle başlayan, sales'le devam edip, after sales service'e kadar gidecek sürecin nasıl yönetileceğidir...
Saygılarımla...
akşam ntvsporda birprogram izledim programda real barça manu inter gibi büyük kulüplerin hatta premier lig kulupüplerininçıktığı UZAK DOĞU VE AMERİKA turnelerinden bahsettiler. buturnelere çıkan takımların maddi,forma satışı,çeşitli kulüplerle anlaşmaları ve pek çok olumlu şeyden bahsedip türk takımlarının da bupazara er ya da geç girmesi gerektiğini hatta şenol güneşten bile bahsettiler
şimdi bakacak olursak uzak doğuda şenol güneş gibi bir hocamız geçmişte aldığımız young gibi bir oyuncumuz varken türk takımları içinde uzak doğu ile en kolay irtibat kuracak takım görünümündeyiz neden böyle bir fırsatı değerlendirmeyelimki
özellikle bu konuda yönetimimizden olumlu beklentiler içerisindeyim
Yorum
En Aktif Kullanıcılar
Daraltma
En aktif kullanıcı yok.
Yorum